Libya’da şimdi Türkiye zamanı

Türkiye destekli Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, art arda zaferler kazanıyor. General Hafter ise içerde ve dışarıda destek yitiriyor. Önde gelen Libya uzmanlarından Tarek Megerisi, Avrupa ülkelerini bir an önce siyasi çözüm için Türkiye ile birlikte çalışmaya çağırıyor.

Dünyanın büyük bölümü koronavirüs pandemisiyle mücadele ederken Libya’da dengeler yeniden değişti. Türkiye’nin askeri desteğini alan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), başkent Trablus’u aylarca kuşatma altında tutan General Halife Hafter güçlerine karşı art arda zaferler elde etti.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin Libya uzmanı Tarek Megerisi’ye göre, UMH’nin askeri zaferleri Hafter kanadında derin yaralar açtı ve ona destek verenleri konumlarını gözden geçirmeye zorladı. Magerisi’ye göre Batılı ülkeler Libya’da siyasi çözüm bulmak için gerçekleri kabul etmeli ve Türkiye ile birlikte çalışmalı:

“Görünüşe göre Libya’da kademeli bir değişim olmuyor. Ülke bunun yerine yerinde iki tarafta da acıları artıran müzmin yenişememe durumu ile tam kargaşa arasında gidip geliyor. Geçen ay (özellikle son günlerde) Libya için dönüm noktası olabilecek gelişmeler yaşandı. Türkiye’nin askeri desteği BM destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) ezici zaferlere götürürken hem General Halife Hafter’in Trablus’u fethetme hayallerini suya düşürdü hem de Hafter taraftarları arasında belirgin çatlaklara yol açtı. Türkiye daha iddialı hale gelip Libya üzerindeki otoritesini sağlamlaştırırken, Avrupalıların bu değişen dinamikleri yeni bir Libya siyaseti yaratmak için kullanması gerekiyor. Libya meselesinde elinin çok zayıfladığı düşünülürse, Avrupa belki bu sayede başarı şansı yakalayabilir.

UMH, neredeyse tüm Batı Libya’yı Hafter güçlerinden geri almasını sağlayan askeri zaferlerini, Türk hava savunma sistemlerinin desteğine ve Hafter’in üslerini ve lojistik hatlarını hedef alan SİHA’lara (Silahlı İnsansız Hava Aracı) borçlu. Kıyıdaki tüm kasabaları ve kilit önem taşıyan Vatiyye Hava Üssü’nü hızla kaybeden Hafter’in harekâtı ölümcül yara aldı. Hava üstünlüğünü tekrar kazanamadığı sürece kaybetmeye devam edecektir.”

Türkiye meşru yolda müdahale etti

“Türkiye’nin yeni hamlesi, ocak ayında yapılan Berlin Konferansı’nın başarısızlığının doğrudan bir sonucudur. Almanya’nın başlattığı girişim, uluslararası aktörleri siyasi bir rota üzerinde Libya’daki bataklığın dışına çıkarmak için tasarlandı ancak Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) Hafter’i desteklemek için giriştiği topyekûn seferberlikten caydırmak için çok az şey yapıldı.

Ankara, Hafter’i Trablusgarp ve çevresinden çıkarma arzusunu net biçimde gösterdi. Türkiye’nin Libya müdahalesi, Rusya’nın Suriye senaryosunu takip ediyor gibi görünüyor. Savaşa katılan diğer tüm devletlerin örtülü müdahalelerinin tam aksine, Türkiye’nin müdahalesi, Libya’nın uluslararası toplum tarafından tanınan parlamentosunun onayı resmi bir davetle meşru kılındı. Türkiye, kendini tehdit altında hissettiğinde Avrupa ülkeleri arasındaki bölünmelerden istifade ediyor. Türkiye’nin nüfuzu, UMH’nin Avrupa’yı, BM’nin Libya’ya uyguladığı silah ambargosunu denetlemek için AB tarafından başlatılan IRINI (Yunancada ‘Barış’) harekâtıyla Hafter yanlısı hareket etmekle suçladığında açıkça görüldü. Malta’nın AB fonlarının operasyona tahsisini veto ettiği şok kararı da büyük olasılıkla Türkiye’nin nüfuzunun ve Libya’dan bu ülkeye yönelik göçün engelleneceği yönündeki vaadinin bir ürünü…

Ancak UMH’nin geçen ayki büyük kazanımlarına rağmen, savaş henüz bitmedi. Hafter’in kuvvetleri her gün Trablus’a füze saldırıları düzenliyor ve Libya’nın petrolünü kontrol ediyor. UMH diplomatik girişimde bulunmazsa Hafter güçlerini Batı Libya’daki son kalesi olan Tarhuna’dan çıkarmak çok zor olacak. Şimdi pek çok şey BAE ve Türkiye’nin üstünlüğünü dengelemek için Hafter’e paralı asker ve silah desteğini artıran diğer dış güçlerin vereceği yanıta bağlı.”

Hafter zemin yitiriyor

“Bununla birlikte, Hafter’in yaşadığı yenilgiler, askeri alanın ötesinde, daha derin ve ciddi bir taban kaymasına işaret ediyor olabilir. Hafter’in Libya’nın batısında yaşadığı başarısızlıklar, ülkenin doğusu ve güneyinde ona destek verenler arasında belirgin çatlaklar yaratırken, bir yıldan fazla süredir süren savaşın maliyeti ve gidişatının belirsizliği hoşnutsuzluğu arttırdı. Hafter’in bu hoşnutsuzluğa yanıtı darbe yapmak oldu: Libya’nın siyasi kurumlarının temelini oluşturan Libya Siyasi Anlaşması’nı iptal etti ve tam kontrol talep etti. Ancak iktidara yüzsüzce el koyması, güneydeki aşiretlerin ondan daha da uzaklaşıp UMH’ye bağlılıklarını ilan etmesine yol açmaktan başka sonuç vermedi. Doğudaki aşiretler ise Hafter’e oynamaya devam ediyor.

Bir diğer önemli gelişme ise BAE gibi Hafter’in önemli destekçileri arasında yer alan Rusya’nın da konumunu gözden geçirmeye başlaması… Moskova, doğudaki meclisin başkanı Aguila Salih’in siyasi süreçte ön plana çıkmasında kilit rol oynadı. Bu kumar, Rusya’nın Hafter’e olan inancının kaybettiğini gösteriyor. Çünkü bu adım, Rusya’nın Doğu Libya’da Hafter’e karşı bir başka önde gelen ismi güçlendirmek istediğine işaret ediyor.

Salih’in UMH hükümetinin yeniden düzenlenmesine dayanan teklifinin başarılı olması pek olası değil. Ancak Doğu ve Batı Libya arasındaki müzakerelerin yeni bir formatta yeniden başlaması Hafter’in önemini azaltacak, onun yağmacı gibi davranmasının önüne geçebilecektir. Hafter’in bir diğer destekçisi olan Mısır, Trablus’la savaşma kararlılığında yılgınlığa düştüğü için büyük olasılıkla bu yaklaşımı destekleyecek. Bu diplomatik kaymalar, Hafter’e darbe vurmakla kalmayacak, aynı zamanda ona azami desteği veren BAE’ye baskıları artırıp bu ülkeyi yalnızlaştıracaktır.”

“AB fırsatı kaçırmasın”

“Bu gelişmeler nihayetinde Libya’da siyasi ilerleme fırsatı yakalanabilir. Bu fırsat geçen yıl yakalanmış ama her şeyden önce askeri zaferin yakın olduğuna gerçekten inanan Hafter ve onu dış destekçilerinin entrikaları nedeniyle sonuçsuz kalmıştı. Bu rüya artık öldü. Hafter köşeye sıkışmış ve destekçileri muhtemelen başka seçenekler ararken Avrupa ülkeleri, çatışmayı sona erdirecek siyasi çözüm yaklaşımını, özellikle Türkiye’nin şu anki güçlü konumuyla olumlu bakabileceği göz önüne alındığında, yeni canlandırmaya çalışmalıdır. UMH’nin sembolik önem taşıyan Vatiyye’yi ele geçirmesi, her iki tarafa ve destekçilerine karşılıklı tavizde bulunup ateş ilan edilmesi için kapı araladı. Hafter ve müttefiklerinin Trablus banliyölerinden çekilmesi karşılığında, UMH’nin Tarhuna’ya yönelik harekâtını durdurması istenebilir. Libya Arap Silahlı Kuvvetleri sözcüsü Ahmed el-Mesmari, grubun “bazı kalabalık yerleşim yerlerinden” ayrılacağını açıkladı. Şimdi bu taahhüdün yerine getirilmesi gerekli.

Avrupalılar, Libya’yı daha iyi bir yola sokmak için bu nadir fırsatı kaçırmamalıdır. Başarısızlık sadece Avrupa’yı hemen kıyısında süren uzun süreli bir çatışmaya mahkûm etmekle kalmayacak, Türkiye’nin Libya üzerindeki nüfuzu artarken vekâlet savaşını zorlaştıracak ve Avrupa’yı Libya sorununda marjinalleştirecektir. Avrupa’nın Libya’daki eylem kabiliyeti fiili gerçekleri kabul etme ve tepki verme konusundaki siyasi iradesine bağlı olacaktır.

Son aylarda Hafter destekçileri arasına katılan Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerin, mevcut istikamette devam etmenin çıkarlarına olmayacağını anlamasının zamanı geldi. Diğer Avrupa ülkelerinin, özellikle Almanya, İtalya ve İngiltere’nin Hafter’in batan gemisinden kaçması için Fransa ve Yunanistan’a baskı yapması gerekiyor. Bu yapıldığı tekdirde Avrupalılar, Birleşmiş Milletler aracılığıyla, Salih’in başlattığı girişimi, (…) yerel Libya’nın siyasi hizipleri arasındaki Cenevre diyalogunu yeniden başlatmak için kullanabilir.

Avrupa’nın Libya’daki fırsat penceresi kapanıyor. Çıkarlarını ve Rusya’nın ülkeye girmesine engel olmak ve mahallesinde başka bir Suriye tarzı çatışmanın gelişmesini önlemek için hızlı hareket etmelidir.”

Bu yazı ilk kez 21 Mayıs 2020’de yayımlanmıştır.

 

Tarek Megerisi’nin Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin sitesinde yayınlanan “Libya şimdi Türkiye’nindir” başlıklı yazısı Mustafa Alkan tarafından İngilizceden Türkçeye çevrilmiş ve editoryal katkılarla yeniden düzenlenmiştir. Makalenin orijinaline ve tamamına şu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.ecfr.eu/article/commentary_its_turkeys_libya_now

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Libya’da şimdi Türkiye zamanı

Türkiye destekli Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, art arda zaferler kazanıyor. General Hafter ise içerde ve dışarıda destek yitiriyor. Önde gelen Libya uzmanlarından Tarek Megerisi, Avrupa ülkelerini bir an önce siyasi çözüm için Türkiye ile birlikte çalışmaya çağırıyor.

Dünyanın büyük bölümü koronavirüs pandemisiyle mücadele ederken Libya’da dengeler yeniden değişti. Türkiye’nin askeri desteğini alan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), başkent Trablus’u aylarca kuşatma altında tutan General Halife Hafter güçlerine karşı art arda zaferler elde etti.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin Libya uzmanı Tarek Megerisi’ye göre, UMH’nin askeri zaferleri Hafter kanadında derin yaralar açtı ve ona destek verenleri konumlarını gözden geçirmeye zorladı. Magerisi’ye göre Batılı ülkeler Libya’da siyasi çözüm bulmak için gerçekleri kabul etmeli ve Türkiye ile birlikte çalışmalı:

“Görünüşe göre Libya’da kademeli bir değişim olmuyor. Ülke bunun yerine yerinde iki tarafta da acıları artıran müzmin yenişememe durumu ile tam kargaşa arasında gidip geliyor. Geçen ay (özellikle son günlerde) Libya için dönüm noktası olabilecek gelişmeler yaşandı. Türkiye’nin askeri desteği BM destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) ezici zaferlere götürürken hem General Halife Hafter’in Trablus’u fethetme hayallerini suya düşürdü hem de Hafter taraftarları arasında belirgin çatlaklara yol açtı. Türkiye daha iddialı hale gelip Libya üzerindeki otoritesini sağlamlaştırırken, Avrupalıların bu değişen dinamikleri yeni bir Libya siyaseti yaratmak için kullanması gerekiyor. Libya meselesinde elinin çok zayıfladığı düşünülürse, Avrupa belki bu sayede başarı şansı yakalayabilir.

UMH, neredeyse tüm Batı Libya’yı Hafter güçlerinden geri almasını sağlayan askeri zaferlerini, Türk hava savunma sistemlerinin desteğine ve Hafter’in üslerini ve lojistik hatlarını hedef alan SİHA’lara (Silahlı İnsansız Hava Aracı) borçlu. Kıyıdaki tüm kasabaları ve kilit önem taşıyan Vatiyye Hava Üssü’nü hızla kaybeden Hafter’in harekâtı ölümcül yara aldı. Hava üstünlüğünü tekrar kazanamadığı sürece kaybetmeye devam edecektir.”

Türkiye meşru yolda müdahale etti

“Türkiye’nin yeni hamlesi, ocak ayında yapılan Berlin Konferansı’nın başarısızlığının doğrudan bir sonucudur. Almanya’nın başlattığı girişim, uluslararası aktörleri siyasi bir rota üzerinde Libya’daki bataklığın dışına çıkarmak için tasarlandı ancak Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) Hafter’i desteklemek için giriştiği topyekûn seferberlikten caydırmak için çok az şey yapıldı.

Ankara, Hafter’i Trablusgarp ve çevresinden çıkarma arzusunu net biçimde gösterdi. Türkiye’nin Libya müdahalesi, Rusya’nın Suriye senaryosunu takip ediyor gibi görünüyor. Savaşa katılan diğer tüm devletlerin örtülü müdahalelerinin tam aksine, Türkiye’nin müdahalesi, Libya’nın uluslararası toplum tarafından tanınan parlamentosunun onayı resmi bir davetle meşru kılındı. Türkiye, kendini tehdit altında hissettiğinde Avrupa ülkeleri arasındaki bölünmelerden istifade ediyor. Türkiye’nin nüfuzu, UMH’nin Avrupa’yı, BM’nin Libya’ya uyguladığı silah ambargosunu denetlemek için AB tarafından başlatılan IRINI (Yunancada ‘Barış’) harekâtıyla Hafter yanlısı hareket etmekle suçladığında açıkça görüldü. Malta’nın AB fonlarının operasyona tahsisini veto ettiği şok kararı da büyük olasılıkla Türkiye’nin nüfuzunun ve Libya’dan bu ülkeye yönelik göçün engelleneceği yönündeki vaadinin bir ürünü…

Ancak UMH’nin geçen ayki büyük kazanımlarına rağmen, savaş henüz bitmedi. Hafter’in kuvvetleri her gün Trablus’a füze saldırıları düzenliyor ve Libya’nın petrolünü kontrol ediyor. UMH diplomatik girişimde bulunmazsa Hafter güçlerini Batı Libya’daki son kalesi olan Tarhuna’dan çıkarmak çok zor olacak. Şimdi pek çok şey BAE ve Türkiye’nin üstünlüğünü dengelemek için Hafter’e paralı asker ve silah desteğini artıran diğer dış güçlerin vereceği yanıta bağlı.”

Hafter zemin yitiriyor

“Bununla birlikte, Hafter’in yaşadığı yenilgiler, askeri alanın ötesinde, daha derin ve ciddi bir taban kaymasına işaret ediyor olabilir. Hafter’in Libya’nın batısında yaşadığı başarısızlıklar, ülkenin doğusu ve güneyinde ona destek verenler arasında belirgin çatlaklar yaratırken, bir yıldan fazla süredir süren savaşın maliyeti ve gidişatının belirsizliği hoşnutsuzluğu arttırdı. Hafter’in bu hoşnutsuzluğa yanıtı darbe yapmak oldu: Libya’nın siyasi kurumlarının temelini oluşturan Libya Siyasi Anlaşması’nı iptal etti ve tam kontrol talep etti. Ancak iktidara yüzsüzce el koyması, güneydeki aşiretlerin ondan daha da uzaklaşıp UMH’ye bağlılıklarını ilan etmesine yol açmaktan başka sonuç vermedi. Doğudaki aşiretler ise Hafter’e oynamaya devam ediyor.

Bir diğer önemli gelişme ise BAE gibi Hafter’in önemli destekçileri arasında yer alan Rusya’nın da konumunu gözden geçirmeye başlaması… Moskova, doğudaki meclisin başkanı Aguila Salih’in siyasi süreçte ön plana çıkmasında kilit rol oynadı. Bu kumar, Rusya’nın Hafter’e olan inancının kaybettiğini gösteriyor. Çünkü bu adım, Rusya’nın Doğu Libya’da Hafter’e karşı bir başka önde gelen ismi güçlendirmek istediğine işaret ediyor.

Salih’in UMH hükümetinin yeniden düzenlenmesine dayanan teklifinin başarılı olması pek olası değil. Ancak Doğu ve Batı Libya arasındaki müzakerelerin yeni bir formatta yeniden başlaması Hafter’in önemini azaltacak, onun yağmacı gibi davranmasının önüne geçebilecektir. Hafter’in bir diğer destekçisi olan Mısır, Trablus’la savaşma kararlılığında yılgınlığa düştüğü için büyük olasılıkla bu yaklaşımı destekleyecek. Bu diplomatik kaymalar, Hafter’e darbe vurmakla kalmayacak, aynı zamanda ona azami desteği veren BAE’ye baskıları artırıp bu ülkeyi yalnızlaştıracaktır.”

“AB fırsatı kaçırmasın”

“Bu gelişmeler nihayetinde Libya’da siyasi ilerleme fırsatı yakalanabilir. Bu fırsat geçen yıl yakalanmış ama her şeyden önce askeri zaferin yakın olduğuna gerçekten inanan Hafter ve onu dış destekçilerinin entrikaları nedeniyle sonuçsuz kalmıştı. Bu rüya artık öldü. Hafter köşeye sıkışmış ve destekçileri muhtemelen başka seçenekler ararken Avrupa ülkeleri, çatışmayı sona erdirecek siyasi çözüm yaklaşımını, özellikle Türkiye’nin şu anki güçlü konumuyla olumlu bakabileceği göz önüne alındığında, yeni canlandırmaya çalışmalıdır. UMH’nin sembolik önem taşıyan Vatiyye’yi ele geçirmesi, her iki tarafa ve destekçilerine karşılıklı tavizde bulunup ateş ilan edilmesi için kapı araladı. Hafter ve müttefiklerinin Trablus banliyölerinden çekilmesi karşılığında, UMH’nin Tarhuna’ya yönelik harekâtını durdurması istenebilir. Libya Arap Silahlı Kuvvetleri sözcüsü Ahmed el-Mesmari, grubun “bazı kalabalık yerleşim yerlerinden” ayrılacağını açıkladı. Şimdi bu taahhüdün yerine getirilmesi gerekli.

Avrupalılar, Libya’yı daha iyi bir yola sokmak için bu nadir fırsatı kaçırmamalıdır. Başarısızlık sadece Avrupa’yı hemen kıyısında süren uzun süreli bir çatışmaya mahkûm etmekle kalmayacak, Türkiye’nin Libya üzerindeki nüfuzu artarken vekâlet savaşını zorlaştıracak ve Avrupa’yı Libya sorununda marjinalleştirecektir. Avrupa’nın Libya’daki eylem kabiliyeti fiili gerçekleri kabul etme ve tepki verme konusundaki siyasi iradesine bağlı olacaktır.

Son aylarda Hafter destekçileri arasına katılan Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerin, mevcut istikamette devam etmenin çıkarlarına olmayacağını anlamasının zamanı geldi. Diğer Avrupa ülkelerinin, özellikle Almanya, İtalya ve İngiltere’nin Hafter’in batan gemisinden kaçması için Fransa ve Yunanistan’a baskı yapması gerekiyor. Bu yapıldığı tekdirde Avrupalılar, Birleşmiş Milletler aracılığıyla, Salih’in başlattığı girişimi, (…) yerel Libya’nın siyasi hizipleri arasındaki Cenevre diyalogunu yeniden başlatmak için kullanabilir.

Avrupa’nın Libya’daki fırsat penceresi kapanıyor. Çıkarlarını ve Rusya’nın ülkeye girmesine engel olmak ve mahallesinde başka bir Suriye tarzı çatışmanın gelişmesini önlemek için hızlı hareket etmelidir.”

Bu yazı ilk kez 21 Mayıs 2020’de yayımlanmıştır.

 

Tarek Megerisi’nin Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin sitesinde yayınlanan “Libya şimdi Türkiye’nindir” başlıklı yazısı Mustafa Alkan tarafından İngilizceden Türkçeye çevrilmiş ve editoryal katkılarla yeniden düzenlenmiştir. Makalenin orijinaline ve tamamına şu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.ecfr.eu/article/commentary_its_turkeys_libya_now

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x