Vikingler yeniden: İskandinav ülkeleri ordularını birleştiriyor

Rusya tehdidi karşısında NATO işe yaramazsa İskandinav ülkelerinin B planı ne? Bu ülkeler askerî anlamda nasıl bir yeniden yapılandırmaya ve işbirliğine gidiyorlar? Oluşturdukları model başka bölgelere de örnek olabilir mi?

Uzun zamandır tartışılan Avrupa’nın kendi güvenlik mimarisine sahip olması gerektiği görüşü, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve ABD’de Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesiyle yine gündemde. Afganistan, İran ve Kuzey Avrupa’yla ilgili konularda yazan gazeteci Sune Engel Rasmussen, The Wall Street Journal internet sitesinde yayımlanan yazısında, bahsi geçen iki tehdidin İskandinav ülkelerinin askerî gücü üzerindeki etkisini anlatıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Uzun yıllar boyunca İskandinav ülkeleri militarizmden çok barış çabaları ve rahat yaşam tarzlarıyla tanınıyordu. Şimdi, bu özelliklerini bir kenara bırakıyorlar. Avrupa’nın savunması için bir model olarak hem Rus saldırganlığına hem de Trump Beyaz Sarayı’nın belirsiz güvenlik garantilerine karşı koymak için askerî anlamda onlarca yıllık geri çekilmeyi tersine çevirme çabalarına öncülük ediyorlar.

Nüfuslarına göre Ukrayna’ya en fazla askerî yardım yapan Avrupa ülkeleri arasında yer alan dört ana İskandinav ülkesi, ABD’ye daha az bağımlı yeni bir bölgesel güvenlik mimarisi oluşturmak için adımlar attı.

Bu ülkelerden herhangi biri, Rusya ile askerî olarak tek başına mücadele etmekte zorlanırdı. Ancak bir araya geldiklerinde, İskandinavların ekonomisi Meksika’nınki kadar ve Rusya’nınkiyle neredeyse aynı büyüklükte. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasının ardından da güçlerinin bir kısmını birleştirdiler.

İsveç, denizaltılar, savaş tankları ve süpersonik jet avcı uçakları üreten gelişmiş bir savunma sanayiine sahip. Norveç’in, Kuzey Kutbu’nda deniz gözetleme ve savaş kabiliyetleri var. Finlandiya, Avrupa’da kişi başına düşen en büyük daimî ordulardan birini ve topçu kuvvetlerini barındırıyor. Danimarka’nın özel kuvvetleri ise Afganistan ve Irak’ın en tehlikeli bölgelerine konuşlanma konusunda onlarca yıllık deneyime sahip. (Beşinci İskandinav ülkesi İzlanda’nın daimî ordusu veya savunma sanayii bulunmuyor).

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nın Rusya ve Avrasya programı üyesi, ABD’nin eski istihbarat analisti Eric Ciaramella, ‘Almanya gibi tam entegre bir savunma-endüstri üssü geliştirmek için ekonomi ve kaynak potansiyeline sahip bölgesel bir grubunuz var, ancak tamamen farklı bir tehdit algısı ve siyasi iradeye sahipler’ diyor.

İskandinav ülkeleri tarihsel olarak kültürel bağlara sahip. Orta Çağ’da İskandinav Vikingleri Avrupa’nın her yerini sömürgeleştirip yağmalamakla kalmayıp Kuzey Amerika’ya ulaştılar. Yüzyıllar boyunca İskandinav ülkeleri kendi aralarında kanlı savaşlar yaptı, bölgesel güçler Danimarka ve İsveç toprak için savaştı ve kasaba meydanlarında birbirlerinin soylularını kafalarını kestiler. (…)

Şimdi, Rusya’nın geleceğe dair ciddi bir tehdit olduğunda birleşmeleri, bu ülkeleri modern tarihin hiçbir noktasında olmadığı kadar birbirine yakınlaştırdı. Nitekim bir süre önce yapılan bir Danimarka istihbarat değerlendirmesi, Rusya’nın üç ila beş yıl içinde bir veya daha fazla Avrupalı NATO ülkesine karşı büyük bir savaş başlatabileceğini belirtiyor ki bu görüş, diğer Batı başkentlerinden çok Baltık ülkelerini ilgilendiriyor.

NATO eski genel sekreteri ve şu anda Norveç’in maliye bakanı olan Jens Stoltenberg, ‘İskandinav ülkeleri, 1400’lerdeki Kalmar Birliği’nden bu yana ilk kez birleşik bir güvenlik politikasına sahip. Askerî işbirliklerini birkaç yüzyıldır görmediğimiz bir şekilde derinleştirmenin önemini fark ettiler’ diyor.

İskandinav ülkeleri hava kuvvetlerini birleştirerek 2023 yılında Ortak İskandinav Hava Komutanlığı’nı kurdular. Geçen yıl da İskandinav Savunma İşbirliği (Nordefco) kapsamında 2030’a kadar ortak savunma vizyonunu ortaya koydular. (…) Yeniden silahlanma ihtiyacı, Avrupa’nın Başkan Trump yönetimindeki ABD’ye olan güveninin azalmasıyla birlikte daha da arttı.

Bu gerçeklik en keskin haliyle, Trump’ın Danimarka toprağı olan Grönland’ı ilhak etmekle tehdit etmesinin ardından Avrupa’nın Trump ile karşı karşıya gelmesinin ön saflarında yer alan Kopenhag’da hissediliyor. (…) Danimarka’nın Şubat ayında Grönland da dahil olmak üzere önümüzdeki iki yıl boyunca askerî harcamaları yüzde 70 oranında artırma kararının ‘panik göstergesi’ olduğunu ifade eden Kraliyet Danimarka Savunma Koleji’nden doçent Peter Viggo Jakobsen, şunları söylüyor: ‘Danimarka zamanla yarışıyor, çünkü Amerikalılara olan inancımızı kaybettik. Kendimizi bu kadar şevkle İskandinav işbirliğine dahil etmemizin sebebi, kendimizi koruyamamamız. Ve eğer NATO bunu başaramazsa, İskandinavlar bir alternatiftir.’”

Kimlik dönüşümü

Yazar, her ne kadar küresel imajlarıyla çelişse de İskandinav ülkelerinin silahlanma çağrısının uzun zamandır devam ettiğini belirtiyor:

“Finlandiya, Avrupa’da kişi başına düşen en büyük silahlı kuvvetlerinden birine sahip. Haftalar içinde 280 bin asker seferber edebilir ve altı Fin’den neredeyse biri (900 bin kişi) yedek asker. Ülke genelindeki yeraltı sığınakları, nüfusun geri kalanını barındırabilir. Finlandiya şu anda antipersonel kara mayınlarını yasaklayan Ottawa Sözleşmesi’nden çekilmeyi düşünüyor.

İsveç, askerî inovasyonun motoru. Kısa pistlerde çalışmak ve Rus uçaklarına karşı koymak için tasarlanan JAS 39 Gripen jet avcı uçakları, Mart ayında ilk kez bir NATO gözetleme görevine katıldı. İsveç’in Stridsvagn 122’si dünyanın en gelişmiş savaş tanklarından; CV90’ı ise en iyi piyade savaş araçlarından.

Finlandiya ve İsveç’te zorunlu askerlik hizmeti var. İsveç’te askerlik hizmeti cinsiyet ayrımı gözetmiyor ve oldukça seçici; bu da onu seçkin bir uğraş haline getiriyor. Diğer Avrupa ülkeleri saflarını sıklaştırmak için mücadele ederken, İsveç’in silahlı kuvvetleri her yıl binlerce genci geri çeviriyor.

1,5 trilyon dolarlık dünyanın en büyük varlık fonunun sahibi olmasına ve Ukrayna savaşıyla artan enerji fiyatlarından kâr elde etmesine rağmen harcamalarının yetersiz olması nedeniyle uzun süredir eleştirilen Norveç, Kiev’e desteğini 2025 yılında 8 milyar doların üzerine çıkaracağını duyurdu.

Stoltenberg, ‘Bu, Ukrayna’ya destek olmak için daha fazlasını yapmamız gerektiğinin, ancak aynı zamanda NATO ülkeleri arasında daha adil bir yük paylaşımına ihtiyacımız olduğunun da bir göstergesidir’ diyor.

Danimarka, Avrupa’nın yeniden silahlanması için çağrıda bulunan en gür seslerden biri haline geldi. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen Mart ayında, Danimarka topraklarında nükleer silah bulundurma fikrini dışlamayacağını söyledi; bu, tarihi bir tutum değişimiydi. Tüm ağır silahlarını Ukrayna’ya bağışladıktan sonra, Kopenhag, Ukrayna hükümeti ile ülkenin nakit sıkıntısı çeken savunma şirketleri arasında, ülkenin değişen savaş alanı ihtiyaçlarına göre uyarlanmış silahlar üretmek için sözleşmeler yapmayı planlıyor ve bu yaklaşıma ‘Danimarka modeli’ deniyor.

Atlantik Konseyi adlı düşünce kuruluşunun Kuzey Avrupa direktörü Anna Wieslander, Ukrayna’nın kendi savunma sanayiini desteklemesinin, ABD’nin Ukrayna’nın NATO üyeliğini engellediği bir dönemde Rusya’ya karşı caydırıcılık sağlamanın sürdürülebilir bir yolu olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘Savunma sanayiimizi birbirine bağlamak çok güçlü bir mesaj.’

İskandinav ülkelerinin yolları gelecekte farklılaşabilir. Örneğin, Danimarka ve İsveç, Ukrayna’daki ateşkesin ardından bir barış gücü için asker göndermeye istekliyken, Rusya ile 830 mil sınırı olan Finlandiya, askerlerini muhtemelen evde tutmayı tercih edecektir.

Finlandiya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Matti Pesu, şimdilik birleşik bir İskandinav blokunun Karadeniz çevresindeki gibi diğer ulus kümeleri için bir model teşkil edebileceğini belirtiyor. Trump döneminde transatlantik ittifak dağılırsa, modelin gelecek için bir sigorta poliçesi olarak da hizmet edebileceğini vurguluyor: ‘NATO işe yaramazsa bu, potansiyel bir B Planı.’

Bu yazı ilk kez 1 Mayıs 2025’te yayımlanmıştır.

Sune Engel Rasmussen’in The Wall Street Journal internet sitesinde yayımlanan “Sweden Has the Tanks. Finland Has the Troops. Welcome to the Pan-Nordic Army” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://www.wsj.com/world/europe/europe-nordic-military-defense-a5d5da5b

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Vikingler yeniden: İskandinav ülkeleri ordularını birleştiriyor

Rusya tehdidi karşısında NATO işe yaramazsa İskandinav ülkelerinin B planı ne? Bu ülkeler askerî anlamda nasıl bir yeniden yapılandırmaya ve işbirliğine gidiyorlar? Oluşturdukları model başka bölgelere de örnek olabilir mi?

Uzun zamandır tartışılan Avrupa’nın kendi güvenlik mimarisine sahip olması gerektiği görüşü, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve ABD’de Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesiyle yine gündemde. Afganistan, İran ve Kuzey Avrupa’yla ilgili konularda yazan gazeteci Sune Engel Rasmussen, The Wall Street Journal internet sitesinde yayımlanan yazısında, bahsi geçen iki tehdidin İskandinav ülkelerinin askerî gücü üzerindeki etkisini anlatıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Uzun yıllar boyunca İskandinav ülkeleri militarizmden çok barış çabaları ve rahat yaşam tarzlarıyla tanınıyordu. Şimdi, bu özelliklerini bir kenara bırakıyorlar. Avrupa’nın savunması için bir model olarak hem Rus saldırganlığına hem de Trump Beyaz Sarayı’nın belirsiz güvenlik garantilerine karşı koymak için askerî anlamda onlarca yıllık geri çekilmeyi tersine çevirme çabalarına öncülük ediyorlar.

Nüfuslarına göre Ukrayna’ya en fazla askerî yardım yapan Avrupa ülkeleri arasında yer alan dört ana İskandinav ülkesi, ABD’ye daha az bağımlı yeni bir bölgesel güvenlik mimarisi oluşturmak için adımlar attı.

Bu ülkelerden herhangi biri, Rusya ile askerî olarak tek başına mücadele etmekte zorlanırdı. Ancak bir araya geldiklerinde, İskandinavların ekonomisi Meksika’nınki kadar ve Rusya’nınkiyle neredeyse aynı büyüklükte. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasının ardından da güçlerinin bir kısmını birleştirdiler.

İsveç, denizaltılar, savaş tankları ve süpersonik jet avcı uçakları üreten gelişmiş bir savunma sanayiine sahip. Norveç’in, Kuzey Kutbu’nda deniz gözetleme ve savaş kabiliyetleri var. Finlandiya, Avrupa’da kişi başına düşen en büyük daimî ordulardan birini ve topçu kuvvetlerini barındırıyor. Danimarka’nın özel kuvvetleri ise Afganistan ve Irak’ın en tehlikeli bölgelerine konuşlanma konusunda onlarca yıllık deneyime sahip. (Beşinci İskandinav ülkesi İzlanda’nın daimî ordusu veya savunma sanayii bulunmuyor).

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nın Rusya ve Avrasya programı üyesi, ABD’nin eski istihbarat analisti Eric Ciaramella, ‘Almanya gibi tam entegre bir savunma-endüstri üssü geliştirmek için ekonomi ve kaynak potansiyeline sahip bölgesel bir grubunuz var, ancak tamamen farklı bir tehdit algısı ve siyasi iradeye sahipler’ diyor.

İskandinav ülkeleri tarihsel olarak kültürel bağlara sahip. Orta Çağ’da İskandinav Vikingleri Avrupa’nın her yerini sömürgeleştirip yağmalamakla kalmayıp Kuzey Amerika’ya ulaştılar. Yüzyıllar boyunca İskandinav ülkeleri kendi aralarında kanlı savaşlar yaptı, bölgesel güçler Danimarka ve İsveç toprak için savaştı ve kasaba meydanlarında birbirlerinin soylularını kafalarını kestiler. (…)

Şimdi, Rusya’nın geleceğe dair ciddi bir tehdit olduğunda birleşmeleri, bu ülkeleri modern tarihin hiçbir noktasında olmadığı kadar birbirine yakınlaştırdı. Nitekim bir süre önce yapılan bir Danimarka istihbarat değerlendirmesi, Rusya’nın üç ila beş yıl içinde bir veya daha fazla Avrupalı NATO ülkesine karşı büyük bir savaş başlatabileceğini belirtiyor ki bu görüş, diğer Batı başkentlerinden çok Baltık ülkelerini ilgilendiriyor.

NATO eski genel sekreteri ve şu anda Norveç’in maliye bakanı olan Jens Stoltenberg, ‘İskandinav ülkeleri, 1400’lerdeki Kalmar Birliği’nden bu yana ilk kez birleşik bir güvenlik politikasına sahip. Askerî işbirliklerini birkaç yüzyıldır görmediğimiz bir şekilde derinleştirmenin önemini fark ettiler’ diyor.

İskandinav ülkeleri hava kuvvetlerini birleştirerek 2023 yılında Ortak İskandinav Hava Komutanlığı’nı kurdular. Geçen yıl da İskandinav Savunma İşbirliği (Nordefco) kapsamında 2030’a kadar ortak savunma vizyonunu ortaya koydular. (…) Yeniden silahlanma ihtiyacı, Avrupa’nın Başkan Trump yönetimindeki ABD’ye olan güveninin azalmasıyla birlikte daha da arttı.

Bu gerçeklik en keskin haliyle, Trump’ın Danimarka toprağı olan Grönland’ı ilhak etmekle tehdit etmesinin ardından Avrupa’nın Trump ile karşı karşıya gelmesinin ön saflarında yer alan Kopenhag’da hissediliyor. (…) Danimarka’nın Şubat ayında Grönland da dahil olmak üzere önümüzdeki iki yıl boyunca askerî harcamaları yüzde 70 oranında artırma kararının ‘panik göstergesi’ olduğunu ifade eden Kraliyet Danimarka Savunma Koleji’nden doçent Peter Viggo Jakobsen, şunları söylüyor: ‘Danimarka zamanla yarışıyor, çünkü Amerikalılara olan inancımızı kaybettik. Kendimizi bu kadar şevkle İskandinav işbirliğine dahil etmemizin sebebi, kendimizi koruyamamamız. Ve eğer NATO bunu başaramazsa, İskandinavlar bir alternatiftir.’”

Kimlik dönüşümü

Yazar, her ne kadar küresel imajlarıyla çelişse de İskandinav ülkelerinin silahlanma çağrısının uzun zamandır devam ettiğini belirtiyor:

“Finlandiya, Avrupa’da kişi başına düşen en büyük silahlı kuvvetlerinden birine sahip. Haftalar içinde 280 bin asker seferber edebilir ve altı Fin’den neredeyse biri (900 bin kişi) yedek asker. Ülke genelindeki yeraltı sığınakları, nüfusun geri kalanını barındırabilir. Finlandiya şu anda antipersonel kara mayınlarını yasaklayan Ottawa Sözleşmesi’nden çekilmeyi düşünüyor.

İsveç, askerî inovasyonun motoru. Kısa pistlerde çalışmak ve Rus uçaklarına karşı koymak için tasarlanan JAS 39 Gripen jet avcı uçakları, Mart ayında ilk kez bir NATO gözetleme görevine katıldı. İsveç’in Stridsvagn 122’si dünyanın en gelişmiş savaş tanklarından; CV90’ı ise en iyi piyade savaş araçlarından.

Finlandiya ve İsveç’te zorunlu askerlik hizmeti var. İsveç’te askerlik hizmeti cinsiyet ayrımı gözetmiyor ve oldukça seçici; bu da onu seçkin bir uğraş haline getiriyor. Diğer Avrupa ülkeleri saflarını sıklaştırmak için mücadele ederken, İsveç’in silahlı kuvvetleri her yıl binlerce genci geri çeviriyor.

1,5 trilyon dolarlık dünyanın en büyük varlık fonunun sahibi olmasına ve Ukrayna savaşıyla artan enerji fiyatlarından kâr elde etmesine rağmen harcamalarının yetersiz olması nedeniyle uzun süredir eleştirilen Norveç, Kiev’e desteğini 2025 yılında 8 milyar doların üzerine çıkaracağını duyurdu.

Stoltenberg, ‘Bu, Ukrayna’ya destek olmak için daha fazlasını yapmamız gerektiğinin, ancak aynı zamanda NATO ülkeleri arasında daha adil bir yük paylaşımına ihtiyacımız olduğunun da bir göstergesidir’ diyor.

Danimarka, Avrupa’nın yeniden silahlanması için çağrıda bulunan en gür seslerden biri haline geldi. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen Mart ayında, Danimarka topraklarında nükleer silah bulundurma fikrini dışlamayacağını söyledi; bu, tarihi bir tutum değişimiydi. Tüm ağır silahlarını Ukrayna’ya bağışladıktan sonra, Kopenhag, Ukrayna hükümeti ile ülkenin nakit sıkıntısı çeken savunma şirketleri arasında, ülkenin değişen savaş alanı ihtiyaçlarına göre uyarlanmış silahlar üretmek için sözleşmeler yapmayı planlıyor ve bu yaklaşıma ‘Danimarka modeli’ deniyor.

Atlantik Konseyi adlı düşünce kuruluşunun Kuzey Avrupa direktörü Anna Wieslander, Ukrayna’nın kendi savunma sanayiini desteklemesinin, ABD’nin Ukrayna’nın NATO üyeliğini engellediği bir dönemde Rusya’ya karşı caydırıcılık sağlamanın sürdürülebilir bir yolu olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘Savunma sanayiimizi birbirine bağlamak çok güçlü bir mesaj.’

İskandinav ülkelerinin yolları gelecekte farklılaşabilir. Örneğin, Danimarka ve İsveç, Ukrayna’daki ateşkesin ardından bir barış gücü için asker göndermeye istekliyken, Rusya ile 830 mil sınırı olan Finlandiya, askerlerini muhtemelen evde tutmayı tercih edecektir.

Finlandiya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Matti Pesu, şimdilik birleşik bir İskandinav blokunun Karadeniz çevresindeki gibi diğer ulus kümeleri için bir model teşkil edebileceğini belirtiyor. Trump döneminde transatlantik ittifak dağılırsa, modelin gelecek için bir sigorta poliçesi olarak da hizmet edebileceğini vurguluyor: ‘NATO işe yaramazsa bu, potansiyel bir B Planı.’

Bu yazı ilk kez 1 Mayıs 2025’te yayımlanmıştır.

Sune Engel Rasmussen’in The Wall Street Journal internet sitesinde yayımlanan “Sweden Has the Tanks. Finland Has the Troops. Welcome to the Pan-Nordic Army” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://www.wsj.com/world/europe/europe-nordic-military-defense-a5d5da5b

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x