Yoga insana ne yapar?

Yoga nedir? Neyle ilgilenir? Ne hissettir? Felsefesi nedir? Bedenimizin hangi ihtiyaçlarını karşılar? Bilim neden yogayla ilgilenir? Nefes çalışması yapmak neden önemlidir? Yoga hocası Gül Dirican yazdı.

Yoga, çok basittir.

21 Haziran’da, güneşin artık saat yönünün tersine ilerlediği, en uzun günde, bundan on beş bin yıl önce ilk yogi ortaya çıkmış ve insan olmanın mekaniğini öğretmeye başlamış. Birleşmiş Milletler’in 21 Haziran’ı yoga günü olarak kutlamasının sebeplerinden biri bu, diğeri ise güneşin bu hareketinin neden olduğu, dünya üstündeki enerjinin değişmesiyle, insanın öz çalışmasına yönelebileceği en elverişli zaman diliminin başlaması.

Sadhana padha dediğimiz bir dönem (sadhana kelimesini görevlerimiz diye tanımlayabiliriz) kendimizle çalışmanın en verimli aylarında olduğumuzu işaret ediyor.

Bir de 21 Haziran, ilk yoga hocasının varlığının kabulü, yani biz yoga hocalarının tebrikleri kabul ettiğimiz gündür.

Yoga neyle ilgilenir?

Bundan çok değil otuz yıl önce neredeyse tüm Türkiye’de yoga yapılıyor olacak deseniz kimse size inanmazdı. Bütün dünyada da bu kadar çok biliniyor ve yapılıyor olmasını sadece iyi bir pazar, kazançlı bir alan diyerek açıklamak yetmiyor. Yoga doğuşundan itibaren insanın insan olma mekaniğiyle ve psikolojisi ile ilgilendi ve bir yaşam haritası önerdi, bunu da hayli ucuza, hatta çoğu kez ücretsiz öğretti.

“Siz, olduğunuzu sandığınız şey değilsiniz” diye iddialı bir cümle kurdu ve felsefesini sadece düşünme, konuşma, tartışma yoluyla değil bedensel uygulamayla kanıtladı. Çok az öğreti size konuşmadan, fikrini dile döndürmeden ulaşabilir. Yoga ise nefesle, meditasyonla, hareket ve denge yoğun çalışmalarla algınızın tahmin ettiğinizin çok ötesine ulaşabildiğini, sezginizin olduğunu, “ötesi” denilen her yere aslında dokunabildiğinizi fark ettirdi.

Yoga bir yol göstericidir

Bütün yoga sistemi bir yol göstericidir, matın üzerinde çıktığınız ilk anda bulduğunuz o sakin, rahat yerin ardındaki anlamı ve aşamalarını düzenler. Dersler görevini yapar, sizi daha bütün hissettirir.

Bedenimiz her zaman denge arar ve iyileşmeye doğru çalışır. Bedenimizin inanılmaz bir kendini tamir etme ve iyileştirme kapasitesi vardır. Kadim yogiler de iyileştirme çalışmalarını öncelikle nefesle ilgilenerek yaptılar çünkü nefesin sinir sisteminde önemli bir değişikliğe yol açtığını anladılar. Sinir sistemimiz ise fizyolojimizi ve duygusal tepkilerimizi düzenler ve dengede olması hayati öneme sahiptir.  Ancak dengede olduğu zaman dış dünya ile uyumu sürdürebilir. Kan basıncını, vücut ısısını, kan PH seviyesini düzenleyerek bedeni en iyi haline getirmeyi amaçlayan yogiler, nefesle çalışarak, beynin yapısına müdahale etmenin yolunu buldular ve nefesi dinlemenin bir aşama sonrasında, meditasyona, hepimizin zaten sezdiği, düşünceler arasındaki boşluğu bilme haline bizi çağırdılar.

Bilim neden yogayla ilgileniyor?

Son yirmi yıldır bilimin birçok kolu yoga ile ilgilenmeye başladı, meditasyonun, hareketlerin ardındaki, kaslara, hormon, lenf, beyin kimyasına yararlı gelen” mekanizmayı çözmeye başladılar, bu anlama çabası da hâlâ sürmekte.

Neyse ki doktorlar hastalarına “yoga yap” derlerken, biz yogilerin yerde oturup sadece sakin sakin birkaç hareket yapmadığımızı sonunda öğrendiler hatta hangi tarz yoga yaptığımızı sormaları gerektiğini fark ettiler, bedenin hareket imkanının dibine kadar zorlandığı ekoller olduğunu, yoga biçimlerinin büyük farklılıklar gösterdiğini biliyorlar.

Kaç tür yoga var, farkları ne?

Bu türlerin en yaygın olanı hatha yogadır, yoganın klasik pozlarını nefes tekrarlarıyla yaptırır, vinyasa yogada hareketler birbirine tek nefesle bağlanarak seri daha akıcı hale gelir, aştanga yoga adım adım beden serideki pozları öğrendikçe ilerleyebildiğiniz bir sistem önerir, yoga terapi adı üstünde bedenin belirli bölgelerindeki hizalama sorunlarını önemser.

Kundalini yoga bedendeki enerji kanallarını harekete geçiren bir uygulamadır, restoratif yoga derin dinlenme yoluyla sinir sistemini düzenler ve yin yoga ise bağ doku üzerinde çalışılan ve hareketlerde uzun kalınan daha pasif bir türdür.

Ayrıca power yoga, hot yoga, vinyasa krama gibi birçok eğitmenin kendi sistemini oluşturduğu yoga uygulamaları da vardır. Bunlardan öte klasik metinlerden hareket eden, hareket içermeyen yoga metinlerinin incelendiği Jnana yoga, ilahilerin ritminin ve müziğinin ön plana çıktığı bhakti yoga, duaların ön planda olduğu karma yoga da dünyada uygulanıyor.

Yoganın iyileştirici özellikleri neler?

Bilim adamlarının araştırmaları yoganın iyileştirici özelliklerini ortaya çıkarıyor.

Yoga pozlar, nefes ve odaklanmış dikkatin bir araya getirerek beyin fonksiyonlarını ve sinir sistemini etkili bir şekilde dengelediği için başta stresi düşürüyor, bununla birlikte hormon fonksiyonları da düzene giriyor.

Uyku, sindirim, tansiyon, vücut ısısını düzene sokuyor ve öğrenme kapasitesini çoğaltıyor.

Bunların dışında yapılan hareketler bedendeki anatomik hizasızlıkları (artık telefonla ilişkimiz yüzünden hepimizin boyun yapısı değişiyor) gideriyor.

Kemik, eklemler, bağ dokular ve fasyal hatlar rahatladıkça beden, yeniden, yer çekimiyle kavgasız, hafif ve dengedeki yerine geri dönüyor, bu da sizin güçlü hissetmenize yol açıyor.

Bütün soruların cevabı nerede?

Bayağı iddialı konuşarak “Bütün sorularının cevabı burada” der yoga. “Burada ölümden ötesini de sorabilirsin, bu hayattaki görevini de”.  Yoganın işi gücü size bunu anlatmaktır.

Akrobatik, zor pozlara da girseniz, bükülmelerin en derinine de varsanız, dersi bitirirken kendinizi matın üstünde öylece otururken bulursunuz. Yaptığınız, girdiğiniz her poz, o oturuşta, boşlukta asılı gibi olduğunuz, düşüncelerin bir an bile olsa sustuğu yeri tanımanız içindir. Sonra o “hal” tüm yaşamınızı kaplamaya başlar. Artık yoga yapmayı bırakır, yogaya katılırsınız. Birçok anlamı barındıran yoga kelimesi birleşmek, kavuşmak olarak da tanımlanır.

Nefesle, meditasyonla, hareketle yoga sizi “yoke” kelimesinin anlamına, birleşmeye davet eder, “sen sandığın şeyden çok daha ötesisin”. Biz büyük bir yanılsama olarak deneyimlediğimiz süreçlerin yalnızca bizimle ilgili olduğunu düşünürüz. “Ben, ben, ben” içimizde hiç susmaz. Ayrı hissederiz kısacası. Duymuşsunuzdur belki, birçok yogi, bu ayrılık hissinin gerçek olmadığını anlatmak için okyanus metaforu kullanılır:” Evet sen okyanusun içindeki tek bir dalgasın, özel, diğerlerinden farklı ve biriciksin ancak kendine dikkatle bakarsan seni bir dalga yapan okyanusun suyudur. Yani sen, hem okyanussun hem de okyanusun bir parçasısın, diğer bütün dalgalardan hem ayrısın hem de onlarsız olamazsın.”

Bu düşünce biçimi ile bugün yaşadığımız dünya çok çelişkili gibi görünüyor. Her şeyi bir birey olarak yapabilme kapasitesine sahip olduğumuz inancıyla pohpohlandığımız bir süreci yaşıyoruz. “Yeterince çalışırsan Bill Gates de olursun”a ikna ediliyoruz. Felsefeci, yazar Byung-Chul Han “sözde özgür, “yapabiliriz” düsturuyla hareket eden başarı odaklı bir toplumda yaşıyoruz, oysa “yapabilirsin” sadece başlangıçta özgürlük hissi yaratır, çok geçmeden “yapmalısın”dan daha ağır bir baskı üretir, kendimizi özgür sanıyoruz, oysa gerçekte çökene dek kendimizi gönüllü bir biçimde tutkuyla sömürüyoruz” diye anlatıyor yaşadığımız zaman dilimini.

Unutulan bedeni hatırlamak

Bir ipucunu izleyebiliriz, dünyanın yeni ya da eski halleri bize hep bazı fikirleri önerdi, biz de inandık ya da inanmadık, bir tek şeyi hep atladık, bedenimizi.

Bizim bir de bedenimiz var onun verdiği tepkiler tüm yaşamımızı kararlarımızı etkiliyor. Hayat sizi nefes nefese kalmış hissettiriyorsa, denizin üzerinde serilir gibi, dalgalarla uyum içinde yaşayacağınız ihtimalini elinizden alıyor, stres arttıkça kimliğiniz, gelecekle ilgili kararlarınız, diğer insanlara olan tavrınız değişiyor. Sanırım bu hali hepimiz biliyoruz.

Yoga “görünüşte ne olduğuyla, aslında ne olduğunu ayırt etmek için yaptığımız bir uygulama ve bu uygulama sizi gerçek özgürlüğe götürür” diyoruz.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 21 Haziran 2024’te yayımlanmıştır.

Gül Dirican
Gül Dirican
Gül Dirican - Uluslararası yoga standartlarını belirleyen Yoga Alliance kuruluşu tarafından eğitmen yetiştirme yetkisini ifade eden E-RYT 500 sertifikasına sahiptir. Temel eğitimi Erich Sciffmann'dan Los Angeles'ta, ileri seviyeyi Türkiye'de Nicole Ohme'dan almıştır. Hindistan'da Sharad Jois'la çalışmış ve öğrencisi olmaya hak kazanmıştır. Yirmi yıla yakın bir süredir Hatha ve Restoratif Yoga eğitmenliği yapmakta ve eğitmen yetiştirmektedir.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Yoga insana ne yapar?

Yoga nedir? Neyle ilgilenir? Ne hissettir? Felsefesi nedir? Bedenimizin hangi ihtiyaçlarını karşılar? Bilim neden yogayla ilgilenir? Nefes çalışması yapmak neden önemlidir? Yoga hocası Gül Dirican yazdı.

Yoga, çok basittir.

21 Haziran’da, güneşin artık saat yönünün tersine ilerlediği, en uzun günde, bundan on beş bin yıl önce ilk yogi ortaya çıkmış ve insan olmanın mekaniğini öğretmeye başlamış. Birleşmiş Milletler’in 21 Haziran’ı yoga günü olarak kutlamasının sebeplerinden biri bu, diğeri ise güneşin bu hareketinin neden olduğu, dünya üstündeki enerjinin değişmesiyle, insanın öz çalışmasına yönelebileceği en elverişli zaman diliminin başlaması.

Sadhana padha dediğimiz bir dönem (sadhana kelimesini görevlerimiz diye tanımlayabiliriz) kendimizle çalışmanın en verimli aylarında olduğumuzu işaret ediyor.

Bir de 21 Haziran, ilk yoga hocasının varlığının kabulü, yani biz yoga hocalarının tebrikleri kabul ettiğimiz gündür.

Yoga neyle ilgilenir?

Bundan çok değil otuz yıl önce neredeyse tüm Türkiye’de yoga yapılıyor olacak deseniz kimse size inanmazdı. Bütün dünyada da bu kadar çok biliniyor ve yapılıyor olmasını sadece iyi bir pazar, kazançlı bir alan diyerek açıklamak yetmiyor. Yoga doğuşundan itibaren insanın insan olma mekaniğiyle ve psikolojisi ile ilgilendi ve bir yaşam haritası önerdi, bunu da hayli ucuza, hatta çoğu kez ücretsiz öğretti.

“Siz, olduğunuzu sandığınız şey değilsiniz” diye iddialı bir cümle kurdu ve felsefesini sadece düşünme, konuşma, tartışma yoluyla değil bedensel uygulamayla kanıtladı. Çok az öğreti size konuşmadan, fikrini dile döndürmeden ulaşabilir. Yoga ise nefesle, meditasyonla, hareket ve denge yoğun çalışmalarla algınızın tahmin ettiğinizin çok ötesine ulaşabildiğini, sezginizin olduğunu, “ötesi” denilen her yere aslında dokunabildiğinizi fark ettirdi.

Yoga bir yol göstericidir

Bütün yoga sistemi bir yol göstericidir, matın üzerinde çıktığınız ilk anda bulduğunuz o sakin, rahat yerin ardındaki anlamı ve aşamalarını düzenler. Dersler görevini yapar, sizi daha bütün hissettirir.

Bedenimiz her zaman denge arar ve iyileşmeye doğru çalışır. Bedenimizin inanılmaz bir kendini tamir etme ve iyileştirme kapasitesi vardır. Kadim yogiler de iyileştirme çalışmalarını öncelikle nefesle ilgilenerek yaptılar çünkü nefesin sinir sisteminde önemli bir değişikliğe yol açtığını anladılar. Sinir sistemimiz ise fizyolojimizi ve duygusal tepkilerimizi düzenler ve dengede olması hayati öneme sahiptir.  Ancak dengede olduğu zaman dış dünya ile uyumu sürdürebilir. Kan basıncını, vücut ısısını, kan PH seviyesini düzenleyerek bedeni en iyi haline getirmeyi amaçlayan yogiler, nefesle çalışarak, beynin yapısına müdahale etmenin yolunu buldular ve nefesi dinlemenin bir aşama sonrasında, meditasyona, hepimizin zaten sezdiği, düşünceler arasındaki boşluğu bilme haline bizi çağırdılar.

Bilim neden yogayla ilgileniyor?

Son yirmi yıldır bilimin birçok kolu yoga ile ilgilenmeye başladı, meditasyonun, hareketlerin ardındaki, kaslara, hormon, lenf, beyin kimyasına yararlı gelen” mekanizmayı çözmeye başladılar, bu anlama çabası da hâlâ sürmekte.

Neyse ki doktorlar hastalarına “yoga yap” derlerken, biz yogilerin yerde oturup sadece sakin sakin birkaç hareket yapmadığımızı sonunda öğrendiler hatta hangi tarz yoga yaptığımızı sormaları gerektiğini fark ettiler, bedenin hareket imkanının dibine kadar zorlandığı ekoller olduğunu, yoga biçimlerinin büyük farklılıklar gösterdiğini biliyorlar.

Kaç tür yoga var, farkları ne?

Bu türlerin en yaygın olanı hatha yogadır, yoganın klasik pozlarını nefes tekrarlarıyla yaptırır, vinyasa yogada hareketler birbirine tek nefesle bağlanarak seri daha akıcı hale gelir, aştanga yoga adım adım beden serideki pozları öğrendikçe ilerleyebildiğiniz bir sistem önerir, yoga terapi adı üstünde bedenin belirli bölgelerindeki hizalama sorunlarını önemser.

Kundalini yoga bedendeki enerji kanallarını harekete geçiren bir uygulamadır, restoratif yoga derin dinlenme yoluyla sinir sistemini düzenler ve yin yoga ise bağ doku üzerinde çalışılan ve hareketlerde uzun kalınan daha pasif bir türdür.

Ayrıca power yoga, hot yoga, vinyasa krama gibi birçok eğitmenin kendi sistemini oluşturduğu yoga uygulamaları da vardır. Bunlardan öte klasik metinlerden hareket eden, hareket içermeyen yoga metinlerinin incelendiği Jnana yoga, ilahilerin ritminin ve müziğinin ön plana çıktığı bhakti yoga, duaların ön planda olduğu karma yoga da dünyada uygulanıyor.

Yoganın iyileştirici özellikleri neler?

Bilim adamlarının araştırmaları yoganın iyileştirici özelliklerini ortaya çıkarıyor.

Yoga pozlar, nefes ve odaklanmış dikkatin bir araya getirerek beyin fonksiyonlarını ve sinir sistemini etkili bir şekilde dengelediği için başta stresi düşürüyor, bununla birlikte hormon fonksiyonları da düzene giriyor.

Uyku, sindirim, tansiyon, vücut ısısını düzene sokuyor ve öğrenme kapasitesini çoğaltıyor.

Bunların dışında yapılan hareketler bedendeki anatomik hizasızlıkları (artık telefonla ilişkimiz yüzünden hepimizin boyun yapısı değişiyor) gideriyor.

Kemik, eklemler, bağ dokular ve fasyal hatlar rahatladıkça beden, yeniden, yer çekimiyle kavgasız, hafif ve dengedeki yerine geri dönüyor, bu da sizin güçlü hissetmenize yol açıyor.

Bütün soruların cevabı nerede?

Bayağı iddialı konuşarak “Bütün sorularının cevabı burada” der yoga. “Burada ölümden ötesini de sorabilirsin, bu hayattaki görevini de”.  Yoganın işi gücü size bunu anlatmaktır.

Akrobatik, zor pozlara da girseniz, bükülmelerin en derinine de varsanız, dersi bitirirken kendinizi matın üstünde öylece otururken bulursunuz. Yaptığınız, girdiğiniz her poz, o oturuşta, boşlukta asılı gibi olduğunuz, düşüncelerin bir an bile olsa sustuğu yeri tanımanız içindir. Sonra o “hal” tüm yaşamınızı kaplamaya başlar. Artık yoga yapmayı bırakır, yogaya katılırsınız. Birçok anlamı barındıran yoga kelimesi birleşmek, kavuşmak olarak da tanımlanır.

Nefesle, meditasyonla, hareketle yoga sizi “yoke” kelimesinin anlamına, birleşmeye davet eder, “sen sandığın şeyden çok daha ötesisin”. Biz büyük bir yanılsama olarak deneyimlediğimiz süreçlerin yalnızca bizimle ilgili olduğunu düşünürüz. “Ben, ben, ben” içimizde hiç susmaz. Ayrı hissederiz kısacası. Duymuşsunuzdur belki, birçok yogi, bu ayrılık hissinin gerçek olmadığını anlatmak için okyanus metaforu kullanılır:” Evet sen okyanusun içindeki tek bir dalgasın, özel, diğerlerinden farklı ve biriciksin ancak kendine dikkatle bakarsan seni bir dalga yapan okyanusun suyudur. Yani sen, hem okyanussun hem de okyanusun bir parçasısın, diğer bütün dalgalardan hem ayrısın hem de onlarsız olamazsın.”

Bu düşünce biçimi ile bugün yaşadığımız dünya çok çelişkili gibi görünüyor. Her şeyi bir birey olarak yapabilme kapasitesine sahip olduğumuz inancıyla pohpohlandığımız bir süreci yaşıyoruz. “Yeterince çalışırsan Bill Gates de olursun”a ikna ediliyoruz. Felsefeci, yazar Byung-Chul Han “sözde özgür, “yapabiliriz” düsturuyla hareket eden başarı odaklı bir toplumda yaşıyoruz, oysa “yapabilirsin” sadece başlangıçta özgürlük hissi yaratır, çok geçmeden “yapmalısın”dan daha ağır bir baskı üretir, kendimizi özgür sanıyoruz, oysa gerçekte çökene dek kendimizi gönüllü bir biçimde tutkuyla sömürüyoruz” diye anlatıyor yaşadığımız zaman dilimini.

Unutulan bedeni hatırlamak

Bir ipucunu izleyebiliriz, dünyanın yeni ya da eski halleri bize hep bazı fikirleri önerdi, biz de inandık ya da inanmadık, bir tek şeyi hep atladık, bedenimizi.

Bizim bir de bedenimiz var onun verdiği tepkiler tüm yaşamımızı kararlarımızı etkiliyor. Hayat sizi nefes nefese kalmış hissettiriyorsa, denizin üzerinde serilir gibi, dalgalarla uyum içinde yaşayacağınız ihtimalini elinizden alıyor, stres arttıkça kimliğiniz, gelecekle ilgili kararlarınız, diğer insanlara olan tavrınız değişiyor. Sanırım bu hali hepimiz biliyoruz.

Yoga “görünüşte ne olduğuyla, aslında ne olduğunu ayırt etmek için yaptığımız bir uygulama ve bu uygulama sizi gerçek özgürlüğe götürür” diyoruz.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 21 Haziran 2024’te yayımlanmıştır.

Gül Dirican
Gül Dirican
Gül Dirican - Uluslararası yoga standartlarını belirleyen Yoga Alliance kuruluşu tarafından eğitmen yetiştirme yetkisini ifade eden E-RYT 500 sertifikasına sahiptir. Temel eğitimi Erich Sciffmann'dan Los Angeles'ta, ileri seviyeyi Türkiye'de Nicole Ohme'dan almıştır. Hindistan'da Sharad Jois'la çalışmış ve öğrencisi olmaya hak kazanmıştır. Yirmi yıla yakın bir süredir Hatha ve Restoratif Yoga eğitmenliği yapmakta ve eğitmen yetiştirmektedir.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x