İklim kriziyle mücadelede en önemli eylemlerden biri olan fosil yakıtların kullanımından vazgeçmek, alternatif yeşil enerji kaynaklarına talebi de artırıyor. The Economist’te yayımlanan yazıda, Akdeniz’in bu konudaki potansiyeline dikkat çekiliyor.
Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:
“Avrupalılara en umut verici yerli yeşil enerji kaynaklarını sorduğunuzda birçoğu Kuzey Denizi’ni işaret edecektir. Burada 15 gigavat’tan (gw) fazla açık deniz rüzgâr çiftliği kuruldu ve bu rakamın 2050 yılına kadar en az 300 gw’a çıkması bekleniyor. Ancak gelecek vaat eden başka bir kaynak, güneyde kendini gösteriyor. Avrupa’daki hükümetler, bol güneş ışığına sahip Akdeniz’in hızla yeşil hidrojen kaynağına dönüşmesini istiyor.
Bölgenin potansiyeli yüksek. Örneğin İspanya, metrekare başına günlük ortalama 4,6 kilovatsaat (kwh) güneş ışığı alırken; Fas, 5,6 kwh ile Almanya’nın iki katı kadar güneş ışığı alıyor. Kuzey Afrika’nın bazı bölgelerinde hem güneş hem de rüzgâr bol miktarda bulunuyor ve suyu oksijen ve hidrojene ayırmak için elektrik kullanan makinelere, yani elektrolizörlere güç sağlayabilecek nadir bir nokta. Alman enerji ve inşaat şirketi BayWa’da güneş enerjisinden sorumlu Benedikt Ortmann, ‘Dünya çapında bu tür yalnızca 10 konum var’ diyor.
Kuzey’in gerisinde
Avrupa’nın güneyindeki bu kaynağa ilişkin planlar, yolunda gittiği takdirde, kıtanın bol miktarda ucuz yenilenebilir enerjiye erişimini sağlayacak ve karbon yayan ağır sanayiyi temizlemesine olanak tanıyacak. Ancak bölgedeki yenilenebilir enerji projelerinin gelişimi kuzeydekinin gerisinde kalıyor.
Örneğin Almanya’daki güneş ve rüzgâr santralleri halihazırda İspanya’nın üretebileceğinden yaklaşık 35.000 megavat daha fazla üretim kapasitesine sahip. Danışmanlık şirketi Rystad Energy’ye göre, Kuzey Denizi boyunca 3.700’den fazla yeni güneş ve rüzgâr projesi geliştiriliyor. Akdeniz’de ise yalnızca 346. Yeni projeler için en çok umut vaat eden Kuzey Afrika’da siyasi ve düzenlemelerle ilgili istikrarsızlık, riskleri ve sermaye maliyetini artırıyor; bu da proje geliştiricileri yeni projelere yatırım yapmaktan caydırıyor.
Akdeniz’de daha fazla proje gerçekleştirilse bile yeni bir hidrojen ekonomisi hâlâ çok uzakta. Yapılması gereken diğer pek çok şeyin yanı sıra yeni hidrojen boru hatları inşa edilmeli veya eski doğal gaz boru hatları yeniden tasarlanmalı, hidrojen için bir pazar yaratılmalı ve projelere finansman sağlanmalı. Dolayıyla Akdeniz’in plajları ve eğlenceleri kadar elektrolizörleri ve hidrojeniyle de tanınması birkaç yıl alacak.
Bu yazı ilk kez 19 Aralık 2023’te yayımlanmıştır.