Elon Musk: Ah onu bir rahat bıraksalar

ABD’de bürokrasiyi yıkmak için harekete geçen, Avrupa’da aşırı sağcıları destekleyen, nükleer enerjiyi savunan Elon Musk 2020’ye kadar sıkı bir iklim aktivisti ve demokrattı. Musk’ın geçirdiği dönüşümün arkasında ne var, ne istiyor? Balkan Talu yazdı.

Yakın zamana kadar Elon Musk bir Silikon Vadisi fenomeniydi. Trump’a karşı mesafeliydi. Uzay teknolojisi, yenilenebilir enerji, elektrikli otomobiller gibi ilgi alanları vardı. İlgi çekmeyi seviyordu. Daha sonra tuhaf çıkışlar yapmaya başladı. Önce Trump’u desteklemeye karar verdi, sonra Avrupa ve Arjantin’de popülist, aşırı sağ partileriyle flört etmeye başladı. Trump seçimleri kazanınca yemin töreninde sahneye çıktığında Nazi selamı verdi, ‘Yok, Nazi selamı değildi. Kendisinde asperger sendromu var, aslında size kalbimi fırlatıyorum demek istiyor.’ diye Yönetimindenler oldu da, pek inanan olmadı.

Trump Yönetminde Hükümet Verimliliği Dairesi’ne (DOGE) atandı. Amerikan basınının en saygın dergilerinden New Yorker, kapağındaki karikatürde Musk’ı Trump ile birlikte yemin ederken resmetti. “Gölge başkan” yorumları yapıldı. ABD’nin en köklü haber dergilerinden Time ise Musk’ı, Oval Ofis’te başkanlık koltuğunda otururken gösteren bir fotomontajı kapağına taşıdı.

Time’da yayımlanan “Elon Musk’ın Washington’a açtığı savaşın iç yüzü” başlıklı yazıda, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ile yaşadığı kriz anlatılıyordu. Oval Ofis koridorlarında çıkan dedikoduya göre, Musk USAID’in güvenlik bölümündeki hassas dökümanların arşivlendiği tesislere, bölümlere de erişim isteyince çıkan krizde Musk ekibi Özel Kolluk Kuvvetleri’ni (US Marshall) göreve çağırmakla tehdit etti. Musk, X hesabında “USAID bir suç örgütü, ölmesinin zamanı geldi” diye bir paylaşım yaptı. Time’ın anlatımına göre ‘DOGE oğlanları’ ABD Dijital Hizmeti’ni ele geçirmişti ve Eğitim Bakanlığı’nı feshetme hazırlığındaydı. Trump ise bu konu kendine sorulduğunda ise “Time dergisi hâlâ çıkıyor mu?” diyerek tepki gösterdi.

Elon Musk kimdi?

Bugün bambaşka bir portreyle tüm dünyanın izlediği Elon Musk, ilk  başlarda Silikon Vadisi’nin başarılı iş insanlarından biriydi.

Amerikalıların çok sevdiği başarılı girişimci biyografisi penceresinden bakarsak  ilk önce kardeşleriyle birlikte yerel işletmelerle dijital medya arasında köprü olma işlevi gören Zip2’yi kurdu. Ardından online ödeme hizmeti veren Paypal ile adından söz ettirdi. Paypal 2002 yılında Ebay tarafından satın alındı. Musk, yine 2002’de, tarihin ilk yeniden kullanılabilir roketini üreten Space X’i kurdu, Mars’ta kolonileşme hedefi olduğu söylenegeldi. 2006 yılında ise bugün ABD’nin en büyük güneş paneli üreticilerinden biri olan SolarCity’i kurdu.

Elektrikli araç üreten Tesla Motors 2008 yılında kuruldu. Musk Tesla’ya yatırımcı olduktan sonra onu Google kurucuları Sergey Brin ve Larry Page, eBay eski müdürü Jeff Skoll gibi Silkon Vadisi’nin gözde isimleri takip etti. 2007 yılında sermayesi 60 milyon dolar olan Tesla’nın değeri 2024 yılında 1.4 trilyon dolar olarak açıklandı.

Musk, 2022’de, 44 milyar dolara Twitter’ı satın aldı. Twitter genel merkezine girerken elinde bir lavabo taşıyordu. İfade özgürlüğü konusunda sınırlayıcı olmakla suçladığı Twitter’ı X’e dönüştürdü ve ilk olarak ABD’nin aşırı sağcıları olmak üzere platformdan kovulmuş birçok insanın hesabını geri açtı. 3 yıl içinde yaptığı düzenlemeler sonucu X artık güvenilir bir bilgi kaynağı değil, trollerin daha görünür olduğu, gazetecileri ve haberleri daha az görünür kılan içi boşalmış bir platforma dönüştü.

Musk’ın gözle görülür değişimi, bir siyasi ikona da dönüşme hali bu dönemlerde başladı.

Peki neden?

Musk’ın yaşadığı dönüşüme gelmeden önce aslında onun ne olduğuna bakalım.

Bloomberg muhabiri Ashlee Vance, onunla ilgili yazdığı biyografide[1] “Elon Musk bir nedir?” sorusuna şu cevabı veriyor:

“İnsanların korkuları ve kendilerine olan nefretlerinin peşinde koşarak sıra dışı bir büyüklükte zengin olan P.T. Barnum’un bilimkurgu versiyonudur.”

Barnum’un 19. yüzyılın sonunda yaşamış ama bugün hâlâ üzerine çok konuşulan, sirk kurucusu, iş insanı ve kimilerine göre de ABD’nin en büyük şarlatanlarından biri olduğunu anımsamakta fayda var.

İnsan bir yük mü?

Ashlee Vance, Musk’u şöyle anlatıyor:

“Elon Musk, Ayn Rand (bireyciliği yücelten anti komünist yazar) hayranları ile kendi mantık üstü dünya görüşlerini herkes için cevap olarak gören mutlakiyetçi mühendislerin karışımı gibidir. Eğer biz onların önünden çekilirsek, onlar bizim tüm sorunlarımızı halledeceklerdir. Bir gün, çok uzaklarda olmayan bir gün, beyinlerimizi bir bilgisayara indirebilecek, rahatlayacak ve oradaki algoritmaların her şeyi halletmelerine izin verebileceğiz. Daha sinir bozucu olan şey ise; onların insanların kusurlu olduğu ve bu nedenle insanlığımızın uğraşılması gereken can sıkıcı bir yük olduğunu söyleyen altta yatan mesajdır.”

Musk’ın kimliğini oluşturan etkenlerden biri de ailesi, büyüdüğü yer… Büyükbabası Scott Halderman bölgenin varlıklı toprak ağalarından biriyken 1930’larda Büyük Buhran sebebiyle arazilerini kaybetti. Bu dönemde muhtelif işlere girip çıkan Halderman bir ara muhafazakâr, anti sosyalist bir parti ve gazete kurarak siyasete de atıldı ama başarılı olamadı. Musk ise Kanadalı emlakçı ve model bir anne ile Güney Afrikalı mühendis bir babanın oğlu olarak Güney Afrika’nın Pretoria şehrinde büyüdü. Burada Apartheid yıllarında konsantre bir beyaz Afrikalı kültürüyle yoğuruldu.

Tam bir kitap kurduydu, 9 yaşında ansiklopedi okumaya başladı. İçine kapanık bir çocuktu.

Elon Musk ise önce kendi kendi kendine kodlamayı öğrendi. İlk defa henüz daha 12 yaşındayken Blaster isimli bir oyun yaparak bunu 500 dolara satmayı başardı. Musk, 1988 yılında Apartheid rejiminin askeri olmamak için Güney Afrika’yı terk edip fırsatlar ülkesi ABD’ye gitti. 1992 yılında iki senesini Kanada’da geçirdi. Sonra Wharton School of Pennyslyvania’da ekonomi lisansı aldı ve fizik yandalı yaptı. İlgi alanları uzay, internet ve temiz enerjiydi. 1995’te Stanford’da uygulamalı fizik ve malzeme bilimi doktorasına başladı ama Zip2’yi kurmak için eğitimini yarım bıraktı.

Şimdi et yiyoruz diye…

Musk’un uzay ve internet e ilgisi baki kaldı ama daha önce eski ABD Başkan Yardımcısı ve çevreci Al Gore ile Leonardo DiCaprio’nun çektiği belgesellerde bir iklim aktivisti gibi konuşurken, zamanla söylemini değiştirmeye başladı.

Sosyal medya platformu X’te, iklim değişikliğiyle ilgili acele edilmemesi gerektiğini, uzun vadede mücadele edilmesi gerektiğini ama ortada öyle çok da yandım bittim bir durum olmadığını söylemeye başladı. Ona göre, insanlar kırmızı et yiyor diye de iklim değişmiyordu. Bu gel gitler Tesla çalışanlarının da dikkatini çekmeye başlamıştı.

Tesla’da halkla ilişkiler ve reklam metinlerinde iklim değişikliğiyle mücadele söylemlerinin dozu azaltılmıştı. Musk, Tesla’da orta sınıf için kompakt elektrikli arabalar üretilmesi fikrini bütçe kısıtları gerekçesiyle reddetti ve şirketin lüks segmentteki yatırımlarına öncelik verdi. Musk’ın yeni lüks segment otomobillerinin, yapay zekâ donanımlarıyla yoğun enerji sarfiyatı yaptığına dikkat çekiliyor.

Musk ayrıca nükleer enerjiye ve karbon tutma teknolojilerine yatırım yapmayı hedefliyor. İnsanlığın geleceğini ise Mars’a seyahat, yapay zekâ, robotik teknoloji ve nüfus düşüşünü durdurmakta görüyor.

Eko sosyalist mi?

Elon Musk gücü çok seven ve hep daha fazlasını isteyen bir adam. Dünyanın en başarılı, en zengin girişimcilerinden biri olduktan sonra siyasete yaklaşmaya başladı. İdeallerini ulaşmanın yolu siyasetten geçiyordu.

Musk’ın biyografi kitabını yazan Walter Isaacson onun için bir söyleşisinde şu ifadeleri kullandı: “Kendine dair epik bir algısı var, sanki dışarıda taytını giyip dünyayı kurtarmaya çalışan bir çizgi roman karakteri gibi.”

Dünyayı kurtarmak için gerekli politikaların adresi de onun için artık belli…

ABD’de Trump’a desteğinin yanı sıra İngiltere, Almanya, İtalya ve Arjantin’de de radikal sağı destekliyor.

ABD’de Trump, Paris Anlaşması’ndan çıkacağını söylüyor. Musk’ın desteklediği Almanya’daki aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) adayı Alice Weidel, ülkede ona göre “utanç vesikası” olan rüzgâr türbinlerini yıkmayı ve Almanya’nın tekrar nükleer enerjiye döndürmeyi vadediyor. Oysa Almanya daha önce temiz enerji ve sürdürülebilirlik konusunda önemli adımlar atmıştı.

Musk’un yakınlarda beğendiği bir X paylaşımı büyük yankı uyandırdı. Bu gönderi, AfD sempatizanı bir influencer olan Naomi Seibt tarafından paylaşılmıştı. Seibt, iklim aktivisti Greta Thunberg’in karşıtı olarak kendini “Anti-Greta” diye tanımlıyordu. Seibt’a göre iklim değişikliği diye bir şey yoktu ve Yeşiller’in politikaları eko sosyalist, ulusal intihardı.

Musk siyasi tercihlerini neden değiştirdi?

Peki Musk neden siyasi tercihlerini 180 derece değiştirdi? Zira Musk uzun bir süre Trump’a mesafeliydi, Demokratları destekliyordu.

Washington Post’un haberine göre bu yöndeki ilk alametler 2020 yılında başlamıştı. Öncelikle pandemi döneminde kapanma tedbirleri uzadıkça Musk’ın tepesi atmaya başlamıştı. Musk ilk önce Tesla genel merkezini Kaliforniya’dan taşıyacağını söyledi. Nitekim, Tesla fabrikası Teksas Austin’e taşındı, mühendislik merkezi Silikon Vadisi’nde kaldı.

Elon Musk’ın ABD’nin önceki başkanı Joe Biden’a öfkeli olduğu da yazılıyordu. Bu öfkenin en büyük etkenlerden biri de 2021 yılında yapılan bir elektrikli otomobil zirvesine kendisinin davet edilmemesi ve teşviklerin Birleşik Otomotiv Emekçileri (United Auto Workers) sendikasının örgütlü olduğu fabrikalara dağıtılması oldu.

Ve Musk Trump ile yakınlaşmaya karar verdi. Trump’ın evinin yakınlarında ikamet etmeye başladı, zamanla “first Buddy” lakabını elde etti. Trump’ın kampanyası için 290 milyon dolar harcadı.

Uyanışçılara yönelik nefret

Musk’ın dönüşümüne dair dile getirilen birçok iddia var. Bunlardan bir tanesi de oğlu hakkında. Trans birey oğlu Vivian Jenna Wilson’un cinsiyet değiştirme ameliyatı olmasını ve öncesinde hormon tedavisi ilaçları almasını desteklemesi yönündeki tavsiyelere uyduğu için duyduğu pişmanlığın Musk’ı bu noktaya getirdiği öne sürülüyor.

Bu ameliyattan sonra oğlunun yaşadığı dönüşüm aralarını iyice bozdu, hâlâ konuşmuyorlar. Wilson, Trump seçimleri kazanınca ülkeyi terk ettiğini açıkladı. Musk da oğlunu “öldürdüklerini” iddia ettiği uyanışçı düşünce kalıbına (woke mind) savaş açtı.

Oxford sözlüğüne göre “woke” kelimesi temelde farklı kimliklere karşı duyarlılığı, farkındalığı olan birey anlamına geliyor. Woke nesli ABD’de sosyal adalet, eşitlik konusunda yeni bir dalga boyunun oluşmasına yol açtı. Kürtaj hakları, LGBT Q+ bireyler ve hakları, artan ırkçılık, göçmen ve yabancı karşıtlığı bu yeni nesli görülür kıldı. Cumhuriyetçi akım ise bu kitleyi radikal sol olarak yaftalıyor.

Almanya’ya yönelik tutumunun sebebi ne?

Musk güç kazandıkça siyasette daha cüretkar olmaya başladı. Wall Street Journal daha Ekim 2023’te onun için “Musk ulusların kaderini nasıl etkilemeye başladı?” başlıklı bir yazı yayımladı. Zira daha o zamanlarda Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ilk günlerinde Rusya’nın devredışı bıraktığı uydu hizmetlerini Starlink aracılığıyla sağlamıştı. Tesla fabrikasını kendi ülkelerinde açmaları için istekli pek çok liderle bir araya geliyor, iyi ilişkiler kuruyordu. Çin ile ise çok yakın ilişkisi vardı. Hatta Çin’de Elon Musk hayranlarının sürekli arttığından söz ediliyordu.

Ama Musk daha sonra vites artırdı. İngiltere Başbakanı’nı açıkça hedef alan sert paylaşımlar yapmaya başladı. Mesela X’teki hesabında “ABD’nin İngiliz halkını ‘zalim hükümetten’ kurtarması gerekir mi?” sorusunu sordu, ayrıca, “İngiltere’nin özgürleştirilmesi gerektiği” şeklinde paylaşımlar da yaptı. Tabii tepki topladı hiç umursamasa da…

23 Şubat 2025’te, aşırı sağcıların çok yüksek oy alma ihtimali nedeniyle tarihinin en kritik seçimlerinden birini yaşayacak Almanya’ya yönelik hamleleri ise ciddiydi.

2024 yılının Aralık ayında X hesabından yaptığı bir paylaşımda, “Almanya’yı sadece AfD kurtarabilir” dedi. Fakat turbun büyüğü heybedeydi. Elon Musk Almanya’nın ünlü gazelerinden biri Welt’e yazdığı yorum yazısında neden AfD’yi umut olarak gördüğünü anlatıyordu.

Musk’a göre Almanya eskiden Avrupa ekonomisinin lokomotifiyken şimdi lüzumsuz bürokratik düzenlemeler altında boğuluyordu. Göçmen politikaları kültürel ve toplumsal gerginliklere yol açmıştı. Nükleer enerjiden çıkış Almanya’yı şebekede güç istikrarını sağlamak için gereken pil depolamasından yoksun oldukları için güç kesintilerine karşı savunmasız hale getirmişti. İlk yatırımlarını iklim değişikliğiyle mücadele edebilmek için güneş panelleri ve elektrikli otomobillere yaptığını söyleyen bir iş insanı için oldukça tuhaf bir yorumdu doğrusu. Son olarak Musk parti başkanı Alice Weidel’in Sri Lanka’lı lezbiyen bir partneri olduğunu hatırlatarak “Bu size Hitler’i mi hatırlatıyor? Hadi ama…” diyordu.

Musk, Welt’teki yazısının girişinde  “Alman sanayi ve teknoloji dünyasına önemli yatırımlar yapmış biri olarak, siyasi yönelimlerim hakkında açıkça konuşma hakkım olduğuna inanıyorum” diyordu ama yazı gazetenin içinde de büyük bir gürültü kopardı. Gazetenin görüş-yorum departmanı toplu olarak istifa etti.

Peki, bu Musk’ın bu tavrının ardında ne vardı?

2019 yılında Berlin yakınlarında kurulan Tesla fabrikasına dair şikayetler, çevreye zarar verdiği iddiaları son yıllarda arttı. 2024’te ise bu bölgede bir elektrik direği yandı. Tesla’daki üretim de olumsuz etkilenmiş, sabah vardiyasında çalışan işçiler evlerine gönderilmişti. Olayın bir sabotaj olduğu ortaya çıktı. Eylemi üstlenen Volkan Grubu olarak bilinen radikal bir grup Tesla’yı ülkeden kovmak istiyordu. Anadolu Ajansı’nın haberine göre bunun sebebi “Tesla’yı Durdurun” adlı bir girişimin üyesi yaklaşık 80 aktivist, Tesla fabrikasının yakınındaki ormanlık alanını yok edecek genişleme planını protesto etmişti. Volkan Grubu da onlarla dayanışma gösteriyordu.

Bu vukuattan sonra Elon Musk Başbakan Olaf Scholz’a aptal, Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’a ise tiran dedi. Steinmeier’a tiran demesinin sebebi Cumhurbaşkanı’nın Musk’a ABD’de yaptığı manipülasyonları yapmasına izin vermeyeceklerini gerekirse Romanya’da olduğu gibi seçimleri iptal edeceklerini söylemesiydi.

“Şeytanın” çocuğunun kafasındaki şeytanlar

Elon Musk özel hayatıyla da hep gündemde oldu zaten gündemde olmadığı zaman sıkıldığı anlaşılıyor. Dikkat çekmeyi çok seviyor.

Yıllar önce Rolling Stone dergisine verdiği bir röportajda, babasını ‘aklınıza gelebilecek her tür suçu işlemiş bir şeytan’ olarak tanımlayan Musk üç kez evlendi, bugün 12 çocuğu var.

Musk’a göre, düşen doğurganlık oranı medeniyetin karşı karşıya olduğu en büyük tehlike, hatta küresel ısınmadan daha büyük bir sorun.

Onu yakından tanıyanların anlatımına göre empati kurma becerisi yok.

Yazdığı biyografi kitabı için yaklaşık iki yıl boyunca her an Elon Musk ile beraber olan Isaacon Musk’ı şöyle tanımlıyor:

“Hepimizin kafasında çocukluğumuzdan kalma bazı şeytanlar var ve o çoğumuzdan iki kat daha fazla şeytana sahip. Bu şeytanları güdüye dönüştürmeyi başarmış. ‘İnsanların Mars’a gitmesini sağlamalıyım, bizi elektrikli araçlar çağına sokmalıyım ve yapay zekanın güvenli olduğundan emin olmalıyım’ Bu üç büyük görevin sadece onun ağzından çıktığını sanıyordum ama gerçekten bu şekilde motive oluyor. Ayrıca heyecanı, dramayı ve riski o kadar çok arzuluyor ki, işler iyi gittiğinde, bunu kendi haline bırakamıyor veya tadını çıkaramıyor.”

Gemisini yürüten kaptan

Hadi gelin toparlayalım: Musk Güney Afrika’da sıkı bir anti komünist sağcı olarak büyüdü. “Toplu ulaşım ne ya?” gibi tuhaf cümleler kurması da bu yüzden mesela. Sosyal ilişkileri kıttı, teknolojiye meraklıydı ama bir yeteneği ve vizyonu da vardı. Bill Gates ve Steve Jobs’larla başlayan evinin garajında dünyayı değiştirecek icatlar peşinde koşan kuşaktan sonraki kuşaktı ama o da başarılı olmuş, Silikon Vadisi’ne yeni bir soluk getirmişti.

Bu yenilikçi vizyona tezat olarak ise teknoloji devleri ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in ifadesiyle gerçekliğin çarpık bir versiyonunun işlediği o vadide statükoyu koruma derdine düşmüşlerdi. Niye onları rahat bırakmıyorduk ki? İnsan mükemmel makine olabilir miydi? Belki hayır ama o kusursuz makineleri onlar yaratıyordu bizim yerimize. Hani şimdi uyanışçı yollara sapıp asap bozmanın da alemi yoktu.

Musk da sonuçta bir iş insanı. Önceki siyasetçileri önünde engel olarak gördü ve dümeni tam terse kırdı hem de oldukça tehlikeli bir yöne.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 20 Şubat 2025’te yayımlanmıştır.

[1] Vance, Ashlee, and , [çevirmen Ali Atav. 2017. Elon Musk : Tesla, SpaceX ve Muhteşem Geleceğin Peşinde = Elon Musk : Tesla, SpaceX, and the Quest for a Fantastic Future/ Ashlee Vance ; [Çevirmen Ali Atav]. Buzdağı Yayınevi.

Balkan Talu
Balkan Talu
Balkan Talu - 1978 yılında İstanbul’da doğdu. 2003 yılında Bilgi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Hürriyet Gösteri, Radikal, Nokta Aktüel, EKOIQ, Gazete Duvar Artı Gerçek gibi gazete ve dergilerde dış haber ve ekoloji haberleri editörlüğü, muhabirliği yaptı. 2004 yılında TESEV için Ruşen Çakır ve İrfan Bozan’la birlikte İmam Hatip Liseleri Efsaneler Ve Gerçekler raporunun hazırlanmasında rol oynadı. 2012 yılında Marmara Üniversitesi’nde Ortadoğu Siyasi Tarihi ve Uluslararası İlişkileri alanında yüksek lisansını tamamladı. Aynı okulda doktorasına devam ediyor ve Kadir Has Üniversitesi’nde kütüphanecilik yapıyor. İlgi alanları arasında tarih, bilimkurgu, Ortadoğu, çevre ve sürdürülebilirlik bulunuyor

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Elon Musk: Ah onu bir rahat bıraksalar

ABD’de bürokrasiyi yıkmak için harekete geçen, Avrupa’da aşırı sağcıları destekleyen, nükleer enerjiyi savunan Elon Musk 2020’ye kadar sıkı bir iklim aktivisti ve demokrattı. Musk’ın geçirdiği dönüşümün arkasında ne var, ne istiyor? Balkan Talu yazdı.

Yakın zamana kadar Elon Musk bir Silikon Vadisi fenomeniydi. Trump’a karşı mesafeliydi. Uzay teknolojisi, yenilenebilir enerji, elektrikli otomobiller gibi ilgi alanları vardı. İlgi çekmeyi seviyordu. Daha sonra tuhaf çıkışlar yapmaya başladı. Önce Trump’u desteklemeye karar verdi, sonra Avrupa ve Arjantin’de popülist, aşırı sağ partileriyle flört etmeye başladı. Trump seçimleri kazanınca yemin töreninde sahneye çıktığında Nazi selamı verdi, ‘Yok, Nazi selamı değildi. Kendisinde asperger sendromu var, aslında size kalbimi fırlatıyorum demek istiyor.’ diye Yönetimindenler oldu da, pek inanan olmadı.

Trump Yönetminde Hükümet Verimliliği Dairesi’ne (DOGE) atandı. Amerikan basınının en saygın dergilerinden New Yorker, kapağındaki karikatürde Musk’ı Trump ile birlikte yemin ederken resmetti. “Gölge başkan” yorumları yapıldı. ABD’nin en köklü haber dergilerinden Time ise Musk’ı, Oval Ofis’te başkanlık koltuğunda otururken gösteren bir fotomontajı kapağına taşıdı.

Time’da yayımlanan “Elon Musk’ın Washington’a açtığı savaşın iç yüzü” başlıklı yazıda, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ile yaşadığı kriz anlatılıyordu. Oval Ofis koridorlarında çıkan dedikoduya göre, Musk USAID’in güvenlik bölümündeki hassas dökümanların arşivlendiği tesislere, bölümlere de erişim isteyince çıkan krizde Musk ekibi Özel Kolluk Kuvvetleri’ni (US Marshall) göreve çağırmakla tehdit etti. Musk, X hesabında “USAID bir suç örgütü, ölmesinin zamanı geldi” diye bir paylaşım yaptı. Time’ın anlatımına göre ‘DOGE oğlanları’ ABD Dijital Hizmeti’ni ele geçirmişti ve Eğitim Bakanlığı’nı feshetme hazırlığındaydı. Trump ise bu konu kendine sorulduğunda ise “Time dergisi hâlâ çıkıyor mu?” diyerek tepki gösterdi.

Elon Musk kimdi?

Bugün bambaşka bir portreyle tüm dünyanın izlediği Elon Musk, ilk  başlarda Silikon Vadisi’nin başarılı iş insanlarından biriydi.

Amerikalıların çok sevdiği başarılı girişimci biyografisi penceresinden bakarsak  ilk önce kardeşleriyle birlikte yerel işletmelerle dijital medya arasında köprü olma işlevi gören Zip2’yi kurdu. Ardından online ödeme hizmeti veren Paypal ile adından söz ettirdi. Paypal 2002 yılında Ebay tarafından satın alındı. Musk, yine 2002’de, tarihin ilk yeniden kullanılabilir roketini üreten Space X’i kurdu, Mars’ta kolonileşme hedefi olduğu söylenegeldi. 2006 yılında ise bugün ABD’nin en büyük güneş paneli üreticilerinden biri olan SolarCity’i kurdu.

Elektrikli araç üreten Tesla Motors 2008 yılında kuruldu. Musk Tesla’ya yatırımcı olduktan sonra onu Google kurucuları Sergey Brin ve Larry Page, eBay eski müdürü Jeff Skoll gibi Silkon Vadisi’nin gözde isimleri takip etti. 2007 yılında sermayesi 60 milyon dolar olan Tesla’nın değeri 2024 yılında 1.4 trilyon dolar olarak açıklandı.

Musk, 2022’de, 44 milyar dolara Twitter’ı satın aldı. Twitter genel merkezine girerken elinde bir lavabo taşıyordu. İfade özgürlüğü konusunda sınırlayıcı olmakla suçladığı Twitter’ı X’e dönüştürdü ve ilk olarak ABD’nin aşırı sağcıları olmak üzere platformdan kovulmuş birçok insanın hesabını geri açtı. 3 yıl içinde yaptığı düzenlemeler sonucu X artık güvenilir bir bilgi kaynağı değil, trollerin daha görünür olduğu, gazetecileri ve haberleri daha az görünür kılan içi boşalmış bir platforma dönüştü.

Musk’ın gözle görülür değişimi, bir siyasi ikona da dönüşme hali bu dönemlerde başladı.

Peki neden?

Musk’ın yaşadığı dönüşüme gelmeden önce aslında onun ne olduğuna bakalım.

Bloomberg muhabiri Ashlee Vance, onunla ilgili yazdığı biyografide[1] “Elon Musk bir nedir?” sorusuna şu cevabı veriyor:

“İnsanların korkuları ve kendilerine olan nefretlerinin peşinde koşarak sıra dışı bir büyüklükte zengin olan P.T. Barnum’un bilimkurgu versiyonudur.”

Barnum’un 19. yüzyılın sonunda yaşamış ama bugün hâlâ üzerine çok konuşulan, sirk kurucusu, iş insanı ve kimilerine göre de ABD’nin en büyük şarlatanlarından biri olduğunu anımsamakta fayda var.

İnsan bir yük mü?

Ashlee Vance, Musk’u şöyle anlatıyor:

“Elon Musk, Ayn Rand (bireyciliği yücelten anti komünist yazar) hayranları ile kendi mantık üstü dünya görüşlerini herkes için cevap olarak gören mutlakiyetçi mühendislerin karışımı gibidir. Eğer biz onların önünden çekilirsek, onlar bizim tüm sorunlarımızı halledeceklerdir. Bir gün, çok uzaklarda olmayan bir gün, beyinlerimizi bir bilgisayara indirebilecek, rahatlayacak ve oradaki algoritmaların her şeyi halletmelerine izin verebileceğiz. Daha sinir bozucu olan şey ise; onların insanların kusurlu olduğu ve bu nedenle insanlığımızın uğraşılması gereken can sıkıcı bir yük olduğunu söyleyen altta yatan mesajdır.”

Musk’ın kimliğini oluşturan etkenlerden biri de ailesi, büyüdüğü yer… Büyükbabası Scott Halderman bölgenin varlıklı toprak ağalarından biriyken 1930’larda Büyük Buhran sebebiyle arazilerini kaybetti. Bu dönemde muhtelif işlere girip çıkan Halderman bir ara muhafazakâr, anti sosyalist bir parti ve gazete kurarak siyasete de atıldı ama başarılı olamadı. Musk ise Kanadalı emlakçı ve model bir anne ile Güney Afrikalı mühendis bir babanın oğlu olarak Güney Afrika’nın Pretoria şehrinde büyüdü. Burada Apartheid yıllarında konsantre bir beyaz Afrikalı kültürüyle yoğuruldu.

Tam bir kitap kurduydu, 9 yaşında ansiklopedi okumaya başladı. İçine kapanık bir çocuktu.

Elon Musk ise önce kendi kendi kendine kodlamayı öğrendi. İlk defa henüz daha 12 yaşındayken Blaster isimli bir oyun yaparak bunu 500 dolara satmayı başardı. Musk, 1988 yılında Apartheid rejiminin askeri olmamak için Güney Afrika’yı terk edip fırsatlar ülkesi ABD’ye gitti. 1992 yılında iki senesini Kanada’da geçirdi. Sonra Wharton School of Pennyslyvania’da ekonomi lisansı aldı ve fizik yandalı yaptı. İlgi alanları uzay, internet ve temiz enerjiydi. 1995’te Stanford’da uygulamalı fizik ve malzeme bilimi doktorasına başladı ama Zip2’yi kurmak için eğitimini yarım bıraktı.

Şimdi et yiyoruz diye…

Musk’un uzay ve internet e ilgisi baki kaldı ama daha önce eski ABD Başkan Yardımcısı ve çevreci Al Gore ile Leonardo DiCaprio’nun çektiği belgesellerde bir iklim aktivisti gibi konuşurken, zamanla söylemini değiştirmeye başladı.

Sosyal medya platformu X’te, iklim değişikliğiyle ilgili acele edilmemesi gerektiğini, uzun vadede mücadele edilmesi gerektiğini ama ortada öyle çok da yandım bittim bir durum olmadığını söylemeye başladı. Ona göre, insanlar kırmızı et yiyor diye de iklim değişmiyordu. Bu gel gitler Tesla çalışanlarının da dikkatini çekmeye başlamıştı.

Tesla’da halkla ilişkiler ve reklam metinlerinde iklim değişikliğiyle mücadele söylemlerinin dozu azaltılmıştı. Musk, Tesla’da orta sınıf için kompakt elektrikli arabalar üretilmesi fikrini bütçe kısıtları gerekçesiyle reddetti ve şirketin lüks segmentteki yatırımlarına öncelik verdi. Musk’ın yeni lüks segment otomobillerinin, yapay zekâ donanımlarıyla yoğun enerji sarfiyatı yaptığına dikkat çekiliyor.

Musk ayrıca nükleer enerjiye ve karbon tutma teknolojilerine yatırım yapmayı hedefliyor. İnsanlığın geleceğini ise Mars’a seyahat, yapay zekâ, robotik teknoloji ve nüfus düşüşünü durdurmakta görüyor.

Eko sosyalist mi?

Elon Musk gücü çok seven ve hep daha fazlasını isteyen bir adam. Dünyanın en başarılı, en zengin girişimcilerinden biri olduktan sonra siyasete yaklaşmaya başladı. İdeallerini ulaşmanın yolu siyasetten geçiyordu.

Musk’ın biyografi kitabını yazan Walter Isaacson onun için bir söyleşisinde şu ifadeleri kullandı: “Kendine dair epik bir algısı var, sanki dışarıda taytını giyip dünyayı kurtarmaya çalışan bir çizgi roman karakteri gibi.”

Dünyayı kurtarmak için gerekli politikaların adresi de onun için artık belli…

ABD’de Trump’a desteğinin yanı sıra İngiltere, Almanya, İtalya ve Arjantin’de de radikal sağı destekliyor.

ABD’de Trump, Paris Anlaşması’ndan çıkacağını söylüyor. Musk’ın desteklediği Almanya’daki aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) adayı Alice Weidel, ülkede ona göre “utanç vesikası” olan rüzgâr türbinlerini yıkmayı ve Almanya’nın tekrar nükleer enerjiye döndürmeyi vadediyor. Oysa Almanya daha önce temiz enerji ve sürdürülebilirlik konusunda önemli adımlar atmıştı.

Musk’un yakınlarda beğendiği bir X paylaşımı büyük yankı uyandırdı. Bu gönderi, AfD sempatizanı bir influencer olan Naomi Seibt tarafından paylaşılmıştı. Seibt, iklim aktivisti Greta Thunberg’in karşıtı olarak kendini “Anti-Greta” diye tanımlıyordu. Seibt’a göre iklim değişikliği diye bir şey yoktu ve Yeşiller’in politikaları eko sosyalist, ulusal intihardı.

Musk siyasi tercihlerini neden değiştirdi?

Peki Musk neden siyasi tercihlerini 180 derece değiştirdi? Zira Musk uzun bir süre Trump’a mesafeliydi, Demokratları destekliyordu.

Washington Post’un haberine göre bu yöndeki ilk alametler 2020 yılında başlamıştı. Öncelikle pandemi döneminde kapanma tedbirleri uzadıkça Musk’ın tepesi atmaya başlamıştı. Musk ilk önce Tesla genel merkezini Kaliforniya’dan taşıyacağını söyledi. Nitekim, Tesla fabrikası Teksas Austin’e taşındı, mühendislik merkezi Silikon Vadisi’nde kaldı.

Elon Musk’ın ABD’nin önceki başkanı Joe Biden’a öfkeli olduğu da yazılıyordu. Bu öfkenin en büyük etkenlerden biri de 2021 yılında yapılan bir elektrikli otomobil zirvesine kendisinin davet edilmemesi ve teşviklerin Birleşik Otomotiv Emekçileri (United Auto Workers) sendikasının örgütlü olduğu fabrikalara dağıtılması oldu.

Ve Musk Trump ile yakınlaşmaya karar verdi. Trump’ın evinin yakınlarında ikamet etmeye başladı, zamanla “first Buddy” lakabını elde etti. Trump’ın kampanyası için 290 milyon dolar harcadı.

Uyanışçılara yönelik nefret

Musk’ın dönüşümüne dair dile getirilen birçok iddia var. Bunlardan bir tanesi de oğlu hakkında. Trans birey oğlu Vivian Jenna Wilson’un cinsiyet değiştirme ameliyatı olmasını ve öncesinde hormon tedavisi ilaçları almasını desteklemesi yönündeki tavsiyelere uyduğu için duyduğu pişmanlığın Musk’ı bu noktaya getirdiği öne sürülüyor.

Bu ameliyattan sonra oğlunun yaşadığı dönüşüm aralarını iyice bozdu, hâlâ konuşmuyorlar. Wilson, Trump seçimleri kazanınca ülkeyi terk ettiğini açıkladı. Musk da oğlunu “öldürdüklerini” iddia ettiği uyanışçı düşünce kalıbına (woke mind) savaş açtı.

Oxford sözlüğüne göre “woke” kelimesi temelde farklı kimliklere karşı duyarlılığı, farkındalığı olan birey anlamına geliyor. Woke nesli ABD’de sosyal adalet, eşitlik konusunda yeni bir dalga boyunun oluşmasına yol açtı. Kürtaj hakları, LGBT Q+ bireyler ve hakları, artan ırkçılık, göçmen ve yabancı karşıtlığı bu yeni nesli görülür kıldı. Cumhuriyetçi akım ise bu kitleyi radikal sol olarak yaftalıyor.

Almanya’ya yönelik tutumunun sebebi ne?

Musk güç kazandıkça siyasette daha cüretkar olmaya başladı. Wall Street Journal daha Ekim 2023’te onun için “Musk ulusların kaderini nasıl etkilemeye başladı?” başlıklı bir yazı yayımladı. Zira daha o zamanlarda Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ilk günlerinde Rusya’nın devredışı bıraktığı uydu hizmetlerini Starlink aracılığıyla sağlamıştı. Tesla fabrikasını kendi ülkelerinde açmaları için istekli pek çok liderle bir araya geliyor, iyi ilişkiler kuruyordu. Çin ile ise çok yakın ilişkisi vardı. Hatta Çin’de Elon Musk hayranlarının sürekli arttığından söz ediliyordu.

Ama Musk daha sonra vites artırdı. İngiltere Başbakanı’nı açıkça hedef alan sert paylaşımlar yapmaya başladı. Mesela X’teki hesabında “ABD’nin İngiliz halkını ‘zalim hükümetten’ kurtarması gerekir mi?” sorusunu sordu, ayrıca, “İngiltere’nin özgürleştirilmesi gerektiği” şeklinde paylaşımlar da yaptı. Tabii tepki topladı hiç umursamasa da…

23 Şubat 2025’te, aşırı sağcıların çok yüksek oy alma ihtimali nedeniyle tarihinin en kritik seçimlerinden birini yaşayacak Almanya’ya yönelik hamleleri ise ciddiydi.

2024 yılının Aralık ayında X hesabından yaptığı bir paylaşımda, “Almanya’yı sadece AfD kurtarabilir” dedi. Fakat turbun büyüğü heybedeydi. Elon Musk Almanya’nın ünlü gazelerinden biri Welt’e yazdığı yorum yazısında neden AfD’yi umut olarak gördüğünü anlatıyordu.

Musk’a göre Almanya eskiden Avrupa ekonomisinin lokomotifiyken şimdi lüzumsuz bürokratik düzenlemeler altında boğuluyordu. Göçmen politikaları kültürel ve toplumsal gerginliklere yol açmıştı. Nükleer enerjiden çıkış Almanya’yı şebekede güç istikrarını sağlamak için gereken pil depolamasından yoksun oldukları için güç kesintilerine karşı savunmasız hale getirmişti. İlk yatırımlarını iklim değişikliğiyle mücadele edebilmek için güneş panelleri ve elektrikli otomobillere yaptığını söyleyen bir iş insanı için oldukça tuhaf bir yorumdu doğrusu. Son olarak Musk parti başkanı Alice Weidel’in Sri Lanka’lı lezbiyen bir partneri olduğunu hatırlatarak “Bu size Hitler’i mi hatırlatıyor? Hadi ama…” diyordu.

Musk, Welt’teki yazısının girişinde  “Alman sanayi ve teknoloji dünyasına önemli yatırımlar yapmış biri olarak, siyasi yönelimlerim hakkında açıkça konuşma hakkım olduğuna inanıyorum” diyordu ama yazı gazetenin içinde de büyük bir gürültü kopardı. Gazetenin görüş-yorum departmanı toplu olarak istifa etti.

Peki, bu Musk’ın bu tavrının ardında ne vardı?

2019 yılında Berlin yakınlarında kurulan Tesla fabrikasına dair şikayetler, çevreye zarar verdiği iddiaları son yıllarda arttı. 2024’te ise bu bölgede bir elektrik direği yandı. Tesla’daki üretim de olumsuz etkilenmiş, sabah vardiyasında çalışan işçiler evlerine gönderilmişti. Olayın bir sabotaj olduğu ortaya çıktı. Eylemi üstlenen Volkan Grubu olarak bilinen radikal bir grup Tesla’yı ülkeden kovmak istiyordu. Anadolu Ajansı’nın haberine göre bunun sebebi “Tesla’yı Durdurun” adlı bir girişimin üyesi yaklaşık 80 aktivist, Tesla fabrikasının yakınındaki ormanlık alanını yok edecek genişleme planını protesto etmişti. Volkan Grubu da onlarla dayanışma gösteriyordu.

Bu vukuattan sonra Elon Musk Başbakan Olaf Scholz’a aptal, Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’a ise tiran dedi. Steinmeier’a tiran demesinin sebebi Cumhurbaşkanı’nın Musk’a ABD’de yaptığı manipülasyonları yapmasına izin vermeyeceklerini gerekirse Romanya’da olduğu gibi seçimleri iptal edeceklerini söylemesiydi.

“Şeytanın” çocuğunun kafasındaki şeytanlar

Elon Musk özel hayatıyla da hep gündemde oldu zaten gündemde olmadığı zaman sıkıldığı anlaşılıyor. Dikkat çekmeyi çok seviyor.

Yıllar önce Rolling Stone dergisine verdiği bir röportajda, babasını ‘aklınıza gelebilecek her tür suçu işlemiş bir şeytan’ olarak tanımlayan Musk üç kez evlendi, bugün 12 çocuğu var.

Musk’a göre, düşen doğurganlık oranı medeniyetin karşı karşıya olduğu en büyük tehlike, hatta küresel ısınmadan daha büyük bir sorun.

Onu yakından tanıyanların anlatımına göre empati kurma becerisi yok.

Yazdığı biyografi kitabı için yaklaşık iki yıl boyunca her an Elon Musk ile beraber olan Isaacon Musk’ı şöyle tanımlıyor:

“Hepimizin kafasında çocukluğumuzdan kalma bazı şeytanlar var ve o çoğumuzdan iki kat daha fazla şeytana sahip. Bu şeytanları güdüye dönüştürmeyi başarmış. ‘İnsanların Mars’a gitmesini sağlamalıyım, bizi elektrikli araçlar çağına sokmalıyım ve yapay zekanın güvenli olduğundan emin olmalıyım’ Bu üç büyük görevin sadece onun ağzından çıktığını sanıyordum ama gerçekten bu şekilde motive oluyor. Ayrıca heyecanı, dramayı ve riski o kadar çok arzuluyor ki, işler iyi gittiğinde, bunu kendi haline bırakamıyor veya tadını çıkaramıyor.”

Gemisini yürüten kaptan

Hadi gelin toparlayalım: Musk Güney Afrika’da sıkı bir anti komünist sağcı olarak büyüdü. “Toplu ulaşım ne ya?” gibi tuhaf cümleler kurması da bu yüzden mesela. Sosyal ilişkileri kıttı, teknolojiye meraklıydı ama bir yeteneği ve vizyonu da vardı. Bill Gates ve Steve Jobs’larla başlayan evinin garajında dünyayı değiştirecek icatlar peşinde koşan kuşaktan sonraki kuşaktı ama o da başarılı olmuş, Silikon Vadisi’ne yeni bir soluk getirmişti.

Bu yenilikçi vizyona tezat olarak ise teknoloji devleri ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in ifadesiyle gerçekliğin çarpık bir versiyonunun işlediği o vadide statükoyu koruma derdine düşmüşlerdi. Niye onları rahat bırakmıyorduk ki? İnsan mükemmel makine olabilir miydi? Belki hayır ama o kusursuz makineleri onlar yaratıyordu bizim yerimize. Hani şimdi uyanışçı yollara sapıp asap bozmanın da alemi yoktu.

Musk da sonuçta bir iş insanı. Önceki siyasetçileri önünde engel olarak gördü ve dümeni tam terse kırdı hem de oldukça tehlikeli bir yöne.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 20 Şubat 2025’te yayımlanmıştır.

[1] Vance, Ashlee, and , [çevirmen Ali Atav. 2017. Elon Musk : Tesla, SpaceX ve Muhteşem Geleceğin Peşinde = Elon Musk : Tesla, SpaceX, and the Quest for a Fantastic Future/ Ashlee Vance ; [Çevirmen Ali Atav]. Buzdağı Yayınevi.

Balkan Talu
Balkan Talu
Balkan Talu - 1978 yılında İstanbul’da doğdu. 2003 yılında Bilgi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Hürriyet Gösteri, Radikal, Nokta Aktüel, EKOIQ, Gazete Duvar Artı Gerçek gibi gazete ve dergilerde dış haber ve ekoloji haberleri editörlüğü, muhabirliği yaptı. 2004 yılında TESEV için Ruşen Çakır ve İrfan Bozan’la birlikte İmam Hatip Liseleri Efsaneler Ve Gerçekler raporunun hazırlanmasında rol oynadı. 2012 yılında Marmara Üniversitesi’nde Ortadoğu Siyasi Tarihi ve Uluslararası İlişkileri alanında yüksek lisansını tamamladı. Aynı okulda doktorasına devam ediyor ve Kadir Has Üniversitesi’nde kütüphanecilik yapıyor. İlgi alanları arasında tarih, bilimkurgu, Ortadoğu, çevre ve sürdürülebilirlik bulunuyor

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x