Daha anlamlı ve derin sohbetler etmenin yolları

Havadan sudan konuşmalar yerine karşınızdakiyle anlamlı bir sohbet yapmak istiyor ama başaramıyor musunuz? Paylaşacak kadar cesur, dinleyecek kadar nazik olmakla başlayabilir ve harika bir sohbetin keyfini sürebilirsiniz.

Sohbet, insan hayatında önemlidir. İyisi yapıldığında muazzam bir keyif verir, insanı gülümsetir, düşündürür, adeta ruhunu besler. Ama bazen de biriyle konuşurken, bahsettiğimiz şeylerin ne kadar “boş”, “anlamsız”, “yüzeysel” olduğunu düşünebiliriz. Bu durumda o sohbetten keyif almamız pek de muhtemel değildir. Psikolog Lucy Foulkes, Psyche’de yayımlanan yazısında basit birkaç adımı izleyerek kendimizi harika bir sohbetin içinde bulabileceğimizi söylüyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Asansördeyken hiç doğru dürüst bir sohbet yaptınız mı? Cevabınız hayır ise aramıza hoş geldiniz, zira bir yabancıyla asansörde olmak evrensel olarak garip bir deneyimdir. Bunun bir nedeni, bir asansör yolculuğunun süresidir: Bir şeyler söyleme konusunda sosyal baskıyı hissedecek kadar uzun, ancak asla değerli bir şey söyleyecek kadar uzun değil. Asansörler, tüm dünyada sosyal etkileşimin en acılı yönünün bir mikro kozmosudur: Havadan sudan konuşmalar.

Havadan sudan konuşmalar

Arizona Üniversitesi’nden, sohbetler üzerine çalışan psikolog Matthias Mehl, havadan sudan konuşmaları ne kadar bilgi alışverişi yapıldığına bağlı olarak tanımlıyor: ‘Sonrasında sizinle ilgili önceden bildiğimden daha fazla bir şey bilmiyorsam, o zaman bu havadan sudan bir konuşmadır.’ (…)

Bu tür konuşmalar sadece asansörlerde de olmaz. Kuaförde, takside, en iyi arkadaşımızla birlikteyken bazen ne söyleyeceğimizi; sessizliği bozmak ve tuhaf havayı dağıtmak için bir konuya tam olarak nasıl girebileceğimizi bulmakta sıkıntı yaşayabiliriz. (…) Aslında iyi ilerlediğinde, havadan sudan konuşmalar da keyifli ve faydalı olabilir. İnsanlarla hatta yabancılarla nispeten kısa süren sosyal etkileşimlerin ruh halimizi ve insanlık hakkındaki inançlarımızı nasıl güçlendirebileceğine odaklanan çok sayıda araştırma var. Örneğin, salgın sırasında yürüttüğü araştırmada (henüz yayımlanmadı) Essex Üniversitesi’nden sosyal psikolog Gillian Sandstrom, yabancıları eşleştirerek Zoom’da istedikleri bir konu hakkında sohbet etmelerini sağladı. Katılımcılar, görüşmeden sonra, öncesine göre ‘diğer insanlara karşı daha fazla güven duyduklarını ve genel olarak insanların iyiliksever, iyi, kibar ve adil olduklarını’ bildirdiler.

Bir sohbeti anlamlı kılan nedir?

Havadan sudan konuşmanın değerini ve ille de sıkıcı olmaları gerekmediğini anlamak önemli olsa da bu, çoğumuzun gerçekten özlem duyduğu şeyin çok gerisinde kalıyor: Anlamlı sohbetler. (…) Bu tür sohbetleri ‘esaslı’ olarak niteleyen Mehl’e göre, daha derin sohbetlerin temel özelliği bir şeyler öğrenmemizdir. ‘İnsanlar bilgiyi tartışmaya başlayınca sohbet esaslı hale gelir… en önemli nokta, konuşmaya kendinizi kaptırmanızdır; orada bilgi vardır, öğrenme vardır’ diyor Mehl.

Elbette, evinize gelen bir elektrikçiyle yaptığınız sohbette veya bir doktor randevusu sırasında da bir şeyler öğrenebilirsiniz. Gerçekten anlamlı saymak için öğrendiklerinizin doğası önemlidir.”

Yazara göre bir sohbet; kendimiz, karşımızdaki kişi ya da dünya hakkında önemli bir hususu daha iyi anlamamıza olanak tanıdığında gerçekten anlamlı hale gelir. (…)

“Doğu Londra Üniversitesi’nden sosyal etkileşimler üzerine çalışan sosyal psikolog Kirsty Gardiner, kendini ifade etmeyi ‘bir kişi olarak kim olduğunuza dair en önemli yönleri paylaşmak’ olarak tanımlıyor. Bu, sohbetleri gerçekten değerli kılan üç bileşenden ilki. Çoğumuz düşündüklerimizi paylaşma, bizim için önemli olan şeyleri açıklığa kavuşturma ve keşfetme fırsatları ararız. Dolayısıyla bu soyut düşünceleri kelimelere dönüştürme ve bu düşünceleri onaylayan ilgili bir dinleyici ile paylaşma şansına sahip olmak, anlaşıldığımızı hissetmemize yardımcı olur.

Etkili dinleme

Anlamlı sohbetlerde dinleyicinin rolü çok önemlidir. Bu nedenle anlamlı bir sohbet, düşüncelerimizi yazmaktan veya evde yalnızken kendi kendimize konuşmaktan çok daha faydalı olabilir. Etkili bir dinleyici, kim olduğumuz hakkında bize geri bildirim verir. Gardiner’e göre bu, anlamlı bir sohbetin ikinci kritik kısmıdır ve kendimizi daha iyi anlamamızı sağlar. (…) Konuşma, duyulma ve kendimizi daha iyi anlama süreci, Gardiner’in anlamlı sohbetlerde son adım olarak tanımladığı bağ hissini kolaylaştırır. Nihayetinde bu tür konuşmalar bizi diğer insanlarla bağlantılı hissettirir; böylece köklü, temel bir insani motivasyonun tesis eder. İki yönlü bir sohbette sırayla konuşmacı ve dinleyici oluruz. Karşı taraf da kendisi hakkında konuşacak, bildiklerini ve düşündüklerini paylaşacak ve bu bize, onlar hakkında önemli ve değerli bir şeyler öğrenme fırsatı sunacaktır. (…)

Anlayış ve bağlantı duygusu iyi hissettirir ve iyilik halimiz için önemlidir. Mehl ve meslektaşları, yürüttükleri bir çalışmada gönüllülerden bazı anketleri doldurmalarını ve ardından sohbetlerinin kalitesini analiz etmelerine olanak tanıyan bir kayıt cihazını birkaç gün boyunca takmalarını istediler. Araştırmacılar, gönüllülerinin sohbetleri ne kadar esaslıysa yaşam doyumlarının da o kadar yüksek olduğunu keşfettiler. (…) 1990’lı yıllarda Amerikalı psikolog Arthur Aron tarafından yapılan bir araştırma da çiftleri daha derin, daha anlamlı konular hakkında konuşmaya teşvik etmenin, birbirlerini daha yakın hissetmelerini sağladığını ortaya koymuştur.

Anlamlı sohbetler bu kadar ödüllendirici ve faydalıysa, nasıl daha fazlasını yapabiliriz? Başkalarının yanında geçirdiğimiz zaman göz önüne alındığında birçoğumuz için bu kaliteli sohbetler son derece nadirdir. Ancak biraz çaba ve birkaç yeni yaklaşımla bu tür sohbetlerin keyfini daha sık sürmenin yollarını bulabiliriz.

Havadan sudan konuşmaları ilk adım olarak kabul edin

Sohbetlerinizi geliştirmek için havadan sudan konuşmaları tamamen reddetmeyin. Zira uzun zamandır ortamı hazırlamanın ve ilişki kurmanın evrensel bir yolu olarak kabul edilmişlerdir. Antropolog Bronisław Malinowski’nin 1923 tarihli makalesinde belirttiği gibi, bu başlangıç sohbetleri, ‘ne entelektüel düşüncenin sonucudur ne de dinleyicide zorunlu olarak düşünce uyandırır’ ama yine de ‘sosyal bir işlevi yerine getirir’. Havadan sudan bir konuşma ile ‘birlik bağları yaratılır.’

Mehl ise ‘Bu tür konuşmaları bir ilacın etkin olmayan bir bileşeni olarak görüyorum. Etkin olmayan bileşen, ilacı bir arada tutmak için gereklidir. İşte bu tür konuşmalar tam da bunu yapar… Daha sağlam konuşmalara ulaşmak için havadan sudan konuşmaları kullanmalısınız” diyor.” (…)

Daha iyi sorular sorun

Yazar, normal olarak çoğumuzun ilgilendiğimiz konular hakkında konuşmaktan hoşlandığını ancak daha iyi sohbetler yapmanın en önemli yolunun da bir an için kendi zihninizi bir kenara bırakıp karşımızdaki kişi hakkında daha fazla düşünmek olduğunu vurguluyor: “Bu da soru sormak anlamına gelir. Amerikalı gazeteci ve yazar Celeste Headlee, daha iyi sohbetin yolları hakkında 2015’te yaptığı ve 23 milyon kez izlenen TED konuşmasında, tıpkı bir gazeteci gibi kim, ne, ne zaman, nerede, neden veya nasıl gibi açık uçlu sorularla başlamayı tavsiye ediyor. ‘Karşınızdakine bu nasıldı? Nasıl hissettirdi? gibi sorular sormayı deneyin. Çünkü bu durumda bir an için durup düşünmeleri gerekebilir ve çok daha ilginç bir yanıt alırsınız.’ (…)

2017’de Harvard Üniversitesi’nden psikologlar tarafından yapılan bir araştırma, soru soran kişilerin konuştukları kişi tarafından daha çok beğenildiğini ortaya koydu. Bu çok da şaşırtıcı olmasa gerek, çünkü soru sorduğunuzda karşınızdaki kişiye kendini ifade etme ve fikirlerini paylaşma şansı verirsiniz ki neredeyse hepimiz bunu yapmaktan zevk alırız.

Cevapları dinleyin

Soru sormak sadece başlangıçtır. İyi sohbetler konusunda sürekli kendini gösteren nokta, gerçekten dinlemenin önemi ve insanların bunu ne kadar nadir yaptığıdır. Stephen Covey, klasikleşen kişisel gelişim kitabı Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı’nda şöyle diyor: ‘Çoğumuz anlama niyetiyle değil cevap verme niyetiyle dinliyoruz.’ Bu içgüdüyü düzeltmek ve iyi sorular sormak için yanıtı gerçekten dinleme yönünde çaba göstermeniz gerekir.

Bu çabanın bir angarya olması da gerekmez. Aslında Sandstrom, daha kaliteli sohbet keyfinin merakınızdan geçtiğine inanıyor: ‘Karşınızdaki kişiye odaklanırsanız ve onlar hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışırsanız sohbet muhtemelen daha iyi olur.’

Soru sorma ve başkalarını dinleme motivasyonunu bulmakta zorlanıyorsanız, karşınızdakinin bunu ne kadar takdir edeceğini tekrar düşünmek faydalı olabilir. Sandstrom, ‘Takip soruları sormak, insanlara duyulduğunu ve dinlendiğini hissettirir. Bazen soru sormanın bir iyilik faaliyeti gibi toplum yararına bir davranış olduğunu kendime hatırlatmam gerekiyor, böylece biriyle konuşmak için daha cesur olma yönünde kendimi kandırabiliyorum’ diyor. Anlamlı sohbetlerin siz ve karşınızdaki kişi için iyi olduğunu unutmayın. Nitekim bunlar, fazladan çabaya değer bir kazan-kazan deneyimidir.

Kendinizle ilgili paylaşımlar yapın

Herhangi bir tanıdıktan duygusal ilgiye, meslektaştan sırdaşa, komşudan arkadaşa geçiş gibi tüm ilişkilerin gelişiminde kritik bir geçiş anı vardır. Bu, kendinizle ilgili daha kişisel bir şeyi paylaşmaya karar verdiğiniz andır. Psikologların ‘kendini açma’ dediği bu an, yakınlık geliştirmede önemli bir adımdır. New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nden iletişim uzmanları Amanda Carpenter ve Kathryn Greene, kendini açma eylemini bir soğanın soyulmasına benzetiyor. Bir kişinin kendisiyle ilgili her paylaşımında bir katman soyulur ve öze ulaşana kadar daha derin ve daha önemli şeyler açığa çıkar. (…)

Sadece ilk katman da olsa içsel benliğinizin bir bölümünü açığa çıkarmak, daha iyi ve daha anlamlı sohbetler yapmanıza yardımcı olabilir. ‘Karşılıklılık normu’ denen şey, karşınızdakini de kendini açmaya teşvik edecektir. Bu, bir kişi kişisel bir paylaşım yaptığında, diğerinin de eşitlik ve denge duygusunu sürdürmek için aynı şeyi yapmaya mecbur hissettiğini söyleyen güçlü ve dile getirilmeyen bir sosyal kuraldır. Sandstrom, ‘Kendini açma, insanların birbirine yakın hissetmesine yardımcı olur. Kendinizi bir başkasına açmanız, o kişinin de kendini açmaya teşvik eder ve bu karşılıklı, artan kendini açma durumu yakınlık duygusuna yol açar’ diyor. (…) Gardiner’e göre ise mevcut ilişkilerimizde odaklanmamız gereken belki de en basit şey cesur olmak ve kendimizle ilgili bir şeyler paylaşmak: ‘Bu bir korku, bir amaç, bir değer veya inanç olabilir. Geçmişte başınıza gelmiş ve anlatmadığınız bir şey olabilir. Bunun işi kolaylaştıracağını düşünüyorum…’

Öğrenmeye hazır olun

Belirli bir kişi veya grupla tanışacağınızı önceden biliyorsanız, daha anlamlı bir karşılaşma olasılığını artırmak amacıyla bir öğrenme çerçevesi benimsemek de yararlı olabilir. Bu, özellikle iş veya eğitim bağlamındaki anlamlı sohbetlerle ilgilidir. Anlamın kişisel bilgi alışverişinden değil, ilginç veya önemli bir konu hakkında önemli, tatmin edici bir sohbet yapmaktan kaynaklanması muhtemeldir. Küçük bir hazırlık (örneğin, karşınızdakinin ilgi alanları veya mesleki geçmişi hakkında veya planlanan konuşmanın konusu hakkında okuma yapmak) ve katkıda bulunmak için heves gerektirebilir. Aynı zamanda bilmediklerinizi kabul etmeye ve öğrenmeye hazır olmak gibi alçakgönüllülük ve açık fikirlilik de gerektirir. Bu tutum, yeni bir şey öğrenmek için size zengin ve verimli bir ortam sağlayabilir. Bu da nihayetinde size anlam katabilir.

Verip almayı bilin

İyi sohbetin merkezinde karşılıklılık vardır. Sihir, siz ve karşı taraf basit bir kurala uyduğunuzda gerçekleşir: Sana konuşman için zaman vereceğim ve söyleyeceklerini düzgün bir şekilde dinleyeceğim. Mehl, ‘Bu karşılıklılık ilkesini benimseyin. Karşınızdakine ilgi gösterirsiniz, karşınızdaki de sizinle ilgilenir. Sonra karşılıklı etkileşimler yoluyla bir aidiyet duygusu yaratırsınız. Anlamlı sohbetler dinamik ve karmaşık bir dans gibidir, verip almadır, karşı tarafın söylediklerini, kendi söylediklerinizi ve karşınızdakinin nasıl yanıt verdiğini sürekli izlemektir. Bunların hiçbiri kolay değildir ve doğal olarak gelişmeyebilir. Belki de bu yüzden harika sohbetler bu kadar nadirdir. Ancak, verip almanın önemini hatırlar ve çaba göstermeye hazır olursak, daha anlamlı sohbetlerin zevkini çıkarmamak için hiçbir neden de yoktur.”

Bu yazı ilk kez 6 Mayıs 2021’de yayımlanmıştır.

 

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

4 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Daha anlamlı ve derin sohbetler etmenin yolları

Havadan sudan konuşmalar yerine karşınızdakiyle anlamlı bir sohbet yapmak istiyor ama başaramıyor musunuz? Paylaşacak kadar cesur, dinleyecek kadar nazik olmakla başlayabilir ve harika bir sohbetin keyfini sürebilirsiniz.

Sohbet, insan hayatında önemlidir. İyisi yapıldığında muazzam bir keyif verir, insanı gülümsetir, düşündürür, adeta ruhunu besler. Ama bazen de biriyle konuşurken, bahsettiğimiz şeylerin ne kadar “boş”, “anlamsız”, “yüzeysel” olduğunu düşünebiliriz. Bu durumda o sohbetten keyif almamız pek de muhtemel değildir. Psikolog Lucy Foulkes, Psyche’de yayımlanan yazısında basit birkaç adımı izleyerek kendimizi harika bir sohbetin içinde bulabileceğimizi söylüyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Asansördeyken hiç doğru dürüst bir sohbet yaptınız mı? Cevabınız hayır ise aramıza hoş geldiniz, zira bir yabancıyla asansörde olmak evrensel olarak garip bir deneyimdir. Bunun bir nedeni, bir asansör yolculuğunun süresidir: Bir şeyler söyleme konusunda sosyal baskıyı hissedecek kadar uzun, ancak asla değerli bir şey söyleyecek kadar uzun değil. Asansörler, tüm dünyada sosyal etkileşimin en acılı yönünün bir mikro kozmosudur: Havadan sudan konuşmalar.

Havadan sudan konuşmalar

Arizona Üniversitesi’nden, sohbetler üzerine çalışan psikolog Matthias Mehl, havadan sudan konuşmaları ne kadar bilgi alışverişi yapıldığına bağlı olarak tanımlıyor: ‘Sonrasında sizinle ilgili önceden bildiğimden daha fazla bir şey bilmiyorsam, o zaman bu havadan sudan bir konuşmadır.’ (…)

Bu tür konuşmalar sadece asansörlerde de olmaz. Kuaförde, takside, en iyi arkadaşımızla birlikteyken bazen ne söyleyeceğimizi; sessizliği bozmak ve tuhaf havayı dağıtmak için bir konuya tam olarak nasıl girebileceğimizi bulmakta sıkıntı yaşayabiliriz. (…) Aslında iyi ilerlediğinde, havadan sudan konuşmalar da keyifli ve faydalı olabilir. İnsanlarla hatta yabancılarla nispeten kısa süren sosyal etkileşimlerin ruh halimizi ve insanlık hakkındaki inançlarımızı nasıl güçlendirebileceğine odaklanan çok sayıda araştırma var. Örneğin, salgın sırasında yürüttüğü araştırmada (henüz yayımlanmadı) Essex Üniversitesi’nden sosyal psikolog Gillian Sandstrom, yabancıları eşleştirerek Zoom’da istedikleri bir konu hakkında sohbet etmelerini sağladı. Katılımcılar, görüşmeden sonra, öncesine göre ‘diğer insanlara karşı daha fazla güven duyduklarını ve genel olarak insanların iyiliksever, iyi, kibar ve adil olduklarını’ bildirdiler.

Bir sohbeti anlamlı kılan nedir?

Havadan sudan konuşmanın değerini ve ille de sıkıcı olmaları gerekmediğini anlamak önemli olsa da bu, çoğumuzun gerçekten özlem duyduğu şeyin çok gerisinde kalıyor: Anlamlı sohbetler. (…) Bu tür sohbetleri ‘esaslı’ olarak niteleyen Mehl’e göre, daha derin sohbetlerin temel özelliği bir şeyler öğrenmemizdir. ‘İnsanlar bilgiyi tartışmaya başlayınca sohbet esaslı hale gelir… en önemli nokta, konuşmaya kendinizi kaptırmanızdır; orada bilgi vardır, öğrenme vardır’ diyor Mehl.

Elbette, evinize gelen bir elektrikçiyle yaptığınız sohbette veya bir doktor randevusu sırasında da bir şeyler öğrenebilirsiniz. Gerçekten anlamlı saymak için öğrendiklerinizin doğası önemlidir.”

Yazara göre bir sohbet; kendimiz, karşımızdaki kişi ya da dünya hakkında önemli bir hususu daha iyi anlamamıza olanak tanıdığında gerçekten anlamlı hale gelir. (…)

“Doğu Londra Üniversitesi’nden sosyal etkileşimler üzerine çalışan sosyal psikolog Kirsty Gardiner, kendini ifade etmeyi ‘bir kişi olarak kim olduğunuza dair en önemli yönleri paylaşmak’ olarak tanımlıyor. Bu, sohbetleri gerçekten değerli kılan üç bileşenden ilki. Çoğumuz düşündüklerimizi paylaşma, bizim için önemli olan şeyleri açıklığa kavuşturma ve keşfetme fırsatları ararız. Dolayısıyla bu soyut düşünceleri kelimelere dönüştürme ve bu düşünceleri onaylayan ilgili bir dinleyici ile paylaşma şansına sahip olmak, anlaşıldığımızı hissetmemize yardımcı olur.

Etkili dinleme

Anlamlı sohbetlerde dinleyicinin rolü çok önemlidir. Bu nedenle anlamlı bir sohbet, düşüncelerimizi yazmaktan veya evde yalnızken kendi kendimize konuşmaktan çok daha faydalı olabilir. Etkili bir dinleyici, kim olduğumuz hakkında bize geri bildirim verir. Gardiner’e göre bu, anlamlı bir sohbetin ikinci kritik kısmıdır ve kendimizi daha iyi anlamamızı sağlar. (…) Konuşma, duyulma ve kendimizi daha iyi anlama süreci, Gardiner’in anlamlı sohbetlerde son adım olarak tanımladığı bağ hissini kolaylaştırır. Nihayetinde bu tür konuşmalar bizi diğer insanlarla bağlantılı hissettirir; böylece köklü, temel bir insani motivasyonun tesis eder. İki yönlü bir sohbette sırayla konuşmacı ve dinleyici oluruz. Karşı taraf da kendisi hakkında konuşacak, bildiklerini ve düşündüklerini paylaşacak ve bu bize, onlar hakkında önemli ve değerli bir şeyler öğrenme fırsatı sunacaktır. (…)

Anlayış ve bağlantı duygusu iyi hissettirir ve iyilik halimiz için önemlidir. Mehl ve meslektaşları, yürüttükleri bir çalışmada gönüllülerden bazı anketleri doldurmalarını ve ardından sohbetlerinin kalitesini analiz etmelerine olanak tanıyan bir kayıt cihazını birkaç gün boyunca takmalarını istediler. Araştırmacılar, gönüllülerinin sohbetleri ne kadar esaslıysa yaşam doyumlarının da o kadar yüksek olduğunu keşfettiler. (…) 1990’lı yıllarda Amerikalı psikolog Arthur Aron tarafından yapılan bir araştırma da çiftleri daha derin, daha anlamlı konular hakkında konuşmaya teşvik etmenin, birbirlerini daha yakın hissetmelerini sağladığını ortaya koymuştur.

Anlamlı sohbetler bu kadar ödüllendirici ve faydalıysa, nasıl daha fazlasını yapabiliriz? Başkalarının yanında geçirdiğimiz zaman göz önüne alındığında birçoğumuz için bu kaliteli sohbetler son derece nadirdir. Ancak biraz çaba ve birkaç yeni yaklaşımla bu tür sohbetlerin keyfini daha sık sürmenin yollarını bulabiliriz.

Havadan sudan konuşmaları ilk adım olarak kabul edin

Sohbetlerinizi geliştirmek için havadan sudan konuşmaları tamamen reddetmeyin. Zira uzun zamandır ortamı hazırlamanın ve ilişki kurmanın evrensel bir yolu olarak kabul edilmişlerdir. Antropolog Bronisław Malinowski’nin 1923 tarihli makalesinde belirttiği gibi, bu başlangıç sohbetleri, ‘ne entelektüel düşüncenin sonucudur ne de dinleyicide zorunlu olarak düşünce uyandırır’ ama yine de ‘sosyal bir işlevi yerine getirir’. Havadan sudan bir konuşma ile ‘birlik bağları yaratılır.’

Mehl ise ‘Bu tür konuşmaları bir ilacın etkin olmayan bir bileşeni olarak görüyorum. Etkin olmayan bileşen, ilacı bir arada tutmak için gereklidir. İşte bu tür konuşmalar tam da bunu yapar… Daha sağlam konuşmalara ulaşmak için havadan sudan konuşmaları kullanmalısınız” diyor.” (…)

Daha iyi sorular sorun

Yazar, normal olarak çoğumuzun ilgilendiğimiz konular hakkında konuşmaktan hoşlandığını ancak daha iyi sohbetler yapmanın en önemli yolunun da bir an için kendi zihninizi bir kenara bırakıp karşımızdaki kişi hakkında daha fazla düşünmek olduğunu vurguluyor: “Bu da soru sormak anlamına gelir. Amerikalı gazeteci ve yazar Celeste Headlee, daha iyi sohbetin yolları hakkında 2015’te yaptığı ve 23 milyon kez izlenen TED konuşmasında, tıpkı bir gazeteci gibi kim, ne, ne zaman, nerede, neden veya nasıl gibi açık uçlu sorularla başlamayı tavsiye ediyor. ‘Karşınızdakine bu nasıldı? Nasıl hissettirdi? gibi sorular sormayı deneyin. Çünkü bu durumda bir an için durup düşünmeleri gerekebilir ve çok daha ilginç bir yanıt alırsınız.’ (…)

2017’de Harvard Üniversitesi’nden psikologlar tarafından yapılan bir araştırma, soru soran kişilerin konuştukları kişi tarafından daha çok beğenildiğini ortaya koydu. Bu çok da şaşırtıcı olmasa gerek, çünkü soru sorduğunuzda karşınızdaki kişiye kendini ifade etme ve fikirlerini paylaşma şansı verirsiniz ki neredeyse hepimiz bunu yapmaktan zevk alırız.

Cevapları dinleyin

Soru sormak sadece başlangıçtır. İyi sohbetler konusunda sürekli kendini gösteren nokta, gerçekten dinlemenin önemi ve insanların bunu ne kadar nadir yaptığıdır. Stephen Covey, klasikleşen kişisel gelişim kitabı Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı’nda şöyle diyor: ‘Çoğumuz anlama niyetiyle değil cevap verme niyetiyle dinliyoruz.’ Bu içgüdüyü düzeltmek ve iyi sorular sormak için yanıtı gerçekten dinleme yönünde çaba göstermeniz gerekir.

Bu çabanın bir angarya olması da gerekmez. Aslında Sandstrom, daha kaliteli sohbet keyfinin merakınızdan geçtiğine inanıyor: ‘Karşınızdaki kişiye odaklanırsanız ve onlar hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışırsanız sohbet muhtemelen daha iyi olur.’

Soru sorma ve başkalarını dinleme motivasyonunu bulmakta zorlanıyorsanız, karşınızdakinin bunu ne kadar takdir edeceğini tekrar düşünmek faydalı olabilir. Sandstrom, ‘Takip soruları sormak, insanlara duyulduğunu ve dinlendiğini hissettirir. Bazen soru sormanın bir iyilik faaliyeti gibi toplum yararına bir davranış olduğunu kendime hatırlatmam gerekiyor, böylece biriyle konuşmak için daha cesur olma yönünde kendimi kandırabiliyorum’ diyor. Anlamlı sohbetlerin siz ve karşınızdaki kişi için iyi olduğunu unutmayın. Nitekim bunlar, fazladan çabaya değer bir kazan-kazan deneyimidir.

Kendinizle ilgili paylaşımlar yapın

Herhangi bir tanıdıktan duygusal ilgiye, meslektaştan sırdaşa, komşudan arkadaşa geçiş gibi tüm ilişkilerin gelişiminde kritik bir geçiş anı vardır. Bu, kendinizle ilgili daha kişisel bir şeyi paylaşmaya karar verdiğiniz andır. Psikologların ‘kendini açma’ dediği bu an, yakınlık geliştirmede önemli bir adımdır. New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nden iletişim uzmanları Amanda Carpenter ve Kathryn Greene, kendini açma eylemini bir soğanın soyulmasına benzetiyor. Bir kişinin kendisiyle ilgili her paylaşımında bir katman soyulur ve öze ulaşana kadar daha derin ve daha önemli şeyler açığa çıkar. (…)

Sadece ilk katman da olsa içsel benliğinizin bir bölümünü açığa çıkarmak, daha iyi ve daha anlamlı sohbetler yapmanıza yardımcı olabilir. ‘Karşılıklılık normu’ denen şey, karşınızdakini de kendini açmaya teşvik edecektir. Bu, bir kişi kişisel bir paylaşım yaptığında, diğerinin de eşitlik ve denge duygusunu sürdürmek için aynı şeyi yapmaya mecbur hissettiğini söyleyen güçlü ve dile getirilmeyen bir sosyal kuraldır. Sandstrom, ‘Kendini açma, insanların birbirine yakın hissetmesine yardımcı olur. Kendinizi bir başkasına açmanız, o kişinin de kendini açmaya teşvik eder ve bu karşılıklı, artan kendini açma durumu yakınlık duygusuna yol açar’ diyor. (…) Gardiner’e göre ise mevcut ilişkilerimizde odaklanmamız gereken belki de en basit şey cesur olmak ve kendimizle ilgili bir şeyler paylaşmak: ‘Bu bir korku, bir amaç, bir değer veya inanç olabilir. Geçmişte başınıza gelmiş ve anlatmadığınız bir şey olabilir. Bunun işi kolaylaştıracağını düşünüyorum…’

Öğrenmeye hazır olun

Belirli bir kişi veya grupla tanışacağınızı önceden biliyorsanız, daha anlamlı bir karşılaşma olasılığını artırmak amacıyla bir öğrenme çerçevesi benimsemek de yararlı olabilir. Bu, özellikle iş veya eğitim bağlamındaki anlamlı sohbetlerle ilgilidir. Anlamın kişisel bilgi alışverişinden değil, ilginç veya önemli bir konu hakkında önemli, tatmin edici bir sohbet yapmaktan kaynaklanması muhtemeldir. Küçük bir hazırlık (örneğin, karşınızdakinin ilgi alanları veya mesleki geçmişi hakkında veya planlanan konuşmanın konusu hakkında okuma yapmak) ve katkıda bulunmak için heves gerektirebilir. Aynı zamanda bilmediklerinizi kabul etmeye ve öğrenmeye hazır olmak gibi alçakgönüllülük ve açık fikirlilik de gerektirir. Bu tutum, yeni bir şey öğrenmek için size zengin ve verimli bir ortam sağlayabilir. Bu da nihayetinde size anlam katabilir.

Verip almayı bilin

İyi sohbetin merkezinde karşılıklılık vardır. Sihir, siz ve karşı taraf basit bir kurala uyduğunuzda gerçekleşir: Sana konuşman için zaman vereceğim ve söyleyeceklerini düzgün bir şekilde dinleyeceğim. Mehl, ‘Bu karşılıklılık ilkesini benimseyin. Karşınızdakine ilgi gösterirsiniz, karşınızdaki de sizinle ilgilenir. Sonra karşılıklı etkileşimler yoluyla bir aidiyet duygusu yaratırsınız. Anlamlı sohbetler dinamik ve karmaşık bir dans gibidir, verip almadır, karşı tarafın söylediklerini, kendi söylediklerinizi ve karşınızdakinin nasıl yanıt verdiğini sürekli izlemektir. Bunların hiçbiri kolay değildir ve doğal olarak gelişmeyebilir. Belki de bu yüzden harika sohbetler bu kadar nadirdir. Ancak, verip almanın önemini hatırlar ve çaba göstermeye hazır olursak, daha anlamlı sohbetlerin zevkini çıkarmamak için hiçbir neden de yoktur.”

Bu yazı ilk kez 6 Mayıs 2021’de yayımlanmıştır.

 

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

4 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

4
0
Would love your thoughts, please comment.x