Türkiye’de genelde yağışlı geçen Kasım-Ocak döneminin ardından hava sıcaklıkları bahar seviyelerinde seyrediyor ve durum böyle sürecek gibi görünüyor. Bahar havası şehirlerde yaşayanları memnun ediyor olabilir, ancak çiftçilerde ve su idarelerinde moraller bozuldu. Bu tarihte bu kadar yüksek sıcaklık onlara göre hayra alamet değil.
Bilim insanlarının sadece Türkiye için değil, tüm dünya için bulundukları öngörüler vahim bir tablo ortaya çıkarıyor.
Vox.com’un iklim değişikliği muhabiri Umair Irfan dünya genelindeki tabloyu bilimsel veriler ışında toplayan bir yazı kaleme aldı.
Yazıdan öne çıkan bazı bölümleri aktarıyoruz:
“Geçen yılın kayıtlara geçen en sıcak yıl olmasının ardından, 2024 yılı da şimdiden çok sıcak bir başlangıç yaptı.
Ocak 2024 şimdiye kadar ölçülen en sıcak Ocak ayı oldu ve Şubat ayı da muhtemelen onu takip edecek.
Dünyanın pek çok yerinde, hem yaz mevsiminin yaşandığı Güney Yarımküre’de hem de kış mevsiminin yaşandığı Kuzey Yarımküre’de eşi benzeri görülmemiş sıcaklıklar yaşanıyor.
Sıcak hava dalgasından etkilenen ülkelerin listesi çok uzun, çok çeşitli ve geniş kapsamlı: Japonya, Kenya, Nijerya, Brezilya, Tayland, Avustralya ve İspanya son birkaç hafta içinde aşırı ya da rekor kıran sıcaklıklar yaşadı. Ocak ayında ülkenin büyük bölümünde sert bir soğuk hava dalgası yaşayan ABD’nin Orta Batı ve Güney bölgelerinde yeni rekorlar kırılıyor. Teksas, Colorado ve Nebraska’da çıkan orman yangınları ülkenin doğu kıyılarına kadar duman bulutları gönderiyor. Hatta Kanada’da, geçen yılki rekor orman yangını sezonunda ilk kez patlak veren orman yangınları hâlâ toprak altında yanıyor.
Okyanuslar bile daha önce hiç görülmemiş sıcaklıklarda, bu da mercanlar için daha fazla tehlikeye işaret ediyor ve daha yoğun kasırgaları tetikleyebilir.
El Nino denilen bela
Mevcut koşullar 2023’ün aşırı hava durumu hikâyelerini yansıtıyor gibi görünüyorsa, bunun nedeni bunların arkasındaki faktörlerin çoğunun yerinde kalmasıdır.
Dünya hâlâ Pasifik Okyanusu’nun sıcaklık döngüsünün sıcak evresi olan El Nino’nun pençesinde. El Nino, özellikle Kasım ve Mart ayları arasında dünya genelinde ısınmayı artırma eğiliminde. Üstelik bu yılki El Nino özellikle güçlü. Ortalamadan yaklaşık 4,4 derece daha sıcak olan Ekvator yakınındaki ılık okyanus suyu, aynı zamanda daha fazla buharlaşmaya ve dolayısıyla daha fazla yağışa yol açarak bu yıl Atlantik Okyanusu’na kıyısı bulunan ülkelerde aşırı yağış ve sellere neden oluyor.
Tüm bunların yanı sıra, insanlar kömür, petrol ve doğal gaz yakarak atmosfere ısıyı hapseden gazları, endişe verici bir hızla pompalamaya devam ediyor ve havadaki karbondioksit konsantrasyonlarını insanlar tarafından hiç görülmemiş ve Dünya’da milyonlarca yıldır yaşanmamış seviyelere yükseltiyor.
Şu anda gördüğümüz sıcak hava, bilim insanlarının gezegen ısındıkça bekledikleri ile doğrudan uyumlu ve bir zamanlar aşırı olarak görülen koşullar önümüzdeki on yıllarda çok daha yaygın hale gelecek.
İklim değişikliğini anlamak için kışa bakın
İklim değişikliği nedeniyle dünyanın ısınması, dünya genelinde ya da yıl boyunca eşit bir şekilde yayılmıyor. Örneğin, kutup bölgeleri dünyanın geri kalanına kıyasla dört kat daha hızlı ısınıyor.
Kutuplardan uzaklaştıkça kış mevsimi de hızla ısınıyor. Geçen yıl yayınlanan beşinci Ulusal İklim Değerlendirmesi raporuna göre, ABD’de birçok kuzey eyaletinde kışlar yazlara kıyasla iki kat daha hızlı ısınıyor.
Kışların daha hızlı ısınmasının bir nedeni, daha soğuk ve kuru kış havasının sıcaklık artışlarına daha güçlü ve daha sonuç alıcı bir tepki verme eğiliminde olmasıdır. Hava sıcaklığındaki her bir derecelik artış, yüzde 7 daha fazla nem tutulması anlamına geliyor. Dolayısıyla, kuru ve soğuk bir başlangıç noktasından başlayarak, havadaki nem oranının artması, yere yakın yerlerde nispeten daha fazla ısının hapsolmasına ve sıcaklıkların yükselmesine neden oluyor.
İklim değişikliğinin kışı etkilemesinin bir diğer yolu da yağışlardır. Sıcaklıklar sıfır derecenin üzerine çıktığında, kardan çok yağmura neden olur. Dünyanın pek çok bölgesi, yıl boyunca kullanılmak üzere su depolamak için dağlardaki kar birikimine güvenir ve kardan daha fazla yağmur, kışın daha fazla sel ve yazın kuraklık anlamına gelebilir. Öte yandan, hava sıcaklıkları yükselir, ancak donma noktasının altında kalırsa, havada daha fazla su olduğu için bu daha fazla kar yağışına yol açabilir.
Güney Yarımküre’nin yazları daha yoğun geçiyor
Ekvator’un güneyinde kavurucu derecede sıcak bir yaz yaşandı ve bölge aynı zamanda alışılmadık derecede sıcak bir kış geçirdi. Arjantin’in başkenti Buenos Aires gibi şehirler, yüzyılı aşkın bir süredir en sıcak kış aylarını yaşadı. Avustralya’da ise şimdiye kadar kaydedilen en sıcak kış yaşandı.
Güney Yarımküre, Kuzey Yarımküre’den bazı farklı dinamiklere sahiptir. Bunlardan en önemlisi, güneyde oransal olarak karadan çok okyanus bulunmasıdır. Okyanuslar ısıyı emer ve büyük sıcaklık dalgalanmalarına karşı tampon görevi görür, bu nedenle kışlar genellikle çok soğuk geçmez ve yazlar genellikle bunaltıcı seviyelere ulaşmaz.
Ancak dünya okyanusları geçen yıldan bu yana alışılmadık derecede sıcak ve bu da Güney Yarımküre’deki kara kütleleri üzerinde sıcak havanın korunmasına yardımcı oldu. Özellikle Güney Amerika, El Nino’nun ateş hattında yer alıyor. Bölge, Pasifik kıyılarındaki sıcak suların etkisiyle hem büyük sel felaketleri hem de kuraklık yaşadı ve bu da yağış düzeninin değişmesine yol açtı.
Sıcaklık, kıta genelinde orman yangınlarına da katkıda bulundu. Şili’de orman yangınları şimdiden 120’den fazla kişinin ölümüne neden oldu.
Suyun altı da sıcak
Dünyanın Ekvator’a yakın okyanusları şu anda rekor düzeyde yüksek sıcaklıklara sahip. Karayipler gibi bölgelerde su sıcaklıkları 32 dereceyi aşmış durumda. Isıyı emmenin yanı sıra, okyanuslar insanlığın karbondioksit emisyonlarının yüzde 30’una yakınını emiyor.
Daha yüksek sıcaklıklar ve daha fazla karbondioksit kombinasyonu suyun kimyasını değiştiriyor. Geçtiğimiz aylarda bu durum mercan resifleri gibi kırılgan ekosistemleri tehdit etti. Florida Keys açıklarında mercanlar, denizdeki sıcak hava dalgalarının yol açtığı kitlesel beyazlama olaylarına ve ölümlere maruz kaldı.
Sıcak sular, geçen yıl rekor düzeyde düşük deniz buzu görülen Antarktika’nın güneyine kadar ulaştı. Yaz mevsiminin başlamasıyla birlikte, güney kıtasının etrafındaki deniz buzu artık rekor düşük seviyelerde değil, ancak hâlâ normalin çok altında.
Antarktika hem okyanusu hem de gökyüzünü etkilediği için önemlidir. Çevresindeki sular donup çözüldükçe ve buzulları eriyip denize karıştıkça, bölge besin maddelerinin okyanus akıntılarında nasıl aktığını değiştiriyor ve dünya çapında bulutları ve yağışları şekillendiriyor.
Ortaya çıkan soru, 2024’ün yılın geri kalanında yeni sıcaklık zirvelerine ulaşıp ulaşmayacağıdır. El Niño muhtemelen Nisan ayına kadar devam edecek, ancak sonrasında gezegenin ne kadar soğuyacağı belli değil.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), 2024 yılının yüzde 22 ihtimalle kayıtlara geçen en sıcak yıl olacağını ve yüzde 99 ihtimalle de ilk beşte yer alacağını öngörüyor.”
Bu yazı ilk kez 1 Mart 2024’te yayımlanmıştır.
https://www.vox.com/24084753/winter-heat-wave-2024-temperature-us-wildfire-flood-chile-warming