Kutsallığını yitiren Putin koltuğa sarıldı

Rusya Lideri Vladimir Putin anayasayı değiştirtip 2036’ya kadar iktidarda kalmanın yolunu açtı. Ama o, Rusya’da artık dokunulmaz doğal lider olarak görülmüyor. İktidarı Kremlin’in yarattığı ‘alternatifsizlik’ algısına bağlı. Yine de onun gidişi büyük ihtimalle Rusya’ya demokrasi getirmeyecek.

Rusya’da bu yılın başında Aleksey Navalniy’in öncü olduğu protestolar çok konuşuldu. Pandeminin vurduğu ülkede ekonomik rahatsızlıklar da sürüyor. Ülkede sık sık protesto gösterileri patlak vermeye başladı. ABD’nin Syracuse Üniversitesi siyaset bilimi profesörlerinden olan ve Putinizmin Kodları (The Code of Putinism) kitabının yazarı Brian D. Taylor’a göre, son gelişmeler ‘Putinizm’in ömrünün sonlarına geldiğine işaret ama sonuçlar Batı’nın beklediği gibi olmayabilir:

“Açıkçası 2020 berbat bir yıldı. Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için tek bir parlak nokta vardı. Putin, 2024’te yeniden seçilmenin getirdiği yasal sınır olan “2024 sorununu” çözdü. Bunu, önceki dönem sınırını geçersiz kılan anayasal değişikliği zorlayarak, kendisi için özel olarak tasarlanmış özel bir hükümle yaptı. Yeni kurallar prensipte Putin’in 2036’ya kadar iktidarda kalmasına izin veriyor ve bu da onu Büyük Petro’dan bu yana en uzun süre hizmet veren Rus hükümdarı yapacak.

Elbette 2020 yılı Putin’in tam da istediği gibi gitmedi. Rusya’nın komşusu ve en büyük müttefiklerinden biri olan Belarus’taki büyük kitlesel eylemler, bölgedeki kişiselleştirilmiş otoriter rejimlerin kırılganlığını ortaya koydu. Rusya’nın bir zamanlar Putin’in başında olduğu Federal Güvenlik Servisi, Rus muhalif siyasetçi Aleksey Navalniy’e karşı başarısız bir suikast girişiminde bulundu. Yine de Putin 2020’de en büyük amacına ulaşmayı başardı.

Aksine, 2021 Putin için kötü başladı. Navalniy’nin Almanya’da iyileştikten sonra Rusya’ya dönüşü, vardığında tutuklanması ve ardından sahte suçlamalarla hapis cezası, son on yılın en büyük protestolarını başlattı. Milyonlarca Rus, Navalniy’nin Karadeniz kıyısındaki “Putin’in sarayıyla” ilgili YouTube’daki videosunu izledi. Şimdi 2020’nin ilk yarısının muzaffer anayasa reformu uzak bir anı gibi görünüyor.

Putin’in 2024 sorununa çözümü kendi çıkarına oldu, ancak aynı zamanda Rusya’nın siyasi ve ekonomik seçkinlerini rahatlatmak için tasarlandı. Güçlerini, servetlerini ve özgürlüklerini riske atabilecek potansiyel olarak hain bir halifelik krizinden korkuyorlardı. Putin’in planları konusundaki kaygı, 2018’de dördüncü dönemine yeniden seçilir seçilmez başlamıştı. Tek bir lider etrafında inşa edilen bir siyasi sistemde, 2024 sorunu kısa sürede Rusya’nın zengin ve güçlü sınıflarının ana saplantısı haline geldi.

(…) Putin’in halk desteği birkaç yıldır istikrarlı bir şekilde düşüyor. Putin’e olan güven tarihin en düşük seviyelerde. Bu, zayıf ekonomi ve kötü yönetimin bir sonucu: Putin, geçmiş başarıların hatıraları, istikrarsızlık korkusu, atalet ve en önemlisi bizzat Kremlin tarafından inşa edilmiş alternatif yoksunluğunun bir bileşimi sayesinde halk desteğini ayakta tutuyor.”

Tek adam rejimlerinin riski

Yazar, Putin’in ilk döneminde sık sık devlet başkanlığı görev süresinin uzatılması için anayasanın değiştirilmesine karşı olduğunu tekrarladığını hatırlatıyor. Ancak “Dimitri Medvedev Formülü” ile 2018’de tekrar Kremlin’in baş koltuğuna oturup görev süresini 6 yıla çıkarttığını da hemen belirtiyor. Prof. Taylor’a göre, bu Rus liderin en büyük hatası olarak öne çıkıyor:

“Anayasayı belirli yöneticilere uyacak şekilde değiştirmenin tehlikelerine karşı uyaran 2005’teki Putin haklıydı. Anlamlı siyasi istikrar, bir hükümdarı on yıllar boyunca iktidarda tutarak değil, büyük bir travma olmaksızın liderliğin el değiştirdiği bir sistem inşa ederek elde edilir. Düzenli ve barışçıl güç transferleri yapmış olan ülkeler bile, (…) veraset travmasına karşı bağışık değildir. Tek adam rejimleri daha da fazla risk altındadır.

“Putin’in yeni anayasası ona başka zorluklara karşı bağışıklık kazandırmadı. Navalniy bunu açıkça ortaya koydu. Putin’in 2036’ya kadar iktidarını pekiştirdiği iddiaları yanlış. Özgür ve adil olmasalar bile yerel, bölgesel ve ulusal seçimlerde sandıkta meydan okumalarla karşı karşıya kalacak. Rus interneti de siyasi bilgi için önemli bir kaynak olarak hızla büyüyor. Ayrıca Rus halkı bir dizi ekonomik, sosyal ve politik sorunu protesto etmek için giderek daha fazla sokağa iniyor. Zorba yönetime demokratik bir meşruiyet havası vermek için tasarlanmış sahte bir halk oylaması, yolsuzluk, tepkisiz bir devlet ve ekonomik durgunluktan kaynaklanan toplumsal rahatsızlıkları ortadan kaldırmayacaktır.”

Putin artık ‘kutsal’ değil

Yazar, halk oylamasının “Putin’in iktidarını meşrulaştırmak” ve “rakiplerine karşı koz elde etmek” için uydurulmuş “otoriter rejimlerinin standart davranış biçimi” olduğunu öne sürüyor. Prof. Taylor, yine de Putin 2014’te Kırım’ın ilhakıyla doruğa ulaşan “Rus topraklarını yeniden bir araya getiren yüce lider” imajının hayli yıprandığı görüşünde:

“(…) Putin, Rus analistlerin dediği gibi son birkaç yıldır ‘kutsallıktan arındırılmış’ hale getirildi. Yedi yıldır düşen yaşam standartları ve 2018’de pek rağbet görmeyen emeklilik yaşını yükseltme kararı onu dünyevileştirdi. Putin’in on yıllık ekonomik durgunluğu sona erdirmek için tutarlı fikri kalmazken Rusya’nın COVID-19 pandemisine karşı mücadelesine liderlik etmeye pek ilgi göstermedi (…) Bu nedenle, referandum ve yeni anayasanın Putin’i kişisel rejimine karşı devam eden meydan okumalardan koruması mümkün değil. Onun otoritesi, (…) seçimlerden değil, hem seçkinler hem de ortalama vatandaşlar arasında başka bir alternatifin olmadığı ve büyük bir Rusya’nın Büyük Putin tarafından yönetilmesi gerektiğine dair dikkatlice yönetilen bir algıya dayanıyor.”

Putin’in gitmesini beklerken…

“Gözlemciler, Putin’in 2036’ya kadar hüküm sürmeyi planlayıp planlamadığını bilmiyor ve o da bilmiyor olabilir. Yeni anayasa, 2024 ve potansiyel olarak 2030’da tekrar aday olmasını yasal hale getiriyor ama buna gerek yok. Bazı akademisyenler, değişikliklerin asıl amacının, (…) Putin’in kontrolünü zayıflatan topal ördek senaryosunu önlemek olduğunu iddia ediyor ki Putin’in kendisi de bunu öne sürüyor.

Putin’in iktidardan uzaklaşmak için pek çok fırsatı oldu ama o tutunmaya devam ediyor. O, Rus siyasetinde Godot’nun tersidir: Diğer aktörler sürekli olarak onun ne zaman ayrılacağını konuşurlar ama o, her perdenin sonunda ana sahnede kalır. Putin, Rusya’yı tehlikeli bir uluslararası düzene yönlendirmek için en nitelikli kişi olduğuna inanıyor. Geçen yılın Aralık ayında düzenlediği maraton basın toplantısında, 2024 kararını “ülkenin iyiliği için” aldığını söyledi.

Bu arada, yurtiçinde Putinizm artık daha kırılgan görünüyor. Düşen yaşam standartları ve ekonomik durgunluk (…) kalıcı sorunlar haline geldi. Rus istatistik kurumu Şubat ayında, ülkede 2020’de 162 binden fazla kişinin COVID-19 nedeniyle öldüğünü bildirdi. (…) Bu rakam resmî sayıdan 100 bin daha fazlaydı. Rusya’nın yıl boyunca ölü sayısı uzun yıllar ortalamasının 323 binin üzerindeydi, bu nedenle yeni rakamlar bile eksik olabilir. Bu ürkütücü rakamlar Putin’in, Rusya’nın pandemiyle mücadelesinin diğer ülkelerdekinden daha iyi olduğu yönünde sık sık dile getirdiği iddiaları baltalıyor.

Devletin baskı ve kısıtlamalarına rağmen, son yıllardaki protestolardaki artış (…) göze çarpıyor. (…) Moskova 2019’da, hükümetin muhalif adayları yerel parlamento seçimlerinin dışında bırakmasının ardından son 10 yılın en büyük protestolarına tanık oldu (…) Rusya genelinde de çöplükler ve imar kararları gibi yerel konularda bürokratik aptallıklara tepki olarak düzenlenen protestolar arttı. Temmuz 2020’de, ülkenin en doğusundaki Habarovsk’ta, federal hükümetin bölge valisini tutuklamasını kent tarihinin en büyük protestolarına neden oldu. Ocak 2021’de Navalny’nin tutuklanmasının ardından düzenlenen protestolar Rusya genelinde yaklaşık 200 şehir ve kasabaya yayıldı ve halkın yolsuzluk, devletin kanun tanımazlığı ve düşen yaşam standartlarına yönelik öfkesinin (…) birçok yerde var olduğunu gösterdi.

Halk ayaklanması uzak ihtimal

Olan bitenler Putin’in yakın bir halk isyanı riski altında olduğu anlamına gelmez. O hâlâ gizli polis ve 2016’da oluşturulan ve korkutucu çevik kuvvet polisini kontrol eden koruma gücü Rosgvardiya da dahil olmak üzere devletin güvenlik güçleri üzerinde güçlü bir denetime sahip. (…) Üstelik Rusya’daki siyasi ve ekonomik elitler, kitlelerle aynı konumdadır. Putin, güç ve zenginliğin en önemli araçlarını kontrol ediyor. Rejim yekpare olmaktan çok uzak ama Putin’e karşı en kuşkucu yaklaşan elitler bile yeni bir lider geldiğinde servetlerinin riske gireceğinden endişe duyuyor olabilir. (…)

Diktatörler çoğu zaman iktidarlarının zayıfladığını hata yaptıklarında görürler. Siyaset bilimci Daniel Treisman’ın iddia ettiği gibi, kötü bilgi, kibir, yanlış hesaplama veya başka bir hata nedeniyle yanlış yolu seçebilirler. Bu durum, geçen yıl Beyaz Rusya Lideri Alexander Lukashenko’nun Sviatlana Tsikhanouskaya’ya halk desteğini ve Belarus toplumunun protesto kapasitesini hafife aldığında açıkça görüldü. Lukashenko şimdiye kadar iktidarı elinde tutmayı başarsa da, rejimi istikrarsızlığını sürdürüyor. Güvenlik birimlerinin yerleşik önyargılarla hazırladığı raporlara bel bağladığına dair haberler göz önüne alındığında, Putin de benzer hatalara açık olabilir.

Hem Beyaz Rusya hem de Rusya’daki protestolardan çıkan en önemli sonuç, Putin’in 2024 sorununu hiç de çözmüş olmamasıdır. Artık yasal olarak tekrar aday olabilmesi, yeniden seçilmesinin çocuk oyuncağı olacağı anlamına gelmez. Kutsallığını yitirmiş Putin’e, devlet televizyonunu kontrolü altında tutmak ve kendisine meydan okuyan tehlikeli kişileri uzak tutmak için seçim manipülasyonları yeterli olmayabilir. Dolandırıcılık ve baskı da muhtemelen gerekli olacak ama bunlar her zaman işe yaramıyor. Putin’e halk desteği devam ederse, elit kesimden bazıları da rejimi kurtarmanın zirvede yeni bir yüz gerektirdiği sonucuna varabilir.

Putin’in kişisel otokrasisi, bir ülke ekonomisinin ve toplumunun siyasi sistemi üzerindeki etkisine dair iki çelişkili teoriyi test ediyor. Bir yandan bugün Rusya, görece zengin bir ülke için alışılmadık derecede otoriterdir. 2018 Dünya Kupası sırasında, Rus toplumu hakkındaki tek bilgisi Sovyet kıtlığı ve Sovyet sonrası mafya savaşları hakkındaki belirsiz izlenimlerle Rusya’ya giden birçok Batılı, barlar, kafeler, uluslararası mutfaklar (…) aynı moda markalarıyla canlı şehirler bulunca şaşırmıştı. Modernleşme teorisi olarak bilinen ekonomik gelişme ile demokratik siyaset arasındaki bağlantı otomatik değildir ama Rusya hala bir istisnadır.

Öte yandan Rusya bazı yönlerden, küçük bir seçkinler zümresinin hidrokarbon ihracatından rant elde ettiği ve halkın sınırlı siyasi hakka sahip olduğu diğer otoriter petro-devletlere benziyor. Rejim, hem istihbarat hem de emniyet güçlerini iyi maaşlar verip hem de özel sektörü haraca bağlamasın izin vererek kendi yanında tutuyor. Orta sınıfa benzeyen bir şey olsa da, Rusya’daki orta sınıf, küçük işletme girişimcilerden değil, maaşlı devlet memurlarından oluşuyor.

Nihayetinde, çağdaş Rusya bu iki teorinin tarafsız bir testi değildir. Aşırı devlet başkancı siyasi sistemde çoğu şey onun üst düzey yöneticisine bağlıdır. Putin’in düzen aşkı, istikrarsızlık korkusu, ABD’den kuşku duyması ve halk devrimlerine duyduğu nefret, onur ve siyasi temsilci arayan sosyal güçleri, rejimini baltalamak ve Rusya’yı zayıflatmak için Batılı bir komplonun habercisi olarak görmesi anlamına geliyordu. Örneğin Navalny’ye karşı düşmanlığı, muhalefet liderinin kendisine karşı gizli bir Amerikan harekatının parçası olduğuna dair paranoyak şüphelerden kaynaklanıyor gibi görünüyor. Kısa vadede, Putin’in tercihleri, altta yatan tüm ekonomik güçleri gölgede bırakıyor.”

Putin sonrası demokrasi de uzak ihtimal

Brian D. Taylor, iktidarını 2024 sonrasında uzattığı takdirde Rusya ile ABD arasında gerginliğin daha da artabileceği uyarısında bulunduktan sonra aksi durumun yani Putin döneminin sona ermesinin de Rusya’ya demokrasiyi otomatik olarak getirmeyeceğini söylüyor:

“Kişisel otoriter rejimler, ister elitlerin devrilmesi ister kitlesel ayaklanmalar yoluyla olsun, genellikle şaşırtıcı şekillerde çökerler. Putin sonrası dönem geldiğinde, ABD bunun zorunlu olarak demokratik bir atılımı müjdelediğini varsaymamalı. Tarihsel olarak, kişisel bir rejimin sonu genellikle başka bir otoriter hükümete götürür. Yine de, geçen yüzyılda Rusya ve Sovyetler Birliği’ndeki neredeyse her liderlik değişikliği, iç ve dış politikada büyük değişikliklere yol açtı. Aynı şey muhtemelen Putin’den sonra da geçerli olacak.

Putin günlerinin sonuna kadar iktidarda kalabilir, yerine geçecek kişiyi seçebilir veya beklenmedik bir şekilde düşebilir. Bunun ne zaman ve nasıl olacağını tahmin etmek güç. Ama (…) Putin’in mutlak güce sahip olduğunu ve konumunu sonsuza kadar koruyacağını varsayılmamalıdır. Bunun tersi daha olası görünüyor. Putin, oyunun kurallarını kendi çıkarına sürekli olarak yeniden düzenleyerek istikrarsız bir iç siyasi düzen yarattı.”

Bu yazı ilk kez 15 Nisan 2021’de yayımlanmıştır.

 

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Kutsallığını yitiren Putin koltuğa sarıldı

Rusya Lideri Vladimir Putin anayasayı değiştirtip 2036’ya kadar iktidarda kalmanın yolunu açtı. Ama o, Rusya’da artık dokunulmaz doğal lider olarak görülmüyor. İktidarı Kremlin’in yarattığı ‘alternatifsizlik’ algısına bağlı. Yine de onun gidişi büyük ihtimalle Rusya’ya demokrasi getirmeyecek.

Rusya’da bu yılın başında Aleksey Navalniy’in öncü olduğu protestolar çok konuşuldu. Pandeminin vurduğu ülkede ekonomik rahatsızlıklar da sürüyor. Ülkede sık sık protesto gösterileri patlak vermeye başladı. ABD’nin Syracuse Üniversitesi siyaset bilimi profesörlerinden olan ve Putinizmin Kodları (The Code of Putinism) kitabının yazarı Brian D. Taylor’a göre, son gelişmeler ‘Putinizm’in ömrünün sonlarına geldiğine işaret ama sonuçlar Batı’nın beklediği gibi olmayabilir:

“Açıkçası 2020 berbat bir yıldı. Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için tek bir parlak nokta vardı. Putin, 2024’te yeniden seçilmenin getirdiği yasal sınır olan “2024 sorununu” çözdü. Bunu, önceki dönem sınırını geçersiz kılan anayasal değişikliği zorlayarak, kendisi için özel olarak tasarlanmış özel bir hükümle yaptı. Yeni kurallar prensipte Putin’in 2036’ya kadar iktidarda kalmasına izin veriyor ve bu da onu Büyük Petro’dan bu yana en uzun süre hizmet veren Rus hükümdarı yapacak.

Elbette 2020 yılı Putin’in tam da istediği gibi gitmedi. Rusya’nın komşusu ve en büyük müttefiklerinden biri olan Belarus’taki büyük kitlesel eylemler, bölgedeki kişiselleştirilmiş otoriter rejimlerin kırılganlığını ortaya koydu. Rusya’nın bir zamanlar Putin’in başında olduğu Federal Güvenlik Servisi, Rus muhalif siyasetçi Aleksey Navalniy’e karşı başarısız bir suikast girişiminde bulundu. Yine de Putin 2020’de en büyük amacına ulaşmayı başardı.

Aksine, 2021 Putin için kötü başladı. Navalniy’nin Almanya’da iyileştikten sonra Rusya’ya dönüşü, vardığında tutuklanması ve ardından sahte suçlamalarla hapis cezası, son on yılın en büyük protestolarını başlattı. Milyonlarca Rus, Navalniy’nin Karadeniz kıyısındaki “Putin’in sarayıyla” ilgili YouTube’daki videosunu izledi. Şimdi 2020’nin ilk yarısının muzaffer anayasa reformu uzak bir anı gibi görünüyor.

Putin’in 2024 sorununa çözümü kendi çıkarına oldu, ancak aynı zamanda Rusya’nın siyasi ve ekonomik seçkinlerini rahatlatmak için tasarlandı. Güçlerini, servetlerini ve özgürlüklerini riske atabilecek potansiyel olarak hain bir halifelik krizinden korkuyorlardı. Putin’in planları konusundaki kaygı, 2018’de dördüncü dönemine yeniden seçilir seçilmez başlamıştı. Tek bir lider etrafında inşa edilen bir siyasi sistemde, 2024 sorunu kısa sürede Rusya’nın zengin ve güçlü sınıflarının ana saplantısı haline geldi.

(…) Putin’in halk desteği birkaç yıldır istikrarlı bir şekilde düşüyor. Putin’e olan güven tarihin en düşük seviyelerde. Bu, zayıf ekonomi ve kötü yönetimin bir sonucu: Putin, geçmiş başarıların hatıraları, istikrarsızlık korkusu, atalet ve en önemlisi bizzat Kremlin tarafından inşa edilmiş alternatif yoksunluğunun bir bileşimi sayesinde halk desteğini ayakta tutuyor.”

Tek adam rejimlerinin riski

Yazar, Putin’in ilk döneminde sık sık devlet başkanlığı görev süresinin uzatılması için anayasanın değiştirilmesine karşı olduğunu tekrarladığını hatırlatıyor. Ancak “Dimitri Medvedev Formülü” ile 2018’de tekrar Kremlin’in baş koltuğuna oturup görev süresini 6 yıla çıkarttığını da hemen belirtiyor. Prof. Taylor’a göre, bu Rus liderin en büyük hatası olarak öne çıkıyor:

“Anayasayı belirli yöneticilere uyacak şekilde değiştirmenin tehlikelerine karşı uyaran 2005’teki Putin haklıydı. Anlamlı siyasi istikrar, bir hükümdarı on yıllar boyunca iktidarda tutarak değil, büyük bir travma olmaksızın liderliğin el değiştirdiği bir sistem inşa ederek elde edilir. Düzenli ve barışçıl güç transferleri yapmış olan ülkeler bile, (…) veraset travmasına karşı bağışık değildir. Tek adam rejimleri daha da fazla risk altındadır.

“Putin’in yeni anayasası ona başka zorluklara karşı bağışıklık kazandırmadı. Navalniy bunu açıkça ortaya koydu. Putin’in 2036’ya kadar iktidarını pekiştirdiği iddiaları yanlış. Özgür ve adil olmasalar bile yerel, bölgesel ve ulusal seçimlerde sandıkta meydan okumalarla karşı karşıya kalacak. Rus interneti de siyasi bilgi için önemli bir kaynak olarak hızla büyüyor. Ayrıca Rus halkı bir dizi ekonomik, sosyal ve politik sorunu protesto etmek için giderek daha fazla sokağa iniyor. Zorba yönetime demokratik bir meşruiyet havası vermek için tasarlanmış sahte bir halk oylaması, yolsuzluk, tepkisiz bir devlet ve ekonomik durgunluktan kaynaklanan toplumsal rahatsızlıkları ortadan kaldırmayacaktır.”

Putin artık ‘kutsal’ değil

Yazar, halk oylamasının “Putin’in iktidarını meşrulaştırmak” ve “rakiplerine karşı koz elde etmek” için uydurulmuş “otoriter rejimlerinin standart davranış biçimi” olduğunu öne sürüyor. Prof. Taylor, yine de Putin 2014’te Kırım’ın ilhakıyla doruğa ulaşan “Rus topraklarını yeniden bir araya getiren yüce lider” imajının hayli yıprandığı görüşünde:

“(…) Putin, Rus analistlerin dediği gibi son birkaç yıldır ‘kutsallıktan arındırılmış’ hale getirildi. Yedi yıldır düşen yaşam standartları ve 2018’de pek rağbet görmeyen emeklilik yaşını yükseltme kararı onu dünyevileştirdi. Putin’in on yıllık ekonomik durgunluğu sona erdirmek için tutarlı fikri kalmazken Rusya’nın COVID-19 pandemisine karşı mücadelesine liderlik etmeye pek ilgi göstermedi (…) Bu nedenle, referandum ve yeni anayasanın Putin’i kişisel rejimine karşı devam eden meydan okumalardan koruması mümkün değil. Onun otoritesi, (…) seçimlerden değil, hem seçkinler hem de ortalama vatandaşlar arasında başka bir alternatifin olmadığı ve büyük bir Rusya’nın Büyük Putin tarafından yönetilmesi gerektiğine dair dikkatlice yönetilen bir algıya dayanıyor.”

Putin’in gitmesini beklerken…

“Gözlemciler, Putin’in 2036’ya kadar hüküm sürmeyi planlayıp planlamadığını bilmiyor ve o da bilmiyor olabilir. Yeni anayasa, 2024 ve potansiyel olarak 2030’da tekrar aday olmasını yasal hale getiriyor ama buna gerek yok. Bazı akademisyenler, değişikliklerin asıl amacının, (…) Putin’in kontrolünü zayıflatan topal ördek senaryosunu önlemek olduğunu iddia ediyor ki Putin’in kendisi de bunu öne sürüyor.

Putin’in iktidardan uzaklaşmak için pek çok fırsatı oldu ama o tutunmaya devam ediyor. O, Rus siyasetinde Godot’nun tersidir: Diğer aktörler sürekli olarak onun ne zaman ayrılacağını konuşurlar ama o, her perdenin sonunda ana sahnede kalır. Putin, Rusya’yı tehlikeli bir uluslararası düzene yönlendirmek için en nitelikli kişi olduğuna inanıyor. Geçen yılın Aralık ayında düzenlediği maraton basın toplantısında, 2024 kararını “ülkenin iyiliği için” aldığını söyledi.

Bu arada, yurtiçinde Putinizm artık daha kırılgan görünüyor. Düşen yaşam standartları ve ekonomik durgunluk (…) kalıcı sorunlar haline geldi. Rus istatistik kurumu Şubat ayında, ülkede 2020’de 162 binden fazla kişinin COVID-19 nedeniyle öldüğünü bildirdi. (…) Bu rakam resmî sayıdan 100 bin daha fazlaydı. Rusya’nın yıl boyunca ölü sayısı uzun yıllar ortalamasının 323 binin üzerindeydi, bu nedenle yeni rakamlar bile eksik olabilir. Bu ürkütücü rakamlar Putin’in, Rusya’nın pandemiyle mücadelesinin diğer ülkelerdekinden daha iyi olduğu yönünde sık sık dile getirdiği iddiaları baltalıyor.

Devletin baskı ve kısıtlamalarına rağmen, son yıllardaki protestolardaki artış (…) göze çarpıyor. (…) Moskova 2019’da, hükümetin muhalif adayları yerel parlamento seçimlerinin dışında bırakmasının ardından son 10 yılın en büyük protestolarına tanık oldu (…) Rusya genelinde de çöplükler ve imar kararları gibi yerel konularda bürokratik aptallıklara tepki olarak düzenlenen protestolar arttı. Temmuz 2020’de, ülkenin en doğusundaki Habarovsk’ta, federal hükümetin bölge valisini tutuklamasını kent tarihinin en büyük protestolarına neden oldu. Ocak 2021’de Navalny’nin tutuklanmasının ardından düzenlenen protestolar Rusya genelinde yaklaşık 200 şehir ve kasabaya yayıldı ve halkın yolsuzluk, devletin kanun tanımazlığı ve düşen yaşam standartlarına yönelik öfkesinin (…) birçok yerde var olduğunu gösterdi.

Halk ayaklanması uzak ihtimal

Olan bitenler Putin’in yakın bir halk isyanı riski altında olduğu anlamına gelmez. O hâlâ gizli polis ve 2016’da oluşturulan ve korkutucu çevik kuvvet polisini kontrol eden koruma gücü Rosgvardiya da dahil olmak üzere devletin güvenlik güçleri üzerinde güçlü bir denetime sahip. (…) Üstelik Rusya’daki siyasi ve ekonomik elitler, kitlelerle aynı konumdadır. Putin, güç ve zenginliğin en önemli araçlarını kontrol ediyor. Rejim yekpare olmaktan çok uzak ama Putin’e karşı en kuşkucu yaklaşan elitler bile yeni bir lider geldiğinde servetlerinin riske gireceğinden endişe duyuyor olabilir. (…)

Diktatörler çoğu zaman iktidarlarının zayıfladığını hata yaptıklarında görürler. Siyaset bilimci Daniel Treisman’ın iddia ettiği gibi, kötü bilgi, kibir, yanlış hesaplama veya başka bir hata nedeniyle yanlış yolu seçebilirler. Bu durum, geçen yıl Beyaz Rusya Lideri Alexander Lukashenko’nun Sviatlana Tsikhanouskaya’ya halk desteğini ve Belarus toplumunun protesto kapasitesini hafife aldığında açıkça görüldü. Lukashenko şimdiye kadar iktidarı elinde tutmayı başarsa da, rejimi istikrarsızlığını sürdürüyor. Güvenlik birimlerinin yerleşik önyargılarla hazırladığı raporlara bel bağladığına dair haberler göz önüne alındığında, Putin de benzer hatalara açık olabilir.

Hem Beyaz Rusya hem de Rusya’daki protestolardan çıkan en önemli sonuç, Putin’in 2024 sorununu hiç de çözmüş olmamasıdır. Artık yasal olarak tekrar aday olabilmesi, yeniden seçilmesinin çocuk oyuncağı olacağı anlamına gelmez. Kutsallığını yitirmiş Putin’e, devlet televizyonunu kontrolü altında tutmak ve kendisine meydan okuyan tehlikeli kişileri uzak tutmak için seçim manipülasyonları yeterli olmayabilir. Dolandırıcılık ve baskı da muhtemelen gerekli olacak ama bunlar her zaman işe yaramıyor. Putin’e halk desteği devam ederse, elit kesimden bazıları da rejimi kurtarmanın zirvede yeni bir yüz gerektirdiği sonucuna varabilir.

Putin’in kişisel otokrasisi, bir ülke ekonomisinin ve toplumunun siyasi sistemi üzerindeki etkisine dair iki çelişkili teoriyi test ediyor. Bir yandan bugün Rusya, görece zengin bir ülke için alışılmadık derecede otoriterdir. 2018 Dünya Kupası sırasında, Rus toplumu hakkındaki tek bilgisi Sovyet kıtlığı ve Sovyet sonrası mafya savaşları hakkındaki belirsiz izlenimlerle Rusya’ya giden birçok Batılı, barlar, kafeler, uluslararası mutfaklar (…) aynı moda markalarıyla canlı şehirler bulunca şaşırmıştı. Modernleşme teorisi olarak bilinen ekonomik gelişme ile demokratik siyaset arasındaki bağlantı otomatik değildir ama Rusya hala bir istisnadır.

Öte yandan Rusya bazı yönlerden, küçük bir seçkinler zümresinin hidrokarbon ihracatından rant elde ettiği ve halkın sınırlı siyasi hakka sahip olduğu diğer otoriter petro-devletlere benziyor. Rejim, hem istihbarat hem de emniyet güçlerini iyi maaşlar verip hem de özel sektörü haraca bağlamasın izin vererek kendi yanında tutuyor. Orta sınıfa benzeyen bir şey olsa da, Rusya’daki orta sınıf, küçük işletme girişimcilerden değil, maaşlı devlet memurlarından oluşuyor.

Nihayetinde, çağdaş Rusya bu iki teorinin tarafsız bir testi değildir. Aşırı devlet başkancı siyasi sistemde çoğu şey onun üst düzey yöneticisine bağlıdır. Putin’in düzen aşkı, istikrarsızlık korkusu, ABD’den kuşku duyması ve halk devrimlerine duyduğu nefret, onur ve siyasi temsilci arayan sosyal güçleri, rejimini baltalamak ve Rusya’yı zayıflatmak için Batılı bir komplonun habercisi olarak görmesi anlamına geliyordu. Örneğin Navalny’ye karşı düşmanlığı, muhalefet liderinin kendisine karşı gizli bir Amerikan harekatının parçası olduğuna dair paranoyak şüphelerden kaynaklanıyor gibi görünüyor. Kısa vadede, Putin’in tercihleri, altta yatan tüm ekonomik güçleri gölgede bırakıyor.”

Putin sonrası demokrasi de uzak ihtimal

Brian D. Taylor, iktidarını 2024 sonrasında uzattığı takdirde Rusya ile ABD arasında gerginliğin daha da artabileceği uyarısında bulunduktan sonra aksi durumun yani Putin döneminin sona ermesinin de Rusya’ya demokrasiyi otomatik olarak getirmeyeceğini söylüyor:

“Kişisel otoriter rejimler, ister elitlerin devrilmesi ister kitlesel ayaklanmalar yoluyla olsun, genellikle şaşırtıcı şekillerde çökerler. Putin sonrası dönem geldiğinde, ABD bunun zorunlu olarak demokratik bir atılımı müjdelediğini varsaymamalı. Tarihsel olarak, kişisel bir rejimin sonu genellikle başka bir otoriter hükümete götürür. Yine de, geçen yüzyılda Rusya ve Sovyetler Birliği’ndeki neredeyse her liderlik değişikliği, iç ve dış politikada büyük değişikliklere yol açtı. Aynı şey muhtemelen Putin’den sonra da geçerli olacak.

Putin günlerinin sonuna kadar iktidarda kalabilir, yerine geçecek kişiyi seçebilir veya beklenmedik bir şekilde düşebilir. Bunun ne zaman ve nasıl olacağını tahmin etmek güç. Ama (…) Putin’in mutlak güce sahip olduğunu ve konumunu sonsuza kadar koruyacağını varsayılmamalıdır. Bunun tersi daha olası görünüyor. Putin, oyunun kurallarını kendi çıkarına sürekli olarak yeniden düzenleyerek istikrarsız bir iç siyasi düzen yarattı.”

Bu yazı ilk kez 15 Nisan 2021’de yayımlanmıştır.

 

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x