Olağandışı hareketlilik ve dikkatini toplayamamak şeklinde kendini gösteren dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) özellikle beynin önemli değişimler geçirdiği ergenlik döneminde kişileri olumsuz yönde etkiliyor.
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden psikiyatri ve davranış bilimleri doçenti, Seattle Çocuk Hastanesi’nde klinik psikolog Margaret Sibley, Psyche’de yayımlanan yazısında, her gün izlenebilecek sekiz stratejiyle ebeveynlerin DEHB’li ergenlerin öğrenmeleri ve davranışları üzerinde nasıl uzun vadeli etki yaratabileceğini açıklıyor.
Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:
“(…) DEHB ailelerde rastlanan bir durumdur ve yaklaşık 15 ergenden birini etkilediği tahmin edilmektedir. DEHB; beynin dikkat, yürütücü işlevler (ileriyi düşünme ve planlama gibi) ve motivasyonla ilgili bölümlerinin yapı ve işlevindeki farklılıklarla karakterize edilen bir zihinsel sağlık bozukluğudur.
Genellikle çocukluk döneminde teşhis edilir, zira ebeveyn veya öğretmen, çocuğun ya da okulda aşırı aktif davranışlar sergilediğini ya da yükümlülüklerine ayak uydurmakta zorluk çektiğini fark eder. Çoğu insan için DEHB kronik, yaşam boyu süren bir rahatsızlıktır. Ancak kişi çocukluktan ergenliğe ve yetişkinliğe geçtikçe DEHB belirtileri de değişiklik gösterir.
DEHB ve ergenlik
İnsan beyni ergenlik döneminde önemli bir değişimden geçer. Bu herkes için zor olsa da nörogelişimsel farklılıkları göz önüne alındığında DEHB’li gençler için daha zordur. Ergenlik ve DEHB arasındaki bu etkileşim, genellikle sıkıntılı durumlar içeren tecrübelere neden olur. DEHB’li birçok kişi, ergenliğin hayatlarının en zorlu dönemi olduğunu söylüyor.
Ergenlik döneminde beyin gelişimi, birkaç yıl içinde kademeli olarak gerçekleşir ve bazı bölgeler diğerlerinden daha erken gelişir. Özellikle duygular ve ödül arama davranışı ile ilgili olan limbik sistem, yetişkinlikteki gücünü ergenliğin başlarında kazanır. Otokontrol ve karar verme ile ilgili olan prefrontal korteks ise 20’li yaşların ortalarına kadar tam olarak olgunlaşmaz. (…) Bunun bir sonucu olarak da DEHB’li gençler, deneyimlerden öğrenme konusunda sorun yaşarlar. Neye dikkat ettiğimizi, ne yapmayı seçtiğimizi, bilgiyi ne kadar iyi depoladığımızı ve uygunsuz davranmaya yol açan ayartmaların üstesinden gelme biçiminizi beynimizdeki ödül sinyalleri yönetir. DEHB bu süreçlerin tümünü etkiler ve DEHB’li ergenler, uygun eylemleri gerçekleştirmeleri için onları yeterince motive edecek daha güçlü veya daha acil sonuçlara ihtiyaç duyabilir.
DEHB ve ebeveynlik
Günümüzde ebeveynlerin, ergenlik döneminin sonuna kadar gençlerin özerkliğine olanak tanımak için evdeki desteklerini kademeli olarak azaltmaları bekleniyor. Okulda da öğretmenler aynısını yapıyor. Yeni keşfedilen bu özgürlükler, çoğu gencin biraz tökezlemesine yol açar. Tipik gelişme gösteren ergenler, böylesi durumlarda genellikle olumsuz bir sonuç yaşarlar ve gelecekte bu sonuçtan kaçınmak için davranışlarını değiştirirler. Buna karşılık DEHB’li gençler aynı hatayı iki, üç veya 20 kez yapabilirler. Örneğin, DEHB’li bazı ergenler tekrar tekrar zorlu durumlar içinde bulunabilir veya ödevlerini sürekli aksatabilirler. Cezalandırılma ve iyi not almama deneyimi, beyinleri tarafından uygun şekilde kodlanmaz ve gelecekteki davranışlarını gerektiği gibi etkilemez.
Panikleyen ebeveynler bu tarz durumlarda özgürlükleri ortadan kaldırarak veya daha küçük çocuklar için uygun olan daha yüksek destek seviyelerine geri dönerek tepki verebilirler. Ancak bu, çocuğunuzun özerklik geliştirmesine daha az fırsat tanıyacak ve yetişkin yaşamına yeterince hazırlanamamasına neden olacak ve bu da bir kısır döngü yaratacaktır. (…) Bu tür gençlerin ebeveyni olmak kolay değildir. Ancak onları desteklemek için yapabileceğiniz ve zamanla yavaş yavaş karşılığını verecek küçük adımlar atabilirsiniz. (…)
Her gün yapılacak küçük şeyler DEHB’li ergenlerin öğrenmeleri ve davranışları üzerinde uzun vadeli etki yaratabilir. Aşağıda ana hatlarıyla açıkladığım sekiz stratejiye odaklanırsanız, zamanla çocuğunuzun sorumlu bir şekilde özerkleşmesini ve yetişkinliğe başarıyla geçme şansını artıracaksınız.
1. Ödüllendirici etkinlikleri ve konuları bulmasına yardımcı olun
DEHB’li ergenlerin davranışları limbik sistemin yönetimindedir. Bu nedenle doğal ilgi alanlarına giren ve keyif aldıkları görevlerle meşgul olacaklardır. Tam gelişmiş prefrontal kortekslere sahip yetişkin olduklarında bile, DEHB’li kişiler yüksek ilgi alanlarında en iyisini yapmaya devam edeceklerdir. (…)
Bu nedenle, birinci ebeveynlik eylemi, limbik sistem güdümlü motivasyonun iyi taraflarından yararlanmaktır. Çocuğunuz sevdiği görevlere odaklanmada çok başarılı olacaktır. İşin püf noktası, doğal katılımı teşvik eden sağlıklı ve üretken eğitim, ders dışı alanlar ve kariyer alanları bulmalarına yardımcı olmaktır. Bu görev ekstra çaba gerektirebilir. Çocuğunuzun yeni şeyler denemek veya yeni aktiviteler keşfetmek için motivasyonu olmayabilir.
DEHB’li bir ergenin ebeveyni, velisi veya öğretmeni olarak, üretken yüksek ilgi alanlarını aramanız gerekebilir, çünkü gençler genellikle bunları fark etmeyecektir. Bu nedenle, çocuğunuzun deneyebileceği yarı zamanlı işleri, yaz programlarını veya ders dışı grupları çocuğunuzla birlikte araştırın. Onlara birden fazla seçenek sunun ve katılmaya ilgisiz görünüyorlarsa birini seçmelerini isteyin.
Bazen, çocuğunuzun yüksek ilgi alanlarında başarılı olabilmesi için becerilerini geliştirmesi gerekebilir. Beceri gelişimine yatırım yapın. DEHB’li bir ergeni düşük ilgi alanlarına yönelmeye zorlamak ise çatışmaya neden olabilir ve genellikle uzun vadede sürdürülebilir değildir. (…)
2. Destekleyici ortamlarda daha fazla zaman geçirmesini sağlayın
Her sınıf faaliyeti, ders dışı aktivite, kişilerarası ilişki, okul sonrasında yapılan iş ve ev ortamı, DEHB’li gençler için benzersiz zorluklar ve fırsatlar sunar. Eşsiz güçlerine ve yeteneklerine değer veren ortamlarda daha fazla gelişeceklerdir. (…) Uygun ortamlar benlik saygısını artıracak, beceri gelişimine ve kişisel gelişime yol açacak, başarı ve kişisel ilerleme için fırsatları artıracaktır. Buna karşılık, uygun olmayan ortamlar moral bozukluğuna, daha az çabalamaya ve görevden kaçınmaya yol açabilir.
DEHB’li ergenlerin çoğu, farklı günlük ortamlarla ne kadar iyi başa çıktıklarını değerlendirebilecekleri eleştirel düşünme becerilerini henüz geliştirmemiştir. Farklı durumların gelişimlerini nasıl etkilediğini de muhtemelen anlamayacaklardır.
Bu nedenle, ikinci ebeveynlik eylemi, çocuğunuz için mevcut ortamların çeşitliliği hakkında aktif olarak bilgi toplamak ve destekleyici, faydalı ortamlarda daha fazla zaman geçirmelerine yardımcı olmaktır. Bunlar eğitim ortamları, yarı zamanlı işler, müfredat dışı veya sosyal faaliyetler ile yetişkinler ve akranlarla günlük ilişkiler olabilir. (…)
3. Küçük adımlarla makul beklentiler oluşturun
Üçüncü ebeveynlik eylemi, yüzde 10 kadar bir gelişme gibi küçük adımlarla yapılacak iyileştirmeleri gerektirir. DEHB’li gençler için ilerleme genellikle yavaştır ve küçük değişiklikleri büyük değişikliklerden daha kolay yapacaklardır.
Bu yaklaşım, bazen sizi rahatsız eden davranışlara izin vereceğiniz anlamına gelir. Örneğin, okuldan geldikten sonra ödev yapmadıklarında, akşam saatlerinde sadece 10 dakika ayırarak başlamasını isteyebilirsiniz. 10 dakika kolay geçmeye başladığında, beklentinizi 20 dakikaya, ardından 30 dakikaya kadar çıkarabilirsiniz. Buna karşılık, ödevin tamamen bitmesini veya kalıcı bir olumlu tutum talep etmek gibi ‘ya hep ya hiç’ kurallarının yerine getirilmesi çok zor olabilir ve gençlerin denemeyi tamamen bırakmalarına yol açabilir.
Elbette şiddet veya güvenli olmayan davranışlar gibi ‘ya hep ya hiç’ yaklaşımını gerektirecek ciddi olumsuz davranışlar da söz konusudur. Ancak, olumlu davranışları artırmaya çalıştığınızda, küçük adımlar kuralı, zamanla karşılığını veren küçük kademeli iyileşmeler getirebilir.
Beklentilerinizi açıkça iletmeniz önemlidir. Kuralların farklı şekilde akılda kalmasını önlemek için bunları mümkün olduğunda bir yere yazın. Siz ve çocuğunuz beklentiler konusunda anlaşamadığınızda, anlaşmazlığı kabul edin ve bakış açınızı sakince açıklayın.”
4. Sorumsuz davranışlar için adil ve tutarlı sonuçlar belirleyin
Yazar, birçok ebeveynin DEHB’li gençlerin sonuçlara tepki vermediğini düşündüğünü ve kısmen de haklı olduklarını belirtiyor:
“DEHB’li gençler sonuçlara akranlarıyla aynı şekilde tepki vermezler. Araştırmalar, DEHB’li kişilerin neden-sonuç ilişkilerini öğrenmelerinin daha uzun sürdüğünü, ancak nihayetinde, özellikle de işler öngörülebilir olduğunda, bunu öğrendiklerini gösteriyor. Seçimleri ile sonuç arasında basit neden-sonuç ilişkileri olduğunda, eylemlerinin sonuçları hakkında en doğru yargılarda bulunabilirler. Ayrıca genellikle acil durum veya güçlü sonuçlara en iyi şekilde karşılık verirler.
Bu nedenle dördüncü ebeveynlik eylemi, çocuğunuzun belirlediğiniz adil beklentileri karşılayamadığı durumlarda uygun sonuçları belirlemektir. Sonuçlar vaktinden önce açıklığa kavuşturulmalı ve sürekli olmalıdır. (…) Sonuçları önceden tartışmamak, ergenleri belirli bir kararın artılarını ve eksilerini tartma fırsatından mahrum bırakacaktır. Benzer şekilde, sonuçların tutarsız bir şekilde aktarılması, DEHB’li ergenlere kumar oynayabileceklerini düşündürebilir. Bunun sorumsuz olmaya değer olduğunu düşünebilirler, çünkü herhangi bir sonuca varmama ihtimaliniz yüksektir.
Tutarlılık çok önemli olduğundan, yalnızca konumlandığınız ve takip etmeye hazır olduğunuz sonuçları iletmelisiniz. Oyunun kuralları sürekli değiştiğinden boş tehditler veya sürpriz sonuçlar, çocuğunuzun davranışlarını düzenleme yeteneğini zayıflatacaktır. Son olarak ceza, suça uygun olmalıdır. Ilımlı ancak tutarlı sonuçlar; büyük ve öngörülemeyen cezalardan daha etkilidir. (…)
5. Ev rutinlerinde stratejik olun
DEHB’li kişiler, doğal teşviklerden yoksun yapılandırılmamış ortamlarda öz düzenleme sorunu yaşarlar. Buna karşılık, genellikle göreve devam etmelerini sağlayacak bir yapı ve yerleşik teşvikler olduğunda gelişirler. Beşinci ebeveynlik eylemi, mümkün olduğunca tutarlı bir ev rutini oluşturmaktır.
Bu rutin aynı zamanda stratejik olarak teşvikler de oluşturabilir. Ekran karşısında geçirilen zaman, arkadaşlara ayrılan zaman veya evcil hayvanlarla ilgilenilecek zaman gibi daha yüksek ilgi gerektiren görevler, ev ödevi veya ev işleri gibi düşük ilgi gerektiren görevlerin tamamlanmasından hemen sonra gelmelidir. Günlük aktivitelerin tutarlı sıralaması, tamamen ergenin kontrolünde olan günlük yapıda doğal neden-sonuç ilişkileri oluşturur. (…)
6. Özerklik için fırsatlar yaratın
DEHB’li bir gence yönelik sorumlu ebeveynlik, sıklıkla gençlerin özgürlüklerinin kaybolmasına neden olabilir. Kurallarınız ve beklentilerinizin yerine getirilmesini talep ederken kendinizi, boş zamanı azaltan, sıkı bir sokağa çıkma yasağı uygulayan veya okul ödevlerinde daha yüksek düzeyde yetişkin yardımına yol açan sonuçlar çıkarırken bulabilirsiniz. (…) Ergen gelişiminin hedeflerine ulaşmak için gençlerin bağımsız karar verme, planlama becerileri ve kendi kendine yeterlilik gösterme fırsatlarına ihtiyacı vardır. Çocuğunuzun güçlü yönlerine ve ilgi alanlarına uygun ve onlara özerklik fırsatları sağlayacak ders dışı etkinlikler üzerine düşünün. (…)
Bu nedenle altıncı ebeveynlik eylemi, başarısızlık ihtimalinin düşük olduğu durumlarda sorumluluk vermektir. Çocuğunuzun özgüvenini güçlendirmek için, en ufak bir özerklik gösterdikleri durumların farkında olun. Özerklikle ilgili başarısızlık olduğunda, gençleri utandırmaktan kaçının ve karar almalarında sebep-sonuç ilişkilerini kullanmalarına yardımcı olarak tarafsız bir şekilde karşılık verin. ‘Senin kararın’, ‘Kendinden sen sorumlusun’ ve ‘Kendini en iyi sen tanırsın’ gibi destekleyici bir dil kullanarak çocuğunuzun kendini bağımsızlık kabiliyetine sahip biri olarak algılamasına yardımcı olabilirsiniz.
7. Özgüvenlerini geliştirin
DEHB’li ergenler genellikle akranlarından daha düşük benlik saygısına sahiptir. Yıllarca süren hata yapma, ebeveynlerin hayal kırıklığı, sosyal mücadeleler, okuldaki ve faaliyetlerdeki başarısızlık onlarda ‘Bende bir sorun var’, ‘Diğer çocuklar kadar iyi değilim’ gibi inançlar yaratabilir. Çocuğunuzun kendine güveni olmadığını düşünüyorsanız, bu konuda yardımcı olmanız önemlidir. Zira ergenlik döneminde, benlik saygısıyla ilgili ciddi ve kronik sıkıntılar depresyona, sosyal izolasyona, sinirliliğe ve madde bağımlılığına yol açabilir.
Yedinci ebeveynlik eylemi, aktif olarak çocuğunuzun özgüvenini tesis etmektir. Bir şeyleri iyi yaptığımızı hissettiğimizde benlik saygımız artar. Bu nedenle, ergen çocuğunuzun ilgi veya doğal yetenekler gösterdiği alanlarda yetkinlik gelişimine yatırım yapın.” (…)
8. Düzenli toplantılar gerçekleştirin
Yazar, önceki tüm adımlar için temel oluşturacak etkili bir yolun, haftalık bir ebeveyn-çocuk toplantıları planlamak (sekizinci ebeveynlik eylemi) olduğunu söylüyor: “Tutarlı bir şekilde yürütülürse, bu basit uygulama zaman içinde faydalı olabilir. (…) Bu toplantıda kardeşler bulunmasın. Toplantıları, dışarıda kahve içmek ya da yemek yemek, parkta veya en sevdiğiniz manzara karşısında oturmak ya da en sevdiğiniz müzikleri dinlemek gibi keyifli bir deneyimle eşleştirin. Toplantıya bir randevu gibi davranın, ancak etkinliğinizin konuşmaya odaklanabileceğiniz ve not almaya olanak tanıyacak kadar basit olduğundan emin olun.
Başka bir strateji, birlikte keyif aldığınız daha aktif bir ebeveyn-genç aktivitesiyle (spor yapmak, yürüyüşe çıkmak veya sinemaya gitmek gibi) başlamak ve ardından haftalık sohbetiniz için bir yerde oturmaktır. Çocuğunuzun dikkat süresine bağlı olarak, toplantı nispeten kısa (örneğin 15 dakika) veya biraz daha uzun (örneğin 45 dakika) sürebilir.
Her hafta planlanmış konularla ebeveyn-genç toplantısına gelmenizi ve çocuğunuzu da aynısını yapmaya davet etmenizi öneririm. Her hafta tekrar eden konular olabileceği gibi haftaya özel konular da olabilir. Örnek haftalık konular:
- Geçen hafta boyunca gösterdiği olumlu çabaları takdir etmek;
- Çevrimiçi olarak notlarını kontrol ederek son başarıları ve zorlukları tartışmak;
- Gelecek haftanın yükümlülükleri ve beklentilerini gözden geçirmek;
- Kendileri için haftalık bir hedef belirlemelerini istemek;
- Gelecek hafta tamamlanacak gündelik bir ev işini belirlemek;
- Bir hedef veya görevin önündeki olası engeller için problem çözme yaklaşımını kullanmak;
- Sonraki hafta için program yapmak.
Tek seferlik konulara örnekler:
- Ders dışı bir faaliyet için birlikte araştırma yapmak;
- Bir sonraki öğretim yılının ilgi çekici dersleri üzerine konuşmak;
- Ev içinde yeni kurallar koymak;
- Nasıl yeni özgürlükler kazanabileceğini müzakere etmek;
- Aile gezisi planlamak veya bir arkadaşla sosyal ilişki kurmak;
- Uzun vadeli hedefleri keşfetmek;
- Yaz etkinliklerini planlamak,
- İş aramak. (…)”
Bu yazı ilk kez 21 Temmuz 2022’de yayımlanmıştır.