Meloni, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu lider mi?

Giorgia Meloni hangi çizgide yürüyor? Trump’a mı yakın, yoksa Brüksel’e mi sadık? Amerikan sağının gözdesi olan İtalya Başbakanı, aynı zamanda AB'nin en stratejik isimlerinden biri olabilir mi? Avrupa Komisyonu ile kurduğu bağlar geçici mi, yoksa yeni bir Avrupa liderliği mi doğuyor? Meloni’nin ideolojisi mi ağır basıyor, yoksa pragmatizmi mi? Peki ya Trump yeniden seçilirse, Meloni’nin rolü nasıl değişir?

Son birkaç yıldır, İtalya’nın sağcı başbakanı Giorgia Meloni, Brüksel’deki Avrupa Birliği liderleriyle güçlü bağlar kurarken, aynı zamanda Amerikan sağcı popülistlerin gözdesi olmaya devam etti.

Mattia Ferraresi, Project Syndicate için kaleme aldığı yazısında Meloni’nin AB kurumlarındaki konumu ile Trump yönetimiyle ilişkileri arasında yürüdüğü ince çizgiyi ele alıyor.

Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, Giorgia Meloni’yi Avrupa Birliği’nin ABD ile ilişkilerinde beklenmedik bir lider haline getirdi. İtalya başbakanı aşırı sağcı milliyetçi bir partiden geliyor olsa da İtalya’nın Trump ve Avrupa arasında seçim yapması gerektiğini düşünmenin “çocukça” olduğunu savunarak AB’nin yanında yer alıyor.

Meloni, Trump’ın kapsamlı gümrük vergisi planını açıkladıktan sonra Beyaz Saray’ı ziyaret eden ilk Avrupalı lider oldu. Trump, piyasaların baskısı altında bu planı kısa süre sonra askıya aldı ve bunun amacının diğer ülkeleri müzakere masasına oturtmak olduğunu iddia etti. Meloni, ertesi gün Roma’ya dönerek, Şubat ayında Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupalılar hakkında sert eleştirilerde bulunan Başkan Yardımcısı J.D. Vance’i ağırladı.

Meloni’nin ideolojik eğilimleri mevcut ABD yönetimi ile örtüşse de dış politikasını ticaret politikasını yöneten Avrupa Komisyonu ile dikkatlice koordine edilmiş bir çabanın parçası olarak ele alıyor. Meloni ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Meloni’nin Beyaz Saray’daki görüşmesinden önce ve sonra birkaç kez telefonla görüştü ve 26 Nisan’da Papa Francis’in cenazesinde kısa bir sohbet gerçekleştirdi. Meloni, Trump ve von der Leyen arasında Roma’da bir görüşme ayarlamak için lobi faaliyetleri yürütüyor ve kendisini Washington ile Brüksel arasında arabulucu olarak konumlandırıyor.

Ulusal lider mi, Avrupa takım oyuncusu mu?

ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz ithal etme ve İtalya’nın savunma bütçesini artırma sözü vermesine rağmen, Meloni sadece ulusal bir lider değil, aynı zamanda bir Avrupa takım oyuncusu olarak hareket ediyor. Trump’ın seçilmesinden hemen sonra, geçen Kasım ayında üst düzey bir İtalyan yetkili bana, “Meloni’nin Trump ile ilişkilerinde ilk yapacağı şey Brüksel’i arayarak AB’yi karara dahil etmek olacak” demişti. Bu da, Meloni’nin kurumsalcı yaklaşımının popülist içgüdülerine üstün geleceği anlamına geliyordu. Şu ana kadar öyle oldu.

Asıl mesele ise AB’nin güçlü isimlerinin ona zamanı geldiğinde müzakereci rolünü verecek kadar güvenip güvenmeyecekleri. Meloni’nin bir danışmanı bana şöyle dedi: “Burada büyük bir ironi var. Almanya ve Fransa onlarca yıldır AB’nin gayri resmi temsilcileri olarak hareket ettiler ve kimse buna itiraz etmedi. Ama İtalya bu rolü üstlenmeye kalkışırsa, birdenbire sorun oluyor. Oysa İtalya’nın lideri, Beyaz Saray ile görüşmek için açıkça daha avantajlı bir konumda.”

Meloni ince bir çizgide yürüyor. Amerikan Muhafazakâr Siyasi Eylem Konferansı’nın düzenli konuğu olan Meloni, Trump’ın göreve başlama törenine davet edilen birkaç Avrupalı liderden biriydi. MAGA’daki bağlantılarına o kadar güveniyor ki, Trump’ın yemin töreninden birkaç gün önce Mar-a-Lago’ya uçarak, İtalya’nın ABD Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine tutukladığı İranlı bir mühendisin serbest bırakılması için Trump’ı ikna etmişti. İran misilleme olarak bir İtalyan gazeteciyi hapse atmıştı ve iki tutuklu kısa süre sonra takas edildi.

Post-faşistten Avrupa liderine: Meloni’nin dönüşümü

Trump, Meloni’yi “dünyaya çeki düzen verebilecek” biri olarak övmüştü ve danışmanları Trump dünyasında güçlü bağlar kurdu. Elon Musk ile ilişkisi o kadar sıcak ki, Musk bir açıklama yaparak aralarında romantik bir ilişki olmadığını belirtti. Meloni, İtalya’yı yöneten ilk post-faşist liderdir. Birkaç yıl öncesine kadar, Fratelli d’Italia (“İtalya’nın Kardeşleri”) partisi, Brüksel bürokratlarını eleştirerek ve Euro bölgesinin tasfiye edilmesini açıkça savunarak güçlenmişti.

Ancak Meloni’nin 2022’de iktidara gelmesinden bu yana işler kökten değişti. Meloni, AB’ye karşı tutumunu yumuşattı ve Avrupa Komisyonu’na yönelik sert söylemlerinden vazgeçti. Ukrayna’ya verdiği kararlı destek, diğer Avrupa hükümetleri nezdindeki itibarını artırdı ve Avrupa yanlısı kesimin önde gelen isimleri onun güvenilirliğini takdir etti. Başbakan olarak geçirdiği iki buçuk yıl içinde Meloni, AB için bir tehdit olmaktan çıkıp uluslararası alanda tanınan bir Avrupa lideri haline geldi. Meloni, ulusal çıkarlarını korumak için AB projelerini düzenli olarak engelleyen Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın izlediği yaklaşımın tersi bir tutum sergiledi.

Meloni’nin AB ile uyum içinde kalmasının oldukça pratik nedenleri de var. İtalyan hükümeti, NextGenerationEU fonundan 72 milyar Euro almayı bekliyor. Dahası, Meloni, göçmenleri AB sınırları dışında, Arnavutluk’ta tutma planı için von der Leyen’in desteğini almayı başardı ve yakın müttefiki Raffaele Fitto’nun Komisyon başkan yardımcılığına atanmasına destek verdi.

Bu noktada, Meloni’nin Brüksel’deki bağları, milliyetçi tavırları uğruna koparılmayacak kadar güçlü. Sadık bir Avrupa yanlısı lider gibi davranmak ona yakışıyor. Sonuçta, onun siyasi gücünün gerçek kaynağı, bir zamanlar hor gördüğü Avrupa kurumlarında yatıyor, Beyaz Saray’daki bir popüliste duyduğu geçici sempatide değil.”

Bu yazı ilk kez 20 Mayıs 2025’te yayımlanmıştır.

Mattia Ferraresi’nın, Project Syndicate web sitesinde yayınlanan “Is Meloni the Leader Europe Needs?” başlıklı yazıdan öne çıkan bazı bölümler Caner Köseler tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazıların orijinaline aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz: https://www.project-syndicate.org/commentary/giorgia-meloni-unlikely-eu-leader-for-the-trump-era-by-mattia-ferraresi-2025-05

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Meloni, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu lider mi?

Giorgia Meloni hangi çizgide yürüyor? Trump’a mı yakın, yoksa Brüksel’e mi sadık? Amerikan sağının gözdesi olan İtalya Başbakanı, aynı zamanda AB'nin en stratejik isimlerinden biri olabilir mi? Avrupa Komisyonu ile kurduğu bağlar geçici mi, yoksa yeni bir Avrupa liderliği mi doğuyor? Meloni’nin ideolojisi mi ağır basıyor, yoksa pragmatizmi mi? Peki ya Trump yeniden seçilirse, Meloni’nin rolü nasıl değişir?

Son birkaç yıldır, İtalya’nın sağcı başbakanı Giorgia Meloni, Brüksel’deki Avrupa Birliği liderleriyle güçlü bağlar kurarken, aynı zamanda Amerikan sağcı popülistlerin gözdesi olmaya devam etti.

Mattia Ferraresi, Project Syndicate için kaleme aldığı yazısında Meloni’nin AB kurumlarındaki konumu ile Trump yönetimiyle ilişkileri arasında yürüdüğü ince çizgiyi ele alıyor.

Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, Giorgia Meloni’yi Avrupa Birliği’nin ABD ile ilişkilerinde beklenmedik bir lider haline getirdi. İtalya başbakanı aşırı sağcı milliyetçi bir partiden geliyor olsa da İtalya’nın Trump ve Avrupa arasında seçim yapması gerektiğini düşünmenin “çocukça” olduğunu savunarak AB’nin yanında yer alıyor.

Meloni, Trump’ın kapsamlı gümrük vergisi planını açıkladıktan sonra Beyaz Saray’ı ziyaret eden ilk Avrupalı lider oldu. Trump, piyasaların baskısı altında bu planı kısa süre sonra askıya aldı ve bunun amacının diğer ülkeleri müzakere masasına oturtmak olduğunu iddia etti. Meloni, ertesi gün Roma’ya dönerek, Şubat ayında Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupalılar hakkında sert eleştirilerde bulunan Başkan Yardımcısı J.D. Vance’i ağırladı.

Meloni’nin ideolojik eğilimleri mevcut ABD yönetimi ile örtüşse de dış politikasını ticaret politikasını yöneten Avrupa Komisyonu ile dikkatlice koordine edilmiş bir çabanın parçası olarak ele alıyor. Meloni ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Meloni’nin Beyaz Saray’daki görüşmesinden önce ve sonra birkaç kez telefonla görüştü ve 26 Nisan’da Papa Francis’in cenazesinde kısa bir sohbet gerçekleştirdi. Meloni, Trump ve von der Leyen arasında Roma’da bir görüşme ayarlamak için lobi faaliyetleri yürütüyor ve kendisini Washington ile Brüksel arasında arabulucu olarak konumlandırıyor.

Ulusal lider mi, Avrupa takım oyuncusu mu?

ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz ithal etme ve İtalya’nın savunma bütçesini artırma sözü vermesine rağmen, Meloni sadece ulusal bir lider değil, aynı zamanda bir Avrupa takım oyuncusu olarak hareket ediyor. Trump’ın seçilmesinden hemen sonra, geçen Kasım ayında üst düzey bir İtalyan yetkili bana, “Meloni’nin Trump ile ilişkilerinde ilk yapacağı şey Brüksel’i arayarak AB’yi karara dahil etmek olacak” demişti. Bu da, Meloni’nin kurumsalcı yaklaşımının popülist içgüdülerine üstün geleceği anlamına geliyordu. Şu ana kadar öyle oldu.

Asıl mesele ise AB’nin güçlü isimlerinin ona zamanı geldiğinde müzakereci rolünü verecek kadar güvenip güvenmeyecekleri. Meloni’nin bir danışmanı bana şöyle dedi: “Burada büyük bir ironi var. Almanya ve Fransa onlarca yıldır AB’nin gayri resmi temsilcileri olarak hareket ettiler ve kimse buna itiraz etmedi. Ama İtalya bu rolü üstlenmeye kalkışırsa, birdenbire sorun oluyor. Oysa İtalya’nın lideri, Beyaz Saray ile görüşmek için açıkça daha avantajlı bir konumda.”

Meloni ince bir çizgide yürüyor. Amerikan Muhafazakâr Siyasi Eylem Konferansı’nın düzenli konuğu olan Meloni, Trump’ın göreve başlama törenine davet edilen birkaç Avrupalı liderden biriydi. MAGA’daki bağlantılarına o kadar güveniyor ki, Trump’ın yemin töreninden birkaç gün önce Mar-a-Lago’ya uçarak, İtalya’nın ABD Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine tutukladığı İranlı bir mühendisin serbest bırakılması için Trump’ı ikna etmişti. İran misilleme olarak bir İtalyan gazeteciyi hapse atmıştı ve iki tutuklu kısa süre sonra takas edildi.

Post-faşistten Avrupa liderine: Meloni’nin dönüşümü

Trump, Meloni’yi “dünyaya çeki düzen verebilecek” biri olarak övmüştü ve danışmanları Trump dünyasında güçlü bağlar kurdu. Elon Musk ile ilişkisi o kadar sıcak ki, Musk bir açıklama yaparak aralarında romantik bir ilişki olmadığını belirtti. Meloni, İtalya’yı yöneten ilk post-faşist liderdir. Birkaç yıl öncesine kadar, Fratelli d’Italia (“İtalya’nın Kardeşleri”) partisi, Brüksel bürokratlarını eleştirerek ve Euro bölgesinin tasfiye edilmesini açıkça savunarak güçlenmişti.

Ancak Meloni’nin 2022’de iktidara gelmesinden bu yana işler kökten değişti. Meloni, AB’ye karşı tutumunu yumuşattı ve Avrupa Komisyonu’na yönelik sert söylemlerinden vazgeçti. Ukrayna’ya verdiği kararlı destek, diğer Avrupa hükümetleri nezdindeki itibarını artırdı ve Avrupa yanlısı kesimin önde gelen isimleri onun güvenilirliğini takdir etti. Başbakan olarak geçirdiği iki buçuk yıl içinde Meloni, AB için bir tehdit olmaktan çıkıp uluslararası alanda tanınan bir Avrupa lideri haline geldi. Meloni, ulusal çıkarlarını korumak için AB projelerini düzenli olarak engelleyen Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın izlediği yaklaşımın tersi bir tutum sergiledi.

Meloni’nin AB ile uyum içinde kalmasının oldukça pratik nedenleri de var. İtalyan hükümeti, NextGenerationEU fonundan 72 milyar Euro almayı bekliyor. Dahası, Meloni, göçmenleri AB sınırları dışında, Arnavutluk’ta tutma planı için von der Leyen’in desteğini almayı başardı ve yakın müttefiki Raffaele Fitto’nun Komisyon başkan yardımcılığına atanmasına destek verdi.

Bu noktada, Meloni’nin Brüksel’deki bağları, milliyetçi tavırları uğruna koparılmayacak kadar güçlü. Sadık bir Avrupa yanlısı lider gibi davranmak ona yakışıyor. Sonuçta, onun siyasi gücünün gerçek kaynağı, bir zamanlar hor gördüğü Avrupa kurumlarında yatıyor, Beyaz Saray’daki bir popüliste duyduğu geçici sempatide değil.”

Bu yazı ilk kez 20 Mayıs 2025’te yayımlanmıştır.

Mattia Ferraresi’nın, Project Syndicate web sitesinde yayınlanan “Is Meloni the Leader Europe Needs?” başlıklı yazıdan öne çıkan bazı bölümler Caner Köseler tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazıların orijinaline aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz: https://www.project-syndicate.org/commentary/giorgia-meloni-unlikely-eu-leader-for-the-trump-era-by-mattia-ferraresi-2025-05

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x