Kamala Harris seçilirse nasıl bir dış politika yönetecek?

Joe Biden’ın çekilmesiyle ABD’nin ilk Afro-Amerikalı-Asyalı Kadın başkanı olma yolu açılan Kamala Harris’in dış politika yaklaşımı nasıl olacak? Netanyahu’ya karşı Filistinlileri desteklemeyi sürdürecek mi? Ukrayna’ya desteğe devam edecek mi? Çin ve İran’a karşı daha yumuşak mı yaklaşacak? Ve en önemlisi nasıl bir Türkiye politikası benimseyecek?

ABD’de Kasım ayında yapılacak seçimler öncesi adaylardan Donald Trump’a düzenlenen suikast girişimi onu değil, Joe Biden’ı siyaseten bitirdi. Biden’ın yerine önerdiği Başkan Yardımcı Kamala Harris, genelde dış politikada acemi olarak biliniyor ve nasıl bir dış siyaset izleyeceği merak ediliyor.

Politico ve National yazarları Harris’in senatör ve başkan yardımcısıyken açıklamaları ve tutumlarını derleyerek Harris’in Türkiye dahil, çeşitli konulardaki dış politika tutumuna dair izleri takip etti.

İki yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Kasım ayında başkan seçilmesi halinde, Başkan Yardımcısı Kamala Harris, senatör olarak görev yaptığı ve başkan yardımcısı olduğu dönemle tanımlanan bir dış politika siciliyle göreve başlayacak.

Harris çoğu alanda Başkan Joe Biden’ın dış politika hedeflerinin çoğunu devam ettirecektir. Harris yönetimi muhtemelen Ukrayna’nın savaş çabalarına güçlü bir destek sunacak ve Çin’in jeopolitik yükselişi karşısında Asya ve Pasifik’teki ittifakları derinleştirme girişimlerini sürdürecektir. Ayrıca ABD’nin İsrail’e ve Orta Doğu’daki diğer müttefiklerine güçlü destek vermeyi sürdürmesi de muhtemel.

Ancak İsrail’in Hamas’a karşı yürüttüğü savaşla ilgili olarak Harris, Filistinlilerin kötü durumuna daha sempatik yaklaşıyor ki, bu da Arap-Amerikalı seçmenleri ve Biden’ın İsrail’in Gazze’deki savaş çabalarına verdiği destekten rahatsız olan diğerlerini yatıştırabilecek bir duruş.

Senatörken nasıl bir duruş sergilemişti?

Senatör olarak Harris, ABD’nin Orta Doğu’daki askerî varlığı konusunda Biden’dan daha yumuşak bir duruş sergiledi. Ancak Suudi Arabistan, Hindistan ve Türkiye’ye karşı sert tutumu, Orta Doğu ve Asya’daki müttefikleriyle olan ilişkilerini de zorlaştırabilir.

Harris, senatör olmadan önce kariyerinin büyük bir bölümünü hukukçu olarak geçirdi. Başkan yardımcılığına nispeten az dış politika deneyimiyle geldi ve bu da onu danışmanlarına bağımlı kıldı.

Bununla birlikte, senatör ve başkan yardımcısı olarak sicili, Harris yönetiminin en önemli jeopolitik zorluklara nasıl farklı yaklaşabileceğine ve yakın çevresinin onun eksikliklerini nasıl tamamlamaya çalışacağına dair bir pencere sunuyor.

Harris, dünya toplantılarında başkanın vekili olarak devreye girdi. Biden’ın yerine 2023 ASEAN zirvesine katıldı. Avrupalı müttefikler için daha da önemlisi, Harris 2022’de yıllık Münih Güvenlik Konferansı’nda Biden’a vekalet etti ve Rusya işgal etmeye hazırlanırken Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’ye destek verdi. Aynı desteği 2023’te Zelenski savaş alanında savaşırken tekrarladı.

İşte Harris’in dış politikası hakkında bilmeniz gerekenler:

Senatör olarak geçirdiği dönem

Senato’da geçirdiği dört yıl boyunca Senato İstihbarat ve İç Güvenlik komitelerinin üyesi olan Harris, bu hassas komitelerin çalışmalarına yaklaşımıyla takdir topladı. Harris ayrıca senatör olarak 2017 ve 2018 yıllarında Afganistan, Irak, Ürdün ve İsrail’i ziyaret ederek çok sayıda uluslararası geziye katıldı.

Üst düzey danışmanları

Başkan yardımcısı olarak Harris’in ulusal güvenlik danışmanı, Obama ve Clinton yönetimlerinde görev yapmış olan Philip Gordon’dur. Gordon aslen Harris’in ulusal güvenlik danışman yardımcısıydı ve Clinton Ulusal Güvenlik Konseyi mezunlarından Nancy McEldowney’in yerini aldı. Avrupa uzmanı olan Gordon aynı zamanda geniş bir Orta Doğu deneyimine de sahip.

Harris’in ulusal güvenlik danışman yardımcısı Rebecca Lissner, Ulusal Güvenlik Konseyi’nde eski bir planlama yetkilisi ve yönetimin Ulusal Güvenlik Stratejisi’nin oluşturulmasını denetledi.

Trump ve aday adayı Senatör JD Vance’in (R-Ohio) aksine Harris’in üst düzey ulusal güvenlik çalışanları “gelenekçi” ve “uluslararasıcı”.

Rusya ve Ukrayna

Biden gibi Harris de Ukrayna’ya Rusya’ya karşı savunmasında güçlü bir destek verdi ve bu politikayı büyük ölçüde sürdürmesi bekleniyor. Haziran ayında Harris, Zelenski ile altıncı görüşmesini yaptığı Ukrayna’da Barış Zirvesi’nde ABD’yi temsil etti. Harris, Kiev’i destekleme konusunda transatlantik işbirliğine güçlü destek verdiğini dile getirdi.

Harris bu yıl NBC News’e verdiği bir mülakatta Ukrayna’nın savaş sürerken Washington’un desteğine güvenmeye devam edebileceğini söyledi. Harris, “Ukrayna’nın desteğimize ihtiyacı var,” dedi. “Ve biz de bunu vermeliyiz.”

Harris aynı zamanda Vladimir Putin’i de sert bir şekilde eleştirerek Rus muhalefet lideri Alexei Navalny’nin ölümünden Putin’i sorumlu tuttu. Rusya’nın Ukraynalı sivillere yönelik saldırılarını “insanlığa karşı işlenen suçlar” olarak eleştirdi ve Moskova’daki yetkilileri sorumlu tutma sözü verdi.

Harris son olarak Trump’ı seçim kampanyası sırasında ABD’yi NATO’dan çıkaracağına dair daha önce yaptığı açıklamalar nedeniyle eleştirdi.

Harris 11 Temmuz’da Kuzey Carolina’da düzenlenen bir kampanya etkinliğinde “Donald Trump Putin’i kucakladı” dedi. “Bu sadece bugün olmuyor. Trump, NATO’yu terk etmekle tehdit edip Putin’i müttefiklerimizi işgal etmeye teşvik ettikçe bu gerçekleşiyor.”

Orta Doğu

Harris, Demokrat Parti’nin İsrail’e güçlü destek veren tutumuyla aynı çizgide ve muhtemelen olmaya da devam edecek. Ancak Filistinlilerin içinde bulunduğu kötü duruma ve insan haklarına da odaklanmış görünüyor.

Chatham House Orta Doğu ve Kuzey Afrika Programı Direktörü Sanam Vakil, The National’a yaptığı açıklamada, “ABD’nin İsrail’e verdiği kararlı desteği sürdürecek ancak Filistin konusunda daha sempatik olabilir” dedi.

Eşi Douglas Harris bir Yahudi olan ve Amerikalı Yahudi toplumunun çeşitli toplantılarında görünen Kamala Harris, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve ABD’nin güvenlik yardımının devam etmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca Gazze’deki militan gruplar tarafından tutulan rehinelerin serbest bırakılması çağrısında da bulunmuştu.

Buna karşılık Harris iki devletli çözümü desteklemiş, ilhaka karşı çıkmış ve Batı Şeria’daki yerleşimci şiddetini kınamıştı. Harris senatörlüğü sırasında İsrail ile Orta Doğu’nun Arap ülkeleri ile yumuşama sürecini başlatan Abraham Anlaşmalarını destekledi.

Başkan yardımcısı olarak Harris, İsrail’in Hamas’a karşı savaşında sivil ölü sayısı arttıkça Biden yönetiminin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı daha güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini açıkça ifade etti. Harris, Mart ayında acil bir geçici ateşkes çağrısında bulunan yönetimdeki ilk yüksek profilli liderlerden biri olarak ortaya çıktı. O dönemde İsrail’in Gazze Şeridi’ne yardım akışına yönelik tutumunu üst düzey bir lider tarafından en sert şekilde eleştiren Harris, çatışmayı masum siviller için bir “insani felaket” olarak tanımladı.

Harris, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın bir destekçisi değil ve onu defalarca savaş suçlusu olarak nitelemişti. Ama 2019 yılında Suriye lideriyle görüştü ve bu nedenle şiddetle eleştirildi.

Harris, Türkiye’nin Suriye’nin Kürt bölgelerine harekat başlatmasından hemen önce, 2019 yılında Amerikan askerlerini Suriye’nin kuzeydoğusundan çekmesi nedeniyle Trump’ı kınamıştı. Harris, bunun IŞİD’e karşı ABD liderliğindeki mücadeleye destek veren Kürt güçlerine destek verilmediğini gösterdiğini söyledi.

Harris, Tahran’ın nükleer programını dizginlemek için 2015 yılında İran ile imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı anlaşmasını destekledi. Ocak 2020’de İranlı üst düzey general Kasım Süleymani’ye yönelik askerî saldırıyı kınadı ve İranlı liderlere ve hedeflere yönelik askeri eylemlere son verilmesi yönündeki (ama başarısız olan) yasa taslağını destekledi.

Harris ayrıca, Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltında öldürülmesinin ardından 2022’deki hükümet karşıtı hareket de dahil olmak üzere, İran’ın protestoları şiddetle bastırarak insan haklarını ihlal etmesini de defalarca eleştirdi. O dönemde Harris, “İran’daki herkes ifade ve toplanma özgürlüğü hakkına sahip olmalıdır ve İran, sadece temel özgürlüklerini kullandıkları için kendi vatandaşlarına karşı şiddet kullanımına son vermelidir” demişti.

Harris, Suudi Arabistan konusunda ise Yemen iç savaşındaki rolü ve Suudi gazeteci ve Washington Post köşe yazarı Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi nedeniyle Riyad’a silah satışını ve askerî yardımı kısıtlayan yasayı destekledi.

Harris ayrıca NATO üyesi Türkiye ile Ermenistan arasında bir asırdır gerginlik kaynağı olan Ermeni soykırımının anılmasına yönelik yasayı da destekledi.

Asya

Harris başkan seçilirse muhtemelen Biden yönetiminin Çin’e yönelik sert politikasını sürdürecektir.

Senatörken Trump’ın Pekin’e yaklaşımını eleştirmiş, 2020’deki başkan yardımcılığı münazarasında Başkan Yardımcısı Mike Pence’e Trump’ın “ticaret savaşını kaybettiğini” ve gümrük tarifelerinin ABD-Çin ilişkilerini yeniden dengelemeden Amerikan ekonomisine zarar verdiğini söylemişti. Ancak diğer yönetim yetkilileri gibi Harris de Batı ekonomilerinin Çin’e olan bağımlılığını azaltmayı teşvik eden bir politika olan Pekin’e karşı “riskten arınmayı” savundu.

Harris geçen yıl CBS’e verdiği bir mülakatta, “Bu çekilmekle ilgili değil, ama Amerikan çıkarlarını koruduğumuzdan ve başkalarının kurallarına uymak yerine yolun kuralları açısından lider olduğumuzdan emin olmakla ilgili” dedi.

Bir Harris yönetimi, özellikle Çin’in artan askerî tehditlerinin ardından, kendi kendini yöneten adaya gayri resmî desteğini muhtemelen sürdürecektir. Eylül 2022’de “uzun süredir devam eden politikamızla tutarlı olarak Tayvan’ın kendini savunmasını desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

Harris, Trump’ın Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’a yönelik sempati atağına karşı çıktı ve Trump yönetimini Pyonyang’ın nükleer tehditlerini dizginlemek için yeterince çaba göstermemekle eleştirdi.

Annesi Hintli olan Harris, senatör olarak Hindistan hükümetini de düzenli olarak eleştirdi ve Keşmir diasporası üyeleriyle bir araya geldi. Harris ile Narendra Modi hükümeti arasındaki bağlar, Modi’nin 2023’te Washington’a yapacağı bir devlet ziyareti sırasında Harris’i övmesiyle yumuşamış görünüyor.”

Bu yazı ilk kez 6 Ağustos 2024’te yayımlanmıştır.

Eric Bazail-Eimil, Joe Gould, Miles J. Herszenhorn ve Phelim Kine’nın Politico’da yayınlanan “What a Kamala Harris foreign policy could look like” başlıklı yazısıyla, The National’da imzasız yayınlanan “How does Kamala Harris view the Middle East?” başlıklı yazılarından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazıların orijinallerine aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz.

https://www.politico.com/news/2024/07/21/kamala-harris-foreign-policy-00170143

https://www.thenationalnews.com/news/us/2024/07/22/how-does-kamala-harris-view-the-middle-east/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Kamala Harris seçilirse nasıl bir dış politika yönetecek?

Joe Biden’ın çekilmesiyle ABD’nin ilk Afro-Amerikalı-Asyalı Kadın başkanı olma yolu açılan Kamala Harris’in dış politika yaklaşımı nasıl olacak? Netanyahu’ya karşı Filistinlileri desteklemeyi sürdürecek mi? Ukrayna’ya desteğe devam edecek mi? Çin ve İran’a karşı daha yumuşak mı yaklaşacak? Ve en önemlisi nasıl bir Türkiye politikası benimseyecek?

ABD’de Kasım ayında yapılacak seçimler öncesi adaylardan Donald Trump’a düzenlenen suikast girişimi onu değil, Joe Biden’ı siyaseten bitirdi. Biden’ın yerine önerdiği Başkan Yardımcı Kamala Harris, genelde dış politikada acemi olarak biliniyor ve nasıl bir dış siyaset izleyeceği merak ediliyor.

Politico ve National yazarları Harris’in senatör ve başkan yardımcısıyken açıklamaları ve tutumlarını derleyerek Harris’in Türkiye dahil, çeşitli konulardaki dış politika tutumuna dair izleri takip etti.

İki yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Kasım ayında başkan seçilmesi halinde, Başkan Yardımcısı Kamala Harris, senatör olarak görev yaptığı ve başkan yardımcısı olduğu dönemle tanımlanan bir dış politika siciliyle göreve başlayacak.

Harris çoğu alanda Başkan Joe Biden’ın dış politika hedeflerinin çoğunu devam ettirecektir. Harris yönetimi muhtemelen Ukrayna’nın savaş çabalarına güçlü bir destek sunacak ve Çin’in jeopolitik yükselişi karşısında Asya ve Pasifik’teki ittifakları derinleştirme girişimlerini sürdürecektir. Ayrıca ABD’nin İsrail’e ve Orta Doğu’daki diğer müttefiklerine güçlü destek vermeyi sürdürmesi de muhtemel.

Ancak İsrail’in Hamas’a karşı yürüttüğü savaşla ilgili olarak Harris, Filistinlilerin kötü durumuna daha sempatik yaklaşıyor ki, bu da Arap-Amerikalı seçmenleri ve Biden’ın İsrail’in Gazze’deki savaş çabalarına verdiği destekten rahatsız olan diğerlerini yatıştırabilecek bir duruş.

Senatörken nasıl bir duruş sergilemişti?

Senatör olarak Harris, ABD’nin Orta Doğu’daki askerî varlığı konusunda Biden’dan daha yumuşak bir duruş sergiledi. Ancak Suudi Arabistan, Hindistan ve Türkiye’ye karşı sert tutumu, Orta Doğu ve Asya’daki müttefikleriyle olan ilişkilerini de zorlaştırabilir.

Harris, senatör olmadan önce kariyerinin büyük bir bölümünü hukukçu olarak geçirdi. Başkan yardımcılığına nispeten az dış politika deneyimiyle geldi ve bu da onu danışmanlarına bağımlı kıldı.

Bununla birlikte, senatör ve başkan yardımcısı olarak sicili, Harris yönetiminin en önemli jeopolitik zorluklara nasıl farklı yaklaşabileceğine ve yakın çevresinin onun eksikliklerini nasıl tamamlamaya çalışacağına dair bir pencere sunuyor.

Harris, dünya toplantılarında başkanın vekili olarak devreye girdi. Biden’ın yerine 2023 ASEAN zirvesine katıldı. Avrupalı müttefikler için daha da önemlisi, Harris 2022’de yıllık Münih Güvenlik Konferansı’nda Biden’a vekalet etti ve Rusya işgal etmeye hazırlanırken Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’ye destek verdi. Aynı desteği 2023’te Zelenski savaş alanında savaşırken tekrarladı.

İşte Harris’in dış politikası hakkında bilmeniz gerekenler:

Senatör olarak geçirdiği dönem

Senato’da geçirdiği dört yıl boyunca Senato İstihbarat ve İç Güvenlik komitelerinin üyesi olan Harris, bu hassas komitelerin çalışmalarına yaklaşımıyla takdir topladı. Harris ayrıca senatör olarak 2017 ve 2018 yıllarında Afganistan, Irak, Ürdün ve İsrail’i ziyaret ederek çok sayıda uluslararası geziye katıldı.

Üst düzey danışmanları

Başkan yardımcısı olarak Harris’in ulusal güvenlik danışmanı, Obama ve Clinton yönetimlerinde görev yapmış olan Philip Gordon’dur. Gordon aslen Harris’in ulusal güvenlik danışman yardımcısıydı ve Clinton Ulusal Güvenlik Konseyi mezunlarından Nancy McEldowney’in yerini aldı. Avrupa uzmanı olan Gordon aynı zamanda geniş bir Orta Doğu deneyimine de sahip.

Harris’in ulusal güvenlik danışman yardımcısı Rebecca Lissner, Ulusal Güvenlik Konseyi’nde eski bir planlama yetkilisi ve yönetimin Ulusal Güvenlik Stratejisi’nin oluşturulmasını denetledi.

Trump ve aday adayı Senatör JD Vance’in (R-Ohio) aksine Harris’in üst düzey ulusal güvenlik çalışanları “gelenekçi” ve “uluslararasıcı”.

Rusya ve Ukrayna

Biden gibi Harris de Ukrayna’ya Rusya’ya karşı savunmasında güçlü bir destek verdi ve bu politikayı büyük ölçüde sürdürmesi bekleniyor. Haziran ayında Harris, Zelenski ile altıncı görüşmesini yaptığı Ukrayna’da Barış Zirvesi’nde ABD’yi temsil etti. Harris, Kiev’i destekleme konusunda transatlantik işbirliğine güçlü destek verdiğini dile getirdi.

Harris bu yıl NBC News’e verdiği bir mülakatta Ukrayna’nın savaş sürerken Washington’un desteğine güvenmeye devam edebileceğini söyledi. Harris, “Ukrayna’nın desteğimize ihtiyacı var,” dedi. “Ve biz de bunu vermeliyiz.”

Harris aynı zamanda Vladimir Putin’i de sert bir şekilde eleştirerek Rus muhalefet lideri Alexei Navalny’nin ölümünden Putin’i sorumlu tuttu. Rusya’nın Ukraynalı sivillere yönelik saldırılarını “insanlığa karşı işlenen suçlar” olarak eleştirdi ve Moskova’daki yetkilileri sorumlu tutma sözü verdi.

Harris son olarak Trump’ı seçim kampanyası sırasında ABD’yi NATO’dan çıkaracağına dair daha önce yaptığı açıklamalar nedeniyle eleştirdi.

Harris 11 Temmuz’da Kuzey Carolina’da düzenlenen bir kampanya etkinliğinde “Donald Trump Putin’i kucakladı” dedi. “Bu sadece bugün olmuyor. Trump, NATO’yu terk etmekle tehdit edip Putin’i müttefiklerimizi işgal etmeye teşvik ettikçe bu gerçekleşiyor.”

Orta Doğu

Harris, Demokrat Parti’nin İsrail’e güçlü destek veren tutumuyla aynı çizgide ve muhtemelen olmaya da devam edecek. Ancak Filistinlilerin içinde bulunduğu kötü duruma ve insan haklarına da odaklanmış görünüyor.

Chatham House Orta Doğu ve Kuzey Afrika Programı Direktörü Sanam Vakil, The National’a yaptığı açıklamada, “ABD’nin İsrail’e verdiği kararlı desteği sürdürecek ancak Filistin konusunda daha sempatik olabilir” dedi.

Eşi Douglas Harris bir Yahudi olan ve Amerikalı Yahudi toplumunun çeşitli toplantılarında görünen Kamala Harris, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve ABD’nin güvenlik yardımının devam etmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca Gazze’deki militan gruplar tarafından tutulan rehinelerin serbest bırakılması çağrısında da bulunmuştu.

Buna karşılık Harris iki devletli çözümü desteklemiş, ilhaka karşı çıkmış ve Batı Şeria’daki yerleşimci şiddetini kınamıştı. Harris senatörlüğü sırasında İsrail ile Orta Doğu’nun Arap ülkeleri ile yumuşama sürecini başlatan Abraham Anlaşmalarını destekledi.

Başkan yardımcısı olarak Harris, İsrail’in Hamas’a karşı savaşında sivil ölü sayısı arttıkça Biden yönetiminin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı daha güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini açıkça ifade etti. Harris, Mart ayında acil bir geçici ateşkes çağrısında bulunan yönetimdeki ilk yüksek profilli liderlerden biri olarak ortaya çıktı. O dönemde İsrail’in Gazze Şeridi’ne yardım akışına yönelik tutumunu üst düzey bir lider tarafından en sert şekilde eleştiren Harris, çatışmayı masum siviller için bir “insani felaket” olarak tanımladı.

Harris, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın bir destekçisi değil ve onu defalarca savaş suçlusu olarak nitelemişti. Ama 2019 yılında Suriye lideriyle görüştü ve bu nedenle şiddetle eleştirildi.

Harris, Türkiye’nin Suriye’nin Kürt bölgelerine harekat başlatmasından hemen önce, 2019 yılında Amerikan askerlerini Suriye’nin kuzeydoğusundan çekmesi nedeniyle Trump’ı kınamıştı. Harris, bunun IŞİD’e karşı ABD liderliğindeki mücadeleye destek veren Kürt güçlerine destek verilmediğini gösterdiğini söyledi.

Harris, Tahran’ın nükleer programını dizginlemek için 2015 yılında İran ile imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı anlaşmasını destekledi. Ocak 2020’de İranlı üst düzey general Kasım Süleymani’ye yönelik askerî saldırıyı kınadı ve İranlı liderlere ve hedeflere yönelik askeri eylemlere son verilmesi yönündeki (ama başarısız olan) yasa taslağını destekledi.

Harris ayrıca, Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltında öldürülmesinin ardından 2022’deki hükümet karşıtı hareket de dahil olmak üzere, İran’ın protestoları şiddetle bastırarak insan haklarını ihlal etmesini de defalarca eleştirdi. O dönemde Harris, “İran’daki herkes ifade ve toplanma özgürlüğü hakkına sahip olmalıdır ve İran, sadece temel özgürlüklerini kullandıkları için kendi vatandaşlarına karşı şiddet kullanımına son vermelidir” demişti.

Harris, Suudi Arabistan konusunda ise Yemen iç savaşındaki rolü ve Suudi gazeteci ve Washington Post köşe yazarı Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi nedeniyle Riyad’a silah satışını ve askerî yardımı kısıtlayan yasayı destekledi.

Harris ayrıca NATO üyesi Türkiye ile Ermenistan arasında bir asırdır gerginlik kaynağı olan Ermeni soykırımının anılmasına yönelik yasayı da destekledi.

Asya

Harris başkan seçilirse muhtemelen Biden yönetiminin Çin’e yönelik sert politikasını sürdürecektir.

Senatörken Trump’ın Pekin’e yaklaşımını eleştirmiş, 2020’deki başkan yardımcılığı münazarasında Başkan Yardımcısı Mike Pence’e Trump’ın “ticaret savaşını kaybettiğini” ve gümrük tarifelerinin ABD-Çin ilişkilerini yeniden dengelemeden Amerikan ekonomisine zarar verdiğini söylemişti. Ancak diğer yönetim yetkilileri gibi Harris de Batı ekonomilerinin Çin’e olan bağımlılığını azaltmayı teşvik eden bir politika olan Pekin’e karşı “riskten arınmayı” savundu.

Harris geçen yıl CBS’e verdiği bir mülakatta, “Bu çekilmekle ilgili değil, ama Amerikan çıkarlarını koruduğumuzdan ve başkalarının kurallarına uymak yerine yolun kuralları açısından lider olduğumuzdan emin olmakla ilgili” dedi.

Bir Harris yönetimi, özellikle Çin’in artan askerî tehditlerinin ardından, kendi kendini yöneten adaya gayri resmî desteğini muhtemelen sürdürecektir. Eylül 2022’de “uzun süredir devam eden politikamızla tutarlı olarak Tayvan’ın kendini savunmasını desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

Harris, Trump’ın Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’a yönelik sempati atağına karşı çıktı ve Trump yönetimini Pyonyang’ın nükleer tehditlerini dizginlemek için yeterince çaba göstermemekle eleştirdi.

Annesi Hintli olan Harris, senatör olarak Hindistan hükümetini de düzenli olarak eleştirdi ve Keşmir diasporası üyeleriyle bir araya geldi. Harris ile Narendra Modi hükümeti arasındaki bağlar, Modi’nin 2023’te Washington’a yapacağı bir devlet ziyareti sırasında Harris’i övmesiyle yumuşamış görünüyor.”

Bu yazı ilk kez 6 Ağustos 2024’te yayımlanmıştır.

Eric Bazail-Eimil, Joe Gould, Miles J. Herszenhorn ve Phelim Kine’nın Politico’da yayınlanan “What a Kamala Harris foreign policy could look like” başlıklı yazısıyla, The National’da imzasız yayınlanan “How does Kamala Harris view the Middle East?” başlıklı yazılarından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazıların orijinallerine aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz.

https://www.politico.com/news/2024/07/21/kamala-harris-foreign-policy-00170143

https://www.thenationalnews.com/news/us/2024/07/22/how-does-kamala-harris-view-the-middle-east/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x