ABD ve İran arasındaki gerginlik IŞİD’i nasıl güçlendirdi?

IŞİD, Irak'ta gerilemeye başlamışken ABD'nin İranlı komutan Kasım Süleymani'yi öldürmesi durumu değiştirdi. ABD, Irak’taki askeri varlığını azaltırken, IŞİD’in küllerinden doğması ihtimali artıyor.

Koronavirüs pandemisi, ABD ile İran’ın çok değil 5 ay önce savaşın eşiğinden döndüğünü neredeyse tamamen unutturdu. Pandeminin ağır darbe vurduğu iki ülke ihtilafı buzluğa atarken, Irak’ta, üzerindeki baskılar azalan IŞİD eylemlerini artırıyor. Bağdat’ta yaşayan Amerikalı gazeteci Simona Foltyn, Irak’ta IŞİD ile mücadelenin güncel durumunu Foreign Policy için kaleme aldığı yazıda ayrıntısıyla aktardı.

Foltyn yazısına IŞİD’in Irak’ta son aylarda çok sayıda silahlı eylemi üstlendiğine dikkat çekerek başladı:

“Geçen şubat ayında soğuk bir sabah, Irak’ın Hatuniye köyünde yaşayan 9 yaşındaki bir çoban, ailesinin sürüsünü otlatmak için yakınlardaki bir meraya götürdü. Akşama doğru dönmeyince iki akrabası onu aramaya gitti. Ertesi sabah bu iki adam, Kasım Muhammed ve Abd Muhammed Sabah, köyün dışındaki toprak yollarda ölü bulundu…

Cinayetler, köylülerin çok iyi bildiği IŞİD saldırılarının ayırt edici özelliklerini taşıyordu; iki erkeğin elleri arkalarından bağlanmıştı ve başlarında kurşun yaraları vardı. Yine de cinayetler şaşırttı. Çünkü Irak ve ABD askerlerinin 2018 sonlarında başlayıp 2019’un başında sona eren müşterek harekâtı ve sistematik operasyonlar sayesinde bölgede bir yıla yakın süredir şiddet olayı görülmüyordu. DAEŞ üyelerine yönelik birbiri ardında düzenlenen operasyonlar örgütü köylerden çıkıp yakınlardaki dağlara çekilmeye zorlamıştı. Şubat ayındaki Hatuniye saldırısı, IŞİD’in bölgeye dönüşünün başlangıcı oldu. Bu dirilişin ardındaysa ABD ile İran arasındaki artan gerilim var.”

IŞİD dağdan iniyor

Simona Foltyn, ABD’nin İran Devrim Muhafızları Kudüs Tugayları Komutanı General Kasım Süleymani’nin Bağdat’ta ABD hava saldırısıyla öldürülmesinin, ABD’yi Irak’ta “istenmeyen güç” haline getirdiğini hatırlattıktan sonra bu yeni durumun IŞİD’in canlanmasına yol açtığını yazdı:

“Şubat ayındaki Hatuniye cinayetlerinden (Kaçırılan çoban çocuk kısa süre sonra bırakıldı) bu yana IŞİD, sivillere yönelik saldırılardan güvenlik güçlerine karşı organize pusulara kadar yüzlerce eylemin sorumluluğunu üstlendi. Örgüt ayrıca koalisyonun çok sayıda personelini tahliye etmeye zorlayan koronavirüs pandemisinden de yararlandı. Irak güvenlik güçleri, sokağa çıkma kısıtlamalarını uygulamak için bazı birliklerini kentlere konuşlandırdı. Kerkük vilayetinin kuzeyindeki Riyad bölgesinde bulunan Hatuniye köyü muhtarı Hamid Muhsen, “Geceleri çok korkuyoruz. Yemin ederim, durum iyi değil. IŞİD artık köylerde” diyor.”

Kritik ay: Haziran

Foltyn, ABD’nin Irak’taki askeri varlığını azaltma kararının IŞİD’in canlanmasını hızlandırabileceğini de belirtti:

“Uzmanlar, IŞİD’in 2014’te hızla geniş toprakları kontrolü altına almasını sağlayan askeri gücünü sağlamaktan henüz uzak olduğuna inanıyor. Ancak, örgütü bozguna uğratan ve yayılmasının önüne geçen ABD öncülüğündeki koalisyonun gücü kademe kademe azaltılıyor. Savaş hali biraz yatışmış olsa da, bu yılın başlarında ABD ve İran arasındaki çatışmalar muhtemelen ABD’nin Irak’taki birliklerinin kalıcı olarak azaltılmasının önünü açacak ve bu da IŞİD’in umutlarını daha da artıracak.

ABD liderliğindeki koalisyon ile Haşdi Şabi arasındaki ihtilaf, Irak’ta IŞİD karşıtı operasyonlarını uzun süredir içinden çıkılmaz hale getiriyordu. Ancak ABD’nin bu yılın başında Bağdat’ta Süleymani ve Haşdi Şabi’nin komutan yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’e yönelik suikastı, Irak topraklarında bir ABD-İran savaşı korkusu yarattı.

Mart ayında İran ile ABD arasındaki gerginlik azaldığında ve IŞİD karşıtı koalisyon yeniden destek vermeye başladığında, ABD ile Haşdi Şabi arasındaki sürtüşme yine arttı ve 3 koalisyon askerinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Bunun üzerine koalisyon, Irak’ta IŞİD’e karşı Müşterek Harekât Komutanlığı’nın kullandığı pek çok üsten asker çekmeyi hızlandırdı. ABD ile Irak, haziran ayında askeri iş birliği anlaşmasının şartlarını yeniden müzakere edecekler.”

ABD’nin bilinmeyen IŞİD operasyonları

Simona Foltyn, ABD ve koalisyon güçlerinin, Iraklı terörle mücadele güçleriyle birlikte IŞİD’in uyuyan hücrelere karşı düzenlediği operasyonlara ilişkin kendi deyişiyle “ilk kez habere konu olan” ayrıntılar da verdi:

“Iraklı komutanlar, (…) sahada Irak birliklerinin olduğunda ısrar ediyor. ABD liderliğindeki koalisyon da (…) bu mesajı tekrarlıyor. Ancak sahadaki onlarca sivil ve güvenlik gücü ile yaptığımız görüşmeler, ABD kara birliklerinin 2019’da operasyonlara doğrudan ve düzenli katıldığını, her ay bu tür baskınlardan çok sayıda gerçekleştiğini gösteriyor. Amerikan birlikleri hava saldırılarını koordine etti, istihbaratları değerlendirdi ve (koalisyonun resmi görüşünün aksine) savaştı. Kuvvetleri ABD özel harekât kuvvetleriyle ortaklık yapan iki Iraklı subay, bu ortak görevler sırasında Irak ve Amerikan askerlerinin “silah arkadaşları” olarak birlikte hareket ettiklerini söyledi. (…)

Böyle bir operasyon geçen yılın nisan ayında Irak’ın Arap ve Kürt bölgeleri arasında gerçekleşti. Amerikan ve Irak özel kuvvetlerinden oluşan bir konvoy, Kerkük’teki K1 Hava Üssü’nden ayrılıp Kubaiba’nın güneydoğusundaki bir kontrol noktasına ulaşıncaya kadar aydınlatması olmayan köy yollarında ilerledi. Köy, Peşmerge savaşçıları ile IŞİD arasındaki çatışmalarda cephe hattı haline gelmişti. Çatışmalar çıkınca siviller kaçtı ve bir daha geri dönmedi. Örgüt üyeleri 2017’de bölgeden resmen temizlenseler bile uyuyan hücreler geride kaldı ve terk edilmiş köyü yakındaki kontrol noktalarına ve köylere saldırmak için üs olarak kullandı. Ayrıca gerektiğinde dağlara çekilmelerini sağlayan tüneller kazdılar.

O gece görevde bulunan Haşdi Şabi militanı Muhannad Salih’e göre, yaklaşık 15 araçlık konvoy kontrol noktasında durdu. (…) Konvoydaki araçlardan dokuzu Irak’ın Terörle Mücadele Hizmeti’ne ait siyah Humvees, altısı ise ABD özel kuvvetleri tarafından kullanılan kum renkli M-ATV araçlarıydı. Konvoyun bir kısmı kontrol noktasının yakınında kalırken, geri kalanı kuzeye Kubaiba’ya doğru ilerledi. Operasyon hakkında bilgisi olan Iraklı bir subaya göre, arabalar ilk önce Kubaiba’nın bir mil doğusunda Muzerir köyü yakınlarında durdu. Hem Amerikalı hem de Iraklı askerler araçların dışına çıkarak evden sonra kol sıra halinde ilerlediler ve ev ev arama yapmaya başladılar. Hiç kimseyi bulamayınca, birliklerin komutanı, Kubaiba’ya doğru yokuş yukarı ilerlenmesi talimatı verdi. Yürüyerek birkaç yüz metre uzaklaşmışlardı ki bir grup IŞİD militanı yakındaki bir evden ateş açtı. Askerlerin ağır makineli tüfek desteği yoktu. Bu makineli tüfekli aracı köyde bırakmışlardı. Üstlerinde koalisyon uçakları uçuyordu ama birliklerin düzeni bozulduğundan nokta atışı yapamıyorlardı.

Silah sesleri iki saat boyunca susmadı. Kısa süre sonra kayıplara ilişkin haberler geldi: İki Terörle Mücadele askeri öldü ve dört kişi de yaralandı. Baskında yaklaşık 12 IŞİD üyesi öldürüldü. Kuvvetler sabah 7’ye kadar bölgede kaldı. (…)

IŞİD’e karşı operasyonlar hakkında güncel gelişmeleri genellikle medyayla paylaşan koalisyon, 19 Nisan operasyonuyla ilgili hiçbir ayrıntı yayınlamadı. Baskınla ilgili bir soruya e-postayla gönderilen yanıtta koalisyon, iki ABD askeri ve bir tercümanın düşman ateşi sonucu yaralandığını doğruladı.”

IŞİD adasına operasyon

“ABD kuvvetleri, 2019’da en az bir operasyonda daha kayıplar verdi. 10 Ağustos’ta Irak’ın Nineveh eyaletinden terörle mücadele ekipleri, Amerikan ve Kanada özel kuvvetleri ile birlikte Kanoos köyü yakınlarında Dicle Nehri’nin ortasında orman kaplı bir adayı temizleme operasyonu başlattı.

Bir terörle mücadele ekibi üyesine göre operasyon zorluydu. IŞİD militanları adadaki tüneller ağını koalisyon güçlerini arkadan pusuya düşürmek için kullanıyordu. Çatışma yaklaşık 2 saat sürdü. Topçu Çavuşu Scott Koppenhafer öldü, bir başka Amerikan askeri ile 2 terörle mücadele üyesi yaralandı.”

Haşdi Şabi Amerikalılara geçit vermiyor

Amerikalı gazeteci, ABD’nin IŞİD’e yenilik operasyonların azalmasının ardında İran destekli Haşdi Şabi güçleri ile Amerikan birlikleri arasında yaşanan gerilimin de etkili olduğunu yazdı:

“Koalisyon, 2019’un ikinci yarısında İran destekli Haşdi Şabi’ye ait silah depolarına ve üslerinde meydana gelen çok sayıda gizemli patlamanın ardından Irak hava sahasının kullanımı konusunda artan kısıtlamalar ile karşı karşıya kaldı. Hiç kimse sorumluluk üstlenmedi ama Haşdi Şabi, ABD ve İsrail’i suçladı ve Irak Müşterek Harekat Komutanlığı’na Amerikan keşif İHA’ları ve uçaklarına daha fazla kısıtlama getirmeleri konusunda baskı yaptı. ABD saldırılarda parmağı olduğu iddialarını reddetti.

Irak’ta ABD ordusuna danışmanlık yapmış olan Washington’daki Yakın Doğu Politikası Enstitüsü askeri uzmanı Michael Knights, “Ortak operasyonlara izin verildiğinde etkili oldular ama çoğu kez izin verilmiyordu. Zaten 2019’da, erişimde büyük bir kısıtlama ile karşı karşıya kaldık,” diyor.

Irak hükümeti, 2019 boyunca, İran destekli silahlı grupların üslendiği Bağdat ve IŞİD’in aktif olduğu Diyala vilayetinin etrafındaki bölgeler de dahil olmak üzere, Kısıtlı Operasyon Bölgeleri’ni genişletti. Bu alanların üzerinden uçmak özel onay gerektiriyordu. Konunun hassasiyetini gözeterek adının saklı kalması şartıyla konuşan üst düzey bir koalisyon görevlisi, “Onay taleplerine bazen evet, bazen hayır derlerdi” dedi.

Amerikan kara güçleri de benzer hareket kısıtlamalarıyla karşı karşıya kaldı. IŞİD’e yönelik operasyonları yürütmek için ABD özel kuvvetleriyle iş birliği yapan Iraklı bir subay, kendilerine “İslami Direniş” adı veren çoğunluğu ABD’ye düşman Haşdi Şabi milislerinden oluşan grupların hem Irak hem de Amerikan birliklerinden oluşan konvoyların, görevleri Ortak Harekat Komutanlığı tarafından onaylanmış olmasına rağmen kontrol ettikleri alana girmesine izin vermediğini söyledi.

Böylesi bir vakada, Iraklı subay, konvoyun güvenli geçişini müzakere etmek için Bağdat’ın kuzeyindeki Haşdi Şabi’nin Bedir Tugayları’nın bir komutanıyla görüşmeye gitti. Bedir komutanı Iraklı subaya “Burası bizim bölgemiz ve operasyonunuzu gerçekleştirmenizi rica ediyoruz. Siz de biz de Iraklıyız. Ama dürüst olmak gerekirse, başbakanın kendisinden onay alsanız bile Amerikan kuvvetlerinin girmesine izin vermeyeceğiz” dedi. Haşdi Şabi 2019’da en az bir kez Amerikan ve Irak özel kuvvetlerinden oluşan bir konvoya ateş açtı.

Müşterek Harekat Komutanlığı, bazen Haşdi Şabi bölgelerine yakın alanlarda gerçekleştirilecek operasyonlardan Amerikan birliklerini çıkartırdı. Şimdi, Süleymani ve Muhendis’in ölümlerinin intikamını almak için Amerikan hedeflerine karşı İslami direnişin tehdidinin artması, ABD’nin bu tür operasyonlara katılımını gittikçe savunulamaz hale getirdi.

Amerikan özel kuvvetleri ile düzenli olarak ortak görev alan Iraklı subay, “Görevlerimizi yürütmek açısından durum daha zor olacak. Onlarsız yapabilir miyiz? Zafere ulaşabiliriz, ama daha fazla kan akar” diyor.”

“IŞİD’İ ancak Iraklılar bitirebilir”

Koalisyon yetkilileri, Irak yönetiminin Haşdi Şabi’yi dizginlemekte isteksizliğinden son derece rahatsız ve koalisyon faaliyetlerini askıya almanın Irak’ı ABD desteğinden uzaklaştırmak için iyi bir fırsat olabileceğini düşünüyorlar. Üst düzey bir yetkili, “Kısa vadede operasyonun verimliliği düşecektir. Ama uzun vadede ülkeyi IŞİD’e karşı güvenli hale getirecek olan Iraklılardır” dedi.

Ancak kırsal alanlardaki siviller, Irak güvenlik güçlerinin IŞİD ile etkili bir şekilde mücadele edemediğini görüyorlar. Kerkük çevresindeki kırsal bölgelerde yaşayanlar, 2018’den beri Irak Ordusu ve polisinin uyuyan IŞİD hücrelerine karşı çok sayıda operasyonuna tanık oldu. Komutanlar bu operasyonların başarılı olduğunu açıkladı. Ancak sivil halk, IŞİD militanların operasyonlar sürerken saklandığını, onlar gittikten sonra eylemlerine kaldığı yerden devam ettiğini söylüyor. Sonra istihbarata göre hareket eden ABD ve Irak özel kuvvetleri geldi ve operasyonlarla bölgedeki gidişatı değiştirdi. Ancak bu yıl mart ayında, Amerikan birlikleri Kerkük’teki K1 Hava Üssü’nden çekildi. Müşterek harekatlar büyük ölçüde sona ererken köylüler bir kez daha IŞİD’e karşı savunmasız bırakıldı.”

Bu yazı ilk kez 4 Haziran 2020’de yayımlanmıştır.

 

Simona Foltyn’in Foreign Policy’de yayınlanan “ABD ve İran Arasındaki Gerginlik IŞİD’i Nasıl Güçlendirdi?” başlıklı yazısının bazı bölümleri Mustafa Alkan tarafından İngilizceden Türkçeye çevrilmiş ve editoryal katkılarla yeniden düzenlenmiştir. Makalenin orijinaline ve tamamına şu linkten ulaşabilirsiniz:
https://foreignpolicy.com/2020/05/29/how-tensions-between-the-u-s-and-iran-ended-up-strengthening-isis/#

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

ABD ve İran arasındaki gerginlik IŞİD’i nasıl güçlendirdi?

IŞİD, Irak'ta gerilemeye başlamışken ABD'nin İranlı komutan Kasım Süleymani'yi öldürmesi durumu değiştirdi. ABD, Irak’taki askeri varlığını azaltırken, IŞİD’in küllerinden doğması ihtimali artıyor.

Koronavirüs pandemisi, ABD ile İran’ın çok değil 5 ay önce savaşın eşiğinden döndüğünü neredeyse tamamen unutturdu. Pandeminin ağır darbe vurduğu iki ülke ihtilafı buzluğa atarken, Irak’ta, üzerindeki baskılar azalan IŞİD eylemlerini artırıyor. Bağdat’ta yaşayan Amerikalı gazeteci Simona Foltyn, Irak’ta IŞİD ile mücadelenin güncel durumunu Foreign Policy için kaleme aldığı yazıda ayrıntısıyla aktardı.

Foltyn yazısına IŞİD’in Irak’ta son aylarda çok sayıda silahlı eylemi üstlendiğine dikkat çekerek başladı:

“Geçen şubat ayında soğuk bir sabah, Irak’ın Hatuniye köyünde yaşayan 9 yaşındaki bir çoban, ailesinin sürüsünü otlatmak için yakınlardaki bir meraya götürdü. Akşama doğru dönmeyince iki akrabası onu aramaya gitti. Ertesi sabah bu iki adam, Kasım Muhammed ve Abd Muhammed Sabah, köyün dışındaki toprak yollarda ölü bulundu…

Cinayetler, köylülerin çok iyi bildiği IŞİD saldırılarının ayırt edici özelliklerini taşıyordu; iki erkeğin elleri arkalarından bağlanmıştı ve başlarında kurşun yaraları vardı. Yine de cinayetler şaşırttı. Çünkü Irak ve ABD askerlerinin 2018 sonlarında başlayıp 2019’un başında sona eren müşterek harekâtı ve sistematik operasyonlar sayesinde bölgede bir yıla yakın süredir şiddet olayı görülmüyordu. DAEŞ üyelerine yönelik birbiri ardında düzenlenen operasyonlar örgütü köylerden çıkıp yakınlardaki dağlara çekilmeye zorlamıştı. Şubat ayındaki Hatuniye saldırısı, IŞİD’in bölgeye dönüşünün başlangıcı oldu. Bu dirilişin ardındaysa ABD ile İran arasındaki artan gerilim var.”

IŞİD dağdan iniyor

Simona Foltyn, ABD’nin İran Devrim Muhafızları Kudüs Tugayları Komutanı General Kasım Süleymani’nin Bağdat’ta ABD hava saldırısıyla öldürülmesinin, ABD’yi Irak’ta “istenmeyen güç” haline getirdiğini hatırlattıktan sonra bu yeni durumun IŞİD’in canlanmasına yol açtığını yazdı:

“Şubat ayındaki Hatuniye cinayetlerinden (Kaçırılan çoban çocuk kısa süre sonra bırakıldı) bu yana IŞİD, sivillere yönelik saldırılardan güvenlik güçlerine karşı organize pusulara kadar yüzlerce eylemin sorumluluğunu üstlendi. Örgüt ayrıca koalisyonun çok sayıda personelini tahliye etmeye zorlayan koronavirüs pandemisinden de yararlandı. Irak güvenlik güçleri, sokağa çıkma kısıtlamalarını uygulamak için bazı birliklerini kentlere konuşlandırdı. Kerkük vilayetinin kuzeyindeki Riyad bölgesinde bulunan Hatuniye köyü muhtarı Hamid Muhsen, “Geceleri çok korkuyoruz. Yemin ederim, durum iyi değil. IŞİD artık köylerde” diyor.”

Kritik ay: Haziran

Foltyn, ABD’nin Irak’taki askeri varlığını azaltma kararının IŞİD’in canlanmasını hızlandırabileceğini de belirtti:

“Uzmanlar, IŞİD’in 2014’te hızla geniş toprakları kontrolü altına almasını sağlayan askeri gücünü sağlamaktan henüz uzak olduğuna inanıyor. Ancak, örgütü bozguna uğratan ve yayılmasının önüne geçen ABD öncülüğündeki koalisyonun gücü kademe kademe azaltılıyor. Savaş hali biraz yatışmış olsa da, bu yılın başlarında ABD ve İran arasındaki çatışmalar muhtemelen ABD’nin Irak’taki birliklerinin kalıcı olarak azaltılmasının önünü açacak ve bu da IŞİD’in umutlarını daha da artıracak.

ABD liderliğindeki koalisyon ile Haşdi Şabi arasındaki ihtilaf, Irak’ta IŞİD karşıtı operasyonlarını uzun süredir içinden çıkılmaz hale getiriyordu. Ancak ABD’nin bu yılın başında Bağdat’ta Süleymani ve Haşdi Şabi’nin komutan yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’e yönelik suikastı, Irak topraklarında bir ABD-İran savaşı korkusu yarattı.

Mart ayında İran ile ABD arasındaki gerginlik azaldığında ve IŞİD karşıtı koalisyon yeniden destek vermeye başladığında, ABD ile Haşdi Şabi arasındaki sürtüşme yine arttı ve 3 koalisyon askerinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Bunun üzerine koalisyon, Irak’ta IŞİD’e karşı Müşterek Harekât Komutanlığı’nın kullandığı pek çok üsten asker çekmeyi hızlandırdı. ABD ile Irak, haziran ayında askeri iş birliği anlaşmasının şartlarını yeniden müzakere edecekler.”

ABD’nin bilinmeyen IŞİD operasyonları

Simona Foltyn, ABD ve koalisyon güçlerinin, Iraklı terörle mücadele güçleriyle birlikte IŞİD’in uyuyan hücrelere karşı düzenlediği operasyonlara ilişkin kendi deyişiyle “ilk kez habere konu olan” ayrıntılar da verdi:

“Iraklı komutanlar, (…) sahada Irak birliklerinin olduğunda ısrar ediyor. ABD liderliğindeki koalisyon da (…) bu mesajı tekrarlıyor. Ancak sahadaki onlarca sivil ve güvenlik gücü ile yaptığımız görüşmeler, ABD kara birliklerinin 2019’da operasyonlara doğrudan ve düzenli katıldığını, her ay bu tür baskınlardan çok sayıda gerçekleştiğini gösteriyor. Amerikan birlikleri hava saldırılarını koordine etti, istihbaratları değerlendirdi ve (koalisyonun resmi görüşünün aksine) savaştı. Kuvvetleri ABD özel harekât kuvvetleriyle ortaklık yapan iki Iraklı subay, bu ortak görevler sırasında Irak ve Amerikan askerlerinin “silah arkadaşları” olarak birlikte hareket ettiklerini söyledi. (…)

Böyle bir operasyon geçen yılın nisan ayında Irak’ın Arap ve Kürt bölgeleri arasında gerçekleşti. Amerikan ve Irak özel kuvvetlerinden oluşan bir konvoy, Kerkük’teki K1 Hava Üssü’nden ayrılıp Kubaiba’nın güneydoğusundaki bir kontrol noktasına ulaşıncaya kadar aydınlatması olmayan köy yollarında ilerledi. Köy, Peşmerge savaşçıları ile IŞİD arasındaki çatışmalarda cephe hattı haline gelmişti. Çatışmalar çıkınca siviller kaçtı ve bir daha geri dönmedi. Örgüt üyeleri 2017’de bölgeden resmen temizlenseler bile uyuyan hücreler geride kaldı ve terk edilmiş köyü yakındaki kontrol noktalarına ve köylere saldırmak için üs olarak kullandı. Ayrıca gerektiğinde dağlara çekilmelerini sağlayan tüneller kazdılar.

O gece görevde bulunan Haşdi Şabi militanı Muhannad Salih’e göre, yaklaşık 15 araçlık konvoy kontrol noktasında durdu. (…) Konvoydaki araçlardan dokuzu Irak’ın Terörle Mücadele Hizmeti’ne ait siyah Humvees, altısı ise ABD özel kuvvetleri tarafından kullanılan kum renkli M-ATV araçlarıydı. Konvoyun bir kısmı kontrol noktasının yakınında kalırken, geri kalanı kuzeye Kubaiba’ya doğru ilerledi. Operasyon hakkında bilgisi olan Iraklı bir subaya göre, arabalar ilk önce Kubaiba’nın bir mil doğusunda Muzerir köyü yakınlarında durdu. Hem Amerikalı hem de Iraklı askerler araçların dışına çıkarak evden sonra kol sıra halinde ilerlediler ve ev ev arama yapmaya başladılar. Hiç kimseyi bulamayınca, birliklerin komutanı, Kubaiba’ya doğru yokuş yukarı ilerlenmesi talimatı verdi. Yürüyerek birkaç yüz metre uzaklaşmışlardı ki bir grup IŞİD militanı yakındaki bir evden ateş açtı. Askerlerin ağır makineli tüfek desteği yoktu. Bu makineli tüfekli aracı köyde bırakmışlardı. Üstlerinde koalisyon uçakları uçuyordu ama birliklerin düzeni bozulduğundan nokta atışı yapamıyorlardı.

Silah sesleri iki saat boyunca susmadı. Kısa süre sonra kayıplara ilişkin haberler geldi: İki Terörle Mücadele askeri öldü ve dört kişi de yaralandı. Baskında yaklaşık 12 IŞİD üyesi öldürüldü. Kuvvetler sabah 7’ye kadar bölgede kaldı. (…)

IŞİD’e karşı operasyonlar hakkında güncel gelişmeleri genellikle medyayla paylaşan koalisyon, 19 Nisan operasyonuyla ilgili hiçbir ayrıntı yayınlamadı. Baskınla ilgili bir soruya e-postayla gönderilen yanıtta koalisyon, iki ABD askeri ve bir tercümanın düşman ateşi sonucu yaralandığını doğruladı.”

IŞİD adasına operasyon

“ABD kuvvetleri, 2019’da en az bir operasyonda daha kayıplar verdi. 10 Ağustos’ta Irak’ın Nineveh eyaletinden terörle mücadele ekipleri, Amerikan ve Kanada özel kuvvetleri ile birlikte Kanoos köyü yakınlarında Dicle Nehri’nin ortasında orman kaplı bir adayı temizleme operasyonu başlattı.

Bir terörle mücadele ekibi üyesine göre operasyon zorluydu. IŞİD militanları adadaki tüneller ağını koalisyon güçlerini arkadan pusuya düşürmek için kullanıyordu. Çatışma yaklaşık 2 saat sürdü. Topçu Çavuşu Scott Koppenhafer öldü, bir başka Amerikan askeri ile 2 terörle mücadele üyesi yaralandı.”

Haşdi Şabi Amerikalılara geçit vermiyor

Amerikalı gazeteci, ABD’nin IŞİD’e yenilik operasyonların azalmasının ardında İran destekli Haşdi Şabi güçleri ile Amerikan birlikleri arasında yaşanan gerilimin de etkili olduğunu yazdı:

“Koalisyon, 2019’un ikinci yarısında İran destekli Haşdi Şabi’ye ait silah depolarına ve üslerinde meydana gelen çok sayıda gizemli patlamanın ardından Irak hava sahasının kullanımı konusunda artan kısıtlamalar ile karşı karşıya kaldı. Hiç kimse sorumluluk üstlenmedi ama Haşdi Şabi, ABD ve İsrail’i suçladı ve Irak Müşterek Harekat Komutanlığı’na Amerikan keşif İHA’ları ve uçaklarına daha fazla kısıtlama getirmeleri konusunda baskı yaptı. ABD saldırılarda parmağı olduğu iddialarını reddetti.

Irak’ta ABD ordusuna danışmanlık yapmış olan Washington’daki Yakın Doğu Politikası Enstitüsü askeri uzmanı Michael Knights, “Ortak operasyonlara izin verildiğinde etkili oldular ama çoğu kez izin verilmiyordu. Zaten 2019’da, erişimde büyük bir kısıtlama ile karşı karşıya kaldık,” diyor.

Irak hükümeti, 2019 boyunca, İran destekli silahlı grupların üslendiği Bağdat ve IŞİD’in aktif olduğu Diyala vilayetinin etrafındaki bölgeler de dahil olmak üzere, Kısıtlı Operasyon Bölgeleri’ni genişletti. Bu alanların üzerinden uçmak özel onay gerektiriyordu. Konunun hassasiyetini gözeterek adının saklı kalması şartıyla konuşan üst düzey bir koalisyon görevlisi, “Onay taleplerine bazen evet, bazen hayır derlerdi” dedi.

Amerikan kara güçleri de benzer hareket kısıtlamalarıyla karşı karşıya kaldı. IŞİD’e yönelik operasyonları yürütmek için ABD özel kuvvetleriyle iş birliği yapan Iraklı bir subay, kendilerine “İslami Direniş” adı veren çoğunluğu ABD’ye düşman Haşdi Şabi milislerinden oluşan grupların hem Irak hem de Amerikan birliklerinden oluşan konvoyların, görevleri Ortak Harekat Komutanlığı tarafından onaylanmış olmasına rağmen kontrol ettikleri alana girmesine izin vermediğini söyledi.

Böylesi bir vakada, Iraklı subay, konvoyun güvenli geçişini müzakere etmek için Bağdat’ın kuzeyindeki Haşdi Şabi’nin Bedir Tugayları’nın bir komutanıyla görüşmeye gitti. Bedir komutanı Iraklı subaya “Burası bizim bölgemiz ve operasyonunuzu gerçekleştirmenizi rica ediyoruz. Siz de biz de Iraklıyız. Ama dürüst olmak gerekirse, başbakanın kendisinden onay alsanız bile Amerikan kuvvetlerinin girmesine izin vermeyeceğiz” dedi. Haşdi Şabi 2019’da en az bir kez Amerikan ve Irak özel kuvvetlerinden oluşan bir konvoya ateş açtı.

Müşterek Harekat Komutanlığı, bazen Haşdi Şabi bölgelerine yakın alanlarda gerçekleştirilecek operasyonlardan Amerikan birliklerini çıkartırdı. Şimdi, Süleymani ve Muhendis’in ölümlerinin intikamını almak için Amerikan hedeflerine karşı İslami direnişin tehdidinin artması, ABD’nin bu tür operasyonlara katılımını gittikçe savunulamaz hale getirdi.

Amerikan özel kuvvetleri ile düzenli olarak ortak görev alan Iraklı subay, “Görevlerimizi yürütmek açısından durum daha zor olacak. Onlarsız yapabilir miyiz? Zafere ulaşabiliriz, ama daha fazla kan akar” diyor.”

“IŞİD’İ ancak Iraklılar bitirebilir”

Koalisyon yetkilileri, Irak yönetiminin Haşdi Şabi’yi dizginlemekte isteksizliğinden son derece rahatsız ve koalisyon faaliyetlerini askıya almanın Irak’ı ABD desteğinden uzaklaştırmak için iyi bir fırsat olabileceğini düşünüyorlar. Üst düzey bir yetkili, “Kısa vadede operasyonun verimliliği düşecektir. Ama uzun vadede ülkeyi IŞİD’e karşı güvenli hale getirecek olan Iraklılardır” dedi.

Ancak kırsal alanlardaki siviller, Irak güvenlik güçlerinin IŞİD ile etkili bir şekilde mücadele edemediğini görüyorlar. Kerkük çevresindeki kırsal bölgelerde yaşayanlar, 2018’den beri Irak Ordusu ve polisinin uyuyan IŞİD hücrelerine karşı çok sayıda operasyonuna tanık oldu. Komutanlar bu operasyonların başarılı olduğunu açıkladı. Ancak sivil halk, IŞİD militanların operasyonlar sürerken saklandığını, onlar gittikten sonra eylemlerine kaldığı yerden devam ettiğini söylüyor. Sonra istihbarata göre hareket eden ABD ve Irak özel kuvvetleri geldi ve operasyonlarla bölgedeki gidişatı değiştirdi. Ancak bu yıl mart ayında, Amerikan birlikleri Kerkük’teki K1 Hava Üssü’nden çekildi. Müşterek harekatlar büyük ölçüde sona ererken köylüler bir kez daha IŞİD’e karşı savunmasız bırakıldı.”

Bu yazı ilk kez 4 Haziran 2020’de yayımlanmıştır.

 

Simona Foltyn’in Foreign Policy’de yayınlanan “ABD ve İran Arasındaki Gerginlik IŞİD’i Nasıl Güçlendirdi?” başlıklı yazısının bazı bölümleri Mustafa Alkan tarafından İngilizceden Türkçeye çevrilmiş ve editoryal katkılarla yeniden düzenlenmiştir. Makalenin orijinaline ve tamamına şu linkten ulaşabilirsiniz:
https://foreignpolicy.com/2020/05/29/how-tensions-between-the-u-s-and-iran-ended-up-strengthening-isis/#

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x