Özellikle pandemi sonrası çalışma tarzlarındaki değişikliklerin lider konumundaki kişiler için yeni becerileri gerektirdiği su götürmez bir gerçek. Liderler ve kuruluşlar için danışmanlık hizmeti veren psikoterapist Selda Koydemir, Psyche internet sitesinde yayımlanan yazısında, belirsizlik, baskı ve değişimin hüküm sürdüğü günümüz iş dünyasında uyumlu ve dayanıklı bir lider olmaya giden yolu “psikolojik esneklik” kavramı ile açıklıyor.
Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:
“Siyasi değişim, uzaktan çalışmadaki artış, yaygın bütçe kesintileri ve ruh sağlığı sorunlarının yaygınlaşmasıyla, lider olmak her zamankinden daha zor hale geldi. (…) Baskı altında ve değişim süreçlerinde başarılı bir şekilde liderlik etmek teknik uzmanlıktan fazlasını; kişisel zorluklarla başa çıkma, değişimi yönetme ve esenliği sürdürme becerisini gerektirir. Geleneksel liderlik eğitimi genellikle strateji, proje yönetimi veya performans ölçütlerine odaklanırken, bu yazıda belirsizlikle daha iyi başa çıkmaya ve uzun vadeli başarıyı sürdürebilmeye yönelik psikolojik becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olmayı amaçlıyorum. (…)
Psikolojik esneklik; değişen koşullara uyum sağlama, zihinsel ve duygusal kaynaklarınızı buna göre kullanma ve değerlerinizle uyumlu kalırken büyük resmi akılda tutma kabiliyetidir. (…) Psikolojik esnekliği geliştirerek, daha fazla saygı kazanabilir, ekibinizde memnuniyeti artırabilir, zorlayıcı duygularınızı daha etkili şekilde yönetebilir ve sizin için gerçekten önemli olanlara odaklanabilirsiniz. Temel değerlerinizi net bir şekilde anlayarak, hedeflerinize yönelik amaçlı eylemlerde bulunabilir ve baskı altında dürtüsel tepki vermek yerine düşünceli olabilirsiniz. Bu esneklik olmadan, stres ve tükenmişlik yaşamanız, ekip dinamikleriyle mücadele etmeniz, iletişim ve etkileşimde bozulmalarla karşılaşmanız daha olasıdır. (…)
Zorlayıcı duygularınızı kabul etmeyi deneyin
Bir lider olarak, şüpheler veya endişeler gibi zorlayıcı duygu ve düşünceleri bastırdığınızı veya bunlardan kaçındığınızı fark edebilirsiniz; bunların performansınızı olumsuz etkileyeceğinden veya sizi zayıf göstereceğinden korkuyor olabilirsiniz. (…) Hoş olmayan duyguları kabul etmek, onların içinde debelenmek veya hissettiğiniz her duyguyu ifade etmek anlamına gelmez; söz konusu olan, sizi tüketmeden onlarla bir arada yaşamayı öğrenmektir. (…)
Meslektaşlarımla birlikte, Türkiye’den finans, sağlık ve eğitim gibi sektörlerden yöneticilerle yakın zamanda yürüttüğümüz bir çalışmada, zorlayıcı duygu ve düşüncelerinden kaçınmaya meyilli liderlerin ekiplerinin psikolojik esenliğinin düşük olduğunu gördük. Bu ilişki, ekip üyelerinin temel psikolojik ihtiyaçlarının (özerklik, yetkinlik ve başkalarıyla bağlantı kurma) karşılanmadığını söylemesiyle açıklığa kavuştu. Yorumumuz, yöneticilerin duygulardan kaçınma eğilimlerinin, çalışanlarının psikolojik ihtiyaçlarını destekleme yeteneklerini etkilediği ve ekiplerinin daha fazla hayal kırıklığına uğramasına ve ilgisiz kalmasına yol açtığı yönünde. İçsel deneyimlerinizden sürekli olarak kaçındığınızda, başkalarının da aynısını yapmak zorunda hissettikleri bir ortam yaratma riskiniz var ki bu da güveni, iletişimi ve işbirliğini engelliyor. (….)
Yeterince iyi olmadığınızı söyleyen bir düşünceyle savaşmak veya kaygıyı uzaklaştırmak yerine, onların eylemlerinizi dikte etmesine izin vermeden var olmalarına olanak tanıyın. Kabullenen liderler, baskı altında daha net kararlar alır ve ekipleriyle daha güçlü bağlantılar kurar. (…)
Büyük resme bakın
Bir liderin anlık zorluklar karşısında takılıp kalması kolaydır. Bu, bakış açınız daraltırken sorunları bunaltıcı ve aşılmaz hissettirir. (…) Bu tarz zorluklara mesafeli ve nesnel bir şekilde bakmak duygusal rahatsızlığı azaltabilir ve anlayışınızı genişletebilir. Sorunların nadiren tek bir nedeni veya tek bir çözümü vardır. Geri çekilmek, birden fazla açıyı görmek için alan yaratır ve daha iyi kararlar almaya olanak tanır.
İşte bunun için birkaç yol:
Durumunuzla aranıza mesafe koyun
(…) Bir ekip üyesiyle zor bir konuşma yaptığınızı hayal edin. Belki bir teslim tarihini kaçırdılar, düşük performans gösterdiler veya geri bildirimlere kötü tepki verdiler. Bu konuşma sizi hayal kırıklığına uğrattı ve şimdi bunu kafanızda tekrar tekrar canlandırıyorsunuz.
Aynı yoğunlukta yeniden yaşamak yerine, bakış açınızı değiştirmeyi deneyin. Kendinizi etkileşimin ortaya çıkışını izleyen bir gözlemci olarak düşünün; hem sizi hem de diğer kişiyi yakalayan bir kamera gibi. Ya da durumu bir dağın tepesinden gördüğünüzü hayal edin.
Bu değişim, sizinle duygularınız arasında bir alan yaratır ve deneyimi nesnel olarak işlemenizi kolaylaştırır. Daha önce kaçırdığınız ayrıntıları fark edebilir, alternatif açıklamaları görebilirsiniz. Amaç, olanları reddetmek değil, daha fazla açıklıkla karşılık vermektir.
Bakış açınızı genişletecek sorular sorun
Bazen başkalarına yardım etmek kendimize yardım etmekten daha kolaydır. Bu avantajı kullanmak için kendinize şunları sorun:
– Görüşüne güvendiğiniz bir kişi bu durumda ne yapardı?
– Zaman yolculuğu yapıp altı ay sonraki kendinizle tanışabilseydiniz, gelecekteki siz bugünkü size hangi tavsiyeyi verirdi?
– Bu konu bir yıl sonra size nasıl görünecek?
– Tanıdığınız en bilge kişi şu anda ne söyler veya ne yapardı?
– Bir arkadaşınız sizin durumunuzda olsaydı ve sizden tavsiye almak için gelseydi, ona ne söylerdiniz? (…)
Esneklikle yanıt verin
Yazar, esnek liderliğin en önemli özelliklerinden birinin uyum sağlama yeteneği; yani eylemlerinizi, düşünce yapınızı ve iletişiminizi durumun gerektirdiklerine göre ayarlayabilme becerisi olduğunu belirtiyor: “Mevcut esnekliğiniz hakkında fikir edinmek için kendinize şu soruları sorun:
– Fikirlerimi farklı şekillerde iletebilir, mesajımı ekibimin ihtiyaçlarına, geçmişlerine ve iletişim tarzlarına uyacak şekilde uyarlayabilir miyim?
– Bir sorunla karşılaştığımda, tek bir yaklaşıma yönelmek yerine birden fazla bakış açısını mı göz önünde bulunduruyorum?
– Yeni bilgiler ortaya çıktığında tepkimi ona göre ayarlıyor muyum yoksa koşullar değişse bile ilk duruşuma mı bağlı kalıyorum?
– Beklenmedik durumlarla ne kadar iyi başa çıkıyorum? Gerektiğinde yeniden değerlendirme yapıp eksen değiştirebilir miyim?
– Bir strateji işe yaramadığında, bunu hemen fark edip alternatif yaklaşımları mı deniyorum?
Bu soruların hepsine veya çoğuna evet cevabı verdiyseniz, bu esnekliğin işaretidir. Gelişme ihtiyacı hissediyorsanız, uyum yeteneğinizi nasıl güçlendirebileceğinize dair bazı öneriler:
– Ekibinizi anlayın. Ekip üyelerinizin farklı kişilik tiplerine ve iletişim tarzlarına dikkat edin. Bireysel ihtiyaçlarını hesaba katarak, onlarla daha etkili bir şekilde etkileşime girebilir ve yanıt verebilirsiniz. (…)
– Çeşitli girdiler bulmaya çalışın. Kendi bakış açınızı zorlayan bakış açılarına düzenli olarak kulak verin. Bu, düşüncenizi genişletecek ve kör noktaları önleyecektir. Örneğin, yalnızca en çok katkıda bulunanlar yerine, daha sessiz ekip üyelerinden düşüncelerini sorun.
– Tepki vermeden önce duraklayın. Geri bildirimlere savunmacı bir şekilde tepki vermek yerine, sorular sorun ve merakla dinleyin. (…)
– Yeni bilgilere göre kendinizi ayarlayın. Güncel olmayan bir plana bağlı kalmak maliyetli olabilir, bu nedenle yeni veri toplarken yaklaşımınızı iyileştirmeye istekli olun. (…)
– Konfor alanınızın dışına çıkın. Farklı bir departmanda bir projeye liderlik etmek, farklı bir geçmişe sahip birine akıl hocalığı yapmak veya bir krizi yönetmek olsun, konfor alanınızın dışına çıkmak uyum yeteneğinizi artıracaktır. (…)
Zorluklara rağmen değerli hedefler seçin
Yazar, değerlerin, ne yapmanız gerektiğiyle ilgili değil, gerçekte kim olmak istediğinizle ilgili olduğunu söylüyor: “Değerler, sabırla dinlemekten ve cesaretle konuşmaktan dürüstlükle liderlik etmeye ve nezaketle karşılık vermeye kadar liderliğinizi şekillendirir.
Psikolojik esneklik, rahatsız edici duygularla veya dış engellerle karşı karşıya kalsanız bile eylemlerinizi değerlerinize göre seçmeniz anlamına gelir. Mükemmellik mümkün olmasa da amaç, olabildiğince değerlerinize göre yaşamaktır. Bunu yapmak için değerlerinizin tamamen farkında olduğunuzdan, onlarla uyumlu hareket ettiğinizden ve zorluklara rağmen onlara bağlı kaldığınızdan emin olmanız gerekir. İşte psikolojik esnekliğin bu üç öğesini elde etmenize yardımcı olacak bazı adımlar:
Temel değerlerinizi belirleyin
Sizin için gerçekten önemli olan değerleri belirlemek için kendinize şu soruları sorun:
– Kendimi bir lider olarak nasıl sunmak istiyorum?
– Liderliğe hangi kişisel niteliklerimi yansıtmak istiyorum?
– Ekibimle nasıl etkileşim kurmak istiyorum?
– Liderlik ettiğim kişileri nasıl olumlu etkileyebilirim?
(…) Değerlerinizi keşfetmenin bir diğer yolu da ileriye bakmaktır: Bundan 10 yıl sonrasını ve ekibinizle, meslektaşlarınızla veya sevdiklerinizle son 10 yılda aldığınız en önemli liderlik kararlarını paylaştığınızı hayal edin. Aşağıdaki sorular üzerinde düşünün:
– Liderliğim hakkında başkalarıyla hangi önemli kararları paylaşmayı hayal ediyorum?
– Hangi önemli kararlar liderlik yolculuğumda en fazla etkiye sahipti?
– Bu kararları neden aldım? Hangi değerler bana rehberlik ediyordu?
– Bu kararlar liderlik tarzımı nasıl şekillendirdi ve birlikte çalıştığım insanları nasıl etkiledi? (…)
Bu süreçte notlar almanızı ve en önemli temel değerlerinizi belirledikten sonra bunları kendinize hatırlatıcı olarak bir yere not etmenizi öneririm. (…)
Eylemlerinizi değerlerinizle uyumlu hale getirin
Değerlerinizi belirledikten sonra, günlük eylemlerinizin onlarla uyumlu olup olmadığını dürüstçe değerlendirin.
Düzenli liderlik davranışlarınızı listeleyerek başlayın: Projeleri genellikle nasıl yönetiyor, ekibinizle nasıl iletişim kuruyor, günlük kararları nasıl alıyorsunuz? Ardından, bu eylemlerden ve yaklaşımlardan hangilerinin temel değerlerinizle uyumlu, hangilerinin uyumlu olmadığını belirleyin. Son olarak, varsa, belirlediğiniz uyumsuzlukları düzeltin ve değerlerinize göre hareket etmeye özen gösterin. (…)”
Bu yazı ilk kez 24 Nisan 2025’te yayımlanmıştır.
