Gençler nasıl yatırım yapmalı?

Gençlerin başta borsa olmak üzere yatırım araçlarına ilgisi büyük. Ancak dünya genelinde yatırım araçlarının reel getirileri belki de eskisi gibi hiç olmayacak. O halde gençler yatırımlarında nelere dikkat etmeli?

21. yüzyıl teknolojileri finansı, finans piyasaları oyuncularını da değiştirdi. Artık daha genç bir yatırımcı topluluğu çeşitlenen ve erişimi kolaylaşan yatırım ürünlerinde getiri arıyor. Ancak küresel ekonomi politikte artan belirsizlikler piyasalarda volatiliteyi[1] artırdı. Eski getiriler artık yok. Yüksek getiri vaat eder görünen yeni yatırım araçları ise tuzaklarla dolu? Peki, genç yatırımcılar böylesi bir ortamda nelere dikkat etmeli? The Economist’in tavsiyelerinden bazılarını derledik…

“Genç yatırımcıların ve tasarruf etmeye başlayan herkesin öğrenmesi gereken dersler vardır. Bunların başlıcaları artık klasikleşmiştir: Birikimin büyüsünün harekete geçmesi için erken başlayın; bu büyünün bozulmasını engellemek için maliyetleri azaltın; yatırımlarınızı çeşitlendirin; işiniz bu olmadığı sürece piyasada anlık tepkiler vermekten kaçının; fiyatlar dibe vurduğunda veya gökyüzü başınıza yıkılacakmış gibi göründüğünde bile stratejinize sadık kalın; ve piyasa yükselirken, başkaları zenginleşmesini kıskanırken bile yükselen varlıkları kovalayarak stratejinizi mahvetmeyin…

Altın çağı kaçırdılar

Bu artık yıpranmış listeye, bugünün gençlerine özgü daha da moral bozucu bir ders ekleyin: Ebeveynlerinizin elde ettiği getirilerin miktarına asla ulaşamayacaksınız! 2007-09 küresel mali krizi hesaba katıldığında bile, 2021’e kadar süren 40 yıl yatırımcılar için altın bir çağdı. Bu dönemde hisseler küresel çapta yılda ortalama yüzde 7,4 reel getiri sağladı. Bu, önceki seksen yılda sadece yüzde 4,3’tü.  Buna aynı sıralarda tahvil piyasasında da müthiş bir yükselişe eşlik etti. Aynı dönemde küresel tahviller yıllık bazda yüzde 6,3 reel getiri sağladı. Bu getiri öncesi 80 yıl ortalaması yüzde 0 (sıfır) olmuştu.

Bu altın çağ artık neredeyse kesin olarak sona erdi. Küreselleşme, durgun enflasyon ve hepsinden önemlisi faiz oranlarındaki uzun süreli düşüş bu dönemi başlattı. Bu eğilimlerin hepsi şimdi tersine döndü. Dolayısıyla gençler, ne kadar tasarruf edecekleri, daha azını sunan piyasalardan en iyi şekilde nasıl yararlanacakları ve ahlaki değerlerini getiri arayışıyla nasıl bağdaştıracakları gibi daha zor bir dizi yatırım tercihiyle karşı karşıya ve maalesef şimdiye kadar pek çoğu kötü seçim yapıyor…

Geçmiş performansın gelecekteki getirilerin garantisi olmadığı yönündeki varlık yönetimi sektörünün sürekli tekrarladığı söz, bugüne kadar hiç bu denli yerinde olmamıştı. Piyasa getirileri uzun dönem ortalamalarına dönerse, bugünün 40 yaş altı olarak tanımlanan genç yatırımcıları için fark çok büyük olacak. Hem 1980’lerden önceki cansız yıllar hem de sonraki parlak yıllar dahil olmak üzere, bu uzun dönem ortalamaları hisse senetleri ve tahviller için sırasıyla yılda yüzde 5 ve yüzde 1,7’dir. Bu getirilerle geçen 40 yılın ardından, hisse senetlerine yatırılan 1 doların gerçek değeri 7,04 dolar, tahvillere yatırılan 1,96 dolar olacak. 2021’e kadar 40 yıl boyunca yatırım yapanlar için eşdeğer rakamlar 17,38 dolar ve 11,52 dolardı.

Kısa vadeli yatırımlara yönelim tehlikeli

Bu durum, yeni başlayan yatırımcılar için iki tehlike yaratıyor. Birincisi, kısa döneme bakarak piyasaların servetlerine daha uzun vadeli bir bakış açısının önerebileceğinden çok daha fazla katkıda bulunacağı sonucuna varmalarıdır. Bunun bir sonucu olarak da yatırım getirilerinin geri kalanını karşılayacağını varsayarak emeklilik için çok az tasarruf yapmalarıdır.

İkincisi ise daha da can sıkıcıdır: Yıllarca süren olağandışı getiriler yatırımcılara sadece gerçekçi olmayan büyük umutlar aşılamakla kalmadı, aynı zamanda düşük getiri olasılığını da artırdı. Bu durum en kolay 1980’lerde başlayan tahvil getirilerindeki uzun süreli gerilemeye bakılarak anlaşılabilir. Fiyatlar getirilere ters yönde hareket ettiğinden, bu düşüş tahvil sahipleri için büyük sermaye kazançlarına yol açtı. Bu durum, gelecekteki sermaye kazançları için 1980’lerin başındaki yüzde 16’ya yakın getiri kadar bile alan bırakmıyor.

Aynı mantık, temettü ve kazanç getirilerinin (hisse senedi getirilerinin ana kaynakları) faiz oranlarıyla birlikte düştüğü hisse senetleri için de geçerlidir. Bunun bir sonucu da hissedarların elde ettiği değerleme kazançları oldu. Yine bu kazançlar, özünde, gelecekteki getirilerin öne çekilmesinden, yani fiyatların yükseltilmesinden ve böylece daha sonraki yatırımcıların temettü ödemeleri ve şirket kârlarından bekleyebilecekleri getirilerin düşürülmesinden kaynaklandı. Dolayısıyla bunun bedeli, gelecek nesil için daha mütevazı beklentiler oldu.

Tüm bunlar, genç tasarruf sahiplerinin mantıklı yatırım kararları vermesini olağanüstü önemli kılıyor. İmkânsız piyasa koşullarıyla karşı karşıya kalan genç tasarruf sahipleri, ellerindeki az miktardaki fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek zorunda. Günümüz gençlerinin finansal bilgilere, kullanımı kolay yatırım platformlarına ve düşük maliyetli endeks fonlarına kendilerinden önceki tüm nesillerden daha iyi erişebiliyor olması iyi haber. Kötü haber ise çok sayıda gencin zaten yetersiz olan getiri beklentilerini daha da azaltacak tuzaklara düşüyor olması.

Nakitte kalma tuzağı

İlk tuzak çok fazla nakit tutma gibi eski bir hatadır. Gençler bu konuda özellikle savunmasız. Varlık yönetimi devi Vanguard’ın 2022 yılı sonunda 7 milyon bireysel hesap üzerinde yaptığı analiz, genç kuşakların yaşlılara kıyasla nakde daha fazla pay ayırdığını ortaya koyuyor. Z kuşağının, yani 1996’dan sonra doğanların portföylerinin ortalaması yüzde 29 nakit iken, önceki kuşağınki yüzde 19’dur.

Varlık değerlerinin genel olarak düştüğü bir yılın sonunda genç yatırımcıların nakde sığınma olasılığı daha yüksek olabilir. Ayrıca iş değiştiren ve emeklilik birikimlerini yeni bir hesaba aktaran gençler, portföylerini varsayılan seçenek olarak nakde çevirme eğiliminde. Sonrasında, atalet ya da unutkanlık nedeniyle, büyük çoğunluğu uzun vadede kendilerine daha fazla kazandıracak yatırımlara asla geri dönmüyor.

Hangi sebeple olursa olsun, genç yatırımcıların nakit tercihi onları enflasyona ve başka bir yerdeki getirileri kaçırmanın fırsat maliyetine maruz bırakıyor. Merkez bankalarının faiz artışlarına rağmen, modern yatırım platformlarında tutulan nakit için tipik getiri bonolardakinden bile daha düşüktür. Nakitte kalmak, yatırımcıların satın alma gücünü değil arttırmak, korumakta bile zorlayacaktır.

Tahvile yatırım hızla düşüyor

İkinci tuzak, nakitten sonra diğer “güvenli” varlık sınıfı olan tahvillere yatırım yapma isteksizliği… Tahviller, önceki kuşaklarda yüzde 20’sine kıyasla tipik Z kuşağı portföyünün sadece yüzde 5’ini oluşturuyor ve her kuşağın bir öncekine kıyasla tahvillere yatırım yapma olasılığı daha düşüktür. Genç yatırımcıların büyüdüğü piyasalar göz önüne alındığında bu durum şaşırtıcı olmayabilir. Küresel mali krizden sonraki yıllar boyunca, zengin dünyanın çoğunda devlet tahvilleri çok az, hatta hiç getiri sağlamadı. Ardından, geçen yıl faiz oranlarının yükselmesiyle birlikte, “güvenli” varlıklar olarak kabul edilemeyecek kadar büyük kayıplar yaşadılar.

Ancak tahvilleri küçümsemek anlaşılabilir olsa bile akıllıca değildir. Artık 2010’lara kıyasla daha yüksek getiri sunuyorlar. Daha da önemlisi, nakit paranın sahip olmadığı enflasyondan daha yüksek bir getiri sağlarlar.

Tematik yatırımların tehlikeleri

Üçüncü tuzağın adı onu kimin tarif ettiğine bağlıdır. Varlık yönetimi sektörü bunu “tematik yatırım” olarak adlandırıyor. Daha az kibar bir ifadeyle bu, en son piyasa eğilimini yakalamak ve yatırımcıları piyasayı alt edebilecek kadar becerikli oldukları konusunda pohpohlamak için özelleştirilmiş ürünler satma uygulamasıdır.

Günümüzün uzmanlaşmış yatırımları büyük ölçüde, borsa yatırım fonları (İng. Exchange-Traded Funds: ETF) aracılığıyla yapılıyor. Daha saygın bir şekilde, yaşlanan nüfus ve yapay zekâ gibi gerçekten getiri sağlayabilecek mega temalardan kâr elde etmek isteyenler de var. Muazzam bir alt kategori de çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerine göre yatırım yapan stratejilerden oluşuyor.

Niş stratejiler yeni bir şey değil. Bunları kullanan yatırımcılar daha fazla volatilite, daha az likidite ve yüksek komisyonlarla karşı karşıya kalıyor. Genel piyasaya odaklananlara kıyasla, trendlerin değişmesi konusunda daha büyük bir risk alırlar. Mantıklı temalar seçenler bile profesyonel para yöneticileriyle rekabet halindedir.

Bununla birlikte, ETF’lerin bir telefon ekranına birkaç dokunuşla özelleştirilebilmesi, reklamının yapılabilmesi ve satılabilmesi, önceki nesil yatırımcıların aşina olmadığı bir durumdur. Pazarlamalarına eşlik eden ahlaki çekicilik de öyle. ESG araçları gençlere etik açıdan tarafsız bir seçenek olarak sunuluyor. Birikimlerinizi büyütürken aynı zamanda toplumu ve gezegeni kurtaracak yatırımlar varsa, hangi canavar sıradan, kirli olanı satın alır?

Genç yatırımcılar için ‘huzur duası’

Günümüz gençlerinin yatırım beklentileri ile ebeveynlerininkiler arasındaki büyük farkın yanında, bu tuzaklardan kaçınarak elde edilecek faydalar küçük görünebilir. Aslında, tam da piyasalar bu kadar cazip görünmediği için genç yatırımcılar getiri toplamak zorundadır. Bu arada, oluşturmakta oldukları yatırım alışkanlıkları bir süre daha devam edebilir.

Dolayısıyla bugünün genç yatırımcılarının önümüzdeki on yıllar boyunca izleyecekleri stratejileri seçiyor olmaları çok olasıdır. O yüzden yatırımcıların “huzur duası” en iyi yatırım tavsiyesi olabilir:  “Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için huzur, değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret ve aradaki farkı bilmek için bilgelik nasip et”.

Bu yazı ilk kez 27 Aralık 2023’te yayımlanmıştır.

 

The Economist’te yayınlanan “Gençler nasıl yatırım yapmalı?” başlıklı yazıdan bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. https://www.economist.com/finance-and-economics/2023/11/16/how-the-young-should-invest

[1]  Oynaklık; genellikle bir finansal enstrümanın belirli bir zaman aralığında gözlenen değer değişiminin standart sapması…

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Gençler nasıl yatırım yapmalı?

Gençlerin başta borsa olmak üzere yatırım araçlarına ilgisi büyük. Ancak dünya genelinde yatırım araçlarının reel getirileri belki de eskisi gibi hiç olmayacak. O halde gençler yatırımlarında nelere dikkat etmeli?

21. yüzyıl teknolojileri finansı, finans piyasaları oyuncularını da değiştirdi. Artık daha genç bir yatırımcı topluluğu çeşitlenen ve erişimi kolaylaşan yatırım ürünlerinde getiri arıyor. Ancak küresel ekonomi politikte artan belirsizlikler piyasalarda volatiliteyi[1] artırdı. Eski getiriler artık yok. Yüksek getiri vaat eder görünen yeni yatırım araçları ise tuzaklarla dolu? Peki, genç yatırımcılar böylesi bir ortamda nelere dikkat etmeli? The Economist’in tavsiyelerinden bazılarını derledik…

“Genç yatırımcıların ve tasarruf etmeye başlayan herkesin öğrenmesi gereken dersler vardır. Bunların başlıcaları artık klasikleşmiştir: Birikimin büyüsünün harekete geçmesi için erken başlayın; bu büyünün bozulmasını engellemek için maliyetleri azaltın; yatırımlarınızı çeşitlendirin; işiniz bu olmadığı sürece piyasada anlık tepkiler vermekten kaçının; fiyatlar dibe vurduğunda veya gökyüzü başınıza yıkılacakmış gibi göründüğünde bile stratejinize sadık kalın; ve piyasa yükselirken, başkaları zenginleşmesini kıskanırken bile yükselen varlıkları kovalayarak stratejinizi mahvetmeyin…

Altın çağı kaçırdılar

Bu artık yıpranmış listeye, bugünün gençlerine özgü daha da moral bozucu bir ders ekleyin: Ebeveynlerinizin elde ettiği getirilerin miktarına asla ulaşamayacaksınız! 2007-09 küresel mali krizi hesaba katıldığında bile, 2021’e kadar süren 40 yıl yatırımcılar için altın bir çağdı. Bu dönemde hisseler küresel çapta yılda ortalama yüzde 7,4 reel getiri sağladı. Bu, önceki seksen yılda sadece yüzde 4,3’tü.  Buna aynı sıralarda tahvil piyasasında da müthiş bir yükselişe eşlik etti. Aynı dönemde küresel tahviller yıllık bazda yüzde 6,3 reel getiri sağladı. Bu getiri öncesi 80 yıl ortalaması yüzde 0 (sıfır) olmuştu.

Bu altın çağ artık neredeyse kesin olarak sona erdi. Küreselleşme, durgun enflasyon ve hepsinden önemlisi faiz oranlarındaki uzun süreli düşüş bu dönemi başlattı. Bu eğilimlerin hepsi şimdi tersine döndü. Dolayısıyla gençler, ne kadar tasarruf edecekleri, daha azını sunan piyasalardan en iyi şekilde nasıl yararlanacakları ve ahlaki değerlerini getiri arayışıyla nasıl bağdaştıracakları gibi daha zor bir dizi yatırım tercihiyle karşı karşıya ve maalesef şimdiye kadar pek çoğu kötü seçim yapıyor…

Geçmiş performansın gelecekteki getirilerin garantisi olmadığı yönündeki varlık yönetimi sektörünün sürekli tekrarladığı söz, bugüne kadar hiç bu denli yerinde olmamıştı. Piyasa getirileri uzun dönem ortalamalarına dönerse, bugünün 40 yaş altı olarak tanımlanan genç yatırımcıları için fark çok büyük olacak. Hem 1980’lerden önceki cansız yıllar hem de sonraki parlak yıllar dahil olmak üzere, bu uzun dönem ortalamaları hisse senetleri ve tahviller için sırasıyla yılda yüzde 5 ve yüzde 1,7’dir. Bu getirilerle geçen 40 yılın ardından, hisse senetlerine yatırılan 1 doların gerçek değeri 7,04 dolar, tahvillere yatırılan 1,96 dolar olacak. 2021’e kadar 40 yıl boyunca yatırım yapanlar için eşdeğer rakamlar 17,38 dolar ve 11,52 dolardı.

Kısa vadeli yatırımlara yönelim tehlikeli

Bu durum, yeni başlayan yatırımcılar için iki tehlike yaratıyor. Birincisi, kısa döneme bakarak piyasaların servetlerine daha uzun vadeli bir bakış açısının önerebileceğinden çok daha fazla katkıda bulunacağı sonucuna varmalarıdır. Bunun bir sonucu olarak da yatırım getirilerinin geri kalanını karşılayacağını varsayarak emeklilik için çok az tasarruf yapmalarıdır.

İkincisi ise daha da can sıkıcıdır: Yıllarca süren olağandışı getiriler yatırımcılara sadece gerçekçi olmayan büyük umutlar aşılamakla kalmadı, aynı zamanda düşük getiri olasılığını da artırdı. Bu durum en kolay 1980’lerde başlayan tahvil getirilerindeki uzun süreli gerilemeye bakılarak anlaşılabilir. Fiyatlar getirilere ters yönde hareket ettiğinden, bu düşüş tahvil sahipleri için büyük sermaye kazançlarına yol açtı. Bu durum, gelecekteki sermaye kazançları için 1980’lerin başındaki yüzde 16’ya yakın getiri kadar bile alan bırakmıyor.

Aynı mantık, temettü ve kazanç getirilerinin (hisse senedi getirilerinin ana kaynakları) faiz oranlarıyla birlikte düştüğü hisse senetleri için de geçerlidir. Bunun bir sonucu da hissedarların elde ettiği değerleme kazançları oldu. Yine bu kazançlar, özünde, gelecekteki getirilerin öne çekilmesinden, yani fiyatların yükseltilmesinden ve böylece daha sonraki yatırımcıların temettü ödemeleri ve şirket kârlarından bekleyebilecekleri getirilerin düşürülmesinden kaynaklandı. Dolayısıyla bunun bedeli, gelecek nesil için daha mütevazı beklentiler oldu.

Tüm bunlar, genç tasarruf sahiplerinin mantıklı yatırım kararları vermesini olağanüstü önemli kılıyor. İmkânsız piyasa koşullarıyla karşı karşıya kalan genç tasarruf sahipleri, ellerindeki az miktardaki fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek zorunda. Günümüz gençlerinin finansal bilgilere, kullanımı kolay yatırım platformlarına ve düşük maliyetli endeks fonlarına kendilerinden önceki tüm nesillerden daha iyi erişebiliyor olması iyi haber. Kötü haber ise çok sayıda gencin zaten yetersiz olan getiri beklentilerini daha da azaltacak tuzaklara düşüyor olması.

Nakitte kalma tuzağı

İlk tuzak çok fazla nakit tutma gibi eski bir hatadır. Gençler bu konuda özellikle savunmasız. Varlık yönetimi devi Vanguard’ın 2022 yılı sonunda 7 milyon bireysel hesap üzerinde yaptığı analiz, genç kuşakların yaşlılara kıyasla nakde daha fazla pay ayırdığını ortaya koyuyor. Z kuşağının, yani 1996’dan sonra doğanların portföylerinin ortalaması yüzde 29 nakit iken, önceki kuşağınki yüzde 19’dur.

Varlık değerlerinin genel olarak düştüğü bir yılın sonunda genç yatırımcıların nakde sığınma olasılığı daha yüksek olabilir. Ayrıca iş değiştiren ve emeklilik birikimlerini yeni bir hesaba aktaran gençler, portföylerini varsayılan seçenek olarak nakde çevirme eğiliminde. Sonrasında, atalet ya da unutkanlık nedeniyle, büyük çoğunluğu uzun vadede kendilerine daha fazla kazandıracak yatırımlara asla geri dönmüyor.

Hangi sebeple olursa olsun, genç yatırımcıların nakit tercihi onları enflasyona ve başka bir yerdeki getirileri kaçırmanın fırsat maliyetine maruz bırakıyor. Merkez bankalarının faiz artışlarına rağmen, modern yatırım platformlarında tutulan nakit için tipik getiri bonolardakinden bile daha düşüktür. Nakitte kalmak, yatırımcıların satın alma gücünü değil arttırmak, korumakta bile zorlayacaktır.

Tahvile yatırım hızla düşüyor

İkinci tuzak, nakitten sonra diğer “güvenli” varlık sınıfı olan tahvillere yatırım yapma isteksizliği… Tahviller, önceki kuşaklarda yüzde 20’sine kıyasla tipik Z kuşağı portföyünün sadece yüzde 5’ini oluşturuyor ve her kuşağın bir öncekine kıyasla tahvillere yatırım yapma olasılığı daha düşüktür. Genç yatırımcıların büyüdüğü piyasalar göz önüne alındığında bu durum şaşırtıcı olmayabilir. Küresel mali krizden sonraki yıllar boyunca, zengin dünyanın çoğunda devlet tahvilleri çok az, hatta hiç getiri sağlamadı. Ardından, geçen yıl faiz oranlarının yükselmesiyle birlikte, “güvenli” varlıklar olarak kabul edilemeyecek kadar büyük kayıplar yaşadılar.

Ancak tahvilleri küçümsemek anlaşılabilir olsa bile akıllıca değildir. Artık 2010’lara kıyasla daha yüksek getiri sunuyorlar. Daha da önemlisi, nakit paranın sahip olmadığı enflasyondan daha yüksek bir getiri sağlarlar.

Tematik yatırımların tehlikeleri

Üçüncü tuzağın adı onu kimin tarif ettiğine bağlıdır. Varlık yönetimi sektörü bunu “tematik yatırım” olarak adlandırıyor. Daha az kibar bir ifadeyle bu, en son piyasa eğilimini yakalamak ve yatırımcıları piyasayı alt edebilecek kadar becerikli oldukları konusunda pohpohlamak için özelleştirilmiş ürünler satma uygulamasıdır.

Günümüzün uzmanlaşmış yatırımları büyük ölçüde, borsa yatırım fonları (İng. Exchange-Traded Funds: ETF) aracılığıyla yapılıyor. Daha saygın bir şekilde, yaşlanan nüfus ve yapay zekâ gibi gerçekten getiri sağlayabilecek mega temalardan kâr elde etmek isteyenler de var. Muazzam bir alt kategori de çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerine göre yatırım yapan stratejilerden oluşuyor.

Niş stratejiler yeni bir şey değil. Bunları kullanan yatırımcılar daha fazla volatilite, daha az likidite ve yüksek komisyonlarla karşı karşıya kalıyor. Genel piyasaya odaklananlara kıyasla, trendlerin değişmesi konusunda daha büyük bir risk alırlar. Mantıklı temalar seçenler bile profesyonel para yöneticileriyle rekabet halindedir.

Bununla birlikte, ETF’lerin bir telefon ekranına birkaç dokunuşla özelleştirilebilmesi, reklamının yapılabilmesi ve satılabilmesi, önceki nesil yatırımcıların aşina olmadığı bir durumdur. Pazarlamalarına eşlik eden ahlaki çekicilik de öyle. ESG araçları gençlere etik açıdan tarafsız bir seçenek olarak sunuluyor. Birikimlerinizi büyütürken aynı zamanda toplumu ve gezegeni kurtaracak yatırımlar varsa, hangi canavar sıradan, kirli olanı satın alır?

Genç yatırımcılar için ‘huzur duası’

Günümüz gençlerinin yatırım beklentileri ile ebeveynlerininkiler arasındaki büyük farkın yanında, bu tuzaklardan kaçınarak elde edilecek faydalar küçük görünebilir. Aslında, tam da piyasalar bu kadar cazip görünmediği için genç yatırımcılar getiri toplamak zorundadır. Bu arada, oluşturmakta oldukları yatırım alışkanlıkları bir süre daha devam edebilir.

Dolayısıyla bugünün genç yatırımcılarının önümüzdeki on yıllar boyunca izleyecekleri stratejileri seçiyor olmaları çok olasıdır. O yüzden yatırımcıların “huzur duası” en iyi yatırım tavsiyesi olabilir:  “Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için huzur, değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret ve aradaki farkı bilmek için bilgelik nasip et”.

Bu yazı ilk kez 27 Aralık 2023’te yayımlanmıştır.

 

The Economist’te yayınlanan “Gençler nasıl yatırım yapmalı?” başlıklı yazıdan bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. https://www.economist.com/finance-and-economics/2023/11/16/how-the-young-should-invest

[1]  Oynaklık; genellikle bir finansal enstrümanın belirli bir zaman aralığında gözlenen değer değişiminin standart sapması…

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x