Zelenski’ye Oval Ofis’te kurulan pusunun kodları

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’yi, Beyaz Saray’da kameralar önünde yüksek sesle azarlaması mizansen miydi? Kavga kimin elini güçlendirdi?

28 Şubat’ta Oval Ofis’te ABD Başkanı Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski arasında yaşananlar, tarihe geçecek nitelikteydi. Vance’in kışkırtmalarıyla Trump, Zelenski’ye parmak sallayıp onu giderek daha yüksek bir sesle azarladı.

Peki, bütün bunlar neden oldu ve sonuçları neler olacak?

The Atlantic yazarı Tom Nichols, yaşananları bir “Trump-Vance pususu” olarak niteliyor ve açıkça Trump’ın bir müttefikini Rusya’ya “satabilmek” için bahane yaratmayı amaçladığını ileri sürüyor.

Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Trump ve Vance’in Beyaz Saray’da Zelenski’ye karşı sergiledikleri kabalığı bir an için de olsa bir kenara bırakın. Amerikalı liderlerin bir dostu düşmanmış gibi alenen hırpalamasını da bir kenara bırakın. Bugün Zelenski’ye uygulanan tüm korkunç muamele, şu jeopolitik gerçekliği gizlememelidir: ABD Başkanı, muhtemelen yakında Rusya’nın diktatörüyle bir anlaşma yaparak var olma mücadelesi veren bir Avrupa ülkesini satabilmek için sadık bir müttefikini pusuya düşürdü.

ABD yardımları durdurabilir

Trump’ın danışmanları bu görüşmeyi “bir kazanım olarak ilan ettiler. Trump’ın savunucuları muhtemelen bu utanç verici buluşmayı sadece hararetli bir sohbet olarak yorumlayarak rasyonalize edeceklerdir. Ancak bu toplantı planlı bir saldırının kokusunu taşıyordu: Trump, Zelenski’ye Rusya’nın Ukrayna’yı küresel savaş riskiyle karşı karşıya bırakmakla suçlayarak Rusya’nın görüşlerini empoze etti; tüm bunlar Ukrayna liderini ulusal televizyonda küçük düşürmek ve Trump’a defalarca yapmak istediğini belirttiği şeyi yapmak için bahane vermek üzere tasarlanmıştı: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yanında yer almak ve savaşı Rusya’nın şartlarına göre sona erdirmek. Zelenski’nin toplantı sırasındaki sözde uzlaşmaz tutumu nedeniyle Trump’ın Ukrayna’ya yapılan tüm askeri yardımları derhal durdurmayı düşündüğü bildiriliyor.

Trol Vance iş başında

Vance’in Beyaz Saray’daki varlığı da toplantının bir tuzak olduğunu düşündürüyor. Vance bu yönetimde genellikle görünmez bir destekçi konumunda ve Trump’ı eleştirenleri ara sıra trollemek dışında pek bir görevi yok. Görünüşe göre Trump’ın politikalarını ilerletmek artık Elon Musk’ın işi. Ancak Vance, bu kez diğer Amerikalıları değil, yabancı bir lideri trollemek için oraya getirildi. Teoride Amerika’nın en üst düzey diplomatı olan Marco Rubio da oradaydı, ama Vance iğrenç bir yüksek lisans öğrencisi gibi ahkam keserken o asık suratlı ve sessiz bir şekilde oturuyordu.

Vance kendini beğenmiş bir talk-show yardımcısı rolüne tam anlamıyla büründü ve konuklardan birini yerden yere vururken yıldızın ihtiyaç duyduğu desteği aldığından emin olmak için araya girdi. Başkan Yardımcısı ciddi anlara kendini dahil etmeye çalışan ciddiyetsiz bir adamdır, ancak bu kez riskler medya ya da Kongre’deki Demokratlarla olan olağan atışmalardan çok daha yüksekti. Zelenski’ye Oval Ofis’te neden takım elbise giymediğine dair sert ve keskin bir soru sordu. (Belki Musk’a da bir kabine toplantısında neden şapka ve tişört giydiğini sorar, ama bundan şüpheliyim).

Zelenski, olması gerektiği gibi, başkan yardımcısı Ukrayna başkanını Trump’a yeterince kişisel minnettarlık göstermediği için eleştirdiğinde itiraz etti. Ardından Vance, Zelenski’ye muazzam bir ikiyüzlülükle “Oval Ofis’e gelip Amerikan medyasının önünde bunu dava etmeye çalışmanız saygısızlık” dedi. Ancak medya önünde kavga çıkarmak için Zelenski’yi yemlemek muhtemelen başından beri planlanmıştı. Trump ve Vance kısa süre içinde Zelenski’ye bağırmaya başladılar.

“Harika televizyon şovu”

Trump toplantı sırasında, “Bu harika bir televizyon şovu olacak” dedi örneğin. Başkan, zaman zaman bir mafya babası gibi konuştu: “Kartların yok” ve “oraya gömüldün” dedi. Sanki Avrupa’da neredeyse bir yüzyıldır en büyük savaşı başlatmak Zelenski’nin fikriymiş gibi, “Üçüncü Dünya Savaşı ile kumar oynuyorsun” diyerek bağırırken Putin’den başkasına benzemiyordu.

Görüşmenin ardından Trump Ukraynalı lideri gönderdikten sonra Moskova’yı, ancak memnun edebilecek bir açıklama yaptı: “Başkan Zelenski’nin Amerika’nın müdahil olması halinde barışa hazır olmadığını tespit ettim, çünkü bizim müdahil olmamızın müzakerelerde kendisine büyük bir avantaj sağlayacağını düşünüyor. Ben avantaj istemiyorum, BARIŞ istiyorum. ABD’nin değerli Oval Ofisi’nde ABD’ye saygısızlık etti. Barış için hazır olduğunda geri gelebilir.”

“Kremlin kuklaları gibiydiler”

Yabancı bir konuğa ve ABD’nin bir dostuna karşı gösterilen kabalık içler acısıydı, ama daha da kötüsü, Trump ve Vance Amerikan liderleri yerine Kremlin’in iki kuklası gibiydiler. Yanlış olduğunu bildikleri ya da bilmeleri gereken hususları dile getirdiler. Zelenski, akıcı bir İngilizceye sahip olsaydı bile, bu yalanlar selini asla çürütemezdi. Hayır, ABD Ukrayna’ya 350 milyar dolar vermedi; evet, Zelenski defalarca Amerika’ya ve Trump’a teşekkürlerini ifade etti; hayır, Zelenski yönetime saldırmıyordu. Ukraynalı lider zorbalığa karşı durmak için elinden geleni yaptı, ama Trump ve Vance kameralara ve ülkelerindeki destekçilerine oynuyorlardı.

Vance, politika üretmekten ziyade puan toplamaya ne kadar adanmış olduğunu o kadar sığ bir gözlemle gösterdi ki, Zelenski’nin bunu kendisine söyleyemeyecek kadar dengesiz olduğu için şanslıydı. Ukrayna’nın içinde bulunduğu tehlikeli durumu vurgulamak için Vance, sanki bu sadece en çaresiz rejimin uygulamaya cesaret edebileceği eşi benzeri görülmemiş bir politikaymış gibi Zelenski’nin cepheye asker gönderdiğine dikkat çekti. Zelenski savaş halindeki tüm ulusların sorunları olduğunu söyledi, ancak Vance’e Ukrayna’nın kendi varlığı için savaştığını, ABD’nin ise Kremlin tarafından desteklenen birliklere karşı savaşmak üzere Kore ve Vietnam da dahil olmak üzere evlerinden çok uzak yerlere askerlerini sürüklediğini belirtebilirdi.

“Zelenski’i Suçlamayın”

Zelenski üç yıllık Rus barbarlığı boyunca ulusunu bir arada tutmayı başardı, ancak görünüşe göre, şimdi Moskova’nın tarafını tutan Amerikan başkanına karşı biraz daha az cilveli davranarak daha iyisini yapabilirdi. New York Times‘ın Kiev büro şefi Andrew Kramer, Zelenski’yi azarlamaya varan haber analizinde böyle diyor.

Kramer, Zelenski’nin yaklaşımının, “Amerikan başkanından empati değil düşmanlık” gördüğünü ve Donald Trump’la görüşme talebinin “bir zamanlar ülkesinin mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olan, ancak şimdi Trump yönetimiyle başa çıkmada bir maymuncuk gibi görünen dramatik kişisel tarzının son örneği” haline geldiğini öne sürüyor.

Kramer, Trump’ın empati yeteneğine sahip olduğuna inanıyor gibi görünüyor, ancak başkanın kamusal yaşamı, bu tür duyguları nadiren, hatta hiç kimseye ve kesinlikle pek çok şey için suçladığı bir ulusun liderine sunmadığını gösteriyor. Trump, savaşın kendi kaderi üzerindeki etkisinin ötesinde Ukrayna’nın kaderini muhtemelen daha az önemseyemezdi, ancak yine de Kramer, Zelenski’yi Amerika’nın Ukrayna’ya gerçek bir ülke gibi davranması gerektiği gibi görünüşte mantıksız bir talepte bulunarak Amerikan başkanını kışkırttığı için eleştiriyor.

Zelenski, Münih’teki bir güvenlik konferansında, Ankara’da bir basın toplantısında ve Kiev’deki iki basın toplantısında, Ukrayna’yı dışarıda bırakmaları halinde Trump’ın müzakerelerini reddedeceğini yineledi. Başka bir deyişle, bir savaş zamanı başkanı, hükümetinin dış politikasının en önemli noktasını, ulusunun kaderine kendisi olmadan karar verilmemesi gerektiğini defalarca vurguladı. Bu tutumun Amerikan başkanının hoşuna gitmeyeceği açıktı.

Gerçek şu ki Zelenski ile ilgili her şey Trump’ı rahatsız ediyor. Ukraynalı lider bunu gidermek için hiçbir şey yapamazdı. Oval Ofis’te diz çöküp Trump’ın elini tutarak sonsuz sadakat yemini etse bile… Trump, uzun zaman önce, fırsat verilirse Ukrayna’yı Vladimir Putin’e terk etmesine hiçbir şeyin engel olamayacağının sinyalini vermişti.

ABD artık Rusya ile aynı safta

28 Şubat toplantısı ve Amerika’nın Pazartesi günü Birleşmiş Milletler’de yaptığı utanç verici oylama[1], ABD’nin artık dünyanın büyük bir kısmına karşı Rusya ile aynı safta yer aldığını teyit etti. ABD Başkanı’nın cesur bir müttefike bağırıp çağırmasını, Oval Ofis’te sanki televizyona yumruk sallayan yaşlı bir adammış gibi öfkelenmesini izlerken kendimi fiziksel olarak hasta hissettim. Zelenski, Trump ve Vance gibi adamların hayal bile edemeyeceği trajedilere katlandı ve hayatını riske attı. Vance dünyanın en güçlü ordusunda halkla ilişkiler subayı olarak görev yapmıştı; hiçbir zaman bir Rus bombardımanı sırasında bir sığınağa girmek zorunda kalmadı.

Ülkem adına utanıyorum; Kongre Ukrayna’ya destek ve yardım için harekete geçse bile, bugün kaybedilen Amerikan onurunu geri getiremez. Ancak Trump ve Vance’in davranışlarından kim ne kadar tiksinirse tiksinsin, stratejik gerçek şudur ki, bu toplantı ABD ve özgür dünya için bir felakettir. Amerika’nın müttefikleri artık Trump, Amerika’nın 80 yıl önce Mihver Devletleri’nin yenilgiye uğratılmasından bu yana savunmaya çalıştığı her şeye açıkça ve keyifle ihanet ediyor. Rus otokratlar üç yıl boyunca masum insanları katlettikten sonra, suçlarından dolayı yargılanmak yerine işgallerinin ganimetlerinin tadını çıkarmayı dört gözle beklerken, tüm uluslararası barış ve güvenlik düzeni şu anda tehlikede. Trump’ın Zelenski’yi Beyaz Saray’dan kovmasından kısa bir süre sonra, Putin’in kuklası eski Rusya Devlet Başkanı Dmitry Medvedev, X’te şu paylaşımı yaptı: “Küstah domuz sonunda Oval Ofis’te hakkettiği bir tokat yedi.”

28 Şubat 2025 Cuma günü, Amerikan diplomasisinin en korkunç günlerinden biri olarak tarih kitaplarına geçecek; her Amerikalının, her ABD müttefikinin ve demokrasinin geleceğini önemseyen herkesin katlanmak zorunda kalacağı uzun vadeli bir felaketin başlangıcı olacak. Beyaz Saray’ın Ukrayna’ya ihanetinin Amerika’da bir ay süren otoriter kaosu sona erdirmesiyle birlikte Putin, dünyadaki diğer diktatörlerle birlikte nihayet Trump’a güvenle bakabilir ve şöyle düşünebilir: O bizden biri.”

Bu yazı ilk kez 3 Mart 2025’te yayımlanmıştır.

Tom Nichols’ın The Atlantic’te yayınlanan “It Was an Ambush” ve “Don’t Blame Zelensky” başlıklı yazılarından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazıların orijinallerine aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
https://www.theatlantic.com/ideas/archive/2025/02/ukraine-us-relations-trump/681880/,
https://www.theatlantic.com/ideas/archive/2025/02/ukraine-russia-war-leadership/681839/

[1] ABD, Birleşmiş Milletlerde Ukrayna’nın Rusya tarafından işgalinin üçüncü yıldönümü olan 24 Şubat’ta Birleşmiş Milletlerde yapılan oylamalarda iki kez Rusya ile aynı oyu kullandı. İki ülke, Avrupalıların Moskova’nın hamlelerini kınayan ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekleyen ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen tasarıya ret oyu kullandı. Daha sonra da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde savaşa son verilmesini isteyen fakat Rusya’ya herhangi bir eleştiri yöneltmeyen tasarıya destek verdi.

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Zelenski’ye Oval Ofis’te kurulan pusunun kodları

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’yi, Beyaz Saray’da kameralar önünde yüksek sesle azarlaması mizansen miydi? Kavga kimin elini güçlendirdi?

28 Şubat’ta Oval Ofis’te ABD Başkanı Donald Trump, Başkan Yardımcısı J.D. Vance ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski arasında yaşananlar, tarihe geçecek nitelikteydi. Vance’in kışkırtmalarıyla Trump, Zelenski’ye parmak sallayıp onu giderek daha yüksek bir sesle azarladı.

Peki, bütün bunlar neden oldu ve sonuçları neler olacak?

The Atlantic yazarı Tom Nichols, yaşananları bir “Trump-Vance pususu” olarak niteliyor ve açıkça Trump’ın bir müttefikini Rusya’ya “satabilmek” için bahane yaratmayı amaçladığını ileri sürüyor.

Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Trump ve Vance’in Beyaz Saray’da Zelenski’ye karşı sergiledikleri kabalığı bir an için de olsa bir kenara bırakın. Amerikalı liderlerin bir dostu düşmanmış gibi alenen hırpalamasını da bir kenara bırakın. Bugün Zelenski’ye uygulanan tüm korkunç muamele, şu jeopolitik gerçekliği gizlememelidir: ABD Başkanı, muhtemelen yakında Rusya’nın diktatörüyle bir anlaşma yaparak var olma mücadelesi veren bir Avrupa ülkesini satabilmek için sadık bir müttefikini pusuya düşürdü.

ABD yardımları durdurabilir

Trump’ın danışmanları bu görüşmeyi “bir kazanım olarak ilan ettiler. Trump’ın savunucuları muhtemelen bu utanç verici buluşmayı sadece hararetli bir sohbet olarak yorumlayarak rasyonalize edeceklerdir. Ancak bu toplantı planlı bir saldırının kokusunu taşıyordu: Trump, Zelenski’ye Rusya’nın Ukrayna’yı küresel savaş riskiyle karşı karşıya bırakmakla suçlayarak Rusya’nın görüşlerini empoze etti; tüm bunlar Ukrayna liderini ulusal televizyonda küçük düşürmek ve Trump’a defalarca yapmak istediğini belirttiği şeyi yapmak için bahane vermek üzere tasarlanmıştı: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yanında yer almak ve savaşı Rusya’nın şartlarına göre sona erdirmek. Zelenski’nin toplantı sırasındaki sözde uzlaşmaz tutumu nedeniyle Trump’ın Ukrayna’ya yapılan tüm askeri yardımları derhal durdurmayı düşündüğü bildiriliyor.

Trol Vance iş başında

Vance’in Beyaz Saray’daki varlığı da toplantının bir tuzak olduğunu düşündürüyor. Vance bu yönetimde genellikle görünmez bir destekçi konumunda ve Trump’ı eleştirenleri ara sıra trollemek dışında pek bir görevi yok. Görünüşe göre Trump’ın politikalarını ilerletmek artık Elon Musk’ın işi. Ancak Vance, bu kez diğer Amerikalıları değil, yabancı bir lideri trollemek için oraya getirildi. Teoride Amerika’nın en üst düzey diplomatı olan Marco Rubio da oradaydı, ama Vance iğrenç bir yüksek lisans öğrencisi gibi ahkam keserken o asık suratlı ve sessiz bir şekilde oturuyordu.

Vance kendini beğenmiş bir talk-show yardımcısı rolüne tam anlamıyla büründü ve konuklardan birini yerden yere vururken yıldızın ihtiyaç duyduğu desteği aldığından emin olmak için araya girdi. Başkan Yardımcısı ciddi anlara kendini dahil etmeye çalışan ciddiyetsiz bir adamdır, ancak bu kez riskler medya ya da Kongre’deki Demokratlarla olan olağan atışmalardan çok daha yüksekti. Zelenski’ye Oval Ofis’te neden takım elbise giymediğine dair sert ve keskin bir soru sordu. (Belki Musk’a da bir kabine toplantısında neden şapka ve tişört giydiğini sorar, ama bundan şüpheliyim).

Zelenski, olması gerektiği gibi, başkan yardımcısı Ukrayna başkanını Trump’a yeterince kişisel minnettarlık göstermediği için eleştirdiğinde itiraz etti. Ardından Vance, Zelenski’ye muazzam bir ikiyüzlülükle “Oval Ofis’e gelip Amerikan medyasının önünde bunu dava etmeye çalışmanız saygısızlık” dedi. Ancak medya önünde kavga çıkarmak için Zelenski’yi yemlemek muhtemelen başından beri planlanmıştı. Trump ve Vance kısa süre içinde Zelenski’ye bağırmaya başladılar.

“Harika televizyon şovu”

Trump toplantı sırasında, “Bu harika bir televizyon şovu olacak” dedi örneğin. Başkan, zaman zaman bir mafya babası gibi konuştu: “Kartların yok” ve “oraya gömüldün” dedi. Sanki Avrupa’da neredeyse bir yüzyıldır en büyük savaşı başlatmak Zelenski’nin fikriymiş gibi, “Üçüncü Dünya Savaşı ile kumar oynuyorsun” diyerek bağırırken Putin’den başkasına benzemiyordu.

Görüşmenin ardından Trump Ukraynalı lideri gönderdikten sonra Moskova’yı, ancak memnun edebilecek bir açıklama yaptı: “Başkan Zelenski’nin Amerika’nın müdahil olması halinde barışa hazır olmadığını tespit ettim, çünkü bizim müdahil olmamızın müzakerelerde kendisine büyük bir avantaj sağlayacağını düşünüyor. Ben avantaj istemiyorum, BARIŞ istiyorum. ABD’nin değerli Oval Ofisi’nde ABD’ye saygısızlık etti. Barış için hazır olduğunda geri gelebilir.”

“Kremlin kuklaları gibiydiler”

Yabancı bir konuğa ve ABD’nin bir dostuna karşı gösterilen kabalık içler acısıydı, ama daha da kötüsü, Trump ve Vance Amerikan liderleri yerine Kremlin’in iki kuklası gibiydiler. Yanlış olduğunu bildikleri ya da bilmeleri gereken hususları dile getirdiler. Zelenski, akıcı bir İngilizceye sahip olsaydı bile, bu yalanlar selini asla çürütemezdi. Hayır, ABD Ukrayna’ya 350 milyar dolar vermedi; evet, Zelenski defalarca Amerika’ya ve Trump’a teşekkürlerini ifade etti; hayır, Zelenski yönetime saldırmıyordu. Ukraynalı lider zorbalığa karşı durmak için elinden geleni yaptı, ama Trump ve Vance kameralara ve ülkelerindeki destekçilerine oynuyorlardı.

Vance, politika üretmekten ziyade puan toplamaya ne kadar adanmış olduğunu o kadar sığ bir gözlemle gösterdi ki, Zelenski’nin bunu kendisine söyleyemeyecek kadar dengesiz olduğu için şanslıydı. Ukrayna’nın içinde bulunduğu tehlikeli durumu vurgulamak için Vance, sanki bu sadece en çaresiz rejimin uygulamaya cesaret edebileceği eşi benzeri görülmemiş bir politikaymış gibi Zelenski’nin cepheye asker gönderdiğine dikkat çekti. Zelenski savaş halindeki tüm ulusların sorunları olduğunu söyledi, ancak Vance’e Ukrayna’nın kendi varlığı için savaştığını, ABD’nin ise Kremlin tarafından desteklenen birliklere karşı savaşmak üzere Kore ve Vietnam da dahil olmak üzere evlerinden çok uzak yerlere askerlerini sürüklediğini belirtebilirdi.

“Zelenski’i Suçlamayın”

Zelenski üç yıllık Rus barbarlığı boyunca ulusunu bir arada tutmayı başardı, ancak görünüşe göre, şimdi Moskova’nın tarafını tutan Amerikan başkanına karşı biraz daha az cilveli davranarak daha iyisini yapabilirdi. New York Times‘ın Kiev büro şefi Andrew Kramer, Zelenski’yi azarlamaya varan haber analizinde böyle diyor.

Kramer, Zelenski’nin yaklaşımının, “Amerikan başkanından empati değil düşmanlık” gördüğünü ve Donald Trump’la görüşme talebinin “bir zamanlar ülkesinin mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olan, ancak şimdi Trump yönetimiyle başa çıkmada bir maymuncuk gibi görünen dramatik kişisel tarzının son örneği” haline geldiğini öne sürüyor.

Kramer, Trump’ın empati yeteneğine sahip olduğuna inanıyor gibi görünüyor, ancak başkanın kamusal yaşamı, bu tür duyguları nadiren, hatta hiç kimseye ve kesinlikle pek çok şey için suçladığı bir ulusun liderine sunmadığını gösteriyor. Trump, savaşın kendi kaderi üzerindeki etkisinin ötesinde Ukrayna’nın kaderini muhtemelen daha az önemseyemezdi, ancak yine de Kramer, Zelenski’yi Amerika’nın Ukrayna’ya gerçek bir ülke gibi davranması gerektiği gibi görünüşte mantıksız bir talepte bulunarak Amerikan başkanını kışkırttığı için eleştiriyor.

Zelenski, Münih’teki bir güvenlik konferansında, Ankara’da bir basın toplantısında ve Kiev’deki iki basın toplantısında, Ukrayna’yı dışarıda bırakmaları halinde Trump’ın müzakerelerini reddedeceğini yineledi. Başka bir deyişle, bir savaş zamanı başkanı, hükümetinin dış politikasının en önemli noktasını, ulusunun kaderine kendisi olmadan karar verilmemesi gerektiğini defalarca vurguladı. Bu tutumun Amerikan başkanının hoşuna gitmeyeceği açıktı.

Gerçek şu ki Zelenski ile ilgili her şey Trump’ı rahatsız ediyor. Ukraynalı lider bunu gidermek için hiçbir şey yapamazdı. Oval Ofis’te diz çöküp Trump’ın elini tutarak sonsuz sadakat yemini etse bile… Trump, uzun zaman önce, fırsat verilirse Ukrayna’yı Vladimir Putin’e terk etmesine hiçbir şeyin engel olamayacağının sinyalini vermişti.

ABD artık Rusya ile aynı safta

28 Şubat toplantısı ve Amerika’nın Pazartesi günü Birleşmiş Milletler’de yaptığı utanç verici oylama[1], ABD’nin artık dünyanın büyük bir kısmına karşı Rusya ile aynı safta yer aldığını teyit etti. ABD Başkanı’nın cesur bir müttefike bağırıp çağırmasını, Oval Ofis’te sanki televizyona yumruk sallayan yaşlı bir adammış gibi öfkelenmesini izlerken kendimi fiziksel olarak hasta hissettim. Zelenski, Trump ve Vance gibi adamların hayal bile edemeyeceği trajedilere katlandı ve hayatını riske attı. Vance dünyanın en güçlü ordusunda halkla ilişkiler subayı olarak görev yapmıştı; hiçbir zaman bir Rus bombardımanı sırasında bir sığınağa girmek zorunda kalmadı.

Ülkem adına utanıyorum; Kongre Ukrayna’ya destek ve yardım için harekete geçse bile, bugün kaybedilen Amerikan onurunu geri getiremez. Ancak Trump ve Vance’in davranışlarından kim ne kadar tiksinirse tiksinsin, stratejik gerçek şudur ki, bu toplantı ABD ve özgür dünya için bir felakettir. Amerika’nın müttefikleri artık Trump, Amerika’nın 80 yıl önce Mihver Devletleri’nin yenilgiye uğratılmasından bu yana savunmaya çalıştığı her şeye açıkça ve keyifle ihanet ediyor. Rus otokratlar üç yıl boyunca masum insanları katlettikten sonra, suçlarından dolayı yargılanmak yerine işgallerinin ganimetlerinin tadını çıkarmayı dört gözle beklerken, tüm uluslararası barış ve güvenlik düzeni şu anda tehlikede. Trump’ın Zelenski’yi Beyaz Saray’dan kovmasından kısa bir süre sonra, Putin’in kuklası eski Rusya Devlet Başkanı Dmitry Medvedev, X’te şu paylaşımı yaptı: “Küstah domuz sonunda Oval Ofis’te hakkettiği bir tokat yedi.”

28 Şubat 2025 Cuma günü, Amerikan diplomasisinin en korkunç günlerinden biri olarak tarih kitaplarına geçecek; her Amerikalının, her ABD müttefikinin ve demokrasinin geleceğini önemseyen herkesin katlanmak zorunda kalacağı uzun vadeli bir felaketin başlangıcı olacak. Beyaz Saray’ın Ukrayna’ya ihanetinin Amerika’da bir ay süren otoriter kaosu sona erdirmesiyle birlikte Putin, dünyadaki diğer diktatörlerle birlikte nihayet Trump’a güvenle bakabilir ve şöyle düşünebilir: O bizden biri.”

Bu yazı ilk kez 3 Mart 2025’te yayımlanmıştır.

Tom Nichols’ın The Atlantic’te yayınlanan “It Was an Ambush” ve “Don’t Blame Zelensky” başlıklı yazılarından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazıların orijinallerine aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
https://www.theatlantic.com/ideas/archive/2025/02/ukraine-us-relations-trump/681880/,
https://www.theatlantic.com/ideas/archive/2025/02/ukraine-russia-war-leadership/681839/

[1] ABD, Birleşmiş Milletlerde Ukrayna’nın Rusya tarafından işgalinin üçüncü yıldönümü olan 24 Şubat’ta Birleşmiş Milletlerde yapılan oylamalarda iki kez Rusya ile aynı oyu kullandı. İki ülke, Avrupalıların Moskova’nın hamlelerini kınayan ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekleyen ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen tasarıya ret oyu kullandı. Daha sonra da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde savaşa son verilmesini isteyen fakat Rusya’ya herhangi bir eleştiri yöneltmeyen tasarıya destek verdi.

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x