Jürgen Klopp; 56 yaşındaki Alman teknik adam, dünya futbolunun en sevilen karakterlerinden biri. Bunun birçok sebebi var. İflastan kurtulan Borussia Dortmund’u Bundesliga’da şampiyon yapması ve istikrara kavuşturması bir sebep olabilir mesela. Sonrasında başarıya hasret kalan Liverpool’a gidip kupa koleksiyonlarına devam etmesini de söyleyebiliriz. Saha kenarındaki sempatik tavırları, soyunma odasındaki motivasyon şovları ve aile hayatı da cabası…
Antalyaspor’un eski teknik direktörü Nuri Şahin onu en iyi anlatacak insanlardan biri. Klopp’un Dortmund hikâyesinde başrol isimlerden biri olan Şahin, Klopp için şöyle söylüyor:
“Baba olacağımı ilk paylaştığım insan oydu. O benim için sadece fikir danıştığım biri değil, aile büyüğüm haline geldi. Klopp’tan örnek aldığım birçok şey var. Bunları şöyle sıralayabilirim; Oyuncularıyla iletişimi, oyuna bakış açısı, sürekli kendini geliştirmesi, hiçbir zaman elde ettiği başarılarla yetinmemesi ve oyuna karşı hırsı…”
En potansiyelli teknik direktör
Jürgen Klopp, hiçbir zaman futbolculuğuyla tanınan bir isim olmadı. Etkileyici bir futbol kariyeri de yoktu zaten. Ancak Almanya’nın Mainz takımında forma giymiş olması ve bu kulüple kurmuş olduğu derin bağlar yıllar sonra Mainz’in teknik direktörlük görevinin kendisine teklif edilmesini sağlayacaktı.
2001-2008 yılları arasında Mainz’i çalıştıran ve Almanya’daki en potansiyelli teknik direktörlerden biri haline gelen Klopp, Borussia Dortmund’daki mesaisine 1 Temmuz 2008 gününde başladı. Alman teknik adam, geliş sürecinde birçok kişiden olumsuz geri dönüşler alsa da kısa sürede takımla bağ kurdu.
Küllerinden doğan kulüp
O dönemde Dortmund için çokça söylenen bir söz vardı. “Küllerinden doğan kulüp…”
İşte tam bu noktada Klopp ve Dortmund birlikte yükselmesi planlanan bir projeye dönüştü. İflasın eşiğinden dönen Alman ekibi, öze dönüş projesini Klopp ile desteklemeye çalıştı ve bunun meyvelerini aldı.
2010-2011 ve 2011-2012 sezonlarında Almanya’da üst üste lig şampiyonluğunu elde etti. Birçok oyuncu onun döneminde süper stara dönüştü. Bunlardan biri de Nuri Şahin’di. Milli oyuncumuzun Dortmund’daki harika performansı ona Real Madrid’in kapılarını açmıştı.
Dortmund’dan ayrılışı sonrasında adı birçok Avrupa deviyle adı anılan Jürgen Klopp, İngiltere Premier Lig takımlarından Liverpool’da karar kıldı. Bu birliktelik herkesi oldukça heyecanlandırmıştı. Tutku dolu bir teknik adamın Avrupa’nın en popüler takımlarından birinin başına geçmesi kırmızıları ilgi odağı haline getirmişti.
Her şey hızlıca olup bitti
8 Ekim 2015’de başlayan Liverpool kariyeri, Klopp için öncesinde düşünülen bir planlama değildi. Brendan Rodgers ile başlayan sezonda alınan sonuçlar İngiliz ekibinin Alman teknik adamla randevulaşmasına sebep oldu. Sonrasında ise her şey hızlıca olup bitti. Almanya’da harika işlere imza atan Klopp’un İngiltere’de ne yapacağı merak konusuydu. Ancak o en güvendiği şeyi daha ilk basın toplantısında yapmaya başladı; iletişim…
Klopp, Liverpool’daki basın toplantısında İngilizlere şu sözlerle sesleniyordu;
“Önemli olan insanların buraya geldiğimde hissettikleri değil. Önemli olan ben buradan ayrılırken neler hissettikleridir…”
Ona “İnsan Kaynakları Uzmanı” deniyor
Klopp, Liverpool’un başına geçtiğinde Manchester City’de Pep Guardiola, Manchester United’da Jose Mourinho ve Chelsea’de Antonio Conte gibi çok yüksek seviyede teknik adamlarla yarışacağının farkındaydı. Alman teknik adamın onlara göre en büyük farkı oyuncularıyla olan iletişimi olacaktı. Yazının başında da ifade ettiğimiz gibi ona tam da bu yüzden İnsan Kaynakları Uzmanı deniyor…
Klopp, atlet ve çalışmaya dayalı oyunculardan kurulu bir kadro kurmak istediğini her defasında söylüyordu. Sadio Mane, Joel Matip, Mohamed Salah, Van Dijk ve Wijnaldum gibi futbolcuları kadrosuna katması da bunun göstergesi. Zaten bu oyuncular onun zafere yürüyeceği yolda en büyük yardımcıları olacaktı.
“Hiçbir futbolcu o kadar etmez”
Onun transfer politikasını anlatmaya çalışmak istersek Paul Pogba’dan bahsetmemiz gerekecek. Klopp’un Liverpool’daki serüveninde kırmızıların en büyük rakiplerinden Manchester United, Juventus’tan Pogba’yı transfer etmiş ve 110 milyon Euro bonservis bedeli ödemişti. Klopp’a bu hamle sorulduğunda verdiği cevap uzun süre Ada’da gündem olmuştu. Alman çalıştırıcı Pogba için, “Hiçbir futbolcu o kadar etmez, etmemeli” diyerek tavrını ortaya koymuştu.
Klopp, hep antrenmanların belirleyici olduğuna inandı. Bunu da her defasında söyledi. Takımı Premier Lig’in en çok koşan takımı olduğunda da bunun bir kez daha altını çizdi. “Ben antrenmanlara inanırım. Ama görüyorum ki birçok insan transferlere inanıyor…”
Kaybedilen bir kupa maçı
Liverpool kariyeri çok iyi başlamasa da Jürgen Klopp ilk sezonunda İngiliz kulübünün taraftarlarına umut aşılamayı başarmıştı. Manchester City’e kaybettikleri bir kupa maçından sonra soyunma odasında verdiği mesaj belki de Liverpool’un sonraki tüm başarılarının bilinçaltında yer alacaktı.
Dönemin futbolcularından Adam Lallana anlatıyor:
“Klopp, soyunma odasına geldi ve “Bu birlikte oynayacağımız çok sayıdaki finalden ilki. Kazanırız ya da kaybederiz. Bu çok önemli değil” demişti. Kelimeleri öyle güzel seçiyor ve öyle güven veriyordu ki, hepimiz o gün bu finalin son finalimiz olmayacağını anlamıştık.”
“Ben bir Heavy Metal hayranıyım”
Klopp, Liverpool’daki serüvenini müthiş kurgulamıştı. İlk zamanlarda zorlanacağını biliyordu ve buna hazırlıklıydı. Öncelikle oyununu kabul ettirmeli ve kendisini iyi anlatmalıydı. Hatta bu konuyla ilgili dinlediği müzik tarzı olan Heavy Metal’den faydalandı. “Ben bir Heavy Metal hayranıyım ve takımım da bu şekilde oynayacak” diyerek dikkat çekici bir benzetmede bulunmuştu.
Klopp’un söylemeye çalıştığı, hızlı oynamak, rakibi yapacakları presle hataya zorlamak ve maç boyunca enerjisi yüksek bir takım görüntüsü vermekti…
Klopp, Liverpool’da ne yaptı?
Hadi gelin biraz da bu sürecin sonuçlarından bahsedelim… Alman teknik adam, 2015’te geldiği Liverpool’da toplam 7 kupa kazandı. Bunlardan biri Şampiyonlar Ligi’nde elde edilen zafer. Bir diğeri ise ulaşılması çok zor olarak görülen İngiltere Premier Lig şampiyonluğu.
Klopp, Liverpool serüvenini kupalarla donatırken bir öğretmen gibi anlatmayı hiçbir zaman ihmal etmedi. Kaybettiklerinde ‘neden?’ sorusunu hep sordu ve cevabını buldu. Kazandıklarında istikrarı nasıl sağlayabileceklerinin cevabını aramaya devam etti. Değişimden hiçbir zaman çekinmedi.
Futbolcularının gelişimlerini ikinci plana atmadı ve onlara Liverpool’un en büyük olabileceğini gösterdi. Klopp’un başardığı en kritik konulardan biri de buydu aslında…
Onun geldiği süreçte Liverpool, bir basamak takımı haline gelmişti. Genç oyuncular kendini gösterir ve iyi bir teklif aldığında takımdan ayrılmak isterdi. Klopp, bunu tersine çevirmeyi başardı. Bu konuyla ilgili şu sözleri ise hâlâ akıllarda:
“Oyuncularım dünyanın en iyi takımlarına gitmek isteyebilirler, ama biraz beklerlerse zaten biz en iyisi olacağız…”
Guardiola-Klopp rekabeti
Ona bir de teşekkür borçluyuz aslında. Onunla birlikte Pep Guardiola’ya da…
Eskiden futbolcular üzerinden okunan bu güzel oyunu, teknik direktör rekabetine soktukları için. Hepimiz biliriz ki eskiden iki takım karşı karşıya gelirken futbolcular konuşulurdu. Ancak bu ikili İngiltere’de o kadar özel işlere imza attı ki Liverpool ve Manchester City karşı karşıya gelirken kameralar bu iki ismi yakın göstermek zorunda kaldı. Maçlar bu iki teknik adamın taktik savaşlarına dönüştü. İşte tam da bu yüzden Premier Lig’deki bu yarış kimilerine göre tarihin en kaliteli rekabeti olarak anılacak.
Klopp, İngiltere’ye gelirken çok şüphe vardı. Ancak o bütün zorlukların üstesinden gelmeyi başardı. Liverpool tarihinin en başarılı teknik adamlarından biri oldu. Sezon sonunda takımdan ayrılacağını açıkladığından bu yana Liverpool’da bir hüzün olduğunu saklamamak gerekiyor. Herkes bunun endişesini yaşıyor. Ancak Klopp’un kulüp üzerinde bıraktığı etki ve kazanma olgusunun gelecek döneme yansımasının beklendiğini de atlamayalım.
Yedek kulübesinin bile reytingi yüksekti
Bir teknik adamın bir takımın başına geçtikten sonra sahada yapacaklarını merak ederiz. Ancak Klopp bundan çok daha fazlasını yaptı. Sadece Liverpool değil, onun gidişi emin olun İngiltere’deki yayın sahiplerini ve rejiyi bile üzecek. Çünkü onun olduğu bir yedek kulübesi her zaman önemli bir reyting etkisi oluşturmuştur.
Klopp’un henüz ne yapacağı belli değil. Liverpool’dan ayrılacağı kesin olsa da yeni adresi konusunda spekülasyonlar sürüyor. Alman teknik adam, ailesiyle daha çok vakit geçireceğini söylüyor. Bu onun ailesine olan düşkünlüğünü gösterse de şunu söylemekte fayda var. Dünya futbolunda bu kadar etki bırakmış bir adamın ailesinin yanında vakit geçirmesine çok fazla müsaade edilmeyecektir. Her büyük kulüp işler yolunda gitmediği ilk anda Klopp’un Almanya’daki evinin ziline basmaktan çekinmeyecektir.
Bakalım bu harika teknik adamın dinlenme süresi ne kadar olacak?
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Bu yazı ilk kez 12 Mart 2024’te yayımlanmıştır.