Trump’ın “Zenginler Kabinesi” ne iş yapar?

ABD’de Trump kabinesinde Musk, “TechBros” lakabıyla öne çıkan teknoloji yatırımcılar ön planda. Ama Türkiye’nin asıl muhatap olacağı isimler kimler? Geçmişleri ne? Ne yapmayı planlıyorlar? Dr. Ahu Özyurt yazdı.

Donald Trump 21 Ocak günü ABD’nin 47. Başkanı olarak koltuğuna oturdu. Bu göreve ikinci kez gelen Trump’ın ilk iki haftasında, gümrük tarifeleri ile başlattığı iş dünyası ve dünya ekonomisine ayar verme süreci pek çok açıdan ilginç isimleri de içinde barındırıyor.

Elon Musk’un başında olduğu “Hükümet Verimliliği Departmanı” (DOGE) büyük ölçüde devleti küçültmek ve belli sürenin üzerindeki memurları devletin dışına atmakla meşgul.

Ama biz Trump’ın kabinesindeki diğer figürleri de tanıyalım. Çünkü Türkiye olarak muhatap olacaklarımız aslında onlar.

Kelly Loeffler: Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler İdaresi Başkanı

Atlanta’da tarımla uğraşan orta halli bir ailenin kızıydı. Forbes listesine giren iki fintech şirketi kurdu. Atlanta’nın kadın basketbol takımı (WNBA) Atlanta Dreams’in sahiplerinden biri. İş dünyasından Senato’ya oradan da Trump yönetiminde üst düzey bürokratlığa geldi. Georgia eyaletine çok yabancı yatırım getirebildiği ve şehrin girişimci ekosistemini geliştirdiği için yerel bazda da çok kuvvetli.

Brooke Rollins: Tarım Bakanı

Teksas eyaletinin Glen Rose kasabasında tarlalarda büyüdü ve kabinenin en genç bakanlarından biri. Bütün eğitimini tarımsal gelişim üzerine aldı. Trump ekibi ile yolunun kesişmesi 2020 seçimlerinden sonra kurulan  Önce Amerika Komitesi (America First Institute) isimli düşünce kuruluşunu yönetmesi ile hızlandı. Çiftçi kökenli olduğu için özellikle tarımsal üretim, tarım hastalıkları ile mücadele ve ABD çiftçisinin güçlendirilmesi konularında çok iddialı.

Howard Lutnick – Ticaret Bakanı

Trump’un Wall Street kökenli çok sayıda üst düzey bürokratı olacağına kesin gözle bakılıyor. Lutnick bu isimler arasında en kuvvetlisi çünkü Cantor Fitzgerald ve Newmark gibi iki büyük yatırım bankası/fonunu yönetti. BCG Partners adı ile ayrı bir yatırım şirketi kurdu. Onu Trump’un radarına sokan ise 11 Eylül saldırılarında hayatını kaybedenlerin yakınları için kurduğu Destek Fonu oldu. Lutnick özellikle gündemdeki gümrük tarifesi savaşlarının fikir babası olarak biliniyor.

Chris Wright – Enerji Bakanı

Liberty Enerji’nin başkanlık görevinden Bakanlığa gelen Chris Wright, kabinenin en iyi eğitimli isimlerinden. MIT’den Makine Mühendisliği, Berkeley ve MIT’den Elektrik Mühendisliği yüksek diplomaları bulunuyor. Kaya Gazı (Shale Gas) diye bilinen ve ABD’nin bir anda enerji ihracatçısı olmasını sağlayan devrimsel alanın öncülerinden. Trump’ın özellikle Türkiye gibi ülkeleri “enerji müşterisi” yapma politikasının kuvvetli aktörü olacak. Yenilenebilir enerji konusundaki fikirleri çok tartışılıyor ama özellikle Ortadoğu ve Avrupa’daki Rus/İran enerji bağımlılığını kırmaya kararlı.

Scott Bessent – Hazine Bakanı

Wall Street’in Beyaz Saray’a bir transferi daha yatırım fonu kökenli. Ama belki de Trump kabinesinin en ilginç ismi olma özelliğini, 1990-2000 yılları arasında Soros Fonu’nun Londra yöneticiliğinden alıyor. 2011 ve 2015 yılları arasında da Soros Fonu’nun CEO’luğunu yapan Scott Bessent’in son görevi Key Square Capital Management yöneticiliğiydi.

Asıl merak edilenler: Tech Biraderler ve Pay Pal Mafia

Bunlar göz önünde yer alan ve Senato’dan onay alarak göreve başlayacak olan resmî kabine üyeleri.

Bir de, Elon Musk’un kişiliğinde perde arkasını yürüten “TechBros” lakabıyla tanınan, teknoloji yatırımcıları, start-up devlerinin genç kurucuları ve Pay Pal Mafia diye bilinen, yolu bir dönem Pay Pal şirketinden geçen bir dizi tekno-kapitalist var.

Bunların içinde Youtube’un kurucu kadrosundan Facebook’un ilk yatırımcısına, Yelp’den Reddit’e kadar pek çok teknoloji öncüsünün yaratıcıları da var.[1]

Bu ekip Mark Zuckerberg, Bill Gates ya da Jeff Bezos kadar göz önünde olmasa da Trump’un seçilmesinde büyük pay sahibi. Büyük kampanyanın finansmanından sosyal medya algoritmalarına kadar hemen her konuda bu ekibin aklında danışılıyor. Örneğin, kaliteli göçmen meselesinde bu ekibin hızla devreye girdiği ve H1 vizesinin kapsamının genişletilmesi için kulis yaptıkları biliniyor.

Yemin törenindeki takım

Trump’un yemin töreninde Google, Amazon, Meta ve X’in tepe yöneticileri yan yana poz vermekten çekinmedi.

Bunlar içinde Elon Musk, devlet bürokasisini küçültme derdinde – ki yasal olarak buna hakkı yok.

Amazon’un sahibi Jeff Bezos Washington Post ile kazandığı prestiji yerle bir etme pahasına uzay yatırımlarında Musk ile birlikte büyüme kararında.

Mark Zuckerberg, META’nın “bilgi kontrolü” platformlarını hemen askıya almayı ve “yalanlama” fonksiyonunu hafifletmeyi göze aldı. Peki ama ne için? Meta aleyhine açılan davalar mı? Facebook ve Instagram’da gelir kaybı mı? Henüz bilmiyoruz. Ama öğrenmemiz yakındır.

Google ise arama motoru Chrome üzerinden bir anti-tekel soruşturması geçiriyor. Trump’un Yüksek Mahkeme Kararı ile kapatılan TikTok’u bir gecede yeniden açtırabildiği bir hukuk(suzluk) düzeninde Google da Washington’daki yeni düzenle kötü olmak istemiyor belli ki.

Başkan ve çok zengin adamlar

Amerikan tarihinde çok çok kuvvetli iş insanlarının (industrialist) terimi oradan geliyor siyasetin içinde olması çok da yeni değildir.

Thomas Edison şahsen siyasete bulaşmasa da Henry Ford (1863 – 1947) gibi bir isim onun şirketinde eğitim almıştı. Ford’un şu anda ucu Trump’a kadar uzanan ve ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’na katılmaması gerektiğini savunan “America First Committee”nin (Önce Amerika Komitesi) kurucusu olması büyük bir ironi sayılabilir.[2] Çünkü Ford’un kendi adıyla anılan Vakfı olabildiğince liberal ve Trump karşıtı siyasi duruşu ile biliniyor.[3] America First Committee’si ise kendi başına araştırılması gereken ve etkisi çok geniş bir düşünce kuruluşu olarak varlığını farklı kanallarda hissettiriyor.

Howard Hughes (1905 – 1976) havacılık merakından Hollywood yatırımcılığına, hayır işlerine kadar pek çok alanda dönemine etki etmiş bir iş insanıydı. Mühendislikten eğlence/medya dünyası krallığına kadar giden yolda havayolu ile seyahat fikrini yaygınlaştırmış, ABD hava kuvvetlerine onlarca prototip ve Sikorsky modelini tanıtmıştı. Hughes’un siyasi bağlantıları ise Başkan Nixon’un adının karıştığı Watergate skandalına uzanır. Sonuçta bu kadar güç ve paranın siyasete değmemesi pek de mümkün sayılmaz.[4] Bu hikayeyi sinemada izlemek isteyenler için de Leonardo Di Caprio’nun “The Aviator”u doğru adres.

Ama bu kadronun belki de en eskisi, ailesinden Başkan Yardımcısı bile çıkarmış olan Rockefeller sülalesidir. John D. Rockefeller, 1829’da yoksul bir çiftçi ailenin 8 çocuğundan üçüncüsü olarak dünyaya geldi, ABD iç savaşında “Birlik”ten yana Kuzey’in yanında yer aldı, petrol işi ile büyüdü ve koyu bir kölelik karşıtı olarak Lincoln’u destekledi. Ailenin petrol, bankacılık gibi büyük işleri ile büyüyen siyasi etkisi içinde, siyasete giren yeğen Nelson Aldrich Rockefeller, 1974 – 1977 arası Başkan Gerald Ford’un yardımcılığını üstlendi.

Emsalleri takip eden Musk

Elon Musk genç bir mühendis olarak geldiği ABD’de önündeki pek çok başarılı örneğe bakarak önce Space X ile yükseldi. Bir süredir kendi gündemine hapsolan ABD’ye Mars’da koloni kurma fikrini kabul ettirdi. Bir göçmen olarak fikirlerinin, hayallerinin gerçek olabileceğine inanmıştı çünkü önünde “emsalleri” vardı. Musk belki sandığı kadar siyasete etki etmeyecek ama Trump yönetiminin gelecek vizyonunu onun şekillendirdiği tartışılmaz bir gerçek.

Amerikan medyasının önde gelen yayın organlarından Time dergisinin Musk’ı başkan koltuğuna oturmuş bir görselle kapağına taşıması da geleceğe dair bir fikir verebilir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 10 Şubat 2025’te yayımlanmıştır.

[1] https://en.wikipedia.org/wiki/PayPal_Mafia

[2] https://en.wikipedia.org/wiki/America_First_Committee

[3] https://www.fordfoundation.org/

[4] https://en.wikipedia.org/wiki/Howard_Hughes

 

Ahu Özyurt
Ahu Özyurt
Dr. Ahu Özyurt - 1993’te gazeteciliğe Show TV Ankara bürosunda başlayan Ahu Özyurt, ATV, NTV ve CNBC-E ve Bloomberg HT’de geçen kariyerinin son 15 yılını Doğan Grubunda CNN Turk kanalında sunuculuk ve Milliyet ve CNN Turk’ün Washington Temsilcisi olarak yürüttü. Toplam 30 yıllık gazetecilik kariyeri içinde Ankara muhabirliği, İstanbul Polis adliye muhabirliği, Washington Temsilciliği ve yüzlerce gün sabah kuşakları, akşam tartışma programları sundu. Ana akım TV kanalları dışında Sputnik Haber Ajansı’nın radyosu RSFM’de günlük programlar yaptı Türkiye’nin ilk tematik kadın kanalı Woman TV’nin kurucu Genel Yayın Yönetmenliğini görevini yürüttü. Galatasaray Spor Kulübü İletişim Koordinatörlüğü görevinden sonra, şu anda Suna ve İnan Kıraç Vakfı çatısı altındaki “Suna’nın Kızları” oluşumunun Kaynak Geliştirme ve Kurumsal İlişkiler Koordinatörlüğünü görevindedir. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden lisans ve Columbia Üniversitesi’nden Master derecesi bulunan Ahu Özyurt, Milli Savunma Üniversitesi’nden Güvenlik Çalışmaları alanında Doktora Derecesini tamamlamıştır. Özyurt, Harvard Kennedy School yönetici eğitim programında “Kadın ve Güç Yönetimi” sertifikası sahibidir. Suriye ve Ukrayna krizlerini yerinde izleyen Özyurt, İran’daki kapalı bulunan ABD Büyükelçiliği binasına uzun zaman sonra giren ilk batılı gazeteci olarak ve gözlemlerini CNN Turk’te yayınlanan “ELÇİLİĞİN SIRLARI” kısa belgeselde topladı. TSK’daki değişim sürecini anlatmak için hazırladığı kadın askerleri anlatan “TSK’da KADIN GÜCÜ” Özel haber dizisini yine CNN Turk’te ve Hürriyet’te yayınladı. Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği’nden iki kez en iyi sunucu ve bir kez de Yavuz Gökmen özel ödülü sahibi olan Özyurt, 2008 ABD Başkanlık seçimini takip ettiği, Obama: Bir Kusursuz Fırtına ve gazeteciliğin satır aralarını anlattığı Gece Görüşü isimli iki kitabı bulunmaktadır. Doktora tezi 1991 Birinci Körfez Savaşı ve yarattığı güvenlik paradigması üzerinedir.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Trump’ın “Zenginler Kabinesi” ne iş yapar?

ABD’de Trump kabinesinde Musk, “TechBros” lakabıyla öne çıkan teknoloji yatırımcılar ön planda. Ama Türkiye’nin asıl muhatap olacağı isimler kimler? Geçmişleri ne? Ne yapmayı planlıyorlar? Dr. Ahu Özyurt yazdı.

Donald Trump 21 Ocak günü ABD’nin 47. Başkanı olarak koltuğuna oturdu. Bu göreve ikinci kez gelen Trump’ın ilk iki haftasında, gümrük tarifeleri ile başlattığı iş dünyası ve dünya ekonomisine ayar verme süreci pek çok açıdan ilginç isimleri de içinde barındırıyor.

Elon Musk’un başında olduğu “Hükümet Verimliliği Departmanı” (DOGE) büyük ölçüde devleti küçültmek ve belli sürenin üzerindeki memurları devletin dışına atmakla meşgul.

Ama biz Trump’ın kabinesindeki diğer figürleri de tanıyalım. Çünkü Türkiye olarak muhatap olacaklarımız aslında onlar.

Kelly Loeffler: Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler İdaresi Başkanı

Atlanta’da tarımla uğraşan orta halli bir ailenin kızıydı. Forbes listesine giren iki fintech şirketi kurdu. Atlanta’nın kadın basketbol takımı (WNBA) Atlanta Dreams’in sahiplerinden biri. İş dünyasından Senato’ya oradan da Trump yönetiminde üst düzey bürokratlığa geldi. Georgia eyaletine çok yabancı yatırım getirebildiği ve şehrin girişimci ekosistemini geliştirdiği için yerel bazda da çok kuvvetli.

Brooke Rollins: Tarım Bakanı

Teksas eyaletinin Glen Rose kasabasında tarlalarda büyüdü ve kabinenin en genç bakanlarından biri. Bütün eğitimini tarımsal gelişim üzerine aldı. Trump ekibi ile yolunun kesişmesi 2020 seçimlerinden sonra kurulan  Önce Amerika Komitesi (America First Institute) isimli düşünce kuruluşunu yönetmesi ile hızlandı. Çiftçi kökenli olduğu için özellikle tarımsal üretim, tarım hastalıkları ile mücadele ve ABD çiftçisinin güçlendirilmesi konularında çok iddialı.

Howard Lutnick – Ticaret Bakanı

Trump’un Wall Street kökenli çok sayıda üst düzey bürokratı olacağına kesin gözle bakılıyor. Lutnick bu isimler arasında en kuvvetlisi çünkü Cantor Fitzgerald ve Newmark gibi iki büyük yatırım bankası/fonunu yönetti. BCG Partners adı ile ayrı bir yatırım şirketi kurdu. Onu Trump’un radarına sokan ise 11 Eylül saldırılarında hayatını kaybedenlerin yakınları için kurduğu Destek Fonu oldu. Lutnick özellikle gündemdeki gümrük tarifesi savaşlarının fikir babası olarak biliniyor.

Chris Wright – Enerji Bakanı

Liberty Enerji’nin başkanlık görevinden Bakanlığa gelen Chris Wright, kabinenin en iyi eğitimli isimlerinden. MIT’den Makine Mühendisliği, Berkeley ve MIT’den Elektrik Mühendisliği yüksek diplomaları bulunuyor. Kaya Gazı (Shale Gas) diye bilinen ve ABD’nin bir anda enerji ihracatçısı olmasını sağlayan devrimsel alanın öncülerinden. Trump’ın özellikle Türkiye gibi ülkeleri “enerji müşterisi” yapma politikasının kuvvetli aktörü olacak. Yenilenebilir enerji konusundaki fikirleri çok tartışılıyor ama özellikle Ortadoğu ve Avrupa’daki Rus/İran enerji bağımlılığını kırmaya kararlı.

Scott Bessent – Hazine Bakanı

Wall Street’in Beyaz Saray’a bir transferi daha yatırım fonu kökenli. Ama belki de Trump kabinesinin en ilginç ismi olma özelliğini, 1990-2000 yılları arasında Soros Fonu’nun Londra yöneticiliğinden alıyor. 2011 ve 2015 yılları arasında da Soros Fonu’nun CEO’luğunu yapan Scott Bessent’in son görevi Key Square Capital Management yöneticiliğiydi.

Asıl merak edilenler: Tech Biraderler ve Pay Pal Mafia

Bunlar göz önünde yer alan ve Senato’dan onay alarak göreve başlayacak olan resmî kabine üyeleri.

Bir de, Elon Musk’un kişiliğinde perde arkasını yürüten “TechBros” lakabıyla tanınan, teknoloji yatırımcıları, start-up devlerinin genç kurucuları ve Pay Pal Mafia diye bilinen, yolu bir dönem Pay Pal şirketinden geçen bir dizi tekno-kapitalist var.

Bunların içinde Youtube’un kurucu kadrosundan Facebook’un ilk yatırımcısına, Yelp’den Reddit’e kadar pek çok teknoloji öncüsünün yaratıcıları da var.[1]

Bu ekip Mark Zuckerberg, Bill Gates ya da Jeff Bezos kadar göz önünde olmasa da Trump’un seçilmesinde büyük pay sahibi. Büyük kampanyanın finansmanından sosyal medya algoritmalarına kadar hemen her konuda bu ekibin aklında danışılıyor. Örneğin, kaliteli göçmen meselesinde bu ekibin hızla devreye girdiği ve H1 vizesinin kapsamının genişletilmesi için kulis yaptıkları biliniyor.

Yemin törenindeki takım

Trump’un yemin töreninde Google, Amazon, Meta ve X’in tepe yöneticileri yan yana poz vermekten çekinmedi.

Bunlar içinde Elon Musk, devlet bürokasisini küçültme derdinde – ki yasal olarak buna hakkı yok.

Amazon’un sahibi Jeff Bezos Washington Post ile kazandığı prestiji yerle bir etme pahasına uzay yatırımlarında Musk ile birlikte büyüme kararında.

Mark Zuckerberg, META’nın “bilgi kontrolü” platformlarını hemen askıya almayı ve “yalanlama” fonksiyonunu hafifletmeyi göze aldı. Peki ama ne için? Meta aleyhine açılan davalar mı? Facebook ve Instagram’da gelir kaybı mı? Henüz bilmiyoruz. Ama öğrenmemiz yakındır.

Google ise arama motoru Chrome üzerinden bir anti-tekel soruşturması geçiriyor. Trump’un Yüksek Mahkeme Kararı ile kapatılan TikTok’u bir gecede yeniden açtırabildiği bir hukuk(suzluk) düzeninde Google da Washington’daki yeni düzenle kötü olmak istemiyor belli ki.

Başkan ve çok zengin adamlar

Amerikan tarihinde çok çok kuvvetli iş insanlarının (industrialist) terimi oradan geliyor siyasetin içinde olması çok da yeni değildir.

Thomas Edison şahsen siyasete bulaşmasa da Henry Ford (1863 – 1947) gibi bir isim onun şirketinde eğitim almıştı. Ford’un şu anda ucu Trump’a kadar uzanan ve ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’na katılmaması gerektiğini savunan “America First Committee”nin (Önce Amerika Komitesi) kurucusu olması büyük bir ironi sayılabilir.[2] Çünkü Ford’un kendi adıyla anılan Vakfı olabildiğince liberal ve Trump karşıtı siyasi duruşu ile biliniyor.[3] America First Committee’si ise kendi başına araştırılması gereken ve etkisi çok geniş bir düşünce kuruluşu olarak varlığını farklı kanallarda hissettiriyor.

Howard Hughes (1905 – 1976) havacılık merakından Hollywood yatırımcılığına, hayır işlerine kadar pek çok alanda dönemine etki etmiş bir iş insanıydı. Mühendislikten eğlence/medya dünyası krallığına kadar giden yolda havayolu ile seyahat fikrini yaygınlaştırmış, ABD hava kuvvetlerine onlarca prototip ve Sikorsky modelini tanıtmıştı. Hughes’un siyasi bağlantıları ise Başkan Nixon’un adının karıştığı Watergate skandalına uzanır. Sonuçta bu kadar güç ve paranın siyasete değmemesi pek de mümkün sayılmaz.[4] Bu hikayeyi sinemada izlemek isteyenler için de Leonardo Di Caprio’nun “The Aviator”u doğru adres.

Ama bu kadronun belki de en eskisi, ailesinden Başkan Yardımcısı bile çıkarmış olan Rockefeller sülalesidir. John D. Rockefeller, 1829’da yoksul bir çiftçi ailenin 8 çocuğundan üçüncüsü olarak dünyaya geldi, ABD iç savaşında “Birlik”ten yana Kuzey’in yanında yer aldı, petrol işi ile büyüdü ve koyu bir kölelik karşıtı olarak Lincoln’u destekledi. Ailenin petrol, bankacılık gibi büyük işleri ile büyüyen siyasi etkisi içinde, siyasete giren yeğen Nelson Aldrich Rockefeller, 1974 – 1977 arası Başkan Gerald Ford’un yardımcılığını üstlendi.

Emsalleri takip eden Musk

Elon Musk genç bir mühendis olarak geldiği ABD’de önündeki pek çok başarılı örneğe bakarak önce Space X ile yükseldi. Bir süredir kendi gündemine hapsolan ABD’ye Mars’da koloni kurma fikrini kabul ettirdi. Bir göçmen olarak fikirlerinin, hayallerinin gerçek olabileceğine inanmıştı çünkü önünde “emsalleri” vardı. Musk belki sandığı kadar siyasete etki etmeyecek ama Trump yönetiminin gelecek vizyonunu onun şekillendirdiği tartışılmaz bir gerçek.

Amerikan medyasının önde gelen yayın organlarından Time dergisinin Musk’ı başkan koltuğuna oturmuş bir görselle kapağına taşıması da geleceğe dair bir fikir verebilir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 10 Şubat 2025’te yayımlanmıştır.

[1] https://en.wikipedia.org/wiki/PayPal_Mafia

[2] https://en.wikipedia.org/wiki/America_First_Committee

[3] https://www.fordfoundation.org/

[4] https://en.wikipedia.org/wiki/Howard_Hughes

 

Ahu Özyurt
Ahu Özyurt
Dr. Ahu Özyurt - 1993’te gazeteciliğe Show TV Ankara bürosunda başlayan Ahu Özyurt, ATV, NTV ve CNBC-E ve Bloomberg HT’de geçen kariyerinin son 15 yılını Doğan Grubunda CNN Turk kanalında sunuculuk ve Milliyet ve CNN Turk’ün Washington Temsilcisi olarak yürüttü. Toplam 30 yıllık gazetecilik kariyeri içinde Ankara muhabirliği, İstanbul Polis adliye muhabirliği, Washington Temsilciliği ve yüzlerce gün sabah kuşakları, akşam tartışma programları sundu. Ana akım TV kanalları dışında Sputnik Haber Ajansı’nın radyosu RSFM’de günlük programlar yaptı Türkiye’nin ilk tematik kadın kanalı Woman TV’nin kurucu Genel Yayın Yönetmenliğini görevini yürüttü. Galatasaray Spor Kulübü İletişim Koordinatörlüğü görevinden sonra, şu anda Suna ve İnan Kıraç Vakfı çatısı altındaki “Suna’nın Kızları” oluşumunun Kaynak Geliştirme ve Kurumsal İlişkiler Koordinatörlüğünü görevindedir. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden lisans ve Columbia Üniversitesi’nden Master derecesi bulunan Ahu Özyurt, Milli Savunma Üniversitesi’nden Güvenlik Çalışmaları alanında Doktora Derecesini tamamlamıştır. Özyurt, Harvard Kennedy School yönetici eğitim programında “Kadın ve Güç Yönetimi” sertifikası sahibidir. Suriye ve Ukrayna krizlerini yerinde izleyen Özyurt, İran’daki kapalı bulunan ABD Büyükelçiliği binasına uzun zaman sonra giren ilk batılı gazeteci olarak ve gözlemlerini CNN Turk’te yayınlanan “ELÇİLİĞİN SIRLARI” kısa belgeselde topladı. TSK’daki değişim sürecini anlatmak için hazırladığı kadın askerleri anlatan “TSK’da KADIN GÜCÜ” Özel haber dizisini yine CNN Turk’te ve Hürriyet’te yayınladı. Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği’nden iki kez en iyi sunucu ve bir kez de Yavuz Gökmen özel ödülü sahibi olan Özyurt, 2008 ABD Başkanlık seçimini takip ettiği, Obama: Bir Kusursuz Fırtına ve gazeteciliğin satır aralarını anlattığı Gece Görüşü isimli iki kitabı bulunmaktadır. Doktora tezi 1991 Birinci Körfez Savaşı ve yarattığı güvenlik paradigması üzerinedir.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x