Petrol patronlarının öngörüleri ne: Petrol fiyatı 200 dolara çıkar mı?

Ukrayna’yı işgalinin ardından Rusya’ya getirilen yaptırımlar, yeni bir enerji krizine yol açacak mı? Rusya’dan temin edilen enerji nasıl ikame edilecek? Petrol şirketi patronlarının öngörüleri neler?

Binlerce petrol şirketi yöneticisi, 7 Mart’ta S&P Global tarafından her yıl düzenlenen enerji konferansı CERAWeek için dünyanın petrol başkenti Houston’da bir araya geldi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin sebep olduğu jeopolitik gelişmelerin yanında Rusya’ya yönelik yaptırımlar ve ambargo nedeniyle ortaya çıkabilecek enerji krizi, toplantının gündemini oluşturuyordu. Konuyla ilgili The Economist’in internet sitesinde yer alan analiz, OPEC genel sekreteri ve petrol şirketlerinin yöneticilerinin görüşlerinden yola çıkarak önümüzdeki sürece ışık tutuyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Genel Sekreteri Mohammad Barkindo, Houston’da yaptığı konuşmada, son birkaç haftada yaşanan dramatik jeopolitik gelişmeleri aktardı. Barkindo, OPEC kartelinin 1960’taki kuruluşundan bu yana petrolde yedi sancılı yükseliş ve düşüş döngüsüne tanıklık edildiğini ifade etti. Rusya krizinin böylesi bir başka ‘felakete’ yol açabileceği konusunda endişeliydi.

Uyarısı, enerji tarihinde bir dönüm noktasına denk geldi. Vladimir Putin’in Ukrayna’ya yönelik kanlı ve sebepsiz saldırısına misilleme olarak ABD, 8 Mart’ta Rus petrolü ithalatını tamamen yasakladı ve İngiltere önümüzdeki aylarda benzer bir hamle yapabileceğini açıkladı. Başkan Joe Biden, ‘Rusya ekonomisinin ana arterini’ hedef almaktan bahsetti. Hiçbir AB ülkesi ambargoya katılmasa da, aynı gün Avrupa Komisyonu, AB’nin toplam fosil yakıt tüketiminin yaklaşık %40’ını oluşturan Rus gazına olan bağımlılığını bu yıl üçte iki oranında azaltmak, “2030’dan çok önce” de tamamen sonlandırmak için tasarlanan yeni enerji stratejisini açıkladı. Putin, buna, 8 Mart’ta emtia ihracatını kesmekle tehdit eden bir kararnameyle karşılık verdi ki Rusya’nın buğdaydan nikele kadar birçok üründeki büyük rolü göz önüne alındığında bu, dünya pazarlarını alt üst edebilir. Uluslararası gösterge niteliğindeki Brent ham petrolün fiyatı varil başına 130 doların üzerine çıktı. Enerji uzmanı ve S&P Global’in başkan yardımcısı Daniel Yergin, ‘Bu süreç bittiğinde, nasıl biterse bitsin, dünya petrol endüstrisi başka olacak’ diyor.

Petrol şoku yaşanacak mı?

Kısa vadeli bir sonuç, iklim krizini körüklemeye yardımcı olmakla suçlanan büyük petrol şirketlerinin rehabilitasyonu olabilir. Petrol şokunun yaşanma ihtimali, Biden’ın iklim dostu yönetiminin bile ABD’nin pek de sevilmeyen enerji devlerini kucaklamasına yol açtı. Başkanın iklim elçisi John Kerry de dahil olmak üzere yetkililerin, Houston’daki petrolcüleri sönük karbonsuzlaştırma çabalarıyla ilgili paylaması bekleniyordu. Bunun yerine, tonu yumuşattılar ve sakince, petrol CEO’larını Rusya kaynaklı arz kaybını dengelemek üzere daha fazla ham petrol üretmeye teşvik ettiler.

Barkindo, elektrikli otomobil milyarderi Elon Musk’ın bir süre önce attığı tweet’e kinayeli bir atıfta bulundu: ‘Petrol ve gaz üretimini hemen artırmamız gerekiyor.’ Dinleyiciler arasından bir petrolcü, ‘Eh, biz söylemiştik’ halinden epey keyiflenmişti. Adını taşıyan petrol şirketinin patronu John Hess, ‘Enerji geçişi sırasında ülkede, tam da bu noktada güçlü bir petrol ve gaz endüstrisine ihtiyacımız var’ dedi.

Rusya eskiden güvenilir bir ortak olarak görülüyordu. Yergin ise şimdi ‘sadece güvenilmez değil, aynı zamanda istenmeyen’ olarak görüldüğünü söylüyor. Petrol şirketi yöneticileri, Rus petrolünün dokunulmaz hale gelmesi halinde, ham petrol fiyatının bu yıl varil başına 200 dolara ulaşabileceği yönünde endişeliydi. Gergindiler, çünkü sahnedeki duruş bir kenara bırakılırsa, birçok petrol şirketi patronu özel olarak Rus krizinin endüstrileri için ölüm çanları çaldırabileceği konusunda kaygı duyuyor.

AB’nin yeni stratejisi, daha yeşil alternatifleri halihazırda artırıyor. Tüketicileri soğutan ve yatırımcıları sinirlendiren uzun süreli dalgalanma ve yüksek fiyatlar, Amerikalı politikacılara da fosil yakıtlardan uzaklaşmayı hızlandırmak için ihtiyaç duydukları motivasyonu sağlayabilir.

Fiyatlar artacak mı?

Petrol fiyatları yükselmeye devam edecek mi? Yanıt, ambargo başta olmak üzere birkaç faktöre bağlı. ABD, Rusya’dan az miktarda petrol ürünü ithal ediyor, bu da kolayca yönetilebilecek bir kesinti. Amerikan petrol şirketi ConocoPhillips’in baş ekonomisti Helen Currie, Amerikan rafinerileri bu ithalat kaybını optimize etmenin yollarını hâlihazırda buldukları için yasağın fazla bir etkisi olmayacağını düşünüyor. Konferans esnasında Kanadalı enerji şirketleri, Rusya’dan yapılan ithalatın üçte birini ikame etmek üzere üretimi ‘yarın’ artırabileceklerini iddia etti.”

Analizde, Amerika’nın dünyayı küresel bir ambargo etrafında bir araya getirmesi halinde durumun değişebileceği vurgulanıyor: “Ancak böyle bir sonuç pek olası görünmüyor. AB, en azından kısa vadede suskun. Amerikan yaptırımlarından nefret eden ve Rusya’nın işgalini kınamayı reddeden Çin ve Hindistan böylesi bir girişime dahil olmayacaktır. Rice Üniversitesi’nden Kenneth Medlock, Rusya ile Çin arasında yakın tarihli bir gaz anlaşmasının dolar yerine euro üzerinden yapılmasının, iki ülkenin Amerikan yaptırımları karşısında birlikte hareket edebileceğinin bir işareti olduğunu söylüyor. (…)

Fransız veri analizi firması Kayrros’tan Antoine Halff; Avrupalı, Japon ve Güney Koreli alıcıların ‘Rus ham petrolüne dokunmadığını’ doğruluyor. Ancak bazı büyük ticarethanelerin sessizce teslimatları alabileceğine ilişkin fısıltılar duyduğunu da ekliyor. Son iki hafta içinde transit ham petroldeki büyük artış Kayrros’un görüşlerini doğruluyor. Halff ise bunun ilk varış noktalarından reddedilerek yeni alıcılar arayan Rus tankerlerine işaret ettiğini düşünüyor. Savaştan önce günlük 4,5 milyon varil olan piyasadaki Rus ham petrolünün günde 3 milyon varil kadarının piyasa dışı kalabileceğini belirtiyor.

Varillerle ilgili olarak gözler OPEC’e çevriliyor. Barkindo, bu tür fikirleri eleştirerek petrol ürünleri de dahil olmak üzere günde belki 8 milyon varil olarak belirlediği Rus üretimindeki olası kaybın yerini ‘kimsenin dolduramayacağını’ söylüyor: ‘Dünyanın o kadar büyük bir kapasitesi yok.’ Belki de günde 2 milyon varil değerindeki kaybın çoğu Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden karşılanabilir. Amerika’nın yanında yer almak için acele etmek şöyle dursun, bu ülkelerin ABD’nin Ortadoğu’daki politikasından memnun liderlerinin Biden’ın telefonlarına bile cevap vermeyi reddettikleri bildiriliyor. (Barkindo ayrıca Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle üye olmayan ülkelerin oluşturduğu OPEC+ düzenlemesinden çıkarılamayacağını açıkça belirterek kartelin, üyeleri arasında yaşanan 1980’lerdeki İran-Irak ve 1990-91’de Kuveyt-Irak gibi savaşlarda bile tarafsız kaldığını kaydetti.)

Kaya petrolü imdada yetişebilir mi?

Arap şeyhlerinden ses çıkmıyor, peki Amerikan kaya petrolü patronları? Birkaç yıl önce yaşanan çöküşün ardından, Amerikan kaya petrolü üretiminin bu yıl günde 750 bin varil civarında artması bekleniyor. Ancak üretimi daha da artırmak bile kayıp Rus ham petrolünü dengelemek için yeterli olmayacak.

Kaya petrolü alanında büyük holdingleri olan Amerikan petrol şirketi Pioneer Natural Resources’un patronu Scott Sheffield, endüstrinin üretimi 18 ay içinde günde 1,5 milyon varil artırabileceğini söylüyor: ‘Ancak bu, Biden yönetiminin fosil yakıtlar konusundaki felsefesinde değişiklik olması halinde mümkün olabilir’. Ayrıca, geçmişte uçarı kaya petrolü firmalarına oynayıp milyarlarca dolar kaybederek uzun süredir sıkıntı içinde olan yatırımcıları, daha yüksek petrol fiyatlarının üretim artışını haklı çıkardığına ikna etmenin de gerekeceğini söylüyor. (…)

Geriye stratejik rezervler kalıyor. Geçen hafta, enerji tüketen ülkeleri temsil eden yarı resmî organ Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), üyelerinin toplam rezervlerinin %4’üne eşdeğer 60 milyon varil petrolü piyasaya süreceğini duyurdu. 9 Mart’ta da daha fazlasını piyasaya sürmeye hazır olduğunu açıkladı. Bu tür stoklar, Rus üretimindeki kalıcı kaybı telafi edemese de, kriz yatışana veya alternatif arz kaynakları devreye girene kadar birkaç ay boyunca büyük fark yaratabilir. UEA’nın eski bir çalışanı olan Halff, 60 milyon varilin piyasaya sürüldüğüne dair haberler üzerine petrol fiyatlarındaki artışın, bu miktarın ‘son derece az’ olduğunu gösterdiğine; günde 2 milyon varil veya daha fazla miktarda 120 milyon varilin piyasaya sürülmesinin teknik olarak mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Hess, bu ay 120 milyon varilin derhal, gelecek ay 120 milyon varilin ve sonrasında gerekirse daha fazlasının piyasaya sürülmesi gerektiğini söylüyor.

Bu durumda petrol fiyatları kısa vadede tekrar patlama yapmayabilir. Endüstri bu meseleleri sindirdiği için Brent petrolün fiyatı 9 Mart’ta %5’in üzerinde düşüş gösterdi. Ancak Rusya krizi oldukça kısa bir sürede çözülse dahi dünya gelecek yıllar boyunca tehlikeli bir şekilde dengelenmiş, ciddi ölçüde dağınık ve değişken bir petrol piyasasına sıkışıp kalabilir. Fiyatlar tekrar yükselebilir. Hollub, petrol fiyatının varil başına 150 doları aşması ve fiyatın yüksek seyretmesinin talebi yok edeceğini düşünüyor ve bunun ‘çok fazla korku ve endişe’ yaratan bir olasılık olduğunu da ekliyor.

Houston’da, petrolün hem arzının hem de fiyatının nispeten sabit olmasını tercih eden petrol patronlarının korkusu aşikârdı. Halihazırda, sera gazı emisyonları konusunda duyarlı görünen enerji şirketlerini bir araya getiren Petrol ve Gaz İklimi Girişimi’ne başkanlık eden ve İngiliz devi BP’nin eski patronu Bob Dudley, ‘Daha önce bu kadar karamsar bir grupla hiç karşılaşmamıştım’ diyor. Amerika’nın en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatçısı Cheniere’in patronu Jack Fusco’nun enerji seçkinlerine hitaben söylediği gibi, ‘Türbülans daha yeni başladı.’

Bu yazı ilk kez 11 Mart 2022’de yayımlanmıştır.

 

The Economist internet sitesinde yayımlanan “What oil bosses are saying about the global energy crisis” başlıklı yazıdan öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://www.nytimes.com/2022/02/27/world/middleeast/israel-ukraine-russia.html

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Petrol patronlarının öngörüleri ne: Petrol fiyatı 200 dolara çıkar mı?

Ukrayna’yı işgalinin ardından Rusya’ya getirilen yaptırımlar, yeni bir enerji krizine yol açacak mı? Rusya’dan temin edilen enerji nasıl ikame edilecek? Petrol şirketi patronlarının öngörüleri neler?

Binlerce petrol şirketi yöneticisi, 7 Mart’ta S&P Global tarafından her yıl düzenlenen enerji konferansı CERAWeek için dünyanın petrol başkenti Houston’da bir araya geldi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin sebep olduğu jeopolitik gelişmelerin yanında Rusya’ya yönelik yaptırımlar ve ambargo nedeniyle ortaya çıkabilecek enerji krizi, toplantının gündemini oluşturuyordu. Konuyla ilgili The Economist’in internet sitesinde yer alan analiz, OPEC genel sekreteri ve petrol şirketlerinin yöneticilerinin görüşlerinden yola çıkarak önümüzdeki sürece ışık tutuyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Genel Sekreteri Mohammad Barkindo, Houston’da yaptığı konuşmada, son birkaç haftada yaşanan dramatik jeopolitik gelişmeleri aktardı. Barkindo, OPEC kartelinin 1960’taki kuruluşundan bu yana petrolde yedi sancılı yükseliş ve düşüş döngüsüne tanıklık edildiğini ifade etti. Rusya krizinin böylesi bir başka ‘felakete’ yol açabileceği konusunda endişeliydi.

Uyarısı, enerji tarihinde bir dönüm noktasına denk geldi. Vladimir Putin’in Ukrayna’ya yönelik kanlı ve sebepsiz saldırısına misilleme olarak ABD, 8 Mart’ta Rus petrolü ithalatını tamamen yasakladı ve İngiltere önümüzdeki aylarda benzer bir hamle yapabileceğini açıkladı. Başkan Joe Biden, ‘Rusya ekonomisinin ana arterini’ hedef almaktan bahsetti. Hiçbir AB ülkesi ambargoya katılmasa da, aynı gün Avrupa Komisyonu, AB’nin toplam fosil yakıt tüketiminin yaklaşık %40’ını oluşturan Rus gazına olan bağımlılığını bu yıl üçte iki oranında azaltmak, “2030’dan çok önce” de tamamen sonlandırmak için tasarlanan yeni enerji stratejisini açıkladı. Putin, buna, 8 Mart’ta emtia ihracatını kesmekle tehdit eden bir kararnameyle karşılık verdi ki Rusya’nın buğdaydan nikele kadar birçok üründeki büyük rolü göz önüne alındığında bu, dünya pazarlarını alt üst edebilir. Uluslararası gösterge niteliğindeki Brent ham petrolün fiyatı varil başına 130 doların üzerine çıktı. Enerji uzmanı ve S&P Global’in başkan yardımcısı Daniel Yergin, ‘Bu süreç bittiğinde, nasıl biterse bitsin, dünya petrol endüstrisi başka olacak’ diyor.

Petrol şoku yaşanacak mı?

Kısa vadeli bir sonuç, iklim krizini körüklemeye yardımcı olmakla suçlanan büyük petrol şirketlerinin rehabilitasyonu olabilir. Petrol şokunun yaşanma ihtimali, Biden’ın iklim dostu yönetiminin bile ABD’nin pek de sevilmeyen enerji devlerini kucaklamasına yol açtı. Başkanın iklim elçisi John Kerry de dahil olmak üzere yetkililerin, Houston’daki petrolcüleri sönük karbonsuzlaştırma çabalarıyla ilgili paylaması bekleniyordu. Bunun yerine, tonu yumuşattılar ve sakince, petrol CEO’larını Rusya kaynaklı arz kaybını dengelemek üzere daha fazla ham petrol üretmeye teşvik ettiler.

Barkindo, elektrikli otomobil milyarderi Elon Musk’ın bir süre önce attığı tweet’e kinayeli bir atıfta bulundu: ‘Petrol ve gaz üretimini hemen artırmamız gerekiyor.’ Dinleyiciler arasından bir petrolcü, ‘Eh, biz söylemiştik’ halinden epey keyiflenmişti. Adını taşıyan petrol şirketinin patronu John Hess, ‘Enerji geçişi sırasında ülkede, tam da bu noktada güçlü bir petrol ve gaz endüstrisine ihtiyacımız var’ dedi.

Rusya eskiden güvenilir bir ortak olarak görülüyordu. Yergin ise şimdi ‘sadece güvenilmez değil, aynı zamanda istenmeyen’ olarak görüldüğünü söylüyor. Petrol şirketi yöneticileri, Rus petrolünün dokunulmaz hale gelmesi halinde, ham petrol fiyatının bu yıl varil başına 200 dolara ulaşabileceği yönünde endişeliydi. Gergindiler, çünkü sahnedeki duruş bir kenara bırakılırsa, birçok petrol şirketi patronu özel olarak Rus krizinin endüstrileri için ölüm çanları çaldırabileceği konusunda kaygı duyuyor.

AB’nin yeni stratejisi, daha yeşil alternatifleri halihazırda artırıyor. Tüketicileri soğutan ve yatırımcıları sinirlendiren uzun süreli dalgalanma ve yüksek fiyatlar, Amerikalı politikacılara da fosil yakıtlardan uzaklaşmayı hızlandırmak için ihtiyaç duydukları motivasyonu sağlayabilir.

Fiyatlar artacak mı?

Petrol fiyatları yükselmeye devam edecek mi? Yanıt, ambargo başta olmak üzere birkaç faktöre bağlı. ABD, Rusya’dan az miktarda petrol ürünü ithal ediyor, bu da kolayca yönetilebilecek bir kesinti. Amerikan petrol şirketi ConocoPhillips’in baş ekonomisti Helen Currie, Amerikan rafinerileri bu ithalat kaybını optimize etmenin yollarını hâlihazırda buldukları için yasağın fazla bir etkisi olmayacağını düşünüyor. Konferans esnasında Kanadalı enerji şirketleri, Rusya’dan yapılan ithalatın üçte birini ikame etmek üzere üretimi ‘yarın’ artırabileceklerini iddia etti.”

Analizde, Amerika’nın dünyayı küresel bir ambargo etrafında bir araya getirmesi halinde durumun değişebileceği vurgulanıyor: “Ancak böyle bir sonuç pek olası görünmüyor. AB, en azından kısa vadede suskun. Amerikan yaptırımlarından nefret eden ve Rusya’nın işgalini kınamayı reddeden Çin ve Hindistan böylesi bir girişime dahil olmayacaktır. Rice Üniversitesi’nden Kenneth Medlock, Rusya ile Çin arasında yakın tarihli bir gaz anlaşmasının dolar yerine euro üzerinden yapılmasının, iki ülkenin Amerikan yaptırımları karşısında birlikte hareket edebileceğinin bir işareti olduğunu söylüyor. (…)

Fransız veri analizi firması Kayrros’tan Antoine Halff; Avrupalı, Japon ve Güney Koreli alıcıların ‘Rus ham petrolüne dokunmadığını’ doğruluyor. Ancak bazı büyük ticarethanelerin sessizce teslimatları alabileceğine ilişkin fısıltılar duyduğunu da ekliyor. Son iki hafta içinde transit ham petroldeki büyük artış Kayrros’un görüşlerini doğruluyor. Halff ise bunun ilk varış noktalarından reddedilerek yeni alıcılar arayan Rus tankerlerine işaret ettiğini düşünüyor. Savaştan önce günlük 4,5 milyon varil olan piyasadaki Rus ham petrolünün günde 3 milyon varil kadarının piyasa dışı kalabileceğini belirtiyor.

Varillerle ilgili olarak gözler OPEC’e çevriliyor. Barkindo, bu tür fikirleri eleştirerek petrol ürünleri de dahil olmak üzere günde belki 8 milyon varil olarak belirlediği Rus üretimindeki olası kaybın yerini ‘kimsenin dolduramayacağını’ söylüyor: ‘Dünyanın o kadar büyük bir kapasitesi yok.’ Belki de günde 2 milyon varil değerindeki kaybın çoğu Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden karşılanabilir. Amerika’nın yanında yer almak için acele etmek şöyle dursun, bu ülkelerin ABD’nin Ortadoğu’daki politikasından memnun liderlerinin Biden’ın telefonlarına bile cevap vermeyi reddettikleri bildiriliyor. (Barkindo ayrıca Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle üye olmayan ülkelerin oluşturduğu OPEC+ düzenlemesinden çıkarılamayacağını açıkça belirterek kartelin, üyeleri arasında yaşanan 1980’lerdeki İran-Irak ve 1990-91’de Kuveyt-Irak gibi savaşlarda bile tarafsız kaldığını kaydetti.)

Kaya petrolü imdada yetişebilir mi?

Arap şeyhlerinden ses çıkmıyor, peki Amerikan kaya petrolü patronları? Birkaç yıl önce yaşanan çöküşün ardından, Amerikan kaya petrolü üretiminin bu yıl günde 750 bin varil civarında artması bekleniyor. Ancak üretimi daha da artırmak bile kayıp Rus ham petrolünü dengelemek için yeterli olmayacak.

Kaya petrolü alanında büyük holdingleri olan Amerikan petrol şirketi Pioneer Natural Resources’un patronu Scott Sheffield, endüstrinin üretimi 18 ay içinde günde 1,5 milyon varil artırabileceğini söylüyor: ‘Ancak bu, Biden yönetiminin fosil yakıtlar konusundaki felsefesinde değişiklik olması halinde mümkün olabilir’. Ayrıca, geçmişte uçarı kaya petrolü firmalarına oynayıp milyarlarca dolar kaybederek uzun süredir sıkıntı içinde olan yatırımcıları, daha yüksek petrol fiyatlarının üretim artışını haklı çıkardığına ikna etmenin de gerekeceğini söylüyor. (…)

Geriye stratejik rezervler kalıyor. Geçen hafta, enerji tüketen ülkeleri temsil eden yarı resmî organ Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), üyelerinin toplam rezervlerinin %4’üne eşdeğer 60 milyon varil petrolü piyasaya süreceğini duyurdu. 9 Mart’ta da daha fazlasını piyasaya sürmeye hazır olduğunu açıkladı. Bu tür stoklar, Rus üretimindeki kalıcı kaybı telafi edemese de, kriz yatışana veya alternatif arz kaynakları devreye girene kadar birkaç ay boyunca büyük fark yaratabilir. UEA’nın eski bir çalışanı olan Halff, 60 milyon varilin piyasaya sürüldüğüne dair haberler üzerine petrol fiyatlarındaki artışın, bu miktarın ‘son derece az’ olduğunu gösterdiğine; günde 2 milyon varil veya daha fazla miktarda 120 milyon varilin piyasaya sürülmesinin teknik olarak mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Hess, bu ay 120 milyon varilin derhal, gelecek ay 120 milyon varilin ve sonrasında gerekirse daha fazlasının piyasaya sürülmesi gerektiğini söylüyor.

Bu durumda petrol fiyatları kısa vadede tekrar patlama yapmayabilir. Endüstri bu meseleleri sindirdiği için Brent petrolün fiyatı 9 Mart’ta %5’in üzerinde düşüş gösterdi. Ancak Rusya krizi oldukça kısa bir sürede çözülse dahi dünya gelecek yıllar boyunca tehlikeli bir şekilde dengelenmiş, ciddi ölçüde dağınık ve değişken bir petrol piyasasına sıkışıp kalabilir. Fiyatlar tekrar yükselebilir. Hollub, petrol fiyatının varil başına 150 doları aşması ve fiyatın yüksek seyretmesinin talebi yok edeceğini düşünüyor ve bunun ‘çok fazla korku ve endişe’ yaratan bir olasılık olduğunu da ekliyor.

Houston’da, petrolün hem arzının hem de fiyatının nispeten sabit olmasını tercih eden petrol patronlarının korkusu aşikârdı. Halihazırda, sera gazı emisyonları konusunda duyarlı görünen enerji şirketlerini bir araya getiren Petrol ve Gaz İklimi Girişimi’ne başkanlık eden ve İngiliz devi BP’nin eski patronu Bob Dudley, ‘Daha önce bu kadar karamsar bir grupla hiç karşılaşmamıştım’ diyor. Amerika’nın en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatçısı Cheniere’in patronu Jack Fusco’nun enerji seçkinlerine hitaben söylediği gibi, ‘Türbülans daha yeni başladı.’

Bu yazı ilk kez 11 Mart 2022’de yayımlanmıştır.

 

The Economist internet sitesinde yayımlanan “What oil bosses are saying about the global energy crisis” başlıklı yazıdan öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://www.nytimes.com/2022/02/27/world/middleeast/israel-ukraine-russia.html

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x