Geleceğimiz için ekonominin doğadan alması gereken ders ne?

2030 yılında dünya nüfusu 8,5 milyar olacak ve kaynaklarımız yetersiz kalacak. Zira dünyanın yeniden üretebileceğinden neredeyse iki kat fazla kaynak kullanıyoruz. Oysa ekonomik büyüme, tüketim ve doğal kaynakların kullanımı arasındaki zarar verici ilişkiyi durdurmak mümkün.

Döngüsel ekonomi, doğrusal ekonominin “kullan-at” kalıbını kırarak atıksız bir dünya oluşturmayı amaçlıyor. Next Now Strategies kurucusu ve CEO’su Jessica Long, World Economic Forum’un internet sitesinde yayımlanan yazısında, doğadan alınan ilhamla önümüzdeki 10 yılda 4,5 trilyon dolarlık bir fırsat sunan döngüsel ekonomi modellerini anlatıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Döngüsel ekonomi, iş dünyasının liderleri, yatırımcılar, aktivistler, ekonomistler ve çevreciler için evrensel çekiciliği olan düzen bozucu kavramlardan biri. Nüfus artışı devam ederken yenileyici tarımdan takasa, onarım ve yeniden kullanımdan yenilenebilir enerji ve bitki bazlı et alternatiflerine kadar döngüsellik kavramları yüzyıllardır varlığını sürdürüyor.

Bütün bunların gezegene sağladığı faydalar ise her zamankinden daha görünür hale geldi. Nitekim ekonomik büyümeyi kıt doğal kaynakların kullanımından ayrı tutarak, gezegenimizi tüketmeden tüketim yapabiliriz. İş dünyası, önümüzdeki 10 yıl içinde 4,5 trilyon dolar gibi yüksek bir miktarda fırsat elde edebilir. Büyüme ile sosyal ilerleme yeniden birleştirilerek yeni işler, ürün ve hizmetlere erişimde ve sağlıkta daha iyi koşullar yaratılabilir ve toplumsal fayda sağlanabilir.

Neden yeni bir modele ihtiyacımız var?

İlk Sanayi Devrimi’nden bu yana ekonomik büyüme ile doğal kaynakların kullanımı arasında birebir bir ilişki söz konusu oldu. Bugünse kaynakları, dünyanın yeniden üretebileceğinden neredeyse iki kat fazla kullanıyoruz. 2030 yılına kadar nüfusun 8,5 milyar olacağı öngörülürken, küresel talepte gıdaya %35, suya %40 ve enerjiye %50 oranlarında artış olması bekleniyor. (…) Sınırı olmayan tüketim ve üretimin ise ciddi olumsuz sonuçları var: Hava ve toprak kirliliği, okyanus yaşamının yok edilmesi, şiddetli hava olayları, gıda ve enerji kıtlığı…”

Yazar, döngüsel ekonominin ekonomik büyüme, tüketim ve doğal kaynakların kullanımı arasındaki zarar verici ilişkiyi durdurmak ve hatta tersine çevirmek için bir yol sunduğunu söylüyor: “Döngüsel ekonomi iş modelleri, atıksız bir dünya tasvir ediyor. Bu sayede değer zincirlerimizdeki atık kaynaklarını ortadan kaldırarak çevremize zarar veren sistemleri durdurabilir, trilyonları bulan ekonomik değer elde edebilir, daha sağlıklı ürün ve hizmetlere erişimi teşvik edebiliriz.

Başka yol yok gibi görünse de bugün dünya ekonomisinin yalnızca %8,6’sı ‘döngüsel’ olarak kabul ediliyor. Kıt, bakir kaynaklara yönelik küresel talep, bu döngüyü kırmanın gerekliliğine rağmen artmaya devam ediyor.

Peki, COVID sonrası bir dünyayı yeniden inşa ederken doğrusaldan döngüsele geçişi nasıl hızlandırabiliriz?

Dengeyi sağlamak için en iyi öğretmen: Doğa

Cevap çevremizde, her yerde. Doğal dünya, dengeyi koruyarak çoğalır, büyür ve tüketir. National Geographic kaşiflerinden Dr. Enric Sala bunu The Nature of Nature (Doğanın Doğası) ile açıklıyor: ‘İnsan dışı ekosistemlerde her şey yeniden kullanılıyor veya başka bir amaca uygun hale getiriliyor. Doğal dünya, her şeyin yaşam süresini tamamladıktan sonra başka bir şeyin kaynağı haline geldiği mükemmel bir döngüsel ekonomidir.’

Doğadan alınan ve döngüsel ekonomi iş modelleri ve çözümleriyle halihazırda uygulanan dört ders ise şöyle:

1. Yenile ve yeniden oluştur: Doğadaki döngüsel ekonominin klasik bir örneği, kaynakların (su, karbon, mineraller vb.) yeni veya mevcut sistemlerde yeniden kullanılmasıdır.

Hızlı moda endüstrisi israfla mücadele ediyor. Bugün, giysilerin %1’inden azı kullanım sonunda geri dönüştürülüyor ve bu nedenle yılda 500 milyar dolardan fazla değer kaybediliyor. Tekstil inovasyon şirketi Evrnu, ‘Orijinal fiber molekülleri yüksek performanslı yenilenebilir liflere dönüştürmek için yeniden polimerizasyon’ kullanan NuCyl teknolojisi ile bu atığı ortadan kaldırmaya çalışıyor. Temel amaç, atılan giysileri birden fazla kez yeni materyallere dönüştürmek.

Başka bir örnek de ABD merkezli Kambriyen Innvation’dan geliyor. Şirket, atık suyu temiz suya ve enerjiye dönüştürmek için belirli mikrop ve elektrot etkileşimlerinden elektrik üretimine dayanan biyoelektrokimyasal teknolojiler kullanıyor.

2. Koru ve ömrü uzat: Bitkiler ve hayvanların kendilerini ve çevrelerini koruma yetenekleri uzun süredir araştırılıyor.

Bombyx mori ipekböceklerini inceleyen Mori, gıdalarda bozulmaya neden olan ana faktörleri ortadan kaldırarak raf ömrünü iki katına çıkaran ve ambalaj kullanımını azaltan koruyucu bir katman geliştirmiş. İnsanlar için üretilen gıdanın neredeyse üçte birinin atılması ya da kaybedilmesi yılda yaklaşık 1 trilyon dolara mal oluyor. Dolayısıyla gıda israfıyla mücadelede çok fazla fırsat söz konusu.

3. Havadan değer yaratmak: Hava, doğal ekosistemimizde kritik bir rol oynuyor ve yenilikçi şirketler, havanın nasıl yeni bir değer kaynağı olabileceğiyle ilgileniyor.

(…) Air Protein, havada bulunan elementleri (karbondioksit, oksijen, nitrojen) kullanarak tarımda dönüşüm yaratıyor ve bunları ete alternatif proteinlere dönüştürüyor.

MIT Media Lab deneyi olarak başlatılan Graviky, karbondioksit emisyonunu mürekkebe dönüştürüyor. Şimdilerde bu teknolojisini ambalaj ve gelişmiş malzemeleri dönüştürmek için kullanmanın yollarını araştırıyor.

4. En zorlu atıkları bile değere dönüştürmek: ‘Atık’ kavramı doğada gerçekten yok. Örneğin ölü yapraklar ve hayvan dışkıları yaşam için kritik yakıtlar. Yenilikçi işletmeler, nihai kullanımda ortaya çıkan zorlu ‘atıklarla’ nasıl başa çıkabileceğimizi de araştırıyor.

HomeBiogas, evsel atıkları değerli gübre ve temiz pişirme yakıtlarına dönüştürerek azaltıyor, maddi tasarruf sağlıyor ve kirli yakıtlardan kaynaklanan ölümleri önlüyor.

He yıl ömrünü tamamlayan 1,5 milyar araba lastiğinin çoğu yakılıyor veya çöp sahasına gönderiliyor. Ecore, kullanılmış lastikleri yeni ürünlere dönüştüren atıksız bir üretim süreci izliyor.” (…)

Her şey ekosistemle ilgili

Long, doğadan ilham alan çözümlerin cesaret verici olduğunu; ekonomimize, gezegenimize ve topluma fayda sağladıklarını söylüyor: “Büyüyen dünyamızı beslemek için doğayı, teknolojiyi ve insani becerileri bir araya getirebileceğimizi, aynı zamanda eşitliği daha ileriye taşıyıp gezegeni koruyabileceğimizi gösteriyorlar. Gezegenimiz de bize bu çözümlerin tek başına uygulanamayacağını hatırlatıyor. Tıpkı doğal dünyada olduğu gibi, döngüsel ekonomi için de uyum içinde çalışan bir iş çözümleri ekosistemine ihtiyacımız var.

Plastikleri ele alalım. Milyarları ilgilendiren ve şirketlerin atıklarla başa çıkmak için taahhütlerde bulundukları bir alan. Paketleme için geliştirdiğimiz biyo bazlı malzemeleri, kullanımları sonunda geri almak için toplama sistemlerine ve lojistiğe ihtiyacımız var. Malzemelerin ayrıldığından emin olmak için geri dönüşüm altyapısına ihtiyacımız var. Bu döngüsel girdilerden yeni ürünler üretmek için tasarıma ve imalata ihtiyacımız var. (…) Değer zincirinin bütününe bakan bazı inisiyatifler, doğrusal ekonominin sistemik sorunlarının üstesinden gelmek için farklı sektörlerden ortakların bu işe dahil edilmesini sağlıyor. Son olarak da bu döngüsel sistemlere değer veren ve bunları talep eden insanlara (tüketiciler, yenilikçiler, yatırımcılar, politika yapıcılar) ihtiyacımız var.

Denge, tıpkı doğada olduğu gibi, daha parlak, daha müreffeh bir gelecek için birlikte çalıştığımızda sağlanabilir ancak.”

Bu yazı ilk kez 12 Kasım 2020’de yayımlanmıştır.

 

Jessica Long’un World Economic Forum’un internet sitesinde yayınlanan “Ekonominin doğadan alması gereken dört ders ne?” başlıklı yazısının bazı bölümleri Nevra Yaraç tarafından İngilizceden Türkçeye çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.https://www.weforum.org/agenda/2020/11/4-lessons-from-nature-to-build-a-circular-economy/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Geleceğimiz için ekonominin doğadan alması gereken ders ne?

2030 yılında dünya nüfusu 8,5 milyar olacak ve kaynaklarımız yetersiz kalacak. Zira dünyanın yeniden üretebileceğinden neredeyse iki kat fazla kaynak kullanıyoruz. Oysa ekonomik büyüme, tüketim ve doğal kaynakların kullanımı arasındaki zarar verici ilişkiyi durdurmak mümkün.

Döngüsel ekonomi, doğrusal ekonominin “kullan-at” kalıbını kırarak atıksız bir dünya oluşturmayı amaçlıyor. Next Now Strategies kurucusu ve CEO’su Jessica Long, World Economic Forum’un internet sitesinde yayımlanan yazısında, doğadan alınan ilhamla önümüzdeki 10 yılda 4,5 trilyon dolarlık bir fırsat sunan döngüsel ekonomi modellerini anlatıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Döngüsel ekonomi, iş dünyasının liderleri, yatırımcılar, aktivistler, ekonomistler ve çevreciler için evrensel çekiciliği olan düzen bozucu kavramlardan biri. Nüfus artışı devam ederken yenileyici tarımdan takasa, onarım ve yeniden kullanımdan yenilenebilir enerji ve bitki bazlı et alternatiflerine kadar döngüsellik kavramları yüzyıllardır varlığını sürdürüyor.

Bütün bunların gezegene sağladığı faydalar ise her zamankinden daha görünür hale geldi. Nitekim ekonomik büyümeyi kıt doğal kaynakların kullanımından ayrı tutarak, gezegenimizi tüketmeden tüketim yapabiliriz. İş dünyası, önümüzdeki 10 yıl içinde 4,5 trilyon dolar gibi yüksek bir miktarda fırsat elde edebilir. Büyüme ile sosyal ilerleme yeniden birleştirilerek yeni işler, ürün ve hizmetlere erişimde ve sağlıkta daha iyi koşullar yaratılabilir ve toplumsal fayda sağlanabilir.

Neden yeni bir modele ihtiyacımız var?

İlk Sanayi Devrimi’nden bu yana ekonomik büyüme ile doğal kaynakların kullanımı arasında birebir bir ilişki söz konusu oldu. Bugünse kaynakları, dünyanın yeniden üretebileceğinden neredeyse iki kat fazla kullanıyoruz. 2030 yılına kadar nüfusun 8,5 milyar olacağı öngörülürken, küresel talepte gıdaya %35, suya %40 ve enerjiye %50 oranlarında artış olması bekleniyor. (…) Sınırı olmayan tüketim ve üretimin ise ciddi olumsuz sonuçları var: Hava ve toprak kirliliği, okyanus yaşamının yok edilmesi, şiddetli hava olayları, gıda ve enerji kıtlığı…”

Yazar, döngüsel ekonominin ekonomik büyüme, tüketim ve doğal kaynakların kullanımı arasındaki zarar verici ilişkiyi durdurmak ve hatta tersine çevirmek için bir yol sunduğunu söylüyor: “Döngüsel ekonomi iş modelleri, atıksız bir dünya tasvir ediyor. Bu sayede değer zincirlerimizdeki atık kaynaklarını ortadan kaldırarak çevremize zarar veren sistemleri durdurabilir, trilyonları bulan ekonomik değer elde edebilir, daha sağlıklı ürün ve hizmetlere erişimi teşvik edebiliriz.

Başka yol yok gibi görünse de bugün dünya ekonomisinin yalnızca %8,6’sı ‘döngüsel’ olarak kabul ediliyor. Kıt, bakir kaynaklara yönelik küresel talep, bu döngüyü kırmanın gerekliliğine rağmen artmaya devam ediyor.

Peki, COVID sonrası bir dünyayı yeniden inşa ederken doğrusaldan döngüsele geçişi nasıl hızlandırabiliriz?

Dengeyi sağlamak için en iyi öğretmen: Doğa

Cevap çevremizde, her yerde. Doğal dünya, dengeyi koruyarak çoğalır, büyür ve tüketir. National Geographic kaşiflerinden Dr. Enric Sala bunu The Nature of Nature (Doğanın Doğası) ile açıklıyor: ‘İnsan dışı ekosistemlerde her şey yeniden kullanılıyor veya başka bir amaca uygun hale getiriliyor. Doğal dünya, her şeyin yaşam süresini tamamladıktan sonra başka bir şeyin kaynağı haline geldiği mükemmel bir döngüsel ekonomidir.’

Doğadan alınan ve döngüsel ekonomi iş modelleri ve çözümleriyle halihazırda uygulanan dört ders ise şöyle:

1. Yenile ve yeniden oluştur: Doğadaki döngüsel ekonominin klasik bir örneği, kaynakların (su, karbon, mineraller vb.) yeni veya mevcut sistemlerde yeniden kullanılmasıdır.

Hızlı moda endüstrisi israfla mücadele ediyor. Bugün, giysilerin %1’inden azı kullanım sonunda geri dönüştürülüyor ve bu nedenle yılda 500 milyar dolardan fazla değer kaybediliyor. Tekstil inovasyon şirketi Evrnu, ‘Orijinal fiber molekülleri yüksek performanslı yenilenebilir liflere dönüştürmek için yeniden polimerizasyon’ kullanan NuCyl teknolojisi ile bu atığı ortadan kaldırmaya çalışıyor. Temel amaç, atılan giysileri birden fazla kez yeni materyallere dönüştürmek.

Başka bir örnek de ABD merkezli Kambriyen Innvation’dan geliyor. Şirket, atık suyu temiz suya ve enerjiye dönüştürmek için belirli mikrop ve elektrot etkileşimlerinden elektrik üretimine dayanan biyoelektrokimyasal teknolojiler kullanıyor.

2. Koru ve ömrü uzat: Bitkiler ve hayvanların kendilerini ve çevrelerini koruma yetenekleri uzun süredir araştırılıyor.

Bombyx mori ipekböceklerini inceleyen Mori, gıdalarda bozulmaya neden olan ana faktörleri ortadan kaldırarak raf ömrünü iki katına çıkaran ve ambalaj kullanımını azaltan koruyucu bir katman geliştirmiş. İnsanlar için üretilen gıdanın neredeyse üçte birinin atılması ya da kaybedilmesi yılda yaklaşık 1 trilyon dolara mal oluyor. Dolayısıyla gıda israfıyla mücadelede çok fazla fırsat söz konusu.

3. Havadan değer yaratmak: Hava, doğal ekosistemimizde kritik bir rol oynuyor ve yenilikçi şirketler, havanın nasıl yeni bir değer kaynağı olabileceğiyle ilgileniyor.

(…) Air Protein, havada bulunan elementleri (karbondioksit, oksijen, nitrojen) kullanarak tarımda dönüşüm yaratıyor ve bunları ete alternatif proteinlere dönüştürüyor.

MIT Media Lab deneyi olarak başlatılan Graviky, karbondioksit emisyonunu mürekkebe dönüştürüyor. Şimdilerde bu teknolojisini ambalaj ve gelişmiş malzemeleri dönüştürmek için kullanmanın yollarını araştırıyor.

4. En zorlu atıkları bile değere dönüştürmek: ‘Atık’ kavramı doğada gerçekten yok. Örneğin ölü yapraklar ve hayvan dışkıları yaşam için kritik yakıtlar. Yenilikçi işletmeler, nihai kullanımda ortaya çıkan zorlu ‘atıklarla’ nasıl başa çıkabileceğimizi de araştırıyor.

HomeBiogas, evsel atıkları değerli gübre ve temiz pişirme yakıtlarına dönüştürerek azaltıyor, maddi tasarruf sağlıyor ve kirli yakıtlardan kaynaklanan ölümleri önlüyor.

He yıl ömrünü tamamlayan 1,5 milyar araba lastiğinin çoğu yakılıyor veya çöp sahasına gönderiliyor. Ecore, kullanılmış lastikleri yeni ürünlere dönüştüren atıksız bir üretim süreci izliyor.” (…)

Her şey ekosistemle ilgili

Long, doğadan ilham alan çözümlerin cesaret verici olduğunu; ekonomimize, gezegenimize ve topluma fayda sağladıklarını söylüyor: “Büyüyen dünyamızı beslemek için doğayı, teknolojiyi ve insani becerileri bir araya getirebileceğimizi, aynı zamanda eşitliği daha ileriye taşıyıp gezegeni koruyabileceğimizi gösteriyorlar. Gezegenimiz de bize bu çözümlerin tek başına uygulanamayacağını hatırlatıyor. Tıpkı doğal dünyada olduğu gibi, döngüsel ekonomi için de uyum içinde çalışan bir iş çözümleri ekosistemine ihtiyacımız var.

Plastikleri ele alalım. Milyarları ilgilendiren ve şirketlerin atıklarla başa çıkmak için taahhütlerde bulundukları bir alan. Paketleme için geliştirdiğimiz biyo bazlı malzemeleri, kullanımları sonunda geri almak için toplama sistemlerine ve lojistiğe ihtiyacımız var. Malzemelerin ayrıldığından emin olmak için geri dönüşüm altyapısına ihtiyacımız var. Bu döngüsel girdilerden yeni ürünler üretmek için tasarıma ve imalata ihtiyacımız var. (…) Değer zincirinin bütününe bakan bazı inisiyatifler, doğrusal ekonominin sistemik sorunlarının üstesinden gelmek için farklı sektörlerden ortakların bu işe dahil edilmesini sağlıyor. Son olarak da bu döngüsel sistemlere değer veren ve bunları talep eden insanlara (tüketiciler, yenilikçiler, yatırımcılar, politika yapıcılar) ihtiyacımız var.

Denge, tıpkı doğada olduğu gibi, daha parlak, daha müreffeh bir gelecek için birlikte çalıştığımızda sağlanabilir ancak.”

Bu yazı ilk kez 12 Kasım 2020’de yayımlanmıştır.

 

Jessica Long’un World Economic Forum’un internet sitesinde yayınlanan “Ekonominin doğadan alması gereken dört ders ne?” başlıklı yazısının bazı bölümleri Nevra Yaraç tarafından İngilizceden Türkçeye çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.https://www.weforum.org/agenda/2020/11/4-lessons-from-nature-to-build-a-circular-economy/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x