Kuzey ülkelerinin mutluluğunun sırrı ne?

Söz konusu mutluluk yarışı olduğunda Kuzey Avrupa ülkeleri her zaman önde. Finlandiya 2024 yılında üst üste yedinci kez zirveye yerleşirken, onu Danimarka ve İzlanda takip etti. Peki, ama neden bu kadar istikrarlı bir şekilde mutlular?

Finlandiyalı komedyen Ismo Leikola, bir stand-up gösterisinde ülkesinin “Dünya Mutluluk Raporu“na göre son yedi yıldır bir numara olduğunu hatırlatıp, “Bu berbat bir şey. ‘Ne yani, bir ben mi mutsuzum’ diye düşündürüp daha fazla mutsuz ediyor” diyerek şaka yapıyordu.

“Mutluluk Raporu” elbette bir ulusun tamamının mutlu olduğunu iddia etmiyor. Aksine bu endeks, ilk sıraları paylaşan Nordik ülkelerinin (İskandinav ülkeleri İsveç, Norveç ve Danimarka’nın yanı sıra Finlandiya, İzlanda ve Faroe Adaları için kullanılan tanım) mutluluğundan çok, diğerlerinin mutsuzluk seviyesinin yüksekliğini göstermesi açısından anlamlı.

Peki, bir İzlandalı ya da Danimarkalı kadar mutlu olmak için neler yapmak gerekiyor? Euronews bilim muhabiri Camille E Bello, Nordik mutluluğun sırlarını araştırdı.

Yazıda öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Nordik ülkelerinin insanları neden bu kadar istikrarlı bir şekilde mutlular? Bazıları bunun küçük, homojen ve varlıklı olmalarından kaynaklandığını söylüyor. Hatta birkaç yıl önce bir araştırma makalesi bunun genetik olarak daha mutlu olmalarından kaynaklandığını bile ileri sürdü.

Ancak Dünya Mutluluk Raporu’na (WHR) göre bu tür teoriler doğru değil.

Mutluluk parayla mı?

Evet, Nordik ülkelerinin hepsi görece zengin ve mutlu, ancak görece zengin ülkelerin hepsi Nordik ülkeleri kadar mutlu değil. Dünyanın en zengin üçüncü ülkesi olan Singapur 26’ıncı sırada yer alırken, dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan 27’nci sırada yer alıyor.

Paraya ilişkin dikkate almamız gereken tek faktör, İskandinav ülkelerinin gelir eşitsizliğinin düşük seviyede olması. Ancak araştırmacılar bunun aslında yüksek yaşam memnuniyeti ile ilişkili olduğunu kanıtlayamadılar.

Gelir eşitsizliğinin güvensizliğe yol açtığı ve bunun doğrudan daha düşük yaşam memnuniyetine katkıda bulunduğu ise kanıtlandı.

Genetik ya da biyolojik olarak mutlu olmaya yatkınlar mı?

Bu sorunun cevabı “kesinlikle evet” olsa bile, bu resmin sadece üçte birini ortaya koyacaktır.

Bilim bize yıllardır genetiğin insanların yaşamlarından duydukları memnuniyeti açıklamada rol oynadığını söylüyor. Mutluluk uzmanları buna mutluluğun ‘biyobelirteçleri’ diyor.

Ancak araştırmalar bize insanlar arasındaki mutluluk farkının yüzde 60 ila 70’inin çevresel faktörlerden kaynaklandığını, dolayısıyla geriye kalan yüzde 30 ila 40’lık kısmın genetiğe atfedilebileceğini söylüyor.

‘Küçük’ ve ‘homojen’ ulus mutluluğun formülü mü?

Dünya Mutluluk Raporu yazarları, bir ülkenin nüfusunun büyüklüğü ile yaşam memnuniyeti arasında bir ilişki olmadığını da söylüyorlar.

Üstelik Nordik ülkeleri de tam olarak homojen değil. Finlandiya nüfusunun yaklaşık yüzde 8’ini yabancı bir ülkede doğmuş olanlar oluşturuyor. Bu oran, göçmenlerin nüfusun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturduğu Fransa gibi ülkelerden çok da farklı değil.

Yine de yüzde 10’un önemli olduğunu iddia ediyorsanız, 2018 Dünya Mutluluk Raporu’nun bulguları, bir ülkedeki göçmenlerin payının yerel doğumluların ortalama mutluluk düzeyi üzerinde hiçbir etkisi olmadığını gösteriyor.

En mutlu ülkeler listesinde yer alan 10 ülkede göçmenlerin payı ortalama yüzde 17,2 ve bu oran küresel ortalamanın yaklaşık iki katı.

En önemlisi de şu: Diğer analizler, kaliteli devlet kurumları olduğunda etnik çeşitliliğin sosyal güven üzerindeki etkisinin önemsiz hale geldiğini gösteriyor. Bu da bizi “Nordik mutluluğun” ardındaki en kritik unsura götürüyor: Güven.

Ulus genelinde ‘güven’ ne anlama geliyor

Dünya Mutluluk Raporu’nun editörü, 25 yılı aşkın süredir mutluluk araştırmaları üzerinde çalışan Profesör John F. Helliwell, Dünya Mutluluk Raporu’ndaki altı temel göstergeye (kişi başına düşen GSYİH, sosyal destek, sağlıklı yaşam beklentisi, özgürlük, cömertlik ve yolsuzluk) atıfta bulunarak, “Mutluluğa altı değişkenin hepsinde yüksek olmakla” erişilebileceğini söylüyor. Nordik uluslar hem resmi kurumlarında hem de özel davranışlarında güven ve yardımseverlikte gerçekten en üst sıradalar.

Peki, burada güven büyük bir rol oynuyor mu?

Helliwell’e göre öyle. Güvenin önemini test etmek ve kanıtlamak için geliştirdikleri deneylerden biri, insanlara cüzdanlarını kaybetmeleri halinde iade edileceğini düşünüp düşünmediklerini sormak.

Araştırmacılar, bir katılımcının kaybettiği cüzdanının iade edilme olasılığını yaşam memnuniyeti puanıyla karşılaştırdı. Cüzdanlarının iade edileceğine güvenen insanlar, güvenmeyenlere göre kendilerini daha mutlu olarak değerlendirdiler. Amerika merkezli Reader’s Digest, 2021 yılında küresel çapta benzer bir deney gerçekleştirdi. En çok cüzdanı iade edilen şehrin hangisi olduğunu tahmin edebilir misiniz? Elbette Helsinki.

Mutlulukta eşitler

Geçen yılki Dünya Mutluluk Raporu ilk kez nüfusun daha mutlu ve daha az mutlu yarıları arasındaki mutluluk uçurumunun boyutunu değerlendirdi. Daha yüksek bir sıralama daha düşük mutluluk eşitsizliği anlamına geliyor.

Nordik ülkelerinin hepsi eşitlikte üst sıralarda yer alıyor, yani mutluluk eşitsizliği neredeyse hiç yok. Nüfuslarının çoğu kendilerini mutlu olarak görüyor.

Buna karşılık, Afganistan da 2023 mutluluk rapordaki en küçük mutluluk farklarından birine sahipti, ancak “En kötü nedenlerden dolayı: Kimse mutlu değil”. Yeni yayınlanan 2024 raporunda da 143’üncü sırada yer alarak en mutsuz ülke olmaya devam etti.

Devlet kurumlarının kalitesi ve refah devleti cömertliği etken mi?

Bunların yaşam memnuniyeti üzerinde önemli ve olumlu bir etkisi var. Öyle ki Yolsuzluk Algı Endeksi, mutluluk sıralamasında kimin en üstte ya da en altta yer alacağının bir belirleyicisi olarak iş görebilir.

Veriler, kurumsal kalitenin olduğu ülkelerde insanların yaşamlarından daha memnun olduğunu gösteriyor. Bu genellikle demokratik kalite ve hizmet kalitesi olarak ikiye ayrılıyor.

Mutluluk raporuna göre, iyi emeklilik maaşları, cömert ebeveyn izinleri, hasta ve engelliler için bakım, ücretsiz sağlık ve eğitim, sağlam işsizlik yardımları vb. hizmetlerin kalitesi vatandaşların mutluluğuyla daha güçlü bir şekilde ilişkili.

Kaliteli devlet kurumları eşitsizlik seviyelerini çok düşük tutmakta başarılı. Bu da insanları mutlu ediyor, çünkü kamu kurumlarına güvenebileceklerini hissediyorlar.

Liberal değerler ve vergi sistemi önemli mi?

Paraya geri dönüyoruz. Araştırmacılar, artan oranlı vergilendirme ile insanların ne kadar mutlu olduklarına dair değerlendirmeleri arasında güçlü bir bağlantı olduğunu da ortaya koydular.

Artan oranlı vergilendirme, vergilendirmenin finanse edilmesine yardımcı olduğu sağlık hizmetleri, eğitim ve toplu taşıma gibi kamu hizmetleri ve ortak mallar yoluyla mutluluğa yol açtığı gibi insanlara paranın akıllıca kullanılacağı ve dağıtılacağı güvenini de veriyor.

Yine, daha eşit toplumlarda insanlar birbirlerine daha fazla güvenirler. Toplumsal güven ise daha iyi kurumların inşa edilmesine katkıda bulunur.

Peki, ya Nordik ülkelerindeki yüksek intihar oranlarına ne demeli?

Yıllardır hazırlanan dünya mutluluk raporlarında, çeşitli ülkelerde olumlu duyguların yaygınlığına bakarsanız, Latin Amerika genellikle en üst sıralarda yer aldığını görürsünüz. Ama bu ülkeler genel mutluluk sıralamasında ilk 20’ye bile giremiyorlar.

Öte yandan, Nordik ülkeleri en mutlu ülkeler olarak ortaya çıkıyor, ancak insanların en sık olumlu duygular bildirdiği yerler buralar değil. Aslında, meslektaşım Tim Gallagher’ın da belirttiği gibi, Nordik ülkelerde yaşayan insanların kendilerini algılama biçimleri oldukça melankolik. Nitekim Nordik ülkeleri yüksek intihar oranları ile tarihi bir ilişkiye sahip. Örneğin 1990 yılında Finlandiya’da intihar oranı o kadar yüksekti ki ülke dünyanın ilk intihar önleme stratejisini oluşturdu ve uygulamaya koydu. Bugün bölgedeki eğilimler büyük ölçüde iyileşmiş olsa da Finlandiya genç intihar oranlarında hâlâ dördüncü sırada yer alıyor.

Helliwell mutluluk modelinin bu üzücü istatistiklere “mükemmel bir şekilde uyduğunu” söylüyor. Örneğin, hükümet kalitesini niteleyen ölçütün, “insanların yaşam memnuniyetini desteklemede çok önemli olduğunu, ancak intiharı önlemede o kadar önemli olmadığını” belirtiyor. “Dini inanç, intiharları durdurmada çok önemlidir, ancak yaşamdan mutluluk duymada o kadar önemli değildir. Boşanma her ikisi için de kötüdür, ancak intiharlar yaşam değerlendirmeleri için olduğundan daha kötüdür”.

İklimin mutluluk üzerinde etkisi var mı?

Güneybatı Finlandiya’daki en sıcak yıllık ortalama sıcaklık 6,5 °C’dir. Oradan doğuya ve kuzeye doğru gidildikçe ortalama sıcaklık daha da düşer.

Nordik kışlarının uzun, karanlık ve soğuk olduğu doğrudur. Çoğumuz daha sıcak havaları ve parlak güneşli günleri mutlulukla ilişkilendiririz. Ancak rapordan elde edilen bulgular, iklimin mutluluk skoru üzerindeki etkisinin oldukça önemsiz olduğunu gösteriyor.

İnsanlar hava koşullarına uyum sağlar. Yani şiddetli yağmur, kar fırtınaları ve sıfırın altındaki sıcaklıklar, bu koşullar altında yaşamaya alışkın olanların yaşam memnuniyetini genellikle etkilemez.

Peki, Nordik ülkeleri gibi mutlu olmak için ne yapabiliriz?

Nordik ülkeleri, etkin ve demokratik kurumların vatandaşlara güvenlik sağlayabildiği, böylece vatandaşların kurumlara ve birbirlerine güvendiği, bunun da onları başarılı bir refah modeli vaat eden ve sunan politikacılara oy vermeye yönlendirdiği çok erdemli bir döngüye girmeyi başardı.

Bu zorlu bir süreci kararlılıkla yürütmeyi gerektiriyor. Ancak, dünyanın geri kalanının yapabileceği bazı şeyler var.

Helliwell, “İnsanların, arkalarını kollayacak insanların olduğu bir ortamda bulunduklarını hissettiklerinde çok daha mutlu olduklarını görüyoruz. İnsanlara bunu anlatmak gerçekten çok önemli, çünkü dünyanın her yerinde diğer insanların ne kadar cömert olduğunu anlayamıyorlar” diyor.

Başkalarına duyduğumuz güvenin aslında sandığımızdan daha yüksek olduğunu söylüyor. Bu güvenden yoksun olmak bizi mutsuz eder. Ya da en azından Nordik uluslar gibi mutlu olmamamıza yol açar…

Helliwell ayrıca insanların komşularının yardımseverliğini hafife almalarının nedenlerinden birinin de medyada duymamaları olduğunu söylüyor.

“Bu da iyi haberlerin önemini ortaya koyuyor, çünkü komşularınız hakkında ne düşündüğünüzü belirleyen şey bu.”

Bu yazı ilk kez 27 Mart 2024’te yayımlanmıştır.

 

Camille E Bello’nun Euronews’ta yayınlanan “Why do people in Nordic countries consistently rank as the happiest and what can we learn from them?” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve onun editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. https://www.euronews.com/health/2024/03/23/why-do-people-in-nordic-countries-consistently-rank-as-the-happiest-and-what-can-we-learn-

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Kuzey ülkelerinin mutluluğunun sırrı ne?

Söz konusu mutluluk yarışı olduğunda Kuzey Avrupa ülkeleri her zaman önde. Finlandiya 2024 yılında üst üste yedinci kez zirveye yerleşirken, onu Danimarka ve İzlanda takip etti. Peki, ama neden bu kadar istikrarlı bir şekilde mutlular?

Finlandiyalı komedyen Ismo Leikola, bir stand-up gösterisinde ülkesinin “Dünya Mutluluk Raporu“na göre son yedi yıldır bir numara olduğunu hatırlatıp, “Bu berbat bir şey. ‘Ne yani, bir ben mi mutsuzum’ diye düşündürüp daha fazla mutsuz ediyor” diyerek şaka yapıyordu.

“Mutluluk Raporu” elbette bir ulusun tamamının mutlu olduğunu iddia etmiyor. Aksine bu endeks, ilk sıraları paylaşan Nordik ülkelerinin (İskandinav ülkeleri İsveç, Norveç ve Danimarka’nın yanı sıra Finlandiya, İzlanda ve Faroe Adaları için kullanılan tanım) mutluluğundan çok, diğerlerinin mutsuzluk seviyesinin yüksekliğini göstermesi açısından anlamlı.

Peki, bir İzlandalı ya da Danimarkalı kadar mutlu olmak için neler yapmak gerekiyor? Euronews bilim muhabiri Camille E Bello, Nordik mutluluğun sırlarını araştırdı.

Yazıda öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Nordik ülkelerinin insanları neden bu kadar istikrarlı bir şekilde mutlular? Bazıları bunun küçük, homojen ve varlıklı olmalarından kaynaklandığını söylüyor. Hatta birkaç yıl önce bir araştırma makalesi bunun genetik olarak daha mutlu olmalarından kaynaklandığını bile ileri sürdü.

Ancak Dünya Mutluluk Raporu’na (WHR) göre bu tür teoriler doğru değil.

Mutluluk parayla mı?

Evet, Nordik ülkelerinin hepsi görece zengin ve mutlu, ancak görece zengin ülkelerin hepsi Nordik ülkeleri kadar mutlu değil. Dünyanın en zengin üçüncü ülkesi olan Singapur 26’ıncı sırada yer alırken, dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan 27’nci sırada yer alıyor.

Paraya ilişkin dikkate almamız gereken tek faktör, İskandinav ülkelerinin gelir eşitsizliğinin düşük seviyede olması. Ancak araştırmacılar bunun aslında yüksek yaşam memnuniyeti ile ilişkili olduğunu kanıtlayamadılar.

Gelir eşitsizliğinin güvensizliğe yol açtığı ve bunun doğrudan daha düşük yaşam memnuniyetine katkıda bulunduğu ise kanıtlandı.

Genetik ya da biyolojik olarak mutlu olmaya yatkınlar mı?

Bu sorunun cevabı “kesinlikle evet” olsa bile, bu resmin sadece üçte birini ortaya koyacaktır.

Bilim bize yıllardır genetiğin insanların yaşamlarından duydukları memnuniyeti açıklamada rol oynadığını söylüyor. Mutluluk uzmanları buna mutluluğun ‘biyobelirteçleri’ diyor.

Ancak araştırmalar bize insanlar arasındaki mutluluk farkının yüzde 60 ila 70’inin çevresel faktörlerden kaynaklandığını, dolayısıyla geriye kalan yüzde 30 ila 40’lık kısmın genetiğe atfedilebileceğini söylüyor.

‘Küçük’ ve ‘homojen’ ulus mutluluğun formülü mü?

Dünya Mutluluk Raporu yazarları, bir ülkenin nüfusunun büyüklüğü ile yaşam memnuniyeti arasında bir ilişki olmadığını da söylüyorlar.

Üstelik Nordik ülkeleri de tam olarak homojen değil. Finlandiya nüfusunun yaklaşık yüzde 8’ini yabancı bir ülkede doğmuş olanlar oluşturuyor. Bu oran, göçmenlerin nüfusun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturduğu Fransa gibi ülkelerden çok da farklı değil.

Yine de yüzde 10’un önemli olduğunu iddia ediyorsanız, 2018 Dünya Mutluluk Raporu’nun bulguları, bir ülkedeki göçmenlerin payının yerel doğumluların ortalama mutluluk düzeyi üzerinde hiçbir etkisi olmadığını gösteriyor.

En mutlu ülkeler listesinde yer alan 10 ülkede göçmenlerin payı ortalama yüzde 17,2 ve bu oran küresel ortalamanın yaklaşık iki katı.

En önemlisi de şu: Diğer analizler, kaliteli devlet kurumları olduğunda etnik çeşitliliğin sosyal güven üzerindeki etkisinin önemsiz hale geldiğini gösteriyor. Bu da bizi “Nordik mutluluğun” ardındaki en kritik unsura götürüyor: Güven.

Ulus genelinde ‘güven’ ne anlama geliyor

Dünya Mutluluk Raporu’nun editörü, 25 yılı aşkın süredir mutluluk araştırmaları üzerinde çalışan Profesör John F. Helliwell, Dünya Mutluluk Raporu’ndaki altı temel göstergeye (kişi başına düşen GSYİH, sosyal destek, sağlıklı yaşam beklentisi, özgürlük, cömertlik ve yolsuzluk) atıfta bulunarak, “Mutluluğa altı değişkenin hepsinde yüksek olmakla” erişilebileceğini söylüyor. Nordik uluslar hem resmi kurumlarında hem de özel davranışlarında güven ve yardımseverlikte gerçekten en üst sıradalar.

Peki, burada güven büyük bir rol oynuyor mu?

Helliwell’e göre öyle. Güvenin önemini test etmek ve kanıtlamak için geliştirdikleri deneylerden biri, insanlara cüzdanlarını kaybetmeleri halinde iade edileceğini düşünüp düşünmediklerini sormak.

Araştırmacılar, bir katılımcının kaybettiği cüzdanının iade edilme olasılığını yaşam memnuniyeti puanıyla karşılaştırdı. Cüzdanlarının iade edileceğine güvenen insanlar, güvenmeyenlere göre kendilerini daha mutlu olarak değerlendirdiler. Amerika merkezli Reader’s Digest, 2021 yılında küresel çapta benzer bir deney gerçekleştirdi. En çok cüzdanı iade edilen şehrin hangisi olduğunu tahmin edebilir misiniz? Elbette Helsinki.

Mutlulukta eşitler

Geçen yılki Dünya Mutluluk Raporu ilk kez nüfusun daha mutlu ve daha az mutlu yarıları arasındaki mutluluk uçurumunun boyutunu değerlendirdi. Daha yüksek bir sıralama daha düşük mutluluk eşitsizliği anlamına geliyor.

Nordik ülkelerinin hepsi eşitlikte üst sıralarda yer alıyor, yani mutluluk eşitsizliği neredeyse hiç yok. Nüfuslarının çoğu kendilerini mutlu olarak görüyor.

Buna karşılık, Afganistan da 2023 mutluluk rapordaki en küçük mutluluk farklarından birine sahipti, ancak “En kötü nedenlerden dolayı: Kimse mutlu değil”. Yeni yayınlanan 2024 raporunda da 143’üncü sırada yer alarak en mutsuz ülke olmaya devam etti.

Devlet kurumlarının kalitesi ve refah devleti cömertliği etken mi?

Bunların yaşam memnuniyeti üzerinde önemli ve olumlu bir etkisi var. Öyle ki Yolsuzluk Algı Endeksi, mutluluk sıralamasında kimin en üstte ya da en altta yer alacağının bir belirleyicisi olarak iş görebilir.

Veriler, kurumsal kalitenin olduğu ülkelerde insanların yaşamlarından daha memnun olduğunu gösteriyor. Bu genellikle demokratik kalite ve hizmet kalitesi olarak ikiye ayrılıyor.

Mutluluk raporuna göre, iyi emeklilik maaşları, cömert ebeveyn izinleri, hasta ve engelliler için bakım, ücretsiz sağlık ve eğitim, sağlam işsizlik yardımları vb. hizmetlerin kalitesi vatandaşların mutluluğuyla daha güçlü bir şekilde ilişkili.

Kaliteli devlet kurumları eşitsizlik seviyelerini çok düşük tutmakta başarılı. Bu da insanları mutlu ediyor, çünkü kamu kurumlarına güvenebileceklerini hissediyorlar.

Liberal değerler ve vergi sistemi önemli mi?

Paraya geri dönüyoruz. Araştırmacılar, artan oranlı vergilendirme ile insanların ne kadar mutlu olduklarına dair değerlendirmeleri arasında güçlü bir bağlantı olduğunu da ortaya koydular.

Artan oranlı vergilendirme, vergilendirmenin finanse edilmesine yardımcı olduğu sağlık hizmetleri, eğitim ve toplu taşıma gibi kamu hizmetleri ve ortak mallar yoluyla mutluluğa yol açtığı gibi insanlara paranın akıllıca kullanılacağı ve dağıtılacağı güvenini de veriyor.

Yine, daha eşit toplumlarda insanlar birbirlerine daha fazla güvenirler. Toplumsal güven ise daha iyi kurumların inşa edilmesine katkıda bulunur.

Peki, ya Nordik ülkelerindeki yüksek intihar oranlarına ne demeli?

Yıllardır hazırlanan dünya mutluluk raporlarında, çeşitli ülkelerde olumlu duyguların yaygınlığına bakarsanız, Latin Amerika genellikle en üst sıralarda yer aldığını görürsünüz. Ama bu ülkeler genel mutluluk sıralamasında ilk 20’ye bile giremiyorlar.

Öte yandan, Nordik ülkeleri en mutlu ülkeler olarak ortaya çıkıyor, ancak insanların en sık olumlu duygular bildirdiği yerler buralar değil. Aslında, meslektaşım Tim Gallagher’ın da belirttiği gibi, Nordik ülkelerde yaşayan insanların kendilerini algılama biçimleri oldukça melankolik. Nitekim Nordik ülkeleri yüksek intihar oranları ile tarihi bir ilişkiye sahip. Örneğin 1990 yılında Finlandiya’da intihar oranı o kadar yüksekti ki ülke dünyanın ilk intihar önleme stratejisini oluşturdu ve uygulamaya koydu. Bugün bölgedeki eğilimler büyük ölçüde iyileşmiş olsa da Finlandiya genç intihar oranlarında hâlâ dördüncü sırada yer alıyor.

Helliwell mutluluk modelinin bu üzücü istatistiklere “mükemmel bir şekilde uyduğunu” söylüyor. Örneğin, hükümet kalitesini niteleyen ölçütün, “insanların yaşam memnuniyetini desteklemede çok önemli olduğunu, ancak intiharı önlemede o kadar önemli olmadığını” belirtiyor. “Dini inanç, intiharları durdurmada çok önemlidir, ancak yaşamdan mutluluk duymada o kadar önemli değildir. Boşanma her ikisi için de kötüdür, ancak intiharlar yaşam değerlendirmeleri için olduğundan daha kötüdür”.

İklimin mutluluk üzerinde etkisi var mı?

Güneybatı Finlandiya’daki en sıcak yıllık ortalama sıcaklık 6,5 °C’dir. Oradan doğuya ve kuzeye doğru gidildikçe ortalama sıcaklık daha da düşer.

Nordik kışlarının uzun, karanlık ve soğuk olduğu doğrudur. Çoğumuz daha sıcak havaları ve parlak güneşli günleri mutlulukla ilişkilendiririz. Ancak rapordan elde edilen bulgular, iklimin mutluluk skoru üzerindeki etkisinin oldukça önemsiz olduğunu gösteriyor.

İnsanlar hava koşullarına uyum sağlar. Yani şiddetli yağmur, kar fırtınaları ve sıfırın altındaki sıcaklıklar, bu koşullar altında yaşamaya alışkın olanların yaşam memnuniyetini genellikle etkilemez.

Peki, Nordik ülkeleri gibi mutlu olmak için ne yapabiliriz?

Nordik ülkeleri, etkin ve demokratik kurumların vatandaşlara güvenlik sağlayabildiği, böylece vatandaşların kurumlara ve birbirlerine güvendiği, bunun da onları başarılı bir refah modeli vaat eden ve sunan politikacılara oy vermeye yönlendirdiği çok erdemli bir döngüye girmeyi başardı.

Bu zorlu bir süreci kararlılıkla yürütmeyi gerektiriyor. Ancak, dünyanın geri kalanının yapabileceği bazı şeyler var.

Helliwell, “İnsanların, arkalarını kollayacak insanların olduğu bir ortamda bulunduklarını hissettiklerinde çok daha mutlu olduklarını görüyoruz. İnsanlara bunu anlatmak gerçekten çok önemli, çünkü dünyanın her yerinde diğer insanların ne kadar cömert olduğunu anlayamıyorlar” diyor.

Başkalarına duyduğumuz güvenin aslında sandığımızdan daha yüksek olduğunu söylüyor. Bu güvenden yoksun olmak bizi mutsuz eder. Ya da en azından Nordik uluslar gibi mutlu olmamamıza yol açar…

Helliwell ayrıca insanların komşularının yardımseverliğini hafife almalarının nedenlerinden birinin de medyada duymamaları olduğunu söylüyor.

“Bu da iyi haberlerin önemini ortaya koyuyor, çünkü komşularınız hakkında ne düşündüğünüzü belirleyen şey bu.”

Bu yazı ilk kez 27 Mart 2024’te yayımlanmıştır.

 

Camille E Bello’nun Euronews’ta yayınlanan “Why do people in Nordic countries consistently rank as the happiest and what can we learn from them?” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve onun editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. https://www.euronews.com/health/2024/03/23/why-do-people-in-nordic-countries-consistently-rank-as-the-happiest-and-what-can-we-learn-

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x