Önce basılı turizm rehberleri vardı, sonra arama motorlarına sorar olduk… Pek çok konuda olduğu gibi artık tatil planlarımız için de yapay zekâya danışıyoruz. Öneriler çok mu sıradan geliyor? Westminster Üniversitesi’nde yönetim ve pazarlama alanlarında görev yapan araştırma görevlisi Joseph Mellors, The Conversation internet sitesinde yayımlanan yazısında yapay zekâyı biraz zorlayarak seyahatlerimizi nasıl birer keşif gezisine dönüştürebileceğimizi anlatıyor.
Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:
“ChatGPT veya Google Gemini gibi bir yapay zekâ aracından yaz tatiliniz için bir yer önermesini isterseniz, size memnuniyetle cazip güzergâhların listesini sunacaktır. Ancak bunların çoğu size çok tanıdık gelecektir. Paris, Venedik, Santorini ve Barselona’nın listede yer alması muhtemeldir, çünkü yapay zekâ algoritması sizi hep aynı yerlere yönlendirir. (…) Yapay zekânın turizm patlamasından dolayı kalabalıkları artırma riskinin nedeni de tam olarak bu. (…) Nitekim yakın zamanda yapılan bir anket, tatil önerileri için yapay zekâ kullanımının geçen yıl iki katına çıktığını ve en çok genç gezginler tarafından tercih edildiğini ortaya koydu. Örneğin, 25-34 yaş arası Britanyalıların neredeyse beşte biri artık seyahatlerini planlamak için yapay zekâ araçlarına başvuruyor.
Kendi araştırmamda, ChatGPT’nin seyahat önerilerini analiz ettim ve en çok ziyaret edilen yerlere yöneldiğini gördüm. Daha az bilinen veya daha sürdürülebilir yerler, yalnızca gezginler açıkça istediğinde kendini gösteriyor. Bu durum, çok ziyaret edilen yerlerdeki birçok sakinin sınırlarını zorlayan aşırı turizmi daha da kötüleştirebilir. Mallorca’da halk, uçuş ve tatil için kiralamalara sınırlama getirilmesini talep ederken; Venedik, ziyaretçi baskısını yönetmek amacıyla günübirlik gezi ücretini devreye soktu.”
Yazar, milyonlarca tatilcinin aynı çevrimiçi filtreleri ve ipuçlarını kullanarak plan yapması halinde yapay zekânın bu baskıyı hızla artıracağını belirtiyor: “Bu algoritmalar, çevrimiçi ortamda en çok göze çarpanlara (yorumlar, bloglar ve sosyal medya etiketleri) göre şekilleniyor, bu yüzden hâlihazırda popüler olanlara odaklanıyor. (..)
Sistemi zorlayın
Ancak bunun için bir çözüm var. (…) Araştırmam, seçici gezginlerin daha iyi ve daha derinlemesine sorular sorarak başlamaları gerektiğini gösteriyor. Nitekim ‘Avrupa’nın en iyi plajları’ veya ‘güzel şehir’ gibi genel sorular doğrudan aynı sonuçlara götürüyor. Bunun yerine, ‘Çoğu rehberde gözden kaçsa da hangi kasabalara trenle ulaşılabilir?’ gibi bir soru sormayı deneyin. Ya da belki: ‘Temmuz ayında turist kalabalığı olmayan nereye gidebilirim?’
Sistemi zorlayın, takip soruları sorun ve ilk birkaç sonucu geçin. Sürprizler genellikle burada ortaya çıkar. Zamanlamalarınızı da değiştirebilirsiniz. Yapay zekâ, en yoğun sezona odaklanma eğiliminde, zira bunlar, en çok seyahat içeriği ve çevrimiçi yorumun yayınlandığı dönemler. Düşük sezon aylarını sormak, bu yerleşik önyargıyı yenmenin basit bir yolu; örneğin, ekim ayında İtalyan göllerini veya mayıs ayında Yunan adalarını sormayı tercih edebilirsiniz.
Bir diğer yol da yapay zekâdan kaynak materyalini biraz daha derinlemesine araştırmasını istemek. Yapay zekâ, büyük ölçüde dünya çapında popüler noktaları tercih eden İngilizce içeriklerden yararlanır, ancak bağımsız seyahat bloglarını veya yerel turizm kooperatiflerini de bulabilir. Mesela ‘Asturias hakkında İspanyolca bloglar’ veya ‘Slovenya’da topluluk tarafından işletilen tarım turizmi’ yazdığınızda, ödüllendirici ve alışılmışın dışında bir şey ortaya çıkarabilirsiniz. (…)
Daha az ziyaret edilen yerler
Yapay zekâ çeşitli seyahat seçeneklerinin maliyetlerini ve zamanlamalarını karşılaştırmanıza ve yolculuğunuzun karbon ayak izini değerlendirmenize de yardımcı olabilir. Bu noktaya varmak için biraz araştırma yapmak yeterli. (…) Aynı teknoloji, örneğin havayolundan önce tren yolculuğunu göstermek veya yerel olarak işletilen bağımsız işletmelere öncelik vermek için biraz farklı kodlanabilir. Bu sayede yapay zekânın rahatlığı baştan çıkarıcı olduğu kadar öngörülebilir de olabilir. (…)
Yapay zekâyı son söz olarak değil, bir başlangıç noktası olarak kullanmayı düşünün. Rehber kitaplar, yerel medya ve bölge sakinleriyle yapılan sohbetler, seyahati unutulmaz kılan öngörülemezliği geri kazandırır.”
Yazar, daha keskin sorular sorarak, zamanlamaları değiştirerek, ayak izlerini kontrol ederek ve yerel özellikleri arayarak, gezginlerin yapay zekâyı bir keşif aracı olarak kullanabileceğini de ekliyor: “(…) Bir dahaki sefere ChatGPT’ye nereye gideceğinizi sorduğunuzda, biraz daha fazla çalışmasını sağlayın. Onu test edin, onunla tartışın ve yeni bir yer bulmak için onun olağanüstü yeteneklerinden faydalanın ya da herkesle aynı kalabalık güzergâhta kalmaya razı olun.”
Bu yazı ilk kez 4 Kasım 2025’te yayımlanmıştır.




