Nasıl ‘hayır’ diyebiliriz?

İyi ve hoşgörülü olduğumuzu kanıtlamak için çoğu kere ‘hayır’ diyemeyiz. Bu da zamanla bir dizi istek, yorum ve dış baskıya boyun eğmemize yol açar. Sonra kendimizi kullanılmış hissederiz, bunalırız. Oysa bir ‘hayır’ çok şey değiştirebilir. Öğrenmeye var mısınız?

Hayır”, oldukça kısa ve öz bir kelime. Ancak sürekli insanları memnun etmeye çalışıyorsanız bu kelimeyi söylemek zor olabilir. Araştırmalar, insanları memnun etmeye çalışma davranışının genellikle sosyal ilişkiler kurmaya ve sürdürmeye büyük önem veren kişilerde bulunduğunu gösteriyor.

Eğer siz de birçok insan gibi sürekli olarak başkalarını memnun etmeye çalıştığınızı ya da sürekli olarak bir dizi istek, yorum ve dış baskıya boyun eğdiğinizi düşünüyorsanız, Psyche yazarı Shayla Love’ın kaleme aldığı rehber tam size göre.

Yazının öne çıkan bazı bölümlerini paylaşıyoruz:

“Eğer siz de birçok insan gibi sürekli olarak başkalarını memnun etmeye çalıştığınızı ya da sürekli olarak bir dizi istek, yorum ve dış baskıya boyun eğdiğinizi düşünüyorsanız, bu kılavuz tam size göre.

Reading Üniversitesi’nde post doktora araştırma görevlisi Asnea Tariq, insanları memnun etmeye çalışmanın kültürel veya toplumsal beklentilerle de bağlantılı olduğunu söylüyor. Bazı toplumlarda uyumlu ve özverili olmak güçlü bir şekilde vurgulanır ve yaşınıza, cinsiyetinize ve çevrenizdekilere göre konumunuza bağlı olarak böyle baskılara diğerlerinden daha fazla maruz kalabilirsiniz.

Ancak sürekli evet deme alışkanlığı da dahil olmak üzere insanları memnun etme eğiliminiz çok ileri giderse, bu durum anksiyete veya depresyona sebep olabilir. İnsanları memnun etme alışkanlığı çok ileriye gittiğinde bu, insanlara yardımcı olmaktan daha fazlasıdır. Örneğin, aynı çamaşırhaneyi kullandığınız için komşunuzun çamaşırlarını çamaşırhaneye bırakmanın ötesine geçer. Bir arkadaşınızın isteğini veya patronunuzun sizden istediği saçma bir ayak işine hayır diyemediğiniz için yıldönümü yemeğinize geç kalmak gibi daha dramatik şekillerde hayatınızı ihlal edebilir. Bu davranışlar aşırıya kaçtığında benliğinizin “ortadan kaybolması” ile sonuçlanabilir. Yalnızca başkalarını memnun etmek için var olduğunuzda, kendi arzu ve ihtiyaçlarınızı gözden kaçırma riskiyle karşı karşıya kalırsınız.

İnsanları memnun etmeye çalışma eğiliminizin aşırıya kaçtığını ve size sıkıntı verdiğini düşünüyorsanız, bunu aşmanın basit, ama güçlü bir yolu hayır deme konusunda daha iyi olmaktır. Hayır diyebilmek, başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyma meyillinde olanlar için değerli bir beceridir. Böylece başkaları için olduğu kadar kendinize de değer verebilirsiniz.

Evet dediğiniz durumları ölçüp tartın

Çoğumuzun tipik bir günü farklı insanların bizden bir şeyler istemesiyle geçer. Birçoğunu gerçekten kabul etmek isteriz, diğerlerini ise kabul etmekten başka seçeneğimiz olmadığını düşünebiliriz. Bu iki karşıt durum arasında, hayır cevabı vermenin makul bir seçenek olduğu pek çok istek olacaktır. Herkesin evet ve hayır cevabı verme konusunda doğru bir denge kurması gerekir, ancak herkesi memnun etmeye çalışan insanlar kendilerini sık sık yanlış sebeplerle kendilerine yöneltilen isteklere evet derken bulabilirler.

Bu, bilişsel davranış terapisi türü olan öz-izleme tekniğini gerektirecektir. Bir hafta boyunca, evet cevabını verdiğiniz tüm istekleri, kaç tane olduğunu, bu evet’lerin size nasıl hissettirdiğini ve bu evet’lerin hayatınızı ne kadar kesintiye uğrattığını, yani isteklerin ne kadar zaman aldığını takip edin.

Haftanın sonunda, aldığınız notlar üzerinde düşünün ve sürekli insanları memnun etmeye çalışmanın pek çok biçimi olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bu durum kendisini size gelen isteklere, örneğin iş yerinde ekstra bir projeyi veya tamamen bitkin olsanız bile komşunuzun bitkilerini sulamayı hemen kabul etmek gibi hayır diyememek şeklinde kendini gösterebilir. Ancak bu durum doğrudan evet demekten ziyade daha örtülü şekillerde de ortaya çıkabilir. İnsanlarla her etkileşimimizde iyi ve uyumlu görünmeye çalışmak, gerçekte ne düşündüğümüzü gizlemek, aslında zararsız bir şey için özür dilemek ve rahatsız olsanız bile başkalarının rahat hissetmesini sağlamak için kendinizden ödün vermek isteyebilirsiniz. Bazı durumlarda ise, çevrenizdekileri hayal kırıklığına uğratmamak veya önlerini kesmemek için istemediğiniz riskli davranışlarda bulunabilirsiniz.

Evet demek için gerekçeleriniz neler?

Bu hafta verdiğiniz cevapları takip ederken size yöneltilen isteklere verdiğiniz evet cevabının sayısından ziyade neden evet dediğiniz önemlidir. İnsanları memnun etmek, temelde, her ne pahasına olursa olsun başkalarından kabul görmekle ilişkilidir. Bilişsel terapinin öncüsü Aaron Beck ve meslektaşlarının sosyotropi üzerine yaptığı bir çalışmaya göre, insanları sürekli memnun etmeye çalışan kişiler yalnızca başkalarının takdirini aldıklarında kendilerini güvende hissetme eğilimindeler. Verdiğiniz evet cevaplarının temelinde bu duygu yatıyorsa, çok sık evet diyor olabilirsiniz.

İnsanları memnun etmeye çalışmak, sosyal bir itibar kazanma girişimidir. Toru Sato, “Başkalarını memnun ediyoruz ve karşılığında bir şeyler bekliyoruz,” diyor. “Bu karşılıklar insanlar tarafından kabul görme, tanınma, minnettarlık, nezaket, terfi, para, güç, saygı gibi şeyleri içerebilir. Sizden istenen bir şeyi gerçekten yapmak istemediğiniz halde bundan dolayı evet diyorsanız, bu durum hayır cevabı vermeyi düşünmek için bir neden olabilir.

Hayır derseniz ne olacağından korkuyorsunuz?

Verdiğiniz evet cevaplarını incelerken kendinize şu soruyu sorun: Hayır derseniz ne olur? Vereceğiniz cevap pratik sebeplerden ziyade (örn. çamaşırlarının yıkanmaması) başkalarını hayal kırıklığına uğratmak, ilişkilerin bozulması veya karşınızdaki kişi tarafından olumsuz bir şekilde algılanmak ile ilgili olup olmadığına dikkat edin. Eğer cevabınız pratik sebeplerden kaynaklanmıyorsa korku ve anksiyeteden dolayı evet cevabı veriyor olabilirsiniz.

En nihayetinde, insanları memnun etmeye çalışma hususunda fazla ileri gidip gitmediğinizi anlamanın en iyi yolu, bu davranışın size rahatsızlık verip vermediğini, üzüntü ve endişeye sebep olup olmadığını veya günlük yaşamınızı aksatıp aksatmadığını sorgulamaktır.

Cevap vermeden önce kısa bir süre bekleyin

Hayır demenin en etkili yollarından biri hemen evet dememektir. Birisi sizden bir istekte bulunduğunda bunu hemen kabul etmeyi bir alışkanlık haline getirmiş olabilirsiniz. Hemen hayır demeden önce, karşınızdakinin talebi ile vereceğiniz cevap arasında bir boşluk yaratmaya çalışabilirsiniz.

Karar verme sürenizi ne kadar uzatırsanız, söz konusu istek ve bu talebin sizi nasıl etkileyebileceği hakkında bilgi toplamak için o kadar fazla zamanınız olur. Hemen evet dememek size düşünmek için fırsat sağlar. Yüz yüzeyseniz, programınızı kontrol etmeniz gerektiğini ve istekte bulunan kişiye mümkün olan en kısa sürede cevap vereceğinizi söyleyerek kendinize bu zamanı yaratabilirsiniz. Karşınızdaki kişi mesaj veya e-posta yoluyla bir istekte bulunuyorsa düşünmek için zaman yaratmak daha kolaydır, zira bir cevap vermeden önce bekleyebilir veya istekte bulunan kişiye daha sonra cevap vereceğinizi yazabilirsiniz.

Hayır demeye ufak çaplı isteklerden başlayın

Başkalarını memnun edeceğini düşündüğünüz şeyleri yapmadığınızda ortaya çıkabilecek olumsuz duyguların üstesinden gelmek için mümkün olduğunca çok pratik yapın.

Daha ufak çaplı isteklere ve tekliflere hayır diyerek başlayın. İstemiyorsanız ekstra bir bardak çaya hayır diyebilirsiniz veya konusunu umursamıyorsanız bir imza kampanyasını imzalamayabilirsiniz. Bunlar evet demenin, restoranda daha fazla para ödemenize veya birinin gerekli imzaları toplamasına yardımcı olarak karşınızdaki kişiyi memnun edecek durumlardır. Ancak bu tür etkileşimler, ailenizden bir kimsenin veya işteki bir arkadaşınızın sizden bir iyilik istemesi kadar kişilik değildir.

Bu küçük hayır’lar sayesinde daha özgüvenli olmak için pratik yapabilirsiniz. Ekstra bir bardak çayı reddederek, ileride sık sık evet dediğiniz ve sonuçları ufak çaplı olan istekleri de reddedebilirsiniz. Örneğin, işyerinde veya arkadaşlarınızla yaptığınız bir şeyden ara vermek istediğinizi söyleyerek alıştırma yapabilirsiniz.

Bir başka yaklaşım da e-posta veya kısa mesaj gibi dijital iletişimlerinizde kullandığınız kabullenici dili değiştirmektir. Bu konuda yardımcı olabilecek “Just Not Sorry” adında bir Google Chrome eklentisi bile mevcut. Bu eklenti, diğer insanları üzmemek için gerçekte ne demek istediğinizi veya ne düşündüğünüzü gizleyen “ben yalnızca”, “sanırım”, “bu konuda uzman değilim” veya “özür dilerim” gibi ifadeleri her kullandığınızda sizi uyarıyor.

Hayır demekte zorlandığınız bir kişi veya durum varsa, önce küçük isteklere hayır diyerek daha sonra daha zorlu durumlarda da hayır cevabı verebilirsiniz. Bir arkadaşınız sizden hafta sonu için restoranda rezervasyon ayarlamanızı istediğinde bunu reddetmenin sorun olmadığını bildiğinizde ve onun yerine rezervasyonu kendilerinin almasında bir sakınca görmediklerini gördüğünüzde, beş hafta üst üste çiçeklerini sulamanızı isteyen ısrarcı bir komşunuza daha kolay bir şekilde hayır diyebilirsiniz.

Maruz kalma olarak bilinen benzer bir teknik, insanlara korkularının ve fobilerinin daha şiddetli halleriyle yavaş yavaş yüzleşmelerinin öğretildiği, korkunun hafif haliyle başlayıp daha ürkütücü olana doğru ilerleyen bilişsel davranış terapisinde uygulanır. Bu teknik agorafobiden yükseklik korkusuna kadar her fobide kaygıyı azaltmaya yardımcı olur ve aynı teknik daha kolay bir şekilde hayır diyebilmek için de kullanılabilir.

“Yapamam” yerine “yapmıyorum” ifadesini kullanın

Hayır demeden önce nasıl bir dil kullanacağınız konusunda net olun. Cevabınızı “yapamam” yerine “yapmıyorum” ifadesi temelinde kurmak, bir isteği reddetmenin daha etkili bir yoludur. “Yapmıyorum” ifadesi, cevabınızı “Et yemiyorum” ya da “Hafta sonu ders çalışmıyorum” gibi aktif bir tercihe dönüştürür. Bu ifadeleri, daha az faillik ifade eden “Et yiyemiyorum” veya “Bu hafta onu o ödevi yapamam” gibi ifadeler ile karşılaştırın.

2011 yılında yapılan bir çalışmada, araştırmacılar 120 öğrencinin gıda seçimleri konusunda “yemiyorum” ve “yiyemem” demelerinin etkilerini karşılaştırdı. İfadeler kendilerine yönelikti: öğrencilere sağlıklı gıda seçimlerini sürdürmeleri ve kendilerine “Şeker yemiyorum” yerine “Şeker yiyemiyorum” demeleri söylendi. Deney bitiminde katılımcılara yol için atıştırmalık bir şeyler ikram edildi; “yemiyorum” diyenlerin yüzde 64’ü çikolata yerine daha sağlıklı bir seçenek olan granola barı seçerken, ‘yiyemem’ diyenlerin sadece yüzde 39’u daha sağlıklı seçeneği tercih etti.

Bu ifade biçimini, çalışmaya insanlar gibi kendiniz için de kullanabilirsiniz. ‘Hayır diyemem’ ya da ‘Onları hayal kırıklığına uğratamam’ diye düşünmek yerine, kendinize şöyle diyebilirsiniz: ‘Her zaman evet demiyorum’ ya da ‘Her zaman başkalarının ihtiyaçlarını kendiminkilerin önüne koymuyorum’.

Hayır demek ilişkilerinize yaslanın

Hayır derken, neden hayır dediğinize dair uzun açıklamalar yapmaya yeltenebilirsiniz. Size yöneltilen istekleri neden yerine getiremeyeceğinizi söylemenin daha iyi bir yolu, reddederken karşınızdakiyle bağlantınızı ve ilişkinizi neden olarak göstererek hayır deme şeklidir.

Organizasyonel psikoloji uzmanı Adam Grant kendi yaşamından bir örnek veriyor. Bir öğrenci rehberlik hizmeti almak için kendisine geldiğinde ve halihazırda bu kişide yardım edebildiği kişiye yardım ediyorsa şöyle bir cevap veriyor: “Profesyonel olarak öğrenciler benim en büyük önceliğim ve yılda 300’den fazla öğrenciye ders veriyorum, bu yüzden ek ders verecek vaktim yok.”

Çocuklarınızla vakit geçirmeye söz verdiğiniz veya başka bir projeye yardım etmeniz gerektiği için işyerinde ekstra bir proje veya aile işlerine yardımcı olamayacağınızı söylemek sizin için buna benzer yöntem olabilir. Hayır cevabını bu şekilde çerçevelemek içinde bulunduğunuz durumu ve başkalarının size nasıl bel bağladığını açıklar.

İlişkilerinize yaslanıp hayır diyerek karşınızdakini kandırmıyorsunuz: başkalarına verdiğiniz sözler konusunda hem kendinize hem de başkalarına dürüst olabilirsiniz. Ancak bu şekilde hayır demek, reddediş biçiminizi insanileştirir ve başka insanlara karşı yükümlülüklerinizi yerine getirebilmek ile nasıl ilgili olduğunu vurgular.

Başkalarının verdiği hayır cevabına dikkat edin

Connie Hatch ve Patti Breitman, “How to Say No Without Feeling Guilty (Suçlu Hissetmeden Nasıl Hayır Denilir)” adlı kitaplarında, bir kez dikkatlice baktığınızda, insanların birçok defa kendilerine yöneltilen isteklere, dünyaları kararmadan veya herkes onlara sırt çevirmeden hayır dediğini göreceksiniz, diyor. Birçok defa istekleri reddedilen taraf olduk ve bu durum bizi olumsuz etkilemedi.

Bir gününüzü “hayır günlüğü” tutarak geçirin. İnsanlar işten sonra bir şeyler içmeye gelemedikleri ya da markete gidemedikleri tüm zamanları yazın ya da telefonunuza not edin, hayır demelerinin sebebi kötü insanlar olduklarından değil, sadece o anda bunu yapamıyor olmalarıdır.

İnsanların size hayır dediği zamanlar üzerine düşünün. Hatch ve Breitman şöyle yazıyor, “Mutlaka davetlerini reddetmiş, bir şey istediğinizde bunu yapmamış insanlar olmuştur ve romantik hayatınızda hayal kırıklıkları yaşamışsınızdır. En nihayetinde bu o kadar kötü bir şey miydi? Size hayır cevabı veren kişiden nefret mi ettiniz? Hayır, muhtemelen bu sizi etkilemedi ve hayatınıza devam ettiniz. Hayatta süregelen reddedilişleri atlatmanız, insanların her türlü reddedilmeye dayanabileceğinin ve hayatlarına devam edebileceğinin kanıtıdır. Bu yüzden birine hayır diyerek onları ciddi bir şekilde incittiğinizi düşünmeyin.

Her şeye ve herkese evet demek, vakit ayırmak istediğiniz diğer insanlar, hobiler, iş, boş vaktiniz veya aileniz gibi gerçekten önem verdiğiniz şeyler için yeterli zaman bırakmaz. Hepimiz zaman zaman başkaları için istemediğimiz şeyler yapmak zorunda kalırız, ancak sırf karşımızdakini memnun etmeye çalışma çabası, gerçekten değer verdiğiniz şeylerle olan bağlarımıza zarar verir.”

Bu yazı ilk kez 4 Ekim 2023’te yayımlanmıştır.

 

Shayla Love’in Psyche internet sitesinde yayınlanan “How to say no” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Caner Köseler tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/guides/how-to-stop-people-pleasing-by-learning-to-say-no

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Nasıl ‘hayır’ diyebiliriz?

İyi ve hoşgörülü olduğumuzu kanıtlamak için çoğu kere ‘hayır’ diyemeyiz. Bu da zamanla bir dizi istek, yorum ve dış baskıya boyun eğmemize yol açar. Sonra kendimizi kullanılmış hissederiz, bunalırız. Oysa bir ‘hayır’ çok şey değiştirebilir. Öğrenmeye var mısınız?

Hayır”, oldukça kısa ve öz bir kelime. Ancak sürekli insanları memnun etmeye çalışıyorsanız bu kelimeyi söylemek zor olabilir. Araştırmalar, insanları memnun etmeye çalışma davranışının genellikle sosyal ilişkiler kurmaya ve sürdürmeye büyük önem veren kişilerde bulunduğunu gösteriyor.

Eğer siz de birçok insan gibi sürekli olarak başkalarını memnun etmeye çalıştığınızı ya da sürekli olarak bir dizi istek, yorum ve dış baskıya boyun eğdiğinizi düşünüyorsanız, Psyche yazarı Shayla Love’ın kaleme aldığı rehber tam size göre.

Yazının öne çıkan bazı bölümlerini paylaşıyoruz:

“Eğer siz de birçok insan gibi sürekli olarak başkalarını memnun etmeye çalıştığınızı ya da sürekli olarak bir dizi istek, yorum ve dış baskıya boyun eğdiğinizi düşünüyorsanız, bu kılavuz tam size göre.

Reading Üniversitesi’nde post doktora araştırma görevlisi Asnea Tariq, insanları memnun etmeye çalışmanın kültürel veya toplumsal beklentilerle de bağlantılı olduğunu söylüyor. Bazı toplumlarda uyumlu ve özverili olmak güçlü bir şekilde vurgulanır ve yaşınıza, cinsiyetinize ve çevrenizdekilere göre konumunuza bağlı olarak böyle baskılara diğerlerinden daha fazla maruz kalabilirsiniz.

Ancak sürekli evet deme alışkanlığı da dahil olmak üzere insanları memnun etme eğiliminiz çok ileri giderse, bu durum anksiyete veya depresyona sebep olabilir. İnsanları memnun etme alışkanlığı çok ileriye gittiğinde bu, insanlara yardımcı olmaktan daha fazlasıdır. Örneğin, aynı çamaşırhaneyi kullandığınız için komşunuzun çamaşırlarını çamaşırhaneye bırakmanın ötesine geçer. Bir arkadaşınızın isteğini veya patronunuzun sizden istediği saçma bir ayak işine hayır diyemediğiniz için yıldönümü yemeğinize geç kalmak gibi daha dramatik şekillerde hayatınızı ihlal edebilir. Bu davranışlar aşırıya kaçtığında benliğinizin “ortadan kaybolması” ile sonuçlanabilir. Yalnızca başkalarını memnun etmek için var olduğunuzda, kendi arzu ve ihtiyaçlarınızı gözden kaçırma riskiyle karşı karşıya kalırsınız.

İnsanları memnun etmeye çalışma eğiliminizin aşırıya kaçtığını ve size sıkıntı verdiğini düşünüyorsanız, bunu aşmanın basit, ama güçlü bir yolu hayır deme konusunda daha iyi olmaktır. Hayır diyebilmek, başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyma meyillinde olanlar için değerli bir beceridir. Böylece başkaları için olduğu kadar kendinize de değer verebilirsiniz.

Evet dediğiniz durumları ölçüp tartın

Çoğumuzun tipik bir günü farklı insanların bizden bir şeyler istemesiyle geçer. Birçoğunu gerçekten kabul etmek isteriz, diğerlerini ise kabul etmekten başka seçeneğimiz olmadığını düşünebiliriz. Bu iki karşıt durum arasında, hayır cevabı vermenin makul bir seçenek olduğu pek çok istek olacaktır. Herkesin evet ve hayır cevabı verme konusunda doğru bir denge kurması gerekir, ancak herkesi memnun etmeye çalışan insanlar kendilerini sık sık yanlış sebeplerle kendilerine yöneltilen isteklere evet derken bulabilirler.

Bu, bilişsel davranış terapisi türü olan öz-izleme tekniğini gerektirecektir. Bir hafta boyunca, evet cevabını verdiğiniz tüm istekleri, kaç tane olduğunu, bu evet’lerin size nasıl hissettirdiğini ve bu evet’lerin hayatınızı ne kadar kesintiye uğrattığını, yani isteklerin ne kadar zaman aldığını takip edin.

Haftanın sonunda, aldığınız notlar üzerinde düşünün ve sürekli insanları memnun etmeye çalışmanın pek çok biçimi olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bu durum kendisini size gelen isteklere, örneğin iş yerinde ekstra bir projeyi veya tamamen bitkin olsanız bile komşunuzun bitkilerini sulamayı hemen kabul etmek gibi hayır diyememek şeklinde kendini gösterebilir. Ancak bu durum doğrudan evet demekten ziyade daha örtülü şekillerde de ortaya çıkabilir. İnsanlarla her etkileşimimizde iyi ve uyumlu görünmeye çalışmak, gerçekte ne düşündüğümüzü gizlemek, aslında zararsız bir şey için özür dilemek ve rahatsız olsanız bile başkalarının rahat hissetmesini sağlamak için kendinizden ödün vermek isteyebilirsiniz. Bazı durumlarda ise, çevrenizdekileri hayal kırıklığına uğratmamak veya önlerini kesmemek için istemediğiniz riskli davranışlarda bulunabilirsiniz.

Evet demek için gerekçeleriniz neler?

Bu hafta verdiğiniz cevapları takip ederken size yöneltilen isteklere verdiğiniz evet cevabının sayısından ziyade neden evet dediğiniz önemlidir. İnsanları memnun etmek, temelde, her ne pahasına olursa olsun başkalarından kabul görmekle ilişkilidir. Bilişsel terapinin öncüsü Aaron Beck ve meslektaşlarının sosyotropi üzerine yaptığı bir çalışmaya göre, insanları sürekli memnun etmeye çalışan kişiler yalnızca başkalarının takdirini aldıklarında kendilerini güvende hissetme eğilimindeler. Verdiğiniz evet cevaplarının temelinde bu duygu yatıyorsa, çok sık evet diyor olabilirsiniz.

İnsanları memnun etmeye çalışmak, sosyal bir itibar kazanma girişimidir. Toru Sato, “Başkalarını memnun ediyoruz ve karşılığında bir şeyler bekliyoruz,” diyor. “Bu karşılıklar insanlar tarafından kabul görme, tanınma, minnettarlık, nezaket, terfi, para, güç, saygı gibi şeyleri içerebilir. Sizden istenen bir şeyi gerçekten yapmak istemediğiniz halde bundan dolayı evet diyorsanız, bu durum hayır cevabı vermeyi düşünmek için bir neden olabilir.

Hayır derseniz ne olacağından korkuyorsunuz?

Verdiğiniz evet cevaplarını incelerken kendinize şu soruyu sorun: Hayır derseniz ne olur? Vereceğiniz cevap pratik sebeplerden ziyade (örn. çamaşırlarının yıkanmaması) başkalarını hayal kırıklığına uğratmak, ilişkilerin bozulması veya karşınızdaki kişi tarafından olumsuz bir şekilde algılanmak ile ilgili olup olmadığına dikkat edin. Eğer cevabınız pratik sebeplerden kaynaklanmıyorsa korku ve anksiyeteden dolayı evet cevabı veriyor olabilirsiniz.

En nihayetinde, insanları memnun etmeye çalışma hususunda fazla ileri gidip gitmediğinizi anlamanın en iyi yolu, bu davranışın size rahatsızlık verip vermediğini, üzüntü ve endişeye sebep olup olmadığını veya günlük yaşamınızı aksatıp aksatmadığını sorgulamaktır.

Cevap vermeden önce kısa bir süre bekleyin

Hayır demenin en etkili yollarından biri hemen evet dememektir. Birisi sizden bir istekte bulunduğunda bunu hemen kabul etmeyi bir alışkanlık haline getirmiş olabilirsiniz. Hemen hayır demeden önce, karşınızdakinin talebi ile vereceğiniz cevap arasında bir boşluk yaratmaya çalışabilirsiniz.

Karar verme sürenizi ne kadar uzatırsanız, söz konusu istek ve bu talebin sizi nasıl etkileyebileceği hakkında bilgi toplamak için o kadar fazla zamanınız olur. Hemen evet dememek size düşünmek için fırsat sağlar. Yüz yüzeyseniz, programınızı kontrol etmeniz gerektiğini ve istekte bulunan kişiye mümkün olan en kısa sürede cevap vereceğinizi söyleyerek kendinize bu zamanı yaratabilirsiniz. Karşınızdaki kişi mesaj veya e-posta yoluyla bir istekte bulunuyorsa düşünmek için zaman yaratmak daha kolaydır, zira bir cevap vermeden önce bekleyebilir veya istekte bulunan kişiye daha sonra cevap vereceğinizi yazabilirsiniz.

Hayır demeye ufak çaplı isteklerden başlayın

Başkalarını memnun edeceğini düşündüğünüz şeyleri yapmadığınızda ortaya çıkabilecek olumsuz duyguların üstesinden gelmek için mümkün olduğunca çok pratik yapın.

Daha ufak çaplı isteklere ve tekliflere hayır diyerek başlayın. İstemiyorsanız ekstra bir bardak çaya hayır diyebilirsiniz veya konusunu umursamıyorsanız bir imza kampanyasını imzalamayabilirsiniz. Bunlar evet demenin, restoranda daha fazla para ödemenize veya birinin gerekli imzaları toplamasına yardımcı olarak karşınızdaki kişiyi memnun edecek durumlardır. Ancak bu tür etkileşimler, ailenizden bir kimsenin veya işteki bir arkadaşınızın sizden bir iyilik istemesi kadar kişilik değildir.

Bu küçük hayır’lar sayesinde daha özgüvenli olmak için pratik yapabilirsiniz. Ekstra bir bardak çayı reddederek, ileride sık sık evet dediğiniz ve sonuçları ufak çaplı olan istekleri de reddedebilirsiniz. Örneğin, işyerinde veya arkadaşlarınızla yaptığınız bir şeyden ara vermek istediğinizi söyleyerek alıştırma yapabilirsiniz.

Bir başka yaklaşım da e-posta veya kısa mesaj gibi dijital iletişimlerinizde kullandığınız kabullenici dili değiştirmektir. Bu konuda yardımcı olabilecek “Just Not Sorry” adında bir Google Chrome eklentisi bile mevcut. Bu eklenti, diğer insanları üzmemek için gerçekte ne demek istediğinizi veya ne düşündüğünüzü gizleyen “ben yalnızca”, “sanırım”, “bu konuda uzman değilim” veya “özür dilerim” gibi ifadeleri her kullandığınızda sizi uyarıyor.

Hayır demekte zorlandığınız bir kişi veya durum varsa, önce küçük isteklere hayır diyerek daha sonra daha zorlu durumlarda da hayır cevabı verebilirsiniz. Bir arkadaşınız sizden hafta sonu için restoranda rezervasyon ayarlamanızı istediğinde bunu reddetmenin sorun olmadığını bildiğinizde ve onun yerine rezervasyonu kendilerinin almasında bir sakınca görmediklerini gördüğünüzde, beş hafta üst üste çiçeklerini sulamanızı isteyen ısrarcı bir komşunuza daha kolay bir şekilde hayır diyebilirsiniz.

Maruz kalma olarak bilinen benzer bir teknik, insanlara korkularının ve fobilerinin daha şiddetli halleriyle yavaş yavaş yüzleşmelerinin öğretildiği, korkunun hafif haliyle başlayıp daha ürkütücü olana doğru ilerleyen bilişsel davranış terapisinde uygulanır. Bu teknik agorafobiden yükseklik korkusuna kadar her fobide kaygıyı azaltmaya yardımcı olur ve aynı teknik daha kolay bir şekilde hayır diyebilmek için de kullanılabilir.

“Yapamam” yerine “yapmıyorum” ifadesini kullanın

Hayır demeden önce nasıl bir dil kullanacağınız konusunda net olun. Cevabınızı “yapamam” yerine “yapmıyorum” ifadesi temelinde kurmak, bir isteği reddetmenin daha etkili bir yoludur. “Yapmıyorum” ifadesi, cevabınızı “Et yemiyorum” ya da “Hafta sonu ders çalışmıyorum” gibi aktif bir tercihe dönüştürür. Bu ifadeleri, daha az faillik ifade eden “Et yiyemiyorum” veya “Bu hafta onu o ödevi yapamam” gibi ifadeler ile karşılaştırın.

2011 yılında yapılan bir çalışmada, araştırmacılar 120 öğrencinin gıda seçimleri konusunda “yemiyorum” ve “yiyemem” demelerinin etkilerini karşılaştırdı. İfadeler kendilerine yönelikti: öğrencilere sağlıklı gıda seçimlerini sürdürmeleri ve kendilerine “Şeker yemiyorum” yerine “Şeker yiyemiyorum” demeleri söylendi. Deney bitiminde katılımcılara yol için atıştırmalık bir şeyler ikram edildi; “yemiyorum” diyenlerin yüzde 64’ü çikolata yerine daha sağlıklı bir seçenek olan granola barı seçerken, ‘yiyemem’ diyenlerin sadece yüzde 39’u daha sağlıklı seçeneği tercih etti.

Bu ifade biçimini, çalışmaya insanlar gibi kendiniz için de kullanabilirsiniz. ‘Hayır diyemem’ ya da ‘Onları hayal kırıklığına uğratamam’ diye düşünmek yerine, kendinize şöyle diyebilirsiniz: ‘Her zaman evet demiyorum’ ya da ‘Her zaman başkalarının ihtiyaçlarını kendiminkilerin önüne koymuyorum’.

Hayır demek ilişkilerinize yaslanın

Hayır derken, neden hayır dediğinize dair uzun açıklamalar yapmaya yeltenebilirsiniz. Size yöneltilen istekleri neden yerine getiremeyeceğinizi söylemenin daha iyi bir yolu, reddederken karşınızdakiyle bağlantınızı ve ilişkinizi neden olarak göstererek hayır deme şeklidir.

Organizasyonel psikoloji uzmanı Adam Grant kendi yaşamından bir örnek veriyor. Bir öğrenci rehberlik hizmeti almak için kendisine geldiğinde ve halihazırda bu kişide yardım edebildiği kişiye yardım ediyorsa şöyle bir cevap veriyor: “Profesyonel olarak öğrenciler benim en büyük önceliğim ve yılda 300’den fazla öğrenciye ders veriyorum, bu yüzden ek ders verecek vaktim yok.”

Çocuklarınızla vakit geçirmeye söz verdiğiniz veya başka bir projeye yardım etmeniz gerektiği için işyerinde ekstra bir proje veya aile işlerine yardımcı olamayacağınızı söylemek sizin için buna benzer yöntem olabilir. Hayır cevabını bu şekilde çerçevelemek içinde bulunduğunuz durumu ve başkalarının size nasıl bel bağladığını açıklar.

İlişkilerinize yaslanıp hayır diyerek karşınızdakini kandırmıyorsunuz: başkalarına verdiğiniz sözler konusunda hem kendinize hem de başkalarına dürüst olabilirsiniz. Ancak bu şekilde hayır demek, reddediş biçiminizi insanileştirir ve başka insanlara karşı yükümlülüklerinizi yerine getirebilmek ile nasıl ilgili olduğunu vurgular.

Başkalarının verdiği hayır cevabına dikkat edin

Connie Hatch ve Patti Breitman, “How to Say No Without Feeling Guilty (Suçlu Hissetmeden Nasıl Hayır Denilir)” adlı kitaplarında, bir kez dikkatlice baktığınızda, insanların birçok defa kendilerine yöneltilen isteklere, dünyaları kararmadan veya herkes onlara sırt çevirmeden hayır dediğini göreceksiniz, diyor. Birçok defa istekleri reddedilen taraf olduk ve bu durum bizi olumsuz etkilemedi.

Bir gününüzü “hayır günlüğü” tutarak geçirin. İnsanlar işten sonra bir şeyler içmeye gelemedikleri ya da markete gidemedikleri tüm zamanları yazın ya da telefonunuza not edin, hayır demelerinin sebebi kötü insanlar olduklarından değil, sadece o anda bunu yapamıyor olmalarıdır.

İnsanların size hayır dediği zamanlar üzerine düşünün. Hatch ve Breitman şöyle yazıyor, “Mutlaka davetlerini reddetmiş, bir şey istediğinizde bunu yapmamış insanlar olmuştur ve romantik hayatınızda hayal kırıklıkları yaşamışsınızdır. En nihayetinde bu o kadar kötü bir şey miydi? Size hayır cevabı veren kişiden nefret mi ettiniz? Hayır, muhtemelen bu sizi etkilemedi ve hayatınıza devam ettiniz. Hayatta süregelen reddedilişleri atlatmanız, insanların her türlü reddedilmeye dayanabileceğinin ve hayatlarına devam edebileceğinin kanıtıdır. Bu yüzden birine hayır diyerek onları ciddi bir şekilde incittiğinizi düşünmeyin.

Her şeye ve herkese evet demek, vakit ayırmak istediğiniz diğer insanlar, hobiler, iş, boş vaktiniz veya aileniz gibi gerçekten önem verdiğiniz şeyler için yeterli zaman bırakmaz. Hepimiz zaman zaman başkaları için istemediğimiz şeyler yapmak zorunda kalırız, ancak sırf karşımızdakini memnun etmeye çalışma çabası, gerçekten değer verdiğiniz şeylerle olan bağlarımıza zarar verir.”

Bu yazı ilk kez 4 Ekim 2023’te yayımlanmıştır.

 

Shayla Love’in Psyche internet sitesinde yayınlanan “How to say no” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Caner Köseler tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/guides/how-to-stop-people-pleasing-by-learning-to-say-no

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x