Gazze’de ‘şehir cinayeti’

7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye yönelik bombardımanda 100'den fazla tarihî mekân zarar gördü. 69 binden fazla ev yıkıldı. Devam eden bu kent katliamı, yani şehirlerdeki kültürel mekânların yok edilmesi, insanları evlerine, topraklarına ve kültürel miraslarına bağlayan üçgeni de tehdit ediyor.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları yalnızca hayatlara mal olmakla kalmıyor, Gazze’nin zengin kültürel mirasını simgeleyen tarihî binalar ve gündelik hayatın merkezini oluşturan mekanlar da atılan bombalar ile birer birer harabe yığınına dönüşüyor.

Nottingham Trent Üniversitesi’nde mimarlık dalında dersler veren Dr. Yousif Al-Daffaie, Gazze’de yaşanan bu yıkımın Filistinliler açısından sonuçlarını ve çatışmalar sonuçlandığında neler yapılması gerektiğini The Conversation internet sitesi için yazdığı yazıda ele alıyor.

Yazının öne çıkan bazı kısımlarını paylaşıyoruz:

“Binalar genellikle tarihin, siyasi olayların ve yaratıcılığın simgeleri olarak anılırlar. Ancak, binaların en basit, en temel işlevi genellikle gözden kaçırılır: ihtiyaçları karşılamaları ve anıları şekillendirmeleri.

Araştırmalar, binaların, hatıraların ve günlük yaşamın, bir yere olan bağlılığımızı oluşturan ve ˮevimizˮ ile olan ilişkilerimizi meydana getiren birbiriyle bağlantılı unsurlar olduğunu gösteriyor. Bu bağlantı üçgeni, kendimizi mekânlarla özdeşleştirmemize ve bir yere ait hissetmemize yardımcı oluyor.

Gazze uzun zamandır yaratıcı deneyler için bir sığınak ve dirayetli insanların sömürgeleştirmenin şiddetine karşı koymaya çalıştığı bir şehir olarak el üstünde tutuluyor. Bu yıkım ve işgal ortamında yerel halk, bir sonraki bombardımanla yok olabilecek geçici bir sığınağın ötesinde, yaşadıkları yerin evleri olduğu inancına tutunmaya çalıştı.

Ancak, bu sürekli yıkım ve umut dolu yeniden inşa döngüsü artık aniden sona erdi. 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye yönelik bombardımanın 100’den fazla tarihi mekâna zarar verdiği ve 69.700 evi yıktığı bildiriliyor.

Bu yazının yazıldığı sırada 1.9 milyon Filistinli yerinden edilmiş durumda. Devam etmekte olan bu kent katliamı, yani şehirlerdeki kültürel mekânların yok edilmesi, insanları evlerine, topraklarına ve kültürel miraslarına bağlayan üçgeni de tehdit ediyor.

Gazzeʼdeki binaların yarısından fazlasının ya hasar gördüğü ya da yıkıldığı düşünüldüğünde, Filistinlilerin hayatlarında meydana gelen muazzam değişiklikleri tek bir makalede anlatmak mümkün değil. Bu nedenle, burada bu kayıp binalardan sadece üç örnek ve yıkımlarının Gazzeʼdeki yerel halkın günlük yaşamını nasıl etkilediğini göreceksiniz.

Gazze Ulu Camii

Farklı dinlerin bir arada yaşadığı Filistin’in tarihinin bir yansıması olan Gazze Ulu Camii, tarih boyunca birçok kez dönüşüme uğramıştı.

Bir pagan tapınağının üzerine inşa edilen bu beşinci yüzyıl kilisesi, 635 yılında camiye dönüştürülmüştü. Cami, 1.190 m²’lik avlu alanıyla Filistin’in en büyük ikinci camisiydi ve her gün 3.000’den fazla kişinin ibadet ettiği bir yerdi.

Filistin Meydanı’nın yakınında yer alan cami, Orta Doğu şehirlerindeki camilerin sosyal etkileşimleri, sohbet ortamlarını ve toplumsal bağları güçlendirmesi nedeniyle Gazze’nin günlük yaşamında önemli bir rol oynuyordu. Ancak sosyal ilişkilerin önünü açan bu cami, Aralık 2023’te enkaz haline geldi.

Filistin Meydanı

Filistin Meydanı uzun zamandır Gazze’de günlük yaşamın merkezi oldu ve genellikle şehrin kalbi olarak kabul ediliyor. Gazze Ulu Camii’ne ve birçok kamu hizmetine yakınlığının yanı sıra çeşitli pazarlara geçiş sağlaması nedeniyle de önem taşıyor.

Kent meydanları sadece ulaşım ve geçişi kolaylaştırmak için değil, aynı zamanda kimliğimiz, anılarımız ve kentimizi nasıl gördüğümüzle bağlantılı yerler olarak da çok önemli bir rol oynar.

Bu nedenle, Ocak ayında Filistin Meydanı’nın hedef alınması ve çevresindeki binaların tamamen yıkılması, insanların günlük yaşamlarının bazı temel unsurlarına ve kente aidiyet duygularına yönelik bir tehdit oluşturdu.

Ömer El-Muhtar Caddesi

Genellikle Gazze Şehri’nin en önemli caddesi olarak adlandırılan Ömer El-Muhtar Caddesi, El-Vihdi Caddesi ile birlikte şehrin iki ana caddesinden biri.

Şehrin ticaret merkezi olarak hizmet veren cadde, belediye binası ve halk kütüphanesine de ev sahipliği yapıyor. Ancak, 8 Ekim 2023’te cadde İsrail hava saldırılarının ilk hedeflerinden biri haline geldi ve pek çok insanın geçimini sağladığı ticari faaliyetler aniden sona erdi.

Bu cadde Filistinli aileler için sadece günlük ihtiyaçlarını karşıladıkları bir yer değil, aynı zamanda boş vakitlerini geçirdikleri bir eğlence merkeziydi. Ömer El-Muhtar Caddesi gibi kültürel mekânlar yıllardır sosyal bağları güçlendirdi, hatıraları muhafaza etti ve günlük yaşam ile kültürel etkinlikler aracılığıyla toplumsal bağları kuvvetlendirdi.

Küllerin ardında Gazze halkını ne bekliyor?

Gazze’yi toparlanmaya giden zorlu ve uzun bir yol bekliyor. Yıkılan bu binalar, kaybolan gündelik hayatı ve enkaz altında kalan zengin kültürel mirası hatırlatıyor.

Gündelik hayatın akışı bozuldukça ve insani kayıplar arttıkça, yıkımın boyutu da muazzam hale geliyor. Tüm bunların kentin kimliği ve yerel toplumun mirası üzerinde uzun süreli etkileri olacaktır.

Yıkılan binaların altını çizmek önemli olsa da, bunun gündelik hayatı ve şehrin işleyişini nasıl etkilediğine ışık tutmak daha da önemli Gazze şimdi harabeye dönmüş durumda ve acilen insani, mimari ve kültürel miras açısından desteğe ihtiyaç duyuyor.

Böyle karmaşık bir ortamda yardım çabaları, gündelik yaşamı kolaylaştıran fiziksel yapıların yeniden inşasına öncelik vermelidir. Ticari alanlar, kent meydanları, ibadet yerleri ve evler Filistin’de günlük yaşamı sürdüren bir ağ oluşturuyordu.

Bombardıman nihayet sona erdiğinde, Filistinlilerin şehirlerine olan aidiyet duygularını ve topraklarıyla olan bağlarını yeniden tesis etmek için bu ağı yeniden ortaya çıkarmak ve eski haline getirmek çok büyük önem taşıyacaktır.”

Bu yazı ilk kez 27 Şubat 2024’te yayımlanmıştır.

 

Yousif Al-Daffaie’nin The Conversation web sitesinde yayınlanan “The destruction of Gazaʼs historic buildings is an act of ‘urbicide’” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Caner Köseler tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://theconversation.com/the-destruction-of-gaza-s-historic-buildings-is-an-act-of-urbicide-223672

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Gazze’de ‘şehir cinayeti’

7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye yönelik bombardımanda 100'den fazla tarihî mekân zarar gördü. 69 binden fazla ev yıkıldı. Devam eden bu kent katliamı, yani şehirlerdeki kültürel mekânların yok edilmesi, insanları evlerine, topraklarına ve kültürel miraslarına bağlayan üçgeni de tehdit ediyor.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları yalnızca hayatlara mal olmakla kalmıyor, Gazze’nin zengin kültürel mirasını simgeleyen tarihî binalar ve gündelik hayatın merkezini oluşturan mekanlar da atılan bombalar ile birer birer harabe yığınına dönüşüyor.

Nottingham Trent Üniversitesi’nde mimarlık dalında dersler veren Dr. Yousif Al-Daffaie, Gazze’de yaşanan bu yıkımın Filistinliler açısından sonuçlarını ve çatışmalar sonuçlandığında neler yapılması gerektiğini The Conversation internet sitesi için yazdığı yazıda ele alıyor.

Yazının öne çıkan bazı kısımlarını paylaşıyoruz:

“Binalar genellikle tarihin, siyasi olayların ve yaratıcılığın simgeleri olarak anılırlar. Ancak, binaların en basit, en temel işlevi genellikle gözden kaçırılır: ihtiyaçları karşılamaları ve anıları şekillendirmeleri.

Araştırmalar, binaların, hatıraların ve günlük yaşamın, bir yere olan bağlılığımızı oluşturan ve ˮevimizˮ ile olan ilişkilerimizi meydana getiren birbiriyle bağlantılı unsurlar olduğunu gösteriyor. Bu bağlantı üçgeni, kendimizi mekânlarla özdeşleştirmemize ve bir yere ait hissetmemize yardımcı oluyor.

Gazze uzun zamandır yaratıcı deneyler için bir sığınak ve dirayetli insanların sömürgeleştirmenin şiddetine karşı koymaya çalıştığı bir şehir olarak el üstünde tutuluyor. Bu yıkım ve işgal ortamında yerel halk, bir sonraki bombardımanla yok olabilecek geçici bir sığınağın ötesinde, yaşadıkları yerin evleri olduğu inancına tutunmaya çalıştı.

Ancak, bu sürekli yıkım ve umut dolu yeniden inşa döngüsü artık aniden sona erdi. 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye yönelik bombardımanın 100’den fazla tarihi mekâna zarar verdiği ve 69.700 evi yıktığı bildiriliyor.

Bu yazının yazıldığı sırada 1.9 milyon Filistinli yerinden edilmiş durumda. Devam etmekte olan bu kent katliamı, yani şehirlerdeki kültürel mekânların yok edilmesi, insanları evlerine, topraklarına ve kültürel miraslarına bağlayan üçgeni de tehdit ediyor.

Gazzeʼdeki binaların yarısından fazlasının ya hasar gördüğü ya da yıkıldığı düşünüldüğünde, Filistinlilerin hayatlarında meydana gelen muazzam değişiklikleri tek bir makalede anlatmak mümkün değil. Bu nedenle, burada bu kayıp binalardan sadece üç örnek ve yıkımlarının Gazzeʼdeki yerel halkın günlük yaşamını nasıl etkilediğini göreceksiniz.

Gazze Ulu Camii

Farklı dinlerin bir arada yaşadığı Filistin’in tarihinin bir yansıması olan Gazze Ulu Camii, tarih boyunca birçok kez dönüşüme uğramıştı.

Bir pagan tapınağının üzerine inşa edilen bu beşinci yüzyıl kilisesi, 635 yılında camiye dönüştürülmüştü. Cami, 1.190 m²’lik avlu alanıyla Filistin’in en büyük ikinci camisiydi ve her gün 3.000’den fazla kişinin ibadet ettiği bir yerdi.

Filistin Meydanı’nın yakınında yer alan cami, Orta Doğu şehirlerindeki camilerin sosyal etkileşimleri, sohbet ortamlarını ve toplumsal bağları güçlendirmesi nedeniyle Gazze’nin günlük yaşamında önemli bir rol oynuyordu. Ancak sosyal ilişkilerin önünü açan bu cami, Aralık 2023’te enkaz haline geldi.

Filistin Meydanı

Filistin Meydanı uzun zamandır Gazze’de günlük yaşamın merkezi oldu ve genellikle şehrin kalbi olarak kabul ediliyor. Gazze Ulu Camii’ne ve birçok kamu hizmetine yakınlığının yanı sıra çeşitli pazarlara geçiş sağlaması nedeniyle de önem taşıyor.

Kent meydanları sadece ulaşım ve geçişi kolaylaştırmak için değil, aynı zamanda kimliğimiz, anılarımız ve kentimizi nasıl gördüğümüzle bağlantılı yerler olarak da çok önemli bir rol oynar.

Bu nedenle, Ocak ayında Filistin Meydanı’nın hedef alınması ve çevresindeki binaların tamamen yıkılması, insanların günlük yaşamlarının bazı temel unsurlarına ve kente aidiyet duygularına yönelik bir tehdit oluşturdu.

Ömer El-Muhtar Caddesi

Genellikle Gazze Şehri’nin en önemli caddesi olarak adlandırılan Ömer El-Muhtar Caddesi, El-Vihdi Caddesi ile birlikte şehrin iki ana caddesinden biri.

Şehrin ticaret merkezi olarak hizmet veren cadde, belediye binası ve halk kütüphanesine de ev sahipliği yapıyor. Ancak, 8 Ekim 2023’te cadde İsrail hava saldırılarının ilk hedeflerinden biri haline geldi ve pek çok insanın geçimini sağladığı ticari faaliyetler aniden sona erdi.

Bu cadde Filistinli aileler için sadece günlük ihtiyaçlarını karşıladıkları bir yer değil, aynı zamanda boş vakitlerini geçirdikleri bir eğlence merkeziydi. Ömer El-Muhtar Caddesi gibi kültürel mekânlar yıllardır sosyal bağları güçlendirdi, hatıraları muhafaza etti ve günlük yaşam ile kültürel etkinlikler aracılığıyla toplumsal bağları kuvvetlendirdi.

Küllerin ardında Gazze halkını ne bekliyor?

Gazze’yi toparlanmaya giden zorlu ve uzun bir yol bekliyor. Yıkılan bu binalar, kaybolan gündelik hayatı ve enkaz altında kalan zengin kültürel mirası hatırlatıyor.

Gündelik hayatın akışı bozuldukça ve insani kayıplar arttıkça, yıkımın boyutu da muazzam hale geliyor. Tüm bunların kentin kimliği ve yerel toplumun mirası üzerinde uzun süreli etkileri olacaktır.

Yıkılan binaların altını çizmek önemli olsa da, bunun gündelik hayatı ve şehrin işleyişini nasıl etkilediğine ışık tutmak daha da önemli Gazze şimdi harabeye dönmüş durumda ve acilen insani, mimari ve kültürel miras açısından desteğe ihtiyaç duyuyor.

Böyle karmaşık bir ortamda yardım çabaları, gündelik yaşamı kolaylaştıran fiziksel yapıların yeniden inşasına öncelik vermelidir. Ticari alanlar, kent meydanları, ibadet yerleri ve evler Filistin’de günlük yaşamı sürdüren bir ağ oluşturuyordu.

Bombardıman nihayet sona erdiğinde, Filistinlilerin şehirlerine olan aidiyet duygularını ve topraklarıyla olan bağlarını yeniden tesis etmek için bu ağı yeniden ortaya çıkarmak ve eski haline getirmek çok büyük önem taşıyacaktır.”

Bu yazı ilk kez 27 Şubat 2024’te yayımlanmıştır.

 

Yousif Al-Daffaie’nin The Conversation web sitesinde yayınlanan “The destruction of Gazaʼs historic buildings is an act of ‘urbicide’” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Caner Köseler tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://theconversation.com/the-destruction-of-gaza-s-historic-buildings-is-an-act-of-urbicide-223672

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x