Sağlık çalışanları: Ne yaşıyorlar? Nasıl daha iyi olurlar?

Dünya Sağlık Örgütü sağlık çalışanlarına yeterli yatırım yapılmadığı takdirde sağlık hizmetlerinde ciddi sorunlar ortaya çıkabileceği konusunda uyarıyor. Peki, hem dünyada hem Türkiye’de sağlık çalışanlarına dair veriler neler söylüyor? Sayıları yeterli mi? Mutlular mı? Ülkeler, sağlık çalışanlarını nasıl yeniden yapılandırabilir?

Her yıl Nisan ayının ilk günlerinde Sağlık Çalışanları Haftası ve Dünya Sağlık Günü kutlanır. Kutlamalar sırasında, sağlık ve bakım çalışanlarının toplumların sağlık hizmetlerine erişimindeki önemi vurgulanır. Pandemi dönemiyle birlikte sağlık çalışanlarına duyulan ihtiyacın daha da arttığına hep birlikte şahit olduk. Fakat yeterli sayıda, iyi eğitimli ve motivasyonu yüksek sağlık çalışanı olmadan, kaliteli sağlık hizmetleri sunmak mümkün değil.

Dünya Sağlık Örgütü ve birçok diğer uluslararası kuruluş, sağlık çalışanlarına yeterli yatırım yapılmadığı takdirde sağlık hizmetlerinde önemli sorunlar ortaya çıkabileceği konusunda uyarıyor.[efn_note]Dünya Sağlık Örgütü. (2021). Health workforce. https://www.who.int/teams/health-workforce[/efn_note] Ülkeler sağlık çalışanları ile ilgili ciddi sorunlarla karşı karşıya.

Sağlık çalışanlarının iş yükü ve psikolojik sorunları nedeniyle işlerini bırakmaları, çalışanlarının yaşlanması, sağlık hizmetlerindeki boşlukların doldurulamaması ve kırsal bölgelerde sağlık çalışanı eksikliği bunlardan birkaçı. Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar ise sağlık sektöründe çalışanların ücretlerini ve sektörün cazibesini etkileyerek sorunları daha da derinleştirmekte.

Tüm ülkeler, uygun sağlık iş gücü sağlamak için kritik bir dönemde. Bu nedenle, sağlık çalışanlarının yatırımını ve korunmasını öncelikli hale getirerek politikalarını onların çıkarları ve refahlarına odaklanacak şekilde uygulamalılar. Sağlık çalışanları sağlık politikalarının yanı sıra ekonomik ve sosyal toparlanmanın da merkezinde olmalılar.

Avrupa ve Türkiye’de sağlık çalışanları: Veriler ne anlatıyor?

Son on yılda, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi’ndeki ülkelerde sağlık çalışanı[efn_note]Ülkelerin paylaştıkları verilerdeki kısıtlamalar sebebiyle tıp doktorları, hemşireler, ebeler, dişçiler, eczacılar ve fizyoterapistler sağlık çalışanı tanımına dahil edilmiştir.[/efn_note] sayısı %10’dan fazla arttı.[efn_note]Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi. (2021). Health workforce in the WHO European Region: current situation and policy implications. https://www.who.int/data/gho/data/themes/topics/health-workforce[/efn_note] Bu olumlu bir gelişme, çünkü artan sağlık sorunları ile birlikte sağlık hizmetlerine olan talep de artıyor ve artmaya devam edecek.

Türkiye, son on yılda sağlık çalışanı sayısında yaklaşık %30 artış göstererek, 53 üye ülke içinde en hızlı büyüyen ülkelerin başında geliyor. Türkiye, son on yılda doktor sayısında %30, hemşire sayısında %110, dişçi sayısında %65, eczacı sayısında %40 gibi çarpıcı artışlar başarmış bir ülke.[efn_note]Sağlık İstatistikleri Yıllığı. (2021). Haber Bülteni; https://dosyasb.saglik.gov.tr/Eklenti/45316,siy2021-turkcepdf.pdf?0[/efn_note]

Her ne kadar sağlık çalışanı sayısını artırsa da, Türkiye, her 10 bin kişiye düşen sağlık çalışanı yoğunluğu[efn_note](Sağlık çalışanı/nüfus) x 10,000[/efn_note] konusunda bölge ülkelerinin bir hayli gerisinde. Toplam sağlık çalışanı yoğunluğu 54 olan Türkiye, ortalama yoğunluğu 121 olan bölge ülkeleri içinde son sırada bulunuyor.

Meslek grupları için de benzer durumlar söz konusu. Doktor yoğunluğu 20 (Avrupa ortalaması 37), hemşire 27 (80), ebe 7 (4), dişçi ve eczacı ise 4 (7). Bu durum ülke içi bölgesel yoğunluklar arasında da farklılıklar gösteriyor, örneğin İstanbul’da doktor yoğunluğu 156 iken Güney Anadolu Bölgesi’nde bu rakam 68. Bu veriler, Türkiye’de artan sağlık hizmetlerine olan talebin karşılanmasında yaşanan sorunları tek başına açıklayıcı nitelikte.

Sağlık çalışanlarının yaşlanması

Sağlık çalışanlarının yaşlanması, özellikle gelişmiş ülkeler için büyük bir sorun oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerdeki doktorların yaklaşık %40’ı 55 yaşın üzerinde ve bu iş gücü sürdürülebilirliği açısından önemli bir endişe kaynağı.

Türkiye’de doktorların %18’i, hemşire ve ebelerinse sadece %3’ü 55 yaş ve üzerinde olsa da yaşlanan nüfus ve diğer sağlık sektörü sorunları, Türkiye’nin de önümüzdeki on yıllarda önemli bir sağlık iş gücü değişimine ihtiyaç duyacağını gösteriyor.

Avrupa bölgesi ülkelerinde kadın doktor oranı %50’ye yakınken, Türkiye’de bu oran hâlâ %38 civarında kalmakta. Kadınlar genellikle daha düşük ücretli ve düşük statülü pozisyonlarda çalışıyorlar. Hemşirelik ve ebelik hizmetleri çoğunlukla kadınlar tarafından sağlanıyor. Kadınların yetenekleri ve katkıları göz önüne alınarak, sağlık sistemlerinin her alanında cinsiyet eşitliğini sağlamak için meslekler arası ayrımcılıkla ilgili çalışmalar ve iyileştirmeler gerekiyor.

Sağlık çalışanları ve sağlık hizmetleri arasındaki ilişki

Sağlık çalışanları üretimi, ülkeler arasında büyük farklılıklar gösteriyor. Düşük mezun sayısına sahip ülkeler, önümüzdeki yıllarda emeklilik ve diğer nedenlerle kaybedilen personeli yerine koymakta zorlanabilirler.

Türkiye’de her 100 bin kişiye düşen tıp doktoru mezun sayısı Avrupa bölge ortalaması civarıyken (15), hemşireler için 18 olan mezun sayısı, bölge ortalamasının (37) bir hayli altında. Bu durum hemşire yoğunluğu zaten az olan Türkiye için uzun vadeli problemlere işaret ediyor.

Sağlık çalışanlarının sağlık sonuçlarıyla doğrudan bir ilişkisi olduğu aşikâr. Daha yüksek milli gelire sahip olan, sağlık harcamalarını artıran ve daha iyi sağlık sonuçları gösteren ülkelerde sağlık çalışanı yoğunluğu genellikle daha yüksek. Bu nedenle, yeterli sayıda sağlık çalışanının iyi sağlık sonuçlarına katkı sağlayabileceği düşünülmekte.

Yani Türkiye’nin toplam sağlık harcamalarının bölge ülkelerine göre daha az olması sektörde verimliliğin yüksek olduğunu değil, az sayıda sağlık çalışanıyla çok iş yapmaya çalışıldığını gösteriyor.[efn_note]World Health Organization. (2022). Global health expenditure database (GHED). World Health Organization. https://apps.who.int/nha/database[/efn_note] Avrupa bölgesi ülkelerinde her 10 çalışandan biri sağlık ve bakım sektöründe çalışırken, Türkiye’de bu oran %5 ve verisi olan ülkeler içinde en düşük oran.

DSÖ verilerine göre sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları son yıllarda artış gösteriyor. Özellikle acil servislerde çalışan sağlık çalışanları, şiddet olaylarına en fazla maruz kalan gruplar arasında.[efn_note]World Health Organization. (2018). Workplace violence in the health sector. https://www.who.int/violence_injury_prevention/violence/interpersonal/workplace_violence/en/[/efn_note] Ulusal ve uluslararası araştırmalar sağlık çalışanlarının diğer meslek gruplarına göre daha yüksek stres altında çalıştıklarını ortaya koyuyor. Türkiye’de yapılan çalışmalarda, sağlık çalışanlarının dörtte üçünden fazlası mesleklerinin getirdiği yoğun stres altında çalıştıklarını belirtiyorlar.[efn_note]Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı. (2015). Sağlık çalışanlarındaki stres, tükenmişlik ve iş doyumu arasındaki ilişkilerin incelenmesi. https://www.tuseb.gov.tr/storage/files/10645/sa%C4%9Fl%C4%B1k-%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fanlar%C4%B1ndaki-stres-t%C3%BCkenmi%C5%9Flik-ve-i%C5%9F-doyumu-aras%C4%B1ndaki-ili%C5%9Fkilerin-incelenmesi.pdf[/efn_note] Sağlık çalışanlarına karşı şiddetin önlenmesi ve çalışanlarının stres ve yorgunlukla başa çıkmalarına yardımcı olabilecek düzenlemeler büyük önem taşıyor.

Ülkelerin Covid-19’a verdiği tepkilerden neler öğrenilebilir?

Covid-19 pandemisi, bölge ülkelerinde iş gücü üzerinde büyük bir baskı yaratmış ve ülkeler farklı stratejiler geliştirerek iş gücü kapasitesini artırmaya çalışmışlardı. Bunlar arasında iş gücünün yeniden eğitimi, daha fazla sağlık çalışanının farklı yöntemlerle iş gücüne dahil edilmesi (öğrencilerin erken mezuniyeti ya da sahada çalıştırılması, emeklilerin tahsisi, yabancı çalışanların işe alımı gibi), dijital teknolojinin hızlandırılmış kullanımı ve gönüllülerin kullanılması yer almaktaydı. Ayrıca, sağlık çalışanlarının korunması için acil önlemler alınmış, güvenli çalışma ortamları oluşturulmuş, zihinsel sağlık desteği sağlanmış ve hızlı finansal yardımlar sunulmuştu.[efn_note]Health workforce policy and management in the context of the COVID-19 pandemic response: interim guidance 3 December 2020. Geneva: World Health Organization; 2020. https://apps.who.int/iris/handle/10665/337333[/efn_note]

COVID-19 pandemisi sırasında uygulanan stratejiler ve politikalar önceden bilinen yöntemler olsa da sağlık çalışanlarının desteklenmesine ve sürdürülmesine yardımcı olabilir. Bu girişimlerden öğrenerek, daha iyi politikalar ve stratejiler geliştirebiliriz.

Ülkeler, sağlık çalışanlarını nasıl yeniden yapılandırabilir?

Yeniden yapılandırma için kapsamlı bir plana ihtiyaç var. Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluş politika önerileri sunuyor.[efn_note]WHO Regional Office for Europe. (2022). Health and Care Workforce in Europe: Time to Act.[/efn_note] Bunlar arasında potansiyel çalışanların eğitimi, işe alımı ve dağılımı, çalışanların sektörde tutulması ve verimliliklerinin artırılması, çalışanların uluslararası hareketlerinin yönetilmesi yer alıyor. Tüm paydaşların birlikte çalışması ve eylemlerin birlikte uygulanması önemli.

Eğitim ve öğretim güçlendirilmeli:

Sağlık eğitimi, toplumun değişen sağlık ihtiyaçlarına uygun şekilde düzenli olarak yenilenmeli. Eğitim kurumlarının nitelikli personel, uygun altyapı, klinik eğitim yerleri ve finansman ihtiyacı var. Eğitim programları düzenlenerek, sağlık çalışanlarına dijital teknolojileri kullanma, ekip çalışması, eleştirel düşünme, bilgi arama ve analiz etme, halk sağlığı öncelikleri, etkili iletişim, sosyo-kültürel duyarlılık gibi konulara odaklanılmalı.[efn_note]Transforming and scaling up health professionals’ education and training. World Health Organization guidelines 2013. Geneva: World Health Organization; 2013 https://apps.who.int/iris/handle/10665/93635[/efn_note] Adaylar seçilirken kişisel özellikler ve yeterlilikler de göz önünde bulundurulabilir. Sürekli profesyonel gelişim faaliyetleri, sağlık hizmetleri talebindeki değişimlere ve yeni görevlerin tanıtılmasına uyum sağlamalarına yardımcı olabilir. Devlet ve işverenler, sağlık çalışanlarının yaşam boyu öğrenmeyi cazip hale getiren koşulları yaratmalı, kalitesini ve sağlık öncelikleriyle uyumunu akreditasyon ile sağlamalı.

Sağlık çalışanları ve yeni mezunlar yerel iş gücü piyasasında tutulabilmeli:

COVID-19 pandemisiyle artan işten ayrılma oranları, çalışanları ve mezunları iş gücü piyasasında tutabilmek için etkili politikaların ve önlemlerin geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu politikalar arasında mentorluk, destek ve eğitim programlarının coğrafi dağılımının ayarlanması gibi yöntemler yer alabilir. Ancak, kırsal ve uzak bölgelerdeki sağlık hizmetlerine erişim eksikliği sorununu çözmek için finansal teşviklerin yanında kariyer fırsatları, profesyonel gelişim ve iyi çalışma koşullarının da artırılması lazım.[efn_note]WHO guideline on health workforce development, attraction, recruitment and retention in rural and remote areas. Geneva: World Health Organization; 2021 https://apps.who.int/iris/handle/10665/341139[/efn_note]

Ayrıca, kamu sektöründeki çalışanların özel sektöre geçişlerinin önüne geçilmesi için politikalar da geliştirilmeli. Sağlık iş gücü piyasasında uluslararası iş gücü akışları giderek yaygınlaşmaya başladı. Türkiye de son yıllarda Avrupa’ya sağlık çalışanı göçü yaşayan ülkeler arasında yer almakta. DSÖ tarafından onaylanan uluslararası sağlık personelinin istihdamına yönelik etik uygulama ilkelerine uyulması önemli.[efn_note]WHO global code of practice on the international recruitment of health personnel. Geneva: World Health Organization; 2010 https://apps.who.int/iris/handle/10665/3090[/efn_note]

Sağlık iş gücü performansının artırılması için organizasyon ve yönetim güçlendirilmeli:

Sağlık çalışanlarının performansının artırılması ve kalitenin yükseltilmesi için iş organizasyonunun daha verimli hale getirilmesi gerekiyor. COVID-19 pandemisi, dijital araçların kullanımını hızlandırdı ve telekonsültasyonlar doktorların iş kalıplarının önemli bir parçası haline geldi. Bu uygulamalar verimliliği arttırırken, iş bölümü de daha esnek hale getirilmeli. Tüm sağlık çalışanları kategorilerinin yetenekleri kullanılmalı, görevler paylaşılmalı veya devredilmeli.[efn_note]Empowering EU health policies on Task SHIfting. Budapest: Semmelweis University; 2022 https://tashiproject.eu/contacts[/efn_note] Örneğin, hemşireler ve eczacılar da tıbbi görevleri yerine getirebilmeli, böylece doktorların daha fazla hasta ile ilgilenmesi sağlanabilir. Ayrıca, sağlık hizmetlerinin iş gücü kompozisyonu da, toplumun ihtiyaçlarına göre belirlenmeli.

Sağlık iş gücünün sağlığını koruyan cazip bir çalışma ortamı yaratılmalı:

COVID-19 pandemisi, iyi çalışma koşullarının hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için önemini bir kez daha vurguladı. İyi çalışma koşulları, sağlık çalışanlarının verimliliği ve iş kalitesi için önemlidir. Sözleşme tipi, emeklilik ve sağlık sigortası, mesleki gelişim fırsatları, destekleyici ve şeffaf yönetim, hak edilen saygı, iş yükleri ve özellikle adil ücret gibi faktörler personeli motive ederek iş verimliliğini artırır. Cinsiyet ayrımcılığı sorunu ele alınmalı ve daha iyi çalışma koşullarını teşvik edecek cinsiyet dönüştürücü tedbirler alınmalı.

Sağlık iş gücü yönetişimi güçlendirilmeli:

Sağlık iş gücü geliştirilirken stratejik planlama ve finansmanın yanı sıra etkili bir yönetişim sistemi de gerekli. Sağlık iş gücü yönetişimi, şeffaflık, hesap verebilirlik, katılım, bütünlük ve kapasite boyutlarını içermeli.[efn_note]Greer SL, Wismar M, Figueras J, editors. Strengthening health system governance: better policies, stronger performance. European Observatory on Health Systems and Policies Series. Maidenhead: Open University Press; 2016 https://eurohealthobservatory.who.int/publications/m/strengthening-healthsystem-governance-better-policies-strongerperformance[/efn_note] COVID-19 krizi, sağlık sistemlerinin beklenmedik şoklara karşı hazırlıklı olmasının önemini vurguladı. İyi bir sağlık çalışanı planlama süreci, doğru veri toplama, analiz etme, paydaşları dahil etme ve uygulama esnekliği gerektirir.

Sağlık iş gücüne yatırım önceliklendirilmeli:

Akıllı yatırım finansal destek ve planlama gerektirir. Hedefe yönelik ve yenilikçi finansman, beceri karışımı yeniliklere yatırım yapmayı, çalışma koşullarını iyileştirmeyi ve yeni yetenekleri çekmeyi içermeli. Unutulmamalıdır ki birinci basamak sağlık çalışanlarına yatırım yapmak, sağlık hizmetlerinin performansını iyileştirmenin en iyi stratejisidir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 20 Nisan 2023’te yayımlanmıştır.

İlker Daştan
İlker Daştan
Doç. Dr. İlker Daştan - Dünya Sağlık Örgütü’nde (DSÖ) sağlık ekonomisti. 2017 yılından beri DSÖ Doğu Akdeniz Bölge Ofisi’nde bölge ülkelerinin sağlık finansmanından sorumlu uzman olarak görev yapıyor. ABD Rutgers Üniversitesi’den ekonomi doktora ve yüksek lisans, Bilkent Üniversitesi’nden iktisat lisans derecelerini aldı. 2010-2017 yılları arasında İzmir Ekonomi Üniversitesi Ekonomi ve Sağlık Yönetimi bölümlerinde öğretim üyesi olarak çalıştı, Sabancı, İzmir Katip Çelebi ve Rutgers Üniversiteleri’nde yarı zamanlı dersler anlattı. Sağlık ekonomisi, sağlık finanmanı, sağlık politikaları ve mikroekonomi alanlarında çok sayıda makalesi bulunuyor.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Sağlık çalışanları: Ne yaşıyorlar? Nasıl daha iyi olurlar?

Dünya Sağlık Örgütü sağlık çalışanlarına yeterli yatırım yapılmadığı takdirde sağlık hizmetlerinde ciddi sorunlar ortaya çıkabileceği konusunda uyarıyor. Peki, hem dünyada hem Türkiye’de sağlık çalışanlarına dair veriler neler söylüyor? Sayıları yeterli mi? Mutlular mı? Ülkeler, sağlık çalışanlarını nasıl yeniden yapılandırabilir?

Her yıl Nisan ayının ilk günlerinde Sağlık Çalışanları Haftası ve Dünya Sağlık Günü kutlanır. Kutlamalar sırasında, sağlık ve bakım çalışanlarının toplumların sağlık hizmetlerine erişimindeki önemi vurgulanır. Pandemi dönemiyle birlikte sağlık çalışanlarına duyulan ihtiyacın daha da arttığına hep birlikte şahit olduk. Fakat yeterli sayıda, iyi eğitimli ve motivasyonu yüksek sağlık çalışanı olmadan, kaliteli sağlık hizmetleri sunmak mümkün değil.

Dünya Sağlık Örgütü ve birçok diğer uluslararası kuruluş, sağlık çalışanlarına yeterli yatırım yapılmadığı takdirde sağlık hizmetlerinde önemli sorunlar ortaya çıkabileceği konusunda uyarıyor.[efn_note]Dünya Sağlık Örgütü. (2021). Health workforce. https://www.who.int/teams/health-workforce[/efn_note] Ülkeler sağlık çalışanları ile ilgili ciddi sorunlarla karşı karşıya.

Sağlık çalışanlarının iş yükü ve psikolojik sorunları nedeniyle işlerini bırakmaları, çalışanlarının yaşlanması, sağlık hizmetlerindeki boşlukların doldurulamaması ve kırsal bölgelerde sağlık çalışanı eksikliği bunlardan birkaçı. Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar ise sağlık sektöründe çalışanların ücretlerini ve sektörün cazibesini etkileyerek sorunları daha da derinleştirmekte.

Tüm ülkeler, uygun sağlık iş gücü sağlamak için kritik bir dönemde. Bu nedenle, sağlık çalışanlarının yatırımını ve korunmasını öncelikli hale getirerek politikalarını onların çıkarları ve refahlarına odaklanacak şekilde uygulamalılar. Sağlık çalışanları sağlık politikalarının yanı sıra ekonomik ve sosyal toparlanmanın da merkezinde olmalılar.

Avrupa ve Türkiye’de sağlık çalışanları: Veriler ne anlatıyor?

Son on yılda, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi’ndeki ülkelerde sağlık çalışanı[efn_note]Ülkelerin paylaştıkları verilerdeki kısıtlamalar sebebiyle tıp doktorları, hemşireler, ebeler, dişçiler, eczacılar ve fizyoterapistler sağlık çalışanı tanımına dahil edilmiştir.[/efn_note] sayısı %10’dan fazla arttı.[efn_note]Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi. (2021). Health workforce in the WHO European Region: current situation and policy implications. https://www.who.int/data/gho/data/themes/topics/health-workforce[/efn_note] Bu olumlu bir gelişme, çünkü artan sağlık sorunları ile birlikte sağlık hizmetlerine olan talep de artıyor ve artmaya devam edecek.

Türkiye, son on yılda sağlık çalışanı sayısında yaklaşık %30 artış göstererek, 53 üye ülke içinde en hızlı büyüyen ülkelerin başında geliyor. Türkiye, son on yılda doktor sayısında %30, hemşire sayısında %110, dişçi sayısında %65, eczacı sayısında %40 gibi çarpıcı artışlar başarmış bir ülke.[efn_note]Sağlık İstatistikleri Yıllığı. (2021). Haber Bülteni; https://dosyasb.saglik.gov.tr/Eklenti/45316,siy2021-turkcepdf.pdf?0[/efn_note]

Her ne kadar sağlık çalışanı sayısını artırsa da, Türkiye, her 10 bin kişiye düşen sağlık çalışanı yoğunluğu[efn_note](Sağlık çalışanı/nüfus) x 10,000[/efn_note] konusunda bölge ülkelerinin bir hayli gerisinde. Toplam sağlık çalışanı yoğunluğu 54 olan Türkiye, ortalama yoğunluğu 121 olan bölge ülkeleri içinde son sırada bulunuyor.

Meslek grupları için de benzer durumlar söz konusu. Doktor yoğunluğu 20 (Avrupa ortalaması 37), hemşire 27 (80), ebe 7 (4), dişçi ve eczacı ise 4 (7). Bu durum ülke içi bölgesel yoğunluklar arasında da farklılıklar gösteriyor, örneğin İstanbul’da doktor yoğunluğu 156 iken Güney Anadolu Bölgesi’nde bu rakam 68. Bu veriler, Türkiye’de artan sağlık hizmetlerine olan talebin karşılanmasında yaşanan sorunları tek başına açıklayıcı nitelikte.

Sağlık çalışanlarının yaşlanması

Sağlık çalışanlarının yaşlanması, özellikle gelişmiş ülkeler için büyük bir sorun oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerdeki doktorların yaklaşık %40’ı 55 yaşın üzerinde ve bu iş gücü sürdürülebilirliği açısından önemli bir endişe kaynağı.

Türkiye’de doktorların %18’i, hemşire ve ebelerinse sadece %3’ü 55 yaş ve üzerinde olsa da yaşlanan nüfus ve diğer sağlık sektörü sorunları, Türkiye’nin de önümüzdeki on yıllarda önemli bir sağlık iş gücü değişimine ihtiyaç duyacağını gösteriyor.

Avrupa bölgesi ülkelerinde kadın doktor oranı %50’ye yakınken, Türkiye’de bu oran hâlâ %38 civarında kalmakta. Kadınlar genellikle daha düşük ücretli ve düşük statülü pozisyonlarda çalışıyorlar. Hemşirelik ve ebelik hizmetleri çoğunlukla kadınlar tarafından sağlanıyor. Kadınların yetenekleri ve katkıları göz önüne alınarak, sağlık sistemlerinin her alanında cinsiyet eşitliğini sağlamak için meslekler arası ayrımcılıkla ilgili çalışmalar ve iyileştirmeler gerekiyor.

Sağlık çalışanları ve sağlık hizmetleri arasındaki ilişki

Sağlık çalışanları üretimi, ülkeler arasında büyük farklılıklar gösteriyor. Düşük mezun sayısına sahip ülkeler, önümüzdeki yıllarda emeklilik ve diğer nedenlerle kaybedilen personeli yerine koymakta zorlanabilirler.

Türkiye’de her 100 bin kişiye düşen tıp doktoru mezun sayısı Avrupa bölge ortalaması civarıyken (15), hemşireler için 18 olan mezun sayısı, bölge ortalamasının (37) bir hayli altında. Bu durum hemşire yoğunluğu zaten az olan Türkiye için uzun vadeli problemlere işaret ediyor.

Sağlık çalışanlarının sağlık sonuçlarıyla doğrudan bir ilişkisi olduğu aşikâr. Daha yüksek milli gelire sahip olan, sağlık harcamalarını artıran ve daha iyi sağlık sonuçları gösteren ülkelerde sağlık çalışanı yoğunluğu genellikle daha yüksek. Bu nedenle, yeterli sayıda sağlık çalışanının iyi sağlık sonuçlarına katkı sağlayabileceği düşünülmekte.

Yani Türkiye’nin toplam sağlık harcamalarının bölge ülkelerine göre daha az olması sektörde verimliliğin yüksek olduğunu değil, az sayıda sağlık çalışanıyla çok iş yapmaya çalışıldığını gösteriyor.[efn_note]World Health Organization. (2022). Global health expenditure database (GHED). World Health Organization. https://apps.who.int/nha/database[/efn_note] Avrupa bölgesi ülkelerinde her 10 çalışandan biri sağlık ve bakım sektöründe çalışırken, Türkiye’de bu oran %5 ve verisi olan ülkeler içinde en düşük oran.

DSÖ verilerine göre sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları son yıllarda artış gösteriyor. Özellikle acil servislerde çalışan sağlık çalışanları, şiddet olaylarına en fazla maruz kalan gruplar arasında.[efn_note]World Health Organization. (2018). Workplace violence in the health sector. https://www.who.int/violence_injury_prevention/violence/interpersonal/workplace_violence/en/[/efn_note] Ulusal ve uluslararası araştırmalar sağlık çalışanlarının diğer meslek gruplarına göre daha yüksek stres altında çalıştıklarını ortaya koyuyor. Türkiye’de yapılan çalışmalarda, sağlık çalışanlarının dörtte üçünden fazlası mesleklerinin getirdiği yoğun stres altında çalıştıklarını belirtiyorlar.[efn_note]Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı. (2015). Sağlık çalışanlarındaki stres, tükenmişlik ve iş doyumu arasındaki ilişkilerin incelenmesi. https://www.tuseb.gov.tr/storage/files/10645/sa%C4%9Fl%C4%B1k-%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fanlar%C4%B1ndaki-stres-t%C3%BCkenmi%C5%9Flik-ve-i%C5%9F-doyumu-aras%C4%B1ndaki-ili%C5%9Fkilerin-incelenmesi.pdf[/efn_note] Sağlık çalışanlarına karşı şiddetin önlenmesi ve çalışanlarının stres ve yorgunlukla başa çıkmalarına yardımcı olabilecek düzenlemeler büyük önem taşıyor.

Ülkelerin Covid-19’a verdiği tepkilerden neler öğrenilebilir?

Covid-19 pandemisi, bölge ülkelerinde iş gücü üzerinde büyük bir baskı yaratmış ve ülkeler farklı stratejiler geliştirerek iş gücü kapasitesini artırmaya çalışmışlardı. Bunlar arasında iş gücünün yeniden eğitimi, daha fazla sağlık çalışanının farklı yöntemlerle iş gücüne dahil edilmesi (öğrencilerin erken mezuniyeti ya da sahada çalıştırılması, emeklilerin tahsisi, yabancı çalışanların işe alımı gibi), dijital teknolojinin hızlandırılmış kullanımı ve gönüllülerin kullanılması yer almaktaydı. Ayrıca, sağlık çalışanlarının korunması için acil önlemler alınmış, güvenli çalışma ortamları oluşturulmuş, zihinsel sağlık desteği sağlanmış ve hızlı finansal yardımlar sunulmuştu.[efn_note]Health workforce policy and management in the context of the COVID-19 pandemic response: interim guidance 3 December 2020. Geneva: World Health Organization; 2020. https://apps.who.int/iris/handle/10665/337333[/efn_note]

COVID-19 pandemisi sırasında uygulanan stratejiler ve politikalar önceden bilinen yöntemler olsa da sağlık çalışanlarının desteklenmesine ve sürdürülmesine yardımcı olabilir. Bu girişimlerden öğrenerek, daha iyi politikalar ve stratejiler geliştirebiliriz.

Ülkeler, sağlık çalışanlarını nasıl yeniden yapılandırabilir?

Yeniden yapılandırma için kapsamlı bir plana ihtiyaç var. Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluş politika önerileri sunuyor.[efn_note]WHO Regional Office for Europe. (2022). Health and Care Workforce in Europe: Time to Act.[/efn_note] Bunlar arasında potansiyel çalışanların eğitimi, işe alımı ve dağılımı, çalışanların sektörde tutulması ve verimliliklerinin artırılması, çalışanların uluslararası hareketlerinin yönetilmesi yer alıyor. Tüm paydaşların birlikte çalışması ve eylemlerin birlikte uygulanması önemli.

Eğitim ve öğretim güçlendirilmeli:

Sağlık eğitimi, toplumun değişen sağlık ihtiyaçlarına uygun şekilde düzenli olarak yenilenmeli. Eğitim kurumlarının nitelikli personel, uygun altyapı, klinik eğitim yerleri ve finansman ihtiyacı var. Eğitim programları düzenlenerek, sağlık çalışanlarına dijital teknolojileri kullanma, ekip çalışması, eleştirel düşünme, bilgi arama ve analiz etme, halk sağlığı öncelikleri, etkili iletişim, sosyo-kültürel duyarlılık gibi konulara odaklanılmalı.[efn_note]Transforming and scaling up health professionals’ education and training. World Health Organization guidelines 2013. Geneva: World Health Organization; 2013 https://apps.who.int/iris/handle/10665/93635[/efn_note] Adaylar seçilirken kişisel özellikler ve yeterlilikler de göz önünde bulundurulabilir. Sürekli profesyonel gelişim faaliyetleri, sağlık hizmetleri talebindeki değişimlere ve yeni görevlerin tanıtılmasına uyum sağlamalarına yardımcı olabilir. Devlet ve işverenler, sağlık çalışanlarının yaşam boyu öğrenmeyi cazip hale getiren koşulları yaratmalı, kalitesini ve sağlık öncelikleriyle uyumunu akreditasyon ile sağlamalı.

Sağlık çalışanları ve yeni mezunlar yerel iş gücü piyasasında tutulabilmeli:

COVID-19 pandemisiyle artan işten ayrılma oranları, çalışanları ve mezunları iş gücü piyasasında tutabilmek için etkili politikaların ve önlemlerin geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu politikalar arasında mentorluk, destek ve eğitim programlarının coğrafi dağılımının ayarlanması gibi yöntemler yer alabilir. Ancak, kırsal ve uzak bölgelerdeki sağlık hizmetlerine erişim eksikliği sorununu çözmek için finansal teşviklerin yanında kariyer fırsatları, profesyonel gelişim ve iyi çalışma koşullarının da artırılması lazım.[efn_note]WHO guideline on health workforce development, attraction, recruitment and retention in rural and remote areas. Geneva: World Health Organization; 2021 https://apps.who.int/iris/handle/10665/341139[/efn_note]

Ayrıca, kamu sektöründeki çalışanların özel sektöre geçişlerinin önüne geçilmesi için politikalar da geliştirilmeli. Sağlık iş gücü piyasasında uluslararası iş gücü akışları giderek yaygınlaşmaya başladı. Türkiye de son yıllarda Avrupa’ya sağlık çalışanı göçü yaşayan ülkeler arasında yer almakta. DSÖ tarafından onaylanan uluslararası sağlık personelinin istihdamına yönelik etik uygulama ilkelerine uyulması önemli.[efn_note]WHO global code of practice on the international recruitment of health personnel. Geneva: World Health Organization; 2010 https://apps.who.int/iris/handle/10665/3090[/efn_note]

Sağlık iş gücü performansının artırılması için organizasyon ve yönetim güçlendirilmeli:

Sağlık çalışanlarının performansının artırılması ve kalitenin yükseltilmesi için iş organizasyonunun daha verimli hale getirilmesi gerekiyor. COVID-19 pandemisi, dijital araçların kullanımını hızlandırdı ve telekonsültasyonlar doktorların iş kalıplarının önemli bir parçası haline geldi. Bu uygulamalar verimliliği arttırırken, iş bölümü de daha esnek hale getirilmeli. Tüm sağlık çalışanları kategorilerinin yetenekleri kullanılmalı, görevler paylaşılmalı veya devredilmeli.[efn_note]Empowering EU health policies on Task SHIfting. Budapest: Semmelweis University; 2022 https://tashiproject.eu/contacts[/efn_note] Örneğin, hemşireler ve eczacılar da tıbbi görevleri yerine getirebilmeli, böylece doktorların daha fazla hasta ile ilgilenmesi sağlanabilir. Ayrıca, sağlık hizmetlerinin iş gücü kompozisyonu da, toplumun ihtiyaçlarına göre belirlenmeli.

Sağlık iş gücünün sağlığını koruyan cazip bir çalışma ortamı yaratılmalı:

COVID-19 pandemisi, iyi çalışma koşullarının hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için önemini bir kez daha vurguladı. İyi çalışma koşulları, sağlık çalışanlarının verimliliği ve iş kalitesi için önemlidir. Sözleşme tipi, emeklilik ve sağlık sigortası, mesleki gelişim fırsatları, destekleyici ve şeffaf yönetim, hak edilen saygı, iş yükleri ve özellikle adil ücret gibi faktörler personeli motive ederek iş verimliliğini artırır. Cinsiyet ayrımcılığı sorunu ele alınmalı ve daha iyi çalışma koşullarını teşvik edecek cinsiyet dönüştürücü tedbirler alınmalı.

Sağlık iş gücü yönetişimi güçlendirilmeli:

Sağlık iş gücü geliştirilirken stratejik planlama ve finansmanın yanı sıra etkili bir yönetişim sistemi de gerekli. Sağlık iş gücü yönetişimi, şeffaflık, hesap verebilirlik, katılım, bütünlük ve kapasite boyutlarını içermeli.[efn_note]Greer SL, Wismar M, Figueras J, editors. Strengthening health system governance: better policies, stronger performance. European Observatory on Health Systems and Policies Series. Maidenhead: Open University Press; 2016 https://eurohealthobservatory.who.int/publications/m/strengthening-healthsystem-governance-better-policies-strongerperformance[/efn_note] COVID-19 krizi, sağlık sistemlerinin beklenmedik şoklara karşı hazırlıklı olmasının önemini vurguladı. İyi bir sağlık çalışanı planlama süreci, doğru veri toplama, analiz etme, paydaşları dahil etme ve uygulama esnekliği gerektirir.

Sağlık iş gücüne yatırım önceliklendirilmeli:

Akıllı yatırım finansal destek ve planlama gerektirir. Hedefe yönelik ve yenilikçi finansman, beceri karışımı yeniliklere yatırım yapmayı, çalışma koşullarını iyileştirmeyi ve yeni yetenekleri çekmeyi içermeli. Unutulmamalıdır ki birinci basamak sağlık çalışanlarına yatırım yapmak, sağlık hizmetlerinin performansını iyileştirmenin en iyi stratejisidir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 20 Nisan 2023’te yayımlanmıştır.

İlker Daştan
İlker Daştan
Doç. Dr. İlker Daştan - Dünya Sağlık Örgütü’nde (DSÖ) sağlık ekonomisti. 2017 yılından beri DSÖ Doğu Akdeniz Bölge Ofisi’nde bölge ülkelerinin sağlık finansmanından sorumlu uzman olarak görev yapıyor. ABD Rutgers Üniversitesi’den ekonomi doktora ve yüksek lisans, Bilkent Üniversitesi’nden iktisat lisans derecelerini aldı. 2010-2017 yılları arasında İzmir Ekonomi Üniversitesi Ekonomi ve Sağlık Yönetimi bölümlerinde öğretim üyesi olarak çalıştı, Sabancı, İzmir Katip Çelebi ve Rutgers Üniversiteleri’nde yarı zamanlı dersler anlattı. Sağlık ekonomisi, sağlık finanmanı, sağlık politikaları ve mikroekonomi alanlarında çok sayıda makalesi bulunuyor.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x