Üniversite yılları bir yandan harika diğer yandan ise zorlu zamanlardır. Zor zamanlarla başa çıkmak ve sizin için gerçekten önemli olanın peşinden gitmek bazen hiç olmayacak bir şeymiş gibi gelir. İngiltere-Galler’deki Cardiff Üniversitesi’nde psikoloji öğretim üyesi olan Nic Hooper, Psyche internet sitesinde yayımlanan yazısında, hedeflerin peşinden giderken olumsuz duygulardan kaçınmak yerine, onları da yanınızda taşıyabileceğiniz psikolojik esnekliğe nasıl sahip olabileceğinizi anlatıyor.
Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:
“Hiç şüpheniz olmasın, üniversite hayatınızın fırsatıdır. Sonsuza kadar yanınızda olacak arkadaşlarla veya eşinizle orada tanışabilirsiniz. O yıllarda muhtemelen sorumsuzca eğlenecek, ilk kez gerçek bağımsızlığa sahip olacaksınız. Akademik konulardan yemek pişirmeye, parasal meselelere ve insanlardaki çeşitliliğin güzelliğine kadar pek çok yeni şey öğreneceksiniz. Muhtemelen dünyada kim olmak istediğinizi de bu dönemde anlayacaksınız.
Bununla birlikte, üniversite bazı büyük güçlükleri de beraberinde getirir. Sevdiklerinizden uzakta olmak zor olabilir. Yeni ev arkadaşlarıyla yaşamak zor olabilir. Kendinizi yeni ve bazen göz korkutucu sosyal durumların içine atmak zor olabilir. Kendiniz için yemek pişirmek zor olabilir, dolayısıyla mali durumunuzu etkili bir şekilde yönetmek de zor olabilir. Hepsinden öte, akademinin kendine özgü baskıları vardır: Sınavlar, ödev teslim tarihleri, sunumlar ve giderek karmaşıklaşan konular.
Zamanla, bu zorluklar iç huzursuzluğa yani moral bozukluğu, kendinden şüphe duyma ve endişe gibi hoş olmayan düşünce ve duygulara yol açabilir. Ruh sağlığı sorunları tüm demografik gruplarda yaygınsa da, üniversite öğrencileri özellikle kırılgandır. Örneğin COVID-19 salgını sırasında yürütülen bir araştırma, bin 173 öğrenciden oluşan bir örneklemin yüzde 50’den fazlasının klinik düzeylerde ruh sağlığı sorunları yaşadığını ortaya koydu (ki salgından önce bile öğrencilerde ruh sağlığı sorunları artıyordu).
Kaçınma sorunu
Siz de pek çok öğrenci gibiyseniz, risklere ek olarak, farkında olmadan bu tür bir iç huzursuzluğa işe yaramayan tepkiler verebilirsiniz. (…) İç huzursuzluktan başarılı bir şekilde kurtulma şansını artırmanın en iyi yolunun her şeyden önce riskli, zorlayıcı durumlardan kaçınmak olduğu fikrini kafamıza yerleştirmemiz uzun sürmez.” (…)
Yazar, kaçınma davranışlarının bizi, kendimiz için iyi olmayan şeyleri yaptığımız bir hayata götürebileceği konusunda uyarıyor: “Kendinizi belirli duyguları hissetmekten veya belirli düşüncelerden korumak için boşuna çabalayarak, sizin için iyi olan şeyleri yapmayı bırakırsınız. (…) Peki, kaçınmaktan nasıl kaçınabilirsiniz? (…)
İyilik haline götüren altı yol
Uzun yıllar boyunca ve dünyanın dört bir yanındaki akademisyenler tarafından yürütülen kapsamlı araştırmalar, psikolojik açıdan sağlıklı insanların davranışlarını tespit etti. (…) Buna göre iyilik haline götürecek altı yol şöyle sıralanabilir:
1. Egzersiz yapmak.
2. Kendinize meydan okumak.
3. Başkalarıyla bağlantı kurmak.
4. Başkalarına karşı verici olmak.
5. Kişisel bakım.
6. Anı kucaklamak.
Üniversite birinci sınıftayken iyilik haline sahip olmak istiyorsanız, temel olarak bu altı davranışı yaşamınıza sürekli olarak yerleştirmenin bir yolunu bulmanız gerekir. İyilik hali planınızı oluşturmak için cevaplayacağınız bazı sorular:
1. Nasıl bir egzersiz yapacaksınız? Spor salonuna gitmek? Koşmak?
2. Kendinize nasıl meydan okuyacaksınız? Üniversitede aldığınız dersler yeterli mi? Belki onun dışında bir şeye ihtiyacınız olabilir mi? Yeni bir hobi edinmek? Yarı zamanlı bir işe başlamak?
3. Başkalarıyla nasıl bağlantı kuracaksınız? Bir topluluğa katılmak? Arkadaşlarınızla bir araya gelmek?
4. Başkaları karşısında nasıl verici olacaksınız? Zamanınızı ihtiyacı olan bir aile üyesine mi ayıracaksınız? Ya da enerjinizi bir hayır kurumuna mı harcayacaksınız?
5. Kişisel bakımınız nasıl olacak? Besleyici yemekler yapmayı öğrenmeye mi çalışacaksınız? İyi bir uyku hijyeni mi sağlayacaksınız?
6. Anı nasıl kucaklayacaksınız? Kendinizi şimdiki an deneyimlerine tam olarak nasıl vereceksiniz?
Bu kadar basit olsalar ve öğrenciler, bunları yapmanın muhtemelen onlar için iyi olacağını bilseler bile, birçoğu hâlâ bunu yapmıyor. Neden? Çoğu zaman ve zor düşünce ve duygular yüzünden zihinleri buna engel oluyor. (…)
Psikolojik esnekliğin önemini anlamak
Psikolojik esneklik kulağa psikolojik zevzeklik gibi gelebilir, ancak basit bir fikri içerir: Adımlarınızı önemli olana doğru atarken istenmeyen düşüncelerinizi ve hislerinizi de yanınıza alacak duygusal çevikliğe sahip olmak. Bu tanımın, üzerinde düşünmeniz gereken iki unsuru vardır:
1. Sizin için neyin önemli olduğunu bulmak.
2. Sizin için önemli olan şeylere doğru ilerlemenizi engellememeleri için düşünceleriniz ve duygularınızla nasıl etkileşim kuracağınızın yolunu bulmak. (…)
Değerlerinizi belirleyin
Değerlere yolculuğunuza başlamak için aşağıdaki soruyu yanıtlayın:
“Piyangodan büyük miktarda para kazandınız. Bu parayla ne yaparsınız?”
(…) Örneğin, dünyayı dolaşacağım, dediniz. Peki, bunun altında ne var? Neden bunu yapasınız? Bazı olası cevaplar:
– Macerayı seviyorsunuzdur.
– Kültür ve tarih hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorsunuzdur.
– Farklı ülkelerden insanlarla bağlantı kurmak istiyorsunuzdur.
– Seyahat ederek fiziksel olarak kendinize meydan okuyabileceğinizi düşünüyorsunuzdur.
Şimdi kendi cevabınızı verin.
Kendinize hedefler belirleyin
Piyango sorusunu yanıtladıktan sonra, yanıtınızın yüzeyinin hemen altında bulunan değerlerden birini seçin ve ardından bu değeri hayata geçirecek belirli bir hedef oluşturun.
– Macerayı seviyorsanız, belki de daha önce hiç gitmediğiniz bir şehirde otel rezervasyonu yaptırabilirsiniz.
– Kültür ve tarih hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, belki de bir süredir kitaplığınızda duran Mısırbilim kitabını okumaya başlayabilirsiniz.
– Farklı ülkelerden insanlarla bağlantı kurmak istiyorsanız, belki önümüzdeki hafta, yakınınızdaki öğrenci yurdunda kalan bir yabancıyla konuşmayı deneyebilirsiniz.
– Kendinizi fiziksel olarak zorlamak istiyorsanız, yeni bir spor merkezinde zorlu bir spora başlayabilirsiniz.
Değerler ve hedefler hakkında sorularınız olabilir:
“Bu hedeflerden kaç tanesini tamamlamaya çalışmalıyım?”
Bununla ilgili sihirli bir sayı yok. Genel olarak özbakım kabiliyetini etkilemediği sürece, değerleriniz doğrultusunda ne kadar hareket ederseniz, psikolojik sağlığınız o kadar iyi olur. (…)
“Değerler değişir mi?”
Evet. Değerler deneyimlerimizden oluşur ve deneyimlerimiz zaman içinde değiştikçe değerlerimiz de değişir. (…)
“Yukarıdaki örneklerdeki hedefler kısa vadeli hedefler gibi görünüyor, ancak uzun vadeli hedeflerin de olduğunu varsayabilir miyiz?”
Kesinlikle. Eğitiminiz sizin için önemliyse, o zaman uzun vadeli bir hedef mezuniyetiniz olacaktır ve uzun vadeli hedefinize giden yolda birçok kısa vadeli hedefi tamamlayacaksınız. Profesyonel destek olmadan ustaca hedefler belirlemek zor olabilir, ama kesinlikle imkânsız değil.
“Hedef belirlemek için kullanılabilecek en iyi yol veya formül nedir?”
Belirli, ölçülebilir, ulaşılabilir, ilgili ve zamana bağlı hedefler belirlemek için şu soruları yanıtlayın:
– Ne yapacaksınız?
– Ne zaman yapacaksınız?
– Nerede yapacaksınız?
– Neden önemli?
Önünüzdeki engelleri fark edin
Kendiniz için belirli bir hedef oluşturduysanız, deneyimsel psikolojik esneklik turunda yolu yarılamışsınız demektir. (…) Şimdiki sorun, siz değerlerinize doğru ilerlerken, zihninizin büyük olasılıkla yolunuza engeller koyacak olmasıdır. Neden zihniniz sizin için en iyisini istemiyor? Örneğin:
– Eğitiminiz sizin için önemliyken neden zihniniz sizi ürkütücü düşüncelerle besleyerek sunum yapmaktan alıkoymaya çalışıyor?
– Arkadaşlık sizin için önemliyken neden ‘Sosyal açıdan pek de iyi değilsin’ diyor?
– Fiziksel sağlık sizin için önemliyken, neden dondurma yemenin spor salonuna gitmekten daha iyi bir fikir olduğunu düşündürüyor?”
Yazar, zihnimizin bunu yapma nedeninin, tehdide ve rahatsızlığa karşı aşırı duyarlı olacak şekilde evrimleşmiş olması ve işini, bizi bu tür şeylerden korumak olarak görmesi olduğunu söylüyor:
“Çoğunlukla bu, hayatta kalma açısından insanlar için çok iyi oldu. Ancak zihninizi çok fazla dinlerseniz, kendinizi kendi seçiminiz olmayan bir hayatı yaşarken bulabilirsiniz. (…)
Engellerinizi aşmak için zihinsel teknikler kullanın
Hedefinizin önündeki engelleri belirledikten sonraki adım, değerlerinize doğru ilerleyebilmek için bu engellerle nasıl etkileşime geçeceğinizi bulmaktır. İşte size bu konuda yardımcı olacak dört beceri:
– ‘Ayrıştırma’, düşüncelerinizden bir adım uzaklaşmayı ve onların sunduğu tavsiyelere ancak değerlerinize doğru ilerlemenize yardımcı oluyorlarsa uymayı ifade eder. (…)
– ‘Bağlam olarak benlik’, değerli bir eylemi engellememeleri için kendi hikâyelerinizle esnek bir etkileşim kurmayı içerir. Örneğin, yeni bir sporu deneme hedefiniz olduğunu varsayalım, ancak ‘Sporda pek de iyi değilim’ şeklinde bir kişisel hikâyeniz var. Bu hikâye hayatınızda nasıl bir işlev görüyor? (…) Bunların farkında olmak, davranışınızı işlevsiz şekillerde kontrol ettiklerini de fark etmenize yardımcı olacaktır.
– ‘İsteklilik’, anlama doğru ilerlerken istenmeyen duygu ve düşüncelerinizi benimsemektir. Örneğin, katıldığınız yeni bir topluluğun ilk sosyal etkinliğine katılmak üzereyseniz, büyük olasılıkla kaygılı olacaksınız. Kaygıdan kaçınmanın kolay yolu, etkinliğe katılmamaktır. Peki, başka bir seçenek yok mu? Bu önemli faaliyette kaygınızı da yanınızda taşıyabilir misiniz? İstekliliğin basit bir yolu, sizi rahatsız eden bir şey yapmak ve ardından rahatsızlık oradayken devam etmektir. (…)
– ‘Anın farkında olmak’, önemli durumlarda zihniniz geçmişe veya geleceğe gittiğinde, dikkatinizi şimdiki ana geri getirmektir. (…) Üç derin nefes almak, genellikle dikkatinizi o anda önemli olana yeniden yönlendirmenize yardımcı olur. (…)
Zorlu duygulara nasıl tepki verdiğiniz önemlidir
Öğrenciler için hayat genellikle kolay değildir ve hayat kolay olmadığında iç huzursuzluğun (istenmeyen düşünce ve duygular) miktarı da artacaktır. Dürüst olmak gerekirse, akademide geçirdiğiniz süre boyunca üzüntü, endişe ve daha bir sürü olumsuz duygunun sizin için var olacağı bir gerçek. Ancak bağlam göz önüne alındığında, bu deneyimler çoğunlukla normaldir.
İç huzursuzluğunuza vereceğiniz tepki ise sizin için sorun yaratabilir. Bu deneyimlerden işe yaramayan şekillerde kaçınmaya çalışırsanız, içinde bulunduğunuz boşluk muhtemelen daha da büyüyecektir. Ancak psikolojik esnekliğiniz varsa, istenmeyen düşünce ve duygular artık kurtulmanız gereken bir zorluk olmaktan çıkar. Bir şeyler yapmak için onlarla savaşmanıza veya onları değiştirmenize gerek yoktur. Anlam arayışında adımlar atarken onları da yanınıza alabilirsiniz.
İç huzursuzluğunuzun sizi itip kakması yerine hayattan gerçekten ne istediğinize bağlı olarak kararlar aldığınız bir dünyada yaşadığınızı hayal edin. Hayattaki en iyi şeylerin pek çoğu iç huzursuzluk getirir ancak bu kendi başına bir problem değildir; sizi bir şeyler yapmaktan alıkoyduğunda sorun haline gelir. Psikolojik esnekliğinizi geliştirebilirseniz, nihai özgürlüğe sahip olursunuz; hayallerinizin peşinden koşarken iç huzursuzluğunuz arka planda çalan bir radyo gibi olacaktır sadece…”
Bu yazı ilk kez 30 Ocak 2023’te yayımlanmıştır.