Covid19 salgını: Çocukların psikolojisi

Çocukların hem beden hem de ruh sağlığını koronavirüs salgınından nasıl koruyacağız? “O pis, elleme” demek, neden eksik? Çocuğa kim, neyi, ne kadar anlatmalı?

Tüm dünyayı panik ve korku içinde bırakan coronavirüs (Covid19) salgını için alınması gereken birçok önlem var. Salgının yayılmaması, hasta olanların iyileşmesi ve olmayanların korunması için devletlerin alması gereken önlemlerin yanı sıra kişilerin kendi ve diğerlerinin sağlıkları için hijyene dikkat etmek, koyulan kurallara uymak gibi yükümlülükleri vardır. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı, Tabipler Birliği gibi onaylanmış resmi makamların bilgilerini, alınması gereken önlemlere ilişkin uyarılarını dinlemek gerekiyor. Corona ve benzeri salgın hastalık riski sadece beden sağlığı ile ilişkili kalmamaktadır. Yarattığı korku ve panik nedeniyle ruh sağlığını da korumak gerekmektedir.

Sık sık yapılan sokağa çıkmayın uyarıları, okulların tatil edilmesi, sokaklarda maskeli ve eldivenli dolaşan insanların olması, erişkinlerin yaşadığı endişe çocukları etkiler. Hele bir de aileler onların basın, sosyal medya ve arkadaşlar gibi doğru olmayan, korkutucu haberlerden koruyamadığı durumlarda çocukların endişeleri artacaktır. Bu nedenle çocuklara yaşlarına ve gelişim dönemlerine uygun bilgilendirme yapılması, kendilerini nasıl koruyacaklarının öğretilmesi gerekmektedir. Bir konudan hiç bahsetmemek çocukların endişelerini arttırır. Sokakta maskeli gezenleri, haberleri, arkadaşlarından duyduklarını anlamak isterler. Onları tüm bu abartılı davranışlardan, anlatımlardan korumanın ilk yolu doğru bilgileri tanıdıkları büyüklerin vermesidir. Bu bilgilendirmeyi aileler ve öğretmenler yapmalıdır.

Çocuklarla nasıl ve neler konuşulmalı?

  1. Çocuklarla konuşmak gerekir. Ama çocukları konuşmaya hazır olana değin zorlamamak da gereklidir. Önemli olan onlarla iletişimi açık tutmak, sorularına doğru ve gelişimine uygun cevaplar vermektir. Çocuk size soru sorabileceğini bilmelidir.
  2. Çocukların sorularını dürüstçe yanıtlamak gerekir. Onları korkutmadan, yaşlarına uygun ama yatıştırmak amaçlı yanlış bilgi de vermeden.
  3. Çocuklar ebeveynleri endişelendikçe daha çok endişelenir. Dolayısıyla ebeveynlerin kendi endişeleriyle başa çıkmaları gerekir. Eğer çok endişeliyseler çocuklara bunu yansıtmamaya çalışmalıdırlar. Eğer kendi endişeleriyle başa çıkamıyorlarsa o zaman çocukla başka biri konuşmalıdır.
  4. Çocukları dinleyin. Böylece ne bildiklerini ve ne merak ettiklerini öğrenebilirsiniz. Buna göre ona yanıtlar verebilirsiniz.
  5. Korkutucu davranışlar ve konuşmalar yapmayın. Temizlik konusunda aşırı titizlik göstermek, kurallara daha uyar diye korkutmak başka sorunlara yol açar unutmayın.
  6. Hijyen çocuklara öğretilmesi gereken temel becerilerdendir. El yıkamanın önemini, nasıl yıkaması gerektiğini, öksürürken nasıl ağızlarını kapayacaklarını gösterin. Ama abartarak çocukta takıntı haline getirmeyin.
  7. Belirsizlikler korkuyu, endişeyi arttırır. Çocuklarınızın yaşamını abartılı şekilde kısıtlamayın. Rutin önemlidir. Kurallara uyun ve kalabalık yerlerden uzak durun ama onunla vakit geçirin.
  8. Çocuklar kendileri için endişelenirler. Bu nedenle onlara hastalığın nadir görüldüğünü (klasik gripten daha az görülüyor) ve çocukların duyarlılığının daha az olduğunu (uzmanların açıklaması bu şekilde) söyleyin. Güven endişeyi azaltır.
  9. Çocuklarla iletişiminizi, onları dinlemeyi sürdürün. Her sorunun yanıtını bilemeyebilirsiniz. Ama öğrendikçe onunla paylaşacağınızı ve kendi soruları olursa size sorabileceğini bilmesi önemlidir.
  10. Çocukları sosyal medyadan ve ölümlerin, karantinanın anlatıldığı korkutucu programlardan uzak tutun. Birlikte gerçek ve doğru olan bilgileri nasıl takip edeceğinizi bulun. Maskelere gelince, çocuklar maskeli insanları merak edebilirler, niçin kendilerinin takmadığını sorabilirler. Onlara maskenin koruyucu olmadığının uzmanlar tarafından açıklandığını, takanların fazla temkinli kişiler olduğunu söyleyebilirsiniz.

Özellikle zaten kaygılı olan, anksiyetesi olan, takıntıları olan çocuklar daha çok etkilenecektir. Bulguları şiddetlenebilir. O zaman yardım almak gerekir.

Diğer yandan corona salgını nedeniyle önemi bir kez daha ortaya çıkan temizlik ve hijyen küçük yaştan öğrenilmesi ve benimsenmesi gereken bir kavramdır. Alışkanlıkları sonradan değiştirmek çok daha fazla emek ve zaman ister. El yıkama en basit temizlik kuralıdır ve çocuklara kolayca öğretilebilir. Çocuklar en iyi görerek, model alarak öğrenirler. Ellerini nasıl ve ne kadar süre yıkayacağını onlara çok küçük yaşlardan başlayarak gösterebilirsiniz. Süre için bir çocuk şarkısını (Örneğin daha dün annemizin kollarında) söylemese süresi eğlenceli bir ölçüt olabilir (20-30 saniye kadar). Eller üstü, içi, parmak araları ovuşturarak ve sabunla yıkanmalıdır. Sadece suyun altına tutmak ya da sabunu sürüp hemen akıtmak yeterli gelmeyecektir.

“O pis, elleme” demek doğru mu?

Sürekli “o pis, elleme” gibi uyarılar yaparak başka sorunlar yaratmak yerine çocuğa ellerini, kendini ve çevresini nasıl temiz tutacağını, temizleyeceğini öğretmek gerekir. Mendil kullanımı, kirli mendilin nereye atılacağı kişisel hijyen için öğretilecek ve örnek olunacak şeylerden biridir. Benzer şekilde öksürürken ağız nasıl kapatılır, temiz olduğu düşünülse bile elin ağza, göze çok fazla temas etmemesi öğretilmesi gerekenlerdendir. Tüm bunları öğretebilmek ve gösterebilmek için aynı kurallara erişkinlerin uyması şarttır.

Salgını önlemek amacı ile tedbir olarak okullar önce tatil edildi, akabinde de uzaktan eğitim başladı. Bu halk sağlığı açısından doğru alınmış bir karar ve sadece Türkiye’de değil birçok ülkede benzer tedbirler alındı. Çocukların okula gitmemesi demek onlar için yeni bir program hazırlamak demek. Bu süreçte dikkat edilmesi gerekenler:

  1. Unutmayın, bu zorunlu bir tatildir. Amaç gezmek, eğlenmek değil korunmaktır. Yani çocukları okula benzeyen kalabalık yerlere yollarsanız, onlarla toplu olunan yerlere giderseniz bulaşma riskini arttırırsınız. Bu süreç çocuklarla birlikte tatile gitme zamanı değildir. Aksine tüm dünya dolaşımı kısıtlıyor, öneriyor ki buna uymak gerekir.
  2. Özellikle çalışan anne babalar için bu süreç başka bir sorun yarattı. Çocuklara kim bakacak?
    Çocukları büyükanne büyükbabalara emanet etmek bir çözüm gibi görünüyor. Ancak biliyoruz ki virüs çocuklar için çok tehlikeli görünmese de yaşlılar için tehlikeli. Bu nedenle onların da korunması gereklidir. Çocuklara bakmayı büyüklere yüklemek, özellikle yaşlı olan büyük anne-babalar için sağlıklı olmayabilir.
    En iyi çözüm anne ya da babadan birine resmi ya da idari izin verilmesidir.
  3. Evde çocuklarla iyi zaman geçirmenin yolları aranmalıdır. Birlikte oyunlar oynamak, kitap okumak gibi. Bu süreyi yanlış alışkanlıkların artmasına, hatalı bilgilere ulaşmasına neden olacak teknolojik aletlerle geçirmek doğru olmaz.
  4. Salgın riski sürerse okul tatili uzayacaktır. Bu nedenle evde dersleri devam ettirmek için yöntemler geliştirmekte yarar var. Programlar hazırlamak, okul düzenine benzer bir düzenle evde eğitimi sürdürmek yararlı olur.

Henüz virüsten korunmak için aşı ya da tedavi yok. Biliyoruz ki en iyi önlem korunmak. Lütfen unutmayın kendinizi, çocuklarınızı ve insanlığı korumanın yolu tedbirli olmaktan ve kurallara uymaktan geçiyor.

Twitter’dan takip edin: @bengisemerciens

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun hakkında politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 17 Mart 2020’de yayımlanmıştır.

Bengi Semerci
Bengi Semerci
Prof. Dr. Bengi Semerci - Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi alanında çalışmaktadır. Akademik çalışmalarının yanı sıra serbest hekimlik, aile ve kurum eğitimleri, kurumsal danışmanlık da yapan Dr. Semerci 2007 yılında Bengi Semerci Enstitüsü’nü kurarak, yürüttüğü eğitim çalışmalarını tek çatı altında topladı. Hekim olarak çocuk, genç ve erişkin hastalarını tedavi ve takip etmenin dışında, verdiği eğitimleri, bireysel ve kurumsal danışmanlığını, kitap ve diğer yazı çalışmaları ile sosyal sorumluluk projelerini Bengi Semerci Enstitüsü’nde sürdürmektedir. Prof. Semerci, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Nöropsikiyatri Derneği, Politik Psikiyatri Derneği, Psikofarmakoloji Derneği, Dünya DEHB Federasyonu, APSARD, AACAP ve APA üyesidir. 2006-2011 yılları arasında Ulusal Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu üyeliği yapan Prof. Dr. Semerci, ayrıca Dünya Psikiyatri Birliği (WPA) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Çalışma Birimi, Avrupa Erişkin DEHB Network, Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Birliği (AACAP) medya komitesinde çalışmakta ve 2016 yılından beri Türkiye Psikiyatri Derneği Erişkin DEHB Çalışma Birimi Koordinatörlüğünü sürdürmektedir.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Covid19 salgını: Çocukların psikolojisi

Çocukların hem beden hem de ruh sağlığını koronavirüs salgınından nasıl koruyacağız? “O pis, elleme” demek, neden eksik? Çocuğa kim, neyi, ne kadar anlatmalı?

Tüm dünyayı panik ve korku içinde bırakan coronavirüs (Covid19) salgını için alınması gereken birçok önlem var. Salgının yayılmaması, hasta olanların iyileşmesi ve olmayanların korunması için devletlerin alması gereken önlemlerin yanı sıra kişilerin kendi ve diğerlerinin sağlıkları için hijyene dikkat etmek, koyulan kurallara uymak gibi yükümlülükleri vardır. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı, Tabipler Birliği gibi onaylanmış resmi makamların bilgilerini, alınması gereken önlemlere ilişkin uyarılarını dinlemek gerekiyor. Corona ve benzeri salgın hastalık riski sadece beden sağlığı ile ilişkili kalmamaktadır. Yarattığı korku ve panik nedeniyle ruh sağlığını da korumak gerekmektedir.

Sık sık yapılan sokağa çıkmayın uyarıları, okulların tatil edilmesi, sokaklarda maskeli ve eldivenli dolaşan insanların olması, erişkinlerin yaşadığı endişe çocukları etkiler. Hele bir de aileler onların basın, sosyal medya ve arkadaşlar gibi doğru olmayan, korkutucu haberlerden koruyamadığı durumlarda çocukların endişeleri artacaktır. Bu nedenle çocuklara yaşlarına ve gelişim dönemlerine uygun bilgilendirme yapılması, kendilerini nasıl koruyacaklarının öğretilmesi gerekmektedir. Bir konudan hiç bahsetmemek çocukların endişelerini arttırır. Sokakta maskeli gezenleri, haberleri, arkadaşlarından duyduklarını anlamak isterler. Onları tüm bu abartılı davranışlardan, anlatımlardan korumanın ilk yolu doğru bilgileri tanıdıkları büyüklerin vermesidir. Bu bilgilendirmeyi aileler ve öğretmenler yapmalıdır.

Çocuklarla nasıl ve neler konuşulmalı?

  1. Çocuklarla konuşmak gerekir. Ama çocukları konuşmaya hazır olana değin zorlamamak da gereklidir. Önemli olan onlarla iletişimi açık tutmak, sorularına doğru ve gelişimine uygun cevaplar vermektir. Çocuk size soru sorabileceğini bilmelidir.
  2. Çocukların sorularını dürüstçe yanıtlamak gerekir. Onları korkutmadan, yaşlarına uygun ama yatıştırmak amaçlı yanlış bilgi de vermeden.
  3. Çocuklar ebeveynleri endişelendikçe daha çok endişelenir. Dolayısıyla ebeveynlerin kendi endişeleriyle başa çıkmaları gerekir. Eğer çok endişeliyseler çocuklara bunu yansıtmamaya çalışmalıdırlar. Eğer kendi endişeleriyle başa çıkamıyorlarsa o zaman çocukla başka biri konuşmalıdır.
  4. Çocukları dinleyin. Böylece ne bildiklerini ve ne merak ettiklerini öğrenebilirsiniz. Buna göre ona yanıtlar verebilirsiniz.
  5. Korkutucu davranışlar ve konuşmalar yapmayın. Temizlik konusunda aşırı titizlik göstermek, kurallara daha uyar diye korkutmak başka sorunlara yol açar unutmayın.
  6. Hijyen çocuklara öğretilmesi gereken temel becerilerdendir. El yıkamanın önemini, nasıl yıkaması gerektiğini, öksürürken nasıl ağızlarını kapayacaklarını gösterin. Ama abartarak çocukta takıntı haline getirmeyin.
  7. Belirsizlikler korkuyu, endişeyi arttırır. Çocuklarınızın yaşamını abartılı şekilde kısıtlamayın. Rutin önemlidir. Kurallara uyun ve kalabalık yerlerden uzak durun ama onunla vakit geçirin.
  8. Çocuklar kendileri için endişelenirler. Bu nedenle onlara hastalığın nadir görüldüğünü (klasik gripten daha az görülüyor) ve çocukların duyarlılığının daha az olduğunu (uzmanların açıklaması bu şekilde) söyleyin. Güven endişeyi azaltır.
  9. Çocuklarla iletişiminizi, onları dinlemeyi sürdürün. Her sorunun yanıtını bilemeyebilirsiniz. Ama öğrendikçe onunla paylaşacağınızı ve kendi soruları olursa size sorabileceğini bilmesi önemlidir.
  10. Çocukları sosyal medyadan ve ölümlerin, karantinanın anlatıldığı korkutucu programlardan uzak tutun. Birlikte gerçek ve doğru olan bilgileri nasıl takip edeceğinizi bulun. Maskelere gelince, çocuklar maskeli insanları merak edebilirler, niçin kendilerinin takmadığını sorabilirler. Onlara maskenin koruyucu olmadığının uzmanlar tarafından açıklandığını, takanların fazla temkinli kişiler olduğunu söyleyebilirsiniz.

Özellikle zaten kaygılı olan, anksiyetesi olan, takıntıları olan çocuklar daha çok etkilenecektir. Bulguları şiddetlenebilir. O zaman yardım almak gerekir.

Diğer yandan corona salgını nedeniyle önemi bir kez daha ortaya çıkan temizlik ve hijyen küçük yaştan öğrenilmesi ve benimsenmesi gereken bir kavramdır. Alışkanlıkları sonradan değiştirmek çok daha fazla emek ve zaman ister. El yıkama en basit temizlik kuralıdır ve çocuklara kolayca öğretilebilir. Çocuklar en iyi görerek, model alarak öğrenirler. Ellerini nasıl ve ne kadar süre yıkayacağını onlara çok küçük yaşlardan başlayarak gösterebilirsiniz. Süre için bir çocuk şarkısını (Örneğin daha dün annemizin kollarında) söylemese süresi eğlenceli bir ölçüt olabilir (20-30 saniye kadar). Eller üstü, içi, parmak araları ovuşturarak ve sabunla yıkanmalıdır. Sadece suyun altına tutmak ya da sabunu sürüp hemen akıtmak yeterli gelmeyecektir.

“O pis, elleme” demek doğru mu?

Sürekli “o pis, elleme” gibi uyarılar yaparak başka sorunlar yaratmak yerine çocuğa ellerini, kendini ve çevresini nasıl temiz tutacağını, temizleyeceğini öğretmek gerekir. Mendil kullanımı, kirli mendilin nereye atılacağı kişisel hijyen için öğretilecek ve örnek olunacak şeylerden biridir. Benzer şekilde öksürürken ağız nasıl kapatılır, temiz olduğu düşünülse bile elin ağza, göze çok fazla temas etmemesi öğretilmesi gerekenlerdendir. Tüm bunları öğretebilmek ve gösterebilmek için aynı kurallara erişkinlerin uyması şarttır.

Salgını önlemek amacı ile tedbir olarak okullar önce tatil edildi, akabinde de uzaktan eğitim başladı. Bu halk sağlığı açısından doğru alınmış bir karar ve sadece Türkiye’de değil birçok ülkede benzer tedbirler alındı. Çocukların okula gitmemesi demek onlar için yeni bir program hazırlamak demek. Bu süreçte dikkat edilmesi gerekenler:

  1. Unutmayın, bu zorunlu bir tatildir. Amaç gezmek, eğlenmek değil korunmaktır. Yani çocukları okula benzeyen kalabalık yerlere yollarsanız, onlarla toplu olunan yerlere giderseniz bulaşma riskini arttırırsınız. Bu süreç çocuklarla birlikte tatile gitme zamanı değildir. Aksine tüm dünya dolaşımı kısıtlıyor, öneriyor ki buna uymak gerekir.
  2. Özellikle çalışan anne babalar için bu süreç başka bir sorun yarattı. Çocuklara kim bakacak?
    Çocukları büyükanne büyükbabalara emanet etmek bir çözüm gibi görünüyor. Ancak biliyoruz ki virüs çocuklar için çok tehlikeli görünmese de yaşlılar için tehlikeli. Bu nedenle onların da korunması gereklidir. Çocuklara bakmayı büyüklere yüklemek, özellikle yaşlı olan büyük anne-babalar için sağlıklı olmayabilir.
    En iyi çözüm anne ya da babadan birine resmi ya da idari izin verilmesidir.
  3. Evde çocuklarla iyi zaman geçirmenin yolları aranmalıdır. Birlikte oyunlar oynamak, kitap okumak gibi. Bu süreyi yanlış alışkanlıkların artmasına, hatalı bilgilere ulaşmasına neden olacak teknolojik aletlerle geçirmek doğru olmaz.
  4. Salgın riski sürerse okul tatili uzayacaktır. Bu nedenle evde dersleri devam ettirmek için yöntemler geliştirmekte yarar var. Programlar hazırlamak, okul düzenine benzer bir düzenle evde eğitimi sürdürmek yararlı olur.

Henüz virüsten korunmak için aşı ya da tedavi yok. Biliyoruz ki en iyi önlem korunmak. Lütfen unutmayın kendinizi, çocuklarınızı ve insanlığı korumanın yolu tedbirli olmaktan ve kurallara uymaktan geçiyor.

Twitter’dan takip edin: @bengisemerciens

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun hakkında politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 17 Mart 2020’de yayımlanmıştır.

Bengi Semerci
Bengi Semerci
Prof. Dr. Bengi Semerci - Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi alanında çalışmaktadır. Akademik çalışmalarının yanı sıra serbest hekimlik, aile ve kurum eğitimleri, kurumsal danışmanlık da yapan Dr. Semerci 2007 yılında Bengi Semerci Enstitüsü’nü kurarak, yürüttüğü eğitim çalışmalarını tek çatı altında topladı. Hekim olarak çocuk, genç ve erişkin hastalarını tedavi ve takip etmenin dışında, verdiği eğitimleri, bireysel ve kurumsal danışmanlığını, kitap ve diğer yazı çalışmaları ile sosyal sorumluluk projelerini Bengi Semerci Enstitüsü’nde sürdürmektedir. Prof. Semerci, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Nöropsikiyatri Derneği, Politik Psikiyatri Derneği, Psikofarmakoloji Derneği, Dünya DEHB Federasyonu, APSARD, AACAP ve APA üyesidir. 2006-2011 yılları arasında Ulusal Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu üyeliği yapan Prof. Dr. Semerci, ayrıca Dünya Psikiyatri Birliği (WPA) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Çalışma Birimi, Avrupa Erişkin DEHB Network, Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Birliği (AACAP) medya komitesinde çalışmakta ve 2016 yılından beri Türkiye Psikiyatri Derneği Erişkin DEHB Çalışma Birimi Koordinatörlüğünü sürdürmektedir.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x