İnsan nasıl (daha fazla) mutlu olabilir?

Hayattan ne istiyorsunuz? Her zaman dolu bir banka hesabı, rüya gibi tatiller ve mükemmel giden ilişkiler mi? O zaman, er ya da geç hayal kırıklığı yaşama olasılığınız yüksek. Oysa 14 adımda mutlu, hatta daha fazla mutlu olmanız mümkün.

Mutluluk, çok kapılı bir duygu. Bazen sevinç duyma, bazen yaşam doyumu ile açıklanır. Psikiyatristler ve psikologlar ise söz konusu duygusal durumdan söz ederlerken “öznel iyi olma durumu” ya da “öznel esenlik” terimlerini kullanırlar.

Herkesin mutlu olmak isteyeceği varsayılır. Ve buna ilişkin çareler aranır. Ancak mutluluk algısı kişiden kişiye değişir.

Ama eski Yunan’dan bu yana mutluluk, iki kavramla yan yana durur. Bunlardan biri “hedoni” (hedonia), diğeri ise “ödamoni”dir (eudaimonia). Yani haz kaynaklı (hedoni) ve erdem kaynaklı (ödamoni) mutluluk…

Kimi insanlar yaradılıştan daha mutlu olma eğilimindedir, kimilerinin ise mutlu olmaları neredeyse imkânsızdır. Oysa mutlu olmak, yaşamın değişik alanlarında daha olumlu sonuçlar elde etmeye yarar.

Psikoloji editörü Leonie Zimmermann, Stern dergisinde yayınlanan yazısında, zor koşullarda dahi nasıl mutlu olunur, bunun yol ve yöntemlerini anlaşılır bir dille açıklamış.
Yazıdan öne çıkan bazı bölümleri aktarıyoruz:

“Mutlu musunuz? Değilseniz, belki de Mutluluk İlkelerine bir göz atmaya değer. Bunlar bize daha fazla mutluluk vaat eden 14 alışkanlıktan ibarettir, en azından teoride bu böyledir diyebiliriz…

İlke 1: Etkinlik sizi mutlu eder

Aktif kalmak, mutlu bir yaşam için çok önemlidir. Bu, pasif bir şekilde hayatın üzerinize yağmasına izin vermediğiniz, onu kendi ellerinize aldığınız anlamına gelir. Mutluluk araştırmasına göre, aktif olarak anlamlı görevler arayan, boş zamanlarını eğlenceli aktiviteler yaparak geçiren ve daha fazla gelişmeyle ilgilenen herkesin fazladan mutlu olma şansı var demektir.

İlke 2: Toplum bizim için iyidir

İnsan sosyal bir varlıktır, bu bir sır değil. Buna rağmen, birçok insan toplumun refahımızı ne ölçüde etkileyebileceğini hafife alır. İnsanlarla düzenli olarak vakit geçirenlerin daha mutlu ve daha sağlıklı yaşadıkları kanıtlanmıştır oysa.

İlke 3: Doğru iş çok önemlidir

Genellikle yetişkin hayatımızın çoğunu işte geçiririz. O halde, işimizde ne kadar anlam gördüğümüzün mutluluk duygumuz için çok önemli olmasına da şaşmamalıyız. Elbette kimse her gün işe gitmeyi sevmez, ama temelde işimizi seviyorsak, bu iyi bir temeldir.

İlke 4: Mutluluk biraz planlama gerektirir

İyi zaman yönetimi sadece işte yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda mutluluğu da destekler. Mutluluk araştırmalarının sonuçlarına göre, kendilerini özellikle mutlu olarak tanımlayan insanlar uzun vadeli hedefler koyar ve bu hedeflerin peşine düşer. Ve: Hangi yöne gittiğinizi bilirseniz, kendinize daha fazla güvenirsiniz.

İlke 5: Endişe mutluluğumuzu zehirler

Aslında oldukça açık: Çok fazla endişelenirseniz, daha az mutlu olursunuz. Ancak kriz zamanlarında daha az endişelenmek, bu durumu söylemesi yapmaktan daha kolaydır. Öte yandan endişeler de bir ölçüde hayatın bir parçasıdır. Bu nedenle, onların sizi ezmesine izin vermek yerine kendi endişeleriniz ve korkularınızla başa çıkmanın sağlıklı bir yolunu bulmak önemlidir.

İlke 6: Hiçbir şey beklemeyenler hayal kırıklığına uğramazlar

Hayattan ne istiyorsunuz? Her zaman dolu bir banka hesabı, rüya gibi tatiller ve mükemmel giden ilişkiler mi? O zaman, er ya da geç hayal kırıklığı yaşama olasılığınız yüksek. Bunun yerine, beklentilerimizi gerçekçi olasılıklara göre ayarlamayı ve hayatın küçük özelliklerine odaklanmayı öğrenirsek, o zaman daha mutlu hayatlar yaşarız.

İlke 7: Dünyaya olumlu bakarsanız daha fazlasını görürsünüz

İyimserlik, hayattaki birçok şeyi daha katlanılabilir kılan bir niteliktir. Kriz zamanlarında bile hayatın bizim için yine iyi bir şeyler hazırladığından emin olursak, genellikle zor zamanları daha iyi atlatırız. Ancak burada denge önemli bir rol oynar: iyimserlik iyidir, ancak toksik pozitiflik değildir. Bu nedenle, her şeyi gerçekten aptalca bulmaya izin verilmeye devam edilmelidir.

İlke 8: Hayat şimdi anlık olarak yaşanır

Farkındalık gerçek bir trend haline geldi. Ancak meditasyon ve benzerleriyle ilgili yutturmaca dışında, farkındalığın temel kuralını yaşamlarımıza entegre etmeyi başarırsak, kavramın arkasında gerçek bir oyun değiştirici vardır: burada ve şimdi anı yaşamak. Ancak bugüne odaklanmak en üstün disiplindir, çünkü düşüncelerimizi çok sık olarak dün veya yarın üzerine yöneltiriz. Şu anda olup bitenlere bilinçli olarak yoğunlaşmak çok daha önemlidir.

İlke 9: Akıl sağlığımız anahtardır

Mutlu olmak için istikrarlı bir zihinsel temele ihtiyacımız vardır. Ruh sağlığı, fiziksel esenlik gibi durumlar bunun ana temelini oluşturur. Düzenli olarak kendinizi sorgulamanız, kendi bedeninizi dinlemeniz ve sağlıklı bir benlik imajı oluşturmanız faydalı olacaktır.

İlke 10: Diğer insanlara açık olanlar daha mutlu yaşarlar

Sosyal ilişkiler sizi mutlu eder, ama bu sadece çoktan kalbimize aldığımız insanlarla ilgili değildir. Yeni tanıdıklarımız da uzun vadede hayatımızı zenginleştirebilir – ara sıra ilham verici sohbetler yaptığımız “sadece” yeni bir meslektaş olsa bile. Yeni temaslara açık olmamız, kişinin mutluluk hesabında artıya dönüşecektir.

İlke 11: Herkes benzersizdir ve bu iyi bir şeydir

“Kendin ol” – bu, her birimizin bir noktada aldığı bir tavsiyedir. Ne yazık ki çok azı bu tavsiyeye uyar. Bunun yerine, sosyal normlardan ve performans baskısından etkilenmemize izin veririz. Kendi ihtiyaçlarınızı ve arzularınızı gerçekten ifade etmek ve yaşamak inanılmaz derecede özgürleştirici olmakla kalmaz, aynı zamanda mutluluğumuz üzerinde bir yangın hızlandırıcı gibi bir etkiye sahiptir.

İlke 12: Sorunlar çözülebilir

Hayat bir midilli çiftliği değildir, demiştir bilgeler. Her birimiz zaman zaman küçük veya büyük zorluklarla ve problemlerle karşı karşıya kalırız. Önemli olan onunla nasıl başa çıktığımızdır. Her seferinde mağdur rolüne düşüp, umutsuzca durumun düzeleceğini ummak yerine, meseleleri kendi elimize alıp sorunlarımıza çözüm aramayı tercih etmeliyiz. Çoğu zaman onları bulmak kolaydır. Ve tesadüfen, daha fazla tatmin için gerekli bir faktör olan öz-yeterlilik duygumuzu da bu sayede güçlendirmiş oluruz.

İlke 13: Yakın ilişkiler ilgiyi hak eder

Hayatını bizimle paylaşan herkes gerçek bir varlıktır. Ne yazık ki bazen bu hazinenin kıymetini bilmeyi unutuyoruz. Ancak eşler, aile üyeleri ve iyi arkadaşlar ile yakın ilişkileri derinleştirmek için temel olan tam da budur. Ve böyle bir bağlantıya yapılan her yatırım, aynı zamanda kendi refahımıza yapılan bir yatırımdır. Çünkü nihayetinde hayatımızı en çok zenginleştirenler en yakın çevremizdeki insanlardır.

İlke 14: Mutluluk da bir seçimdir

Mutlu insanlar ayrıca mutlu olmaya daha fazla önem vermektedir. Öte yandan birçok insan, kendi hayatlarından o kadar da memnun olmadıklarını kabul eder. Ancak daha fazla memnuniyet elde etmek için bir şeye yatırım yapmaya istekliyseniz, genellikle bir noktada başarılı olursunuz. Çünkü elbette mutluluk satın alabileceğiniz bir şey değildir ve hiç kimse için kalıcı bir durum da değil.

Mutluluk aslında çok garip bir şeydir, pek çok insan onu o kadar çok ister ki, bu arzu edilen duyguya ulaşmak için neredeyse her şeyi dener. Ve başarılı olduklarında, bir sonraki an için tekrar uğraşmaya başlar. Mutlu olmak kalıcı değildir. Daha çok, hayatımızın en güzel ve dokunaklı anlarında bizim için hazırladığı doruklardır.

Yine de, temel mutluluğumuza destek vermenin yolları ve araçları bulunmaktadır. Mutluluk araştırması her zaman insanları gerçekte neyin mutlu ettiği ve hangi özelliklerin ve alışkanlıkların temel yaşam doyumunu desteklediği sorusuyla ilgilenmiştir.

Aslında beni ne mutlu eder?

Alanın önde gelen bilim adamlarından biri ve psikiyatrist olan Michael W. Fordyce, mutluluk için duygusal, durumsal, fizyolojik, bilişsel ve biyografik gereksinimleri dikkate alan davranış odaklı mutluluk terapisini geliştirmiştir. 14 mutluluk ilkesi de işte tam olarak buna dayanır. Bu terapi sayesinde kişilerin herkesi daha mutlu etmesi gereken alışkanlıkları edinmesi gerektiği anlatılır.”

Bu yazı ilk kez 11 Mayıs 2023’te yayımlanmıştır.

 

Leonie Zimmermann’ın Stern dergisinde yayınlanan “Wie werde ich glücklich(er)? Laut Wissenschaft mit diesen 14 Gewohnheiten” başlıklı yazısından bölümler Meral Harzem tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. https://www.stern.de/gesundheit/psychologie/wie-werde-ich-gluecklich-er—laut-wissenschaft-mit-diesen-14-gewohnheiten-33235200.html

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

İnsan nasıl (daha fazla) mutlu olabilir?

Hayattan ne istiyorsunuz? Her zaman dolu bir banka hesabı, rüya gibi tatiller ve mükemmel giden ilişkiler mi? O zaman, er ya da geç hayal kırıklığı yaşama olasılığınız yüksek. Oysa 14 adımda mutlu, hatta daha fazla mutlu olmanız mümkün.

Mutluluk, çok kapılı bir duygu. Bazen sevinç duyma, bazen yaşam doyumu ile açıklanır. Psikiyatristler ve psikologlar ise söz konusu duygusal durumdan söz ederlerken “öznel iyi olma durumu” ya da “öznel esenlik” terimlerini kullanırlar.

Herkesin mutlu olmak isteyeceği varsayılır. Ve buna ilişkin çareler aranır. Ancak mutluluk algısı kişiden kişiye değişir.

Ama eski Yunan’dan bu yana mutluluk, iki kavramla yan yana durur. Bunlardan biri “hedoni” (hedonia), diğeri ise “ödamoni”dir (eudaimonia). Yani haz kaynaklı (hedoni) ve erdem kaynaklı (ödamoni) mutluluk…

Kimi insanlar yaradılıştan daha mutlu olma eğilimindedir, kimilerinin ise mutlu olmaları neredeyse imkânsızdır. Oysa mutlu olmak, yaşamın değişik alanlarında daha olumlu sonuçlar elde etmeye yarar.

Psikoloji editörü Leonie Zimmermann, Stern dergisinde yayınlanan yazısında, zor koşullarda dahi nasıl mutlu olunur, bunun yol ve yöntemlerini anlaşılır bir dille açıklamış.
Yazıdan öne çıkan bazı bölümleri aktarıyoruz:

“Mutlu musunuz? Değilseniz, belki de Mutluluk İlkelerine bir göz atmaya değer. Bunlar bize daha fazla mutluluk vaat eden 14 alışkanlıktan ibarettir, en azından teoride bu böyledir diyebiliriz…

İlke 1: Etkinlik sizi mutlu eder

Aktif kalmak, mutlu bir yaşam için çok önemlidir. Bu, pasif bir şekilde hayatın üzerinize yağmasına izin vermediğiniz, onu kendi ellerinize aldığınız anlamına gelir. Mutluluk araştırmasına göre, aktif olarak anlamlı görevler arayan, boş zamanlarını eğlenceli aktiviteler yaparak geçiren ve daha fazla gelişmeyle ilgilenen herkesin fazladan mutlu olma şansı var demektir.

İlke 2: Toplum bizim için iyidir

İnsan sosyal bir varlıktır, bu bir sır değil. Buna rağmen, birçok insan toplumun refahımızı ne ölçüde etkileyebileceğini hafife alır. İnsanlarla düzenli olarak vakit geçirenlerin daha mutlu ve daha sağlıklı yaşadıkları kanıtlanmıştır oysa.

İlke 3: Doğru iş çok önemlidir

Genellikle yetişkin hayatımızın çoğunu işte geçiririz. O halde, işimizde ne kadar anlam gördüğümüzün mutluluk duygumuz için çok önemli olmasına da şaşmamalıyız. Elbette kimse her gün işe gitmeyi sevmez, ama temelde işimizi seviyorsak, bu iyi bir temeldir.

İlke 4: Mutluluk biraz planlama gerektirir

İyi zaman yönetimi sadece işte yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda mutluluğu da destekler. Mutluluk araştırmalarının sonuçlarına göre, kendilerini özellikle mutlu olarak tanımlayan insanlar uzun vadeli hedefler koyar ve bu hedeflerin peşine düşer. Ve: Hangi yöne gittiğinizi bilirseniz, kendinize daha fazla güvenirsiniz.

İlke 5: Endişe mutluluğumuzu zehirler

Aslında oldukça açık: Çok fazla endişelenirseniz, daha az mutlu olursunuz. Ancak kriz zamanlarında daha az endişelenmek, bu durumu söylemesi yapmaktan daha kolaydır. Öte yandan endişeler de bir ölçüde hayatın bir parçasıdır. Bu nedenle, onların sizi ezmesine izin vermek yerine kendi endişeleriniz ve korkularınızla başa çıkmanın sağlıklı bir yolunu bulmak önemlidir.

İlke 6: Hiçbir şey beklemeyenler hayal kırıklığına uğramazlar

Hayattan ne istiyorsunuz? Her zaman dolu bir banka hesabı, rüya gibi tatiller ve mükemmel giden ilişkiler mi? O zaman, er ya da geç hayal kırıklığı yaşama olasılığınız yüksek. Bunun yerine, beklentilerimizi gerçekçi olasılıklara göre ayarlamayı ve hayatın küçük özelliklerine odaklanmayı öğrenirsek, o zaman daha mutlu hayatlar yaşarız.

İlke 7: Dünyaya olumlu bakarsanız daha fazlasını görürsünüz

İyimserlik, hayattaki birçok şeyi daha katlanılabilir kılan bir niteliktir. Kriz zamanlarında bile hayatın bizim için yine iyi bir şeyler hazırladığından emin olursak, genellikle zor zamanları daha iyi atlatırız. Ancak burada denge önemli bir rol oynar: iyimserlik iyidir, ancak toksik pozitiflik değildir. Bu nedenle, her şeyi gerçekten aptalca bulmaya izin verilmeye devam edilmelidir.

İlke 8: Hayat şimdi anlık olarak yaşanır

Farkındalık gerçek bir trend haline geldi. Ancak meditasyon ve benzerleriyle ilgili yutturmaca dışında, farkındalığın temel kuralını yaşamlarımıza entegre etmeyi başarırsak, kavramın arkasında gerçek bir oyun değiştirici vardır: burada ve şimdi anı yaşamak. Ancak bugüne odaklanmak en üstün disiplindir, çünkü düşüncelerimizi çok sık olarak dün veya yarın üzerine yöneltiriz. Şu anda olup bitenlere bilinçli olarak yoğunlaşmak çok daha önemlidir.

İlke 9: Akıl sağlığımız anahtardır

Mutlu olmak için istikrarlı bir zihinsel temele ihtiyacımız vardır. Ruh sağlığı, fiziksel esenlik gibi durumlar bunun ana temelini oluşturur. Düzenli olarak kendinizi sorgulamanız, kendi bedeninizi dinlemeniz ve sağlıklı bir benlik imajı oluşturmanız faydalı olacaktır.

İlke 10: Diğer insanlara açık olanlar daha mutlu yaşarlar

Sosyal ilişkiler sizi mutlu eder, ama bu sadece çoktan kalbimize aldığımız insanlarla ilgili değildir. Yeni tanıdıklarımız da uzun vadede hayatımızı zenginleştirebilir – ara sıra ilham verici sohbetler yaptığımız “sadece” yeni bir meslektaş olsa bile. Yeni temaslara açık olmamız, kişinin mutluluk hesabında artıya dönüşecektir.

İlke 11: Herkes benzersizdir ve bu iyi bir şeydir

“Kendin ol” – bu, her birimizin bir noktada aldığı bir tavsiyedir. Ne yazık ki çok azı bu tavsiyeye uyar. Bunun yerine, sosyal normlardan ve performans baskısından etkilenmemize izin veririz. Kendi ihtiyaçlarınızı ve arzularınızı gerçekten ifade etmek ve yaşamak inanılmaz derecede özgürleştirici olmakla kalmaz, aynı zamanda mutluluğumuz üzerinde bir yangın hızlandırıcı gibi bir etkiye sahiptir.

İlke 12: Sorunlar çözülebilir

Hayat bir midilli çiftliği değildir, demiştir bilgeler. Her birimiz zaman zaman küçük veya büyük zorluklarla ve problemlerle karşı karşıya kalırız. Önemli olan onunla nasıl başa çıktığımızdır. Her seferinde mağdur rolüne düşüp, umutsuzca durumun düzeleceğini ummak yerine, meseleleri kendi elimize alıp sorunlarımıza çözüm aramayı tercih etmeliyiz. Çoğu zaman onları bulmak kolaydır. Ve tesadüfen, daha fazla tatmin için gerekli bir faktör olan öz-yeterlilik duygumuzu da bu sayede güçlendirmiş oluruz.

İlke 13: Yakın ilişkiler ilgiyi hak eder

Hayatını bizimle paylaşan herkes gerçek bir varlıktır. Ne yazık ki bazen bu hazinenin kıymetini bilmeyi unutuyoruz. Ancak eşler, aile üyeleri ve iyi arkadaşlar ile yakın ilişkileri derinleştirmek için temel olan tam da budur. Ve böyle bir bağlantıya yapılan her yatırım, aynı zamanda kendi refahımıza yapılan bir yatırımdır. Çünkü nihayetinde hayatımızı en çok zenginleştirenler en yakın çevremizdeki insanlardır.

İlke 14: Mutluluk da bir seçimdir

Mutlu insanlar ayrıca mutlu olmaya daha fazla önem vermektedir. Öte yandan birçok insan, kendi hayatlarından o kadar da memnun olmadıklarını kabul eder. Ancak daha fazla memnuniyet elde etmek için bir şeye yatırım yapmaya istekliyseniz, genellikle bir noktada başarılı olursunuz. Çünkü elbette mutluluk satın alabileceğiniz bir şey değildir ve hiç kimse için kalıcı bir durum da değil.

Mutluluk aslında çok garip bir şeydir, pek çok insan onu o kadar çok ister ki, bu arzu edilen duyguya ulaşmak için neredeyse her şeyi dener. Ve başarılı olduklarında, bir sonraki an için tekrar uğraşmaya başlar. Mutlu olmak kalıcı değildir. Daha çok, hayatımızın en güzel ve dokunaklı anlarında bizim için hazırladığı doruklardır.

Yine de, temel mutluluğumuza destek vermenin yolları ve araçları bulunmaktadır. Mutluluk araştırması her zaman insanları gerçekte neyin mutlu ettiği ve hangi özelliklerin ve alışkanlıkların temel yaşam doyumunu desteklediği sorusuyla ilgilenmiştir.

Aslında beni ne mutlu eder?

Alanın önde gelen bilim adamlarından biri ve psikiyatrist olan Michael W. Fordyce, mutluluk için duygusal, durumsal, fizyolojik, bilişsel ve biyografik gereksinimleri dikkate alan davranış odaklı mutluluk terapisini geliştirmiştir. 14 mutluluk ilkesi de işte tam olarak buna dayanır. Bu terapi sayesinde kişilerin herkesi daha mutlu etmesi gereken alışkanlıkları edinmesi gerektiği anlatılır.”

Bu yazı ilk kez 11 Mayıs 2023’te yayımlanmıştır.

 

Leonie Zimmermann’ın Stern dergisinde yayınlanan “Wie werde ich glücklich(er)? Laut Wissenschaft mit diesen 14 Gewohnheiten” başlıklı yazısından bölümler Meral Harzem tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. https://www.stern.de/gesundheit/psychologie/wie-werde-ich-gluecklich-er—laut-wissenschaft-mit-diesen-14-gewohnheiten-33235200.html

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x