Suriye’de Beşşar Esed rejimi, Rusya ve İran’ın desteğiyle 9 yıldır süren iç savaşta üstünlüğü ele geçirmiş görünüyor. Ancak Suriye’de suların durulduğunu söylemek için erken. Alman Der Spiegel dergisi muhabiri Christoph Reuter konuyla ilgili kaleme aldığı detaylı analizde ülkede hem aşiretler arasında hem de Esed rejimine destek veren güçler arasında gerilimin arttığını yazdı. Analize göre, Beşşar Esed, en büyük destekçisi Rusya’nın desteğini yitirmiş olabilir.
Yazı, son aylarda Ortadoğu limanlarına uğrayan Suriye çıkışlı yük gemilerinde çok sayıda uyuşturucu yakalandığına dikkat çekerek başlıyor:
“Haşhaş, itinayla süt kutularında paketlenmiş olarak geldi. 19 bin kutudaki uyuşturucunun toplam ağırlığı 4 tondu. Mısır’ın Port Said Limanı gümrük memurları, malı nisan ayı ortasında bir gemide keşfetti. Suriye’den gelen kargonun varış adresi muhtemelen, iç savaşın bir sonraki adresi, Libya’ydı.
Suriye kaynaklı uyuşturucu, bölgedeki bir limanda ilk kez ortaya çıkmıyor. Aksine vakaların sayısı gittikçe artıyor. Dubai’de gümrük müfettişleri, sonuncusu ocak ayında olmak üzere, son zamanlarda çok sayıda Suriye çıkışlı yük gemisinde amfetamin hapı bulup el koydu. Suudi Arabistan’da gümrük memurları, nisan ayı sonunda muhtemelen Suriye laboratuvarlarında üretilmiş 45 milyon Captagon tableti buldu. Mallar çoğunlukla Esed ailesiyle bağlantısı olan bir Suriyeli şirketin ürettiği mate çayı ambalajları içinden çıktı.
Gemilerin hepsi İran’ın geçen sonbaharda kiraladığı Suriye’nin Akdeniz limanı Lazkiye’den geliyordu. Bulunan uyuşturucular, Suriye rejiminin ve Tahran’daki müttefiklerinin ne kadar umutsuzca gelir kaynağı aradığını gösteriyor. Ülke neredeyse beş kuruşsuz kaldı. Birleşmiş Milletler rakamlarına göre, insanların yüzde 80’i yoksulluk içinde yaşıyor; gayri safi yurt içi hasıla savaş öncesi seviyenin dörtte birine düştü. Ülkenin para biriminin değeri serbest düşüşte. Enflasyon sürekli artıyor ama ücretler yerinde sayıyor. İran yardım edemiyor, Rusya ise artık faturayı ödemek istemiyor.”
Hizbullah’ın uyuşturucu cenneti
Der Spiegel muhabiri Christoph Reuter’a göre, Suriye’de uyuşturucu ticaretinin başında İran destekli Hizbullah milisleri var ama Suriye ordusu ve Esed’e yakın isimler de işin içinde:
“Uyuşturucu ticareti, döviz kazanmak için geriye kalan az sayıda seçenekten biri… İran’ın Lübnan’daki uzantısı Hizbullah, Suriye’nin Kusayr şehri ve çevresini 2013 yılında ele geçirdi ve bölgeye giriş çıkışları sınırladı. Milisler, Captagon olarak bilinen düzinelerce küçük amfetamin hapını üretecek bir tesis inşa etti. Aynı zamanda, bölgede yaşayanları haşhaş ekimine zorladı.
Birçok kaynağa göre, Beşşar Esed’in küçük kardeşi ve Suriye ordusunun 4. bölümünün komutanı Mahir Esed, Kuseyr’in ve Lazkiye’deki Akdeniz limanına ulaşım yollarının güvenliğinin sorumluluğunu üzerine aldı. Mahir Esed’e bağlı kuvvetler, sayısı iyice azalan Suriye ordusunun hâlâ makul derecede muharip güce sahip iki biriminden biri ve ordunun içindeki İran yanlısı fraksiyonuna dâhil.
Diktatörün kuzeni olan Suriyeli milyarder iş insanı Rami Mahluf, uyuşturucunun kamufle edilmesi ve ihracatından sorumlu kişi. Mısır’da ortaya çıkan dört ton haşhaş, Mahluf’un sahibi olduğu Milkman şirketinin kullandığı kutular içine saklıydı. Mahluf, uyuşturucu ticareti ile ilgisi olduğu iddiasını reddediyor.”
“El-Harami” Facebook vidosuyla meydan okudu
Der Spiegel’e göre uyuşturucu ticaretinde birlikte hareket ediyor görünseler de Mahluf ile kuzeni Beşşar Esed arasında ciddi bir çatışma var:
“Dış dünyadan bakılırsa Esed, muazzam yıkım pahasına halkına karşı yürüttüğü 9 yıllık harekâtı kazandı. İçerden bakıldığında ise, süren terör ve ekonomik çöküş Esed’in hükümranlığının altını oyuyor. Esed’in ailesinin yakın çevresinde ise para ve güç mücadelesi artıyor.
İki aşiretin merkezinde Beşşar Esed ile iş insanı dayısının oğlu Rami Mahluf bulunuyor. Akraba olmalarına rağmen iki aşiret arasındaki tartışmanın bu kadar kızışmasının nedeni tarafların birbirinden hoşlanmaması… Yağmalanacak yeterince kaynak olduğu sürece iki aşiret birbirini tamamlıyor. Ancak bu iş birliği artık bitti.
Şimdi Suriye’nin en zengin adamı açık açık ülkenin en güçlü adamına saldırıyor. Zengin iş insanı Mahluf, 30 Nisan’da Facebook’ta bir video yayınladı ve “fesat makamlarca” kışkırtılmış vergi makamlarının kendisinden keyfi olarak yaklaşık 100 milyon dolar ödeme yapmasını istediğinden yakındı. Mahluf, birkaç gün sonra bir başka video daha yayınlayarak şikâyetini tekrarladı. Ayrıca, çalışanlarının Suriye istihbaratı tarafından tutuklanmakla tehdit edildiğini öfkeyle anlattı. Mahluf, vergi talebi ve tutuklama tehdidini “yasaların ve anayasanın ihlali” olarak niteledi ve “savaş sırasında güvenlik aygıtının en büyük destekçisi” olduğunu hatırlatıp “Sayın Cumhurbaşkanı buna izin vermeyin!” dedi.
Suriyelilerin “Rami el-Harami” lakabını taktığı Rami Mahluf, iç savaş başlamadan önce 5 milyar dolar serveti ile ülkenin en zengin kişisiydi. İç savaşta tüm rakiplerini yok ettirdi veya hapse attırdı. Son derece kârlı cep telefonu şirketi SyriaTel’in kontrolünü ele geçirdi. İnşaat ve petrol şirketlerinin sahibi ve hemen hemen değeri tüm şirketlerin hissedarı oldu.”
SyriaTel’den EsmaTel’e
Der Spiegel’e göre Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in eşi Esma Esed, iktidarını Rami Mahluf aleyhine artırıyor:
“Esed’in sorunu, iç savaş öncesi nüfusunun üçte ikisi Sünni Müslüman olan ülkede ailesinin iktidarını 50 yıldır (Nusayri) Alevi azınlığa dayandırması… Beşşar Esed’i Esed’in 1957’de hanedanın kurucusu Hafız el Esed ile evlenen annesi Anisa da güçlü (Nusayri) Alevi Mahluf ailesinden geliyor. Anne tarafı Beşşar Esed’in Londra’da tanıştığı Sünni bankacı Esma Esed ile 2000 yılında evlenmesini hiçbir zaman tasvip etmediler. (…)
Mahluf, 2011’de kurduğu “Bustan” adlı yardım vakfını silahlı militanlarla doldurdu. Çoğu memleketi Lazkiye’den olan bu silahlı militanların sayısı zamanla 20 bini buldu. Esed bu özel orduya karşı geçen sonbaharda harekete geçti. Bustan komutanına bir suikast girişiminden, araç filosunun kundaklanmasından ve onlarca saldırının ardından vakıf ve ordusu sessizliğe gömüldü.
Esma Esed’in şimdi Mahluf’un imparatorluğunun tahtını devralmaya hazırlandığı bildiriliyor: Sonbaharın başlarında Suriye Telekomünikasyon Kurumu yeni bir cep telefonu şirketinin yakında mevcut ağları devralacağını duyurdu. İsminin saklı tutulmasını isteyen bir kaynağa göre şirket Esma Esed’in ve “Esmatel” olarak adlandırılmayı hak ediyor.”
“Çatışma perde gerisinde sürecek”
Rami Mahluf’un videoları tehlikeli, hiçbir ölümlü Esed’in krallığında böyle bir şeyden kurtulamayacaktı. Ancak Facebook üzerinden yapılan bu hakaretlerinin ardında Mahluf’un sonunda hayatta kalmasını sağlayacak önlemleri olduğunu da kanıtlıyor. Mahluf’a göre, Esed imparatorluğunda gözden düşenlerin malum sonu şimdilik söz konusu değil: Kafanın arkasında birkaç mermi sıkılmış olmasına rağmen resmi kayıtlara intihar olarak geçmek… Bu videolardan sonra kimse intihara inanmaz.
Her halükarda, Mahluf, Şam yakınlarındaki Cafur’daki mülkünde kalmaya devam ediyor. Bununla birlikte, videoları kendisine sadık (Nusayri) Aleviler ya da Mahluf’tan maaş alan binlerce kişinin ayaklanmasına yol açmadı. (…) Bunda oğulları Instagram’da villa ve Ferrari koleksiyonuyla boy gösteren Mahluf’un fakirleşmiş (Nusayri) Aleviler nezdinde popülerliğini yitirmesinin de etkisi var.”
Rusya’da Esed eleştirileri arttı
Der Spiegel muhabiri Christoph Reuter’e göre, son dönemde Suriye kaynaklı uyuşturucu yüklerine baskınların artmasının ardında Rusya olabilir. Dergiye konuşan kaynaklara göre, İran’ın Suriye’den çıkmasını isteyen Rusya, askeri seçeneğe başvurmak yerine Tahran’ın Suriye’deki gelir kaynaklarını kurutmayı tercih ediyor:
“Rusya rejimin güçlenmesini ve sonunda barış anlaşmasının imzalanıp ülkenin yeniden imarı için gerekli paranın yurt dışından akmasını istiyor. Ama bunun için İranlıların ülkeden çıkması gerekiyor. İran ise Suriye’yi İsrail’e yönelik bir tehdit olarak kullanmaya devam etmek istiyor. Moskova, İran kontrolündeki birimlere askeri olarak saldırmaz, daha zarif bir yol arar. Tahran’daki müttefiklerinin uyuşturucu dâhil Suriye’deki gelir kaynaklarını kurutmak istiyor.
Uzun zamandır Rusların yasadışı malların ihracatına karşı hiçbir şeyleri yoktu. Ancak geçen yıl Suriyeli müfettişlere Mahir Esed’in sağ kolunun uyuşturucu ticareti bağlantısını soruşturulması talimatı verdiklerinde işler değişti. Bir tuğgeneral ve mafya lideri tedavülden kaldırıldı. Mahir, öldürülenlerin kendisi için en önemli kişiler olduğunu söyledi. Başkanın kardeşi o kadar öfkeliydi ki, İdlib harekatının ortasında komutası altındaki tüm birimleri cepheden çekti. Bu hareket Moskova’da iyi karşılanmadı. (…)
Moskova, sadık kaldıkları sürece tabasının ülke içindeki işkence, cinayet veya karanlık işlerine itiraz etmiyor. Ancak, Rusya’nın lütfuyla ayakta kalan bir diktatör sürekli nankörlük ediyor ve Kremlin’in planlarını engelliyorsa, işler farklılaşabilir.
Rusya’nın Rami Mahluf, Mahir Esed ve Hizbullah’tan oluşan uyuşturucu üçlüsüne aba altından sopa gösterdiğine kuşku yok. Uyuşturucu teslimatlarının ihbarlarla engellenmesi bunun bir göstergesi (…) Şam’da generaller, Rusların sabrının tükenmek üzere olduğu ülkeyi gelecekte kimin yönetmesi üzerinde düşünmeye başladıklarını konuşuyor.
Bu dedikodular Moskova’da Esed rejimine yönelik eleştirilerin artmasını anlamlı kılıyor. Rus medyasında nisan ayında Suriye rejiminde yolsuzlukların arttığına dair yazılar çıktı. Bir gazete ise yapılan ankette Suriyelilerin sadece yüzde 32’sinin bir sonraki seçimde Beşşar Esed’e oy vereceğini gösterdiğini yazdı. Rus devlet ajansı TASS’ta bir çıkan yorumda Esed’in “Suriye’yi iyi yönetemediği” ve “Moskova’yı yeni bir Afganistan bataklığına çekebileceği” ileri sürüldü (…) Eleştiriler, Rusya’da “Suriye’nin meşru devlet başkanı” olarak görülen Esed’in bir sabah ansızın cumhurbaşkanlığından olabileceği senaryosuna hazırlık olarak yorumlanabilir.”
Bu yazı ilk kez 21 Mayıs 2020’de yayımlanmıştır.