İklim krizi ile mücadelede yenilenebilir enerjiye geçiş hayati önemde. Teknolojik ilerlemelerin maliyetleri düşürmesi ise bu geçişi hızlandırma potansiyeline sahip. Johnny Wood, Dünya Ekonomi Forumu’nun internet sitesinde yayımlanan yazısında, Oxford Üniversitesi’nin yeni bir raporuna dayanarak, yenilenebilir enerjiye geçiş sürecinin tahmin edilenden daha az maliyetle gerçekleştirilebileceğini öne sürüyor.
Yazıdan bazı bölümleri aktarıyoruz:
“Küresel enerji sektörü, rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının ölçeğini büyütme konusunda etkileyici bir sicile sahip. Ancak yeni bir rapora göre, bu yenilenebilirlerin ürettiği temiz enerjinin gelecekteki fiyat değişikliklerini tahmin etmede o kadar da iyi değil.
Oxford Üniversitesi Yeni Ekonomik Düşünce Enstitüsü’nden araştırmacılar, erken fiyatlandırma öngörü modellerinin hem yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetlerinin ne kadar düşebileceğini hem de temiz enerjiye hızlandırılmış bir geçişin faydalarının sürekli olarak hafife alındığını ileri sürüyor.
Güneş enerjisi, iyi bir yenilenebilir enerji örneği. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Görünümü raporlarındaki fiyat tahminleri ise gerçek dünyada güneş enerjisi fiyatlarındaki düşüşü sürekli olarak eksik değerlendiriyor.
Rapora göre, yenilenebilir enerjiye ilişkin erken fiyat tahminleri, fotovoltaik1 güneş enerjisi kurulumları ve rüzgâr türbinleri gibi teknolojilerin altyapı maliyetlerindeki önemli iyileştirmeleri hesaba katmıyor.” (…)
Yazar, güneş enerjisi fiyatlarının 2010’u izleyen 10 yılda yıllık olarak ortalama %2,6 düşeceğinin tahmin edildiğini, ancak fiyatların bu dönemde tahminlerin beş katından da fazla, %15 oranında düşüş gösterdiğini vurguluyor: “Bu durumun bahsi geçen yanıltıcı tahminlere dayalı yatırım ve politika kararları üzerinde ciddi sonuçları olabilir.
“Yenilenebilir” bir gelecek
Çalışma, 50’den fazla temiz enerji teknolojisinin gelecekteki fiyat eğilimlerini tahmin etmek üzere Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) ve IEA gibi endüstri kuruluşlarından alınan geçmiş ve mevcut verileri, yenilenebilir enerjideki teknolojik gelişmelerle birlikte analiz ediyor.
Bulgular, emisyonsuz ‘yeşil’ enerjiye hızlı bir geçişin, günümüzün karbon yoğun, fosil yakıta dayalı sistemiyle devam etmekle karşılaştırıldığında trilyonlarca dolarlık toplam net tasarruf sağlayabileceğini gösteriyor. (…)
Teknolojik inovasyon, bazı yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetini düşürmeye yardımcı olmaya devam ediyor. Oxford Martin Karbon Sonrası Geçiş Programı’nın kıdemli araştırmacısı ve raporun yazarlarından Matthew Ives’e göre bu, daha önceki fiyat tahmin modellerinin gözden kaçırdığı bir gerçek. Ives, Ars Technica’ya2 yaptığı açıklamada, ‘Bu tahminleri uzun bir süredir yanlış yapıyorlar. Bu tahminleri tekrar tekrar yanlış çıkardığımızı görebilirsiniz’ diyor.
Sürdürülebilirliğin maliyeti
Güneş enerjisi en başta uzaydaki uydulara elektrik sağlamak için kullanıldı. Dünyada kullanılmaya başladığından beri tasarım ve üretimde inovasyon, tedarik zincirindeki ilerlemeler ve sürdürülebilir enerjinin kitlesel olarak benimsenmesi, güneş ve diğer birçok yenilenebilir teknolojinin maliyetlerini düşürdü.
Enerji geçişi; güneş, açık deniz ve karada elde edilen rüzgâr enerjisi gibi sürdürülebilir enerji kaynaklarına hem talebi artırdı hem de uygulamaları çoğalttı. Ölçeklendirildiği takdirde bu teknolojiler, kurulumun artmasıyla birlikte fiyatları daha da düşürerek talebi yükselten bir döngü yaratabilir.
Güneş panelleri ve rüzgâr türbinlerinin üretim fiyatını düşüren inovasyonlar, bu teknolojiler uygun ölçekte çalıştığında ürettikleri elektriğin maliyetini de düşüyor. Ancak bu, kömür gibi fosil yakıtlarda aynı ölçüde gerçekleşmedi.
2010 yılında, güneşten elde edilen elektrik enerjisinin 1 MWh fiyatı 378 dolar iken, 2019’da 68 dolara düştü. Bu da güneş enerjisi maliyetinde beş kattan fazla düşüşe işaret ediyor. Açık deniz ve karada elde edilen rüzgâr enerjisinde de çarpıcı düşüşler yaşandı.
Dünyanın en büyük elektrik kaynağı olmasına rağmen, aynı dönemde, yeni kömürden elde edilen küresel elektrik fiyatı 111 dolardan sadece 109 dolara geriledi. Güneş enerjisinin fiyatında %89, rüzgâr enerjisinin fiyatında ise %70 oranında düşüş görülürken, kömürden elde edilen elektriğin maliyetinde %2 gibi hafif bir düşüş oldu.
Fiyatlar düşmeye devam edecek mi?
Hiç kimse geleceği tam olarak tahmin edemese de pek çok yenilenebilir teknolojinin maliyeti yıldan yıla düşmeye devam ediyor. IRENA’nın yeni bir raporuna göre, düşüş oranının önümüzdeki yıllarda yavaşlama ihtimali söz konusuyken, yenilenebilir enerji, hızla fosil yakıtlardan daha ucuz hale geliyor. Bu hem ekonomi hem de sıcaklıkları Paris Anlaşması’nın 1,5℃ hedefi içinde tutmaya çalışırken, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı amaçlayan küresel çabalar için iyi bir haber.
Nitekim IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera şunları söylüyor: ‘Bugün yenilenebilir kaynaklar en ucuz enerji kaynağı. Yenilenebilir kaynaklar, kömüre bağımlı ülkeler için ekonomik açıdan cazip bir çıkış gündemi sunarken bir yanda da artan enerji talebini karşılamalarına imkân tanıyor, maliyetleri düşürüyor, istihdamı artırıyor, büyümeyi hızlandırıyor ve iklim hedefine ulaşmayı sağlıyor.’
Bu yazı ilk kez 21 Ekim 2021’de yayımlanmıştır.