Çocuklarınızla neden felsefe yapmalısınız? Nasıl yapabilirsiniz?

Çocuklar doğuştan birer filozoftur ve hem onların sizden hem de sizin onlardan öğreneceği pek çok şey olabilir. İşte çocuklarla, eğlenceli felsefi bir sohbeti başlatmanın ve sürdürmenin yolları…

Her an, her şeyle ilgili soru sorabilen çocuklar, oldukça derin anlamlar içeren ve yine üzerine düşünülmesi gereken cevaplar gerektiren sorularıyla bizleri çoğu zaman hayrete düşürürler. Michigan Üniversitesi’nde felsefe alanında dersler veren Scott Hershovitz, Psyche’de yayımlanan yazısında böylesi sorulara karşısında yapılması gerekenleri ve çocuklarla felsefi bir sohbet başlatmanın temel yollarını anlatıyor.
Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Felsefi bir bilmece üzerine ilk kez kafa yorduğunuzda kaç yaşındaydınız? Ben beş yaşındaydım. Sınıfımdaki diğer çocukların renkleri benim gördüğüm gibi görüp görmediğini merak ediyordum. Ya kırmızı bana, mavinin onlara göründüğü gibi görünüyorsa? Ya da tam tersi. Renkleri onlarınkinin tam tersi şekilde deneyimlediğimi söylemenin bir yolu var mıydı? Hangi nesnelerin kırmızı hangilerinin mavi olduğu konusunda hemfikir olduğumuzdan bu pek de mümkün değil gibiydi. Ancak onları farklı görüyor olabilirdik.

Filozoflar asırlardır bu soruya kafa yoruyor. ‘Tersine renk tayfı’ denen bu durum, hem renklerin hem de bilincin doğası hakkında derin sorular ortaya çıkarıyor. Ancak küçük çocuklar da uzun zamandır bu meselenin farkındalar. Felsefeci Daniel Dennett, üniversite öğrencilerinin çoğunun, tersine renk tayfı olasılığını ilk kez çocukluklarında düşündüklerini söylüyor. (…)

Çocuklar, sorulabilecek en derin soruları düşünebilir. Dünya neden burada? Bizim dünyadaki yerimiz nedir? Bizim bir önemimiz var mı? Herhangi bir şeyin önemi var mı? Yetişkinler de genellikle bu sorular karşısında şaşıp kalır. Bütün bu soruları yanıtlamak zor olabilir. Bir çocuğun, nasıl cevaplayacağınızdan emin olmadığınız bir soru sorması da korkutucu gelebilir. Ne de olsa uzman olmalısınızdır. Ancak yine de paniğe kapılmanıza gerek yok. Bu yazıda, size böylesi anları harika fırsatlara dönüştürmenin yollarını göstererek bu çabanın neden değerli olduğunu açıklayacağım.

Çocuklar doğuştan filozoflardır

Sürekli bir aktivite girdabı ve sorularla çocuklar birer çılgın gibi görünebilir. Peki çocuğun sorusunun felsefi olup olmadığını nasıl anlarsınız? Soruları, sizi durup düşündürerek dünyayı merak etmenize neden oluyorsa, bu iyiye işarettir. Felsefi bir soru, her ikisini de daha iyi anlamak için kendimiz ve dünya hakkında dikkatlice düşünmemizi gerektirir.

Çocukların doğuştan filozof olduklarını fark eden yetişkinlerin sayısı çok fazla olmasa da kesinlikle öylelerdir. Amerikalı felsefeci Gareth Matthews, kariyerinin büyük bölümünü çocuklarla sohbet ederek geçirmiş. Önce kendi çocuklarının felsefi sorular sorduğunu ve felsefi tartışmalar yaptığını gözlemlemiş. Ardından da şunu merak etmiş: Bütün çocuklar bunu yapıyor mu? Anlamak için ebeveynlerle konuşmuş ve çocuklarla konuşmak için de okullara gitmiş.

Matthews, felsefi sorular sormanın küçük çocuklar arasında yaygın olduğunu keşfetmiş. Özellikle de üç ila yedi yaşlar arasında. Matthews, çocukların bilmeceleri çözmek için akıl yürütmede de iyi olduklarını görmüş. Bazı açılardan çocukların yetişkinlerden daha iyi birer filozof olduklarını düşünmeye başlamış.”

Yazar, bu noktada çocukların iki avantajı olduğundan söz ediyor: “İlk olarak, dünyada yeniler ve dünya, sürekli onların kafalarını karıştırır; her şey hakkında soru sorarlar. Psikolog Michelle Chouinard, birkaç yıl önce, ebeveynleriyle sohbet eden küçük çocukların kayıtlarını dinlemiş. Ortalama olarak, çocukların dakikada ikiden fazla soru sorduğunu görmüş. Bu soruların yaklaşık dörtte biri ise açıklama bekleyen; yani çocukların nasıl ve neden olduğunu öğrenmek istedikleri sorularmış.

İkinci avantaj ise bir şeyleri yanlış yapmaktan veya aptalca görünmekten korkmamaları. Çocuklar her zaman yanılır ve saçmalamak onların ana işidir. Bu da onları korkusuz birer düşünür yapar, düşüncelerini paylaşmak için haklı olduklarını bilmelerine gerek yoktur.

Felsefi içgüdülerini destekleyin

Madem çocuklar doğuştan filozoflar, o zaman neden onlara yardımcı olmanız gerektiğini merak edebilirsiniz. Cevap şu: Teşvik olmadığı takdirde bu doğal yetenekleri azalabilir. Matthews, çocukların spontane felsefe gezintilerinin sekiz veya dokuz yaşlarında yavaşlamaya başladığını keşfetmiş. O yaşta, başkalarının onlar hakkında ne düşüneceğinden endişelenmeye başlarlar. (…) Ve bu tür soruları sormayı bırakırlar.

Yine de Matthews’a göre; sekiz, dokuz ve hatta daha büyük yaştaki çocuklarla felsefi sohbetler başlatabilir. Kendi başlarına o kadar sık felsefi sorular sormasalar da bir sohbeti başlatmak için yapması gereken tek şey, onlara içinde felsefi bir soru barındıran bir hikâye okumak ve bu konudaki düşüncelerini sormaktır. Felsefe için alan yaratıldığı takdirde çocuklar bunu doldurmaya hazırdır. (…)

Çocukların felsefi içgüdülerini beslemek çok şey kazandırır. Oğlum Rex, felsefeyi düşünme sanatı olarak tanımlamıştı. Konu saçma olsa bile, çocuğun ayrımları belirleme, alternatifleri düşünme ve karşı örnekler arama becerisini geliştirir. Hemen her sorunu çözmede yararlı olan becerilerin oluşturulmasını sağlar. Gerçeğin ya da adaletin ne olduğunu anlamaya çalışmakla aynı türden bir egzersizdir bu.” (…)

Yazar, çocuklarla birlikte daha ciddi sorularla meşgul olmanın başka faydaları olduğunu da vurguluyor: “Çocuklar, ilgilendiğinizi bilirlerse muhtemelen büyük sorularla (‘Ne için yaşıyoruz?’, ‘Öldüğümüzde ne olur?’) kendileri size gelecektir. Ayrıca felsefe, çocuklara yanlış olabilecekleri yolları düşünme alışkanlığı kazandırabilir ki bu hepimizin kullanabileceği bir beceridir. Yanlış olabilecekleri yollarla düşünürken, olayları diğer insanların bakış açısından görmenin değerini de öğretebilir.

Siz de bütün bunlardan faydalanabilirsiniz. Çocukların fikirlerini duymak eğlencelidir. Zeki ve yaratıcıdırlar. Düşüncelerinin inceliğiyle sizi şaşırtırlar. Size, çocukken sahip olduğunuz merak duygusunu hatırlatırlar. Gerçekten de bu duyguyu yeniden yakalamamıza yardımcı olabilirler.

Şikâyetlere özellikle dikkat edin

Çocuklar küçükken sizle ya da sizsiz felsefe yapacaklardır. Mesele, bunu fark edip etmeyeceğiniz ve fark ettiğinizde nasıl tepki vereceğinizdir. Soruşturmalarını görmezden mi geleceksin? Onları destekleyecek misiniz?

İlk adım, çocuğun felsefi bir sorusu olduğunda bunu fark etmektir. Bazen bu, bariz olacaktır. Neden burada olduğumuzu (ne için yaşadığımızı) merak eden bir çocuk, belli ki felsefi bir araştırma yapıyordur. Ancak, çoğu zaman böyle bir etiket taşımadıkları için çocukların felsefi soruları kolayca gözden kaçırılabilir.

Bu soruların çoğu şikâyetlerde saklıdır. Matthews, Ian adında küçük bir çocuğun hikâyesini anlatmıştı. Ian’ın ailesi, başka bir aileyi evlerine davet etmiş. Akşam yemeğinden sonra misafir üç çocuk, izlemek için bir program seçmiş ve Ian bu nedenle en sevdiği programı izleyememiş. Misafirler gittikten sonra Ian annesine şöyle sormuş: ‘Üç kişinin bencil olması bir kişinin bencil olmasından neden daha iyidir?’

Bu soruya bayıldım. İnsanların tercihlerinden duydukları memnuniyeti en üst düzeye çıkarmayı amaçlamamız gerektiği düşüncesine (iktisatçılar arasında yaygındır) karşı bir meydan okumaydı. Bu, aynı zamanda demokrasiye de bir meydan okumaydı. Oyları saymak, insanlar bencil çıkarları doğrultusunda oy kullandıklarında ne yapılacağına karar vermenin iyi bir yolu mudur?

Ian’ın annesi, soru karşısında şaşkına dönmüştü ve çoğu yetişkinin de benzer tepkiyi vereceğini düşünüyorum. Ian, yetişkinlerin kanıksadığı bir şeye, daha fazla insanın daha önemli olduğu düşüncesine meydan okuyordu. Ian’ın annesi soruyla çok da ilgilenmedi. Ve böylece, grupların birlikte karar vermesinin en iyi yolu hakkında Ian ile birlikte düşünme fırsatını kaçırmış oldu. Ian’ın annesi ilgilenseydi, şu soruyu sorabilirdi: Sence ne izleyeceğine karar vermenin adil bir yolu ne olabilir? Ya da Ian’ın, evlerine gelen çocukların sayısı daha fazla olduğu için o programın izlendiği önermesine karşı çıkabilirdi. Ian’ın annesi, seçmelerine izin vermekle konukseverlik göstermiş olabilir. Bu durumda, Ian’a misafirleri evlerinde nasıl rahat ettirebileceklerini sorarak durumu farklı bir açıdan görmesine yardımcı olabilirdi.

Buradaki anahtar, çocukları, meraklarını ve şikâyetlerini dikkatle dinlemektir. Düşünmeniz gereken bir soru sorduklarında, zaman ayırın ve bunun hakkında konuşun.

Sorular sorun ve cevapları sorgulayın

Sohbete nasıl devam edeceksiniz? En basit yol, sorular sormaktır. Bir çocuk yaptığınız bir şeyin adil olmadığını söylerse, ona adaletin ne olduğunu veya işleri adil hale getirmenin kimin işi olduğunu sorun. Amaç, sorunu derinlemesine düşünmelerini sağlamaktır, bu nedenle ‘Bilmiyorum’ cevabını sohbeti bitiren bir cevap olarak kabul etmeyin. Bunun yerine ‘Ben de emin değilim, birlikte düşünelim’ deyin.

Soru sormak, çocukların şikâyetlerine ve meraklarına yanıt vermenin harika bir yoludur. Ancak çocuklarla konuşmak istediğiniz herhangi bir konu olduğunda durup dururken de soru sorabilirsiniz. (…) Önemsiz, hatta saçma gibi gelebilecek konular hakkında da soru sorabilirsiniz; daha önemli konular hakkında da. Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet ile ilgili sorular sorarak çocuğunuzun düşünmesine yardımcı olabilirsiniz. Erkek ve kız çocuklarına neden farklı davranıldığını ve bunun adil olup olmadığını sorun örneğin. Bir insanı neyin iyi yaptığını ya da hayatı neyin güzelleştirdiğini… Sadece sorun.

Muhtemelen cevaplarıyla sizi şaşırtacaklar. Ama onları göründüğü gibi kabul etmeyin. Çocukların gerçekten derinlemesine düşünmelerini sağlamak için soru sormaktan daha fazlasını yapmalısınız. Cevaplarını sorgulamanız gerekir. Bir çocuk, insanları kandırdığınız için yalan söylemenin yanlış olduğunu söylerse, birini kandırmanın uygun olduğu zamanları düşünüp düşünmediklerini sorun. Ardından, birini kandırmanın uygun olduğu zamanlar ile olmadığı zamanlar arasındaki farkı nasıl anlayabileceğinizi…

Amaç, çocukların tartışmasını, görüşlerini savunmasını ve bunları sorgulamasını sağlamaktır. Ve soru sormak, elinizdeki en güçlü araçtır.

Felsefe öğretmeyin, yapın

(…) Bir çocuk size bilim veya tarih hakkında basit bir soru sorarsa, muhtemelen cevabı ondan daha iyi biliyorsunuzdur, bu nedenle öğretmen rolüne bürüneceksinizdir. Ancak bir çocuk Tanrı’nın var olup olmadığını, hayatın amacının ne olduğunu veya Evren’in sonsuz olup olmadığını sorarsa, büyük ihtimalle yanıt vermek için ondan daha iyi bir konumda değilsinizdir. Bu da birlikte sorgulayabileceğiniz anlamına gelir.

Büyükler ve çocuklar bu sohbetlere farklı yeteneklerini katar. Çocuklar yaratıcıdır ve sorularla doludur. Büyükler daha dikkatli düşünür ve dünya hakkında da daha çok şey bilirler. Ancak bir çocuğun, onun görüşlerine değer verdiğinizi ve onunla birlikte düşünmek istediğinizi bilmesi önemlidir. Ve bu, kendi fikirlerinizi de tıpkı bir çocuğunki gibi, sorgulanabilir olarak görmenizi gerektirir.

Bununla birlikte, doğru bir yaklaşımla soru sormak önemlidir. Görüşlerine meydan okuyan sorular sorsanız bile, hatasını yakalamaya çalışmamalısınız. Amaç, birlikte doğru cevabı bulmak veya en azından anlayışınızı derinleştirmektir.

Zorlayın ama çok değil

Çocukların birer düşünür olarak gelişmelerine yardımcı olmak için onları biraz zorlamanız, bu yüzden de cevaplarını sorgulamanız gerekir. İlk cevapları her zaman yeterince iyiyse, derinlemesine düşünmeyi alışkanlık haline getiremezler.

Ancak çok fazla zorlamak da doğru olmayacaktır. Çocukların felsefeye ilgisini sürdürmek istiyorsanız, bunun eğlenceli olması gerekir. Bu yüzden konularınıza ve zamanlamaya dikkat edin. İlgi alanlarını göz önünde bulundurun. Eğer bir sohbete dahil olmuyorlarsa, o konuda ısrarcı olmayın ya da sohbeti uzatmaya çalışmayın. (…) Ve bu konuşmaların çoğunun kısa olacağını kabul edin. Küçük çocuklar seminerlere hazır değildir. En çok ilgi duydukları konuları yeniden açarsanız, sohbetlerin zamanla arttığını, hem siz hem de onlar için şaşırtıcı içgörüler sağladığını göreceksiniz.

Büyüdüklerinde de devam edin

Küçük çocuklar felsefeye doğal olarak daha yatkındır. Büyüdükçe dikkatleri genellikle başka yerlere çekilir. Ancak onlarla da felsefi sohbetler başlatabilirsiniz. Dolaylı olarak konuya girmek en iyisidir. Oğullarım büyüdüler, onlara doğrudan soru sormak yerine, sık sık başka biriyle yaptığım sohbeti anlatır ve bu konudaki görüşlerini sorarım. Bir sınavda olmadıklarını ve yardımlarını istediğimi hissederlerse, muhtemelen daha ilgili olacaklardır. (…)”

Bu yazı ilk kez 11 Ocak 2023’te yayımlanmıştır.

Scott Hershovitz’in Psyche internet sitesinde yayımlanan “How to do philosophy with kids” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/guides/how-to-talk-about-philosophy-with-kids-so-you-think-together

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Çocuklarınızla neden felsefe yapmalısınız? Nasıl yapabilirsiniz?

Çocuklar doğuştan birer filozoftur ve hem onların sizden hem de sizin onlardan öğreneceği pek çok şey olabilir. İşte çocuklarla, eğlenceli felsefi bir sohbeti başlatmanın ve sürdürmenin yolları…

Her an, her şeyle ilgili soru sorabilen çocuklar, oldukça derin anlamlar içeren ve yine üzerine düşünülmesi gereken cevaplar gerektiren sorularıyla bizleri çoğu zaman hayrete düşürürler. Michigan Üniversitesi’nde felsefe alanında dersler veren Scott Hershovitz, Psyche’de yayımlanan yazısında böylesi sorulara karşısında yapılması gerekenleri ve çocuklarla felsefi bir sohbet başlatmanın temel yollarını anlatıyor.
Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Felsefi bir bilmece üzerine ilk kez kafa yorduğunuzda kaç yaşındaydınız? Ben beş yaşındaydım. Sınıfımdaki diğer çocukların renkleri benim gördüğüm gibi görüp görmediğini merak ediyordum. Ya kırmızı bana, mavinin onlara göründüğü gibi görünüyorsa? Ya da tam tersi. Renkleri onlarınkinin tam tersi şekilde deneyimlediğimi söylemenin bir yolu var mıydı? Hangi nesnelerin kırmızı hangilerinin mavi olduğu konusunda hemfikir olduğumuzdan bu pek de mümkün değil gibiydi. Ancak onları farklı görüyor olabilirdik.

Filozoflar asırlardır bu soruya kafa yoruyor. ‘Tersine renk tayfı’ denen bu durum, hem renklerin hem de bilincin doğası hakkında derin sorular ortaya çıkarıyor. Ancak küçük çocuklar da uzun zamandır bu meselenin farkındalar. Felsefeci Daniel Dennett, üniversite öğrencilerinin çoğunun, tersine renk tayfı olasılığını ilk kez çocukluklarında düşündüklerini söylüyor. (…)

Çocuklar, sorulabilecek en derin soruları düşünebilir. Dünya neden burada? Bizim dünyadaki yerimiz nedir? Bizim bir önemimiz var mı? Herhangi bir şeyin önemi var mı? Yetişkinler de genellikle bu sorular karşısında şaşıp kalır. Bütün bu soruları yanıtlamak zor olabilir. Bir çocuğun, nasıl cevaplayacağınızdan emin olmadığınız bir soru sorması da korkutucu gelebilir. Ne de olsa uzman olmalısınızdır. Ancak yine de paniğe kapılmanıza gerek yok. Bu yazıda, size böylesi anları harika fırsatlara dönüştürmenin yollarını göstererek bu çabanın neden değerli olduğunu açıklayacağım.

Çocuklar doğuştan filozoflardır

Sürekli bir aktivite girdabı ve sorularla çocuklar birer çılgın gibi görünebilir. Peki çocuğun sorusunun felsefi olup olmadığını nasıl anlarsınız? Soruları, sizi durup düşündürerek dünyayı merak etmenize neden oluyorsa, bu iyiye işarettir. Felsefi bir soru, her ikisini de daha iyi anlamak için kendimiz ve dünya hakkında dikkatlice düşünmemizi gerektirir.

Çocukların doğuştan filozof olduklarını fark eden yetişkinlerin sayısı çok fazla olmasa da kesinlikle öylelerdir. Amerikalı felsefeci Gareth Matthews, kariyerinin büyük bölümünü çocuklarla sohbet ederek geçirmiş. Önce kendi çocuklarının felsefi sorular sorduğunu ve felsefi tartışmalar yaptığını gözlemlemiş. Ardından da şunu merak etmiş: Bütün çocuklar bunu yapıyor mu? Anlamak için ebeveynlerle konuşmuş ve çocuklarla konuşmak için de okullara gitmiş.

Matthews, felsefi sorular sormanın küçük çocuklar arasında yaygın olduğunu keşfetmiş. Özellikle de üç ila yedi yaşlar arasında. Matthews, çocukların bilmeceleri çözmek için akıl yürütmede de iyi olduklarını görmüş. Bazı açılardan çocukların yetişkinlerden daha iyi birer filozof olduklarını düşünmeye başlamış.”

Yazar, bu noktada çocukların iki avantajı olduğundan söz ediyor: “İlk olarak, dünyada yeniler ve dünya, sürekli onların kafalarını karıştırır; her şey hakkında soru sorarlar. Psikolog Michelle Chouinard, birkaç yıl önce, ebeveynleriyle sohbet eden küçük çocukların kayıtlarını dinlemiş. Ortalama olarak, çocukların dakikada ikiden fazla soru sorduğunu görmüş. Bu soruların yaklaşık dörtte biri ise açıklama bekleyen; yani çocukların nasıl ve neden olduğunu öğrenmek istedikleri sorularmış.

İkinci avantaj ise bir şeyleri yanlış yapmaktan veya aptalca görünmekten korkmamaları. Çocuklar her zaman yanılır ve saçmalamak onların ana işidir. Bu da onları korkusuz birer düşünür yapar, düşüncelerini paylaşmak için haklı olduklarını bilmelerine gerek yoktur.

Felsefi içgüdülerini destekleyin

Madem çocuklar doğuştan filozoflar, o zaman neden onlara yardımcı olmanız gerektiğini merak edebilirsiniz. Cevap şu: Teşvik olmadığı takdirde bu doğal yetenekleri azalabilir. Matthews, çocukların spontane felsefe gezintilerinin sekiz veya dokuz yaşlarında yavaşlamaya başladığını keşfetmiş. O yaşta, başkalarının onlar hakkında ne düşüneceğinden endişelenmeye başlarlar. (…) Ve bu tür soruları sormayı bırakırlar.

Yine de Matthews’a göre; sekiz, dokuz ve hatta daha büyük yaştaki çocuklarla felsefi sohbetler başlatabilir. Kendi başlarına o kadar sık felsefi sorular sormasalar da bir sohbeti başlatmak için yapması gereken tek şey, onlara içinde felsefi bir soru barındıran bir hikâye okumak ve bu konudaki düşüncelerini sormaktır. Felsefe için alan yaratıldığı takdirde çocuklar bunu doldurmaya hazırdır. (…)

Çocukların felsefi içgüdülerini beslemek çok şey kazandırır. Oğlum Rex, felsefeyi düşünme sanatı olarak tanımlamıştı. Konu saçma olsa bile, çocuğun ayrımları belirleme, alternatifleri düşünme ve karşı örnekler arama becerisini geliştirir. Hemen her sorunu çözmede yararlı olan becerilerin oluşturulmasını sağlar. Gerçeğin ya da adaletin ne olduğunu anlamaya çalışmakla aynı türden bir egzersizdir bu.” (…)

Yazar, çocuklarla birlikte daha ciddi sorularla meşgul olmanın başka faydaları olduğunu da vurguluyor: “Çocuklar, ilgilendiğinizi bilirlerse muhtemelen büyük sorularla (‘Ne için yaşıyoruz?’, ‘Öldüğümüzde ne olur?’) kendileri size gelecektir. Ayrıca felsefe, çocuklara yanlış olabilecekleri yolları düşünme alışkanlığı kazandırabilir ki bu hepimizin kullanabileceği bir beceridir. Yanlış olabilecekleri yollarla düşünürken, olayları diğer insanların bakış açısından görmenin değerini de öğretebilir.

Siz de bütün bunlardan faydalanabilirsiniz. Çocukların fikirlerini duymak eğlencelidir. Zeki ve yaratıcıdırlar. Düşüncelerinin inceliğiyle sizi şaşırtırlar. Size, çocukken sahip olduğunuz merak duygusunu hatırlatırlar. Gerçekten de bu duyguyu yeniden yakalamamıza yardımcı olabilirler.

Şikâyetlere özellikle dikkat edin

Çocuklar küçükken sizle ya da sizsiz felsefe yapacaklardır. Mesele, bunu fark edip etmeyeceğiniz ve fark ettiğinizde nasıl tepki vereceğinizdir. Soruşturmalarını görmezden mi geleceksin? Onları destekleyecek misiniz?

İlk adım, çocuğun felsefi bir sorusu olduğunda bunu fark etmektir. Bazen bu, bariz olacaktır. Neden burada olduğumuzu (ne için yaşadığımızı) merak eden bir çocuk, belli ki felsefi bir araştırma yapıyordur. Ancak, çoğu zaman böyle bir etiket taşımadıkları için çocukların felsefi soruları kolayca gözden kaçırılabilir.

Bu soruların çoğu şikâyetlerde saklıdır. Matthews, Ian adında küçük bir çocuğun hikâyesini anlatmıştı. Ian’ın ailesi, başka bir aileyi evlerine davet etmiş. Akşam yemeğinden sonra misafir üç çocuk, izlemek için bir program seçmiş ve Ian bu nedenle en sevdiği programı izleyememiş. Misafirler gittikten sonra Ian annesine şöyle sormuş: ‘Üç kişinin bencil olması bir kişinin bencil olmasından neden daha iyidir?’

Bu soruya bayıldım. İnsanların tercihlerinden duydukları memnuniyeti en üst düzeye çıkarmayı amaçlamamız gerektiği düşüncesine (iktisatçılar arasında yaygındır) karşı bir meydan okumaydı. Bu, aynı zamanda demokrasiye de bir meydan okumaydı. Oyları saymak, insanlar bencil çıkarları doğrultusunda oy kullandıklarında ne yapılacağına karar vermenin iyi bir yolu mudur?

Ian’ın annesi, soru karşısında şaşkına dönmüştü ve çoğu yetişkinin de benzer tepkiyi vereceğini düşünüyorum. Ian, yetişkinlerin kanıksadığı bir şeye, daha fazla insanın daha önemli olduğu düşüncesine meydan okuyordu. Ian’ın annesi soruyla çok da ilgilenmedi. Ve böylece, grupların birlikte karar vermesinin en iyi yolu hakkında Ian ile birlikte düşünme fırsatını kaçırmış oldu. Ian’ın annesi ilgilenseydi, şu soruyu sorabilirdi: Sence ne izleyeceğine karar vermenin adil bir yolu ne olabilir? Ya da Ian’ın, evlerine gelen çocukların sayısı daha fazla olduğu için o programın izlendiği önermesine karşı çıkabilirdi. Ian’ın annesi, seçmelerine izin vermekle konukseverlik göstermiş olabilir. Bu durumda, Ian’a misafirleri evlerinde nasıl rahat ettirebileceklerini sorarak durumu farklı bir açıdan görmesine yardımcı olabilirdi.

Buradaki anahtar, çocukları, meraklarını ve şikâyetlerini dikkatle dinlemektir. Düşünmeniz gereken bir soru sorduklarında, zaman ayırın ve bunun hakkında konuşun.

Sorular sorun ve cevapları sorgulayın

Sohbete nasıl devam edeceksiniz? En basit yol, sorular sormaktır. Bir çocuk yaptığınız bir şeyin adil olmadığını söylerse, ona adaletin ne olduğunu veya işleri adil hale getirmenin kimin işi olduğunu sorun. Amaç, sorunu derinlemesine düşünmelerini sağlamaktır, bu nedenle ‘Bilmiyorum’ cevabını sohbeti bitiren bir cevap olarak kabul etmeyin. Bunun yerine ‘Ben de emin değilim, birlikte düşünelim’ deyin.

Soru sormak, çocukların şikâyetlerine ve meraklarına yanıt vermenin harika bir yoludur. Ancak çocuklarla konuşmak istediğiniz herhangi bir konu olduğunda durup dururken de soru sorabilirsiniz. (…) Önemsiz, hatta saçma gibi gelebilecek konular hakkında da soru sorabilirsiniz; daha önemli konular hakkında da. Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet ile ilgili sorular sorarak çocuğunuzun düşünmesine yardımcı olabilirsiniz. Erkek ve kız çocuklarına neden farklı davranıldığını ve bunun adil olup olmadığını sorun örneğin. Bir insanı neyin iyi yaptığını ya da hayatı neyin güzelleştirdiğini… Sadece sorun.

Muhtemelen cevaplarıyla sizi şaşırtacaklar. Ama onları göründüğü gibi kabul etmeyin. Çocukların gerçekten derinlemesine düşünmelerini sağlamak için soru sormaktan daha fazlasını yapmalısınız. Cevaplarını sorgulamanız gerekir. Bir çocuk, insanları kandırdığınız için yalan söylemenin yanlış olduğunu söylerse, birini kandırmanın uygun olduğu zamanları düşünüp düşünmediklerini sorun. Ardından, birini kandırmanın uygun olduğu zamanlar ile olmadığı zamanlar arasındaki farkı nasıl anlayabileceğinizi…

Amaç, çocukların tartışmasını, görüşlerini savunmasını ve bunları sorgulamasını sağlamaktır. Ve soru sormak, elinizdeki en güçlü araçtır.

Felsefe öğretmeyin, yapın

(…) Bir çocuk size bilim veya tarih hakkında basit bir soru sorarsa, muhtemelen cevabı ondan daha iyi biliyorsunuzdur, bu nedenle öğretmen rolüne bürüneceksinizdir. Ancak bir çocuk Tanrı’nın var olup olmadığını, hayatın amacının ne olduğunu veya Evren’in sonsuz olup olmadığını sorarsa, büyük ihtimalle yanıt vermek için ondan daha iyi bir konumda değilsinizdir. Bu da birlikte sorgulayabileceğiniz anlamına gelir.

Büyükler ve çocuklar bu sohbetlere farklı yeteneklerini katar. Çocuklar yaratıcıdır ve sorularla doludur. Büyükler daha dikkatli düşünür ve dünya hakkında da daha çok şey bilirler. Ancak bir çocuğun, onun görüşlerine değer verdiğinizi ve onunla birlikte düşünmek istediğinizi bilmesi önemlidir. Ve bu, kendi fikirlerinizi de tıpkı bir çocuğunki gibi, sorgulanabilir olarak görmenizi gerektirir.

Bununla birlikte, doğru bir yaklaşımla soru sormak önemlidir. Görüşlerine meydan okuyan sorular sorsanız bile, hatasını yakalamaya çalışmamalısınız. Amaç, birlikte doğru cevabı bulmak veya en azından anlayışınızı derinleştirmektir.

Zorlayın ama çok değil

Çocukların birer düşünür olarak gelişmelerine yardımcı olmak için onları biraz zorlamanız, bu yüzden de cevaplarını sorgulamanız gerekir. İlk cevapları her zaman yeterince iyiyse, derinlemesine düşünmeyi alışkanlık haline getiremezler.

Ancak çok fazla zorlamak da doğru olmayacaktır. Çocukların felsefeye ilgisini sürdürmek istiyorsanız, bunun eğlenceli olması gerekir. Bu yüzden konularınıza ve zamanlamaya dikkat edin. İlgi alanlarını göz önünde bulundurun. Eğer bir sohbete dahil olmuyorlarsa, o konuda ısrarcı olmayın ya da sohbeti uzatmaya çalışmayın. (…) Ve bu konuşmaların çoğunun kısa olacağını kabul edin. Küçük çocuklar seminerlere hazır değildir. En çok ilgi duydukları konuları yeniden açarsanız, sohbetlerin zamanla arttığını, hem siz hem de onlar için şaşırtıcı içgörüler sağladığını göreceksiniz.

Büyüdüklerinde de devam edin

Küçük çocuklar felsefeye doğal olarak daha yatkındır. Büyüdükçe dikkatleri genellikle başka yerlere çekilir. Ancak onlarla da felsefi sohbetler başlatabilirsiniz. Dolaylı olarak konuya girmek en iyisidir. Oğullarım büyüdüler, onlara doğrudan soru sormak yerine, sık sık başka biriyle yaptığım sohbeti anlatır ve bu konudaki görüşlerini sorarım. Bir sınavda olmadıklarını ve yardımlarını istediğimi hissederlerse, muhtemelen daha ilgili olacaklardır. (…)”

Bu yazı ilk kez 11 Ocak 2023’te yayımlanmıştır.

Scott Hershovitz’in Psyche internet sitesinde yayımlanan “How to do philosophy with kids” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/guides/how-to-talk-about-philosophy-with-kids-so-you-think-together

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

1
0
Would love your thoughts, please comment.x