Gazze: Özgürlük Filosu misyonunu tamamladı

Gazze’ye insani yardım götürmek için 1 Haziran’da İtalya’dan yola çıkan ancak İsrail güçleri tarafından durdurulan Madleen gemisi, tüm dünyaya Gazze için mücadelenin devam ettiği yönünde güçlü bir mesaj verdi.

İnsani yardım götürme hedefiyle yola çıkan Madleen isimli geminin İsrail tarafından durdurulması, Gazze’de devam eden insanlık suçlarını yeniden dünya gündemine taşıdı. Filistin Politika Ağı Al-Shabaka’nın eş direktörü Yara Hawari, Al Jazeera internet sitesinde yayımlanan yazısında, müdahalenin İsrail’in hukuk tanımazlığını nasıl bir kez daha gözler önüne serdiğini anlatıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“9 Haziran sabahı erken saatlerde İsrail güçleri Gazze Şeridi kıyısı civarındaki uluslararası sularda Madleen gemisini durdurdu. Yedi ülkeden 12 aktivistin yanı sıra insani yardım ve gıda malzemeleri taşıyan gemi, yaklaşık bir hafta önce yelken açmıştı. Aktivistler arasında, Filistin mücadelesine verdiği destek nedeniyle İsrailli politikacılar tarafından sürekli şeytanlaştırılan ve alay konusu edilen Greta Thunberg de vardı.

Gemide sembolik miktarda yardım malzemesi bulunuyordu, Gazze’de açlık çeken Filistinlilere ulaşsaydı da önemli bir fark yaratmayacaktı. Birleşmiş Milletler, temel ihtiyaçları karşılamak için günlük en az 500 kamyon yardıma ihtiyaç duyulduğunu tahmin ediyor. İsrail güçlerinin gemiyi Gazze kıyılarına varmadan önce durdurması bekleniyordu.

Madleen’in mesajı: Gazze unutulmayacak

Öte yandan Madleen önemli bir misyonu yerine getirdi. Dünyaya ve soykırımı durdurma ve ablukayı kaldırma konusundaki uluslararası yasal yükümlülüklerine uymayı reddeden hükümetlere Gazze’nin unutulmayacağını gösterdi.

Madleen’in yolculuğu, Filistin halkıyla dayanışma kampanyaları yürüten Freedom Flotilla Coalition (Özgürlük Filosu Koalisyonu-FFC) tarafından organize edildi. Mayıs ayında, teknelerinden bir diğeri olan Conscience, Malta karasularının hemen dışında dron saldırısına uğramıştı. Hasar o kadar büyüktü ki Gazze’ye devam edemedi.

FFC, aktivistlerin Gazze ablukasını kırmak için 15 yıldır sürdürdüğü çabanın bir parçası. 2010 yılında, altı gemiden oluşan bir filo Türkiye’den Şerit’e doğru yola çıkmıştı. En büyük gemi olan Mavi Marmara, İsrailli komandolar tarafından durdurulmuş; açılan ateş sonucu hepsi Türk vatandaşı dokuz aktivist ve gazeteci hayatını kaybetmişti. Mavi Marmara’nın kurbanları için adalet henüz yerini bulmuş değil.

Filoya yapılan kanlı baskının ardından Noam Chomsky şöyle yazmıştı: ‘Onlarca yıldır İsrail, Kıbrıs ve Lübnan arasındaki uluslararası sularda tekneleri kaçırıyor, yolcuları öldürüyor veya kaçırıyor, bazen onları İsrail’deki hapishanelere götürüyor, bazen de yıllarca rehin tutuyor. İsrail, ABD’nin bunlara göz yumması ve Avrupa’nın genel olarak ABD’nin izinden gitmesi nedeniyle bu tür suçları ceza almadan işleyebileceğini varsayıyor.’

Uluslararası hukuka göre, Mavi Marmara’nın da Madleen’in de durdurulması hukuka aykırı. İsrail güçlerinin uluslararası aktivistleri uluslararası sularda tutuklama yetkisi yok. Filistinli-Amerikalı avukat ve FFC organizatörü Huwaida Arraf’ın da söylediği gibi: ‘Bu gönüllüler İsrail yargı yetkisine tabi değil ve yardım ulaştırmak veya yasa dışı bir ablukaya itiraz etmek nedeniyle suçlu sayılamazlar. Tutuklanmaları keyfidir ve hukuka aykırıdır; derhal sona erdirilmelidir.’

Abluka altında bir kıyı: Kısıtlanan erişim, yok edilen geçim

(…) İsrail’in hava, kara ve deniz ablukası 2007’de başlasa da İsrail deniz kuvvetleri öncesinde de Gazze’nin kıyı şeridine erişimi izliyor ve kısıtlıyordu. 1993 Oslo Anlaşmaları Filistinlilere kendi suları üzerinde tam egemenlik sağlamazken, balıkçılık ve gaz gibi doğal kaynakların çıkarılması için Gazze kıyılarından 20 deniz mili (37 km) açığa erişim hakkı tanıdı. Bu, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi kapsamında egemen ülkeler için belirlenen 200 deniz mili sınırının sadece yüzde 10’u.

Ancak İsrail bu mesafeye dahi uymadı ve Filistinlileri kıyı şeridinde giderek daha küçük alanlara sıkıştırdı. Bu tutum, Filistinlileri dış dünyadan tamamen koparırken Gazze’nin denizcilik geleneği ve balıkçılık endüstrisi üzerinde yıkıcı bir etki yarattı. (…) Soykırımın başlangıcından bu yana Gazze’deki balıkçılar hedef alındı ​​ve öldürüldü, tekneleri bombalandı ve ekipmanları imha edildi. Bunlardan biri de Gazze’deki tek Filistinli kadın balıkçı olan ve Özgürlük Filosu gemisine adını veren Madleen Kulab. Dört çocuk annesi Madleen, soykırım sırasında defalarca yerinden edildi ve şimdi hasarlı evinde yaşıyor. Balıkçılık günleri de sona erdi.

Uluslararası hukuka göre, BM üyeleri soykırım gibi ağır bir suç işlendiğinde harekete geçme yükümlülüğüne sahip. Silah ambargosu da dahil olmak üzere yaptırımlar uygulamaları gerekir. Madleen’deki aktivistlerin çoğunun geldiği Avrupa Birliği ülkeleriyse bu yükümlülükten vazgeçmekle kalmadı, aynı zamanda Avrupa kamuoyu İsrail rejimine ve devam eden soykırımına karşı çıksa da İsrail’e silah tedarik etmeye devam etti.

Durdurulsa da duyulan bir ses: Madleen’in çağrısı

Madleen’deki aktivistler hedeflerine ulaşamayacaklarını biliyorlardı, ancak dünyanın dikkatini tekrar Gazze’ye çekmek ve hükümetlerinin suç teşkil eden eylemsizliğine vurgu yapmak için hayatlarına mal olabilecek bu dayanışma eylemine katılmayı seçtiler. Greta’nın dediği gibi: ‘Bunu yapıyoruz, çünkü ne olursa olsun denemekten vazgeçmemeliyiz, zira denemeyi bıraktığımız an insanlığımızı kaybettiğimiz andır.’

Madleen denizde durdurulmuş olabilir, ancak mesajı çok uzaklara ulaşıyor: Abluka görünmez değil ve sonsuza dek de olmayacak. Yolu kesilen her gemi, tutuklanan her aktivist, her meydan okuma eylemi Gazze’nin unutulmadığını, özgürlük geri gelene ve adalet sağlanana kadar denizin Filistin kurtuluş mücadelesinde bir cephe hattı olmaya devam edeceğini bir kez daha teyit ediyor.”

Bu yazı ilk kez 12 Haziran 2025’te yayımlanmıştır.

Yara Hawari’nin Al Jazeera internet sitesinde yayımlanan “The Freedom Flotilla achieved its mission” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://www.aljazeera.com/opinions/2025/6/9/the-freedom-flotilla-achieved-its-mission

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Gazze: Özgürlük Filosu misyonunu tamamladı

Gazze’ye insani yardım götürmek için 1 Haziran’da İtalya’dan yola çıkan ancak İsrail güçleri tarafından durdurulan Madleen gemisi, tüm dünyaya Gazze için mücadelenin devam ettiği yönünde güçlü bir mesaj verdi.

İnsani yardım götürme hedefiyle yola çıkan Madleen isimli geminin İsrail tarafından durdurulması, Gazze’de devam eden insanlık suçlarını yeniden dünya gündemine taşıdı. Filistin Politika Ağı Al-Shabaka’nın eş direktörü Yara Hawari, Al Jazeera internet sitesinde yayımlanan yazısında, müdahalenin İsrail’in hukuk tanımazlığını nasıl bir kez daha gözler önüne serdiğini anlatıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“9 Haziran sabahı erken saatlerde İsrail güçleri Gazze Şeridi kıyısı civarındaki uluslararası sularda Madleen gemisini durdurdu. Yedi ülkeden 12 aktivistin yanı sıra insani yardım ve gıda malzemeleri taşıyan gemi, yaklaşık bir hafta önce yelken açmıştı. Aktivistler arasında, Filistin mücadelesine verdiği destek nedeniyle İsrailli politikacılar tarafından sürekli şeytanlaştırılan ve alay konusu edilen Greta Thunberg de vardı.

Gemide sembolik miktarda yardım malzemesi bulunuyordu, Gazze’de açlık çeken Filistinlilere ulaşsaydı da önemli bir fark yaratmayacaktı. Birleşmiş Milletler, temel ihtiyaçları karşılamak için günlük en az 500 kamyon yardıma ihtiyaç duyulduğunu tahmin ediyor. İsrail güçlerinin gemiyi Gazze kıyılarına varmadan önce durdurması bekleniyordu.

Madleen’in mesajı: Gazze unutulmayacak

Öte yandan Madleen önemli bir misyonu yerine getirdi. Dünyaya ve soykırımı durdurma ve ablukayı kaldırma konusundaki uluslararası yasal yükümlülüklerine uymayı reddeden hükümetlere Gazze’nin unutulmayacağını gösterdi.

Madleen’in yolculuğu, Filistin halkıyla dayanışma kampanyaları yürüten Freedom Flotilla Coalition (Özgürlük Filosu Koalisyonu-FFC) tarafından organize edildi. Mayıs ayında, teknelerinden bir diğeri olan Conscience, Malta karasularının hemen dışında dron saldırısına uğramıştı. Hasar o kadar büyüktü ki Gazze’ye devam edemedi.

FFC, aktivistlerin Gazze ablukasını kırmak için 15 yıldır sürdürdüğü çabanın bir parçası. 2010 yılında, altı gemiden oluşan bir filo Türkiye’den Şerit’e doğru yola çıkmıştı. En büyük gemi olan Mavi Marmara, İsrailli komandolar tarafından durdurulmuş; açılan ateş sonucu hepsi Türk vatandaşı dokuz aktivist ve gazeteci hayatını kaybetmişti. Mavi Marmara’nın kurbanları için adalet henüz yerini bulmuş değil.

Filoya yapılan kanlı baskının ardından Noam Chomsky şöyle yazmıştı: ‘Onlarca yıldır İsrail, Kıbrıs ve Lübnan arasındaki uluslararası sularda tekneleri kaçırıyor, yolcuları öldürüyor veya kaçırıyor, bazen onları İsrail’deki hapishanelere götürüyor, bazen de yıllarca rehin tutuyor. İsrail, ABD’nin bunlara göz yumması ve Avrupa’nın genel olarak ABD’nin izinden gitmesi nedeniyle bu tür suçları ceza almadan işleyebileceğini varsayıyor.’

Uluslararası hukuka göre, Mavi Marmara’nın da Madleen’in de durdurulması hukuka aykırı. İsrail güçlerinin uluslararası aktivistleri uluslararası sularda tutuklama yetkisi yok. Filistinli-Amerikalı avukat ve FFC organizatörü Huwaida Arraf’ın da söylediği gibi: ‘Bu gönüllüler İsrail yargı yetkisine tabi değil ve yardım ulaştırmak veya yasa dışı bir ablukaya itiraz etmek nedeniyle suçlu sayılamazlar. Tutuklanmaları keyfidir ve hukuka aykırıdır; derhal sona erdirilmelidir.’

Abluka altında bir kıyı: Kısıtlanan erişim, yok edilen geçim

(…) İsrail’in hava, kara ve deniz ablukası 2007’de başlasa da İsrail deniz kuvvetleri öncesinde de Gazze’nin kıyı şeridine erişimi izliyor ve kısıtlıyordu. 1993 Oslo Anlaşmaları Filistinlilere kendi suları üzerinde tam egemenlik sağlamazken, balıkçılık ve gaz gibi doğal kaynakların çıkarılması için Gazze kıyılarından 20 deniz mili (37 km) açığa erişim hakkı tanıdı. Bu, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi kapsamında egemen ülkeler için belirlenen 200 deniz mili sınırının sadece yüzde 10’u.

Ancak İsrail bu mesafeye dahi uymadı ve Filistinlileri kıyı şeridinde giderek daha küçük alanlara sıkıştırdı. Bu tutum, Filistinlileri dış dünyadan tamamen koparırken Gazze’nin denizcilik geleneği ve balıkçılık endüstrisi üzerinde yıkıcı bir etki yarattı. (…) Soykırımın başlangıcından bu yana Gazze’deki balıkçılar hedef alındı ​​ve öldürüldü, tekneleri bombalandı ve ekipmanları imha edildi. Bunlardan biri de Gazze’deki tek Filistinli kadın balıkçı olan ve Özgürlük Filosu gemisine adını veren Madleen Kulab. Dört çocuk annesi Madleen, soykırım sırasında defalarca yerinden edildi ve şimdi hasarlı evinde yaşıyor. Balıkçılık günleri de sona erdi.

Uluslararası hukuka göre, BM üyeleri soykırım gibi ağır bir suç işlendiğinde harekete geçme yükümlülüğüne sahip. Silah ambargosu da dahil olmak üzere yaptırımlar uygulamaları gerekir. Madleen’deki aktivistlerin çoğunun geldiği Avrupa Birliği ülkeleriyse bu yükümlülükten vazgeçmekle kalmadı, aynı zamanda Avrupa kamuoyu İsrail rejimine ve devam eden soykırımına karşı çıksa da İsrail’e silah tedarik etmeye devam etti.

Durdurulsa da duyulan bir ses: Madleen’in çağrısı

Madleen’deki aktivistler hedeflerine ulaşamayacaklarını biliyorlardı, ancak dünyanın dikkatini tekrar Gazze’ye çekmek ve hükümetlerinin suç teşkil eden eylemsizliğine vurgu yapmak için hayatlarına mal olabilecek bu dayanışma eylemine katılmayı seçtiler. Greta’nın dediği gibi: ‘Bunu yapıyoruz, çünkü ne olursa olsun denemekten vazgeçmemeliyiz, zira denemeyi bıraktığımız an insanlığımızı kaybettiğimiz andır.’

Madleen denizde durdurulmuş olabilir, ancak mesajı çok uzaklara ulaşıyor: Abluka görünmez değil ve sonsuza dek de olmayacak. Yolu kesilen her gemi, tutuklanan her aktivist, her meydan okuma eylemi Gazze’nin unutulmadığını, özgürlük geri gelene ve adalet sağlanana kadar denizin Filistin kurtuluş mücadelesinde bir cephe hattı olmaya devam edeceğini bir kez daha teyit ediyor.”

Bu yazı ilk kez 12 Haziran 2025’te yayımlanmıştır.

Yara Hawari’nin Al Jazeera internet sitesinde yayımlanan “The Freedom Flotilla achieved its mission” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://www.aljazeera.com/opinions/2025/6/9/the-freedom-flotilla-achieved-its-mission

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x