TikTok’taki kendi kendine teşhis videoları neden umut vadediyor?

Ruh sağlığınızla ilgili her türlü belirtide internete koşanlardan mısınız? Son zamanlarda sosyal medya platformlarında kendi kendine teşhis koyanların videolarındaki artış neye işaret ediyor? Bu durum, alanın ilerlemesine katkıda bulunabilir mi?

İnsanların kendi kendilerine koydukları psikolojik teşhisleri TikTok’ta yayınlaması uzmanları endişelendirirken, New York City College’da psikoloji alanında öğretim üyesi olan Elliot Jurist ile Boston McLean Hastanesi Gunderson Kişilik Bozuklukları Enstitüsü’nden klinik araştırma asistanı Julia Jurist, Psyche internet sitesinde yayımlanan yazılarında duruma farklı bir açıdan bakıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Google’da kendilerinde gördükleri semptomlara dair araştırma yapanlar, ister ruhsal ister fiziksel sağlık olsun, çevrimiçi ortamda kendi kendine teşhis koymanın cazibesini bilir. Bu, endişelerinizi gidermenin, sıkıntılı deneyimlerinizi anlamlandırmanın ve gerekirse bir profesyonelden yardım alma yolunda ilk adımı atmanın bir yolu olabilir. Ancak video paylaşım platformu TikTok’ta ruh sağlığıyla ilgili kendi kendine teşhis, başka bir boyuta taşınmış durumda. Platformda ruh sağlığı sorunlarını ve kendi kendine koydukları teşhisleri bildiren, bazı durumlarda canlandırma yapan ve hatta bununla eğlenenlerin videoları bulanabiliyor.

Bazı videolarda damgalanmanın cesurca reddedilmesinden ve psikoeğitim potansiyelinden etkilenmemek mümkün değil, ancak yine de bu olgunun rahatsız edici tarafları var. Bazı videolarda yanlış bilgiler ve daha da üzücü olanı, geri tepebilecek ve başkalarına davranışsal talimatlar olarak hizmet edebilecek çaresiz yardım çığlıkları yer alıyor. TikTok, rahatsız edici içerikleri kaldırmak ve yeme bozuklukları, kendine zarar verme ve diğer konularla ilgili videoları düzenlemek için harekete geçti. Ancak bazı içerikler düzenlemeye tabi tutulurken, kişisel anlatıların ve ruh sağlığı sorunlarına ilişkin deneyimlerin paylaşımı artmaya devam ediyor.

Pek çok kullanıcı, ruh sağlığı uzmanlarıyla görüşmelerinin ardından hayal kırıklığına uğramış. Bazıları yanlış anlaşıldığını hissettiğine dair etkileyici hikâyeler paylaşıyor. Ortak bir tema, profesyonellere geçmişte semptomlarını nasıl maskelediklerini anlatmaları, ancak açıklamalarının şüpheyle karşılandığını söylemeleri. Bazen videolarda ruh sağlığı uzmanlarına karşı açık bir düşmanlık da ortaya çıkıyor. 2021’den bugüne kadar 50 binden fazla beğeni alan bir örnekte, kullanıcı öfkeyle kendi kendine teşhis koyduğunu doğruluyor ve profesyonelleri ‘otizm hakkında hiçbir şey bilmemekle’ suçluyor.

Birçok ruh sağlığı uzmanı bu gelişmeler karşısında alarma geçmiş durumda ve platform artık kendi kendine teşhis koyan ve bunu yapma hakkını savunan kişiler ile teşhis koyma konusunda yalnızca kendilerini yetkili gören ve kendi kendine teşhisi eleştiren ruh sağlığı uzmanları arasında yoğun ve bazen sert tartışmalara sahne oluyor.” (…)

Yazarlar, ruh sağlığı alanında çalışan kişiler olarak gelişmeleri takip ettiklerini, ancak uzmanların ve kendi kendine teşhis koyan kişilerin ayrı telden çalmalarını talihsizlik ve iki tarafın da birbirinden öğrenebileceği bir fırsatın kaçırılması olarak gördüklerini belirtiyor:

“TikTok gibi sosyal medya platformlarında ruh sağlığı çalışanlarından dileğimiz, söylemlerini yumuşatmaları. Mesajınızı kendini beğenmiş bir tavırla ve hatta haklı olduğunuza dair hafif bir kesinlik duygusuyla iletmediğiniz takdirde muhtemelen sesinizi daha iyi duyuracaksınızdır. TikTok’ta kendi kendine teşhis koyanların acı çeken ruhlar olduğunu unutmayın: Neyin yanlış olduğunu bulduklarını iddia etmeleri, hayatlarını daha iyi hale getirmek için yardım aradıkları veya aldıkları anlamına gelmiyor.

Evet, ruh sağlığı uzmanları, hastalıkların belli başlı kriterlerini bilmek de dahil olmak üzere, resmi psikiyatrik teşhisler konusunda uzman olduklarını öne sürebilirler. Ancak ruh sağlığı profesyonelleri arasında teşhis yöntemleri konusunda, teşhislerin kültürel değerlere ve duyguların ifadesindeki farklılıklara duyarsız olması da dahil olmak üzere ciddi endişeler yokmuş gibi davranmayalım. (…)

Hastaların bakış açısından öğrenmek

Ruh sağlığı profesyonelleri, araştırma bulgularına ve klinik deneyimlere dayanan uzman bakış açılarını savunma hakkına sahiptir. Ancak kendi kendine teşhis koyanlar karşısında merak duygusu uyandırırlarsa ve uzmanlar arasında resmî teşhis konusundaki belirsizliği bastırmak yerine kabul ederlerse, bakış açılarını daha iyi aktarabileceklerdir. Kendi kendine teşhis videolarındaki artış, neden hastaların bozukluklara ilişkin öznel deneyimlerine ve teşhis yapılarına uyumlanma şansı olarak kullanılmasın ki? Hastaların bakış açılarının ruh sağlığının daha iyi anlaşılmasına nasıl katkıda bulunabileceğini düşünmeye açık olmak daha iyi değil mi?

Kendi kendine teşhis koyanlar, her ne kadar yaşadıkları deneyimler nedeniyle ruh sağlığı uzmanlarına kırgın olsa da, daha az kızgın olanlar resmi teşhisleri kınamak yerine kendi değerlendirmelerini açıkça ifade etmeye daha yatkındır. Psikologlar ve psikiyatrlar insanların deneyimlerini nasıl tanımladıklarını dinleyerek çok şey öğrenebilirler. (…)

İlk elden açıklamalar, resmî ampirik çalışmaya değerli bir tamamlayıcı olarak hizmet edebilir. Örneğin, otizm ile dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) arasındaki bağlantıya ilişkin anekdot niteliğindeki açıklamaları destekleyen araştırmalar, hem otizm spektrum bozukluğu hem de DEHB resmî tanısı alan kişilerin oranının yüksek olduğunu gösteriyor. Önceki çalışmalardan elde edilen verileri birleştiren yeni bir meta-analiz, otizmli kişilerin yaklaşık yüzde 40’ının bir noktada DEHB tanısı aldığını ortaya koyuyor. Psikiyatri tanı kılavuzunun 2013 yılına kadar DEHB ve otizmin birleşik tanısına izin vermemesi, mesleğin insanların deneyimlerine ilişkin açıklamalardan ne kadar çok şey öğrenebileceğini gösteriyor.

TikTok’ta kendi kendine teşhis olgusu, yalnızca ruh sağlığı araştırmacıları ve klinik uzmanlar için potansiyel olarak değerli bir kaynak değil. Bir ruhsal bozukluğu olup olmadığını öğrenmeye çalışan birçok kişi, ilk adım olarak internette araştırma yapmaya ve sosyal medya sitelerine yöneliyor. (…) Birçok insan için teşhise dayalı kimlikler, aynı zamanda ortak deneyime dayanan bir topluluk duygusu da sunabiliyor. TikTok’taki kendi kendine teşhis savunucuları, önyargılı teşhis ve azınlık gruplara yönelik erişilemez tedavi geçmişi göz önüne alındığında, bunun, farklı ırktan olmak gibi sosyodemografik engelleri aşmanın bir yolu olduğunu da savunuyor. (…)

Genellemelerden kaçının

Daha fazla araştırma yaptıktan sonra hâlâ sosyal medya sitesinde paylaşım yapan biriyle aynı tanıya sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, bir ruh sağlığı uzmanından onay almanızı şiddetle tavsiye ederiz. Bu, size teşhis konusunda daha fazla güven verecektir. Evet, bir ruh sağlığı uzmanına gittiğinizde o kişinin sizi merakla ve dikkatle dinlemesini hak ediyorsunuz. Tek bir ruh sağlığı uzmanıyla yaşadığınız hayal kırıklığı yaratan deneyimden yola çıkarak aşırı genelleme yapmayın. Kendinizi rahat hissetmiyorsanız başka birini deneyin.

Eğer genç veya genç yetişkin iseniz, mümkünse güvendiğiniz arkadaşlarınızı ve ebeveynlerinizi dinlemeli ve onlara sizin için geçerli olduğuna inandığınız semptomları gözlemleyip gözlemlemediklerini sormalısınız. Etrafınızdakilerin ve sizi önemseyen insanların sizi, sizin kendinizi gördüğünüzden farklı şekillerde görebileceğini unutmayın. (…) Bir ebeveynseniz ve çocuğunuzun TikTok’ta kendi kendine teşhis videolarıyla ilgilenmesinden endişeleniyorsanız, bunu kınamaktan kaçınmalı ve çocuklarınızla, tam olarak incelemeden sonuçlara varma konusunda dikkatli olmalarıyla ilgili konuşmalısınız.” (…)

Yazarlar, akıllıca kullanıldığında TikTok ve benzeri platformların ruh sağlığı camiasına sunabileceği çok şey olduğunu vurguluyor:

“Nitekim kendi kendine teşhis koyanlar ve ruh sağlığı profesyonelleri arasında paylaşılan bilgiler de kimsenin kişisel çıkarına hizmet etmiyor. (…)

Bu doğrultuda, TikTok’un neler sunabileceğine dair şu fanteziyi düşünün: Kendi kendine teşhis koyan bir kişinin bir ruh sağlığı uzmanıyla etkileşime girdiği; uzmanın, hastanın bu bozukluğa sahip olup olmadığını değerlendirdiği ve en önemlisi hastanın terapiden fayda sağlayacağı sonucuna vardığını gösteren bir video. Bu fantezi gerçekçi mi? (…)

Sonuçta ister TikTok’ta ister terapi odasında olsun, belirli bir bozukluğa isim vermekten ve ona inanmaktan daha önemlisi yardım aramaya cesaret etmektir.”

Bu yazı ilk kez 13 Kasım 2023’te yayımlanmıştır.

 

Elliot Jurist ve Julia Jurist’in Psyche internet sitesinde yayımlanan “Why we’re hopeful about mental health videos on TikTok” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/ideas/why-were-hopeful-about-mental-health-videos-on-tiktok

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

TikTok’taki kendi kendine teşhis videoları neden umut vadediyor?

Ruh sağlığınızla ilgili her türlü belirtide internete koşanlardan mısınız? Son zamanlarda sosyal medya platformlarında kendi kendine teşhis koyanların videolarındaki artış neye işaret ediyor? Bu durum, alanın ilerlemesine katkıda bulunabilir mi?

İnsanların kendi kendilerine koydukları psikolojik teşhisleri TikTok’ta yayınlaması uzmanları endişelendirirken, New York City College’da psikoloji alanında öğretim üyesi olan Elliot Jurist ile Boston McLean Hastanesi Gunderson Kişilik Bozuklukları Enstitüsü’nden klinik araştırma asistanı Julia Jurist, Psyche internet sitesinde yayımlanan yazılarında duruma farklı bir açıdan bakıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Google’da kendilerinde gördükleri semptomlara dair araştırma yapanlar, ister ruhsal ister fiziksel sağlık olsun, çevrimiçi ortamda kendi kendine teşhis koymanın cazibesini bilir. Bu, endişelerinizi gidermenin, sıkıntılı deneyimlerinizi anlamlandırmanın ve gerekirse bir profesyonelden yardım alma yolunda ilk adımı atmanın bir yolu olabilir. Ancak video paylaşım platformu TikTok’ta ruh sağlığıyla ilgili kendi kendine teşhis, başka bir boyuta taşınmış durumda. Platformda ruh sağlığı sorunlarını ve kendi kendine koydukları teşhisleri bildiren, bazı durumlarda canlandırma yapan ve hatta bununla eğlenenlerin videoları bulanabiliyor.

Bazı videolarda damgalanmanın cesurca reddedilmesinden ve psikoeğitim potansiyelinden etkilenmemek mümkün değil, ancak yine de bu olgunun rahatsız edici tarafları var. Bazı videolarda yanlış bilgiler ve daha da üzücü olanı, geri tepebilecek ve başkalarına davranışsal talimatlar olarak hizmet edebilecek çaresiz yardım çığlıkları yer alıyor. TikTok, rahatsız edici içerikleri kaldırmak ve yeme bozuklukları, kendine zarar verme ve diğer konularla ilgili videoları düzenlemek için harekete geçti. Ancak bazı içerikler düzenlemeye tabi tutulurken, kişisel anlatıların ve ruh sağlığı sorunlarına ilişkin deneyimlerin paylaşımı artmaya devam ediyor.

Pek çok kullanıcı, ruh sağlığı uzmanlarıyla görüşmelerinin ardından hayal kırıklığına uğramış. Bazıları yanlış anlaşıldığını hissettiğine dair etkileyici hikâyeler paylaşıyor. Ortak bir tema, profesyonellere geçmişte semptomlarını nasıl maskelediklerini anlatmaları, ancak açıklamalarının şüpheyle karşılandığını söylemeleri. Bazen videolarda ruh sağlığı uzmanlarına karşı açık bir düşmanlık da ortaya çıkıyor. 2021’den bugüne kadar 50 binden fazla beğeni alan bir örnekte, kullanıcı öfkeyle kendi kendine teşhis koyduğunu doğruluyor ve profesyonelleri ‘otizm hakkında hiçbir şey bilmemekle’ suçluyor.

Birçok ruh sağlığı uzmanı bu gelişmeler karşısında alarma geçmiş durumda ve platform artık kendi kendine teşhis koyan ve bunu yapma hakkını savunan kişiler ile teşhis koyma konusunda yalnızca kendilerini yetkili gören ve kendi kendine teşhisi eleştiren ruh sağlığı uzmanları arasında yoğun ve bazen sert tartışmalara sahne oluyor.” (…)

Yazarlar, ruh sağlığı alanında çalışan kişiler olarak gelişmeleri takip ettiklerini, ancak uzmanların ve kendi kendine teşhis koyan kişilerin ayrı telden çalmalarını talihsizlik ve iki tarafın da birbirinden öğrenebileceği bir fırsatın kaçırılması olarak gördüklerini belirtiyor:

“TikTok gibi sosyal medya platformlarında ruh sağlığı çalışanlarından dileğimiz, söylemlerini yumuşatmaları. Mesajınızı kendini beğenmiş bir tavırla ve hatta haklı olduğunuza dair hafif bir kesinlik duygusuyla iletmediğiniz takdirde muhtemelen sesinizi daha iyi duyuracaksınızdır. TikTok’ta kendi kendine teşhis koyanların acı çeken ruhlar olduğunu unutmayın: Neyin yanlış olduğunu bulduklarını iddia etmeleri, hayatlarını daha iyi hale getirmek için yardım aradıkları veya aldıkları anlamına gelmiyor.

Evet, ruh sağlığı uzmanları, hastalıkların belli başlı kriterlerini bilmek de dahil olmak üzere, resmi psikiyatrik teşhisler konusunda uzman olduklarını öne sürebilirler. Ancak ruh sağlığı profesyonelleri arasında teşhis yöntemleri konusunda, teşhislerin kültürel değerlere ve duyguların ifadesindeki farklılıklara duyarsız olması da dahil olmak üzere ciddi endişeler yokmuş gibi davranmayalım. (…)

Hastaların bakış açısından öğrenmek

Ruh sağlığı profesyonelleri, araştırma bulgularına ve klinik deneyimlere dayanan uzman bakış açılarını savunma hakkına sahiptir. Ancak kendi kendine teşhis koyanlar karşısında merak duygusu uyandırırlarsa ve uzmanlar arasında resmî teşhis konusundaki belirsizliği bastırmak yerine kabul ederlerse, bakış açılarını daha iyi aktarabileceklerdir. Kendi kendine teşhis videolarındaki artış, neden hastaların bozukluklara ilişkin öznel deneyimlerine ve teşhis yapılarına uyumlanma şansı olarak kullanılmasın ki? Hastaların bakış açılarının ruh sağlığının daha iyi anlaşılmasına nasıl katkıda bulunabileceğini düşünmeye açık olmak daha iyi değil mi?

Kendi kendine teşhis koyanlar, her ne kadar yaşadıkları deneyimler nedeniyle ruh sağlığı uzmanlarına kırgın olsa da, daha az kızgın olanlar resmi teşhisleri kınamak yerine kendi değerlendirmelerini açıkça ifade etmeye daha yatkındır. Psikologlar ve psikiyatrlar insanların deneyimlerini nasıl tanımladıklarını dinleyerek çok şey öğrenebilirler. (…)

İlk elden açıklamalar, resmî ampirik çalışmaya değerli bir tamamlayıcı olarak hizmet edebilir. Örneğin, otizm ile dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) arasındaki bağlantıya ilişkin anekdot niteliğindeki açıklamaları destekleyen araştırmalar, hem otizm spektrum bozukluğu hem de DEHB resmî tanısı alan kişilerin oranının yüksek olduğunu gösteriyor. Önceki çalışmalardan elde edilen verileri birleştiren yeni bir meta-analiz, otizmli kişilerin yaklaşık yüzde 40’ının bir noktada DEHB tanısı aldığını ortaya koyuyor. Psikiyatri tanı kılavuzunun 2013 yılına kadar DEHB ve otizmin birleşik tanısına izin vermemesi, mesleğin insanların deneyimlerine ilişkin açıklamalardan ne kadar çok şey öğrenebileceğini gösteriyor.

TikTok’ta kendi kendine teşhis olgusu, yalnızca ruh sağlığı araştırmacıları ve klinik uzmanlar için potansiyel olarak değerli bir kaynak değil. Bir ruhsal bozukluğu olup olmadığını öğrenmeye çalışan birçok kişi, ilk adım olarak internette araştırma yapmaya ve sosyal medya sitelerine yöneliyor. (…) Birçok insan için teşhise dayalı kimlikler, aynı zamanda ortak deneyime dayanan bir topluluk duygusu da sunabiliyor. TikTok’taki kendi kendine teşhis savunucuları, önyargılı teşhis ve azınlık gruplara yönelik erişilemez tedavi geçmişi göz önüne alındığında, bunun, farklı ırktan olmak gibi sosyodemografik engelleri aşmanın bir yolu olduğunu da savunuyor. (…)

Genellemelerden kaçının

Daha fazla araştırma yaptıktan sonra hâlâ sosyal medya sitesinde paylaşım yapan biriyle aynı tanıya sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, bir ruh sağlığı uzmanından onay almanızı şiddetle tavsiye ederiz. Bu, size teşhis konusunda daha fazla güven verecektir. Evet, bir ruh sağlığı uzmanına gittiğinizde o kişinin sizi merakla ve dikkatle dinlemesini hak ediyorsunuz. Tek bir ruh sağlığı uzmanıyla yaşadığınız hayal kırıklığı yaratan deneyimden yola çıkarak aşırı genelleme yapmayın. Kendinizi rahat hissetmiyorsanız başka birini deneyin.

Eğer genç veya genç yetişkin iseniz, mümkünse güvendiğiniz arkadaşlarınızı ve ebeveynlerinizi dinlemeli ve onlara sizin için geçerli olduğuna inandığınız semptomları gözlemleyip gözlemlemediklerini sormalısınız. Etrafınızdakilerin ve sizi önemseyen insanların sizi, sizin kendinizi gördüğünüzden farklı şekillerde görebileceğini unutmayın. (…) Bir ebeveynseniz ve çocuğunuzun TikTok’ta kendi kendine teşhis videolarıyla ilgilenmesinden endişeleniyorsanız, bunu kınamaktan kaçınmalı ve çocuklarınızla, tam olarak incelemeden sonuçlara varma konusunda dikkatli olmalarıyla ilgili konuşmalısınız.” (…)

Yazarlar, akıllıca kullanıldığında TikTok ve benzeri platformların ruh sağlığı camiasına sunabileceği çok şey olduğunu vurguluyor:

“Nitekim kendi kendine teşhis koyanlar ve ruh sağlığı profesyonelleri arasında paylaşılan bilgiler de kimsenin kişisel çıkarına hizmet etmiyor. (…)

Bu doğrultuda, TikTok’un neler sunabileceğine dair şu fanteziyi düşünün: Kendi kendine teşhis koyan bir kişinin bir ruh sağlığı uzmanıyla etkileşime girdiği; uzmanın, hastanın bu bozukluğa sahip olup olmadığını değerlendirdiği ve en önemlisi hastanın terapiden fayda sağlayacağı sonucuna vardığını gösteren bir video. Bu fantezi gerçekçi mi? (…)

Sonuçta ister TikTok’ta ister terapi odasında olsun, belirli bir bozukluğa isim vermekten ve ona inanmaktan daha önemlisi yardım aramaya cesaret etmektir.”

Bu yazı ilk kez 13 Kasım 2023’te yayımlanmıştır.

 

Elliot Jurist ve Julia Jurist’in Psyche internet sitesinde yayımlanan “Why we’re hopeful about mental health videos on TikTok” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/ideas/why-were-hopeful-about-mental-health-videos-on-tiktok

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x