ABD Başkanlık Seçimleri ve en az onun kadar önemli Temsilciler Meclisi ve Senato seçimleri tamamlandı. ABD siyasi geleneğinde çok az görünür şekilde Yasama ve Yürütme ağırlıklı olarak Cumhuriyetçi Parti’ye geçti. Yargı ayrı bir yazının konusu olabilir, ama 2. Trump Dönemi nasıl olabilir, gelin hep birlikte bakalım.
Yine Fikirturu için Şubat ayında yazdığım yazıda “Ne kadar, nereye kadar Trump?”[1] diye sormuş, Trump’ın yenilme ihtimalinin çok düşük göründüğünü öne sürmüştüm. Ama itiraf edeyim, Biden’ın çekilmesi sonrası yaratılan momentumun bu kadar öngörüsüz olabileceğini ve kendi mahallesine hapsolabileceğini tahmin edememiştim. Evet, Trump kazandı, hem de tabiri caizse eze eze kazandı.
Harris neden kaybetti?
Trump ve Cumhuriyetçi Parti’nin aşırı sağa yakın kanadı, Demokratlar ve Kamala Harris’i kendi gündemlerine hapsederek seçmenle sağlıklı bağ kurmasını engelledi. Obamacare diye bilinen geniş sağlık sigortasını, üniversite öğrencilerinin silinen kredi borçlarını, şeker hastalarının insülin fiyatının sabitlenmesini bile seçmene satamadılar. Kürtaj hakkı tartışmasına hapsoldular, “O kötü adam, biz iyiyiz” demekle yetindiler, “iyi” olmanın tanımını da “göçmen bir Hindistan’lı kadının başsavcı olabilen kızı” hikayesine sıkıştırdılar ve seçmen bir anda “Bu kadar çoğulculuk bana fazla geldi” dedi.
Siyah erkek Amerikalı da, 80 yaşındaki beyaz kadın Amerikalı da Trump’da kendinden bir şey buldu. O her ne ise, Kamala Harris’de bulunamamıştı.
Trump akıllı bir yönetim kabinesi kurabilecek mi?
Trump bu kadar çılgınlık ve garipliklerle geçen kampanyadan sonra sakin ve akıllı bir yönetim kabinesi kurabilecek mi? Trump’ın el kitabı olan Project 2025, ABD’de neredeyse yerleşik bürokrasinin tamamını görevden almayı, Yasama, Yürütme ve Yargı’yı tek elde toplamayı öngören bir yol haritası öneriyor. Ama şimdilik bu kadar ileri gidemeyeceği önkabulu ile geçen yazıda yer veremediğimiz yeni bazı kilit isimleri tanıtmaya devam edelim:
JD Vance – Başkan Yardımcısı: Fakir bir ailenin Yale Hukuk’a giden parlak avukat çocuğu JD Vance pek çok kararda Trump’dan daha etkili olabilir. Cumhuriyetçi ve Evanjelist kanadın Vance’i daha uzun süre siyasette kalacak şekilde hazırladığı biliniyor. Eşi, Hintli zengin göçmen Usha Vance’in de mezun olduğu Yale Üniversitesi meselesi de önemli. George W. Bush, Florida Valisi ağabeyi Jeb Bush hep Yale Hukuk mezunudur. Buradaki, yıllardır pek çok komplo teorisine konu olan, 1800’lerde Yale Üniversitesi’nde kurulan bir tür gizli öğrenci kulübü olan “Skulls and Bones” (Kuru kafa ve Kemikler Cemiyeti) kardeşliği meselesine başka bir yazıda değinelim. Meraklısına Netflix’deki The Family belgeselini öneririm. Vance’in Irak’ta asker olarak görev yaptığını da kenara yazalım.
Elbridge Colby – Muhtemel Savunma Bakanı: Daha önceki Trump kabinesinde de yer almıştı. NATO konusundaki en keskin ve şahin isim. Avrupa’nın çok daha sorumlu davranmasını ve özellikle de ABD savunma bütçesini suistimal etmemesi gerektiğini düşünüyor. Rusya’yı düşman ya da hasım görmüyor, asıl sıcak çatışmanın Güney Çin Denizi’nde Tayvan yüzünden çıkabileceğini hesaplıyor. Ama Tayvan’ı savunmak konusunda da istekli değil. Türkiye ile ilişkilerde olumlu rol oynayacaktır.
Keith Kellogg – Muhtemel Ulusal Güvenlik Danışmanı: Önceliği Ukrayna – Rusya krizine vermesi beklenen Trump yönetiminin kilit ismi. Ateşkes ve hatta barış planını bile yazdığı ve belki de Putin’e gönderdiği konuşuluyor.
Robert Lighthizer – Muhtemel Hazine Bakanı: Yaptırım ve ithalat vergilerinin kralı, paranın ABD’de kalması için her türlü hukuki çerçeveyi hazırlamakla tanınıyor. Türkiye için en kritik kabine üyesi olacaktır. Özellikle Hamas ile ilişkiler nedeniyle tıpkı İran yaptırımları, Halkbank Davası gibi bazı sıkıntılı emrivakilere hazırlıklı olmak gerek.
Türkiye cephesi temkinli
Seçim gecesi pek çok uzman ve iş dünyası temsilcisinin bir araya geldiği Türk Amerikan İş Konseyi (TAIK) davetinde dönem başkanı Murat Özyeğin, “Biz her sonuca hazırlıklıyız, iki yıldır çok iyi mesafe aldık. Özellikle ticaret ve turizmde kuvvetli bir ivme yakalandı. Kim kazanırsa kazansın Türkiye-ABD ilişkileri belli bir seviyede gider” diye konuştu.
Siyasi konularda belli pürüzler var ama en bilinmeyen mesele İsrail – İran gerginliğinin yeni Trump yönetimi ile ne kadar tırmanacağı. Çünkü “ABD, İran rejimi ile ortalığı gersin, bu bize yarar” demek ekonomiden bihaber olmak anlamına gelir. Yanı başımızda bitmeyen 30 yıllık savaşlar artık Türkiye’nin iç bütünlüğünü bozacak noktaya geldi.
Öte yandan İsrail’deki şahin kanat da görevden alınan Savunma Bakanı Yoav Gallant ve seçimi kazanan Trump’ın ardından Netenyahu’ya, “Elini tutan mı kaldı, yürü, nereye kadarsa oraya kadar” diye gaz vermeye başladı. Türkiye’de bazı çevreler Trump’ın gelişine bu kadar seviniyorsa, biraz güneye baksalar daha sağlıklı olur.
Filistin – İsrail cephesinde ne olabilir?
Bu arada Trump yönetiminin yarım kalan İbrahim Anlaşmaları [2] konusunu, olası Filistin dosyasını bir süredir bu konularda sosyal medya paylaşımı yapan ve bölgede yoğun yatırımlara girişen damat Jared Kushner’e vermesi de sürpriz olmamalı. Kushner, Suudileri uzun zamandır masaya oturtmaya çalışıyor.
Gazze’nin yeniden inşa edilerek Filistin toprağı olabileceği fikri biraz daha uzaklaşmış durumda.
Trump’un Ocak ayındaki yemin gününe kadar özellikle İsrail cephesini dikkatle izlemek gerekecek.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Bu yazı ilk kez 7 Kasım 2024’te yayımlanmıştır.
[1] https://fikirturu.com/jeo-politika/abdnin-secim-gundemi-ne-kadar-trump/