Oyuncu Haluk Bilginer, yeni çocuk sahibi olduğu sıralarda verdiği bir röportajda, “Bebeklerinizin yüzünü güldürmek için her şeyi yapın, inanın cennet oradadır” demişti. Başta anne ve babalar olmak üzere geniş ailenin tüm üyeleri, aralarına katılan yeni bireylerin yüzünde gülücük görmek için türlü maskaralıklar yapmaya gönüllüdür zaten. İçiniz rahat olsun: Yeni bir araştırma gülmenin hem bebek ve çocuklar hem de yetişkinler açısından neşeyi ifade etmekten çok daha fazlası olduğunu ortaya koydu. Araştırmanın başındaki İtalya’nın Siena Üniversitesi’de pediatri profesörü olan Carlo Valerio Bellieni, saptamalarının bir özetini The Conversation’da paylaştı. Yazının öne çıkan bölümlerinin aktarıyoruz:
“Her şey yolunda” sinyali
“Bir paradoks gibi görünse de çocuklar salt neşelendiklerinde gülmezler. Benim yaptığım da dâhil olmak üzere bilimsel çalışmalar, bir çocuğun kahkahasında neşe veya sevinçten çok daha derin bir şey olduğunu gösteriyor.
Yetişkinlerin kahkahaları da aynı şekilde karmaşıktır. Yetişkinlerde kahkahanın anlamı üzerine daha önce yaptığım bir çalışmada, bunun kafa karıştırıcı veya beklenmedik bir şeye verilen evrimsel bir tepki olduğu sonucuna varmıştım. Kendimize ve başkalarına potansiyel bir tehdidin aslında zararsız olduğuna dair güçlü bir “her şey yolunda” sinyalidir.
Bu araştırmaya dayanarak, en son çalışmam çocuklarda ve bebeklerde kahkaha üzerine odaklanıyor. Gülmenin beyin ve kişilik gelişimiyle yakından bağlantılı olduğunu buldum: çocuklar, kelime oyunları, espriler ve hatta dil gibi soyut kavramları kavramadan çok önce, gelişimin farklı aşamalarında çok farklı nedenlerle gülüyorlar.
Kahkahanın faydaları
Kahkaha, bir şaka veya eylemdeki uyumsuzlukları bilinçaltında anlama ve yargılama yeteneğimizden kaynaklanır: Şaşkınlık ve kararlılık arasındaki anlık geçişe verdiğimiz tepkidir.
Bu nedenle yetişkinlerde kahkaha, hem kendimiz hem de çevremizdekiler için tehdit veya korkunun geçtiğine işaret eder. Çocukların ve pek çok yetişkinin tema parklardaki hız trenlerinde (roller-coaster) ya da benzer durumlarda gülmelerinin nedeni de budur: Korkudan ağlamak yerine, şaşkınlık ve dehşetten çözüme geçerler. Kahkaha bu geçişin işaretidir.
Birçok çalışma bu sürecin başarılı komedinin, özellikle de fiziksel komedinin arkasındaki mekanizma olduğunu göstermektedir. Fransız filozof Henri Bergson bu mekanizmayı ilk olarak 1900 yılında slapstick[1] ile ilgili olarak önermiş ve açıklamıştır: “Gülünç unsur… tam da insanın uyanık uyumluluğunu ve canlı esnekliğini bulmayı beklediğimiz yerde, belirli bir mekanik esneklikten oluşur.”
Bebekler nasıl gülüneceğini öğrenir
Gülme doğumdan kısa bir süre sonra başlar. Bebekler gülmeyi öğrenirler, çünkü ebeveynlerini taklit etmek ve onlardan onay almak isterler. Bebekler ilk başta her şeyi bu şekilde öğrenirler: taklit ederek ve çevrelerindeki yetişkinlerin onayını alarak.
Ancak bebekler büyüdükçe, yaşamlarının ilk aylarını karakterize eden ebeveynleriyle ortak yaşamdan çıkarlar. Kendi kişiliklerini ebeveynlerinden ve çevrelerindeki dünyadan ayırt etmeyi öğrenirler. Özerk davranmaya başladıklarında (2 ila 5 yaşları arasında) ilk kez yeni bir his hissetmeye başlarlar: bazı şeyler soğuk, garip veya yersiz görünebilir ve bu onları şok eder, şaşırtır ve hayrete düşürür.
İşte bu noktada kahkaha devreye girer: Bir anlık tereddütten sonra, korkutucu veya beklenmedik görünen şeyin aslında zararsız olduğunu anlarlar.
Örneğin, bir çocuk babasını sahte bir palyaço burnuyla gördüğünde güler. Neden mi? Çünkü bir an için utandıklarını hissederler. Meğer o burun “canlı” bir burun değildir. Bunun sadece babalarının bir şakası olduğunu anladıklarında sakinleşir ve gülerler. Ağabeyleri aptal bir surat yaptığında da gülebilirler ve süreç aynıdır: şaşkınlık, güvence, kahkaha.
Mantığı kavramak çocukların şakaları anlamasını sağlar
Çocuklar 5 ya da 6 yaşından itibaren soyut kavramlarla başa çıkmayı öğrenirler, yani şakaları kavrayıp “anlayabilirler”. Bu, başkalarının akıl yürütmelerini anlamalarını engelleyen benmerkezcilik aşamasının üstesinden geldiklerinde gerçekleşir.
Bu aşamada kahkaha, yetişkinlerle aynı kriterlerle, yani sadece diğer insanlarda değil, aynı zamanda akıl yürütme süreçlerinde de soğuk ve yanlış buldukları şeyleri onaylamamak için ortaya çıkar. Bu zihinsel süreç iyi bir esprinin temelini oluşturur: uyumsuzluk, şaşkınlık ve çözüm.
Kahkaha gelişiminin bu üç aşaması – taklit ve onaylama, şaşkınlık, onaylamama – çocuğun zihinsel büyüme ve gelişiminin iyi göstergeleridir.
Ebeveynlerin kahkahaları bebeklerin gelişimine yardımcı olabilir
Bebeklerin yanı sıra ebeveynlerin de gülmesi gelişim için önemlidir, ancak ebeveynler neden içgüdüsel olarak bebeklerine gülerler? Bir anne ya da babanın bebeğine sevinçle gülümsemesini kolayca anlayabiliriz, ancak kahkaha daha karmaşıktır.
Ebeveynler çocuklarına bakarken bir anlık şaşkınlık yaşamaktan kendilerini alamazlar: bebekler doğaları gereği tuhaftır çünkü yetişkinlere benzerler ama onlar gibi konuşmaz ya da davranmazlar. Bu anlık şaşkınlık, hemen üstesinden gelinmeden önce bir saniyeden kısa sürer: o sadece sevgili bebekleridir!
Bu durum, tüm ebeveynleri bebekleriyle birlikte kahkaha atmaya, kendilerini bilinçli ya da korkmuş hissetmemeye ve onların “kahkaha arkadaşları” olmaya teşvik etmelidir. Bu tür etkileşimler bebeklerin davranışlarını ve refahını iyileştirebilir. Kahkaha bağışıklık sistemimiz için kanıtlanmış bir müttefiktir ve bu karmaşık insan tepkisiyle hem doğal hem de sağlıklı bir ilişki geliştirmelerine yardımcı olabilir.”
Bu yazı ilk kez 16 Nisan 2024’te yayımlanmıştır.
[1] Sanatçıların abartılı ve genellikle dikkatsizce veya mantıksızca hareketler yaptığı bir tür komedi.