Tersine göç: Aşırı sağ, Avrupa’da sınır dışı etme fikrini nasıl meşrulaştırıyor?

Aşırı sağ çevreler son yıllarda remigration, yani tersine göç kavramını sıklıkla dile getiriyorlar. Fakat bu söylem, aslında 'uyum sağlamayan' yabancıların topluca sınır dışı edilmesi isteğini gizliyor ve hayali bir 'büyük nüfus değişimi' teorisine karşı bir çözüm gibi sunuluyor.

Avrupa’da aşırı sağın son on yıldaki en önemli başarısı, yalnızca oy oranlarını artırmakla kalmadı, siyasetin dilini de değiştirdi. Bugün artık ‘kimlik’, ‘güvenlik’, ‘aidiyet’ gibi kavramlar merkez partilerin de rahatlıkla kullandığı politik terimlere dönüşmüş durumda. Bu dilsel kayma, göçü artık insani ya da ekonomik bir mesele olmaktan çıkarıp kültürel bir tehdit olarak yeniden tanımlıyor. ‘Remigration’ yani ‘tersine göç’ kavramı tam da bu kaymanın ürünü; görünürde teknik bir politika önerisi, gerçekteyse toplu sınır dışı etme fikrinin yumuşatılmış biçimi.

‘Remigration’ kavramı ilk kez 20. yüzyılın sonunda Fransa’da ortaya çıktı. Son yıllarda ise Avrupa’daki radikal sağ siyasetçiler arasında yeniden popüler hale geldi. Söylem, yabancıların ya da yabancı kökenlilerin, isteyerek veya zorla ülkelerine geri gönderilmesini savunuyor ve göçmenler, ‘toplumu bozan’ unsurlar olarak hedef gösteriliyor.

Tersine göç söyleminin gücü, açık bir nefret dili kullanmadan dışlayıcılığı yeniden üretmesinde yatıyor. ‘Geri dönüş’ fikri, nostaljik bir aidiyet duygusuna sesleniyor; sanki Avrupa’nın ‘öz kimliği’ bir zamanlar saf, homojen ve uyum içindeymiş gibi. Böylece ‘tersine göç’ söylemi, radikal politikaları sıradanlaştırmanın, şiddeti bürokratik bir kavrama dönüştürmenin aracına dönüşüyor. Bu tür kavramlar, yalnızca aşırı sağın değil, merkez siyasetin de kelime dağarcığına sızarak meşruiyet alanını genişletiyor.

Avrupa siyaseti konusunda uzmanlaşan gazeteciler Annalisa Camilli ve Gian-Paolo Accardo, Voxeurop internet sitesinde yayımlanan yazılarında, ‘tersine göç’ kavramının ideolojik arkaplanını ele alıyorlar. Yazılarında, bu söylemin 1990’larda Fransız aşırı sağından doğduğunu, günümüzde ise kimlikçi hareketler, milliyetçi partiler ve sağ popülist siyasetçiler arasında ortak bir dil haline geldiğini vurguluyorlar. Camilli ve Accardo, özellikle İtalya’daki medya dilinde ‘tersine göç’ün nasıl hızla yaygınlaştığını, Martin Sellner gibi figürlerin Avrupa çapında bu kavramı meşrulaştırmak için ağlar kurduğunu ve Almanya’daki AfD’nin kampanyalarında bu terimin nasıl merkezî bir konuma yerleştiğini tartışıyorlar. Yazı, ‘tersine göç’ kavramının yalnızca bir politik slogan değil, aynı zamanda göçmenlik karşıtı duyguları normalize eden ve demokratik toplumlarda sınır dışı etme fikrini meşru göstermek için kullanılan bir dil stratejisi haline geldiğini ortaya koyuyor.

Yazıdan öne çıkan bazı bölümleri aktarıyoruz:

“6 Eylül’de İtalya’nın Grosseto kentinde düzenlenen bir festivalde, aşırı sağ hareket CasaPound, kitlesel göçe karşı olduklarını ve ‘ulusal kimliği korumak’ adına bir ‘remigration’ platformu kuracaklarını duyurdu. Aslında yıllardır Avrupa’daki aşırı sağın sloganlarının merkezinde yer alan bu kavram, artık İtalyan siyasetinde de daha sık kullanılmaya başladı. Kelime düz anlamıyla ‘tersine göç’ demek olsa da, gerçekte ‘zorla geri gönderme’yi ifade ediyor.

İtalyan gazeteci ve aşırı sağ üzerine çalışan bir uzman Valerio Renzi bu söylemin 1990’larda Fransız aşırı sağında doğduğunu, ancak son yıllarda başka ülkelerde de karşılık bulduğunu söylüyor. Avusturya’da kavramı Kimlikçi Hareket lideri Martin Sellner yeniden dolaşıma soktu. Almanya’da ise bağımsız haber sitesi Correctiv, Kasım 2023’te yapılan gizli bir toplantıyı ortaya çıkardı. Bu toplantıya aşırı sağcı isimler, etno-milliyetçi ideologlar, Almanya için Alternatif (AfD) partisinden üst düzey yetkililer, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyeleri, iş insanları ve avukatlar katılmıştı. Toplantıda ‘tersine göç’ün genel çerçevesi tartışılmıştı. Bu ifşaat büyük tepki toplamış ve ülkede geniş katılımlı protesto gösterilerine yol açmıştı.

Aşırı sağ retoriğin günlük dile sızışı

İtalya’da ise konu özellikle Ocak 2025’ten itibaren gündemde. Milano’da yılbaşı gecesi Piazza Duomo’da, bazı yabancı kökenli genç erkekler tarafından kadın turistlere yönelik cinsel taciz şikayetleri basına yansıdı. Bu gençler, yerel ağızda aşağılayıcı bir şekilde ‘maranza’ diye anılıyor.

‘O andan sonra gazetelerden televizyon kanallarına kadar İtalya’daki sağcı medya konuyu sürekli gündeme taşıdı. Birkaç hafta içinde ‘tersine göç’ kavramı yaygınlaştı, her ne kadar hâlâ sağ partilerin resmî programlarında yer almasa da,’ diyor Renzi. Yine de bazı siyasetçiler bu ifadeyi kullanmaya başladı; örneğin, Adalet Bakanlığı müsteşarı ve sağ popülist Fratelli d’Italia Partisi üyesi Andrea Delmastro.

26 Temmuz’da Viyana’da, aşırı sağ partilerden oluşan bir ittifak tam da ‘tersine göç’ kavramını öne çıkararak bir yürüyüş düzenledi. Gösteriyi, temmuz ortasında Kopenhag’daki bir caminin çatısına çıkarak ‘yabancılar sınır dışı edilsin’ ve ‘Danimarka’nın İslamlaşmasına son’ yazılı pankart açan Danimarkalı aşırı sağcılar organize etmişti.

Viyana’daki yürüyüşe katılan bu ağ, 17 Mayıs’ta İtalya’da düzenlenen Tersine Göç Zirvesi 2025’te de bir araya gelmişti. Renzi şöyle anlatıyor: ‘Forum, Milano yakınlarındaki Gallarate’de yapıldı. Organizatörler bu tür bir propaganda için uygun zemin olacağını düşündü. İtalyan siyasetinden tanınmış isimler katılmadı ama bu arada CasaPound, eylülde ulusal festivalde duyurulacak İtalyan platformuna hazırlık niteliğinde kendi kampanyasını başlattı.’

Etkinliğin organizatörlerinden biri olan ve Avrupa’daki aşırı sağ hareketlerin en bilinen simaları arasında yer alan Martin Sellner, sosyal medya hesaplarında şu ifadeleri kullandı: ‘Son günlerde zirvemizin duyulmasına, ilginin artmasına ve kamuoyunda tartışılmasına en büyük katkıyı sol medyanın ısrarlı yayınları sağladı. Onların sayesinde bu toplantıdan haberdar olmayanlar bile konuya ilgi göstermeye başladı. Yarın milyonlarca İtalyan tersine göç kavramı hakkında konuşacak.’

Mayıs ayında gerçekleştirilen toplantının konuşmacıları arasında, aşırı sağ çizgideki Almanya için Alternatif (AfD) partisinden Lena Kotre, İrlanda Ulusal Partisi’nin temsilcilerinden John McLoughlin, Belçikalı siyaset bilimci Dries Van Langenhove gibi isimler vardı. Ayrıca kimlikçi hareketlerle veya neo-faşist ideolojik gruplarla doğrudan ya da dolaylı bağlantıları bulunan başka kişiler de toplantıda söz aldı. İtalya’da ise bu kavramı, yani ‘tersine göç’ ifadesini, en çok dile getiren ve gündemde tutan siyasi kadrolar Lega Partisi’ne mensup üyeler.

Örneğin Lega’nın genel başkan yardımcısı ve Avrupa Parlamentosu üyesi General Roberto Vannacci, Gallarate zirvesine gönderdiği video mesajında şöyle dedi: ‘Bu önemli etkinlikte aranızda olamadığım için üzgünüm. Ama sesimin duyulmasını ve desteğimin bilinmesini istiyorum. Bugün tartıştığınız mesele cesaret gerektiriyor, ama aynı zamanda bir o kadar da gerekli. Ve en önemlisi, uzun zamandır gündemden uzak tutulan bir mesele; tersine göç.’ Vannacci’ye göre tersine göç sadece bir slogan değil, somut bir öneri: ‘Kanunlarımıza uymayan, değerlerimizi reddeden ve kültürümüzü küçümseyenlerin ülkelerine geri gönderilmesi.’

‘Tersine göç’ kavramının politik kullanımı

Tersine göç kavramı, Avrupa’nın farklı bölgelerinde örgütlenen aşırı sağ siyasi gruplar ve ideolojik hareketler tarafından, ‘büyük değişim’ ya da ‘etnik ikame’ adıyla bilinen ve uzun süredir tartışılan komplo teorisini desteklemek, toplumsal söylemlerde meşrulaştırmak için kullanılıyor. Aynı zamanda, Avrupa’da yasadışı olan kitlesel sınır dışı uygulamasını, yani yabancıların keyfi ve zorla başka ülkelere gönderilmesini daha yumuşak bir ifadeyle gizliyor. Kavram, 2025 yılında İtalya’nın saygın Treccani sözlüğüne yeni bir madde olarak girdi.

‘Tersine göç söyleminin başarısının asıl kaynağı, Orta Avrupa’daki kimlikçi ağlar ve hareketlerdir. Ancak bu kavramın gerçek anlamda geniş kitlelere ulaşması, Donald Trump’ın Kamala Harris’e karşı yürüttüğü seçim kampanyasında bu ifadeyi kullanmasıyla yaşandı,’ diye açıklıyor Renzi. Avrupa kıtasında bu hareketin başlıca ideoloğu olarak öne çıkan isim, Avusturyalı Martin Sellner. Sellner’in Remigration (Tersine Göç) adlı kitabı Eylül’de, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin partisi Fratelli d’Italia’ya yakın bir Toskana yayınevi tarafından İtalya’da basılacak.

Almanya’daki aşırı sağcı AfD’nin katkısı da son derece büyük. Parti, 2023 yılından itibaren seçim kampanyalarının temelini doğrudan bu kavram üzerine kurdu. Aynı yıl Almanya’da ‘tersine göç’ ifadesi, Unwort-Aktion girişimi bünyesindeki dilbilimciler tarafından ‘Unwort des Jahres‘, yani ‘Yılın Uydurma Sözcüğü’ seçildi. Bu unvan, söz konusu terimin yanıltıcı, insanlık dışı ve toplumun dışlayıcı eğilimlerini güçlendiren bir dilsel araç olduğu anlamına geliyor. ‘Ama bugünlerde AfD içinde bu slogandan vazgeçilmesi gerektiğine dair tartışmalar yapılıyor; çünkü terim giderek daha fazla bölücü, kutuplaştırıcı ve aynı zamanda korkutucu bir çağrışım yaratıyor. Parti içinde bu konuda oldukça sert fikir ayrılıkları mevcut,’ diye ekliyor Renzi.

Yunanistan’da ise aşırı sağ, göçmenlerin ‘sınır dışı edilmesi’nden açıkça söz etse de remigration kavramı kök salmış değil. Çoğu zaman sadece Avrupa’daki radikal sağ hareketlerin etkinliklerini aktaran uluslararası haberlerde yan unsur olarak yer buluyor. Fransa’da kavramı en çok kimlikçi hareketler —özellikle Bloc/Génération Identitaire— öne çıkardı.

Bu grup 2014’te kavramı, bazı göçmenlerin ve onların çocuklarının ülkelerine geri gönderilmesi fikriyle kamusal tartışmaya soktu. 2022’de aşırı sağcı cumhurbaşkanı adayı Éric Zemmour, bunu resmî bir politika önerisine dönüştürdü, hatta seçim kampanyasında bir ‘Tersine Göç Bakanlığı’ kuracağını duyurdu. Fransız basını ve akademisyenler, tersine göçü ‘büyük değişim’ komplo teorisiyle ilişkilendiriyor ve aşırı sağda propaganda aracı olarak kullanıldığını vurguluyor.

Tersine göç söylemi, toplu sınır dışı etmenin yeni ismi mi?

Buna karşılık, Marine Le Pen ile Jordan Bardella’nın liderliğini üstlendikleri sağ popülist çizgideki Ulusal Birlik (RN) partisi, yani Fransa’nın en güçlü ve iktidara en yakın partisi, bu terimden özellikle uzak duruyor. Bu tutum, partinin uzun yıllardır sürdürdüğü ‘meşrulaştırma’ ya da Fransa’daki adıyla ‘dédiabolisation’ (kelime anlamıyla şeytanileştirmeden arındırma, yani toplumun gözünde aşırı uç bir hareket olmaktan çıkarıp merkezde konumlandırma) stratejisinin temel bir parçasını oluşturuyor. Yine de doğum yoluyla otomatik vatandaşlık hakkına sınırlamalar getirilmesi, ulusal referandum çağrıları yapılması, kamu hizmetlerinde Fransız vatandaşlarına açık bir biçimde öncelik tanınması ve yabancı kökenli suçluların sınır dışı edilmesi gibi oldukça radikal görülebilecek politikaları yüksek sesle dile getiriyorlar.

Nemesis adlı ulusal-feminist kolektif, kampanyalarını kadın hakları savunusu ve cinsel şiddetle mücadele üzerine kuruyor. Özellikle kamusal alanda kadınlara yönelik saldırıları merkeze alıyorlar. İddialarına göre, ki bu veriler defalarca çürütülmüş durumda, bu şiddetin başlıca failleri yabancı kökenli erkekler. Bu yüzden sınır dışı edilmeleri gerektiğini savunuyorlar. ‘Tersine göç huzur getirir’ ifadesi, Instagram ve X paylaşımlarında düzenli olarak yer alıyor.

Peki, sağ partiler tersine göç diyerek neyi kastediyorlar?

Burada kastedilen yalnızca yasa dışı yollarla ülkeye giren göçmenlerin sınır dışı edilmesi değil; aynı zamanda topluma ‘uyum sağlamayan’ kişilerin de ülkeden çıkarılması. Fakat ‘uyum sağlamama’ kavramı son derece muğlak ve esnek; kimi zaman dar biçimde yorumlanabiliyor, kimi zaman da oldukça geniş bir kapsama çekilebiliyor. Renzi’nin ifadesiyle: ‘Bu, açıkça ülkelerimizde uzun süredir yaşayan insanların topluca sınır dışı edilmesi demek.’ Ayrıca sadece geldikleri ülkelere değil, hiçbir bağlarının olmadığı üçüncü ülkelere gönderilmeleri de öngörülüyor.

Uygulamada ise bu tür bir politika hem neredeyse imkânsız bir girişim hem de Avrupa ülkelerinin mevcut hukuk düzenleri ve anayasal ilkeleriyle açıkça çelişen bir durum, en azından şimdilik. Asıl amaç ise, göç politikalarında hangi fikirlerin konuşulabilir ve uygulanabilir sayılacağının sınırlarını kaydırmak. Renzi’nin sözleriyle: ‘Tersine göç kavramının meşrulaştırılması, aslında göç politikalarında ırkçı bir yaklaşımı daha da meşrulaştırmak anlamına geliyor.'”

Bu yazı ilk kez 9 Ekim 2025’te yayımlanmıştır.

Annalisa Camilli ve Gian-Paolo Accardo’nun VoxEurop internet sitesinde yayımlanan ““Remigration”: an empty slogan or mass deportations in disguise?” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Mert Söyler tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://voxeurop.eu/en/remigration-slogan-mass-deportations-far-right/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Tersine göç: Aşırı sağ, Avrupa’da sınır dışı etme fikrini nasıl meşrulaştırıyor?

Aşırı sağ çevreler son yıllarda remigration, yani tersine göç kavramını sıklıkla dile getiriyorlar. Fakat bu söylem, aslında 'uyum sağlamayan' yabancıların topluca sınır dışı edilmesi isteğini gizliyor ve hayali bir 'büyük nüfus değişimi' teorisine karşı bir çözüm gibi sunuluyor.

Avrupa’da aşırı sağın son on yıldaki en önemli başarısı, yalnızca oy oranlarını artırmakla kalmadı, siyasetin dilini de değiştirdi. Bugün artık ‘kimlik’, ‘güvenlik’, ‘aidiyet’ gibi kavramlar merkez partilerin de rahatlıkla kullandığı politik terimlere dönüşmüş durumda. Bu dilsel kayma, göçü artık insani ya da ekonomik bir mesele olmaktan çıkarıp kültürel bir tehdit olarak yeniden tanımlıyor. ‘Remigration’ yani ‘tersine göç’ kavramı tam da bu kaymanın ürünü; görünürde teknik bir politika önerisi, gerçekteyse toplu sınır dışı etme fikrinin yumuşatılmış biçimi.

‘Remigration’ kavramı ilk kez 20. yüzyılın sonunda Fransa’da ortaya çıktı. Son yıllarda ise Avrupa’daki radikal sağ siyasetçiler arasında yeniden popüler hale geldi. Söylem, yabancıların ya da yabancı kökenlilerin, isteyerek veya zorla ülkelerine geri gönderilmesini savunuyor ve göçmenler, ‘toplumu bozan’ unsurlar olarak hedef gösteriliyor.

Tersine göç söyleminin gücü, açık bir nefret dili kullanmadan dışlayıcılığı yeniden üretmesinde yatıyor. ‘Geri dönüş’ fikri, nostaljik bir aidiyet duygusuna sesleniyor; sanki Avrupa’nın ‘öz kimliği’ bir zamanlar saf, homojen ve uyum içindeymiş gibi. Böylece ‘tersine göç’ söylemi, radikal politikaları sıradanlaştırmanın, şiddeti bürokratik bir kavrama dönüştürmenin aracına dönüşüyor. Bu tür kavramlar, yalnızca aşırı sağın değil, merkez siyasetin de kelime dağarcığına sızarak meşruiyet alanını genişletiyor.

Avrupa siyaseti konusunda uzmanlaşan gazeteciler Annalisa Camilli ve Gian-Paolo Accardo, Voxeurop internet sitesinde yayımlanan yazılarında, ‘tersine göç’ kavramının ideolojik arkaplanını ele alıyorlar. Yazılarında, bu söylemin 1990’larda Fransız aşırı sağından doğduğunu, günümüzde ise kimlikçi hareketler, milliyetçi partiler ve sağ popülist siyasetçiler arasında ortak bir dil haline geldiğini vurguluyorlar. Camilli ve Accardo, özellikle İtalya’daki medya dilinde ‘tersine göç’ün nasıl hızla yaygınlaştığını, Martin Sellner gibi figürlerin Avrupa çapında bu kavramı meşrulaştırmak için ağlar kurduğunu ve Almanya’daki AfD’nin kampanyalarında bu terimin nasıl merkezî bir konuma yerleştiğini tartışıyorlar. Yazı, ‘tersine göç’ kavramının yalnızca bir politik slogan değil, aynı zamanda göçmenlik karşıtı duyguları normalize eden ve demokratik toplumlarda sınır dışı etme fikrini meşru göstermek için kullanılan bir dil stratejisi haline geldiğini ortaya koyuyor.

Yazıdan öne çıkan bazı bölümleri aktarıyoruz:

“6 Eylül’de İtalya’nın Grosseto kentinde düzenlenen bir festivalde, aşırı sağ hareket CasaPound, kitlesel göçe karşı olduklarını ve ‘ulusal kimliği korumak’ adına bir ‘remigration’ platformu kuracaklarını duyurdu. Aslında yıllardır Avrupa’daki aşırı sağın sloganlarının merkezinde yer alan bu kavram, artık İtalyan siyasetinde de daha sık kullanılmaya başladı. Kelime düz anlamıyla ‘tersine göç’ demek olsa da, gerçekte ‘zorla geri gönderme’yi ifade ediyor.

İtalyan gazeteci ve aşırı sağ üzerine çalışan bir uzman Valerio Renzi bu söylemin 1990’larda Fransız aşırı sağında doğduğunu, ancak son yıllarda başka ülkelerde de karşılık bulduğunu söylüyor. Avusturya’da kavramı Kimlikçi Hareket lideri Martin Sellner yeniden dolaşıma soktu. Almanya’da ise bağımsız haber sitesi Correctiv, Kasım 2023’te yapılan gizli bir toplantıyı ortaya çıkardı. Bu toplantıya aşırı sağcı isimler, etno-milliyetçi ideologlar, Almanya için Alternatif (AfD) partisinden üst düzey yetkililer, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyeleri, iş insanları ve avukatlar katılmıştı. Toplantıda ‘tersine göç’ün genel çerçevesi tartışılmıştı. Bu ifşaat büyük tepki toplamış ve ülkede geniş katılımlı protesto gösterilerine yol açmıştı.

Aşırı sağ retoriğin günlük dile sızışı

İtalya’da ise konu özellikle Ocak 2025’ten itibaren gündemde. Milano’da yılbaşı gecesi Piazza Duomo’da, bazı yabancı kökenli genç erkekler tarafından kadın turistlere yönelik cinsel taciz şikayetleri basına yansıdı. Bu gençler, yerel ağızda aşağılayıcı bir şekilde ‘maranza’ diye anılıyor.

‘O andan sonra gazetelerden televizyon kanallarına kadar İtalya’daki sağcı medya konuyu sürekli gündeme taşıdı. Birkaç hafta içinde ‘tersine göç’ kavramı yaygınlaştı, her ne kadar hâlâ sağ partilerin resmî programlarında yer almasa da,’ diyor Renzi. Yine de bazı siyasetçiler bu ifadeyi kullanmaya başladı; örneğin, Adalet Bakanlığı müsteşarı ve sağ popülist Fratelli d’Italia Partisi üyesi Andrea Delmastro.

26 Temmuz’da Viyana’da, aşırı sağ partilerden oluşan bir ittifak tam da ‘tersine göç’ kavramını öne çıkararak bir yürüyüş düzenledi. Gösteriyi, temmuz ortasında Kopenhag’daki bir caminin çatısına çıkarak ‘yabancılar sınır dışı edilsin’ ve ‘Danimarka’nın İslamlaşmasına son’ yazılı pankart açan Danimarkalı aşırı sağcılar organize etmişti.

Viyana’daki yürüyüşe katılan bu ağ, 17 Mayıs’ta İtalya’da düzenlenen Tersine Göç Zirvesi 2025’te de bir araya gelmişti. Renzi şöyle anlatıyor: ‘Forum, Milano yakınlarındaki Gallarate’de yapıldı. Organizatörler bu tür bir propaganda için uygun zemin olacağını düşündü. İtalyan siyasetinden tanınmış isimler katılmadı ama bu arada CasaPound, eylülde ulusal festivalde duyurulacak İtalyan platformuna hazırlık niteliğinde kendi kampanyasını başlattı.’

Etkinliğin organizatörlerinden biri olan ve Avrupa’daki aşırı sağ hareketlerin en bilinen simaları arasında yer alan Martin Sellner, sosyal medya hesaplarında şu ifadeleri kullandı: ‘Son günlerde zirvemizin duyulmasına, ilginin artmasına ve kamuoyunda tartışılmasına en büyük katkıyı sol medyanın ısrarlı yayınları sağladı. Onların sayesinde bu toplantıdan haberdar olmayanlar bile konuya ilgi göstermeye başladı. Yarın milyonlarca İtalyan tersine göç kavramı hakkında konuşacak.’

Mayıs ayında gerçekleştirilen toplantının konuşmacıları arasında, aşırı sağ çizgideki Almanya için Alternatif (AfD) partisinden Lena Kotre, İrlanda Ulusal Partisi’nin temsilcilerinden John McLoughlin, Belçikalı siyaset bilimci Dries Van Langenhove gibi isimler vardı. Ayrıca kimlikçi hareketlerle veya neo-faşist ideolojik gruplarla doğrudan ya da dolaylı bağlantıları bulunan başka kişiler de toplantıda söz aldı. İtalya’da ise bu kavramı, yani ‘tersine göç’ ifadesini, en çok dile getiren ve gündemde tutan siyasi kadrolar Lega Partisi’ne mensup üyeler.

Örneğin Lega’nın genel başkan yardımcısı ve Avrupa Parlamentosu üyesi General Roberto Vannacci, Gallarate zirvesine gönderdiği video mesajında şöyle dedi: ‘Bu önemli etkinlikte aranızda olamadığım için üzgünüm. Ama sesimin duyulmasını ve desteğimin bilinmesini istiyorum. Bugün tartıştığınız mesele cesaret gerektiriyor, ama aynı zamanda bir o kadar da gerekli. Ve en önemlisi, uzun zamandır gündemden uzak tutulan bir mesele; tersine göç.’ Vannacci’ye göre tersine göç sadece bir slogan değil, somut bir öneri: ‘Kanunlarımıza uymayan, değerlerimizi reddeden ve kültürümüzü küçümseyenlerin ülkelerine geri gönderilmesi.’

‘Tersine göç’ kavramının politik kullanımı

Tersine göç kavramı, Avrupa’nın farklı bölgelerinde örgütlenen aşırı sağ siyasi gruplar ve ideolojik hareketler tarafından, ‘büyük değişim’ ya da ‘etnik ikame’ adıyla bilinen ve uzun süredir tartışılan komplo teorisini desteklemek, toplumsal söylemlerde meşrulaştırmak için kullanılıyor. Aynı zamanda, Avrupa’da yasadışı olan kitlesel sınır dışı uygulamasını, yani yabancıların keyfi ve zorla başka ülkelere gönderilmesini daha yumuşak bir ifadeyle gizliyor. Kavram, 2025 yılında İtalya’nın saygın Treccani sözlüğüne yeni bir madde olarak girdi.

‘Tersine göç söyleminin başarısının asıl kaynağı, Orta Avrupa’daki kimlikçi ağlar ve hareketlerdir. Ancak bu kavramın gerçek anlamda geniş kitlelere ulaşması, Donald Trump’ın Kamala Harris’e karşı yürüttüğü seçim kampanyasında bu ifadeyi kullanmasıyla yaşandı,’ diye açıklıyor Renzi. Avrupa kıtasında bu hareketin başlıca ideoloğu olarak öne çıkan isim, Avusturyalı Martin Sellner. Sellner’in Remigration (Tersine Göç) adlı kitabı Eylül’de, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin partisi Fratelli d’Italia’ya yakın bir Toskana yayınevi tarafından İtalya’da basılacak.

Almanya’daki aşırı sağcı AfD’nin katkısı da son derece büyük. Parti, 2023 yılından itibaren seçim kampanyalarının temelini doğrudan bu kavram üzerine kurdu. Aynı yıl Almanya’da ‘tersine göç’ ifadesi, Unwort-Aktion girişimi bünyesindeki dilbilimciler tarafından ‘Unwort des Jahres‘, yani ‘Yılın Uydurma Sözcüğü’ seçildi. Bu unvan, söz konusu terimin yanıltıcı, insanlık dışı ve toplumun dışlayıcı eğilimlerini güçlendiren bir dilsel araç olduğu anlamına geliyor. ‘Ama bugünlerde AfD içinde bu slogandan vazgeçilmesi gerektiğine dair tartışmalar yapılıyor; çünkü terim giderek daha fazla bölücü, kutuplaştırıcı ve aynı zamanda korkutucu bir çağrışım yaratıyor. Parti içinde bu konuda oldukça sert fikir ayrılıkları mevcut,’ diye ekliyor Renzi.

Yunanistan’da ise aşırı sağ, göçmenlerin ‘sınır dışı edilmesi’nden açıkça söz etse de remigration kavramı kök salmış değil. Çoğu zaman sadece Avrupa’daki radikal sağ hareketlerin etkinliklerini aktaran uluslararası haberlerde yan unsur olarak yer buluyor. Fransa’da kavramı en çok kimlikçi hareketler —özellikle Bloc/Génération Identitaire— öne çıkardı.

Bu grup 2014’te kavramı, bazı göçmenlerin ve onların çocuklarının ülkelerine geri gönderilmesi fikriyle kamusal tartışmaya soktu. 2022’de aşırı sağcı cumhurbaşkanı adayı Éric Zemmour, bunu resmî bir politika önerisine dönüştürdü, hatta seçim kampanyasında bir ‘Tersine Göç Bakanlığı’ kuracağını duyurdu. Fransız basını ve akademisyenler, tersine göçü ‘büyük değişim’ komplo teorisiyle ilişkilendiriyor ve aşırı sağda propaganda aracı olarak kullanıldığını vurguluyor.

Tersine göç söylemi, toplu sınır dışı etmenin yeni ismi mi?

Buna karşılık, Marine Le Pen ile Jordan Bardella’nın liderliğini üstlendikleri sağ popülist çizgideki Ulusal Birlik (RN) partisi, yani Fransa’nın en güçlü ve iktidara en yakın partisi, bu terimden özellikle uzak duruyor. Bu tutum, partinin uzun yıllardır sürdürdüğü ‘meşrulaştırma’ ya da Fransa’daki adıyla ‘dédiabolisation’ (kelime anlamıyla şeytanileştirmeden arındırma, yani toplumun gözünde aşırı uç bir hareket olmaktan çıkarıp merkezde konumlandırma) stratejisinin temel bir parçasını oluşturuyor. Yine de doğum yoluyla otomatik vatandaşlık hakkına sınırlamalar getirilmesi, ulusal referandum çağrıları yapılması, kamu hizmetlerinde Fransız vatandaşlarına açık bir biçimde öncelik tanınması ve yabancı kökenli suçluların sınır dışı edilmesi gibi oldukça radikal görülebilecek politikaları yüksek sesle dile getiriyorlar.

Nemesis adlı ulusal-feminist kolektif, kampanyalarını kadın hakları savunusu ve cinsel şiddetle mücadele üzerine kuruyor. Özellikle kamusal alanda kadınlara yönelik saldırıları merkeze alıyorlar. İddialarına göre, ki bu veriler defalarca çürütülmüş durumda, bu şiddetin başlıca failleri yabancı kökenli erkekler. Bu yüzden sınır dışı edilmeleri gerektiğini savunuyorlar. ‘Tersine göç huzur getirir’ ifadesi, Instagram ve X paylaşımlarında düzenli olarak yer alıyor.

Peki, sağ partiler tersine göç diyerek neyi kastediyorlar?

Burada kastedilen yalnızca yasa dışı yollarla ülkeye giren göçmenlerin sınır dışı edilmesi değil; aynı zamanda topluma ‘uyum sağlamayan’ kişilerin de ülkeden çıkarılması. Fakat ‘uyum sağlamama’ kavramı son derece muğlak ve esnek; kimi zaman dar biçimde yorumlanabiliyor, kimi zaman da oldukça geniş bir kapsama çekilebiliyor. Renzi’nin ifadesiyle: ‘Bu, açıkça ülkelerimizde uzun süredir yaşayan insanların topluca sınır dışı edilmesi demek.’ Ayrıca sadece geldikleri ülkelere değil, hiçbir bağlarının olmadığı üçüncü ülkelere gönderilmeleri de öngörülüyor.

Uygulamada ise bu tür bir politika hem neredeyse imkânsız bir girişim hem de Avrupa ülkelerinin mevcut hukuk düzenleri ve anayasal ilkeleriyle açıkça çelişen bir durum, en azından şimdilik. Asıl amaç ise, göç politikalarında hangi fikirlerin konuşulabilir ve uygulanabilir sayılacağının sınırlarını kaydırmak. Renzi’nin sözleriyle: ‘Tersine göç kavramının meşrulaştırılması, aslında göç politikalarında ırkçı bir yaklaşımı daha da meşrulaştırmak anlamına geliyor.'”

Bu yazı ilk kez 9 Ekim 2025’te yayımlanmıştır.

Annalisa Camilli ve Gian-Paolo Accardo’nun VoxEurop internet sitesinde yayımlanan ““Remigration”: an empty slogan or mass deportations in disguise?” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Mert Söyler tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://voxeurop.eu/en/remigration-slogan-mass-deportations-far-right/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x