Dünyanın teknoloji devlerinin el atmadığı alan kalmadı. Perakendeden sağlığa ve uzaya kadar her alana girip pazar dinamiklerini alt üst ediyorlar; çoğunlukla da aslan payını kapıyorlar. Asırlık büyük ve görece güçlü oyuncuların olduğu otomotiv sektörü de bundan muaf değil. Teknoloji şirketleri geleceğin araçlarının standartlarını belirliyor ve klasik otomotiv üreticilerini değişime, daha doğrusu kendileriyle işbirliğine zorluyor. Peki, bu gidişatın sonuçları neler olacak? Virginia merkezli politika alanında uzmanlaşmış gazetecilik organizasyonu Politico’nun teknoloji yazarı Leah Nylen’in bu sorunun yanıtlarını aradığı yazısından bölümler aktarıyoruz:
“Ford, 2023 yılından itibaren otomobil ve kamyonlarını Google Haritalar, Google Asistan ve Google Android işletim sisteminin uygulama mağazası Play Store kurulu olarak piyasa süreceğini açıkladığında, şirketin CEO’su Jim Farley, ortaklığı “otomobili yeniden icat etme” şansı olarak nitelemiş, otomobillerin, dizüstü bilgisayarlar ve akıllı telefonlardan daha fazla bağlantıya sahip “tekerlekli ofisler” olacağını söylemişti.
Ford ile Google altı yıllık bir anlaşma yaptı. Anlaşma Ford’a çok ihtiyacı olduğu prestiji, Google’a ise ürünlerini 6 milyon sürücüye ve onların yolcularına tanıtma imkânı verdi. Ancak çok sayıda teknoloji sektörü gözlemcisi Ford-Google anlaşmasına farklı bir gözden bakıyor. Onlar teknoloji şirketlerinin cep telefonuna yaptıklarının aynısını yapmasından, yani rakiplerini zorlamak ve küresel ekonominin büyük bir bölümüne hükmetmek için otomobillerde kendi yazılımlarını kullanılmasını zorunlu kılmalarından endişe ediyor.
Gerçekten de akıllı telefon savaşları, Google ve Apple’ın zaferiyle sona erdi. Şimdi bu ikisi, Amazon ile birlikte arabanızın içinde nasıl iş göreceğinizi kontrol etmek için mücadele ediyorlar. Her üçü de otomobilleri evleri ve işyerleri dışında en çok vakit geçirdikleri yer olan sürücü koltuklarındaki Amerikalı tüketicilere ulaşmak için bir sonraki büyük fırsat olarak görüyorlar. Yıllardır büyük teknoloji şirketleri ile işbirliği yapmaktan kaçılan ve otomobillerine kendi teknolojilerini yerleştirmeye çalışan otomobil üreticileri de artık Silikon Vadisi’nin yardımına giderek daha fazla başvuruyor. Çünkü onların yüksek teknolojileri otomobillerine taşıyıp sadece satın alıp giden müşterilerine aylık ödeme yaptıracak kârlı iş modellerinden yararlanmak istiyorlar.
Şimdi, cep telefonu pazarında gemiyi kaçıran siyasi karar alıcılar ve düzenleyici kuruluşlar aynı şeyin internet bağlantılı otomobillerde olmaması için teknoloji şirketlerinin olası tekelleri oluşmadan engel olmak için söz konusu şirketler arasındaki mücadelenin iyi bir fırsat olduğunu düşünüyor. ABD ve Avrupa’da savcılar Google’ın sürücüsüz araçlar ve internete bağlı araçlar için yaptığı anlaşmalara karşı antitröst soruşturması açtılar bile.
Şirketlerin iddiası büyük… Teknoloji şirketleri ve otomobil üreticileri, sürücülerin iş, oyun ve ev işlerini sorunsuz bir şekilde harmanlayabilecekleri, kolayca yiyecek sipariş edebilecekleri, iş toplantıları planlayabilecekleri veya arabalarının konforunda TV izleyecekleri bir gelecek hayal ediyorlar. Haritalar, araçlardan gelen verilere göre otomatik olarak güncellenebilir, yol çalışmaları hakkında günce bilgi verilebilir veya belediyeler otomobillerden gelen verilerle yoldaki ve oluşan çukurlardan haberdar olabilir… Otomobillerden alınan veriler devasa olacak gibi. Apple ile Google o verilerin musluğunun başında olmak istiyor.
Otomobiller teknoloji hızına yetişemedi
Otomotiv üreticileri araçlarını piyasaya sürmeden üç ila beş yıl öncesinden tasarlıyor. Bu süre teknolojik gelişmenin son derece hız kazandığı bir dönemde çok uzun bir süre. Otomobillerin teknolojisi, daha galeriye ulaşmadan eskiyor. Müşteriler ise alacakları otomobillerde sevdikleri cihazları kullanabilmeyi istiyor.
Bu dinamikten ötürü otomobil üreticileri araçların gösterge panellerindeki eğlence fonksiyonlarını akıllı telefonlara bıraktılar. Bugünkü otomobillerin neredeyse tamamı akıllı telefonları araçların sistemlerine bağlayan Apple’ın Carplay veya Google’ın Android Auto işletim sistemini destekliyor. Apple, Carplay’i 2014’te duyurmuştu. Android Auto ertesi yıl geldi. Bir sürücü cep telefonu aramaları yapabiliyor, müzik dinleyebiliyor veya Netflix seyredebiliyor. Ama hepsi cep telefonunda olup bitiyor, sadece aracın hoparlörlerine veya ekranlarına aktarılıyor.
Şimdi teknoloji şirketleri teknoloji seçimini ortadan kaldırmak ve araçlar için kendi yazılımlarını geliştirmek istiyor.
Google ile Ford daha 2015’te anlaşmak üzereydi. Google, Ford’a yazılımlarını verecek, Ford da Google’ın Waymo’daki1 sürücüsüz araç birimine otomotiv uzmanlığını sunacaktı. Ancak anlaşma, Ford’un Google’ın sadece kendisine özel teknoloji geliştirmesini, Google’ın ise Ford’un yardımıyla geliştireceği sürücüsüz araç teknolojisini başka otomobil üreticilerine satmak istemesi üzerine çöktü. Anlaşmazlık Ford’un o zamanki CEO’sunun görevden alınmasına neden oldu, ama Goolge, Android sistemini daha fazla otomobil üreticisine satmayı başarabildi.
Şimdi otomobil üreticileri eğlence birimlerine temel yazılım olarak Android’i kullanıyor. Kullanıcılar Google Maps veya sesli asistanlık hizmetinden yararlanmak istiyorsa abone olmak zorunda kalıyor. Bazı otomobil üreticileri Android kullanıyor, ama müşterilerine başka navigasyon veya sesli asistanlık hizmetleri de sunabiliyor.
Ford’a gelince… Yeni CEO Ferley, Google ile anlaşma zemini buldu. Artık Google mühendisleri Ford’lara teknoloji yüklüyor, Ford mühendisleri Google mühendisleri ile birlikte sürücüsüz araç geliştiriyor.
Standartları belirleme yarışı
Google otomobil ekosistemine öyle dâhil oldu ki, sektörün standartlarını belirleyen Bağlantılı Araç Sistemleri Birliği, Ekim ayında, otomobillere Android entegrasyonu için uluslararası standartlar üzerinde çalıştığını açıkladı.
Bu arada Google’ın sürücüsüz araçları birkaç şehirde sürücüsüz taksi hizmeti veriyor bir süredir. Bunlara yakında San Francisco da eklenecek. Google’ın (Alphabet) sürücüsüz otomobil şirketi Waymo, çok sayıda otomobil üreticisiyle sürücüsüz araç teknolojisi transfer anlaşmaları imzaladı.
Apple ise henüz kalkışa geçmeyi bekliyor. Şirketin sürücüsüz araç projesi “Project Titan” 20014’ten beri biliniyor, ancak pek çok kez durdurulduğu ileri sürülen proje hakkında çok az şey açıklanıyor. Ama Apple’ın sürücüsüz araçlara ilişkin çok sayıda patent aldığı bir gerçek. Bunlar arasında otomobilin ön camına bilgi yansıtan sistemler ve aracın arkasına dönen koltuklar için hava yastıkları da bulunuyor.
Apple geçen yıllar zarfında Hyundai, Nissan ve Toyoto ile ortaklık görüşmeleri yaptı. 2020 yılı başında Apple’ın elektrikli araç şirketi Canoo’yu satın alma görüşmeleri de yaptı, ancak başarılı olamadı. Bunda Apple’ın kendi markasını başkasının eline teslim etmek istememesi ve ürünlerini A’dan Z’ye kendisinin yapma isteğinin etkili olduğu söyleniyor.
Amazon, satın alarak büyüyor
E-ticaret devi Amazon da internete bağlı otomobillerle hayli ilgili. Bu alanı tüketicilere ulaşmak ve kendi teslimat ihtiyaçları için bir fırsat olarak görüyorlar. Şirket 2014’te cep telefonu pazarına girmiş, ama bu bir pazarlama faciasına dönüşmüştü. Ancak bu projenin bir parçası Amazon’un otomobil tutkusunun en önemli unsuru oldu: Sesli asistan Alexa.
Alexa Auto’nun ilk versiyonu, Apple veya Google’un otomobil işletim sistemi üzerinden otomobile bağlanan bir uygulamaydı ve bu da Amazon’un elini kolunu bağlıyordu. Bu nedene Amazon taktik değiştirdi Alexa’yı doğrudan otomobile entegre etmek için otomobil üreticilerinin kapısını çaldı. İlk kez BMW ve GM ile 2018’de anlaşan Amazon, bugün daha fazla araca yükleniyor. Sürücüler Alexa sayesinde kapıları açıp kapatabiliyor, motoru çalıştırabiliyor veya evdeyken otomobilin yakıt durumunu öğrenebiliyor. Tam tersi de mümkün: Sürücüler yoldayken evdeki akıllı ev uygulamalarını harekete geçirebiliyor.
Sesli asistanlık hizmetleri otomobil üreticileri için çok cazip, çünkü bunlar sürücülere elini direksiyondan bırakmadan veya gözünü yoldan ayırmadan istediği şeyleri yapmasına yardımcı oluyor.
Amazon geçen yaz Zoox adında sürücüsüz taksi üreten bir şirketi satın aldı. Kutu gibi dört yolculu aracın sürücüsü yok ve yolcular yüz yüze oturarak seyahat ediyor. Amazon henüz tarih vermese de yakında San Francisco ve Las Vegas’ta hizmet vereceğe benziyor.
E-ticaret devi ayrıca elektrikli araç üreticisi Rivian’e da yatırım yaptı. Şirketin patronu Jeff Bezos Eylül 2019’da o zamanlar adı sanı duyulmayan Rivian’e 100 bin elektrikli dağıtım aracı siparişi verdiğini duyurmuştu. Amazon’un yüzde 20 hissesine sahip olduğu Rivian, Kasım ayında halka arz edildi ve değeri yaklaşık 12 milyar dolara çıktı. Bu da onu hem Ford hem GM’in önünde dünyanın en değerli otomobil üreticilerinden biri haline getirdi. Rivian’in yatırımcıları arasında Ford da bulunuyor.
Amazon 2040 yılına kadar karbon nötr olmayı umuyor. Bu nedenle dünyanın en büyük elektrikli araç filosuna sahip olmak da hedefleri arasında. Ancak şirketin bu dev ticari araç filosunu sadece dağıtım için, seyahatler için de kullanabileceği ve yolculara e-ticaret imkânı sunmaya hazırlandığı da ileri sürülüyor.
Markaya sadakat mi, tekel mi?
Silikon Vadisi şirketleri ve otomobil üreticilerinin geleceği internete bağlı. Sürücüsüz araçlar için büyük heyecan duyuyorlar, ama düzenleyici kuruluşlar ve mahremiyet hakkı savunucuları pusuda bekliyor.
Dijital medeni haklar savunucusu Elektronik Sınırlar Vakfı’ndan Katherine Trendcosta, “Bu şirketler ellerinde olmaması gereken çok büyük miktarda kişisel veriye sahipler ve bunları sorumlu biçimde kullanmadıklarını gösteren çok sayıda vaka var” diyor.
Ford, Google ile anlaşmasını duyururken, otomobil sahiplerinin Apple ve Amazon ürünlerini de kullanılabileceği garantisini vermişti. Ancak sektörden adını açıklanmasını istemeyen bir yönetici, bunun tam anlamıyla açık bir sistem olmayacağını ve “Google’ın sistemindeki her şeyi olduğu gibi dışarıya aktarılan bilgileri kordon altında tutacağını” söyledi. Google ise diğer şirketlerle herhangi bir veri paylaşımının, gizlilik politikaları ve otomobil üreticileriyle yaptığı sözleşmelerin şartlarıyla sınırlı olduğunu söyledi.
Arama devinin Android’i herkes için ücretsiz yapma, ancak daha popüler ürünleri için kısıtlayıcı sözleşmeler kullanma stratejisi yeni değil. Avrupa’nın en üst rekabet otoritesi, 2018’de Android akıllı telefonlarla ilgili benzer bir senaryoya başvurduğu için arama devine 4,34 milyar Euro, para cezası kesmişti. 38 eyalet ve bölgeden oluşan bir koalisyon da, geçen yıl teknoloji devinin akıllı telefonlarda Android için yaptığı sözleşmeler nedeniyle Google’a dava açmıştı. Ancak Google itiraz ettiği AB kararının cep telefonlarını ilgilendirdiğini, otomobiller gibi diğer platformları ilgilendirmediğini ileri sürüyor ve Google ürünlerinin kullanılıp kullanılmayacağı kararının otomobil üreticileri ile alıcılarına bırakıldığı görüşünü savunuyor.
Devletler Google’ın yüksek teknolojiler sayesinde olumsuz etkiler yaratacağı kaygısını daha yüksek sesle dile getirseler de, açtıkları davalar Eylül 2023’ten önce mahkemede görüşülmeyecek. Davanın sonuçlanması da en az iki yıl alacak. Sürecin uzaması da konuyu yargıya taşımanın Google veya herhangi bir teknoloji şirketinin otomotiv endüstrisinde baskın bir rol üstlenmesine engel olamayabileceği anlamına geliyor.
Otomobiller akıllı telefon 2.0 mı oluyor?
Hem Apple hem de Google, akıllı telefon pazarları üzerinde sıkı kontrolleri nedeniyle dünya genelinde tepki çekiyor. Baz teknoloji şirketleri ABD, Avrupa ve Asya’daki siyasi karar alıcıları Apple ve Google’ın egemenliğini kırmaya çağırmıştı. Ağustos ayında Güney Kore bu iki şirketi, insanları kendi ödeme sistemlerini kullanmaya zorlamasını yasaklayan ilk ülke oldu. Bu yaz, ABD Senatosu, Apple ve Google’ı diğer uygulama mağazalarına ve ödeme yöntemlerine izin vermeye zorlayan bir yasayı kabul etti. Ancak uzmanlar, mevzuatın özellikle akıllı telefonları hedeflediğini ve muhtemelen internet bağlantılı araçları etkilemeyeceğini söylüyor. Dijital hak savunucuları tüm platformlarda şimdi teknoloji şirketlerinin diğerlerinin pazara girişini engelleyen uygulamalarını yasaklayan bir yasa hazırlanması gerektiğini savunuyor.”
Bu yazı ilk kez 30 Aralık 2021’de yayımlanmıştır.