2020’li yılların iklim politikalarına yön verecek olan BM İklim Değişikliği Konferansı, İskoçya’nın Glasgow kentinde başladı. Ama halen dünyanın en büyük sera gazı salımı yapan ülkesi Çin ve dördüncü büyük salımcısı Rusya’nın devlet başkanlarının katılmaması zirveye gölge düşürdü. Küresel siyasete ilişkin yazılarının yanı sıra iklim değişikliği hassasiyetiyle de bilinen New York Times gazetesi yazarı Thomas L. Friedman, 1 Kasım’da yayınlanan yazısında Çin’in iklim konusunda işbirliğine ABD’nin bu ülke üzerinde belli konulardaki baskısını hafifletmesi şartına bağladığına dair iddialara tepki gösterdi ve Çin ile ABD’nin “yarının büyük sanayisi” olarak tanımladığı karbon salımını azaltacak teknoloji ve üretim yöntemlerini geliştirmek için rekabet etmesi gerektiğini savundu. Söz konusu yazıdan bazı bölümleri aktarıyoruz:
İklim değişikliği için değil, ama uzaylı işgaline karşı işbirliği yapacaklar
“Amerikalı Düşünce Kuruluşu Wilson Center’dan bir silah denetleme uzmanı olan Rob Litwak, kısa süre önce yayınladığı büyük güç rekabeti ve iklim değişikliği üzerine denemesinde, (ABD’nin 40. Başkanı) Ronald Reagan’ın 1985’te Cenevre Gölü’ndeki zirvede yaptığı bir yürüyüşte Sovyet lider Mihail Gorbaçov’a sorduğu bir soruyu hatırlatıyor.
Gorbaçov’un daha sonra anlattığına göre: “Başkan Reagan aniden bana ‘ABD uzaylılar tarafından saldırıya uğrasa ne yapardınız? Bize yardım eder miydiniz?” diye sordu.
“Ben, ‘Hiç kuşkunuz olmasın’ dedim.”
“O da, ‘Biz de ederdik.’ dedi.”
Gorbaçov, “O zaman bu ilginç işte!” diyerek sözlerini tamamlıyor.
İlginç olduğu kesin, çünkü hepimizi tehdit edecek bir uzaylı istilası karşısında, Rusya, Çin ve Amerika arasında son dönemde yeniden artan katıksız güç rekabeti göz önünde bulundurulduğunda, birbirlerine yardım edip etmeyecekleri belirsiz. Litwak’ın bu hikâyeyi yeniden anlatmasının amacı, elbette, bugün dünyayı diken üstünde tutan, ama uzaylılardan kaynaklanmayan, çok daha bilindik bir tehdit ile karşı karşıya olmamız: İklimimiz.”
Küresel ısınma, daha fazla aşırı iklim olayları, orman yangınları ve deniz seviyesinin yükselmesi ve yüzyılda bir görülen fırtınaların giderek çok daha sık yaşanması ile tüm ülkeleri zorluyor. Bir uzaylının aksine doğa ile müzakere etme olasılığı sıfır. Doğa sadece kimya, biyoloji ve fiziğin emrettiği şeyleri yapıyor ve Rusya, Amerika veya Çin’in sınırlarının nerede başlayıp bittiği konusunda hiçbir fikri olmadığı gibi ilgisini de çekmiyor. Ayrıca COVID-19 pandemisinin gösterdiği gibi tüm dünyayı elinde tutuyor.
Çin iklim işbirliğini şarta mı bağladı?
Yine de ne Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ne de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Başkan Joe Biden ve çok sayıda dünya lideri ile birlikte 31 Ekim’de başlayan Glasgow iklim zirvesine katıldı. Daha da önemlisi, Washington Post geçen hafta, Çin’in lider kadrosundaki bazı kişilerin, ABD’nin, “İnsan hakları, Hong Kong, Tayvan, ticaret ve bir dizi diğer meselede” Çin’e uyguladığı baskıyı azaltmadığı sürece Amerika ile iklim meselesinde kapsamlı işbirliğine direnilmesini istediğini bildirdi.
Pekin’den daha önce böylesi bir taktik görmemiştik: Havamızı temizleyeceğiz, ancak sadece Tayvan’ın hava sahasını vızıldamamıza ve Hong Kong’daki özgürlük havasını boğmamıza izin verirseniz…
Üst düzey bir ABD’li yetkili bana, iklim konusunda Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin zorladığı bu tür bir yalnız kurt-savaşçı diplomatik stratejisi konusunda şu anda Pekin’de çok fazla bölünme olduğunu söyledi. Washington ile işbirliği yapmak isteyen ve iklim konusunda hep birlikte batacağımızın veya su üstünde kalacağımızın farkında olan başka Çinli liderler kesinlikle var. Yine de, bazı üst düzey Çinli yetkililer tarafından bu tür yeryüzünü rehin alan bir stratejinin ima edilmesi bile rahatsız edici ve bir an önce bundan vazgeçilmesi gerekiyor.
Litwak, Wilson Center’ın sitesinde yayınlanan makalesinde, “İklim değişikliğinin kontrol edilemez hale gelmesinin önüne geçmek için insanlığın önündeki fırsatlar azalıyor” diyor ve “Çin, ABD ve Rusya sırasıyla dünyada en çok karbon salımı yapan birinci, ikinci ve dördüncü ülkelerdir. Yine de, felaketi önlemek için eşi görülmemiş bir küresel işbirliğinin gerekli olduğu bu dönemde dünya sınırsız jeo-stratejik rekabetin eşiğinde bulunuyor. Gerçekten de ABD’nin Rusya ve Çin ile ilişkileri Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana en kötü durumda” diye ekliyor.
Büyük güçler arası çatışmanın asla iyi zamanı olmaz. Tabiat Ana’nın COVID-19 stres testinde, küresel işbirliği eksikliğinin ne kadar ölümcül olabileceğini zaten gördük. Ama bu daha tehlikeli… ABD ile Çin arasında Tayvan üzerinden veya NATO ile Rusya arasında Ukrayna üzerinden bir çatışma, delilik olurdu. Ama bu gerçekten mümkün.
Güç yarışı değil, dünya yarışı gerekiyor
Silahlanma yarışı veya uzay yarışı yerine ihtiyacımız olan şey, bir “Dünya yarışıdır”. İnsanların dünyadaki esenliği için ‘karbon-nötr’ bir dünyaya, buna ulaşmak için ise bir güç rekabetine ihtiyacımız var. Biden’ın bu yarışta, Glasgow’da yaptığı konuşmayla Şi ve Putin’e gerçek bir darbe vurduğunu görmeyi çok isterim.
Biden şunları söyleyebilir: “İklim değişikliğinin küresel bir sorun olduğunu biliyorum ve biz havamızı temizlersek, ama siz kendi havanızı temizlemezseniz bunu çözemeyiz. Ancak siz gerekenleri yapana kadar bunu bir bahane olarak kullanmayacağız ya da petrol ve kömür endüstrilerimizin bunu bir bahane olarak kullanmasına izin vermeyeceğiz. Bugün gezegende 7,9 milyar insan var. 2030 yılına kadar 600 milyon kişi daha olacak! Bu, iklim değişikliği olsun ya da olmasın, sadece besleyecek, barındıracak ve ulaşımını sağlayacak çok daha fazla insanın olacağı anlamına geliyor. Bu, aynı zamanda, temiz enerjinin, temiz suyun, enerji verimli binaların ve arabaların bir sonraki büyük küresel endüstri haline geleceği anlamına da geliyor. Aksi takdirde, hepimiz kirlilikten boğulacağız. Dolayısıyla kömür yakmayı sürdürerek bir sonraki büyük küresel endüstride bizim temiz sanayilerimizin beş yıl önde gitmesine izin verecekseniz, böyle devam edin. Ben ise, Amerika’nın ‘Dünya yarışını’ kazanma niyetini ilan edeceğim. Amerika’yı en temiz enerji teknolojilerini icat eden ve uygulayan ülke yapacağım ve gezegendeki herkesin erişebilmesi için maliyetlerini azaltacağım.”
Küresel direniş ve direncin artması için kimin daha fazla araç üreteceği konusunda Çin ve Rusya’ya meydan okumak, Amerika için dünya sahnesinde bir miktar ahlaki liderlik getirirken, hem ekonomimizin hem de rakiplerimizin geleceğin en önemli sanayilerine odaklanmasını sağlayacaktır. Eğer insansal açıdan kötü birer biyolojik deney olarak kalmak istemiyorsak, karbon-nötr elektrik şebekeleri, sıfır emisyonlu ulaştırma, karbon nötr enerjili binalar ve sıfır atıklı imalat gerçekten bir sonraki büyük küresel endüstri olacaktır ve olmalıdır.
Çin yeşil enerjide büyük adımlarla ilerliyor
Bu arada Rusya şu anda rekabet eden bir oyuncu olmasa da Çin’e karşı bahse girmezdim.
İklim analiz firması Energy Innovation’ı yöneten ve hükümetlere temiz enerjiye geçiş konusunda yardımcı olan Hal Harvey, ABD’nin 2050’de karbon-nötr ekonomiye geçiş konusunda gayet net bir hedef belirlediğini ve Biden’ın şimdi özel bir planla ayrıntıları belirlemeye çalıştığını kaydediyor. Maalesef buna Cumhuriyetçilerden tek bir destek gelmiyor.
Buna karşılık Harvey, Çin’in karbon-nötr hale gelmek için inanılmaz derecede ayrıntılı planlar geliştirdiğini ve Pekin’in bunları çok hızlı biçimde ölçeklendirebileceğini, ancak ayrıntılı plan takvimlerinin bulunmadığını sözlerine ekledi.
Şi, halen başkan olarak üçüncü dönemini garanti altına almak için Çin ekonomisinin büyümesine odaklanmış olduğundan, halkın kendisine desteğinin azaltacağı için büyümeyi frenleyecek hiçbir şey yapmayacaktır. Dolayısıyla Çin bir süre daha kömür yakmaya devam edecektir. Ama aldanmayın: Pekin aynı zamanda çok sayıda güneş, rüzgâr, hidroelektrik ve nükleer santral inşa ediyor. Yani hâlâ oyunda…
Bu iki ülke dünya yarışına odaklanmaya devam ettiği sürece, hangisinin kazandığı neredeyse hiç önemli değil. Çünkü birlikte herkes için temiz enerjinin maliyetini aşağı çekecekler. Yavaşlarlarsa veya yön değiştirirlerse bazı uzaylıların bizi gezegenlerine götürmelerini arzulayabiliriz.”
Bu yazı ilk kez 4 Kasım 2021’de yayımlanmıştır.
https://www.nytimes.com/2021/11/01/opinion/climate-glasgow-russia-china.html