Normal tuvalet kâğıtlarının çevreye verdiği zarar arttıkça bazı kişiler daha yenilikçi ve sürdürülebilir alternatifleri araştırıyor. Bu alternatifler arasında Afrika’nın bazı bölgelerinde yaygın olan geleneksel bir yöntem yer alıyor; hoş kokulu yumuşak yapraklarıyla bilinen Plectranthus barbatus bitkisinin yetiştirilmesi ve tuvalet kâğıdı yerine kullanılması.
Soo Min Kim, BBC için kaleme aldığı yazısında normal tuvalet kâğıtlarının çevresel etkilerini, Plectranthus barbatus bitkisinin potansiyelini ve daha geniş çevrelerce daha yeşil bir alternatif olarak benimsenmesinin önündeki fırsatları ve zorlukları ele alıyor.
Yazının öne çıkan kısımlarını paylaşıyoruz:
“Kenya’nın doğusunda bir kasaba olan Meru’da, yemyeşil, yapraklı bir bitki manzara eşliğinde salınıyor. Meru’da yaşayan Benjamin Mutembei, Plectranthus barbatus bitkisini yemek için değil, tuvalet kâğıdı olarak kullanmak için yetiştiriyor. Bu bitkiyi yetiştirmeye 1985 yılında başlamış. “Bunu büyükbabamdan öğrendim ve o zamandan beri kullanıyorum. Yumuşak ve hoş bir kokusu var,” diyor.
Plectranthus barbatus 2 metre boyuna kadar büyüyebilen bir bitkidir. Yaprakları kabaca seri üretim bir tuvalet kâğıdı karesi büyüklüğündedir ve naneli, limonlu bir koku yayar. Küçük tüylerle kaplı yaprakları yumuşak bir dokuya sahiptir. Bu bitki ılık tropikal iklimlerde ve kısmi güneş ışığında yetişir ve bazen arsa sınırlarını belirlemek için kullanıldığı Afrika’da yaygındır.
“Bu uzun zamandır Afrika’nın bir dokusu ve evimdeki herkes bu bitkiyi kullanıyor. Modern tuvalet kâğıtlarını sadece yaprakları tamamen kopardıktan sonra satın alıyorum,” diyor Mutembei.
Odun hamurundan yapılan tuvalet kâğıdı
Plectranthus barbatus bitkisi, Mutembei’ye Kenya’da tuvalet kâğıdına uygun maliyetli bir alternatif sağladı. Birçok emtia gibi tuvalet kâğıdının fiyatı da büyük ölçüde tuvalet kâğıdı üretimi için gerekli olan odun hamuru gibi ithal hammaddelerin yüksek maliyeti nedeniyle Afrika genelinde arttı. Kenya Üreticiler Birliği’ne göre, hammadde maliyetleri Kenya’daki kâğıt peçete ürünlerinin nihai maliyetinin %75-80’ini oluşturuyor.
Şu anda küresel piyasaya işlenmemiş odun hamurundan yapılan tuvalet kâğıtları hâkim. Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesi Orman Biyomalzemeleri Bölümü’nde profesör olan Ronalds Gonzalez, “Tuvalet kâğıtları yaygın olarak %70-80 kısa lifli sert ağaçtan ve %20-30 uzun lifli sert ağaçtan yapılır,” diyor.
Çevresel etki danışmanlık şirketi Edge tarafından yapılan bir araştırmaya göre, tuvalet kâğıdı üretmek için her yıl dünya çapında yaklaşık bir milyon ağaç kesiliyor.
Kâğıt hamuru ve kâğıt endüstrisi dünyanın en büyük işlenmemiş ağaç tüketicisi ve hasat edilen ağaçların yaklaşık %35’i kâğıt üretimi için kullanılıyor. Etik tuvalet kâğıtlarına ilişkin son Ethical Consumer raporuna göre bu durum ormanların katline, biyolojik çeşitliliğin kaybına, toprak erozyonuna, türlerin yok olmasına ve ekosistemin bozulmasına neden oluyor.
Ağaç kesmenin çevresel etkisi
Kenya Ulusal Müzesi’nde geleneksel bitkiler konusunda uzmanlaşmış bir bitki uzmanı olan Martin Odhiambo, tuvalet kâğıdı için ağaç kesmenin çevresel etkilerine yönelik çözümün çoktan gelmiş olabileceğini düşünüyor.
“Plectranthus barbatus Afrika’nın tuvalet kâğıdıdır. Günümüzde pek çok genç bu bitkinin farkında değil, ancak bu bitki tuvalet kâğıdına çevre dostu bir alternatif olma potansiyeline haiz,” diyor.
Odhiambo, Kenya’da tam olarak kaç kişinin bitkiyi tuvalet kâğıdı olarak kullandığına dair resmi bir veri bulunmadığını; ancak Afrika’nın çeşitli bölgelerinde yaygın olarak yetiştirildiğini ve kolayca erişilebildiği birçok kırsal alanda kullanılmaya devam ettiğini söylüyor.
Plectranthus barbatus bir kesimden 1-2 ay içinde tam boyutuna ulaşır ve kesimin kendisi yaklaşık 50 Kenya Şilini (13 Türk Lirası) tutar.
Kenya’nın dört bir yanından gelen ziyaretçiler Odhiambo’nun Plectranthus barbatus’un kullanım alanları üzerine verdiği derslere katılıyor ve Nairobi’deki Kenya Ulusal Müzesi’nde bulunan botanik bahçesinden tomurcuklar satın alıyor.
“Sınıfım 600’ün üzerinde katılımcıya ulaştı. İnsanlar bitkinin nasıl kullanılacağını öğrenmeye hevesli ve sık sık kasabalarına geri götürmek için tomurcuk ve fideler istiyorlar” diyor.
Bitkinin potansiyeli diğer ülkelerde de araştırılıyor.
Yüzlerce kişiye tomurcuk…
ABD’nin Florida eyaletinde sürdürülebilir yaşamı teşvik eden kâr amacı gütmeyen bir kuruluşun yöneticisi çevre aktivisti Robin Greenfield, beş yıldır Plectranthus barbatus yapraklarını kullanıyor.
Greenfield “kendi tuvalet kâğıdını kendin yetiştir” adlı bir girişim yürütüyor ve Florida’daki fidanlığında 100’den fazla Plectranthus barbatus bitkisi yetiştiriyor. Kesilen yaprakları ücretsiz olarak ya da gönüllü bağışlar karşılığında paylaşarak insanları kendi tuvalet kâğıtlarını yetiştirmeye teşvik ediyor. Şimdiye kadar yüzlerce kişiye tomurcuk dağıttığını söylüyor.
“Tuvalet kâğıdı bitkisini kullanmayı yoksullukla ilişkilendiren pek çok insan var” diyor Greenfield, ancak seri üretim tuvalet kâğıdının da nihayetinde bitkilerden yapıldığına dikkat çekiyor.
Greenfield, bitkiyi kullanan insanlardan olumlu geri dönüşler aldığını söylüyor.
Peki, bu bitkinin daha yaygın bir şekilde kullanılması ne kadar gerçekçi? “Bu bitkiyi denemekte biraz tereddüt eden herkese, insanların sizin hakkınızda ne düşündüğü konusundaki endişelerinizi bir kenara bırakmalarını söyleyebilirim. Basitçe ‘Ben kendim gibi olacağım, tuvaletten sonra kendimi bizzat yetiştirdiğim bu yumuşak yapraklar ile temizlemek anlamına gelse dahi’ deyin,” diyor.
Bu bitkilerin büyük ölçekli üretim ise henüz incelendi. Bunun yerine Avrupa’nın en büyük tuvalet kâğıdı üreticilerinden biri olan WEPA gibi şirketler, geleneksel tuvalet kâğıdının çevresel etkisini başka yollarla azaltıyor. WEPA’nın bir sözcüsü, tuvalet kâğıdı üretmek için geri dönüştürülmüş karton kullanarak, liflerin ağartılmasını içermeyen yeni bir yöntem geliştirdiğini söyledi.
Karbon bazlı malzemeler
Genellikle odun hamuru kâğıda dönüştürülmeden önce ağartılır ve bu da çevreye klorlu bileşikler salınmasına neden olur. Kâr amacı gütmeyen Doğal Kaynakları Savunma Konseyi tarafından hazırlanan bir rapora göre, bu bileşikler karbon bazlı malzemelerle reaksiyona girerek kanser ve diğer sağlık riskleriyle ilişkilendirilen son derece zehirli kimyasallar olan dioksinleri oluşturabilir.
WEPA sözcüsü ise tuvalet kâğıdı olarak kullanılabilen bu bitkinin sektör üzerinde çok da bir etkisinin olmayacağının beklendiğini söyledi.
Sözcü, özellikle Avrupa’daki atık su ve bertaraf sistemlerinin bu tuvalet bitkisini işlemek üzerine tasarlanmamış olmasının bir dezavantaj olduğunu, zira sistemden sadece suda çözünebilir maddelerin geçirilebildiğini belirtiyor.
Greenfield is kompost tuvaletlerin işte bu noktada devreye girebileceğini söylüyor. “Ben kompost tuvalet kullanıyorum, tuvalet yaprakları toprağa geri dönüyor ve daha sonra gıda yetiştirilmesini destekleyebilecek şekilde toprağa katkı sağlıyor. Bu kapalı döngü bir sistem ve bence bu yaprakları kullanmak bizleri kompostlamanın çevresel faydaları hakkında konuşmaya teşvik edebilir.”
Biyoçeşitlilik kaybının nedenleri
Missouri Botanik Bahçesi’nde doçent bilim insanı olan Wendy Applequist, Plectranthus barbatus bitkisinin yetiştirilebileceği bölgelerin ve ülkelerin sınırlı olduğunu söylüyor. Örneğin Güney Afrika’da Plectranthus barbatus istilacı bir tür olarak kabul ediliyor ve yetiştirilmesi veya satılması yasak. İstilacı türler küresel ekonomiye her yıl 423 milyar dolardan fazla mal oluyor ve biyoçeşitlilik kaybının başlıca nedenlerinden birini teşkil ediyor.
Applequist, bitkinin kontrollü bir ortamda, belirli bir alan içinde yetiştirilmesinin ve mevcut ekosisteme yayılmasını sınırlamak için büyümesinin takip edilmesinin çevresel riskleri azaltmaya yardımcı olabileceğini öne sürüyor.
Belki de bu bitkinin kullanımının yaygınlaşmasının önündeki en büyük engel halk tarafından kabul görmesidir. Ancak Odhiambo, Nairobi’deki bitki fidanlığından umutlu olmaya devam ediyor.
Odhiambo, “Bazı insanların yaprakları tuvalet kâğıdı olarak kullanmayı ilkel bir adım olarak gördüğünün farkındayım, ancak bu bitkinin faydalarını anladıkça bunun gelecek için yeşil bir alternatif olabileceğine inanıyorum,” diyor. “Bu bitkileri fidanlığımda yetiştiriyorum ve Kenya’da insanlarla paylaşıyorum. İnsanlar ne kadar rahat olduğu konusunda hayran kaldılar. Açık fikirli olur ve bu bitkiyi tanıtmaya devam edersek, sonunda daha da yaygınlaştırılması için seri üretime geçebilir,” diye ekliyor.”
Bu yazı ilk kez 15 Ocak 2025’te yayımlanmıştır.