Ekim’in ilk haftası hem teknoloji dünyasına hem de belki de dünya genelinde sıradan insanların hayatına Facebook damgasını vurdu. Bir yanda 6 saatlik kesinti, diğer yanda da şirketin eski ürün müdürü Frances Haugen’in şirket içi belgelerle yaptığı ifşaatlar çok konuşuldu.
Peki, Facebook’ta gerçekten neler oluyor? Şirket ne kadar büyük bir krizin içinde? Birkaç saatlik kesinti neden bu kadar insanı telaşa sürükledi? Facebook kimin için ne ifade ediyor? Konunun uzmanları kaleme aldıkları yazılarda bu sorulara yanıt aradı.
Dünyanın en önemli teknoloji okullarından MIT’nin Technology Review dergisindeki kısa bir makale, özellikle gelişmekte olan ülkelerde Facebook’un çok büyük önem taşıdığına ve hatta artık “internet ile aynı anlama geldiğine” dikkat çekiliyor. New York Times’da yayınlanan bir diğer makalede ise Facebook’un şirket kültürünün kâr ve büyüme odaklı olduğu ve bunun şirketin sosyal medya ürünlerinin yol açtığı toplumsal sorunlara gözünü kapatmasına yol açtığı kaydediliyor. Bu durumun ancak şirket yönetiminde değişikliğe gidilmesiyle değişebileceği görüşü savunuluyor.
Dünyanın büyük bölümü için Facebook=İnternet
Eileen Guo ve Patrick Howell’ın O’Neil, M.I.T. Technology Review’da yayınlanan makalelerinde Facebook’un özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyük önem taşıdığını vurguluyor:
“ABD’deki pek çok kullanıcı için kesinti önemsiz bir sıkıntıydı. Ancak dünyada internete girmek için Facebook’un ürünlerine bağlı olan milyonlarca kişi için, özellikle Ağustos ayı ortasında çekilmenin ardından uluslararası toplum tarafından terk edildiğini düşünen Afganlar için bu ani kesinti çok daha ciddiydi.
Özel internet tarayıcısı Tor ve şifreli mesaj servisi Signal gibi teknoloji projelerini destekleyen Amerikalı kâr amacı gütmeyen kuruluş Open Technology Fund’ın (Açık Teknoloji Fonu) güvenlikten sorumlu başkan yardımcısı Sarah Aoun, Facebook’un dünyanın büyük bölümü için “internet ile aynı anlama geldiğini” söylüyor. Aoun, bu nedenle kesintinin “büyük bir altyapı çöküntüsünden” farkı olmadığını belirtiyor.
Facebook kendi internetini inşa etti
Dünya genelinde Facebook’un aralarında Facebook.com, Massenger, Instagram ve WhatsApp’ın da olduğu sosyal medya ürün ailesini kullanan 3,5 milyardan fazla insan var. En çok Facebook kullanıcısının bulunduğu ülke 340 milyon ile Hindistan. ABD’de de 200 milyon kadar Facebook kullanıcısının olduğu tahmin ediliyor.
Bu durum tesadüfî değil. Facebook gelişmekte olan ülkelerde internete erişimi artırmak için yıllardır çalışıyor. Erişimin arttığı takdirde kullanıcı sayısının da artacağını tahmin ediyorlardı. Bu amaçla şirket, uydular, insansız hava araçları ve radyo bağlantılı kablosuz ağlar üzerinde araştırma yaptı. Fiziki internet altyapısını geliştirmek için yerel telekomünikasyon firmalarıyla ortaklıklar kurdu.
Facebook 2013 yılında Internet.org adını verdiği, kullanıcılara veri ücreti ödemeden Facebook ve bazı sitelere erişimini sağlayan bir girişim başlattı. Bu girişim, Mark Zuckerberg’in dünyanın yüzde 85’ini internete erişim sağlama planının bir parçasıydı. Bazı engellemelere rağmen bugün “Free Basics” adını alan bu girişim, diğer ülkelere yayıldı. Facebook 2018’de Internet.org sayesinde 100 milyon kişinin internete kavuştuğunu açıkladı. 2019 yılında Free Basics 30’u Afrika’da olmak üzere 65 ülkede kullanımdaydı. Geçen yıl şirket kullanıcıların veri kullanım kotalarının doldursalar bile sadece Facebook ürünlerine değil, tüm internete düşük bant trafiği ile erişebildiği Facebook Discover girişimini başlattı.
Bu programın bir versiyonu Afganistan’da da mevcut ve burada yeni internet kullanıcılarının çoğu için tüm internet Facebook, Facebook Messenger ve WhatsApp demek. İnternetin tamamına erişimi bulunanlar arasında olanlar için bile Facebook ürünleri hayati bir rol oynuyor. WhatsApp aramaları, daha pahalı ve daha az güvenli olan telefonun yerini aldı. Dünya genelinde çok sayıda küçük işletme, ürünlerini tanıtmak ve satmak için Facebook araçlarına muhtaç durumda.
Tüm bunlar, geçici bir kesintinin bile Afganların ülkeden tahliyesine yardımcı olan geçici gruplar gibi insan hakları savunucusu kuruluşların ve Taliban’ın intikam alacağından korkarak saklanan ve çoğunlukla WhatsApp yoluyla haber bekleyen Afganlar gibi savunmasız grupların üzerinde son derece olumsuz sonuçları olacağı anlamına geliyor.
Bazıları Afgan arkadaşlarının kesintiye neden olduğuna ilişkin karamsar sonuçlara ulaşmasından endişe ediyor. Çünkü Kabil’in düşüşünden beri Taliban’ın internet erişimini kestiğine dair söylentiler dolaşıyor.
Benzeri kaygılar hükümetin interneti sık sık kapattığı Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde de yaşandı. Ülkenin iletişim bakanının yardımcısı sabaha karşı Twitter’da kesintinin Facebook sitelerini kapsadığını Twitter ve diğer internet sitelerinin normal şekilde çalıştığını açıklamak zorunda kaldı.”
“Facebook için şartlar yüzsüzlüğü gerektiriyor”
New York Times’ın teknoloji yazarı Kara Swisher ise Facebook’u çok sert dille eleştiren bir yazı kaleme aldı. Facebook hakkındaki gündemdeki iddiaları ele alan Swisher, Facebook’un bunlardan nasıl etkileneceğini tartışıyor. Yatırımcılarının her şeye rağmen Facebook’u desteklediğine dikkat çekiyor, Facebook’un geleceğini sosyal medya ve teknoloji uzmanlarıyla tartışıyor. Yazıdan bölümler aktarıyoruz:
Facebook’un iç yüzünü bilen çok inandırıcı ve mantıklı biri olan Frances Haugen’in, iç belgeleri aşırıp basına ve Kongre’ye konuşmasını görmezden gelemeyiz. Haugen şirketin tam da düşündüğümüz gibi dağınık ve büyüme takıntılı olduğunu iddia ediyor.
Facebook hisselerinin düşmesi sürpriz değil, ama ben devasa pazar payı ve hızla büyüyen reklam pazarı nedeniyle bunların uzun vadede şirket üzerinde gerçekten olumsuz bir etkiye yol açacağından kuşkuluyum. Wall Street (New York Borsası) kazanılacak para varsa havlu atmaz. Zaten Facebook, yatırımcılar için hep çok iyi bir şirket olmuştur.
Şirket şimdi, Haugen’in belgeleri ortaya dökmesinden ötürü, Instagram’ı kullanan genç kızların özsaygılarını yitirmelerine ilişkin endişeleri paylaşır gibi görünüyor. Ayrıca çok az yatırımcı gerçekten iğrenç bir durum ortaya çıkmadan hisselerinden kurtulmaya çalışacaktır. Haugen’in ifşaatları birçokları tarafından büyük olay olarak görüldü, ama Facebook’un saldırgan savunması, CEO Mark Zuckerberg veya CEO Sheryl Sandberg’in bir özür turuna çıkmayacağına işaret ediyor. Gün Facebook için küstahlığı ve yüzsüzlüğü gerektiriyor.
Bu nedenle, Facebook’a karşı devlet dışında bir dengeleyici güç olmadığı için ABD Kongresi üyeleri harekete geçmeli ve sert davranmalıdır. Dahası da var: Zuckerberg ile yaklaşık 15 yıl önce tanıştığımda, o sıralar yeni doğan startup’ının bir ‘kamu hizmeti’ olarak düşünülmesi gerektiğini söylemişti. Facebook kesintisi platformun, dünya genelindeki işletmeler ve insanlar açısından dijital hayatlarının sürmesi açısından ne kadar önemli olduğu gösterdi. Tamam o zaman Mark, hadi Facebook’u bir kamu hizmeti gibi düzenleyelim!
Ya da Facebook’un tüm teknoloji şirketleri gibi inovasyonla kaçınılmaz olarak ölmesini bekleyebiliriz. Facebook, bir Godzilla olabilir: Sonsuz zarar veriyor, ama eninde sonunda göçüp gidecek. Sorun şu ki, o ölene kadar geri kalanımız da onun altında ezilip yok olabilir.
Facebook, kendi araştırmasının sonuçlarını görmezden geldi
Amerikalı gazeteci Kara Anne Swisher, yazısında Facebook’un eski güvenlik şefi olan halen Stanford Üniversitesi İnternet Gözlemevi direktörlüğünü yürüten Alex Stamos ile yaptığı söyleşiye de yer veriyor. Stamos, Facebook hakkındaki iddiaları şöyle değerlendiriyor:
“Wall Street Journal’da yayınlanan sızıntı belgelerin genel teması, 2016’dan beri Facebook’un, şirketin ürünlerinin olumsuz etkilerini incelemek için yüzlerce veri bilimci, sosyal bilimci ve araştırmacıdan oluşan ekipler oluşturduğu; buna rağmen bazı Facebook ürünlerinin, kullanıcıların esenliği üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğine dair kanıtları göz ardı edip değiştirmediğidir. Burada skandal araştırmanın varlığı değil, yöneticilerin aldığı karardır.
İkincisi, hem orada geçirdiğim zamandan hem de ekibimin yaptığı araştırmadan gayet iyi bildiğim bir hikâye: Facebook’ta, Kuzey Amerika ve Avrupa’daki siyaset ve medya baskısına yanıt vermek için büyük çaba harcanırken, Afrika ve Güneydoğu Asya gibi Facebook’un yaygın olarak kullanıldığı bölgelere çok az odaklanıyor. Söz konusu bölgelerde insanlar insan kaçakçılığı veya profesyonel çocuk istismarı gibi organize suçlarda karşı devlet korumasından yoksunlar. Bu yüzde Facebook buralarda zararlı girişimleri destekleyen bir platform haline geliyor.
Bence Instagram ve ergenlerle ilgili mesele çok önemli. Çünkü toplumumuzda ergenlere ve ergenlik öncesi çocukları sosyal medyayı kullanması kabul görüyor ve hatta teşvik ediliyor. Buradaki hikâye Instagram’ın gençleri, özellikle kız çocuklarını nasıl kötü etkilediğine dair çarpıcı verilere dayanıyor. Sızan metinlerin muhtemelen devi bilimcileri ve sosyal bilimciler tarafından yazılmış bazı bölümlerinde ticari kaygı olmaksızın Instagram’ın ergenler üzerinde olumsuz etkisine odaklanıyor. Şirketin iletişim departmanının elinden çıktığı anlaşılan diğer bölümlerde ise sonuçları küçümseyen, Facebook’un kendi araştırmacılarının çalışmalarını ustaca aşağılayan ve Instagram’ın hem olumlu hem de olumsuz yönlerinden uygun şekilde bahseden son derece parlak bir dil var. Bence bu belgeler bronzla kaplanmalı ve Facebook’un mevcut kurumsal kültüründe yanlış olan her şeyin vücut bulmuş hali olarak bir müzede duvara asılmalıdır.
“Zuckerberg ve ekibi gitmeli”
Alex Stamos, Swisher’ın ne yapılması gerektiğine dair sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:
“Bence bu sorunlar çözülmek isteniyorsa Zuckerberg’in yakında CEO’luktan ayrılması gerekecek. Bir şirketin kurucusu tarafından yönetilmesinin pek çok faydası var. Ama bunun yarattığı en büyük sorun şirket kültürünü önemli ölçüde değiştirmenin neredeyse imkânsız oluşu. Bence sadece Zuckerberg değil, orada yıllardır bulunan tüm yöneticilerin değişmesi gerekli. Onlar, Facebook’un hırçın olması gereken bir dönemde önemli kararların alınması ve bir çeşit şirket kültürü oluşturulması için uygun kişilerdi. Ama küresel bir güç olarak Facebook’a uygun değiller.
Yeni lider kadrosuyla Facebook’ta karşı ölçütler de katılım ve memnuniyet ölçütleri ile aynı düzeyde benimsenebilir. Yeni dönemde ürün ekipleri yalnızca pazar başarıları nedeniyle kutlanmadığı, aldıkları kararlardan dolayı sorumlu tutulduğu bir ürün yönetimi kültürü oluşabilir.”
Bu yazı ilk kez 8 Ekim 2021’de yayımlanmıştır.