“Taliban’a direnişimiz şimdi başlıyor ama yardıma ihtiyacımız var”

Afgan direnişinin önemli isimlerinden babası Şah Mesud gibi, Taliban’a karşı savaşacağını Washington Post’taki makalesinde duyuran Ahmet Mesud “Özgürlük davasına yardımcı olmak için halen yapabileceğiniz çok şey var” diyerek Batı’dan destek istiyor.

1990’lı yıllarda Afganistan’da Taliban’a karşı direnişin en önemli komutanlarından olan Kuzey İttifakı lideri Ahmed Şah Mesud’un oğlu Ahmed Mesud, The Washington Post gazetesinde yayımlanan yazısında Taliban ile mücadelede ortak olarak gördüğü Batılı güçlere çağrı yapıyor.

Bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“1998 yılında ben 9 yaşındayken mücahitlerin komutanı babam Ahmed Şah Mesud, askerlerini Kuzey Afganistan’ın Penşir Vadisi’ndeki bir mağarada toplamıştı. Hepsi oturup, babamın arkadaşı Fransız filozof Bernard-Henri Lévy’nin konuşmasını dinlemişlerdi. Lévy ‘Kendi özgürlüğünüz için savaştığınızda, bizim özgürlüğümüz için de savaşmış olursunuz’ demişti.

Babam, Taliban rejimine karşı savaşırken bunu hiç unutmadı. 9 Eylül 2001’de Taliban ve El Kaide’nin emriyle öldürüldüğü ana kadar sadece Afganistan’ın kaderi için değil, aynı zamanda Batı için de savaşıyordu.

Şimdi bu ortak mücadele, vatanım için bu karanlık, gergin zamanlarda her zamankinden daha da önemli.

“Bu günün geleceğini biliyorduk, mücadele edeceğiz”

Bugün Penşir Vadisi’nden, Taliban’ı bir kez daha alt etmeye hazırlanan mücahit savaşçılarla birlikte babamın izinden gitmeye hazır olarak yazıyorum. Babamın zamanından beri sabırla topladığımız cephanemiz ve silahlarımız var, çünkü bu günün gelebileceğini biliyorduk.

Ayrıca, son 72 saat içinde Penşir’deki direnişe katılma çağrıma yanıt veren Afganların taşıdığı silahlar da var. Komutanlarının teslim olmasından bezmiş ve şimdi teçhizatlarıyla birlikte Penşir tepelerine doğru yol alan Afgan düzenli ordusundan askerlerimiz de var. Afgan Özel Kuvvetleri’nin eski üyeleri de mücadelemize katıldı.

Ama bu yeterli değil. Taliban savaş ağaları bir saldırı başlatırsa, elbette sağlam direnişimizle karşılaşacaklar. Tıpkı 20 yıl önce Ulusal Birleşik Cephe bayrağının dalgalandığı gibi, Ulusal Direniş Cephesi bayrağı da almaya çalıştıkları her mevzide dalgalanacak. Ancak askeri kuvvetlerimizin ve lojistiğin yeterli olmayacağını biliyoruz. Batı’daki dostlarımız bize gecikmeden bir tedarik yolu bulamazlarsa, bunlar hızla tükenecek. ABD ve müttefikleri savaş alanını terk etti, ancak Franklin D. Roosevelt’in ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’na girmesinden önce kuşatılmış İngilizlerin yardımına gelirken söylediği gibi Amerika hâlâ ‘büyük bir demokrasi cephaneliği’ olabilir.

Bu nedenle Afganistan’ın Batı’daki dostlarına, Washington ve New York’ta Kongre ve Biden yönetimi ile bizim aramızda aracılık yapmalarını rica ediyorum. Eğitimimi tamamladığım Londra’da ve bu baharda Champs-Élysées bahçelerinin bir patikasına adını vererek onurlandırdıkları babamın anısına Paris’te de bizim için aracılık etsinler.

Milyonlarca Afgan’ın değerlerinizi paylaştığını bilin. Kızların doktor olabileceği, basınımızın özgürce haber yapabileceği, gençlerimizin dans edip müzik dinleyebileceği ya da bir zamanlar Taliban tarafından infazlar için kullanılan stadyumlarda (yakında tekrar bunlar yaşanabilir) futbol maçlarına katılabilecekleri açık bir topluma sahip olmak için çok uzun süre savaştık.

“Daha fazla silaha ihtiyacımız var”

Taliban yalnızca Afgan halkı için bir sorun değil. Taliban kontrolü altında Afganistan, şüphesiz radikal İslamcı terörizmin patlama noktası olacak; demokrasilere karşı kumpaslar burada bir kez daha kurulacak.

Mücahit savaşçılarım ve ben, ne pahasına olursa olsun Afgan özgürlüğünün son kalesi olarak Penşir’i savunacağız. Moralimiz sağlam. Deneyimlerimizden, bizi neyin beklediğini biliyoruz.

Daha fazla silaha, daha fazla cephaneye ve daha fazla malzemeye ihtiyacımız var. (…)

Artık ortak idealler ve mücadelelerden oluşan uzun bir geçmişe sahibiz. Özgürlük davasına yardımcı olmak için halen yapabileceğiniz çok şey var. Siz bizim kalan tek umudumuzsunuz.”

Bu yazı ilk kez 20 Ağustos 2021’de yayımlanmıştır.

 

Ahmed Mesud’un The Washington Post’un internet sitesinde yayımlanan “The mujahideen resistance to the Taliban begins now. But we need help” başlıklı yazıdan öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://www.washingtonpost.com/opinions/2021/08/18/mujahideen-resistance-taliban-ahmad-massoud/?utm_medium=social&utm_source=twitter&utm_campaign=wp_main

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

“Taliban’a direnişimiz şimdi başlıyor ama yardıma ihtiyacımız var”

Afgan direnişinin önemli isimlerinden babası Şah Mesud gibi, Taliban’a karşı savaşacağını Washington Post’taki makalesinde duyuran Ahmet Mesud “Özgürlük davasına yardımcı olmak için halen yapabileceğiniz çok şey var” diyerek Batı’dan destek istiyor.

1990’lı yıllarda Afganistan’da Taliban’a karşı direnişin en önemli komutanlarından olan Kuzey İttifakı lideri Ahmed Şah Mesud’un oğlu Ahmed Mesud, The Washington Post gazetesinde yayımlanan yazısında Taliban ile mücadelede ortak olarak gördüğü Batılı güçlere çağrı yapıyor.

Bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“1998 yılında ben 9 yaşındayken mücahitlerin komutanı babam Ahmed Şah Mesud, askerlerini Kuzey Afganistan’ın Penşir Vadisi’ndeki bir mağarada toplamıştı. Hepsi oturup, babamın arkadaşı Fransız filozof Bernard-Henri Lévy’nin konuşmasını dinlemişlerdi. Lévy ‘Kendi özgürlüğünüz için savaştığınızda, bizim özgürlüğümüz için de savaşmış olursunuz’ demişti.

Babam, Taliban rejimine karşı savaşırken bunu hiç unutmadı. 9 Eylül 2001’de Taliban ve El Kaide’nin emriyle öldürüldüğü ana kadar sadece Afganistan’ın kaderi için değil, aynı zamanda Batı için de savaşıyordu.

Şimdi bu ortak mücadele, vatanım için bu karanlık, gergin zamanlarda her zamankinden daha da önemli.

“Bu günün geleceğini biliyorduk, mücadele edeceğiz”

Bugün Penşir Vadisi’nden, Taliban’ı bir kez daha alt etmeye hazırlanan mücahit savaşçılarla birlikte babamın izinden gitmeye hazır olarak yazıyorum. Babamın zamanından beri sabırla topladığımız cephanemiz ve silahlarımız var, çünkü bu günün gelebileceğini biliyorduk.

Ayrıca, son 72 saat içinde Penşir’deki direnişe katılma çağrıma yanıt veren Afganların taşıdığı silahlar da var. Komutanlarının teslim olmasından bezmiş ve şimdi teçhizatlarıyla birlikte Penşir tepelerine doğru yol alan Afgan düzenli ordusundan askerlerimiz de var. Afgan Özel Kuvvetleri’nin eski üyeleri de mücadelemize katıldı.

Ama bu yeterli değil. Taliban savaş ağaları bir saldırı başlatırsa, elbette sağlam direnişimizle karşılaşacaklar. Tıpkı 20 yıl önce Ulusal Birleşik Cephe bayrağının dalgalandığı gibi, Ulusal Direniş Cephesi bayrağı da almaya çalıştıkları her mevzide dalgalanacak. Ancak askeri kuvvetlerimizin ve lojistiğin yeterli olmayacağını biliyoruz. Batı’daki dostlarımız bize gecikmeden bir tedarik yolu bulamazlarsa, bunlar hızla tükenecek. ABD ve müttefikleri savaş alanını terk etti, ancak Franklin D. Roosevelt’in ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’na girmesinden önce kuşatılmış İngilizlerin yardımına gelirken söylediği gibi Amerika hâlâ ‘büyük bir demokrasi cephaneliği’ olabilir.

Bu nedenle Afganistan’ın Batı’daki dostlarına, Washington ve New York’ta Kongre ve Biden yönetimi ile bizim aramızda aracılık yapmalarını rica ediyorum. Eğitimimi tamamladığım Londra’da ve bu baharda Champs-Élysées bahçelerinin bir patikasına adını vererek onurlandırdıkları babamın anısına Paris’te de bizim için aracılık etsinler.

Milyonlarca Afgan’ın değerlerinizi paylaştığını bilin. Kızların doktor olabileceği, basınımızın özgürce haber yapabileceği, gençlerimizin dans edip müzik dinleyebileceği ya da bir zamanlar Taliban tarafından infazlar için kullanılan stadyumlarda (yakında tekrar bunlar yaşanabilir) futbol maçlarına katılabilecekleri açık bir topluma sahip olmak için çok uzun süre savaştık.

“Daha fazla silaha ihtiyacımız var”

Taliban yalnızca Afgan halkı için bir sorun değil. Taliban kontrolü altında Afganistan, şüphesiz radikal İslamcı terörizmin patlama noktası olacak; demokrasilere karşı kumpaslar burada bir kez daha kurulacak.

Mücahit savaşçılarım ve ben, ne pahasına olursa olsun Afgan özgürlüğünün son kalesi olarak Penşir’i savunacağız. Moralimiz sağlam. Deneyimlerimizden, bizi neyin beklediğini biliyoruz.

Daha fazla silaha, daha fazla cephaneye ve daha fazla malzemeye ihtiyacımız var. (…)

Artık ortak idealler ve mücadelelerden oluşan uzun bir geçmişe sahibiz. Özgürlük davasına yardımcı olmak için halen yapabileceğiniz çok şey var. Siz bizim kalan tek umudumuzsunuz.”

Bu yazı ilk kez 20 Ağustos 2021’de yayımlanmıştır.

 

Ahmed Mesud’un The Washington Post’un internet sitesinde yayımlanan “The mujahideen resistance to the Taliban begins now. But we need help” başlıklı yazıdan öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://www.washingtonpost.com/opinions/2021/08/18/mujahideen-resistance-taliban-ahmad-massoud/?utm_medium=social&utm_source=twitter&utm_campaign=wp_main

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x