Merak duygunuzu nasıl canlandırabilirsiniz?

Balıklar su altında nasıl nefes alır ya da klima neden su damlatır gibi sorular sorduğunuz çocukluk günlerinizi özlüyor musunuz? Merakınızı yitirdiğinizi mi hissediyorsunuz? İşte merakınızı geri kazanmanın faydası ve yolları…

Çocukların, bebekliklerinden itibaren dünyayı belki de sadece ‘neden’ ve ‘nasıl’ soruları ile keşfetmesi merakın ne denli önemli olduğuna dair tartışmaya yer bırakmıyor. Ancak bu yeni anlayışlar geliştirmeye yönelik soruların ilerleyen yaşlarda azaldığı da bir gerçek. Yale Üniversitesi’nde psikoloji ve dil bilimi alanlarında dersler veren üyesi Frank Keil, Psyche’de yayımlanan yazısında merak etmenin sadece çocukluk dönemine ait bir motivasyon olmayabileceğini, ileri yaşta da olsa herkesin merak duygusunu canlandırarak yeni keşiflere yelken açabileceğini anlatıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“İnsanlar, nesnelerin nasıl çalıştığını ve dünyada neden belirli kalıpların ve özelliklerin var olduğunu öğrenmeye yönelik güçlü bir dürtüyle büyürler. Birden çok anlamı olan ‘merak’, bahsi geçen bilme arzusunu da ifade eder. ‘Balıklar su altında nasıl nefes alır?’ veya ‘Klima neden su damlatır?’ gibi sorular sorduğunuzda merak duyarsınız. (…) Merak, olguların altında yatan sebep ve sonuç kalıpları hakkında açıklamalar aramaya sevk eder. Aynı zamanda, daha pasif bir şaşkınlık halinden de farklıdır. Merak, aktif düşünme ve uğraşı içerir. ‘Nasıl’ ve ‘neden’ ile ilgili varsayımlarda bulundurur. Olası farklı dünyalar hakkında spekülasyonlar bile yaptırabilir. Merak, hedefe yönelik aramaları ve keşifleri motive eder.

Yaşam boyu merak etmeye devam eden yetişkinlerde merak, dünyanın zengin nedensel mimarilerinde sürekli kazıyı teşvik eder. Çevremizdeki her şeyi daha fazla takdir etmemize yardımcı olur. Daha zengin dokulu ve dinamik bir gerçeklik görmek için buradayızdır. Örneğin, ötücü kuşların nasıl ve neden şarkı söylediğini, çiçeklerin donmuş zeminde nasıl açtığını ve hayvanların nasıl kış uykusuna yattığını merak ederek ve öğrenerek, baharın ilk günlerini daha sürükleyici ve ödüllendirici olarak görmeye ve deneyimlemeye başlarız. Her bir merak, yeni meraklara ve ardışık keşiflerin getireceği sonsuz sevinç ihtimaline kapı açar. Kulağa fazla coşkulu geliyorsa, ünlü bilgelerin çocukluklarından son anlarına kadar hayatlarını tam olarak böyle tanımladıklarını da hatırlatalım.”

Yazar, merak ve getirdiği öğrenmenin, yalnızca kozmoloji veya evrim gibi konular hakkında değil, aynı zamanda salgın hastalıklar ve iklim krizi gibi güncel meseleler ile ilgili de başkalarıyla tam manasıyla etkileşim kurmamızı sağladığını söylüyor: “Ayrıca yanlış bilgilere karşı bir kalkan işlevi görebilir. (…)

Merakın unsurları erken yaşta ortaya çıkar. (…) Araştırmalar, çocuklar nesnelerin gizli işleyişini anladıkça ve diğer zihinlerdeki bilgilere nasıl güveneceklerini öğrendikçe, okul öncesi yıllarda merakın güç ve kapsam açısından büyük ölçüde genişlediğini gösteriyor. (…) Çocuklar sınıflara girdiklerinde ise spontane sorularında azalma görülür. Daha da kötüsü, bu meraktan vazgeçme hali süresiz olarak devam edebilir. Bu hal, tüm refah düzeylerinde, çeşitli gruplar ve kültürlerde ortaya çıkabilir ve bunun kaçınılmaz olduğu konusunda endişelere neden olabilir. (…)

Merak ederek içgörü kazanmak, çoğu insan için kullanılamaz ve nadir bir beceri değildir. Küçük çocuklardaki varlığı, insan olmanın ne kadar içsel olduğunu gösterir. Merak, bir ömür boyu artmaya ve genişlemeye devam edebilir. (…) Yale Üniversitesi’nde yürüttüğüm çalışmalar ve diğer araştırmacılarla yaptığım sayısız tartışma sayesinde, merakınızı canlandırmanıza ve onu ödüllendirici düzeylerde tutmanıza yardımcı olabilecek pratik stratejileri bir araya getirdim.

Düzenli iç gözlemler yapın

Kendinize şunu sorun: Geçen ay, dünyanın bazı yönlerini görme ve anlama biçimlerinizi değiştiren yeni bir şey öğrendiniz mi? Bu, önemli yeni gerçekleri öğrenmeyi veya daha önce sahip olduğunuz bir görüş hakkında bir şekilde yanıldığınızı fark etmeyi içerebilir. Anlayışınızdaki bu güncellemeleri, dünyayı daha net görmenizi sağlayan fırsatlar olarak düşünün. Zaten her şeyi tam olarak anladığını varsaymak nihayetinde bir tür kibir olacaktır. Cehalet veya yanlış anlamaları ortaya çıkarmak ve yeni içgörüler kazanmak canlandırıcı hissettirebilir. Önde gelen bilim insanları, bilmemeyi, araştırma yürütmenin birincil nedeni olarak kabul eder ki siz de onların yolundan ilerleyebilirsiniz.

Her ayın ilk gününde, son zamanlarda hangi yeni içgörüleri kazandığınızı veya hangi yanlış anlamaları çözdüğünüzü sorarak bu yeni anlayış arayışı ruhunu benimsemeye başlayabilirsiniz. Bir örnek üzerinden zihninizde nelerin değiştiğini ve bu değişimin sonucunda hangi yeni sorgulama hatlarının ortaya çıktığını düşünün. Neredeyse her zaman, keşfedecek yeni bir şeyler olacaktır.

İç gözleminiz sırasında aklınıza hiçbir şey gelmiyorsa, etrafınızdakiler hakkında düşünmeye birkaç dakika ayırın. Örneğin, ben bu cümleyi yazarken, odanın içine veya pencerenin dışına bakabilir ve kendime çabucak bir ‘cehalet alanı’ bulabilirim. Baharın ilk günlerinde dışarı bakarken nergisler dikkatimi çekiyor. Bilgilerimi sorgularken, hayatım boyunca baharın ilk çiçeklerini görmekten keyif aldığımı fark ediyorum ama nergislerin, güller ve diğer çiçeklere göre neden erken açtığına dair hiçbir fikrim yok. Bu araştırma dizisi, erken açan çiçeklerin soğanlı bitkiler mi olduğu ve bunun neden böyle olabileceği hakkında zengin bir takip sorusu silsilesini ortaya çıkarıyor.

Yeni bir merakın bu denli erken aşamalarında bile, merakınıza konu olan nesneye hızla farklı bakmaya ve onu daha derinden deneyimlemeye başlarsınız. Daha fazlasını öğrenmek için yanıtları çevrimiçi ortamda aramaya başlayabilir veya doğru arama ifadesi ya da bilgi kaynağına ulaşamıyorsanız, konu hakkında bilgi sahibi bir arkadaşınıza daha fazlasını nasıl öğrenebileceğinizi sorabilirsiniz. Bu da sizi kütüphaneye veya bir uzmana yönlendirebilir.

Birkaç ay düzenli iç gözlem yaptıktan sonra, bunun ne kadar ödüllendirici olduğunu görecek ve muhtemelen farkında olmadan kendinizi bunu yaparken bulacaksınız.

Merakın yayılmasına izin verin

Merak ettiğinizde, bir soruya, her biri önceki soruya yanıt olarak öğrendiklerinizin tetiklediği birçok olası döngü veya dallanıp budaklanmaya ilk adımı attığınız beklentisiyle yaklaşmaya çalışın. (…)”

Yazar, daha fazlasını öğrenmenin yeni bir yolunu keşfettiğimizde, bilgiyi aramanın da bize daha zevkli gelebileceğini vurguluyor: “(…) Farklı mecralarda karşılaştığınız uzmanlardan bir konuyu anlamanıza yardımcı olmalarını istemekten çekinmeyin. Bazı uzmanlar acemi birine açıklamada bulunmayı istemeyebilse de, kendi alanlarında birer lider olanlar da dahil çoğu, heyecanlarını paylaşmaktan ve hayatlarının büyük bölümünü neden bir konuya adadıklarını anlamanıza yardımcı olmaktan heyecan duyarlar. Hatta bazı doktorlar bile, yoğun programlarına rağmen, olan biteni anlamada entelektüel bir ortak haline gelen bir hastaları olmasından mutluluk duyabilir. (…) Bir konuya farklı bakış açılarından yaklaştıkça, araştırılan olgunun tüm güzelliği ve karmaşıklığı ile belirmeye başladığını göreceksiniz.

Anormallikleri ve bilmeceleri bulmaya çalışın

Bir anormallik veya bilmece ile karşı karşıya kaldığınızda merak genellikle vites yükseltir. Bazen insanlar, akıllarındaki basit bir açıklayıcı hikâyenin can sıkıcı istisnaları olarak anormallikleri görmezden gelirler. Ancak çoğu zaman bir anormallik son derecede açıklayıcı olabilir ve anlayışınızın yenilenmesini sağlayabilir. (…)

Örneğin, kendinize veya başkalarına sıradan şeylerin nasıl çalıştığını açıklamaya çalışırsanız, anlayışınızda boşluklar olduğunu görebilirsiniz. Bu tür boşluklara rastladığınızda, merakı serbest bıraktığınızın ve bir şeyin neden böyle çalıştığını keşfetme fırsatını ortaya çıkardığınızın farkında olun.

Zıt durumları keşfedin

Çalışmalar, bir konuyu derinlemesine öğrenmede zıt durumların değerini gösteriyor. Örneğin, çeşitli memeli çiftlerini karşılaştırdıktan ve aralarındaki ortak noktaları ve farklılıkları düşündükten sonra, memeli kavramına ilişkin anlayışınız muhtemelen derinleşecektir. Ayrıca, psikolojide veya başka bir alanda birbiriyle ilişkili iki kavram, örneğin ‘dışsal motivasyon’ ve ‘içsel motivasyon’ arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları merak edebilir ve bunları karşılaştırarak konuyu (örneğin motivasyon) daha geniş olarak değerlendirebilir ve uzmanların bu konuda ne düşündüğüne dair daha fazla bilgi edinebilirsiniz. (…)

Karşı-olgularla eğlenin

Merak, yüzeydeki olguların altında yatan ve bunlardan sorumlu olan nedensel yapıları ortaya çıkardığında en güçlüdür. Bu yapılar genellikle ayrıntılı ve kapsamlı yönler içerir, böylece her ‘nasıl’ veya ‘neden’ sorusu bir dizi takip sorusu başlatabilir. Son zamanlarda yapılan pek çok araştırma, karşı-olgusal sorular sormanın, altta yatan işleyişi görmek için görünüşün derinine inmenin harika bir yolu olduğunu gösteriyor. (…)

Neyi karşı-olgusal hale getireceğinizi nasıl bileceksiniz? Işık hızı saatte 100 mil olsaydı ulaşımın nasıl olacağını merak etmek, tüm araçların mavi tekerlekleri olsaydı nasıl olacağını merak etmekten çok daha ilginçtir. Peki bir karşı-olgu neden çok daha ilginçtir? Işık hızı gibi önemli bir özelliği değiştirmenin sonuçlarının çok çeşitli olması nedeniyle…. (…)

Merakı kazan-kazan durumu haline getirin

Merakı yeniden uyandırmanın bir yolu, başkalarıyla olan etkileşimlerinizdir. Birçok yetişkin, tartışmaları, belli bir bakış açısıyla diğerini fethetme amacıyla yapılan caydırıcı savaşlar olarak görür. Ancak bu ‘kazanmak için tartışma’ perspektifi, anlaşmazlıkların, merakı artırma yönünde sunduğu fırsatı dışarıda bırakır. Bundan yararlanmak için ‘öğrenmek için tartışma’ zihniyetini benimsemeliyiz.

Herkesin ‘kaybetme’ korkusu olmadan görüş alışverişinde bulunduğu bir tartışma düşünebilir misiniz? Odağın kazanmak değil de gerçeğe yaklaşmak olduğu ve tüm tarafların olumlu katkılar sağladığı türden bir tartışma nasıl olurdu? Kazan-kazan karşılaşmalar da mümkün ve tüm taraflar için daha faydalı olabilecekken, çoğu zaman anlaşmazlıkları sıfır toplamlı şekilde çerçeveleriz. Bir dahaki sefere bir arkadaşınızla aynı fikirde olmadığınızı fark ettiğinizde, bu anlaşmazlığı bir öğrenme ve iletişim fırsatı olarak görmeye çalışın. Arkadaşınıza iyi niyetle tartışmak istediğinizi söyleyin ve bu şekilde daha fazla bilgi edinebileceğiniz için fikrinizin değişmesinden memnun olacağınızı bilmesini sağlayın. Bu öğrenme taahhüdünü izlemek, neredeyse her zaman ‘neden’ ve ‘nasıl’ sorularını sormayı içerir. (…)

Merakın kontrol listesini oluşturun

Belirli bir halk sağlığı müdahalesinin maliyet ve faydalarını merak ettiğinizi varsayalım. Duyguların bilgiye yaklaşımımız ve verdiğimiz değer konusunda önyargı yaratabileceği göz önüne alındığında, aşağıdakileri içeren bir kontrol listesi kullanarak tedbirli olabilirsiniz:

  • En az üç farklı kaynağa başvurdum mu? Bu üç kişinin bilgilerini tek bir kaynaktan almadığından emin miydim?
  • Kaynaklarımın itibarını, bağlantılarına, eğitimlerine ve görüşlerinin niteliğine saygı duyulduğuna dair diğer göstergelere bakarak kontrol ettim mi?
  • Kaynaklar, ikna etmeye çalışmanın ötesinde herhangi bir mekanizmayı (örneğin, bir aşının nasıl etki gösterdiğini) gerçekten tartıştı mı? Yoksa daha çok kişisel anekdotlara veya görüşlere mi dayanıyorlardı? Yeterli bilgi sahibi olmayan kaynaklar nadiren mekanizmaları derinlemesine ele alırlar. (…)

Ne kadar çok merak ederseniz, geçmişte neden daha fazla merak etmediğinizi de kendinize o kadar çok soracaksınız. Derinlemesine merak, hayatınızda çok az maliyetle veya hiç maliyeti olmadan çok değerli bir şey elde edebileceğiniz birkaç faaliyetten biridir. İlerlemeye devam eden dünyayı deneyimleme biçiminizi sürekli olarak zenginleştirebilecek bir şey…”

Bu yazı ilk kez 26 Mayıs 2022’de yayımlanmıştır.

 

Frank Keil’in Psyche internet sitesinde yayımlanan “How to revive your sense of wonder” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/guides/how-to-have-a-life-full-of-wonder-and-learning-about-the-world

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Merak duygunuzu nasıl canlandırabilirsiniz?

Balıklar su altında nasıl nefes alır ya da klima neden su damlatır gibi sorular sorduğunuz çocukluk günlerinizi özlüyor musunuz? Merakınızı yitirdiğinizi mi hissediyorsunuz? İşte merakınızı geri kazanmanın faydası ve yolları…

Çocukların, bebekliklerinden itibaren dünyayı belki de sadece ‘neden’ ve ‘nasıl’ soruları ile keşfetmesi merakın ne denli önemli olduğuna dair tartışmaya yer bırakmıyor. Ancak bu yeni anlayışlar geliştirmeye yönelik soruların ilerleyen yaşlarda azaldığı da bir gerçek. Yale Üniversitesi’nde psikoloji ve dil bilimi alanlarında dersler veren üyesi Frank Keil, Psyche’de yayımlanan yazısında merak etmenin sadece çocukluk dönemine ait bir motivasyon olmayabileceğini, ileri yaşta da olsa herkesin merak duygusunu canlandırarak yeni keşiflere yelken açabileceğini anlatıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“İnsanlar, nesnelerin nasıl çalıştığını ve dünyada neden belirli kalıpların ve özelliklerin var olduğunu öğrenmeye yönelik güçlü bir dürtüyle büyürler. Birden çok anlamı olan ‘merak’, bahsi geçen bilme arzusunu da ifade eder. ‘Balıklar su altında nasıl nefes alır?’ veya ‘Klima neden su damlatır?’ gibi sorular sorduğunuzda merak duyarsınız. (…) Merak, olguların altında yatan sebep ve sonuç kalıpları hakkında açıklamalar aramaya sevk eder. Aynı zamanda, daha pasif bir şaşkınlık halinden de farklıdır. Merak, aktif düşünme ve uğraşı içerir. ‘Nasıl’ ve ‘neden’ ile ilgili varsayımlarda bulundurur. Olası farklı dünyalar hakkında spekülasyonlar bile yaptırabilir. Merak, hedefe yönelik aramaları ve keşifleri motive eder.

Yaşam boyu merak etmeye devam eden yetişkinlerde merak, dünyanın zengin nedensel mimarilerinde sürekli kazıyı teşvik eder. Çevremizdeki her şeyi daha fazla takdir etmemize yardımcı olur. Daha zengin dokulu ve dinamik bir gerçeklik görmek için buradayızdır. Örneğin, ötücü kuşların nasıl ve neden şarkı söylediğini, çiçeklerin donmuş zeminde nasıl açtığını ve hayvanların nasıl kış uykusuna yattığını merak ederek ve öğrenerek, baharın ilk günlerini daha sürükleyici ve ödüllendirici olarak görmeye ve deneyimlemeye başlarız. Her bir merak, yeni meraklara ve ardışık keşiflerin getireceği sonsuz sevinç ihtimaline kapı açar. Kulağa fazla coşkulu geliyorsa, ünlü bilgelerin çocukluklarından son anlarına kadar hayatlarını tam olarak böyle tanımladıklarını da hatırlatalım.”

Yazar, merak ve getirdiği öğrenmenin, yalnızca kozmoloji veya evrim gibi konular hakkında değil, aynı zamanda salgın hastalıklar ve iklim krizi gibi güncel meseleler ile ilgili de başkalarıyla tam manasıyla etkileşim kurmamızı sağladığını söylüyor: “Ayrıca yanlış bilgilere karşı bir kalkan işlevi görebilir. (…)

Merakın unsurları erken yaşta ortaya çıkar. (…) Araştırmalar, çocuklar nesnelerin gizli işleyişini anladıkça ve diğer zihinlerdeki bilgilere nasıl güveneceklerini öğrendikçe, okul öncesi yıllarda merakın güç ve kapsam açısından büyük ölçüde genişlediğini gösteriyor. (…) Çocuklar sınıflara girdiklerinde ise spontane sorularında azalma görülür. Daha da kötüsü, bu meraktan vazgeçme hali süresiz olarak devam edebilir. Bu hal, tüm refah düzeylerinde, çeşitli gruplar ve kültürlerde ortaya çıkabilir ve bunun kaçınılmaz olduğu konusunda endişelere neden olabilir. (…)

Merak ederek içgörü kazanmak, çoğu insan için kullanılamaz ve nadir bir beceri değildir. Küçük çocuklardaki varlığı, insan olmanın ne kadar içsel olduğunu gösterir. Merak, bir ömür boyu artmaya ve genişlemeye devam edebilir. (…) Yale Üniversitesi’nde yürüttüğüm çalışmalar ve diğer araştırmacılarla yaptığım sayısız tartışma sayesinde, merakınızı canlandırmanıza ve onu ödüllendirici düzeylerde tutmanıza yardımcı olabilecek pratik stratejileri bir araya getirdim.

Düzenli iç gözlemler yapın

Kendinize şunu sorun: Geçen ay, dünyanın bazı yönlerini görme ve anlama biçimlerinizi değiştiren yeni bir şey öğrendiniz mi? Bu, önemli yeni gerçekleri öğrenmeyi veya daha önce sahip olduğunuz bir görüş hakkında bir şekilde yanıldığınızı fark etmeyi içerebilir. Anlayışınızdaki bu güncellemeleri, dünyayı daha net görmenizi sağlayan fırsatlar olarak düşünün. Zaten her şeyi tam olarak anladığını varsaymak nihayetinde bir tür kibir olacaktır. Cehalet veya yanlış anlamaları ortaya çıkarmak ve yeni içgörüler kazanmak canlandırıcı hissettirebilir. Önde gelen bilim insanları, bilmemeyi, araştırma yürütmenin birincil nedeni olarak kabul eder ki siz de onların yolundan ilerleyebilirsiniz.

Her ayın ilk gününde, son zamanlarda hangi yeni içgörüleri kazandığınızı veya hangi yanlış anlamaları çözdüğünüzü sorarak bu yeni anlayış arayışı ruhunu benimsemeye başlayabilirsiniz. Bir örnek üzerinden zihninizde nelerin değiştiğini ve bu değişimin sonucunda hangi yeni sorgulama hatlarının ortaya çıktığını düşünün. Neredeyse her zaman, keşfedecek yeni bir şeyler olacaktır.

İç gözleminiz sırasında aklınıza hiçbir şey gelmiyorsa, etrafınızdakiler hakkında düşünmeye birkaç dakika ayırın. Örneğin, ben bu cümleyi yazarken, odanın içine veya pencerenin dışına bakabilir ve kendime çabucak bir ‘cehalet alanı’ bulabilirim. Baharın ilk günlerinde dışarı bakarken nergisler dikkatimi çekiyor. Bilgilerimi sorgularken, hayatım boyunca baharın ilk çiçeklerini görmekten keyif aldığımı fark ediyorum ama nergislerin, güller ve diğer çiçeklere göre neden erken açtığına dair hiçbir fikrim yok. Bu araştırma dizisi, erken açan çiçeklerin soğanlı bitkiler mi olduğu ve bunun neden böyle olabileceği hakkında zengin bir takip sorusu silsilesini ortaya çıkarıyor.

Yeni bir merakın bu denli erken aşamalarında bile, merakınıza konu olan nesneye hızla farklı bakmaya ve onu daha derinden deneyimlemeye başlarsınız. Daha fazlasını öğrenmek için yanıtları çevrimiçi ortamda aramaya başlayabilir veya doğru arama ifadesi ya da bilgi kaynağına ulaşamıyorsanız, konu hakkında bilgi sahibi bir arkadaşınıza daha fazlasını nasıl öğrenebileceğinizi sorabilirsiniz. Bu da sizi kütüphaneye veya bir uzmana yönlendirebilir.

Birkaç ay düzenli iç gözlem yaptıktan sonra, bunun ne kadar ödüllendirici olduğunu görecek ve muhtemelen farkında olmadan kendinizi bunu yaparken bulacaksınız.

Merakın yayılmasına izin verin

Merak ettiğinizde, bir soruya, her biri önceki soruya yanıt olarak öğrendiklerinizin tetiklediği birçok olası döngü veya dallanıp budaklanmaya ilk adımı attığınız beklentisiyle yaklaşmaya çalışın. (…)”

Yazar, daha fazlasını öğrenmenin yeni bir yolunu keşfettiğimizde, bilgiyi aramanın da bize daha zevkli gelebileceğini vurguluyor: “(…) Farklı mecralarda karşılaştığınız uzmanlardan bir konuyu anlamanıza yardımcı olmalarını istemekten çekinmeyin. Bazı uzmanlar acemi birine açıklamada bulunmayı istemeyebilse de, kendi alanlarında birer lider olanlar da dahil çoğu, heyecanlarını paylaşmaktan ve hayatlarının büyük bölümünü neden bir konuya adadıklarını anlamanıza yardımcı olmaktan heyecan duyarlar. Hatta bazı doktorlar bile, yoğun programlarına rağmen, olan biteni anlamada entelektüel bir ortak haline gelen bir hastaları olmasından mutluluk duyabilir. (…) Bir konuya farklı bakış açılarından yaklaştıkça, araştırılan olgunun tüm güzelliği ve karmaşıklığı ile belirmeye başladığını göreceksiniz.

Anormallikleri ve bilmeceleri bulmaya çalışın

Bir anormallik veya bilmece ile karşı karşıya kaldığınızda merak genellikle vites yükseltir. Bazen insanlar, akıllarındaki basit bir açıklayıcı hikâyenin can sıkıcı istisnaları olarak anormallikleri görmezden gelirler. Ancak çoğu zaman bir anormallik son derecede açıklayıcı olabilir ve anlayışınızın yenilenmesini sağlayabilir. (…)

Örneğin, kendinize veya başkalarına sıradan şeylerin nasıl çalıştığını açıklamaya çalışırsanız, anlayışınızda boşluklar olduğunu görebilirsiniz. Bu tür boşluklara rastladığınızda, merakı serbest bıraktığınızın ve bir şeyin neden böyle çalıştığını keşfetme fırsatını ortaya çıkardığınızın farkında olun.

Zıt durumları keşfedin

Çalışmalar, bir konuyu derinlemesine öğrenmede zıt durumların değerini gösteriyor. Örneğin, çeşitli memeli çiftlerini karşılaştırdıktan ve aralarındaki ortak noktaları ve farklılıkları düşündükten sonra, memeli kavramına ilişkin anlayışınız muhtemelen derinleşecektir. Ayrıca, psikolojide veya başka bir alanda birbiriyle ilişkili iki kavram, örneğin ‘dışsal motivasyon’ ve ‘içsel motivasyon’ arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları merak edebilir ve bunları karşılaştırarak konuyu (örneğin motivasyon) daha geniş olarak değerlendirebilir ve uzmanların bu konuda ne düşündüğüne dair daha fazla bilgi edinebilirsiniz. (…)

Karşı-olgularla eğlenin

Merak, yüzeydeki olguların altında yatan ve bunlardan sorumlu olan nedensel yapıları ortaya çıkardığında en güçlüdür. Bu yapılar genellikle ayrıntılı ve kapsamlı yönler içerir, böylece her ‘nasıl’ veya ‘neden’ sorusu bir dizi takip sorusu başlatabilir. Son zamanlarda yapılan pek çok araştırma, karşı-olgusal sorular sormanın, altta yatan işleyişi görmek için görünüşün derinine inmenin harika bir yolu olduğunu gösteriyor. (…)

Neyi karşı-olgusal hale getireceğinizi nasıl bileceksiniz? Işık hızı saatte 100 mil olsaydı ulaşımın nasıl olacağını merak etmek, tüm araçların mavi tekerlekleri olsaydı nasıl olacağını merak etmekten çok daha ilginçtir. Peki bir karşı-olgu neden çok daha ilginçtir? Işık hızı gibi önemli bir özelliği değiştirmenin sonuçlarının çok çeşitli olması nedeniyle…. (…)

Merakı kazan-kazan durumu haline getirin

Merakı yeniden uyandırmanın bir yolu, başkalarıyla olan etkileşimlerinizdir. Birçok yetişkin, tartışmaları, belli bir bakış açısıyla diğerini fethetme amacıyla yapılan caydırıcı savaşlar olarak görür. Ancak bu ‘kazanmak için tartışma’ perspektifi, anlaşmazlıkların, merakı artırma yönünde sunduğu fırsatı dışarıda bırakır. Bundan yararlanmak için ‘öğrenmek için tartışma’ zihniyetini benimsemeliyiz.

Herkesin ‘kaybetme’ korkusu olmadan görüş alışverişinde bulunduğu bir tartışma düşünebilir misiniz? Odağın kazanmak değil de gerçeğe yaklaşmak olduğu ve tüm tarafların olumlu katkılar sağladığı türden bir tartışma nasıl olurdu? Kazan-kazan karşılaşmalar da mümkün ve tüm taraflar için daha faydalı olabilecekken, çoğu zaman anlaşmazlıkları sıfır toplamlı şekilde çerçeveleriz. Bir dahaki sefere bir arkadaşınızla aynı fikirde olmadığınızı fark ettiğinizde, bu anlaşmazlığı bir öğrenme ve iletişim fırsatı olarak görmeye çalışın. Arkadaşınıza iyi niyetle tartışmak istediğinizi söyleyin ve bu şekilde daha fazla bilgi edinebileceğiniz için fikrinizin değişmesinden memnun olacağınızı bilmesini sağlayın. Bu öğrenme taahhüdünü izlemek, neredeyse her zaman ‘neden’ ve ‘nasıl’ sorularını sormayı içerir. (…)

Merakın kontrol listesini oluşturun

Belirli bir halk sağlığı müdahalesinin maliyet ve faydalarını merak ettiğinizi varsayalım. Duyguların bilgiye yaklaşımımız ve verdiğimiz değer konusunda önyargı yaratabileceği göz önüne alındığında, aşağıdakileri içeren bir kontrol listesi kullanarak tedbirli olabilirsiniz:

  • En az üç farklı kaynağa başvurdum mu? Bu üç kişinin bilgilerini tek bir kaynaktan almadığından emin miydim?
  • Kaynaklarımın itibarını, bağlantılarına, eğitimlerine ve görüşlerinin niteliğine saygı duyulduğuna dair diğer göstergelere bakarak kontrol ettim mi?
  • Kaynaklar, ikna etmeye çalışmanın ötesinde herhangi bir mekanizmayı (örneğin, bir aşının nasıl etki gösterdiğini) gerçekten tartıştı mı? Yoksa daha çok kişisel anekdotlara veya görüşlere mi dayanıyorlardı? Yeterli bilgi sahibi olmayan kaynaklar nadiren mekanizmaları derinlemesine ele alırlar. (…)

Ne kadar çok merak ederseniz, geçmişte neden daha fazla merak etmediğinizi de kendinize o kadar çok soracaksınız. Derinlemesine merak, hayatınızda çok az maliyetle veya hiç maliyeti olmadan çok değerli bir şey elde edebileceğiniz birkaç faaliyetten biridir. İlerlemeye devam eden dünyayı deneyimleme biçiminizi sürekli olarak zenginleştirebilecek bir şey…”

Bu yazı ilk kez 26 Mayıs 2022’de yayımlanmıştır.

 

Frank Keil’in Psyche internet sitesinde yayımlanan “How to revive your sense of wonder” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/guides/how-to-have-a-life-full-of-wonder-and-learning-about-the-world

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x