Azerbaycan uçağı faciası: 2024’ün laneti mi, bölgesel çatışmaların sonucu mu?

Azerbaycan Havayolları’na ait Embraer 190 tipi yolcu uçağı Kazakistan’ın Aktau şehrine 3 kilometre uzaklıkta düştü. 38 kişi hayatını kaybetti. Peki, bu kaza neden gerçekleşti? Rusya ve Ukrayna’nın tutumu ne oldu? Azerbaycan-Rusya ilişkileri bu süreçten nasıl etkilenir? Bundan sonra ne olur? Prof. Dr. Yıldız Deveci Bozkuş yazdı.

2024 yılının son günlerinde yaşanan gelişmeler, bu yılın uçak kazaları açısından talihsiz bir sicile sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle Aktau’da gerçekleşen elim kaza, bu durumu derinlemesine düşünmemize neden oldu. Yıl boyunca ABD, Japonya, Rusya ve Brezilya gibi dünyanın farklı bölgelerinde yolcu uçaklarının karıştığı kazalar kayıtlara geçti.

25 Aralık’ta, Bakü-Grozni seferini yapan Azerbaycan Hava Yolları’na (AZAL) ait 8432 sefer sayılı Embraer 190 tipi yolcu uçağı, Kazakistan’ın Aktau kentine 3 kilometre uzaklıkta trajik bir şekilde düştü. Çarpışmanın etkisiyle zemine şiddetli bir şekilde çarpan uçak, burun ve gövde kısmında ağır hasar aldı, ancak kuyruk kısmı bütünlüğünü korudu. Kazanın ardından Azerbaycan Başsavcılığı’ndan yapılan ilk açıklamalarda, kazanın uçağın bir kuş sürüsüyle çarpışması sonucu yapılan acil iniş sırasında meydana geldiği bildirildi. Ancak basına yansıyan görüntülerde, uçağın gövdesindeki çok sayıda delik, olayın sadece bir kaza mı, yoksa bir saldırı mı olduğu yönünde tartışmalara da yol açtı.

Düşen uçakta toplam 67 kişi bulunuyordu; bunların 62’si yolcu, 5’i ise mürettebattı. Kazada 38 kişi hayatını kaybederken, 29 yolcu kurtulmayı başardı. Hayatını kaybedenlerden 23’ünün Azerbaycan, 7’sinin Rusya, 6’sının ise Kazakistan vatandaşı olduğu açıklandı. Ancak üç Kırgızistan vatandaşının da hayatını kaybettiği yönündeki iddialar, henüz resmî olarak doğrulanmış değil. Kazanın ardından Azerbaycan Havayolları yedi Rus şehrine uçuşları askıya aldı.

Kazanın ardından, uçuşa dair elde edilen veriler dikkat çekici detaylar içeriyor. Uçağın, uçuşun son 74 dakikasında 100’den fazla irtifa değişikliği yaşadığı kaydedildi. Ayrıca rotanın belirli noktalarında sinyalin kesildiği bölgelerin bulunduğu bildirildi. Uçaktan en son sinyalin 06:07’de alındığı, kazanın ise 21 dakika sonra meydana geldiği ifade edildi.

Bu trajik olay, 2024 yılı boyunca yaşanan diğer kazalarla birlikte, havacılık güvenliği ve bölgesel risk faktörleri üzerine yeniden düşünülmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.

Kazayla ilgili ileri sürülen iddialar

Dost ve kardeş ülke Azerbaycan başta olmak üzere kazada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Kaza sırasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi’ne katılmak üzere Rusya’nın St. Petersburg kentine uçmaktaydı. Kazanın ardından Cumhurbaşkanı Aliyev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek zirveye katılamayacağını bildirdi.

Kazanın ardından Azerbaycan’da 25 Aralık’ta bir günlük millî yas ilan edildi. Cumhurbaşkanı Aliyev, kazanın nedenlerini araştırmak üzere Başbakan Ali Asadov başkanlığında bir komisyon kurulması talimatını verdi. Ancak olayın ilk etapta resmî bir açıklamayla aydınlatılamaması, uçağın düşme nedenine dair farklı iddiaların ortaya atılmasına yol açtı.

Rus füzesi şarapnel parçaları

Bazı iddialara göre, uçuş sırasında uçağın yanında patlayan bir Rus füzesinden kopan şarapnel parçaları, kazanın nedenlerinden biri olabilir. Bu parçaların uçağa isabet ettiği ve yolcularla kabin ekibine zarar verdiği öne sürülmekte. Öte yandan uçağı Rusya’da yerden ateşlenen bir füzenin düşürdüğünü ileri sürenler de var.

Ukrayna drone saldırısı

Ukrayna’nın Grozni Havaalanı’na yönelik bir drone saldırısı gerçekleştirdiği sırada, Rusya’nın hava savunma sisteminin devreye girmesiyle kazanın yaşandığı da iddialar arasında yer alıyor. Basına yansıyan görüntülerdeki delikler de bu iddiayı destekler nitelikte.

Pilotların acil iniş talebinin reddedilmesi

Uçağın, pilotların acil iniş taleplerine rağmen herhangi bir Rus havaalanına inişine izin verilmediği, bu nedenle Hazar Denizi üzerinden Kazakistan’daki Aktau’ya yönlendirildiği de iddialar arasında yer alıyor. Bu da uçağın düşüşüyle ilgili yeni iddiaları gündeme getirse de net bir açıklama olmadığı için akıllarda farklı soru işaretlerini uyandırdı.

Elektronik harp ve GPS kesintisi

Bir diğer iddiaya göre uçağın teknik sorunlar yani GPS sinyalleri ile navigasyon sorunlarından kaynaklı düştüğü belirtilmiştir. Buna göre uçağın GPS navigasyon sistemleri deniz üzerindeki uçuş yolunda sıkıştı ve haberleşme sistemleri devre dışı bırakıldı. Bu durumun ise bölgede kullanılan elektronik harp sistemlerinden kaynaklanmış olabileceği düşünülmekte.

Uçuş bilgilendirme eksikliği

Bazı kaynaklar, Azerbaycan’ın söz konusu uçuşla ilgili olarak Rusya ve Çeçenistan’a bilgilendirme yapmadığını da ileri sürdü. Ancak bu iddia da teknik olarak doğrulanmış değil.

Ukrayna’nın tutumu

Ukrayna tarafından öne sürülen iddialara göre uçak Rus hava savunma sistemleri tarafından vurulmuş olabilir. Zira ön soruşturma raporlarına göre, Çeçenistan’ın başkenti Grozni üzerinden atılan bir Rus Pantsir-S Hava Savunma Sistemi füzesinin, uçağın düşmesine neden olduğu belirtilmiştir. Bazı uzmanlar ise uçağın, bir uçaksavar füzesiyle düşürüldüğünü öne sürmüştür.

Rusya’nın tutumu

Düşen uçakla ilgili henüz Rusya’dan resmî bir açıklama yapılmamış olsa da, uçağın kuş çarpması nedeniyle acil iniş girişiminde bulunduğu ve kötü hava koşullarının uçağın düşmesine yol açtığına dair bir algı bulunmuyor.

Uluslararası tepkiler ve açıklamalar

Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Başkanı Andriy Kovalenko, uçağın Rus hava savunma sistemleri tarafından düşürüldüğünü ve Rusya’nın Grozni üzerindeki hava sahasını kapatması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Rus yetkililerin uçağı acilen Grozni’ye indirmek yerine Kazakistan’a yönlendirdiklerini de belirtti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise yaptığı ilk basın açıklamasında, kazanın “iniş esnasında meydana geldiğini” ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e başsağlığı dileklerini iletti. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, kazayla ilgili yayımladığı taziye mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Bakü-Grozni seferini yapan bir yolcu uçağının bu sabah Kazakistan’ın Aktau şehri yakınlarında düşmesinden dolayı derin üzüntü duyuyoruz. Bu elim kazada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralananlara acil şifa diliyoruz. Bu zor günlerinde Azerbaycanlı ve Kazakistanlı kardeşlerimize her türlü desteği vermeye hazırız.”

Uçağın düşmesinin ardından NATO’dan ise kazayla ilgili bir “soruşturma” çağrısı geldi. NATO Sözcüsü Farah Dakhlallah, hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziye dileklerini ileterek, olayın aydınlatılması için kapsamlı bir soruşturma yapılması gerektiğini vurguladı.

Azerbaycan-Rusya ilişkileri bu süreçten nasıl etkilenir?

Kuşkusuz, bu sürecin Azerbaycan-Rusya ilişkileri üzerinde bazı önemli etkileri olacaktır. Ancak iki ülke arasında büyük bir kırılmanın yaşanması beklenmiyor. Zira, Ukrayna savaşı, Suriye’deki gelişmeler ve küresel dinamikler nedeniyle Rusya, bölgede zaten ciddi bir prestij kaybı yaşıyor.

Özellikle Ermenistan ve Gürcistan ile ilişkilerin giderek zayıfladığı ve Batı’yla yakınlaştığı bir dönemde, Rusya’nın Azerbaycan’ı da kaybetmek istemeyeceği açıktır. Bu bağlamda, Rusya’nın, düşen uçakla ilgili olarak bir özür dilemesi ya da olayın yanlışlıkla gerçekleştiğine dair resmi bir açıklama yapması beklenebilir. Ancak, Rusya’nın bu konuda düşen uçağı bir “kaza” olarak nitelendirme eğiliminde olması daha olası görünüyor.

Bundan sonra ne olacak?

Buradaki en önemli husus, Ukrayna savaşının küresel çapta yarattığı etkilerin giderek artmasıdır. Daha önce İran’ın bir sivil uçağı düşürmesi gibi örnekler göz önüne alındığında, bu tür olaylar maalesef masum sivillerin hayatını kaybetmesine neden olabiliyor. Ancak bu durum, yalnızca tazminat ödenmesiyle geçiştirilemeyecek kadar ciddi sonuçlar doğuruyor. Eğer somut ve önleyici adımlar atılmazsa, gelecekte benzer trajedilerin yaşanması kaçınılmaz olacaktır.

Sonuç olarak, Rusya’nın Ukrayna drone saldırılarını engellemeye çalışırken bir sivil uçağı düşürmesi, çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine yol açtı. Bu olay, bir kez daha mikro düzeydeki çatışmaların makro ölçekte ciddi etkiler yaratabileceğini gözler önüne serdi. Tahıl ambargosu, enerji fiyatlarındaki artış, silahlanma yarışı gibi meselelerde olduğu gibi, bölgesel çatışmalar ve istikrarsızlıkların küresel sonuçları olduğu açıkça görülüyor. Görüldüğü üzere masum siviller ve savaşın dışında kalan ülkeler de bu tür çatışmaların bedelini ödüyor.

2024 yılı, savaşlar, çatışmalar ve istikrarsızlıklarla dolu bir yıl olarak tarihe geçti. Bu durumun 2025 yılında da tekrarlanmaması için barış masasının kurulması artık bir zorunluluk haline geldi. Ukrayna savaşında üç yılın geride kaldığı bu günlerde, yaşanan bu trajik olay, Rusya ve Ukrayna’nın ateşkes için masaya oturması ve müzakere sürecini başlatması adına bir dönüm noktası olabilir. Bu bağlamda, Rusya’nın yaşanan olayla ilgili bir özür açıklaması yapması, hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödemesi ve uluslararası toplumu tatmin edecek adımlar atması bekleniyor. Ancak bu olay, yalnızca bir yerel trajedi olarak değerlendirilmemeli; küresel barışın ne kadar kırılgan ve hayati bir öneme sahip olduğunu gösteren ciddi bir uyarı olarak da ele alınmalıdır.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 27 Aralık 2024’te yayımlanmıştır.

Yıldız Deveci Bozkuş
Yıldız Deveci Bozkuş
Prof. Dr. Yıldız Deveci Bozkuş lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini Ankara Üniversitesi’nde tamamladı. 2012 yılında YÖK Bursu ile Amerika’da University of California, Los Angeles (UCLA)'da Ermeni sorunu, diaspora ve parlamento kararları üzerine çalışmalar yaptı. 2019 yılında ise TÜBİTAK bursuyla İngiltere'de Osmanlı- Ermeni modernleşme tarihi ve gayrimüslimler üzerine araştırmalar gerçekleştirdi. Tarih, Uluslararası İlişkiler ve Dil-Edebiyat disiplinlerini bir arada çalışan Deveci Bozkuş; Kafkasya, Dağlık Karabağ Sorunu, Ermeni Sorunu, İnsanlığa Karşı Suçlar, Soykırım vb. konularda çeşitli eğitimler almış olup uzun yıllar Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren Ermeni Araştırmaları Enstitüsü’nde Güney Kafkasya Uzmanı olarak görev yaptı. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM)’da Review of Armenian Studies ve Ermeni Araştırmaları dergilerinin editörlük görevlerinde bulundu. Deveci Bozkuş ayrıca Polis Akademisi ve Türk Tarih Kurumu’nda Ermeni sorunu ve Ermeni dili konularında araştırmacılara ve akademisyenlere yönelik çeşitli eğitimler ve seminerler de verdi. Halen Ankara Üniversitesinde görev yapan Deveci Bozkuş, Kafkasya, Dağlık Karabağ Sorunu, Soğuk Savaş, 1915 Olayları ve Soykırım konularıyla ilgili çeşitli dersler veriyor. Deveci Bozkuş modernleşme, terör, Türkiye-Ermenistan ilişkileri, diaspora, Dağlık Karabağ sorunu, parlamento kararları vb. alanlarda ulusal ve uluslararası akademik platformlarda Türkiye’yi temsil eden akademisyenler arasında yer almakta olup bu konularla ilgili çok sayıda ulusal ve uluslararası projeler üretti. Ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda kitap, makale, proje ve araştırma çalışmaları bulunan Deveci Bozkuş ayrıca dış politika ve Kafkasya, Ermeni sorunu, Dağlık Karabağ Sorunu vb. konularda televizyon programlarına konuk olarak katılıyor ve İngilizce, Almanca, Farsça, Ermenice ve Osmanlıca (Matbu-Rika) biliyor. Kafkasya, Ermeni sorunu ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerine dair analizleri çeşitli basın kuruluşları ve stratejik araştırma merkezlerinde yayınlanıyor.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Azerbaycan uçağı faciası: 2024’ün laneti mi, bölgesel çatışmaların sonucu mu?

Azerbaycan Havayolları’na ait Embraer 190 tipi yolcu uçağı Kazakistan’ın Aktau şehrine 3 kilometre uzaklıkta düştü. 38 kişi hayatını kaybetti. Peki, bu kaza neden gerçekleşti? Rusya ve Ukrayna’nın tutumu ne oldu? Azerbaycan-Rusya ilişkileri bu süreçten nasıl etkilenir? Bundan sonra ne olur? Prof. Dr. Yıldız Deveci Bozkuş yazdı.

2024 yılının son günlerinde yaşanan gelişmeler, bu yılın uçak kazaları açısından talihsiz bir sicile sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle Aktau’da gerçekleşen elim kaza, bu durumu derinlemesine düşünmemize neden oldu. Yıl boyunca ABD, Japonya, Rusya ve Brezilya gibi dünyanın farklı bölgelerinde yolcu uçaklarının karıştığı kazalar kayıtlara geçti.

25 Aralık’ta, Bakü-Grozni seferini yapan Azerbaycan Hava Yolları’na (AZAL) ait 8432 sefer sayılı Embraer 190 tipi yolcu uçağı, Kazakistan’ın Aktau kentine 3 kilometre uzaklıkta trajik bir şekilde düştü. Çarpışmanın etkisiyle zemine şiddetli bir şekilde çarpan uçak, burun ve gövde kısmında ağır hasar aldı, ancak kuyruk kısmı bütünlüğünü korudu. Kazanın ardından Azerbaycan Başsavcılığı’ndan yapılan ilk açıklamalarda, kazanın uçağın bir kuş sürüsüyle çarpışması sonucu yapılan acil iniş sırasında meydana geldiği bildirildi. Ancak basına yansıyan görüntülerde, uçağın gövdesindeki çok sayıda delik, olayın sadece bir kaza mı, yoksa bir saldırı mı olduğu yönünde tartışmalara da yol açtı.

Düşen uçakta toplam 67 kişi bulunuyordu; bunların 62’si yolcu, 5’i ise mürettebattı. Kazada 38 kişi hayatını kaybederken, 29 yolcu kurtulmayı başardı. Hayatını kaybedenlerden 23’ünün Azerbaycan, 7’sinin Rusya, 6’sının ise Kazakistan vatandaşı olduğu açıklandı. Ancak üç Kırgızistan vatandaşının da hayatını kaybettiği yönündeki iddialar, henüz resmî olarak doğrulanmış değil. Kazanın ardından Azerbaycan Havayolları yedi Rus şehrine uçuşları askıya aldı.

Kazanın ardından, uçuşa dair elde edilen veriler dikkat çekici detaylar içeriyor. Uçağın, uçuşun son 74 dakikasında 100’den fazla irtifa değişikliği yaşadığı kaydedildi. Ayrıca rotanın belirli noktalarında sinyalin kesildiği bölgelerin bulunduğu bildirildi. Uçaktan en son sinyalin 06:07’de alındığı, kazanın ise 21 dakika sonra meydana geldiği ifade edildi.

Bu trajik olay, 2024 yılı boyunca yaşanan diğer kazalarla birlikte, havacılık güvenliği ve bölgesel risk faktörleri üzerine yeniden düşünülmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.

Kazayla ilgili ileri sürülen iddialar

Dost ve kardeş ülke Azerbaycan başta olmak üzere kazada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Kaza sırasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi’ne katılmak üzere Rusya’nın St. Petersburg kentine uçmaktaydı. Kazanın ardından Cumhurbaşkanı Aliyev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek zirveye katılamayacağını bildirdi.

Kazanın ardından Azerbaycan’da 25 Aralık’ta bir günlük millî yas ilan edildi. Cumhurbaşkanı Aliyev, kazanın nedenlerini araştırmak üzere Başbakan Ali Asadov başkanlığında bir komisyon kurulması talimatını verdi. Ancak olayın ilk etapta resmî bir açıklamayla aydınlatılamaması, uçağın düşme nedenine dair farklı iddiaların ortaya atılmasına yol açtı.

Rus füzesi şarapnel parçaları

Bazı iddialara göre, uçuş sırasında uçağın yanında patlayan bir Rus füzesinden kopan şarapnel parçaları, kazanın nedenlerinden biri olabilir. Bu parçaların uçağa isabet ettiği ve yolcularla kabin ekibine zarar verdiği öne sürülmekte. Öte yandan uçağı Rusya’da yerden ateşlenen bir füzenin düşürdüğünü ileri sürenler de var.

Ukrayna drone saldırısı

Ukrayna’nın Grozni Havaalanı’na yönelik bir drone saldırısı gerçekleştirdiği sırada, Rusya’nın hava savunma sisteminin devreye girmesiyle kazanın yaşandığı da iddialar arasında yer alıyor. Basına yansıyan görüntülerdeki delikler de bu iddiayı destekler nitelikte.

Pilotların acil iniş talebinin reddedilmesi

Uçağın, pilotların acil iniş taleplerine rağmen herhangi bir Rus havaalanına inişine izin verilmediği, bu nedenle Hazar Denizi üzerinden Kazakistan’daki Aktau’ya yönlendirildiği de iddialar arasında yer alıyor. Bu da uçağın düşüşüyle ilgili yeni iddiaları gündeme getirse de net bir açıklama olmadığı için akıllarda farklı soru işaretlerini uyandırdı.

Elektronik harp ve GPS kesintisi

Bir diğer iddiaya göre uçağın teknik sorunlar yani GPS sinyalleri ile navigasyon sorunlarından kaynaklı düştüğü belirtilmiştir. Buna göre uçağın GPS navigasyon sistemleri deniz üzerindeki uçuş yolunda sıkıştı ve haberleşme sistemleri devre dışı bırakıldı. Bu durumun ise bölgede kullanılan elektronik harp sistemlerinden kaynaklanmış olabileceği düşünülmekte.

Uçuş bilgilendirme eksikliği

Bazı kaynaklar, Azerbaycan’ın söz konusu uçuşla ilgili olarak Rusya ve Çeçenistan’a bilgilendirme yapmadığını da ileri sürdü. Ancak bu iddia da teknik olarak doğrulanmış değil.

Ukrayna’nın tutumu

Ukrayna tarafından öne sürülen iddialara göre uçak Rus hava savunma sistemleri tarafından vurulmuş olabilir. Zira ön soruşturma raporlarına göre, Çeçenistan’ın başkenti Grozni üzerinden atılan bir Rus Pantsir-S Hava Savunma Sistemi füzesinin, uçağın düşmesine neden olduğu belirtilmiştir. Bazı uzmanlar ise uçağın, bir uçaksavar füzesiyle düşürüldüğünü öne sürmüştür.

Rusya’nın tutumu

Düşen uçakla ilgili henüz Rusya’dan resmî bir açıklama yapılmamış olsa da, uçağın kuş çarpması nedeniyle acil iniş girişiminde bulunduğu ve kötü hava koşullarının uçağın düşmesine yol açtığına dair bir algı bulunmuyor.

Uluslararası tepkiler ve açıklamalar

Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Başkanı Andriy Kovalenko, uçağın Rus hava savunma sistemleri tarafından düşürüldüğünü ve Rusya’nın Grozni üzerindeki hava sahasını kapatması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Rus yetkililerin uçağı acilen Grozni’ye indirmek yerine Kazakistan’a yönlendirdiklerini de belirtti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise yaptığı ilk basın açıklamasında, kazanın “iniş esnasında meydana geldiğini” ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e başsağlığı dileklerini iletti. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, kazayla ilgili yayımladığı taziye mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Bakü-Grozni seferini yapan bir yolcu uçağının bu sabah Kazakistan’ın Aktau şehri yakınlarında düşmesinden dolayı derin üzüntü duyuyoruz. Bu elim kazada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralananlara acil şifa diliyoruz. Bu zor günlerinde Azerbaycanlı ve Kazakistanlı kardeşlerimize her türlü desteği vermeye hazırız.”

Uçağın düşmesinin ardından NATO’dan ise kazayla ilgili bir “soruşturma” çağrısı geldi. NATO Sözcüsü Farah Dakhlallah, hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziye dileklerini ileterek, olayın aydınlatılması için kapsamlı bir soruşturma yapılması gerektiğini vurguladı.

Azerbaycan-Rusya ilişkileri bu süreçten nasıl etkilenir?

Kuşkusuz, bu sürecin Azerbaycan-Rusya ilişkileri üzerinde bazı önemli etkileri olacaktır. Ancak iki ülke arasında büyük bir kırılmanın yaşanması beklenmiyor. Zira, Ukrayna savaşı, Suriye’deki gelişmeler ve küresel dinamikler nedeniyle Rusya, bölgede zaten ciddi bir prestij kaybı yaşıyor.

Özellikle Ermenistan ve Gürcistan ile ilişkilerin giderek zayıfladığı ve Batı’yla yakınlaştığı bir dönemde, Rusya’nın Azerbaycan’ı da kaybetmek istemeyeceği açıktır. Bu bağlamda, Rusya’nın, düşen uçakla ilgili olarak bir özür dilemesi ya da olayın yanlışlıkla gerçekleştiğine dair resmi bir açıklama yapması beklenebilir. Ancak, Rusya’nın bu konuda düşen uçağı bir “kaza” olarak nitelendirme eğiliminde olması daha olası görünüyor.

Bundan sonra ne olacak?

Buradaki en önemli husus, Ukrayna savaşının küresel çapta yarattığı etkilerin giderek artmasıdır. Daha önce İran’ın bir sivil uçağı düşürmesi gibi örnekler göz önüne alındığında, bu tür olaylar maalesef masum sivillerin hayatını kaybetmesine neden olabiliyor. Ancak bu durum, yalnızca tazminat ödenmesiyle geçiştirilemeyecek kadar ciddi sonuçlar doğuruyor. Eğer somut ve önleyici adımlar atılmazsa, gelecekte benzer trajedilerin yaşanması kaçınılmaz olacaktır.

Sonuç olarak, Rusya’nın Ukrayna drone saldırılarını engellemeye çalışırken bir sivil uçağı düşürmesi, çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine yol açtı. Bu olay, bir kez daha mikro düzeydeki çatışmaların makro ölçekte ciddi etkiler yaratabileceğini gözler önüne serdi. Tahıl ambargosu, enerji fiyatlarındaki artış, silahlanma yarışı gibi meselelerde olduğu gibi, bölgesel çatışmalar ve istikrarsızlıkların küresel sonuçları olduğu açıkça görülüyor. Görüldüğü üzere masum siviller ve savaşın dışında kalan ülkeler de bu tür çatışmaların bedelini ödüyor.

2024 yılı, savaşlar, çatışmalar ve istikrarsızlıklarla dolu bir yıl olarak tarihe geçti. Bu durumun 2025 yılında da tekrarlanmaması için barış masasının kurulması artık bir zorunluluk haline geldi. Ukrayna savaşında üç yılın geride kaldığı bu günlerde, yaşanan bu trajik olay, Rusya ve Ukrayna’nın ateşkes için masaya oturması ve müzakere sürecini başlatması adına bir dönüm noktası olabilir. Bu bağlamda, Rusya’nın yaşanan olayla ilgili bir özür açıklaması yapması, hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödemesi ve uluslararası toplumu tatmin edecek adımlar atması bekleniyor. Ancak bu olay, yalnızca bir yerel trajedi olarak değerlendirilmemeli; küresel barışın ne kadar kırılgan ve hayati bir öneme sahip olduğunu gösteren ciddi bir uyarı olarak da ele alınmalıdır.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 27 Aralık 2024’te yayımlanmıştır.

Yıldız Deveci Bozkuş
Yıldız Deveci Bozkuş
Prof. Dr. Yıldız Deveci Bozkuş lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini Ankara Üniversitesi’nde tamamladı. 2012 yılında YÖK Bursu ile Amerika’da University of California, Los Angeles (UCLA)'da Ermeni sorunu, diaspora ve parlamento kararları üzerine çalışmalar yaptı. 2019 yılında ise TÜBİTAK bursuyla İngiltere'de Osmanlı- Ermeni modernleşme tarihi ve gayrimüslimler üzerine araştırmalar gerçekleştirdi. Tarih, Uluslararası İlişkiler ve Dil-Edebiyat disiplinlerini bir arada çalışan Deveci Bozkuş; Kafkasya, Dağlık Karabağ Sorunu, Ermeni Sorunu, İnsanlığa Karşı Suçlar, Soykırım vb. konularda çeşitli eğitimler almış olup uzun yıllar Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren Ermeni Araştırmaları Enstitüsü’nde Güney Kafkasya Uzmanı olarak görev yaptı. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM)’da Review of Armenian Studies ve Ermeni Araştırmaları dergilerinin editörlük görevlerinde bulundu. Deveci Bozkuş ayrıca Polis Akademisi ve Türk Tarih Kurumu’nda Ermeni sorunu ve Ermeni dili konularında araştırmacılara ve akademisyenlere yönelik çeşitli eğitimler ve seminerler de verdi. Halen Ankara Üniversitesinde görev yapan Deveci Bozkuş, Kafkasya, Dağlık Karabağ Sorunu, Soğuk Savaş, 1915 Olayları ve Soykırım konularıyla ilgili çeşitli dersler veriyor. Deveci Bozkuş modernleşme, terör, Türkiye-Ermenistan ilişkileri, diaspora, Dağlık Karabağ sorunu, parlamento kararları vb. alanlarda ulusal ve uluslararası akademik platformlarda Türkiye’yi temsil eden akademisyenler arasında yer almakta olup bu konularla ilgili çok sayıda ulusal ve uluslararası projeler üretti. Ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda kitap, makale, proje ve araştırma çalışmaları bulunan Deveci Bozkuş ayrıca dış politika ve Kafkasya, Ermeni sorunu, Dağlık Karabağ Sorunu vb. konularda televizyon programlarına konuk olarak katılıyor ve İngilizce, Almanca, Farsça, Ermenice ve Osmanlıca (Matbu-Rika) biliyor. Kafkasya, Ermeni sorunu ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerine dair analizleri çeşitli basın kuruluşları ve stratejik araştırma merkezlerinde yayınlanıyor.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x