Balık yağı takviyesi faydalı mı, değil mi?

Pek çok derde deva olduğu söylenen Omega-3 deposu balık yağı içeren takviyeler ve ilaçlar dünyada milyar dolarlık bir pazar oluşturdu. Ama bilim dünyasında tartışması sürüyor. Bazı araştırmalar balık yağının yeni yararlarını keşfederken diğerleri onları çürütüyor.

Google’da “balık yağının faydaları” diye arama yapsanız İngilizcede 200 milyondan, Türkçede ise 120 binden fazla sonuç ile karşılaşırsınız. Omega-3 deposu balık yağı tüm dünyada revaçta. Özellikle yaşlılar, hamile kadınlar ve çocuklara şiddetle tavsiye ediliyor. Balık yağı tabletler köşedeki markete kadar indi. Peki, balık yağı gerçekten ileri sürüldüğü gibi her derde dava mı? İddiaların bilimsel temeli var mı?

Balık yağına ilişkin bilim dünyasındaki tartışmaları derleyen The Atlantic yazarı Jacob Stern sonucun son derece kafa karıştırıcı olduğunu belirtiyor.

Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Başlangıçta her şey heyecan vericiydi. Danimarkalı bir araştırma ekibi, 1971 yılında Grönland Adası’nın kuzeybatı sahilinde yaşayan Eskimo toplumunda diyabet ve kalp hastalığının önemli ölçüde düşük olduğunu keşfettiler. Araştırmacılar bu durumu onların yüksek deniz yağıyla beslenmesine, bir başka deyişle balık yağına bağladılar. Bir zamanlar görece düşük sayıda Amerikalının muzdarip olduğu kalp hastalıkları 20’inci yüzyıl sonunda patlama yapmıştı ve balık yağı basit bir çözüm gibi görünüyordu. Balık yiyerek kalp hastalığından korunan toplulukların varlığı muhteşem görünüyordu.

Balık yağının yararına ilişkin iddialar kalp hastalıklarıyla kalmadı. Kısa süre sonra balık yağı her derde deva görülmeye başlandı. Bunamaya, depresyona, obeziteye ve hatta kansere karşı etkili olduğu ileri sürüldü. Haberler ve kitaplar iddiaları papağan gibi tekrar ediyordu. Nihayetinde takviye ilaç üreticileri bunu nakde çevirmeye başladı. 2014 yılına gelindiğinde balık yağı takviye ilaçları bir milyar dolarlık bir pazara ulaştı. Bugün bu pazar astronomik oranda büyüyor. Bu arada balık yağının şifalı özelliklerine ilişkin bilimsel çalışmalar ise, nasıl demeli, daha az astronomik olarak büyüyor. İlk araştırmalar sadece gözlemlere dayanıyordu, yani sadece bağlantılar kuruyor, anlamlı neden sonuç ilişkisi vermiyordu. Randomize kontrollü deneyler sonunda başladı, ancak sonuçlar en iyi ifadeyle ‘karışıktı’.

Kanıtlanmış yararı çok az

Yapılan on binlerce araştırmanın ardından söylenecek tek şey şu; balık yağının nelere kadir olup olmadığını kesinlikle bilemiyoruz. Uzmanların çoğu balık yağının belli koşullarda mütevazı yararları olduğunu kabul ediyor. Balık yağındaki meşhur Omega-3’ün kalp yetmezliğine neden olan yağ seviyesini düşürdüğü, erken doğumların önlenmesine yardımcı olduğu ve bebek mamalarının besin değerini arttırdığı kanıtlandı.

Ancak bunlar erken dönemdeki araştırmaların balık yağının “oyunun kurallarını değiştireceği” iddialarıyla karşılaştırıldığında çok mütevazı sonuçlar. Örneğin Omega-3 tipleri olan DHA ile EPA’nın hangisinin daha yararlı olduğu bilinmiyor. Belki ikisini birlikte almak gerekiyor. Ya da belki de bu ikisi balığın diğer bölgeleriyle birlikte tüketmek gerekiyor.

Sorular bununla da bitmiyor. Belki söz konusu yararların balık tüketmekle ilgisi yoktur, balık yerken hamburger veya pirzola yemiyorsunuzdur. Belki her şey genel beslenme düzeninizle alakalıdır. Belki de beslenmenizle hiç alakalı değildir. Belki de balık yiyenler daha zengindir ve buna bağlı olarak her şeyden önce daha sağlıklıdır. Ya da tümüyle farklı bir neden vardır.

Balık yağlı kalp ilacı arkasındaki gerçekler

2010’lu yıllarda balık yağı üzerine yapılan araştırmalar hiçbir sonuç vermedi. Ardından, ilaç şirketi Amarin’in balık yağı bazlı kalp ilacı Vascepa’nın test edilmesi için fon sağladığı REDUCE-IT araştırması geldi. Sonuçları 2018’de açıklanan araştırmaya göre Vascepa, zaten başka kolesterol düşürme tedavisi uygulanan yüksek riskli yetişkinlerde kalp yetmezliği ve diğer ciddi kardiyovasküler sorunları yüzde 25 gibi inanılmaz oranda düşürüyor. Balık yağı görünüşe göre yeniden işbaşı yapmıştı. Araştırmanın başyazarı olan Harvard Üniversitesi kardiyologlarından Deepak Bhatt, sonuçları Amerikan Kalp Derneği’nde sunduğunda ayakta alkışlanmıştı. ABD Gıda ve İlaç Dairesi FDA, REDUCE-IT araştırmasına dayanarak ertesi yıl ilaca kullanım izni verdi. FDA, aynı ilaca başka kullanım amacı için daha önce de izin vermişti.

Plasebo masum değilmiş

Ancak bu zaferin ardından tartışmalar başladı. Bazı kardiyologlar Bhatt’ın araştırmasında balık yağına benzediği için mineral yağ bazlı bir plasebo kullanıldığını çabuk fark etti. Bu plasebonun etkisiz olmadığı ve aslında insanlara zarar verdiği ortaya çıktı. Kısa süre önce Circulation dergisinde çıkan bir araştırmaya göre söz konusu plasebo deneye katılan gönüllülerin kalp krizi ve felç riskini artırıyor. Çoğu araştırmacı bu sonuçların Vascepa’nın iyi bir ilaç olduğundan değil, kötü bir plasebo kullanıldığı için iyi bir ilaç gibi göründüğünü kanıtladığına inanıyor. Hatta ilaca onay veren iki FDA yetkilisi, Circulation’da yayınlanan araştırma sonuçlarını daha önce ellerinde olsa onay vermeyebileceklerini söyledi.

İşin kafa karıştırıcı yanı, Circulation’da yayınlanan araştırma da ilaç şirketi Amarin tarafından finanse edildi ve 13 yazarı arasında REDUCE-IT araştırmasının başyazarı Bhatt da bulunuyor. Amarin ve Bhatt ise REDUCE-IT araştırmasının arkasında olmayı sürdürdüklerini ve araştırmanın olumlu sonuçlarının plasebo ile açıklanamayacağı görüşünü savundular. Bugüne kadar yapılan en büyük D vitamini ve Omega-3 araştırmasına imza atan ekibin lideri olan Boston’daki Brigham ve Kadın Hastanesi Önleyici Tıp Bölümü Başkanı JoAnn Manson ise Vascepa’nın etkisiz olmasa bile tehlikeli olduğunu düşünüyor. Çünkü bazı araştırmalara göre günlük aşırı dozda balık yağı kalp ritim bozukluğu riskini artırıyor.

Bu arada doktorların yeni bir araştırma ortaya çıkana kadar Vascepa’dan vazgeçmesi muhtemel görünmüyor. Amarin tek ürünü olan Vascepa sayesinde, 2022 yılının ilk çeyreğinde yaklaşık 100 milyon dolarlık satışa ulaştı.

Takviye ilaçları batıl mı?

Bu, yeni bir durum değil. Harvard Tıp Fakültesi profesörlerinden Pieter Cohen, “Balık yağı takviyelerinin ortalama, sağlıklı bir insan için neredeyse hiçbir faydası olmadığını yıllardır biliyorduk. Bu, on milyonlarca Amerikalının her gün hapları yutmasını engellemedi,” diyor.

İnsanlar takviye ilaçları almaya bayılıyor. Bu neredeyse dini bir ritüel, uhrevi bir inanç haline geldi. Ama Vascepa sadece bir takviye değil, FDA onaylı bir ilaç. Kullanma dozu kesinlikle daha yüksek, ambalaj kesinlikle daha iyi ve düzenlemeler kesinlikle daha katı. Ancak, ilacın veya takviyenin arkasındaki biyolojik mekanizmayı anlamıyorsanız (ki bilim insanları da anlamıyor), güven telkin etmiyor. Balık yağında da durum bu…”

Bu yazı ilk kez 11 Ağustos 2022’de yayımlanmıştır.

 

Jacob Stern’in The Atlantic’te yayınlanan “Balık yağı iyi! Hayır, kötü! Hayır, İyi! Hayır, bir dakika” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. https://www.theatlantic.com/health/archive/2022/08/vascepa-fish-oil-omega-3/671064/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Balık yağı takviyesi faydalı mı, değil mi?

Pek çok derde deva olduğu söylenen Omega-3 deposu balık yağı içeren takviyeler ve ilaçlar dünyada milyar dolarlık bir pazar oluşturdu. Ama bilim dünyasında tartışması sürüyor. Bazı araştırmalar balık yağının yeni yararlarını keşfederken diğerleri onları çürütüyor.

Google’da “balık yağının faydaları” diye arama yapsanız İngilizcede 200 milyondan, Türkçede ise 120 binden fazla sonuç ile karşılaşırsınız. Omega-3 deposu balık yağı tüm dünyada revaçta. Özellikle yaşlılar, hamile kadınlar ve çocuklara şiddetle tavsiye ediliyor. Balık yağı tabletler köşedeki markete kadar indi. Peki, balık yağı gerçekten ileri sürüldüğü gibi her derde dava mı? İddiaların bilimsel temeli var mı?

Balık yağına ilişkin bilim dünyasındaki tartışmaları derleyen The Atlantic yazarı Jacob Stern sonucun son derece kafa karıştırıcı olduğunu belirtiyor.

Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Başlangıçta her şey heyecan vericiydi. Danimarkalı bir araştırma ekibi, 1971 yılında Grönland Adası’nın kuzeybatı sahilinde yaşayan Eskimo toplumunda diyabet ve kalp hastalığının önemli ölçüde düşük olduğunu keşfettiler. Araştırmacılar bu durumu onların yüksek deniz yağıyla beslenmesine, bir başka deyişle balık yağına bağladılar. Bir zamanlar görece düşük sayıda Amerikalının muzdarip olduğu kalp hastalıkları 20’inci yüzyıl sonunda patlama yapmıştı ve balık yağı basit bir çözüm gibi görünüyordu. Balık yiyerek kalp hastalığından korunan toplulukların varlığı muhteşem görünüyordu.

Balık yağının yararına ilişkin iddialar kalp hastalıklarıyla kalmadı. Kısa süre sonra balık yağı her derde deva görülmeye başlandı. Bunamaya, depresyona, obeziteye ve hatta kansere karşı etkili olduğu ileri sürüldü. Haberler ve kitaplar iddiaları papağan gibi tekrar ediyordu. Nihayetinde takviye ilaç üreticileri bunu nakde çevirmeye başladı. 2014 yılına gelindiğinde balık yağı takviye ilaçları bir milyar dolarlık bir pazara ulaştı. Bugün bu pazar astronomik oranda büyüyor. Bu arada balık yağının şifalı özelliklerine ilişkin bilimsel çalışmalar ise, nasıl demeli, daha az astronomik olarak büyüyor. İlk araştırmalar sadece gözlemlere dayanıyordu, yani sadece bağlantılar kuruyor, anlamlı neden sonuç ilişkisi vermiyordu. Randomize kontrollü deneyler sonunda başladı, ancak sonuçlar en iyi ifadeyle ‘karışıktı’.

Kanıtlanmış yararı çok az

Yapılan on binlerce araştırmanın ardından söylenecek tek şey şu; balık yağının nelere kadir olup olmadığını kesinlikle bilemiyoruz. Uzmanların çoğu balık yağının belli koşullarda mütevazı yararları olduğunu kabul ediyor. Balık yağındaki meşhur Omega-3’ün kalp yetmezliğine neden olan yağ seviyesini düşürdüğü, erken doğumların önlenmesine yardımcı olduğu ve bebek mamalarının besin değerini arttırdığı kanıtlandı.

Ancak bunlar erken dönemdeki araştırmaların balık yağının “oyunun kurallarını değiştireceği” iddialarıyla karşılaştırıldığında çok mütevazı sonuçlar. Örneğin Omega-3 tipleri olan DHA ile EPA’nın hangisinin daha yararlı olduğu bilinmiyor. Belki ikisini birlikte almak gerekiyor. Ya da belki de bu ikisi balığın diğer bölgeleriyle birlikte tüketmek gerekiyor.

Sorular bununla da bitmiyor. Belki söz konusu yararların balık tüketmekle ilgisi yoktur, balık yerken hamburger veya pirzola yemiyorsunuzdur. Belki her şey genel beslenme düzeninizle alakalıdır. Belki de beslenmenizle hiç alakalı değildir. Belki de balık yiyenler daha zengindir ve buna bağlı olarak her şeyden önce daha sağlıklıdır. Ya da tümüyle farklı bir neden vardır.

Balık yağlı kalp ilacı arkasındaki gerçekler

2010’lu yıllarda balık yağı üzerine yapılan araştırmalar hiçbir sonuç vermedi. Ardından, ilaç şirketi Amarin’in balık yağı bazlı kalp ilacı Vascepa’nın test edilmesi için fon sağladığı REDUCE-IT araştırması geldi. Sonuçları 2018’de açıklanan araştırmaya göre Vascepa, zaten başka kolesterol düşürme tedavisi uygulanan yüksek riskli yetişkinlerde kalp yetmezliği ve diğer ciddi kardiyovasküler sorunları yüzde 25 gibi inanılmaz oranda düşürüyor. Balık yağı görünüşe göre yeniden işbaşı yapmıştı. Araştırmanın başyazarı olan Harvard Üniversitesi kardiyologlarından Deepak Bhatt, sonuçları Amerikan Kalp Derneği’nde sunduğunda ayakta alkışlanmıştı. ABD Gıda ve İlaç Dairesi FDA, REDUCE-IT araştırmasına dayanarak ertesi yıl ilaca kullanım izni verdi. FDA, aynı ilaca başka kullanım amacı için daha önce de izin vermişti.

Plasebo masum değilmiş

Ancak bu zaferin ardından tartışmalar başladı. Bazı kardiyologlar Bhatt’ın araştırmasında balık yağına benzediği için mineral yağ bazlı bir plasebo kullanıldığını çabuk fark etti. Bu plasebonun etkisiz olmadığı ve aslında insanlara zarar verdiği ortaya çıktı. Kısa süre önce Circulation dergisinde çıkan bir araştırmaya göre söz konusu plasebo deneye katılan gönüllülerin kalp krizi ve felç riskini artırıyor. Çoğu araştırmacı bu sonuçların Vascepa’nın iyi bir ilaç olduğundan değil, kötü bir plasebo kullanıldığı için iyi bir ilaç gibi göründüğünü kanıtladığına inanıyor. Hatta ilaca onay veren iki FDA yetkilisi, Circulation’da yayınlanan araştırma sonuçlarını daha önce ellerinde olsa onay vermeyebileceklerini söyledi.

İşin kafa karıştırıcı yanı, Circulation’da yayınlanan araştırma da ilaç şirketi Amarin tarafından finanse edildi ve 13 yazarı arasında REDUCE-IT araştırmasının başyazarı Bhatt da bulunuyor. Amarin ve Bhatt ise REDUCE-IT araştırmasının arkasında olmayı sürdürdüklerini ve araştırmanın olumlu sonuçlarının plasebo ile açıklanamayacağı görüşünü savundular. Bugüne kadar yapılan en büyük D vitamini ve Omega-3 araştırmasına imza atan ekibin lideri olan Boston’daki Brigham ve Kadın Hastanesi Önleyici Tıp Bölümü Başkanı JoAnn Manson ise Vascepa’nın etkisiz olmasa bile tehlikeli olduğunu düşünüyor. Çünkü bazı araştırmalara göre günlük aşırı dozda balık yağı kalp ritim bozukluğu riskini artırıyor.

Bu arada doktorların yeni bir araştırma ortaya çıkana kadar Vascepa’dan vazgeçmesi muhtemel görünmüyor. Amarin tek ürünü olan Vascepa sayesinde, 2022 yılının ilk çeyreğinde yaklaşık 100 milyon dolarlık satışa ulaştı.

Takviye ilaçları batıl mı?

Bu, yeni bir durum değil. Harvard Tıp Fakültesi profesörlerinden Pieter Cohen, “Balık yağı takviyelerinin ortalama, sağlıklı bir insan için neredeyse hiçbir faydası olmadığını yıllardır biliyorduk. Bu, on milyonlarca Amerikalının her gün hapları yutmasını engellemedi,” diyor.

İnsanlar takviye ilaçları almaya bayılıyor. Bu neredeyse dini bir ritüel, uhrevi bir inanç haline geldi. Ama Vascepa sadece bir takviye değil, FDA onaylı bir ilaç. Kullanma dozu kesinlikle daha yüksek, ambalaj kesinlikle daha iyi ve düzenlemeler kesinlikle daha katı. Ancak, ilacın veya takviyenin arkasındaki biyolojik mekanizmayı anlamıyorsanız (ki bilim insanları da anlamıyor), güven telkin etmiyor. Balık yağında da durum bu…”

Bu yazı ilk kez 11 Ağustos 2022’de yayımlanmıştır.

 

Jacob Stern’in The Atlantic’te yayınlanan “Balık yağı iyi! Hayır, kötü! Hayır, İyi! Hayır, bir dakika” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. https://www.theatlantic.com/health/archive/2022/08/vascepa-fish-oil-omega-3/671064/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x