Hava kirliliği: Neden bitmiyor, nasıl önlenir?

İstatistiklere göre Türkiye’de hava kirliliğinden ölümler, trafik kazalarındaki insan kayıplarının 6-7 katı, depremlerdeki kayıplardan onlarca kat daha fazla… Peki, hava kirliliği nasıl oluşur? Hava kirliliğine neler sebep olur? Nasıl önlenir? Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu yazdı.

Bu kış, birçok ilimizde hava kirliliğini çok daha fazla hisseder olduk. Oysa, pandemi döneminde, alınan tedbirler nedeniyle insanların hareketliliği azalmış, araçlarını kullanma oranları da düşmüş bu da hava kalitemizi göreceli olarak iyileştirmişti. Temiz havalı bir yıldan sonra gelen hava kirliliği, kendisini iyice fark ettirir oldu.

Hava kirliliği, insan, bitki, hayvan, organik ve inorganik maddelere zarar veren, bazı meteorolojik koşullar altında normal değerlerin üzerinde seyreden kirletici konsantrasyonlarının olması halinde meydana gelir.

Kaynağı evsel yakıt yakma, endüstriyel bacalar, trafik egzozları, elektrik üretimi, atıkların açıkta yakılması, tarımsal uygulamalar, toz vb. olabilir.

Kaynağına bağlı olarak farklı hava kirliliği karışımları da oluşur. Kontrol altında tutulması gereken hava kirleticileri arasında partikül madde 2,5 mikron (PM₂.₅), partikül madde 10 mikron (PM₁₀), ozon (O₃), nitrojen dioksit (NO₂), karbon monoksit (CO) ve kükürt dioksit (SO₂) sayılabilir.

Özellikle büyük şehirlerde, hava kirliliğinin kalp krizi, felç̧, kronik bronşit ve akut solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı hastalık ve ölüme neden olduğu uzun yıllardır biliniyor. İç ve dış ortamlarda solunan havanın kalitesi, insan sağlığı üzerindeki etkileri iç ve dış ortamlardaki kirletici miktarları, meteorolojik koşullar, havalandırma durumu, kirletici bozunma ve uzaklaştırma işlemleri gibi birçok etmene bağlıdır.

Hava kirliliği nasıl oluşur?

Yüzeyleri beton, asfalt, vb. bina ve yollardan oluşan ve gün boyunca kırsal alandaki yüzeylere göre daha fazla güneş ışınımı soğurup bir kent ısı adasına dönüşen kentlerde gün içinde sıcak ve kirli hava yükselmeye meyil eder. Oluşan bu kentsel ısı adaları, kent merkezlerinin civarlarına göre 5 – 10 ⁰C daha sıcak olmalarına neden olabilir.

Kent merkezine göre nispeten daha soğuk olan kırsal alanlardaki soğuk hava, daha sıcak olan kent merkezine doğru hareket ederek şehirdeki havanın yerden yukarı doğru yükselerek “kent kubbesi” oluşumuna katkıda bulunur.

Kent ısı adasının ve kent kubbesinin kuvvetli olduğu yerlerde hava kirliliği daha fazla hissedilir.

Ayrıca ova vb. çukur yerlerde kurulmuş kentlerde, özellikle kışın görülen yüksek basınç merkezleri ve çoklu inversiyonlar (sıcaklık terselmesi yani beklenenin tam tersine hava sıcaklığının yükseklikle artması) nedeniyle kendine özgün ve çok daha yoğun bir hava kirliliği problemi yaşanır.

Bu nedenle yüksek basınç merkezi etkili ve hava kirleticilerinin fazla olduğu zamanlarda sabahları sis ve gün boyunca puslu hava, zehirli duman denilen (smog) ve yer seviyesinde (akciğer kanserine neden olan) ozona neden olur.

Hava kirliliğine neler sebep olur?

Aynı zamanda son yıllarda artan kuraklıkla bitki örtüsünün zayıflaması sonucu rüzgarlarla havaya karışan toz miktarı da hava kirliliğinde önemli rol oynar.

Ayrıca yeni yerleşim alanlarının açılmasında, gökdelen ve ana arterlerin konumlandırılmasında hâkim rüzgâr yönünün dikkate alınmaması da hava kirliliğinde etkilidir.

Böylece büyük ve küçük yerleşim yerleri artan kentleşme, küçük çaplı imalat işletmeleri ve artan trafik problemleri ile uzun yıllardır hava kirliliği problemi ile karşı karşıya kalınıyor.

Hava kirliliği Türkiye’de nasıl ölümlere sebep oluyor?

Bütün bunların bir sonucu olarak birçok yerleşim bölgemizin hava kalitesi (kirlilik) ölçümleri incelendiğinde kirletici miktarlarının sık sık tehlikeli bir şekilde Türkiye, DSÖ ve/veya AB’nin kısa ve uzun vadeli sınır değerlerin çok üzerine de çıktığı görülüyor.

Türk Toraks Derneği’ne göre, Türkiye’de yılda yaklaşık 30 bin insan hava kirliliğine bağlı olarak yaşamını yitiriyor. Bu, bir yılda trafik kazasında ölen insanların yaklaşık 6-7 katı. Keza, depremlerde yaşadığımız kayıpların onlarca katını, iki hava kirletici, kömür yakma kaynaklı kükürt dioksit, (SO₂) ve partikül madde 10 mikron (PM₁₀) neticesinde kaybediyoruz.

Yine Türk Toraks Derneği açıklamasına göre, 2022 yılında en yoğun hava kirliliğinin olduğu şehirlerimiz Iğdır, Muş, Bursa. İstanbul’da Göztepe ve Esenyurt, İzmir’de Gaziemir ve Bayraklı, Ankara’da Kayaş ve Sıhhıye. Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği oranlar bazında havası tek temiz kentimizse Rize.

Hava kirliliği nasıl önlenir?

Dünyada hem büyükşehir olup hem de aldığı önlemlerle hava kirliliği sorununu çözmüş ülke ya da şehir yok ama epey yol almış yerler var.[efn_note]https://www.unep.org/news-and-stories/story/these-five-cities-are-taking-aim-air-pollution[/efn_note]

Hava kirliliğinin, başta sağlık olmak üzere yaşamsal konforumuz üzerine olan sosyo-ekonomik yönden olumsuz etkilerini azaltmak, bireylere sağlıklı ve kaliteli bir yaşam ortamı sağlamak için alınabilecek tedbirler var.

Bizim alabileceğimiz önlemlerin başında da süre giden doğal gazın yaygınlaştırılması var. Ancak doğalgaz tek başına hava kirliliğini önlemeye yetmiyor. Onun dışında da hayata geçirilebilecek bazı önlemler mevcut durumu iyileştirebilir:

Genellikle Ekim ayında başlayan ve Nisan ayında etkisi azalan hava kirliliğinin kaynağı olarak kalitesiz katı yakıt yerine (alternatif) daha temiz enerji kaynağı olan doğalgazın kullanılmasını teşvik etmek için yani doğal gaz tüketimi arttıkça doğal gazın metreküp fiyatında indirime gidilmeli, enerji yoksulluğu ile mücadelede kömür dağıtmak yerine elektrik ve doğal gaz faturalarının bir kısmı ödenmeli, doğal gaz ya da elektrikle ısıtma için gerekli tesisatı olamayan ailelere de uygun ve özendirici kredi temin edilmeli.

Hava kalitesi ölçüm istasyon sayısı artırılmalı ve hava tahmin raporları takip edilerek tehlikeli seviyede havanın kirli olduğu gün ya da saatler için kirlilik ve inversiyon durumuna göre kısıtlanan (kazan vb. ile) ısıtma saatleri ile ilgili bilgilendirmeler yapılmalı.

Trafikteki araçların oluşturduğu kirliliği de azaltmak için çukur bölgelerde özel taşıt kullanımı kısıtlanması, toplu taşıma araçlarının kullanılması ve halka mecburi kalmadıkça sokağa çıkmayın çağrısında bulunulmalı.

Ayrıca tehlikeli seviyede havanın kirli olduğu saatlerde öğrencilerin teneffüste bahçeye çıkmasına da müsaade edilmemeli ve hatta okulların tatil edilmesi, inşaatların durdurulması, akşam trafiği yoğunluğunun güneş batmadan önceye alınması için çalışma ya da iş bitimi saati bir ya da iki saat öne alınması gibi bir dizi yeni ve ilave önlemler geliştirilmeli.

Toplu taşıma özendirilmeli

Toplu taşıma her zaman özendirilmeli, karayolu taşımacılığı yerine elektrik ve/veya güneş enerjisi kullanan (tramvay gibi hafif raylı sistemler, vb.) demiryolu ve toplu taşıma araçları yaygınlaştırılmalı, kent içi ulaşımda uygun havalarda ve yerlerde kullanılmak üzere bisiklet yolları ve bisiklet parkları oluşturulmalı.

Hava durumu raporları, hava kalitesi ölçüm ve tahminleri takip edilerek hastanelerin göğüs hastalıkları, vb. ilgili polikliniklerinde doktor sayısı önceden planlanmalı. Halka mümkün ise burundan nefes alıp vermesi ve maske kullanması salık verilmeli, hatta halka ücretsiz dağıtılmalı, üst solunum yolu hastalıkları ve hassasiyeti olanlar idari izin sayılmalı.

Yeni yerleşim yerlerinde merkezi ısıtma sistemleri ile güneş enerjisi, jeotermal enerji vb. enerjilerin kullanımı yaygınlaştırılmalı, güneş enerjisinden sadece su ısıtma değil; binaların mümkün olduğunca tüm ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çalışmalar ile kirletici emisyonları düşürülmeli.

Ayrıca binalarda enerji verimliliği arttırılmalı ve uygun ısı yalıtımı yapılarak kaynak tüketimi azaltılmalı, çift cam yerine çift pencere gibi, kapı ve çatıların izolasyonuna önem verilmeli. Enerji tasarrufu için gerekli ve doğru yalıtım vb. donanımlara sahip binaların oluşması için bina yalıtımına dönük teşvikler ve standartlar artırılmalı.

Sanayi tesislerine özel önlemler gerekli

Öte yandan, bazı iş yerlerinde ve organize sanayi bölgelerinde zaman zaman sanayide kullanılan plastiklerin, motor yağlarının, ambalaj atıkları, lastikler gibi atıklar bertaraf etmek ya da ısınmak amacıyla sobalarda yakılması gibi atıkların uygun olmayan tesislerde yakılması önlenmeli.

Sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılması da sağlanıp 24 saat 365 gün bakımları ve gaz salımları kontrol edilmeli, kirlilikte önemli bir etken olan kömürdeki kükürt oranını düşürebilmesi için yanma sırasında kömüre kireç karıştırılması gibi yöntemler de değerlendirilmeli.

Şehrin doğal havalandırması ihmal edilmemeli

Her türlü çevre düzeni, imar ve iskan planı veya uygulaması, şehrin doğal havalandırmasını artıracak şekilde olmalı, örneğin şehrin doğal hava sirkülasyonunu bozan binalar kentsel dönüşüme tabi tutulmalı, sanayi kuruluşları yer seçimi, cadde ve sokaklar ile birlikte gökdelenlerin konumu ve yönü hava akımlarına uygun olmalı, yamaçlardan gelen yüzeye yakın rüzgarların şehrin merkezine kadar ulaşıp şehir dışına çıkabilmesi için yamaçlarda rüzgarı kesmesi muhtemel binaların zemin katları en az 10 m civarında boş bırakılmalı, şehir merkezinde bulunan oto sanayi, fırınlar, vb.’ine şehir merkezinden uygun bölgelere taşınmalı, sanayi tesisi yer seçimi yapıldıktan sonra imar planlarında bu alanların çevresinde yapılaşma önlenmeli, şehirler yeşillendirilirken hakim rüzgâr yönlerinde ekolojik (yeşil) kuşaklar oluşturulmalı, hem kentin iklim şartlarına uygun, hem de hava kirliliği ile mücadeleye yardımcı olacak ağaç vb. bitki türlerinin peyzaj çalışmalarında öncelikle kullanılmalı ve uçucu organik bileşikleri (VOC) saçan ıhlamur gibi kokulu ağaçlardan özellikle şehir içinde uzak durulmalı.

Bütün bunlar için de şehrin üç boyutlu dağ-deniz meltem rüzgarları ve hava simülasyonu, don çukurları, sis oluşum şartları, ılıman kuşakları, hâkim rüzgara göre havalandırma koridorları, vb.’inin meteorolojik modellemeler ile ayrıntılı bir şekilde belirlenmeli.

Soğuk bölgelerde araçların park yerlerine prizler konularak bu prize araç bağlanıp depodaki küçük bir ısıtıcıyı beslemesi ve bu sayede pompalardaki yağ ve yakıtların donması engellenmeli. Böylece özellikle sabahları soğuk bir geceden sonra araçların tek marşta çalışabilmesi sağlanmalı ve yakıt depolarına hava kirliliğine neden olan kimyasalların da eklenmesinin önüne geçilmeli.

Sonuç olarak enerji, ulaşım, eğitim, atık yönetimi, tarım ve şehir planlaması, vb.’indeki doğru eylemler yoluyla hava kirliliği ile mücadele hem halk sağlığı açısından hem de iklim değişikliğinin azaltılması ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma için birçok fayda sağlayacaktır.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 10 Ocak 2023’te yayımlanmıştır.

Miktad Kadıoğlu
Miktad Kadıoğlu
Miktad Kadıoğlu - İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü ve Afet Yönetim Araştırma ve Uygulama Merkezi Öğretim Üyesi. Atmosfer bilimleri konusunda 1987'de yüksek lisansını tamamladı. 1991'de ABD’nin Missouri-Columbia Üniversitesinden doktorasını aldı. Afet Yönetimi konusunda ABD’de FEMA, Japonya’da JICA ve İngiltere Bournemouth Üniversitesinde eğitimlere katıldı. Atmosfer bilimleri ve afet yönetimi alanlarında yayınları olan Kadıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı için danışmalık yaptı.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Hava kirliliği: Neden bitmiyor, nasıl önlenir?

İstatistiklere göre Türkiye’de hava kirliliğinden ölümler, trafik kazalarındaki insan kayıplarının 6-7 katı, depremlerdeki kayıplardan onlarca kat daha fazla… Peki, hava kirliliği nasıl oluşur? Hava kirliliğine neler sebep olur? Nasıl önlenir? Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu yazdı.

Bu kış, birçok ilimizde hava kirliliğini çok daha fazla hisseder olduk. Oysa, pandemi döneminde, alınan tedbirler nedeniyle insanların hareketliliği azalmış, araçlarını kullanma oranları da düşmüş bu da hava kalitemizi göreceli olarak iyileştirmişti. Temiz havalı bir yıldan sonra gelen hava kirliliği, kendisini iyice fark ettirir oldu.

Hava kirliliği, insan, bitki, hayvan, organik ve inorganik maddelere zarar veren, bazı meteorolojik koşullar altında normal değerlerin üzerinde seyreden kirletici konsantrasyonlarının olması halinde meydana gelir.

Kaynağı evsel yakıt yakma, endüstriyel bacalar, trafik egzozları, elektrik üretimi, atıkların açıkta yakılması, tarımsal uygulamalar, toz vb. olabilir.

Kaynağına bağlı olarak farklı hava kirliliği karışımları da oluşur. Kontrol altında tutulması gereken hava kirleticileri arasında partikül madde 2,5 mikron (PM₂.₅), partikül madde 10 mikron (PM₁₀), ozon (O₃), nitrojen dioksit (NO₂), karbon monoksit (CO) ve kükürt dioksit (SO₂) sayılabilir.

Özellikle büyük şehirlerde, hava kirliliğinin kalp krizi, felç̧, kronik bronşit ve akut solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı hastalık ve ölüme neden olduğu uzun yıllardır biliniyor. İç ve dış ortamlarda solunan havanın kalitesi, insan sağlığı üzerindeki etkileri iç ve dış ortamlardaki kirletici miktarları, meteorolojik koşullar, havalandırma durumu, kirletici bozunma ve uzaklaştırma işlemleri gibi birçok etmene bağlıdır.

Hava kirliliği nasıl oluşur?

Yüzeyleri beton, asfalt, vb. bina ve yollardan oluşan ve gün boyunca kırsal alandaki yüzeylere göre daha fazla güneş ışınımı soğurup bir kent ısı adasına dönüşen kentlerde gün içinde sıcak ve kirli hava yükselmeye meyil eder. Oluşan bu kentsel ısı adaları, kent merkezlerinin civarlarına göre 5 – 10 ⁰C daha sıcak olmalarına neden olabilir.

Kent merkezine göre nispeten daha soğuk olan kırsal alanlardaki soğuk hava, daha sıcak olan kent merkezine doğru hareket ederek şehirdeki havanın yerden yukarı doğru yükselerek “kent kubbesi” oluşumuna katkıda bulunur.

Kent ısı adasının ve kent kubbesinin kuvvetli olduğu yerlerde hava kirliliği daha fazla hissedilir.

Ayrıca ova vb. çukur yerlerde kurulmuş kentlerde, özellikle kışın görülen yüksek basınç merkezleri ve çoklu inversiyonlar (sıcaklık terselmesi yani beklenenin tam tersine hava sıcaklığının yükseklikle artması) nedeniyle kendine özgün ve çok daha yoğun bir hava kirliliği problemi yaşanır.

Bu nedenle yüksek basınç merkezi etkili ve hava kirleticilerinin fazla olduğu zamanlarda sabahları sis ve gün boyunca puslu hava, zehirli duman denilen (smog) ve yer seviyesinde (akciğer kanserine neden olan) ozona neden olur.

Hava kirliliğine neler sebep olur?

Aynı zamanda son yıllarda artan kuraklıkla bitki örtüsünün zayıflaması sonucu rüzgarlarla havaya karışan toz miktarı da hava kirliliğinde önemli rol oynar.

Ayrıca yeni yerleşim alanlarının açılmasında, gökdelen ve ana arterlerin konumlandırılmasında hâkim rüzgâr yönünün dikkate alınmaması da hava kirliliğinde etkilidir.

Böylece büyük ve küçük yerleşim yerleri artan kentleşme, küçük çaplı imalat işletmeleri ve artan trafik problemleri ile uzun yıllardır hava kirliliği problemi ile karşı karşıya kalınıyor.

Hava kirliliği Türkiye’de nasıl ölümlere sebep oluyor?

Bütün bunların bir sonucu olarak birçok yerleşim bölgemizin hava kalitesi (kirlilik) ölçümleri incelendiğinde kirletici miktarlarının sık sık tehlikeli bir şekilde Türkiye, DSÖ ve/veya AB’nin kısa ve uzun vadeli sınır değerlerin çok üzerine de çıktığı görülüyor.

Türk Toraks Derneği’ne göre, Türkiye’de yılda yaklaşık 30 bin insan hava kirliliğine bağlı olarak yaşamını yitiriyor. Bu, bir yılda trafik kazasında ölen insanların yaklaşık 6-7 katı. Keza, depremlerde yaşadığımız kayıpların onlarca katını, iki hava kirletici, kömür yakma kaynaklı kükürt dioksit, (SO₂) ve partikül madde 10 mikron (PM₁₀) neticesinde kaybediyoruz.

Yine Türk Toraks Derneği açıklamasına göre, 2022 yılında en yoğun hava kirliliğinin olduğu şehirlerimiz Iğdır, Muş, Bursa. İstanbul’da Göztepe ve Esenyurt, İzmir’de Gaziemir ve Bayraklı, Ankara’da Kayaş ve Sıhhıye. Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği oranlar bazında havası tek temiz kentimizse Rize.

Hava kirliliği nasıl önlenir?

Dünyada hem büyükşehir olup hem de aldığı önlemlerle hava kirliliği sorununu çözmüş ülke ya da şehir yok ama epey yol almış yerler var.[efn_note]https://www.unep.org/news-and-stories/story/these-five-cities-are-taking-aim-air-pollution[/efn_note]

Hava kirliliğinin, başta sağlık olmak üzere yaşamsal konforumuz üzerine olan sosyo-ekonomik yönden olumsuz etkilerini azaltmak, bireylere sağlıklı ve kaliteli bir yaşam ortamı sağlamak için alınabilecek tedbirler var.

Bizim alabileceğimiz önlemlerin başında da süre giden doğal gazın yaygınlaştırılması var. Ancak doğalgaz tek başına hava kirliliğini önlemeye yetmiyor. Onun dışında da hayata geçirilebilecek bazı önlemler mevcut durumu iyileştirebilir:

Genellikle Ekim ayında başlayan ve Nisan ayında etkisi azalan hava kirliliğinin kaynağı olarak kalitesiz katı yakıt yerine (alternatif) daha temiz enerji kaynağı olan doğalgazın kullanılmasını teşvik etmek için yani doğal gaz tüketimi arttıkça doğal gazın metreküp fiyatında indirime gidilmeli, enerji yoksulluğu ile mücadelede kömür dağıtmak yerine elektrik ve doğal gaz faturalarının bir kısmı ödenmeli, doğal gaz ya da elektrikle ısıtma için gerekli tesisatı olamayan ailelere de uygun ve özendirici kredi temin edilmeli.

Hava kalitesi ölçüm istasyon sayısı artırılmalı ve hava tahmin raporları takip edilerek tehlikeli seviyede havanın kirli olduğu gün ya da saatler için kirlilik ve inversiyon durumuna göre kısıtlanan (kazan vb. ile) ısıtma saatleri ile ilgili bilgilendirmeler yapılmalı.

Trafikteki araçların oluşturduğu kirliliği de azaltmak için çukur bölgelerde özel taşıt kullanımı kısıtlanması, toplu taşıma araçlarının kullanılması ve halka mecburi kalmadıkça sokağa çıkmayın çağrısında bulunulmalı.

Ayrıca tehlikeli seviyede havanın kirli olduğu saatlerde öğrencilerin teneffüste bahçeye çıkmasına da müsaade edilmemeli ve hatta okulların tatil edilmesi, inşaatların durdurulması, akşam trafiği yoğunluğunun güneş batmadan önceye alınması için çalışma ya da iş bitimi saati bir ya da iki saat öne alınması gibi bir dizi yeni ve ilave önlemler geliştirilmeli.

Toplu taşıma özendirilmeli

Toplu taşıma her zaman özendirilmeli, karayolu taşımacılığı yerine elektrik ve/veya güneş enerjisi kullanan (tramvay gibi hafif raylı sistemler, vb.) demiryolu ve toplu taşıma araçları yaygınlaştırılmalı, kent içi ulaşımda uygun havalarda ve yerlerde kullanılmak üzere bisiklet yolları ve bisiklet parkları oluşturulmalı.

Hava durumu raporları, hava kalitesi ölçüm ve tahminleri takip edilerek hastanelerin göğüs hastalıkları, vb. ilgili polikliniklerinde doktor sayısı önceden planlanmalı. Halka mümkün ise burundan nefes alıp vermesi ve maske kullanması salık verilmeli, hatta halka ücretsiz dağıtılmalı, üst solunum yolu hastalıkları ve hassasiyeti olanlar idari izin sayılmalı.

Yeni yerleşim yerlerinde merkezi ısıtma sistemleri ile güneş enerjisi, jeotermal enerji vb. enerjilerin kullanımı yaygınlaştırılmalı, güneş enerjisinden sadece su ısıtma değil; binaların mümkün olduğunca tüm ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çalışmalar ile kirletici emisyonları düşürülmeli.

Ayrıca binalarda enerji verimliliği arttırılmalı ve uygun ısı yalıtımı yapılarak kaynak tüketimi azaltılmalı, çift cam yerine çift pencere gibi, kapı ve çatıların izolasyonuna önem verilmeli. Enerji tasarrufu için gerekli ve doğru yalıtım vb. donanımlara sahip binaların oluşması için bina yalıtımına dönük teşvikler ve standartlar artırılmalı.

Sanayi tesislerine özel önlemler gerekli

Öte yandan, bazı iş yerlerinde ve organize sanayi bölgelerinde zaman zaman sanayide kullanılan plastiklerin, motor yağlarının, ambalaj atıkları, lastikler gibi atıklar bertaraf etmek ya da ısınmak amacıyla sobalarda yakılması gibi atıkların uygun olmayan tesislerde yakılması önlenmeli.

Sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılması da sağlanıp 24 saat 365 gün bakımları ve gaz salımları kontrol edilmeli, kirlilikte önemli bir etken olan kömürdeki kükürt oranını düşürebilmesi için yanma sırasında kömüre kireç karıştırılması gibi yöntemler de değerlendirilmeli.

Şehrin doğal havalandırması ihmal edilmemeli

Her türlü çevre düzeni, imar ve iskan planı veya uygulaması, şehrin doğal havalandırmasını artıracak şekilde olmalı, örneğin şehrin doğal hava sirkülasyonunu bozan binalar kentsel dönüşüme tabi tutulmalı, sanayi kuruluşları yer seçimi, cadde ve sokaklar ile birlikte gökdelenlerin konumu ve yönü hava akımlarına uygun olmalı, yamaçlardan gelen yüzeye yakın rüzgarların şehrin merkezine kadar ulaşıp şehir dışına çıkabilmesi için yamaçlarda rüzgarı kesmesi muhtemel binaların zemin katları en az 10 m civarında boş bırakılmalı, şehir merkezinde bulunan oto sanayi, fırınlar, vb.’ine şehir merkezinden uygun bölgelere taşınmalı, sanayi tesisi yer seçimi yapıldıktan sonra imar planlarında bu alanların çevresinde yapılaşma önlenmeli, şehirler yeşillendirilirken hakim rüzgâr yönlerinde ekolojik (yeşil) kuşaklar oluşturulmalı, hem kentin iklim şartlarına uygun, hem de hava kirliliği ile mücadeleye yardımcı olacak ağaç vb. bitki türlerinin peyzaj çalışmalarında öncelikle kullanılmalı ve uçucu organik bileşikleri (VOC) saçan ıhlamur gibi kokulu ağaçlardan özellikle şehir içinde uzak durulmalı.

Bütün bunlar için de şehrin üç boyutlu dağ-deniz meltem rüzgarları ve hava simülasyonu, don çukurları, sis oluşum şartları, ılıman kuşakları, hâkim rüzgara göre havalandırma koridorları, vb.’inin meteorolojik modellemeler ile ayrıntılı bir şekilde belirlenmeli.

Soğuk bölgelerde araçların park yerlerine prizler konularak bu prize araç bağlanıp depodaki küçük bir ısıtıcıyı beslemesi ve bu sayede pompalardaki yağ ve yakıtların donması engellenmeli. Böylece özellikle sabahları soğuk bir geceden sonra araçların tek marşta çalışabilmesi sağlanmalı ve yakıt depolarına hava kirliliğine neden olan kimyasalların da eklenmesinin önüne geçilmeli.

Sonuç olarak enerji, ulaşım, eğitim, atık yönetimi, tarım ve şehir planlaması, vb.’indeki doğru eylemler yoluyla hava kirliliği ile mücadele hem halk sağlığı açısından hem de iklim değişikliğinin azaltılması ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma için birçok fayda sağlayacaktır.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 10 Ocak 2023’te yayımlanmıştır.

Miktad Kadıoğlu
Miktad Kadıoğlu
Miktad Kadıoğlu - İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü ve Afet Yönetim Araştırma ve Uygulama Merkezi Öğretim Üyesi. Atmosfer bilimleri konusunda 1987'de yüksek lisansını tamamladı. 1991'de ABD’nin Missouri-Columbia Üniversitesinden doktorasını aldı. Afet Yönetimi konusunda ABD’de FEMA, Japonya’da JICA ve İngiltere Bournemouth Üniversitesinde eğitimlere katıldı. Atmosfer bilimleri ve afet yönetimi alanlarında yayınları olan Kadıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı için danışmalık yaptı.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x