Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaşı durdurmak ve Rusya Devlet Başkanı Putin’i geri adım atmaya zorlamak için Batı ülkeleri, Moskova’ya yönelik yaptırımlar uyguluyor ve Ukrayna’yı silahlandırıyor, ancak Rusya da karşı tehditler savuruyor. Yaptırımlara ve bütün diplomatik çabalara rağmen, savaşın bitibeleceğine dair kuvvetli bir umut ışığı da henüz yok.
Deneyimli Amerikalı gazeteci Thomas Friedman’a göre, bu ışık Çin’den gelebilir. New York Times gazetesinde yayınlanan köşe yazasında Friedman, “Bu savaşı durdurabilecek tek bir ülke var, o da ABD değil. Bu ülke Çin,” diyor.
Yazısından bazı bölümleri aktarıyoruz:
“Eğer Çin, tarafsız kalmak yerine Rusya’nın ekonomik olarak boykot edilmesine katıldığını ya da Ukrayna’nın sebepsiz yere işgal edilmesini kınadığını ve Rusların geri çekilmesini talep ettiğini ilan ederse, bu durum süregelen acımasız savaşı durdurması için Vladimir Putin’i yeterince sarsabilir. En azından böyle bir durum onu duraksatacaktır, çünkü şu anda Putin’in dünyada Hindistan’dan başka önemli bir müttefiki yok.
Tayvan hayallerine rağmen
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (Xi Jinping) neden Putin’in Ukrayna’yı ele geçirmeye çalıştığı gibi Tayvan’ı ele geçirmeye yönelik hayallerini baltalayabilecek bir şekilde tavır alsın? Bunun kısa cevabı, son seksen yıldır büyük güçler arasında süregelen göreceli barış ortamının, Çin’in hızlı ekonomik yükselişinde ve 1980’den bu yana yaklaşık 800 milyon Çinlinin yoksulluktan kurtulmasında kilit rol oynayan küreselleşen bir dünyaya yol açmasıdır. Barış ortamı Çin’e çok iyi geldi. Çin’in sürekli olarak büyümesi, istikrarlı bir şekilde bütünleşen ve modernleşen serbest piyasalardan oluşan bir dünyaya ihracat yapma ve ondan öğrenme kabiliyetine bağlıdır.
Çin Komünist Partisi (ÇKP) ve Çin vatandaşları arasındaki Faustvari pazarlık, yani halk ekonomik açıdan düzenli bir şekilde daha iyi hale gelirken ÇKP’nin ülkeyi yönetmesi, büyük ölçüde küresel ekonominin ve ticaret sisteminin istikrarına bağlıdır.
Çinli stratejistler, modern Çin’in iki esas rakibi olan Amerika ve Rusya’yı zayıflatan herhangi bir savaşın iyi bir şey olduğuna dair eski düşünce biçimine kapıldılar. Onlara şunu söyleyeceğim: Her savaş beraberinde yenilikler (savaşmak, kazanmak ve hayatta kalmak için yeni yöntemler) getirir ve Ukrayna’daki savaş buna istisna değildir.”
Putin’e karşı üç silah
Friedman yazısında Batı’nın Rusya’ya karşı “üç silah” kullandığını söylüyor ve Çin, Rusya’nın durdurulmasına şimdi yardım etmezse, Tayvan’ı ele geçirmesi durumunda Çin’e karşı da kullanılabileceğini anlatıyor. Ona göre, bu üç silahtan ilki, Rusya ekonomisinde “nükleer bomba” etkisi yaratan yaptırımlar:
“Avrupa Birliği ve İngiltere ile birlikte ABD, Rusya’ya, ekonomisini felce uğratan, şirketlerini ciddi bir şekilde tehdit eden ve milyonlarca Rus vatandaşının birikimlerini, akıllara bir nükleer bombayı getiren eşi benzeri görülmemiş bir hızda ve şiddette paramparça eden yaptırımlar uyguladı.
Putin bunu şimdi anladı ve Cumartesi günü çok açık bir şekilde ABD ve AB liderliğindeki yaptırımların “savaş ilanına” benzediğini söyledi.
İkincisi, dünya artık birbiriyle bu kadar bağlantılı olduğundan süper güçlendirilmiş bireyler, şirketler ve sosyal aktivist grupları, herhangi bir hükümetten emir almadan kendi yaptırımlarını ve boykotlarını uygulayabilirler ve Rusya’nın maruz kaldığı izolasyon ve ekonomik boğulma baskısını ulus devletlerin yapabileceklerinin ötesinde şiddetlendirebilirler. Küresel ölçekte geçici olarak bir araya gelen Ukrayna yanlısı direniş ve dayanışma hareketlerinden oluşan bu yeni aktörler, topluca Putin ve Rusya’yı boykot ediyorlar. Bu kadar büyük ve güçlü bir ülkenin siyasi olarak boykot edilmesi ve bu kadar hızlı ekonomik felce uğratılması nadir görülen bir olaydır.
Üçüncüsü ise yeni olduğu kadar eski, manevi ve duygusal bir silahtır: Batı, sesini tekrar keşfetti. Rusya’nın Ukrayna gibi kusurlu, ancak gelecek vadeden bir demokrasiye yönelik kontrolsüz ve ilkel saldırısıyla karşı karşıya kalan özgür dünya ayağa kalktı. Amerika ve liberal toplumlar genel olarak aptal ve bölünmüş görünüp hareket edebilirler. Ta ki aksi oluncaya dek. Adolf Hitler’e sorabilirsiniz.
Bu üç silah Çin’in dikkatini çekmek için yeterli olmalı. Öyleyse uygulamada nasıl çalıştıklarına daha yakından bakalım.
Bu silahlar nasıl çalışıyor?
Biden yönetimi, Putin’i caydırmak için güçlü, derin ve kapsamlı bir ekonomik yaptırım paketi hazırladı ve Rus liderini, Ukrayna’yı işgal ettiği takdirde elindeki her şeyi, ülkesinin ve rejiminin ekonomik sürdürülebilirliğini, riske atacağı konusunda uyardı. Maalesef Putin bu riski göze aldı ve bunun sonuçları hızlı ve acımasız oldu.
Finans ve yatırım haberleri yayınlayan Barron’s haberine göre Rusya’nın önemli finansal kurumları yaptırımlara uğradığından ve Dünya Bankalar Arası Mali İletişim Birliği (SWIFT) sisteminden atıldığından beri ruble ile işlem gören Rus borsası kapalı kalmaya devam ediyor, ancak “Rus şirketlerinin dolar cinsinden ikincil listeleri Londra’da hâlâ işlem görüyor. Piyasa değerlerinin yıkıma uğraması hayret verici.” Barron’s, Rusya’nın en büyük bankası olan Sberbank’ın hisselerinin “14 dolar civarında işlem gördüğü Şubat ayının ortalarından bu yana yüzde 99’dan fazla değer kaybettiğini,” ekledi. Barron’s, geçen Çarşamba günü Londra borsalarında “Sberbank hisselerinin 1 sent ile dibe vurduğunu,” belirtti.
Reuters haberine göre kredi derecelendirme kuruluşu Fitch and Moody’s, Perşembe günü, “Batı yaptırımlarının Rusya’nın borç ödeme kabiliyetlerini şüpheye düşürdüğünü ve ekonomiyi zayıflatacağını belirterek Rusya’nın kredi notunu altı kademe düşürerek ‘çöp’ seviyesine indirdi.”
Putin, 2014 yılında Kırım’ı ilhak ettiği ve doğu Ukrayna’daki isyanları desteklediği için yaptırımlarla karşı karşıya kaldığından beri rublenin değerini sabit tutmak için gereken tüm cephaneyi merkez bankasına sağlayarak Rusya’yı daha büyük küresel yaptırımlardan korumak amacıyla yaklaşık 630 milyar dolar değerinde döviz ve altın rezervi biriktirdi. Bunun işe yarayacağını düşünüyordu.
Fortune dergisine göre “Rusya’nın döviz rezervi stratejisinin büyük bir kusuru bulunuyordu: Paranın yaklaşık yarısı yurtdışındaki yabancı bankalarda tutuluyor ve yaptırımlardan dolayı Rusya bu paraya ulaşamıyor.” Bu yüzden birçok Rus vatandaşının ruble birikimleri mahvoluyor.
Bloomberg, iletişim alanında çalışmak için geçen yıl Londra’ya taşınan 32 yaşındaki Marina Gretskaya’nın ifadelerine yer verdi. Marina, bir Rus internet bankası olan Tinkoff’da bir ruble birikim hesabına sahipti. İki hafta önce buradaki varlıkları 7 bin 400 dolar değerindeydi. Pazartesi günü ruble, dolar karşısında yüzde 30’dan fazla değer kaybetti. Bu, Marina’nın birikimlerinin 2 bin dolardan büyük bir kısmını buharlaştırdı. “Bu bir aylık maaşım kadar,” dedi Marina. Aynı durum kesinlikle on milyonlarca Rus için de geçerli ve her şey daha yeni başlıyor.
Rusya’nın ticari uçak filosu kimin?
Bu arada her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu bu dünyada Rusya’nın ticari uçak filosunun büyük bir kısmına tahmin edin kim sahip.
Rusya değil.
Reuters’a göre Rusya’nın ticari uçak filosunun üçte ikisi Boeing (334 uçak) ve Airbus (304) yapımı uçaklardan oluşuyor. Bu uçakların önemli bir kısmı İrlandalı kiralama şirketlerine ait. Irish Times haberine göre dünyanın en büyük uçak kiralama şirketi olan Dublin merkezli AerCap, “Rusya ve Ukrayna’da neredeyse 2,4 milyar dolar değerinde 152 uçağa” sahip. Buna ek olarak, Dublin merkezli SMBC Aviation Capital ve Avolon şirketleri ise Rus havayolu şirketlerine kiralanan 48 uçağın sahibi.
AB yaptırımları, Rus hava yollarına kiralanan tüm uçakların Mart ayı sonuna kadar bu şirketler tarafından geri alınmasını gerektiriyor. Ayrıca Boeing ve Airbus şirketleri, artık bu uçakların hiçbirine hizmet vermeyeceklerini ve yedek parça sağlamayacaklarını açıkladı. Cumartesi günü, Rusya’nın devlet havayolu şirketi Aeroflot, “uçuşların yapılmasını engelleyen yeni koşullar” sebebiyle tüm uluslararası uçuşları askıya alacağını söyledi. İç hat uçuşları da mutlaka askıya alınacaktır.
Rusya 11 zaman dilimi boyunca uzanan bir ülke. Eğer bu durum böyle devam ederse, Rus merkezi hükümetinin Rus toprakları üzerindeki kontrolü zayıflamaya başlayabilir. Rusya’nın Uzakdoğu topraklarında birçok şehir Moskova’ya kıyasla Pekin’e daha yakın.
Şimdi bu yaptırımların üstüne süper güçlendirilmiş devlet dışı aktörlerin uyguladığı boykotları ve baskıları ekleyin. Benim favorim, Putin’e yakın milyarderlerin özel jetlerini takip etmek için @RUOligarchJets veya Russian Oligarch Jets isimli bir Twitter hesabı açan 19 yaşındaki Merkez Florida Üniversitesi öğrencisi Jack Sweeney. Bloomberg, “19 yaşındaki öğrencinin bu tür hizmetleri sunan tek kişi olmadığını,” ancak sahip olduğu Twitter hesabını farklı kılan şeyin “kolay erişilebilirliği” ve Putin’in yandaşlarının hayatına sunduğu “cazip pencere” olduğunu belirtti.
Bu hesap yalnızca birkaç gün içinde 53 bin takipçi topladı ve bu sayı şu anda neredeyse 400 bine ulaşmak üzere. Sweeney, tek başına bir birey olarak Putin’in dostlarının haksız yere elde ettikleri servetlerini saklamalarını zorlaştırıyor.
Bu durum ahlaki öfkenin küreselleşmesidir: Bir çalışan internette Rus askerlerinin Ukrayna’daki bir nükleer enerji tesisine ateş açtığını gösteren kısa bir video izliyor ve bunu Facebook sayfasında paylaşıyor, daha sonra bunu gören diğer çalışanlar patronlarına e-posta veya Slack yoluyla ulaşarak bu konuda bir şey yapmadıkları takdirde çalışanlarını ve müşterilerini kaybedeceklerini söylüyorlar.
Bu durum dünyanın dört bir yanındaki şirketlerde meydana geliyor. Putin Ukrayna’yı işgal ettikten kısa bir süre sonra BP, kendiliğinden, Rusya’daki bir petrol firmasıyla yaklaşık 30 yıl çalıştıktan sonra oradaki faaliyetlerine son verdiğini açıkladı. BP’nin sahip olduğu petrol mühendisliği kabiliyetini kaybetmek Rusya için sarsıcı olacaktır.
Rusya ve Rus vatandaşları, balerinlerden futbol takımlarına, şirketlere ve orkestralara, her yönden boykot ediliyor ve söz konusu boykotlara süper güçlendirilmiş bireyler ve küçük gruplar tarafından yön veriliyor. Küresel çapta yıkıcı bir boykot başladığı zaman acımasızca hareket eder. Geçen hafta The Times gazetesinde yer alan habere göre, “Paralimpik Kış Oyunları organizatörleri Rus ve Beyaz Rusyalı sporcuların müsabakalara katılmasına izin vereceklerini açıkladıktan bir gün sonra yönetim kurulu şaşırtıcı bir şekilde açılış töreninin arifesinde iki ülkenin sporcularının müsabakalara katılmasını yasakladı.”
İki yeni tehlike
Ancak bu yeniliklerin ortaya çıkardığı iki büyük tehlike var. ABD ve müttefiklerinin patlattığı ekonomik nükleer bomba Rusya’nın ekonomisini tahmin ettiğim kadar hızlı ve derinden çökertirse, her ne kadar uzak bir ihtimal olsa da, Putin’in daha uç olağanüstü bir karar alarak gerçek bir nükleer silah kullanması gibi bir tehlike mevcut.
İkinci tehlike ise, özellikle Çin bunu aklında tutmalıdır, ulus devletler katı reel politik sebepler ile bir süre sonra yaptırımları kaldırsa bile devlet dışı aktörler bunu yapmayabilir. Bunlar merkezi olmayan kuruluşlardır.
Küresel bir bilgisayar korsanlığı grubu olan Anonymous, Rus web sitelerini çökertmeye çalıştığını açıkladığında bunu devletin verdiği bir emirle yapmıyordu, yalnızca kendi başına hareket ediyordu. Rusya, Anonymous ile ateşkes sağlamak için kiminle görüşecek?
Putin, içinde yaşadığı dünyayı hiç anlayamadı ve 21’inci yüzyılın küreselleşme kumarhanesinde elindeki her şeyi ortaya koydu. Böyle bir durumda mutlak surette ya kumarhane kazanır ya da kumarhane tamamen yok olur.
Çin’in, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu dünyada hiçbir ülkenin boykot edilmek için fazla büyük olmadığı gerçeğini anladığına dair işaretler var. Ancak görünüşe göre Putin’in saldırganlığına son vermeye yönelik bir adım atmak yerine ilk başta kendisini bu gerçeklikten soyutlamayı deniyor. Buna diyeceğim şey şudur: Bu konuda pek şansları yok. Bağlantılı dünyanın bir parçası olan Çin aynı zamanda her şeyin dışında olamaz.
Umarım Çinli liderler Tayvan’ı hızlı bir şekilde ele geçirmek için ellerindeki her şeyi ortaya koymaz. Umarın Pekin, bunun yerine Putin’e karşı çıkmak için Batı’ya ve dünyanın geri kalanına katılır. Eğer Çin bunu yaparsa gerçek bir küresel lider olarak ortaya çıkar. Bunun yerine haydutlarla birlikte hareket etmeyi tercih ederse, dünya, özellikle Çin için, çok daha istikrarsız ve yoksul bir hale gelir.
Şimdi ne olacak, Xi?”
Bu yazı ilk kez 10 Mart 2022’de yayımlanmıştır.