İsrail-İran Savaşı nasıl sona erebilir?

İsrail-İran savaşı hangi olası sonuçlara yol açabilir? Çatışmalar bölgesel bir savaşa dönüşebilir mi yoksa düşük yoğunluklu olarak uzun süre devam mı eder? Uluslararası toplumun diplomatik çabaları gerilimi düşürmeyi başarabilecek mi?

Orta Doğu’da, henüz tam adı konmasa da, uzun menzilli bir savaş patlak verdi. İsrail’in 13 Haziran’da İran’ın nükleer tesislerine ve füze üslerine düzenlediği saldırılarla başlayan savaş, iki ülke arasında karşılıklı saldırılarla devam ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’ın nükleer programını hedef alarak askerî kapasitesini zayıflatmayı amaçladıklarını ileri sürüyor. Ona göre İran’a karşı saldırıları “ne kadar sürerse sürsün” devam edecek. İran ise, İsrail topraklarına insansız hava araçları ve balistik füzeler fırlatarak misillemede bulunuyor. Tahran yönetiminin, gerilimi tırmandırabilecek başka misilleme seçeneklerinin de bulunduğu belirtiliyor. Bölgede daha fazla kan dökülmesinin olası hatta kaçınılmaz olduğu değerlendirilirken, uluslararası toplumdan gerilimin düşürülmesi ve çatışmanın sona ermesi için diplomatik yolların aranması çağrıları yükseliyor.

Peki, taraflar arasındaki yüksek gerilim ne gibi sonuçlara yol açabilir?

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde Savaş, Düzensiz Tehditler ve Terörizm Programı araştırmacısı Iselin Brady ile Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi kıdemli araştırmacısı ve Georgetown Üniversitesi Dışişleri Okulu profesörü Daniel Byman, Foreign Policy için kaleme aldıkları yazıda, çatışmanın olası yönlerini ve sonuçlarını değerlendirdi. Yazıdan öne çıkan bazı bölümleri aktarıyoruz:

1.İran kuyruğu dik tutar ve anlaşma arar

“Birinci olasılık, İran’ın İsrail’e dikkat çekici askerî saldırılar düzenlemesi, halkına “İsrail saldırganlığına gerektiği kadar karşılık verdiğini” ve “İsraillileri kan içinde bıraktığını” iddia etmesi, ancak kısa sürede ABD ve uluslararası ateşkes çabalarını kabul etmesi… Kısacası, yenilgiyi itiraf edemeyecekler ve prestiji kurtarmaya çalışacaklar.

İran’ın yakın müttefiki Lübnan Hizbullahı, Eylül ve Ekim aylarında İsrail’in gruba karşı düzenlediği harekâtın ardından benzer bir durumu kabul etmişti. Nitekim, İsrail’in bugün İran’da yürüttüğü harekât, bu çabayla birçok benzerlik taşıyor: Hizbullah’ın askerî altyapısına yönelik yıkıcı saldırılar düzenlendi, liderlere yönelik çok sayıda üst düzey suikast gerçekleştirildi. Bütün bunlar İsrail’in düşmanının istihbaratına derinlemesine sızdığını gösteriyor. Devasa bir roket cephaneliğine ve on binlerce silahlı savaşçıya sahip Hizbullah, etkili bir karşı saldırı başlatmadan, büyük ölçüde İsrail’in şartlarına göre ateşkesi kabul etti.

İran, 2024 yılındaki Hizbullah ile benzer bir duruma düşebilir. 2024’te İsrail’e yönelik SİHA ve füze saldırıları başarısızlıkla sonuçlandı ve başta Hizbullah olmak üzere önemli vekillerinin eski hallerinden eser kalmadı. Bu durum, bir zamanlar İran’ın güvendiği caydırıcılığının artık etkisiz olduğunu gösteriyor. İsrail’in askerî liderler ve nükleer bilim insanlarına gerçekleştirdiği yok edici saldırılar, İran liderliğini kargaşaya sürükleyerek füze saldırılarını koordine etmeyi ve temel kararları gerçek zamanlı olarak almasını zorlaştırabilir.

Tahran, üst düzey komutanları hızla değiştirdiğini açıklamış olsa da bu yeni liderliğin devam eden çatışma sırasında ne kadar etkili olacağı belirsiz. Ayrıca, İsrail’in yeni atanan komutanları ve onların yerine atananları da hedef alması muhtemel. İran elbette ateş altında teslim olmak istemeyecektir, ancak sürekli bombardımana maruz kalmaktansa hayatta kalmayı ve başka bir gün savaşmayı tercih edebilir.

2.İran direnir, İsrail geri adım atar

İkinci bir olasılık, İran’ın direnmesi ve hatta terörizm, İsrail’in savunmasını aşan birkaç füze veya başka yollarla İsrail’e bazı darbeler indirip uluslararası baskıların İsrail’i savaşı durdurmaya zorlamasıdır. Natanz ve diğer yerlerdeki nükleer tesisler hasar görse bile, İran nispeten hızlı bir şekilde onarım yapabilir.

Genel olarak, İsrail düşmanlarına saldırdığında, ABD ve önemli Avrupalı müttefiklerinden kısa süreli destek gelir; ancak bu ülkeler, İsrail saldırılarına devam etse bile, düşmanlıkların sona ermesini talep ederler. Fransa ve İngiltere, gerilimin azaltılması çağrısında bulundu. İsrail, Avrupalıların görüşlerini pek umursamıyor olabilir; zira onlar aylardır Gazze’deki düşmanlıkların da sona ermesini istiyorlar. Ancak İsrail ABD’nin, özellikle de Başkan Donald Trump’ın görüşlerini daha çok önemsiyor. Trump, Netanyahu’ya gerçek bir baskı uygularsa, İsrail, verdiği zararın şimdilik yeterli olduğunu umarak operasyonları kısa kesebilir.

3.Trump arabulucu olur ve İran taviz verir

İsrail’in geri adım atmasının verimli bir diplomasiye yol açıp açmayacağı belirsiz. Trump yönetimindeki ABD, İran’ın nükleer programı konusunda müzakereye dayalı bir anlaşma için bastırıyor. Masadaki teklif, Trump’ın 2018’de çekildiği Ortak Kapsamlı Eylem Planı ile benzerlik gösteriyor. İran, uranyum zenginleştirme konusundaki gerginlik devam etse de ülke liderlerinin açık desteğiyle müzakereleri ciddiye alıyordu. Trump, saldırıların ardından müzakerelere geri dönülmesi çağrısında bulundu.

Bu tür müzakereler Tahran için belirli bir cazibeye sahip: Ülkenin ekonomisi harap durumda ve yaptırımların azaltılması vaadi cazip. Ayrıca, İsrail’in yıkıcı kampanyasının ardından İran müzakere masasında daha az taviz verecektir. Ancak İsrail’in saldırıları karşısında bunu yapmak siyasi olarak daha zor. Trump, herhangi bir tavizi büyük bir zafer olarak ilan edecektir. İran ise baskı altında pes etmiş gibi görünecektir; ki öyle de olacaktır.

4.Savaş Orta Doğu’ya yayılır

Daha karanlık senaryolar da mümkün ve muhtemelen daha olası. Bunlardan biri, İsrail-İran savaşının bölgesel bir savaşa dönüşmesi.

İsrail saldırılarından önce İran, Orta Doğu’daki ABD tesislerine saldırmakla tehdit etmişti. Bu saldırılar gerçekleşirse, ABD’nin bombardımana katılma olasılığı çok daha yüksek olacaktır. ABD ile İsrail arasında uzun süredir devam eden güvenlik işbirliği ve ABD’nin İsrail’e hava savunması ve diğer alanlarda verdiği destek de İran’ı ABD’nin zaten kendisiyle savaşta olduğuna ikna edebilir. ABD saldırılara karıştığını reddetse de İran Washington’u İsrail’in askerî hazırlıklarını örtbas etmek için müzakereleri kullanarak suç ortağı olarak görebilir.

İsrail ve ABD yetkilileri, İran’ın anlaşmayı reddetmesinin askerî harekete yol açacağı konusunda uyarıda bulunmuş olsa da operasyonun başlamasından sadece birkaç saat önce Trump, ABD’nin diplomatik çözüme bağlı olduğunu ve saldırıların yakın olmadığını doğruladı. Tahran müzakereleri bir örtü olarak görürse, ABD hedeflerinin İran’ın “misilleme” olarak göreceği saldırılara maruz kalma riski artabilir.

ABD de kendi gerekçeleriyle de gerginliği tırmandırmaya gidebilir. ABD yetkilileri, İsrail’in işin yarısını zaten yaptığını ve ABD’nin işi bitirebileceğini, Fordo Nükleer Tesisi’ni derinlemesine nüfuz eden mühimmatla bombalayarak ve İsrail’in ilk saldırılarından sonra geriye kalanları hallederek işin geri kalanını tamamlayabileceğini düşünebilir.

İran Irak, Lübnan, Yemen ve diğer yerlerdeki vekillerinden İsrail’e saldırmak için ellerinden geleni yapmalarını isteyecektir ve ABD herhangi bir nedenle çatışmaya girerse, ABD hedeflerini de listelerine ekleyebilirler. Böylece ABD, Yemen (ABD öncülüğündeki Husilere karşı yürütülen Rough Rider Operasyonu’nun ateşkesle sonuçlanmasının ardından cazip olmayan bir seçenek), Irak ve diğer yerlerdeki hedefleri saldırıya uğratabilir. İran, geçmişte dünya çapında saldırı düzenleme kabiliyetini kanıtlamış olduğundan, uluslararası terörizmi de kullanabilir.

Şu anda düşük bir olasılık olsa da, ABD’nin Arap müttefiklerinin de savaşa dahil olması mümkün. Ürdün Silahlı Kuvvetleri, 13 Haziran’da hava sahasına giren İran füzeleri ve insansız hava araçlarını önlediğini bildirdi. Bu olay, ülkenin 2024’te İsrail’e fırlatılan İran füzelerini önlemesine benzer. Ürdün’ün eylemleri meşru müdafaa olarak nitelendirilebilir, ancak ABD’nin müdahalesi halinde, ABD’nin bölgedeki üslerini kullanması veya bunlardan yararlanması olasıdır.

5.Düşük yoğunluklu çatışmalar uzun süre devam eder

Son olasılık ise savaşın hiç bitmemesidir, en azından resmî olarak. İsrail’in yoğun saldırıları bir noktada durabilir ancak daha düşük düzeyde bir çatışma aylarca devam edebilir. İsrail, İran’a ara sıra füze veya hava saldırıları düzenleyebilir, İran’da suikast ve sabotaj eylemleri gerçekleştirebilir. İran da zaman zaman İsrail’e salvo atışlarında bulunabilir, terör eylemleri ve diğer misilleme girişimlerinde bulunabilir. Bu tam anlamıyla bir savaş olmaz ama bir barış durumu hiç söz konusu olmaz.

Sürekli karşılıklı saldırı ve misillemelerin ortasında İran, silah kontrol taahhütleri ve uluslararası denetimlerin dışında, İsrail saldırılarını gerekçe göstererek gizli bir nükleer program geliştirebilir. İsrail, zenginleştirilmiş uranyumun depolandığı üç yeri de vurmazsa, bu görev Tahran için zor olmayacaktır.

Elbette, bunların kombinasyonları da mümkün. Benzer şekilde, ABD’nin arabuluculuğunda bir ateşkes, daha büyük bir nükleer anlaşmaya doğru atılan ilk adım olabilir. İran kısa vadede taviz verebilir, ancak intikamın en iyi soğuk servis edildiğine inanarak, önümüzdeki aylarda misilleme olarak terörist saldırılar düzenleyebilir ve böylece sonsuza kadar sürecek bir savaşı kabul edebilir.”

Bu yazı ilk kez 17 Haziran 2025’te yayımlanmıştır.

Iselin Brady ile Daniel Byman’ın Foreign Policy’de yayınlanan “How the Israel-Iran War Might End” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.” https://foreignpolicy.com/2025/06/13/israel-iran-war-netanyahu-us-scenarios/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

İsrail-İran Savaşı nasıl sona erebilir?

İsrail-İran savaşı hangi olası sonuçlara yol açabilir? Çatışmalar bölgesel bir savaşa dönüşebilir mi yoksa düşük yoğunluklu olarak uzun süre devam mı eder? Uluslararası toplumun diplomatik çabaları gerilimi düşürmeyi başarabilecek mi?

Orta Doğu’da, henüz tam adı konmasa da, uzun menzilli bir savaş patlak verdi. İsrail’in 13 Haziran’da İran’ın nükleer tesislerine ve füze üslerine düzenlediği saldırılarla başlayan savaş, iki ülke arasında karşılıklı saldırılarla devam ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’ın nükleer programını hedef alarak askerî kapasitesini zayıflatmayı amaçladıklarını ileri sürüyor. Ona göre İran’a karşı saldırıları “ne kadar sürerse sürsün” devam edecek. İran ise, İsrail topraklarına insansız hava araçları ve balistik füzeler fırlatarak misillemede bulunuyor. Tahran yönetiminin, gerilimi tırmandırabilecek başka misilleme seçeneklerinin de bulunduğu belirtiliyor. Bölgede daha fazla kan dökülmesinin olası hatta kaçınılmaz olduğu değerlendirilirken, uluslararası toplumdan gerilimin düşürülmesi ve çatışmanın sona ermesi için diplomatik yolların aranması çağrıları yükseliyor.

Peki, taraflar arasındaki yüksek gerilim ne gibi sonuçlara yol açabilir?

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde Savaş, Düzensiz Tehditler ve Terörizm Programı araştırmacısı Iselin Brady ile Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi kıdemli araştırmacısı ve Georgetown Üniversitesi Dışişleri Okulu profesörü Daniel Byman, Foreign Policy için kaleme aldıkları yazıda, çatışmanın olası yönlerini ve sonuçlarını değerlendirdi. Yazıdan öne çıkan bazı bölümleri aktarıyoruz:

1.İran kuyruğu dik tutar ve anlaşma arar

“Birinci olasılık, İran’ın İsrail’e dikkat çekici askerî saldırılar düzenlemesi, halkına “İsrail saldırganlığına gerektiği kadar karşılık verdiğini” ve “İsraillileri kan içinde bıraktığını” iddia etmesi, ancak kısa sürede ABD ve uluslararası ateşkes çabalarını kabul etmesi… Kısacası, yenilgiyi itiraf edemeyecekler ve prestiji kurtarmaya çalışacaklar.

İran’ın yakın müttefiki Lübnan Hizbullahı, Eylül ve Ekim aylarında İsrail’in gruba karşı düzenlediği harekâtın ardından benzer bir durumu kabul etmişti. Nitekim, İsrail’in bugün İran’da yürüttüğü harekât, bu çabayla birçok benzerlik taşıyor: Hizbullah’ın askerî altyapısına yönelik yıkıcı saldırılar düzenlendi, liderlere yönelik çok sayıda üst düzey suikast gerçekleştirildi. Bütün bunlar İsrail’in düşmanının istihbaratına derinlemesine sızdığını gösteriyor. Devasa bir roket cephaneliğine ve on binlerce silahlı savaşçıya sahip Hizbullah, etkili bir karşı saldırı başlatmadan, büyük ölçüde İsrail’in şartlarına göre ateşkesi kabul etti.

İran, 2024 yılındaki Hizbullah ile benzer bir duruma düşebilir. 2024’te İsrail’e yönelik SİHA ve füze saldırıları başarısızlıkla sonuçlandı ve başta Hizbullah olmak üzere önemli vekillerinin eski hallerinden eser kalmadı. Bu durum, bir zamanlar İran’ın güvendiği caydırıcılığının artık etkisiz olduğunu gösteriyor. İsrail’in askerî liderler ve nükleer bilim insanlarına gerçekleştirdiği yok edici saldırılar, İran liderliğini kargaşaya sürükleyerek füze saldırılarını koordine etmeyi ve temel kararları gerçek zamanlı olarak almasını zorlaştırabilir.

Tahran, üst düzey komutanları hızla değiştirdiğini açıklamış olsa da bu yeni liderliğin devam eden çatışma sırasında ne kadar etkili olacağı belirsiz. Ayrıca, İsrail’in yeni atanan komutanları ve onların yerine atananları da hedef alması muhtemel. İran elbette ateş altında teslim olmak istemeyecektir, ancak sürekli bombardımana maruz kalmaktansa hayatta kalmayı ve başka bir gün savaşmayı tercih edebilir.

2.İran direnir, İsrail geri adım atar

İkinci bir olasılık, İran’ın direnmesi ve hatta terörizm, İsrail’in savunmasını aşan birkaç füze veya başka yollarla İsrail’e bazı darbeler indirip uluslararası baskıların İsrail’i savaşı durdurmaya zorlamasıdır. Natanz ve diğer yerlerdeki nükleer tesisler hasar görse bile, İran nispeten hızlı bir şekilde onarım yapabilir.

Genel olarak, İsrail düşmanlarına saldırdığında, ABD ve önemli Avrupalı müttefiklerinden kısa süreli destek gelir; ancak bu ülkeler, İsrail saldırılarına devam etse bile, düşmanlıkların sona ermesini talep ederler. Fransa ve İngiltere, gerilimin azaltılması çağrısında bulundu. İsrail, Avrupalıların görüşlerini pek umursamıyor olabilir; zira onlar aylardır Gazze’deki düşmanlıkların da sona ermesini istiyorlar. Ancak İsrail ABD’nin, özellikle de Başkan Donald Trump’ın görüşlerini daha çok önemsiyor. Trump, Netanyahu’ya gerçek bir baskı uygularsa, İsrail, verdiği zararın şimdilik yeterli olduğunu umarak operasyonları kısa kesebilir.

3.Trump arabulucu olur ve İran taviz verir

İsrail’in geri adım atmasının verimli bir diplomasiye yol açıp açmayacağı belirsiz. Trump yönetimindeki ABD, İran’ın nükleer programı konusunda müzakereye dayalı bir anlaşma için bastırıyor. Masadaki teklif, Trump’ın 2018’de çekildiği Ortak Kapsamlı Eylem Planı ile benzerlik gösteriyor. İran, uranyum zenginleştirme konusundaki gerginlik devam etse de ülke liderlerinin açık desteğiyle müzakereleri ciddiye alıyordu. Trump, saldırıların ardından müzakerelere geri dönülmesi çağrısında bulundu.

Bu tür müzakereler Tahran için belirli bir cazibeye sahip: Ülkenin ekonomisi harap durumda ve yaptırımların azaltılması vaadi cazip. Ayrıca, İsrail’in yıkıcı kampanyasının ardından İran müzakere masasında daha az taviz verecektir. Ancak İsrail’in saldırıları karşısında bunu yapmak siyasi olarak daha zor. Trump, herhangi bir tavizi büyük bir zafer olarak ilan edecektir. İran ise baskı altında pes etmiş gibi görünecektir; ki öyle de olacaktır.

4.Savaş Orta Doğu’ya yayılır

Daha karanlık senaryolar da mümkün ve muhtemelen daha olası. Bunlardan biri, İsrail-İran savaşının bölgesel bir savaşa dönüşmesi.

İsrail saldırılarından önce İran, Orta Doğu’daki ABD tesislerine saldırmakla tehdit etmişti. Bu saldırılar gerçekleşirse, ABD’nin bombardımana katılma olasılığı çok daha yüksek olacaktır. ABD ile İsrail arasında uzun süredir devam eden güvenlik işbirliği ve ABD’nin İsrail’e hava savunması ve diğer alanlarda verdiği destek de İran’ı ABD’nin zaten kendisiyle savaşta olduğuna ikna edebilir. ABD saldırılara karıştığını reddetse de İran Washington’u İsrail’in askerî hazırlıklarını örtbas etmek için müzakereleri kullanarak suç ortağı olarak görebilir.

İsrail ve ABD yetkilileri, İran’ın anlaşmayı reddetmesinin askerî harekete yol açacağı konusunda uyarıda bulunmuş olsa da operasyonun başlamasından sadece birkaç saat önce Trump, ABD’nin diplomatik çözüme bağlı olduğunu ve saldırıların yakın olmadığını doğruladı. Tahran müzakereleri bir örtü olarak görürse, ABD hedeflerinin İran’ın “misilleme” olarak göreceği saldırılara maruz kalma riski artabilir.

ABD de kendi gerekçeleriyle de gerginliği tırmandırmaya gidebilir. ABD yetkilileri, İsrail’in işin yarısını zaten yaptığını ve ABD’nin işi bitirebileceğini, Fordo Nükleer Tesisi’ni derinlemesine nüfuz eden mühimmatla bombalayarak ve İsrail’in ilk saldırılarından sonra geriye kalanları hallederek işin geri kalanını tamamlayabileceğini düşünebilir.

İran Irak, Lübnan, Yemen ve diğer yerlerdeki vekillerinden İsrail’e saldırmak için ellerinden geleni yapmalarını isteyecektir ve ABD herhangi bir nedenle çatışmaya girerse, ABD hedeflerini de listelerine ekleyebilirler. Böylece ABD, Yemen (ABD öncülüğündeki Husilere karşı yürütülen Rough Rider Operasyonu’nun ateşkesle sonuçlanmasının ardından cazip olmayan bir seçenek), Irak ve diğer yerlerdeki hedefleri saldırıya uğratabilir. İran, geçmişte dünya çapında saldırı düzenleme kabiliyetini kanıtlamış olduğundan, uluslararası terörizmi de kullanabilir.

Şu anda düşük bir olasılık olsa da, ABD’nin Arap müttefiklerinin de savaşa dahil olması mümkün. Ürdün Silahlı Kuvvetleri, 13 Haziran’da hava sahasına giren İran füzeleri ve insansız hava araçlarını önlediğini bildirdi. Bu olay, ülkenin 2024’te İsrail’e fırlatılan İran füzelerini önlemesine benzer. Ürdün’ün eylemleri meşru müdafaa olarak nitelendirilebilir, ancak ABD’nin müdahalesi halinde, ABD’nin bölgedeki üslerini kullanması veya bunlardan yararlanması olasıdır.

5.Düşük yoğunluklu çatışmalar uzun süre devam eder

Son olasılık ise savaşın hiç bitmemesidir, en azından resmî olarak. İsrail’in yoğun saldırıları bir noktada durabilir ancak daha düşük düzeyde bir çatışma aylarca devam edebilir. İsrail, İran’a ara sıra füze veya hava saldırıları düzenleyebilir, İran’da suikast ve sabotaj eylemleri gerçekleştirebilir. İran da zaman zaman İsrail’e salvo atışlarında bulunabilir, terör eylemleri ve diğer misilleme girişimlerinde bulunabilir. Bu tam anlamıyla bir savaş olmaz ama bir barış durumu hiç söz konusu olmaz.

Sürekli karşılıklı saldırı ve misillemelerin ortasında İran, silah kontrol taahhütleri ve uluslararası denetimlerin dışında, İsrail saldırılarını gerekçe göstererek gizli bir nükleer program geliştirebilir. İsrail, zenginleştirilmiş uranyumun depolandığı üç yeri de vurmazsa, bu görev Tahran için zor olmayacaktır.

Elbette, bunların kombinasyonları da mümkün. Benzer şekilde, ABD’nin arabuluculuğunda bir ateşkes, daha büyük bir nükleer anlaşmaya doğru atılan ilk adım olabilir. İran kısa vadede taviz verebilir, ancak intikamın en iyi soğuk servis edildiğine inanarak, önümüzdeki aylarda misilleme olarak terörist saldırılar düzenleyebilir ve böylece sonsuza kadar sürecek bir savaşı kabul edebilir.”

Bu yazı ilk kez 17 Haziran 2025’te yayımlanmıştır.

Iselin Brady ile Daniel Byman’ın Foreign Policy’de yayınlanan “How the Israel-Iran War Might End” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.” https://foreignpolicy.com/2025/06/13/israel-iran-war-netanyahu-us-scenarios/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x