Çin’de ortaya çıkan ve küresel bir salgına dönüşen coronavirüsünün yol açtığı Covid 19 hastalığı can almaya devam ediyor. Çin ve Güney Kore’den sonra hastalığın en yaygın gözüktüğü ülke İtalya. Virüse yakalanan hastaların 27 bin 936’sı hastalıktan kurtulurken, ölenlerin sayısı 2 bin 700’ü geçmiş durumda. Virüs İran’da da etkili olmaya başladı. Bu küresel sorun bu boyuttayken ve korku salarken, İran’da doğal olarak manşetlerden inmiyor.
İran, virüsün şu ana dek görüldüğü diğer ülkelere nazaran daha yüksek ölüm oranlarıyla göze çarpıyor. İran’da Sağlık Bakanı Yardımcısı da virüsü kaptığını duyurdu. Sosyal medyada İran’da hastalığın çok daha vahim boyutlarda olduğu ve gerçeklerin gizlendiğine dair, bol miktarda iddia da dolaşıyor.
Bu atmosfer içinde virüsle mücadele etmeye çalışan İran’daki gazeteler ise, İranlı yetkililerin halkı kendilerine inandırma çabalarına dikkat çekti. Yayılan yanlış bilgilerin virüsten daha çok zarar verdiğini anlatmaya çalıştı ve halkı soğukkanlı kalmaya davet etti.
Virüsten daha hızlı yayılan yanlış bilgiler
Muhafazakâr Civan gazetesi 25 Şubat’ta yayınladığı haberde, virüsten çok daha hızlı bir biçimde medyada yayılan yalan bilgilere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. Gazete örnek olarak Sağlık Bakanı Said Nemeki’nin istifa ettiği iddialarının yayılmasını örnek gösterdi. Oysa bu iddialar bizzat bakan tarafından yalanlanmıştı.
Sosyal medyadaki bu karmaşaya karşılık, Sağlık Bakanlığı’nın emri ile “Coronayı Yeniyoruz” etiketi ile ulusal seferberlik başlatıldığını anlatan gazete, yine bakanlık emriyle ülke çapındaki tıp bilimleri üniversitelerinin halkla ilişkiler bölümlerinin harekete geçirildiğini aktardı.
Aynı gün yayınlanan Ettelaat adlı gazete de manşet haberinde halkı itidale çağırdı, İranlılardan soğukkanlı olmalarını istedi.
Gazete haberinde, coronavirüsünün gribe benzediğini, mevsimin ve hava sıcaklığının değişmesi ile ortaya çıktığını ve kontrol altına alınabileceğinin altını çizmeye çalıştı.
“Bu hastalığın ortaya çıkışının kaynağı, kalabalık Çin. Ancak bu hastalığa yakalananların ve bu hastalıktan can verenlerin sayısı noktasında, Çin’in milyarlık nüfusu ile kıyaslandığında bu hastalığın dehşet ve heybetini azaltan çok az bir rakam görülüyor.” denilen haberde asıl dikkat edilmesi gerekenin belki de “corona korkusu” olduğu anlatıldı.
Virüsle ilgili yanlış bilgilerin verdiği psikolojik zararın, virüsün kendisinin verdiği zararı büyüttüğünü iddia eden gazete, halkın bir kısmının yönetime inanmadığını da yazdı:
“Halktan bazıları resmi medyanın haberlerine ve idarecilerin bu meselenin çözümü için vaatlerine çok inanmıyorlar. Sanal doktorların bitki ve bitki çayı reçeteleri, corona tacirleri ve simsarlarının lütfu, hastalığa yakalanan ve ölenlere dair şifahi rakamlar temelinde kendilerini corona tehlikesinden korumaya çalışmayı tercih ediyor; bakanların, vekillerin ve doktorların önerilerine kulak vermiyorlar.”
Demokrat virüs
Reformist Afitab-ı Yezd gazetesi ise, 26 Şubat’ta yayınladığı haberde corona meselesine alaycı bir yaklaşım takındı. Sağlık Bakan Yardımcısı’nın ve bazı milletvekillerinin de virüs kaptığını anımsatan gazete, virüsün sınıf ve statü farkı tanımamasını ‘demokrat virüs’ manşetiyle duyurdu.
Gazete başka ülkelerde de virüs görüldüğünü ama hastalananlara oranla en çok ölümün İran’da olduğuna dikkat çekti.
Birkaç gün önce İran’daki bir basın toplantısı sırasında, alnındaki terleri silen ve öksüren hasta halinin görüntüleri tüm dünyaya yayılan Sağlık Bakan Yardımcısı Herirçi “ben de coronaya kapıldım” diyerek sosyal medyada bir video paylaştı. Herirçi’nin karantinaya alınışını anlattığı videoyu haberleştiren gazete şu görüşlere yer verdi:
“… Her halükarda Sağlık Bakanlığı’ndaki bir kısım sorumlu yetkililerin bu hastalığa yakalanmış olmaları gösteriyor ki, bu konudaki kriz yönetimi şimdiye değin iyi işlemedi ve şimdi coronavirüsü yetkilileri hedef alıyor.”
Reformist İtimat gazetesi ise “Coronayı politize etmeyin” başlığıyla 25 Şubat’ta yayınladığı haberde, İran’da Meclis seçimlerinin henüz yeni yapıldığını ama seçimlerin değil, coronavirüsünün İran’a gelişinin konuşulduğuna dikkat çekti. Yeni seçilen Meclis’in ilk toplantısında da konunun ele alındığını aktaran gazete, hükümet sözcüsü Ali Rebii’nin düzenli yaptığı basın toplantısının tek konusunun da virüs olduğunu yazdı. Rebii, basın toplantısında, tüm İran’ı, omuz omuza ve tam bir empati ile virüsle mücadeleye çağırıp, şunları söylemişti:
“Herkes bu mesele karşısında ilk safta yer alan Sağlık Bakanlığı’nın yanında yer almalıdır. Doktorlarımıza güvenelim. Tüm partilerden, gruplardan ve medyadan bu konuyu politize etmekten kaçınmalarını istiyorum.”
Çin virüsü yense de Çinli düşmanlığını yenebilecek mi?
Çin medyasının gündeminde de ağırlıklı olarak corona var, fakat Çin virüsünün etkisinin kaybetmeye başlamasını öne çıkarıyor. Bu hız kesme ile birlikte, Çin hükümeti de, virüsle birlikte artan Çin düşmanlığı ile mücadeleye hız vermek ve durma noktasına gelen ekonomiyi yeniden canlandırmak için harekete geçti.
Hükümet, özellikle kamu ve sosyal düzenin istikrarı için önemli olan küçük ölçekli iş yerlerini desteklemek amacıyla son 10 günde 600 kanun çıkardı.
Çin’de coronavirüs vakalarının en azından resmi verilere göre, azalma eğilimi göstermesi ile Çin medyasında da ağırlıklı olarak salgının yarattığı ekonomik, sosyal tahribatın telafisine yönelik yazılar çıkmaya başladığı görülüyor. Bu bağlamda en önemli hususun salgın ile birlikte dünya kamuoyunda belirli ölçüde oluşan Çin ve Çinli karşıtı havanın ve salgın ile mücadelede yetersizliklerin, eksikliklerin Çinliler üzerinde meydana getirdiği özgüven eksikliğinin ‘Çinli ruhu, medeniyeti, değerleri’ vb. söylemler üzerinden telafisi.
Çin medyasının diğer konularıysa, Çin Komünist Partisi’ne karşı oluşan güven eksikliğinin giderilmesi ve üçüncüsü de Çin’de durma noktasına gelen üretimin yeniden başlaması.
Li Qun, Huanqiu Shibao’da “Felaketten yükselen ruha, salgına karşı mücadele Çin ruhunu kanıtladı” başlıklı yazısında, Çin halkının Çin Komünist Partisi liderliğinde salgına karşı mücadele ederek Çin halkının kendini kanıtladığını vurgulayarak ‘milli duygulara’ hitap ediyor.
“Çin halkı meydan okumalarla ve zorluklarla karşı karşıya kalmasına rağmen asla korku ile geri çekilmedi, dağılmadı, ama daha fazla birleşti… Salgın sadece ulusal hükümetin yeteneğini ve kapasitesini değil, aynı zamanda halkı ve ulusal ruhu da test etti” diye yazan” Li, “Çin Kurtuluş Ordusu’ndan kardeş eyaletler ve şehirlerin, şirketlerin, bireylerin büyük bir dayanışma içerisinde olduğunu ve böylece 1,4 milyarlık Çin halkının ortak çabasının Çin’in gücünü ve birbirine bağlılığını gösterdiğini vurguluyor. “Böylece bir kez daha Çin’in gücünü ve değerlerini dünyaya gösterdik” diye yazdı.
Çin Komünist Partisi, corona mücadelesinde başarılı oldu mu?
Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) yayın organı Guangming Daily’de Zheng Jingbin “Salgına karşı savaş alanında gönülden istekli olmada ve misyonda ısrar edin” başlıklı yazısında, salgına karşı mücadelede ÇKP’nin önemi ve misyonunu vurguladı.
Wang Minghao ise, Xinhua Meiri Dianxun’da yazdığı “İki Savaş”ın önemi, Çifte Zafer” Kazan” başlıklı makalesinde salgınla mücadele edilirken sosyal-ekonomik gelişmenin de ihmal edilmemesi gerektiğine dikkatleri çekti.
“Üretimin ve çalışmanın yeniden başlaması salgının etkilerini etkili bir şekilde azaltır, ekonomik ve sosyal düzeni yeniden sağlar,” görüşüne yer verilen makalede, salgının önlenmesi ve kontrol altına alınmasının ve üretimin yeniden başlamasının herhangi birinin tercih edilmesi meselesinin olmadığının, her ikisinin de hesaba katılması gereken zorunlu bir sorun olduğu ifade edildi.
Soçi mutabakatı ne diyor?
Rus medyası da corona haberlerine geniş yer veriyor ama, İdlib ve ülkede yaklaşan Duma seçimleri öncesinde yapılan bir yarışma, ülkenin diğer gündem maddeleri arasında öne çıkıyor.
Türkiye ve Rusya arasında gündem maddesi olan İdlib krizi devam ederken, 20 Şubat Kommersant gazetesinde Mariya Belskaya ve Kiril Krivosheev imzasıyla “İdlib’i Askeri Operasyona Hazırlıyorlar” başlıklı bir yazı yayınlandı.
Yazıda, Ankara ve Moskova’nın 22 Ekim 2019’da Barış Pınarı Harekatı sürerken Soçi’de yapılan ve Fırat’ın Doğusuna ilişkin mutabakatın taraflarca farklı yorumlandığına dikkat çekildi.
Yazıda, Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’un İdlib Krizi konusunda ‘”… Hiç kimse İdlib’de teröristlere dokunmayacağız’ diye söz vermedi. 22 Ekim 2019 Rusya ve Türkiye liderlerinin yaptığı anlaşmalarını okuyun, her şey yerli yerine oturacak,” yönündeki açıklamasına dikkat çekiliyor.
Makalenin yazarları da “Hiçbir yerde anlaşmanın içeriği resmi olarak yayınlanmadı. 22 Ekim 2019 Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanan Mutabakat Zaptı, İdlib ile ilgili de değil,” görüşüne yer verdi. Yazarlar, sosyal medyada da, mutabakatın metninin yayınlanmasını isteyen paylaşımlar yaptılar. https://bit.ly/3a2uM3y
Reality Show ile milletvekili adayı
Rusya’da ilgi çekici ve aynı zamanda tartışmalara neden olan bir siyaset yarışması da medyanın gündemini meşgul etti. Her hafta yeni bir siyasal partinin kurulduğu Rusya’da Parlamentonun alt kanadı Duma için seçimler yaklaşırken, Kremlin, yeni milletvekili adaylarını belirlemek için yetenek yarışması benzeri bir yarışma başlattı.
21-55 yaş arasında seçilme yeterliliğine sahip bütün Rus vatandaşlarına açık, reality şov benzeri yarışma televizyonlardan yayınlanmasa da halkın oylarına açık olacak. Yarışmacılar, duvarlara tırmanmak ve tank altından geçmek gibi sınavlara tabii tutulacaklar.
Putin’in özel kalem müdürü Sergei Kiriyenko, yarışmanın başlangıcı töreninde yaptığı konuşmada yarışmacıların profesyonelliğine ve yeteneklerine yatırım yaptıklarını ancak yarışmanın sonunda seçimlere katılıp katılmayacaklarına kendilerinin karar vereceğini söyledi.
“Rusya’nın liderleri” yarışmasının organizasyon komitesi başkanı Pavel Bezruchko ise yarışmacıların politik görüşlerinin önemli olmadığını söyledi. Bazı muhalefet liderleri ise, halkı böyle bir yarışmaya katılmamaya çağırdı. https://bit.ly/3a44uhx
Mübarek’in ardından
Mısır’ı yıllarca tek adam olarak yöneten, halk ayaklanmasından sonra yargılanan ve geçen hafta ölen devrik Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in anılış biçimi dikkat çekiciydi.
Arap dünyasının önde gelen haber analiz sitesi Arabi21, Mısır Medyası’nın Hüsnü Mübarek’in ölümünü nasıl gördüğünü yorumladı. Mübarek, 2016 yılında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ayrılan yaklaşık 125 milyon cüneyh’i (8 milyon dolar) zimmetine geçirmekle suçlanmıştı. Buna rağmen Mısır Ordusu tarafından yayımlanan taziye mesajında Mübarek’ten “Silahlı kuvvetlerin evladı ve lideri” olarak bahsedildi. Ayrıca, Mübarek’in cenazesi için askeri bir tören düzenleneceği duyuruldu.
Mısır Ordusu’nun Mübarek’in vefatına yönelik tavrının “Komutan ve Kahraman” ile “Yolsuzlukla suçlanan eski bir Cumhurbaşkanı” arasında gidip geldiği görülüyor. Medyanın tavrı da bu minvalde özetlenebilir. Resmi ve partilere ait gazeteler dahil Mısır medyası, Mübarek’in vefat haberini çeşitli şekillerde duyurdu.
Bu yazı ilk kez 27 Şubat 2020’de yayımlanmıştır.
30 Ocak 2020 tarihinde yayımladığımız “Bir tutam dünya turu” yazımızı okumak için tıklayınız.