Toplumsal olarak adil bir dönüşüm nasıl sağlanabilir?

Avrupa Yeşil Anlaşması, kimseyi geride bırakmamaya, adil bir dönüşüm sağlamaya ve daha modern, kaynak verimli ve rekabetçi bir ekonomi yaratmaya odaklanıyor. Peki, bu mümkün mü? Toplumsal olarak adil bir dönüşüm pratikte ne anlama geliyor?

Adil dönüşüm, geçimleri fosil yakıt çıkartma, üretim, dağıtım ve tedarik gibi yüksek karbonlu sektörlerdeki istihdama bağlı olan işçiler ve topluluklarını korumakla ilgili bir süreci tanımlar.

İklim değişikliği, kirlilik ve hızla azalan biyoçeşitlilik gibi acil çevresel zorluklarla mücadele etmek için ulusların ve işletmelerin daha yeşil, esnek ve iklim açısından nötr ekonomilere ve toplumlara geçiş yapması gerekiyor.

Neden adil geçişe ihtiyacımız var?

Aslında yanıt çok basit: Adil geçiş olmadan, gelecek nesillerin refahı için gerekli olan düşük karbonlu, çevresel açıdan sürdürülebilir bir ekonomiye ulaşmak mümkün değil.

Çevre politikalarını geliştirme, benimseme, uygulama ve değerlendirme alanlarında çalışanlar kadar kamu için de önemli bir bilgi kaynağı olan Avrupa Çevre Ajansı (European Environment Agency), Avrupa’da daha iyi yaşam ve çalışma koşullarının tasarlanması ve yaratılmasına katkıda bulunmak için 1975 yılında kurulmuş olan Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı (Eurofound) Araştırma Başkanı Jorge Cabrita ile konuşmuş.

Yazıdan bazı bölümleri aktarıyoruz:

“Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı (Eurofound), Avrupa Birliği’nin (AB) sosyal, istihdam ve çalışma politikalarının tasarımını desteklemek için bilgi sağlamakla görevli ‘üçlü’ bir ajans. Üçlü diye kastedilen sacayağı, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerini bir araya getirmemiz anlamına geliyor.

Adil bir dönüşüm nasıl teşvik ediliyor?

Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı, çalışma koşulları ve sürdürülebilir iş, endüstriyel ilişkiler, işgücü piyasasındaki değişiklikler, yaşam kalitesi ve kamu hizmetleri hakkında bilgi, tavsiye ve uzmanlık sağlar. Bu, etkili ve duyarlı sosyal ve istihdam politikaları tasarlamalarına yardımcı olmak için AB kurumlarına, Üye Devlet hükümetlerine ve AB ve ulusal düzeydeki sosyal ortaklara sunulur.

Ayrıca Yönetim Kurulu’nda tüm AB Üye Devletleri’nden hükümetlerin, işçilerin ve işverenlerin (sosyal ortakların) temsilcilerinin yer aldığı Eurofound’un üçlü yapısı, karşılaştırmalı bilgilere, araştırmalara ve analizlere dayalı olarak AB çapında sosyal diyaloğu kolaylaştırma yeteneğini geliştirir. Eurofound, adil geçişin ne olduğunun, buna katkıda bulunan temel faktörlerin neler olduğunun ve bunu başarmak için neler yapılabileceğinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunan araştırmalar yürütmeye devam ediyor.

Adil dönüşümün önündeki zorluklar neler?

Adil bir dönüşüm kavramı, iklim değişikliği ile ilgili daha geniş hedeflere ulaşmak için ihtiyaç duyulan değişikliklerin toplumumuzun tüm üyelerini eşit şekilde etkilemeyebileceği gerçeğinden kaynaklanıyor.

Sıfır karbon ekonomisine adil bir geçiş, işçilerin, ailelerinin ve topluluklarının geleceğini ve geçim kaynaklarını korumayı gerektiriyor. Bu geçişte kimseyi geride bırakmama taahhüdü ile ilgili. Bu başlı başına büyük bir zorluk, ancak adil bir dönüşümü gerçekleştirmekle ilgili birçok zorluk daha var.

Sosyal eşitsizliklerin artmasını önlemek için ne yapılabilir?

Eurofound’un araştırması, aşağıdakiler gibi çeşitli politika önlemlerinin olduğunu gösteriyor: B.CO2 vergileri, sera gazı emisyonlarının azaltılması üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir, ancak aynı zamanda geriletici dağıtım etkilerine de sahip olabilir. Bu, yeni sosyal eşitsizlikler yaratması, mevcut sosyal eşitsizlikleri şiddetlendirmesi ve gerekli politikalara karşı bir tepki doğurduğu, başka bir deyişle, en büyük yükü düşük gelirli hane halklarına yükledikleri anlamına gelebilir.

Zorluk, istenmeyen sosyal etkileri hesaba katan iklim değişikliğini hafifletmek için karşılıklı yarar sağlayan bir politika karışımı bulmaktır asıl hedef. Bu, sosyal eşitsizlikleri ve aynı zamanda sera gazı emisyonlarını azaltmalıdır.

Örnekler arasında, sürdürülebilir ve daha uygun fiyatlı toplu taşıma ve aktif hareketliliğe yatırım yapmak, iklim politikalarının uygulanması ve etkisi hakkında bilgi paylaşmak, farklı perspektiflerden politikalar arasında tamamlayıcılık aramak için daha az daire ve bakanlığın desteklenmesi yer alıyor.

Araştırmamıza göre, ilgili devlet kurumları her zaman ulusal iklim planlarının geliştirilmesine dahil olmuyor. Bu da yukarıda belirtilen istenmeyen etkilere yol açabiliyor. Farklı departmanlar arasında iyi bir koordinasyon ve farklı bakış açılarını uyumlu hale getirmek bir denge oluşturmaya yardımcı olabilir.

En büyük fırsatlar nerede?

Adil bir dönüşüm için mevcut sosyal diyalog yapı ve sistemlerini ülkelerin, bölgelerin ve sektörlerin gerekli dönüşüme en baştan çözüm bulmaları için en büyük fırsatlardan biri olarak görüyorum.

Kanıtlar; müzakereleri, istişareleri, ortak eylemleri, tartışmaları ve işverenler ile işçiler veya onları temsil eden kuruluşlar arasında bilgi alışverişini içeren iyi işleyen bir sosyal diyaloğun ekonomik kalkınma ve sosyal uyum için çok önemli olduğunu gösteriyor.

Aslında, dönüşümü kolaylaştırmayı amaçlayan uluslararası, ulusal, bölgesel ve kurumsal düzeyde çok sayıda inisiyatif örneği zaten var. Ancak, işçi ve işverenlerin katılımı, toplumsal olarak adil bir dönüşümü sağlamak için yeterli olmayabilir. Son araştırmamızda bulduğumuz gibi, yerel ve bölgesel topluluklar, bölgesel çalışma grupları ve komiteler, ilgili STK’lar, akademi vb. kurumlar da bunlara dahil edilmeli.

Bu hedefe ulaşmanın önündeki en büyük engel, sosyal diyalog uygulamalarının ve deneyimlerinin AB genelinde eşit şekilde gelişmemiş olması. Ama belki de bugün karşı karşıya olduğumuz varoluşsal tehdit, sosyal diyalog deneyimi olanlardan öğrenmek ve dönüşüm için en verimli ve adil çözümleri bulmak için kapsamını genişletmek için bir fırsattır.”

Bu yazı ilk kez 27 Temmuz 2023’te yayımlanmıştır.

 

Eurofound Araştırma Başkanı Jorge Cabrita’nın Avrupa Çevre Ajansı’na (European Environment Agency) ait sitede yayınlanan “Wie kann eine sozial gerechte Transformation sichergestellt werden?” başlıklı konuşmasından bazı bölümler Meral Harzem tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişilebilirsiniz: https://www.eea.europa.eu/api/de/signale/signale-2022/artikel/interview-wie-kann-eine-sozial

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Toplumsal olarak adil bir dönüşüm nasıl sağlanabilir?

Avrupa Yeşil Anlaşması, kimseyi geride bırakmamaya, adil bir dönüşüm sağlamaya ve daha modern, kaynak verimli ve rekabetçi bir ekonomi yaratmaya odaklanıyor. Peki, bu mümkün mü? Toplumsal olarak adil bir dönüşüm pratikte ne anlama geliyor?

Adil dönüşüm, geçimleri fosil yakıt çıkartma, üretim, dağıtım ve tedarik gibi yüksek karbonlu sektörlerdeki istihdama bağlı olan işçiler ve topluluklarını korumakla ilgili bir süreci tanımlar.

İklim değişikliği, kirlilik ve hızla azalan biyoçeşitlilik gibi acil çevresel zorluklarla mücadele etmek için ulusların ve işletmelerin daha yeşil, esnek ve iklim açısından nötr ekonomilere ve toplumlara geçiş yapması gerekiyor.

Neden adil geçişe ihtiyacımız var?

Aslında yanıt çok basit: Adil geçiş olmadan, gelecek nesillerin refahı için gerekli olan düşük karbonlu, çevresel açıdan sürdürülebilir bir ekonomiye ulaşmak mümkün değil.

Çevre politikalarını geliştirme, benimseme, uygulama ve değerlendirme alanlarında çalışanlar kadar kamu için de önemli bir bilgi kaynağı olan Avrupa Çevre Ajansı (European Environment Agency), Avrupa’da daha iyi yaşam ve çalışma koşullarının tasarlanması ve yaratılmasına katkıda bulunmak için 1975 yılında kurulmuş olan Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı (Eurofound) Araştırma Başkanı Jorge Cabrita ile konuşmuş.

Yazıdan bazı bölümleri aktarıyoruz:

“Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı (Eurofound), Avrupa Birliği’nin (AB) sosyal, istihdam ve çalışma politikalarının tasarımını desteklemek için bilgi sağlamakla görevli ‘üçlü’ bir ajans. Üçlü diye kastedilen sacayağı, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerini bir araya getirmemiz anlamına geliyor.

Adil bir dönüşüm nasıl teşvik ediliyor?

Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı, çalışma koşulları ve sürdürülebilir iş, endüstriyel ilişkiler, işgücü piyasasındaki değişiklikler, yaşam kalitesi ve kamu hizmetleri hakkında bilgi, tavsiye ve uzmanlık sağlar. Bu, etkili ve duyarlı sosyal ve istihdam politikaları tasarlamalarına yardımcı olmak için AB kurumlarına, Üye Devlet hükümetlerine ve AB ve ulusal düzeydeki sosyal ortaklara sunulur.

Ayrıca Yönetim Kurulu’nda tüm AB Üye Devletleri’nden hükümetlerin, işçilerin ve işverenlerin (sosyal ortakların) temsilcilerinin yer aldığı Eurofound’un üçlü yapısı, karşılaştırmalı bilgilere, araştırmalara ve analizlere dayalı olarak AB çapında sosyal diyaloğu kolaylaştırma yeteneğini geliştirir. Eurofound, adil geçişin ne olduğunun, buna katkıda bulunan temel faktörlerin neler olduğunun ve bunu başarmak için neler yapılabileceğinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunan araştırmalar yürütmeye devam ediyor.

Adil dönüşümün önündeki zorluklar neler?

Adil bir dönüşüm kavramı, iklim değişikliği ile ilgili daha geniş hedeflere ulaşmak için ihtiyaç duyulan değişikliklerin toplumumuzun tüm üyelerini eşit şekilde etkilemeyebileceği gerçeğinden kaynaklanıyor.

Sıfır karbon ekonomisine adil bir geçiş, işçilerin, ailelerinin ve topluluklarının geleceğini ve geçim kaynaklarını korumayı gerektiriyor. Bu geçişte kimseyi geride bırakmama taahhüdü ile ilgili. Bu başlı başına büyük bir zorluk, ancak adil bir dönüşümü gerçekleştirmekle ilgili birçok zorluk daha var.

Sosyal eşitsizliklerin artmasını önlemek için ne yapılabilir?

Eurofound’un araştırması, aşağıdakiler gibi çeşitli politika önlemlerinin olduğunu gösteriyor: B.CO2 vergileri, sera gazı emisyonlarının azaltılması üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir, ancak aynı zamanda geriletici dağıtım etkilerine de sahip olabilir. Bu, yeni sosyal eşitsizlikler yaratması, mevcut sosyal eşitsizlikleri şiddetlendirmesi ve gerekli politikalara karşı bir tepki doğurduğu, başka bir deyişle, en büyük yükü düşük gelirli hane halklarına yükledikleri anlamına gelebilir.

Zorluk, istenmeyen sosyal etkileri hesaba katan iklim değişikliğini hafifletmek için karşılıklı yarar sağlayan bir politika karışımı bulmaktır asıl hedef. Bu, sosyal eşitsizlikleri ve aynı zamanda sera gazı emisyonlarını azaltmalıdır.

Örnekler arasında, sürdürülebilir ve daha uygun fiyatlı toplu taşıma ve aktif hareketliliğe yatırım yapmak, iklim politikalarının uygulanması ve etkisi hakkında bilgi paylaşmak, farklı perspektiflerden politikalar arasında tamamlayıcılık aramak için daha az daire ve bakanlığın desteklenmesi yer alıyor.

Araştırmamıza göre, ilgili devlet kurumları her zaman ulusal iklim planlarının geliştirilmesine dahil olmuyor. Bu da yukarıda belirtilen istenmeyen etkilere yol açabiliyor. Farklı departmanlar arasında iyi bir koordinasyon ve farklı bakış açılarını uyumlu hale getirmek bir denge oluşturmaya yardımcı olabilir.

En büyük fırsatlar nerede?

Adil bir dönüşüm için mevcut sosyal diyalog yapı ve sistemlerini ülkelerin, bölgelerin ve sektörlerin gerekli dönüşüme en baştan çözüm bulmaları için en büyük fırsatlardan biri olarak görüyorum.

Kanıtlar; müzakereleri, istişareleri, ortak eylemleri, tartışmaları ve işverenler ile işçiler veya onları temsil eden kuruluşlar arasında bilgi alışverişini içeren iyi işleyen bir sosyal diyaloğun ekonomik kalkınma ve sosyal uyum için çok önemli olduğunu gösteriyor.

Aslında, dönüşümü kolaylaştırmayı amaçlayan uluslararası, ulusal, bölgesel ve kurumsal düzeyde çok sayıda inisiyatif örneği zaten var. Ancak, işçi ve işverenlerin katılımı, toplumsal olarak adil bir dönüşümü sağlamak için yeterli olmayabilir. Son araştırmamızda bulduğumuz gibi, yerel ve bölgesel topluluklar, bölgesel çalışma grupları ve komiteler, ilgili STK’lar, akademi vb. kurumlar da bunlara dahil edilmeli.

Bu hedefe ulaşmanın önündeki en büyük engel, sosyal diyalog uygulamalarının ve deneyimlerinin AB genelinde eşit şekilde gelişmemiş olması. Ama belki de bugün karşı karşıya olduğumuz varoluşsal tehdit, sosyal diyalog deneyimi olanlardan öğrenmek ve dönüşüm için en verimli ve adil çözümleri bulmak için kapsamını genişletmek için bir fırsattır.”

Bu yazı ilk kez 27 Temmuz 2023’te yayımlanmıştır.

 

Eurofound Araştırma Başkanı Jorge Cabrita’nın Avrupa Çevre Ajansı’na (European Environment Agency) ait sitede yayınlanan “Wie kann eine sozial gerechte Transformation sichergestellt werden?” başlıklı konuşmasından bazı bölümler Meral Harzem tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişilebilirsiniz: https://www.eea.europa.eu/api/de/signale/signale-2022/artikel/interview-wie-kann-eine-sozial

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x