Neden daha çok kadın muhtar olmalı?

Türkiye genelinde kadın muhtar oranı sadece %2,24 yani her 100 muhtardan sadece 2’si kadın… Oysa muhtarlık siyasete giriş kapısı. Peki, neden kadın muhtar sayısı az? Muhtar olmak isteyen kadınlar ne tür engellerle karşı karşıya? Ayşe Kaşıkırık yazdı.

Yerel seçimler söz konusu olduğunda belediye başkan adayları gündemin merkezinde yer alsa da insanların gündelik hayat pratiklerine en yakın kurum olan muhtarlıkların temsil ve katılım açısından önemi çok büyük.

Türkiye’de kadınlara muhtar olmanın kapısı -Cumhuriyet’in ilanından tam 10 yıl sonra- 26 Ekim 1933 tarihinde açıldı. Gül Esin, 12 Kasım 1933 tarihli Aydın İli Demircidere Köyünde yapılan muhtarlık seçimleriyle resmi olarak Türkiye’nin ilk kadın muhtarı oldu [1].

Türkiye’ye özgü bir yönetim modeli olan muhtarlık kurumu 19. yüzyılın başından itibaren hayatımızın içinde olmasına karşın kadın temsili yok denecek kadar az. Bir başka ifadeyle, kadınlar muhtarlığa ve ihtiyar heyeti üyeliğine seçme ve seçilme hakkını bu tarihte kazandı. O günden bugüne kadar kadınlar “seçme” hakkını kullandı, “seçilme” hakkı sanki rafa kaldırılmış gibi görünüyor.

Neden muhtarlıkların kapısını açmak kadınlar için bu kadar zor?

Muhtarlık kurumunun bir cinsiyeti var!

Muhtarlık kurumu devlet ile vatandaş arasında köprü görevi gören, devletin vatandaşa en yakın ve sürekli temas halinde olduğu yönetim birimidir. Aynı zamanda, muhtarlık kurumu doğrudan demokrasinin siyasette işlevsel olarak uygulandığı yegâne alandır. Muhtarlar siyasi partilerden bağımsız olarak, kendi isimleriyle aday olurlar ve seçime girerler.

Türkiye’de 1010 mahalle ve 124 köy olmak üzere toplam 1134 kadın muhtar görev yapıyor. Kadın muhtar oranı sadece %2,24.

Diğer bir deyişle, her 100 muhtardan sadece 2’si kadın

Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca bir kez bile kadın muhtarı olmayan bir ilimiz var: Şanlıurfa.

Bayburt, Bitlis, Hakkâri, Muş, Siirt ve Sinop’un yalnızca birer tane kadın muhtarı var.

Türkiye genelinde kadın muhtar sayısı en fazla İstanbul’da, 962 mahallenin 145’inde kadın muhtar görev yapıyor. İstanbul’un kadın muhtar oranı %15! Bağcılar, Bayrampaşa, Çatalca, Esenler, Sultangazi ve Tuzla’da birer kadın muhtar var. Adalar, Arnavutköy, Bahçelievler, Kağıthane ve Sultanbeyli’nde ise bir tane bile kadın muhtar yok [2].

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kadın muhtar oranı sadece %0,6 iken Doğu Anadolu Bölgesi’nde ise oran %0,5. Verilerin ortaya koyduğu üzere, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin derinden hissedildiği Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde kadın muhtar oranı Türkiye ortalamasının çok altında [3].

Muhtarlık kurumunun kapısı neden kadınlara kapalı?

Bunun temelde iki sebebi var. Birincisi, kadınların sürdürülebilir gelirden ve dolayısıyla seçim kampanyasını yürütmek için gerekli olan finansal kaynaklardan uzak olması. En nihayetinde afiş, broşür ve oy pusulası bastırmak önemli bir maliyet kalemi olarak kadınların karşısına çıkıyor. Seçim bütçesi olmayan kadınlar düğünde takılan altınlarını veya acil durumlar için yastık altı yaptığı birikimlerini bozdurmak zorunda kalıyor. Hatta saha çalışmalarını yürütmek için kredi çektiğini söyleyen kadınlar var.

İkincisi ise, kadınların üzerindeki (ücretsiz) bakım emeği yükünün (çocuk, hasta, yaşlı ve engelli bakımı) fazlalığı dolayısıyla kadınların seçmenle bire bir iletişime geçeceği, kendini tanıtabileceği ve seçim çalışmalarını yürütebileceği alanlardan uzak olması.

Örneğin, erkek adaylar -daha sabahın ilk saatlerinde- ceketlerini alıp sokağa çıkarak seçim çalışmalarını yürütürken kadınlar için serbest ve özgür zaman çok sınırlı. Erkekler kıraathane, camii eşrafı ve esnaf muhabbetleri ile doğrudan seçmenler ile içe içe olurken kadınlar açısından benzer durum söz konusu değil. Kadınlar seçim çalışmalarını yürütürken bir yandan da evin sorumluluğunu götürmek zorunda. En nihayetinde, kadınların omuzlarındaki yük o kadar fazla ki…

Kadınlar ne tür tepkilerle karşılaşıyor?

Aslında kadınlar kırılgan veya mağdur değil, tam aksine çok dirençli. Bin bir zorlukla aday olan ve seçim çalışmalarını yürüten kadınlar, haneden mahalleye görünen ve bir o kadar da görünmeyen engellerle karşılaşıyor. Sonuç olarak, kadınlar gerek ailede gerekse de mahallede cinsiyetçi bir dizi tutum, davranış ve söylemle karşılaşıyor.

Mesela şöyle tepkilerle sıkça karşılaşıyorlar:

“Kadından muhtar mı olur? Git evinde otur, hamurunu aç, çocuklarına bak.

 Sizin mahallede veya köyde hiç erkek kalmadı mı ki kadını aday gösterdiniz?

 “Dul” kadına oy mu verilir? Daha ailesini yönetememiş, ailesinde başarılı olamamış. Mahalleyi nasıl yönetecek?

 Bizim mahallede çok fazla şiddet ve asayiş olayları yaşanıyor. Bir kadın muhtar bu mahalleyi nasıl yönetebilir ki?

 Kadının yeri evidir, siyaset erkek işidir.

 Bir kadın muhtar, erkeklerin rahatlıkla girebildiği ortamlara ve mekanlara giremez!

 Kadın muhtar sözünü dinletemez.”

 Bu konuda bir anekdot paylaşmak isterim. İstanbul Bayrampaşa’da bir kadın muhtar adayı eşinin adaylık sürecinde kendisine destek vermediğini hatta köstek olduğunu söylemişti:

“Kıraathanede erkeklere bizim “karı” aday olmuş, sakın ona oy vermeyin. Zaten ben aday olmasını istemiyorum. O hayatta hiçbir şey olamaz, hiçbir şeyi başaramaz” diyor.”

 Benzer şekilde Şanlıurfa’da bir kadın muhtar adayı anne ve babasının kendisini desteklemediğini, adaylıktan çekilmesini talep ettiğini, başına icat çıkarmaması gerektiğini, eşi ve çocuklarıyla mutlu mesut hayatına devam etmesini istediğini söylemişti. Tam bu dönemde, abisinin belediye meclis üyeliği adaylığını ise ailesinin sonuna kadar desteklediğini belirtti. Bu aileden birisi siyasetçi olacaksa o da abin olur demişler.

 Daha eşit ve kapsayıcı bir mahalle mümkün

Kurucusu olduğum Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı, mahalle ölçeğinde eşit temsil ve eşit katılım çalışan bir sivil toplum kuruluşu. Ağ, kadınların muhtarlık kurumunda eşit temsil edilmesini temel bir hak olarak görüyor; daha eşitlikçi ve kapsayıcı mahallelerin ve köylerin inşası için ise bir gereklilik olduğunu düşünüyor.

İşte tam bu minvalde, 2024 yerel seçimleri öncesinde mevcut kadın muhtarların yanında olmak, aday olmak isteyen kadınları teşvik etmek ve kadın muhtar sayısını arttırmak amacıyla “Daha Eşit ve Kapsayıcı Bir Mahalle Mümkün!” başlıklı bir proje yürüttük.

Bu proje kapsamında Türkiye genelinde Edirne’den Manisa’ya, Van’dan İzmir’e, Antalya’dan Şanlıurfa’ya, Muğla’dan Uşak’a, Eskişehir’den Ankara’ya, Denizli’den Siirt’e, Balıkesir’den Adana’ya, Sakarya’dan Aydın’a, İstanbul’dan Amasya’ya, Mardin’den Kayseri’ye kadar tam 20 ilde kadın muhtar ve muhtar adaylarına yönelik birer veya ikişer günlük kapasite güçlendirme eğitimleri düzenledik [4].

Bu eğitimlerde adaylaşma, örgütlenme, kampanya yürütme, mahalle dinamikleri ve demokrasi, strateji geliştirme, toplumsal cinsiyet eşitliği, mahallede hak temelli yaklaşım ve kadına yönelik şiddetle mücadelede muhtarların rolü gibi başlıklar işlendi.

2024 yerel seçimlerinde kadınlara daha çok muhtarlık kapısı açalım

Muhtarlık kurumuna kadın bakış açısı kazandırılması eşit temsil ile mümkün. Daha eşit ve kapsayıcı mahalleler ve köyler için daha çok kadın muhtar olmalı.

Neden mi? [5].

Yerel yönetimler siyasete girişin ilk basamağı, muhtarlık kurumu ise yerel yönetimlere giriş kapısı. Kadınlar muhtarlık yaptıktan sonra belediye meclis üyeliğini, belediye başkanlığını ve milletvekilliğini düşünüyor.

Muhtarlık kurumunun eşit temsil ve eşit katılım açısından önemi büyük. Her bir muhtarlık eşitliğe, adalete, kapsayıcılığa ve özgürlüğe açılan bir kapı olma potansiyeline sahip.

Kadın muhtarlar tüm kadınlar ve çocuklar için rol model. Başarıları ve azimleri ile “yapabilirlik” duygusu yaratmakta, “cesaret” ve “ilham” veriyor, “motivasyon” kaynağı oluyorlar.

Artık kaybedecek bir dakika bile yok

Özetle, eşit temsil için çok uzun yıllar bekledik ve artık kaybedilecek tek bir dakikamız bile kalmadı.

Şimdi sıra seçmenlerde.

Artık kadınları seçmen olarak değil, aday olarak görelim. Kadınlara bir muhtarlık kapısı da biz açalım. Önümüzde altın değerinde bir yerel seçim var. Dolayısıyla, eşit temsil yolunda yeni ufuklar açmanın tam zamanı.

Ezcümle, değişim ve dönüşüm mahalleden başlayacak ve öncüsü kadınlar olacak.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 29 Mart 2024’te yayımlanmıştır.

Kaynakça

[1] Atatürk Ansiklopedisi. Gül Esin (ÜBBÜL) (1901-1990) (Türkiye’nin İlk Kadın Muhtarı). https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/gul-esin-ubbul-1901-1970-turkiyenin-ilk-kadin-muhtari/.

[2] PolitikYol. Cumhuriyetin 100’üncü Yılında Kadın Muhtarlar: Kadın Muhtar Serisi-1. https://www.politikyol.com/cumhuriyetin-100uncu-yilinda-kadin-muhtarlar-kadin-muhtar-serisi-1/.

[3] Kaşıkırık, A. (2022). Rol Model Kadınlar: Doğu Ve Güneydoğu Anadolu’da Muhtar Kadınlar. EUropean Journal of Managerial Research (EUJMR), 6(10), 149-164.

[4] Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı. Kadın Muhtar ve Muhtar Adayları Kapasite Güçlendirme Programı Başlıyor!. https://www.esitlikvekapsayicilikagi.org/kadin-muhtar-ve-muhtar-adaylari-kapasite-guclendirme-programi-basliyor/.

[5] Kaşıkırık, A. ve Dokuzcan, H. (2024). Kadın Muhtar Adayları için Seçim Rehberi. https://www.esitlikvekapsayicilikagi.org/wp-content/uploads/2024/02/SivilDusun-Kitabi.pdf.

 

Ayşe Kaşıkırık
Ayşe Kaşıkırık
Ayşe Kaşıkırık - İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği’ni onur derecesiyle tamamladı. 2017 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde (SBE) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi yüksek lisans programında “Cinsiyet Eşitlikçi Perspektifle Belediye Bütçeleri: Fatih Belediyesi” konulu tezini başarıyla savunmuştur. İstanbul Üniversitesi SBE’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi programında doktora eğitiminde tez aşamasındadır. 2013-2016 yılları arasında TÜBİTAK’ta araştırmacı olarak görev aldı. 2017-2020 yılları arasında Kadın Adayları Destekleme Derneği’nde projeler koordinatörü olarak; kadın dostu kentler, toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ve kadınların eşit temsili odağında projeler yürüttü. Ulusal ve uluslararası çok sayıda sivil toplum kuruluşunda gönüllü olmak birlikte kurucu üyelikleri vardır. 3 Nisan 2021’de, Türkiye’de kadınların yerel yönetimlere seçme ve seçilme hakkı kazanmasının 91. yıl dönümünde “Daha eşit ve kapsayıcı bir dünya mümkün!” temeline dayanan “Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı’nı kurdu. Yerel yönetimler, yerel siyaset, kent, toplumsal cinsiyet ve kadın alanında teorik ve uygulamalı çalışmalarına devam etmektedir. Bu alanlarda çok sayıda rapor ve kitap bölümü yazdı. Makaleleri çeşitli ulusal ve uluslararası bilimsel dergilerde yayımlandı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü tarafından yürütülen TÜBİTAK destekli “Olası İstanbul Depreminin Çevresel Zorunlu Göç Senaryosu ve Yönetimi” isimli projede doktora bursiyeridir.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Neden daha çok kadın muhtar olmalı?

Türkiye genelinde kadın muhtar oranı sadece %2,24 yani her 100 muhtardan sadece 2’si kadın… Oysa muhtarlık siyasete giriş kapısı. Peki, neden kadın muhtar sayısı az? Muhtar olmak isteyen kadınlar ne tür engellerle karşı karşıya? Ayşe Kaşıkırık yazdı.

Yerel seçimler söz konusu olduğunda belediye başkan adayları gündemin merkezinde yer alsa da insanların gündelik hayat pratiklerine en yakın kurum olan muhtarlıkların temsil ve katılım açısından önemi çok büyük.

Türkiye’de kadınlara muhtar olmanın kapısı -Cumhuriyet’in ilanından tam 10 yıl sonra- 26 Ekim 1933 tarihinde açıldı. Gül Esin, 12 Kasım 1933 tarihli Aydın İli Demircidere Köyünde yapılan muhtarlık seçimleriyle resmi olarak Türkiye’nin ilk kadın muhtarı oldu [1].

Türkiye’ye özgü bir yönetim modeli olan muhtarlık kurumu 19. yüzyılın başından itibaren hayatımızın içinde olmasına karşın kadın temsili yok denecek kadar az. Bir başka ifadeyle, kadınlar muhtarlığa ve ihtiyar heyeti üyeliğine seçme ve seçilme hakkını bu tarihte kazandı. O günden bugüne kadar kadınlar “seçme” hakkını kullandı, “seçilme” hakkı sanki rafa kaldırılmış gibi görünüyor.

Neden muhtarlıkların kapısını açmak kadınlar için bu kadar zor?

Muhtarlık kurumunun bir cinsiyeti var!

Muhtarlık kurumu devlet ile vatandaş arasında köprü görevi gören, devletin vatandaşa en yakın ve sürekli temas halinde olduğu yönetim birimidir. Aynı zamanda, muhtarlık kurumu doğrudan demokrasinin siyasette işlevsel olarak uygulandığı yegâne alandır. Muhtarlar siyasi partilerden bağımsız olarak, kendi isimleriyle aday olurlar ve seçime girerler.

Türkiye’de 1010 mahalle ve 124 köy olmak üzere toplam 1134 kadın muhtar görev yapıyor. Kadın muhtar oranı sadece %2,24.

Diğer bir deyişle, her 100 muhtardan sadece 2’si kadın

Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca bir kez bile kadın muhtarı olmayan bir ilimiz var: Şanlıurfa.

Bayburt, Bitlis, Hakkâri, Muş, Siirt ve Sinop’un yalnızca birer tane kadın muhtarı var.

Türkiye genelinde kadın muhtar sayısı en fazla İstanbul’da, 962 mahallenin 145’inde kadın muhtar görev yapıyor. İstanbul’un kadın muhtar oranı %15! Bağcılar, Bayrampaşa, Çatalca, Esenler, Sultangazi ve Tuzla’da birer kadın muhtar var. Adalar, Arnavutköy, Bahçelievler, Kağıthane ve Sultanbeyli’nde ise bir tane bile kadın muhtar yok [2].

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kadın muhtar oranı sadece %0,6 iken Doğu Anadolu Bölgesi’nde ise oran %0,5. Verilerin ortaya koyduğu üzere, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin derinden hissedildiği Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde kadın muhtar oranı Türkiye ortalamasının çok altında [3].

Muhtarlık kurumunun kapısı neden kadınlara kapalı?

Bunun temelde iki sebebi var. Birincisi, kadınların sürdürülebilir gelirden ve dolayısıyla seçim kampanyasını yürütmek için gerekli olan finansal kaynaklardan uzak olması. En nihayetinde afiş, broşür ve oy pusulası bastırmak önemli bir maliyet kalemi olarak kadınların karşısına çıkıyor. Seçim bütçesi olmayan kadınlar düğünde takılan altınlarını veya acil durumlar için yastık altı yaptığı birikimlerini bozdurmak zorunda kalıyor. Hatta saha çalışmalarını yürütmek için kredi çektiğini söyleyen kadınlar var.

İkincisi ise, kadınların üzerindeki (ücretsiz) bakım emeği yükünün (çocuk, hasta, yaşlı ve engelli bakımı) fazlalığı dolayısıyla kadınların seçmenle bire bir iletişime geçeceği, kendini tanıtabileceği ve seçim çalışmalarını yürütebileceği alanlardan uzak olması.

Örneğin, erkek adaylar -daha sabahın ilk saatlerinde- ceketlerini alıp sokağa çıkarak seçim çalışmalarını yürütürken kadınlar için serbest ve özgür zaman çok sınırlı. Erkekler kıraathane, camii eşrafı ve esnaf muhabbetleri ile doğrudan seçmenler ile içe içe olurken kadınlar açısından benzer durum söz konusu değil. Kadınlar seçim çalışmalarını yürütürken bir yandan da evin sorumluluğunu götürmek zorunda. En nihayetinde, kadınların omuzlarındaki yük o kadar fazla ki…

Kadınlar ne tür tepkilerle karşılaşıyor?

Aslında kadınlar kırılgan veya mağdur değil, tam aksine çok dirençli. Bin bir zorlukla aday olan ve seçim çalışmalarını yürüten kadınlar, haneden mahalleye görünen ve bir o kadar da görünmeyen engellerle karşılaşıyor. Sonuç olarak, kadınlar gerek ailede gerekse de mahallede cinsiyetçi bir dizi tutum, davranış ve söylemle karşılaşıyor.

Mesela şöyle tepkilerle sıkça karşılaşıyorlar:

“Kadından muhtar mı olur? Git evinde otur, hamurunu aç, çocuklarına bak.

 Sizin mahallede veya köyde hiç erkek kalmadı mı ki kadını aday gösterdiniz?

 “Dul” kadına oy mu verilir? Daha ailesini yönetememiş, ailesinde başarılı olamamış. Mahalleyi nasıl yönetecek?

 Bizim mahallede çok fazla şiddet ve asayiş olayları yaşanıyor. Bir kadın muhtar bu mahalleyi nasıl yönetebilir ki?

 Kadının yeri evidir, siyaset erkek işidir.

 Bir kadın muhtar, erkeklerin rahatlıkla girebildiği ortamlara ve mekanlara giremez!

 Kadın muhtar sözünü dinletemez.”

 Bu konuda bir anekdot paylaşmak isterim. İstanbul Bayrampaşa’da bir kadın muhtar adayı eşinin adaylık sürecinde kendisine destek vermediğini hatta köstek olduğunu söylemişti:

“Kıraathanede erkeklere bizim “karı” aday olmuş, sakın ona oy vermeyin. Zaten ben aday olmasını istemiyorum. O hayatta hiçbir şey olamaz, hiçbir şeyi başaramaz” diyor.”

 Benzer şekilde Şanlıurfa’da bir kadın muhtar adayı anne ve babasının kendisini desteklemediğini, adaylıktan çekilmesini talep ettiğini, başına icat çıkarmaması gerektiğini, eşi ve çocuklarıyla mutlu mesut hayatına devam etmesini istediğini söylemişti. Tam bu dönemde, abisinin belediye meclis üyeliği adaylığını ise ailesinin sonuna kadar desteklediğini belirtti. Bu aileden birisi siyasetçi olacaksa o da abin olur demişler.

 Daha eşit ve kapsayıcı bir mahalle mümkün

Kurucusu olduğum Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı, mahalle ölçeğinde eşit temsil ve eşit katılım çalışan bir sivil toplum kuruluşu. Ağ, kadınların muhtarlık kurumunda eşit temsil edilmesini temel bir hak olarak görüyor; daha eşitlikçi ve kapsayıcı mahallelerin ve köylerin inşası için ise bir gereklilik olduğunu düşünüyor.

İşte tam bu minvalde, 2024 yerel seçimleri öncesinde mevcut kadın muhtarların yanında olmak, aday olmak isteyen kadınları teşvik etmek ve kadın muhtar sayısını arttırmak amacıyla “Daha Eşit ve Kapsayıcı Bir Mahalle Mümkün!” başlıklı bir proje yürüttük.

Bu proje kapsamında Türkiye genelinde Edirne’den Manisa’ya, Van’dan İzmir’e, Antalya’dan Şanlıurfa’ya, Muğla’dan Uşak’a, Eskişehir’den Ankara’ya, Denizli’den Siirt’e, Balıkesir’den Adana’ya, Sakarya’dan Aydın’a, İstanbul’dan Amasya’ya, Mardin’den Kayseri’ye kadar tam 20 ilde kadın muhtar ve muhtar adaylarına yönelik birer veya ikişer günlük kapasite güçlendirme eğitimleri düzenledik [4].

Bu eğitimlerde adaylaşma, örgütlenme, kampanya yürütme, mahalle dinamikleri ve demokrasi, strateji geliştirme, toplumsal cinsiyet eşitliği, mahallede hak temelli yaklaşım ve kadına yönelik şiddetle mücadelede muhtarların rolü gibi başlıklar işlendi.

2024 yerel seçimlerinde kadınlara daha çok muhtarlık kapısı açalım

Muhtarlık kurumuna kadın bakış açısı kazandırılması eşit temsil ile mümkün. Daha eşit ve kapsayıcı mahalleler ve köyler için daha çok kadın muhtar olmalı.

Neden mi? [5].

Yerel yönetimler siyasete girişin ilk basamağı, muhtarlık kurumu ise yerel yönetimlere giriş kapısı. Kadınlar muhtarlık yaptıktan sonra belediye meclis üyeliğini, belediye başkanlığını ve milletvekilliğini düşünüyor.

Muhtarlık kurumunun eşit temsil ve eşit katılım açısından önemi büyük. Her bir muhtarlık eşitliğe, adalete, kapsayıcılığa ve özgürlüğe açılan bir kapı olma potansiyeline sahip.

Kadın muhtarlar tüm kadınlar ve çocuklar için rol model. Başarıları ve azimleri ile “yapabilirlik” duygusu yaratmakta, “cesaret” ve “ilham” veriyor, “motivasyon” kaynağı oluyorlar.

Artık kaybedecek bir dakika bile yok

Özetle, eşit temsil için çok uzun yıllar bekledik ve artık kaybedilecek tek bir dakikamız bile kalmadı.

Şimdi sıra seçmenlerde.

Artık kadınları seçmen olarak değil, aday olarak görelim. Kadınlara bir muhtarlık kapısı da biz açalım. Önümüzde altın değerinde bir yerel seçim var. Dolayısıyla, eşit temsil yolunda yeni ufuklar açmanın tam zamanı.

Ezcümle, değişim ve dönüşüm mahalleden başlayacak ve öncüsü kadınlar olacak.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 29 Mart 2024’te yayımlanmıştır.

Kaynakça

[1] Atatürk Ansiklopedisi. Gül Esin (ÜBBÜL) (1901-1990) (Türkiye’nin İlk Kadın Muhtarı). https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/gul-esin-ubbul-1901-1970-turkiyenin-ilk-kadin-muhtari/.

[2] PolitikYol. Cumhuriyetin 100’üncü Yılında Kadın Muhtarlar: Kadın Muhtar Serisi-1. https://www.politikyol.com/cumhuriyetin-100uncu-yilinda-kadin-muhtarlar-kadin-muhtar-serisi-1/.

[3] Kaşıkırık, A. (2022). Rol Model Kadınlar: Doğu Ve Güneydoğu Anadolu’da Muhtar Kadınlar. EUropean Journal of Managerial Research (EUJMR), 6(10), 149-164.

[4] Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı. Kadın Muhtar ve Muhtar Adayları Kapasite Güçlendirme Programı Başlıyor!. https://www.esitlikvekapsayicilikagi.org/kadin-muhtar-ve-muhtar-adaylari-kapasite-guclendirme-programi-basliyor/.

[5] Kaşıkırık, A. ve Dokuzcan, H. (2024). Kadın Muhtar Adayları için Seçim Rehberi. https://www.esitlikvekapsayicilikagi.org/wp-content/uploads/2024/02/SivilDusun-Kitabi.pdf.

 

Ayşe Kaşıkırık
Ayşe Kaşıkırık
Ayşe Kaşıkırık - İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği’ni onur derecesiyle tamamladı. 2017 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde (SBE) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi yüksek lisans programında “Cinsiyet Eşitlikçi Perspektifle Belediye Bütçeleri: Fatih Belediyesi” konulu tezini başarıyla savunmuştur. İstanbul Üniversitesi SBE’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi programında doktora eğitiminde tez aşamasındadır. 2013-2016 yılları arasında TÜBİTAK’ta araştırmacı olarak görev aldı. 2017-2020 yılları arasında Kadın Adayları Destekleme Derneği’nde projeler koordinatörü olarak; kadın dostu kentler, toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ve kadınların eşit temsili odağında projeler yürüttü. Ulusal ve uluslararası çok sayıda sivil toplum kuruluşunda gönüllü olmak birlikte kurucu üyelikleri vardır. 3 Nisan 2021’de, Türkiye’de kadınların yerel yönetimlere seçme ve seçilme hakkı kazanmasının 91. yıl dönümünde “Daha eşit ve kapsayıcı bir dünya mümkün!” temeline dayanan “Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı’nı kurdu. Yerel yönetimler, yerel siyaset, kent, toplumsal cinsiyet ve kadın alanında teorik ve uygulamalı çalışmalarına devam etmektedir. Bu alanlarda çok sayıda rapor ve kitap bölümü yazdı. Makaleleri çeşitli ulusal ve uluslararası bilimsel dergilerde yayımlandı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü tarafından yürütülen TÜBİTAK destekli “Olası İstanbul Depreminin Çevresel Zorunlu Göç Senaryosu ve Yönetimi” isimli projede doktora bursiyeridir.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x