Ukrayna’da son durum ne?

Yapay zeka, dijitalleşme hayatımızı yeniden şekillendirirken, Mars’a gitmenin yolları aranırken, küresel ısınmaya karşı evrensel politikalar geliştirilmeye çalışılırken, Avrupa’nın orta yerinde bir savaşa, apaçık bir işgal girişimine pek kimseler ihtimal vermezken 2022 yılının Şubat ayında, Rusya Ukrayna’ya binlerce askerle girdi.

Aylar geride kalırken insanların konuya ilgisi azaldı. Tam da bu noktada Rusya – Ukrayna Savaşı’nda aslında ne olduğunu, son durumu anlatmanın en iyi yolu, jeopolitik kavramlar ve askerî stratejilerden söz etmekten değil, bence tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olan Cesur Yürek’i ve filmde de anlatılan 724 yıl yaşanmış bir savaşı hatırlamaktan geçiyor.

İskoçya’nın İngilizlere karşı özgürlüğü için mücadelesini anlatan filmin baş kahramanı William Wallace’ın yüzü boyalı ve atının üstünde yaptığı “Özgürlük” konuşması eminim pek çok okurun hâlâ hafızasındadır. Filmin en önemli sahnesi Wallace’un bu konuşmasıdır aslında. Konuşmanın sonunda “Alba gu bràth” diye İskoçça bağırırlar hep bir ağızdan yani “Çok yaşa İskoçya”. Benim gibi Rusya-Ukrayna savaşının ilk günlerinde yapılan gösterilere gitmiş olsaydınız siz de Ukrayna dilinde “Slava Ukraini!” yani “Şan Olsun Ukrayna’ya” ya da “Yaşasın Ukrayna” nidalarını duyabilirdiniz.

Aslında bu destek hâlâ pek çok ülkede sürüyor. Mayıs ayında Litvanya, İsveç ve Danimarka’ya yaptığım seyahatlerde, havaalanlarından şehir merkezine pek çok yerde Ukrayna bayraklarını gördüm. Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta otobüslerin üzerindeki dijital ekranlarda “Slava Ukraini” ve “Vilnius ♥ Ukraine” yazıları göze çarpıyordu. Şehir merkezindeki meydanda, Ukrayna’yı desteklemek için Ukrayna dilindeki şarkıların çalındığı konserlere, yakınlarda kilisede Ukraynalı opera sanatçılarının kilise orguna eşlik eden aryalarına denk gelmek mümkündü. Evlerin pencerelerine, balkonlara asılı Ukrayna bayrakları her yerdeydi.

Rusya – Ukrayna Savaşı’nı nasıl okumalı?

Türkiye’de savaşın ilk 40 gününde haber kanallarında neredeyse 24 saat “Putin mi? Zelenski mi?” tartışmaları yapıldıktan sonra Türkiye kamuoyunun savaşa ilgisi azaldı. Türkiye’de savaşa yönelik temel analiz ise “Ortada Büyük Oyun var. Bir tarafta ABD ve AB’li Batı diğer tarafta Rusya ve onu üstü kapalı destekleyen Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika”;“Zelenskiy Batı’nın kuklası olup Rusya’yı tahrik etti”; “Batı’ya güvenen Zelenskiy halkını ateşe attı” eksenindeydi. Ben bu analizleri “jeopolitik ve jeostratejik fetişzm” olarak tanımlıyorum. Bu kadar neorealist ve jeopolitik teorilerine odaklanılması asıl noktayı kaçırmamıza yol açıyor.

Zira Putin ve Rus halkının psikolojisinden tutun da 9. yüzyılda Kiev Knezliği ile başlayan Rusya ve Ukrayna ilişkilerine kadar uzanan hatta Balkanlar’daki Doğu Slavlar (Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar) arasındaki gelişmeleri dikkate almadan bu konuda analiz yapmak doğru olmaz. Belki de en çok unutulan, 2014’te yine Rusya’nın yine Kırım’ı işgali ve büyük bir baskıya maruz kalan Kırım Tatarları.

Ayrıca savaşın İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD Başkanı Joe Biden gibi liderler tarafından iç politikada kullanılmasını da unutmamak gerekir. Çankırı Kalfatlı olduğunu söylenen Johnson koltuğunu kurtarmasını savaşa borçlu. Nedeni çok basit. İç politikada başarısız olan her lider gibi Başbakan Johnson, yakın dış tehdit olarak Rusya’yı göstererek iç kamuoyunun dikkatini başka yöne çevirdi. İç politikada İngiliz Muhafazakâr Partisi içindeki muhalif sesleri kıstı ve muhalefet partilerinin Rus tehdidi karşısında arkasında yer almasını sağladı. En son noktada, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra iktidara gelen Ukrayna yönetimlerinin de bu duruma gelinmesinde mutlaka suçu var.

Ukrayna’da son durum ne?

Ama önce bugün Ukrayna’daki duruma bakmak lazım. Birleşmiş Milletler verilerine göre, savaştan önce 43,5 milyon nüfusu olan Ukrayna’da 12 milyon insan ülkeyi terk etti; 7 milyon kişiyse, ülke içinde yer değiştirdi.[efn_note]https://www.bbc.com/news/world-60555472[/efn_note] Elbette 4 ayı geçen bu savaşta Ukrayna ekonomisi ağır bir darbe aldı, yaralarını sarması zaman alacak.

Havaların düzelmesi, savaşın doğu ve güney Ukrayna cephe hatlarında çok büyük değişiklik olmadan sürmesi nedeniyle Ukrayna’nın diğer bölgelerinde bombalamalarına rağmen ekonomik faaliyetler sürdürülüyor.

Ukrayna’ya dışarıdan gelen yardımların da katkısıyla işgal atındaki bölgeler haricinde hiçbir üründe sahada kriz boyutunda sıkıntı yaşanmıyor. Çiftçiler ürünlerini ekmeye ve hasatlarını yapmaya gayret ediyorlar. Özellikle hasada yakın kurumuş tarlalar, rekoltenin düşük kalmasını sağlamak amacıyla Ruslar tarafından bombalanıyor.

Savaşın ilk başlarında işgal edilip sonrasında kurtarılan bölgelerde mayınlar ve patlamamış bombalar can alıyor.

Ukrayna halkı savaşın ve getirdiği zorlukların farkında ve şikâyetçi değiller. Özgürlüklerinin bir bedeli olduğu bilincindeler. Elbette savaş uzar ve sıkıntılar daha çok artarsa durum ne olur kestirmek zor.

Kyiv ve çevresinde hayat normale döndü. O bölgelerden ülkeyi terk edenlerin büyük çoğunluğu geri döndü. Direnişe destek büyük. Örneğin 2020’de COVID-19 pandemisinde yardım amacıyla kurulan Serhiy Pritula Vakfı, 2022’de Ukrayna ordusuna destek olmak için gönüllüleri etrafından toplayarak üç gün önce üç Bayraktar marka insansız hava aracı satın alabilmek için 15 milyon dolar toplama hedefiyle bir kampanya başlattı. Üç günde dört adet İHA Bayraktar almaya yetecek bir miktar olan 20 milyon dolar yani 600 milyon grivna toplandı.

Savaş, iyi ve kötü karakterler, vazgeçilmeyen hedefler

Veriler bir yana Ukrayna’nın durumunu anlatmak için yine Cesur Yürek filmine başvurmak işe yarayabilir. Filmin ana karakteri William Wallace (Bu karakteri Mel Gibson canlandırmıştı) yani Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy.

Filmdeki kötü karakter ise İngiliz Kralı Uzunbacaklı Edward (I. Edward), “Liderlerden korkulması gerekir sevilmesi değil” diyen Makyavel’e inanıyor, hırslı, entrikalara yatkın ve savaşçı. Uzunbacaklı Edward’ın günümüzdeki yansımasıysa boyu 1.70 olsa da Rusya Devlet Başkanı Putin.

Filmdeki üçüncü karakter İskoç tahtının varisi Bruce’u şu anki durumda Batı yani ABD, AB ve NATO olarak yorumlamak mümkün.

Wallace ile Uzunbacaklı Edward arasındaki savaş, yerel İngiliz soylu mülk sahibinin Wallace’ın karısını öldürmesiyle başlar. Ukrayna-Rusya savaşı da aslında Ukrayna iç politikasında Rus yanlısı ve Ukraynalı milliyetçileri arasındaki rekabetle başladı. Ukrayna’nın 1991’de bağımsız olmasından bu yana Ukrayna’daki bu iki zıt kutup arasındaki mücadele, 2014 Kırım’ın işgaliyle sonuçlandı.

Kırım’ın işgalinden sonra Donbas’ın Rusya tarafından işgali, bir anlamda, Wallace’ın karısının İngiliz soylu tarafından öldürülmesine benziyor. Wallace nasıl karısının intikamını almak için İngiliz kalesine saldırıp asla pes etmediyse Donbas’ta da 2014’ten beri savaş devam ediyor, Ukraynalılar toprakları için savaşıyor. Vazgeçmedikleri nihai hedefleriyse aynı, önce Donbas sonra Kırım’ı geri almak.

Zelenskiy hâlâ kahraman

Ukraynalılar taleplerinden ve mücadelelerinden vazgeçmiyor. Bu mücadeleyi siyasi açıdan yürüten, hâlâ halkın desteğine sahip olan da aslında çiçeği burnunda bir devlet başkanıyken bir savaşla yüz yüze gelen Zelenskiy.

Aynı William Wallace’un unutulmaz “özgürlük” konuşması gibi Zelenskiy de savaşın ilk birkaç gününde verdiği mesajlarla toplumdaki direnişi güçlendirdi. Savaşın başladığı ilk gün Zelenskiy, Rus halkına Twitter’dan seslenerek “Savaşa ihtiyacımız olmadığını kesin olarak biliyoruz… ama düşman birlikleri tarafından saldırıya uğrarsak… yüzlerimizi göreceksiniz, sırtlarımızı değil, yüzlerimizi” dedi. İkinci gün, Kyiv’de Başkanlık Sarayı dışında yakın çalışma arkadaşlarıyla video çekti, ailesinin ve kendisinin tüm tehlikelere karşın başkentten ayrılmayacağını ilan etti. ABD’nin Kyiv’den çıkarma teklifini “Savaş burada; mühimmata ihtiyacım var, araçla gitmeye değil.” diyerek red etti. Barış için diyalogun kapısını da “Putin ile konuşmam gerek. Dünyanın Putin ile konuşması gerekiyor. Bu savaşı durdurmanın başka yolu yok” diyerek açık bıraktı.

Filmde Wallace’ın etrafında halkını toplamasına benzer şekilde Ukrayna’da askerî, siyasi, ekonomik ve toplumsal anlamda tüm Ukraynalılar, tek bir slogan ve tek bir lider etrafında toplanmış durumda: Slava Ukraini ve Zelenskiy.

Askerî açıdan sahada durum ne?

Filmde İskoçlar, gerilla savaşı taktiğiyle savaşmaya devam ediyorlar. Ukrayna ordusu da vur kaç operasyonlarının yanı sıra Maripol ve şu anda Severodonetsk şehirlerinde topraklarını savunuyorlar. Şu anda savaş Luhansk bölgesinde en kanlı haliyle sürüyor. Rusya Güney ve Batı Askerî Bölge komutanlıkları, ilan edilmemiş bir seferberlikle sürekli zorla asker alımı yapıp bu bölgeye gönderiyor.

Ukrayna ordusunun ise morali yüksek. Ukrayna halkı savaşa gönüllü katılmaya devam ediyor. Ukrayna direnişini sürdürürken, özellikle Batı’dan verilen uzun menzilli ağır silahların ve yeni askerî araçların eğitimlerinin tamamlanmasını bekliyor. Özellikle Temmuz ayının ikinci yarısından sonra cephede bu ağır silahların kullanımına hazır olacakları bilgisi var.[efn_note]https://www.state.gov/u-s-security-cooperation-with-ukraine/[/efn_note] Bugün için Ukrayna’ya destekte bir azalma yok. Güz aylarına kadar da düşeceğini sanmıyorum.

Barışa şans vermek

Siyasi arenada da destek sürüyor. Son olarak Avrupa Birliği Ukrayna ve Moldova’ya “aday ülke” statüsü verilmesine karar verdi. Batı bu hamleyle desteğini üst perdeden ortaya koydu.

Öte yandan Zelenskiy de aynen Wallace gibi barışa da şans veriyor; Antalya ve İstanbul’da barış masasında yer almayı kabul etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arabuluculuk rolüne uygun olarak yumuşak şekilde Putin’e “Onurlu çıkış yap” mesajı gönderiyor.

Fransa Devlet Başkanı Emanuel Macron ise “Toprak karşılığı barış” formülünü dile getiriyor. Zelenskiy’nin ve Ukrayna’nın Batı tarafından yalnız bırakılıp bırakılmayacağını zaman gösterecek.

Cesur Yürek filminde Wallace barış çağrısına kulak verip İskoç soylularla görüşmeye gittiğinde tuzağa düşer, Kral Edward’a teslim edilir. Vatana ve krala ihanetten yargılanıp suçlu bulunur. Bu yargılama esnasında Kral Edward’a dönerek “Ona bağlı kalacağıma hiçbir zaman yemin etmedim!” dediği söylenir. İşkenceyle halkın önünde infaz edilir. Korkunç bir işkenceye rağmen Walllace’ın kraldan hiçbir şekilde af dilemediği bilinir.

İtalya’nın 2,5 katı büyüklüğünde ve Avrupa’nın ikinci büyük ülkesi Ukrayna da Wallace’ın vücudu gibi Rusya tarafından parça parça bölünüyor. Ukrayna’nın bir parçası Kırım ondan ayrılmış durumda. Donbas bölgesi de direniyor ama bunun nereye kadar sürebileceği belirsiz. Jeostratejik fetişizminden çıkıp sadece Ukraynalılara değil Ukrayna’nın toprağı olan işgal altındaki Kırım’da yaşayan Türk ve Müslüman Kırım Tatarlarına da destek vermeliyiz.

Yeni bir statüko mu doğuyor?

Savaş bitmiyor, duruma alışılıyor. Yeni bir statüko doğuyor. Bir tarafta özgürlük, demokrasi, insan hakları, barış ve iyilik mücadelesi veren Ukrayna ve Batı, diğer tarafta tiranlık, zorbalık, savaş, vahşet ve kötülük temsilcisi Rusya, Belarus, Çin ve diğerleri (popülist liderler).

Rus ve Ukrayna dilini, dinini, tarihini, kültürünü bilmeyen, uluslararası ilişkiler teorilerini sadece realizm, güvenlik ve jeostrateji bağlamında gören pek çok uzman sürekli yorumlar yapıyor. Kadir Has Üniversitesi’nin 2008 yılından beri yaptığı Türk Dış Politikası Algı Araştırması’nın sonuçlarına göre, 2018 yılında yüzde 80’e ulaşan ABD ve Batı karşıtlığını besleyici analizler tekrarlanıyor.

Yeni statüko doğarken Türk toplumu bu analizler sonucu ya yanlış yönlendiriliyor ya da analistler halkın duymak istediklerini söylemeyi tercih ediyor. Oysa gerçekler ve bütünlüklü bir yaklaşım bunlardan çok daha fazlasının konuşulmasını gerekli kılıyor. “Büyük Oyun” bakışı altında yaşanan haksızlık, adaletsizlik, trajediler arka plana itiliyor. Amma velakin, silahların susması, çocukların ölmemesi, çevrenin yok olmaması ve barış dolu gelecek günler için farklı bakış açısına gerek var.

Gerçek hayat filmlerdeki gibi analiz edilebilir mi? Zelenskiy’yi nasıl bir son bekliyor? Batı, Ukrayna’ya ihanet edecek mi? Putin’e onurlu çıkış senaryosunu sunup hayata geçirecekler mi? Savaş alanında Ukrayna ordusuna desteğe devam edecekler mi?

Tüm bu soruların yanıtlarını düşünürken toplumların ve konjonktürün de değişimine göz atmakta fayda var. 700 yıl önce bağımsızlık mücadeleleri için adeta destan yazılan İskoçyalılar, 2014’te bağımsızlık referandumunda yüzde 55,3 ile hayır dediler. Yani Wallace’ın özgürlük çığlığı her zaman karşılık bulmuyor.

Ukrayna bu savaşa ne kadar ve nasıl dayanır? İskoçya referandumunun gösterdiği gibi insanoğlunu rasyonel seçim yapınca değerler, inançlar ve kimliklerin önemi ikinci plana itilebiliyor. Ukrayna halkının buna dayanması karşılıklı zarar görülen açmaz (mutually hurting stalemate) durumuna gelinme zamanına kadar olacaktır. Hem Ukrayna hem Putin savaşı sürdürülemez görmeye başladığında ateşkes olabilir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 27 Haziran 2022’de yayımlanmıştır.

Sezai Özçelik
Sezai Özçelik
Prof. Dr. Sezai Özçelik – Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi. American Üniversitesi’nde Uluslararası Barış ve Çatışma Çalışmaları üzerine yüksek lisansını tamamladıktan sonra ABD’de George Mason Üniversitesi’nde çatışma analizi ve çözümü üzerine doktora yaptı. Çalışmaları, çatışma analizi ve barış çalışmaları üzerine yoğunlaşıyor. Rusya, Ukrayna, Kırım Tatarları, Latin Amerika özellikle ilgilendiği bölgelerin başında geliyor.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Ukrayna’da son durum ne?

Yapay zeka, dijitalleşme hayatımızı yeniden şekillendirirken, Mars’a gitmenin yolları aranırken, küresel ısınmaya karşı evrensel politikalar geliştirilmeye çalışılırken, Avrupa’nın orta yerinde bir savaşa, apaçık bir işgal girişimine pek kimseler ihtimal vermezken 2022 yılının Şubat ayında, Rusya Ukrayna’ya binlerce askerle girdi.

Aylar geride kalırken insanların konuya ilgisi azaldı. Tam da bu noktada Rusya – Ukrayna Savaşı’nda aslında ne olduğunu, son durumu anlatmanın en iyi yolu, jeopolitik kavramlar ve askerî stratejilerden söz etmekten değil, bence tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olan Cesur Yürek’i ve filmde de anlatılan 724 yıl yaşanmış bir savaşı hatırlamaktan geçiyor.

İskoçya’nın İngilizlere karşı özgürlüğü için mücadelesini anlatan filmin baş kahramanı William Wallace’ın yüzü boyalı ve atının üstünde yaptığı “Özgürlük” konuşması eminim pek çok okurun hâlâ hafızasındadır. Filmin en önemli sahnesi Wallace’un bu konuşmasıdır aslında. Konuşmanın sonunda “Alba gu bràth” diye İskoçça bağırırlar hep bir ağızdan yani “Çok yaşa İskoçya”. Benim gibi Rusya-Ukrayna savaşının ilk günlerinde yapılan gösterilere gitmiş olsaydınız siz de Ukrayna dilinde “Slava Ukraini!” yani “Şan Olsun Ukrayna’ya” ya da “Yaşasın Ukrayna” nidalarını duyabilirdiniz.

Aslında bu destek hâlâ pek çok ülkede sürüyor. Mayıs ayında Litvanya, İsveç ve Danimarka’ya yaptığım seyahatlerde, havaalanlarından şehir merkezine pek çok yerde Ukrayna bayraklarını gördüm. Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta otobüslerin üzerindeki dijital ekranlarda “Slava Ukraini” ve “Vilnius ♥ Ukraine” yazıları göze çarpıyordu. Şehir merkezindeki meydanda, Ukrayna’yı desteklemek için Ukrayna dilindeki şarkıların çalındığı konserlere, yakınlarda kilisede Ukraynalı opera sanatçılarının kilise orguna eşlik eden aryalarına denk gelmek mümkündü. Evlerin pencerelerine, balkonlara asılı Ukrayna bayrakları her yerdeydi.

Rusya – Ukrayna Savaşı’nı nasıl okumalı?

Türkiye’de savaşın ilk 40 gününde haber kanallarında neredeyse 24 saat “Putin mi? Zelenski mi?” tartışmaları yapıldıktan sonra Türkiye kamuoyunun savaşa ilgisi azaldı. Türkiye’de savaşa yönelik temel analiz ise “Ortada Büyük Oyun var. Bir tarafta ABD ve AB’li Batı diğer tarafta Rusya ve onu üstü kapalı destekleyen Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika”;“Zelenskiy Batı’nın kuklası olup Rusya’yı tahrik etti”; “Batı’ya güvenen Zelenskiy halkını ateşe attı” eksenindeydi. Ben bu analizleri “jeopolitik ve jeostratejik fetişzm” olarak tanımlıyorum. Bu kadar neorealist ve jeopolitik teorilerine odaklanılması asıl noktayı kaçırmamıza yol açıyor.

Zira Putin ve Rus halkının psikolojisinden tutun da 9. yüzyılda Kiev Knezliği ile başlayan Rusya ve Ukrayna ilişkilerine kadar uzanan hatta Balkanlar’daki Doğu Slavlar (Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar) arasındaki gelişmeleri dikkate almadan bu konuda analiz yapmak doğru olmaz. Belki de en çok unutulan, 2014’te yine Rusya’nın yine Kırım’ı işgali ve büyük bir baskıya maruz kalan Kırım Tatarları.

Ayrıca savaşın İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD Başkanı Joe Biden gibi liderler tarafından iç politikada kullanılmasını da unutmamak gerekir. Çankırı Kalfatlı olduğunu söylenen Johnson koltuğunu kurtarmasını savaşa borçlu. Nedeni çok basit. İç politikada başarısız olan her lider gibi Başbakan Johnson, yakın dış tehdit olarak Rusya’yı göstererek iç kamuoyunun dikkatini başka yöne çevirdi. İç politikada İngiliz Muhafazakâr Partisi içindeki muhalif sesleri kıstı ve muhalefet partilerinin Rus tehdidi karşısında arkasında yer almasını sağladı. En son noktada, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra iktidara gelen Ukrayna yönetimlerinin de bu duruma gelinmesinde mutlaka suçu var.

Ukrayna’da son durum ne?

Ama önce bugün Ukrayna’daki duruma bakmak lazım. Birleşmiş Milletler verilerine göre, savaştan önce 43,5 milyon nüfusu olan Ukrayna’da 12 milyon insan ülkeyi terk etti; 7 milyon kişiyse, ülke içinde yer değiştirdi.[efn_note]https://www.bbc.com/news/world-60555472[/efn_note] Elbette 4 ayı geçen bu savaşta Ukrayna ekonomisi ağır bir darbe aldı, yaralarını sarması zaman alacak.

Havaların düzelmesi, savaşın doğu ve güney Ukrayna cephe hatlarında çok büyük değişiklik olmadan sürmesi nedeniyle Ukrayna’nın diğer bölgelerinde bombalamalarına rağmen ekonomik faaliyetler sürdürülüyor.

Ukrayna’ya dışarıdan gelen yardımların da katkısıyla işgal atındaki bölgeler haricinde hiçbir üründe sahada kriz boyutunda sıkıntı yaşanmıyor. Çiftçiler ürünlerini ekmeye ve hasatlarını yapmaya gayret ediyorlar. Özellikle hasada yakın kurumuş tarlalar, rekoltenin düşük kalmasını sağlamak amacıyla Ruslar tarafından bombalanıyor.

Savaşın ilk başlarında işgal edilip sonrasında kurtarılan bölgelerde mayınlar ve patlamamış bombalar can alıyor.

Ukrayna halkı savaşın ve getirdiği zorlukların farkında ve şikâyetçi değiller. Özgürlüklerinin bir bedeli olduğu bilincindeler. Elbette savaş uzar ve sıkıntılar daha çok artarsa durum ne olur kestirmek zor.

Kyiv ve çevresinde hayat normale döndü. O bölgelerden ülkeyi terk edenlerin büyük çoğunluğu geri döndü. Direnişe destek büyük. Örneğin 2020’de COVID-19 pandemisinde yardım amacıyla kurulan Serhiy Pritula Vakfı, 2022’de Ukrayna ordusuna destek olmak için gönüllüleri etrafından toplayarak üç gün önce üç Bayraktar marka insansız hava aracı satın alabilmek için 15 milyon dolar toplama hedefiyle bir kampanya başlattı. Üç günde dört adet İHA Bayraktar almaya yetecek bir miktar olan 20 milyon dolar yani 600 milyon grivna toplandı.

Savaş, iyi ve kötü karakterler, vazgeçilmeyen hedefler

Veriler bir yana Ukrayna’nın durumunu anlatmak için yine Cesur Yürek filmine başvurmak işe yarayabilir. Filmin ana karakteri William Wallace (Bu karakteri Mel Gibson canlandırmıştı) yani Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy.

Filmdeki kötü karakter ise İngiliz Kralı Uzunbacaklı Edward (I. Edward), “Liderlerden korkulması gerekir sevilmesi değil” diyen Makyavel’e inanıyor, hırslı, entrikalara yatkın ve savaşçı. Uzunbacaklı Edward’ın günümüzdeki yansımasıysa boyu 1.70 olsa da Rusya Devlet Başkanı Putin.

Filmdeki üçüncü karakter İskoç tahtının varisi Bruce’u şu anki durumda Batı yani ABD, AB ve NATO olarak yorumlamak mümkün.

Wallace ile Uzunbacaklı Edward arasındaki savaş, yerel İngiliz soylu mülk sahibinin Wallace’ın karısını öldürmesiyle başlar. Ukrayna-Rusya savaşı da aslında Ukrayna iç politikasında Rus yanlısı ve Ukraynalı milliyetçileri arasındaki rekabetle başladı. Ukrayna’nın 1991’de bağımsız olmasından bu yana Ukrayna’daki bu iki zıt kutup arasındaki mücadele, 2014 Kırım’ın işgaliyle sonuçlandı.

Kırım’ın işgalinden sonra Donbas’ın Rusya tarafından işgali, bir anlamda, Wallace’ın karısının İngiliz soylu tarafından öldürülmesine benziyor. Wallace nasıl karısının intikamını almak için İngiliz kalesine saldırıp asla pes etmediyse Donbas’ta da 2014’ten beri savaş devam ediyor, Ukraynalılar toprakları için savaşıyor. Vazgeçmedikleri nihai hedefleriyse aynı, önce Donbas sonra Kırım’ı geri almak.

Zelenskiy hâlâ kahraman

Ukraynalılar taleplerinden ve mücadelelerinden vazgeçmiyor. Bu mücadeleyi siyasi açıdan yürüten, hâlâ halkın desteğine sahip olan da aslında çiçeği burnunda bir devlet başkanıyken bir savaşla yüz yüze gelen Zelenskiy.

Aynı William Wallace’un unutulmaz “özgürlük” konuşması gibi Zelenskiy de savaşın ilk birkaç gününde verdiği mesajlarla toplumdaki direnişi güçlendirdi. Savaşın başladığı ilk gün Zelenskiy, Rus halkına Twitter’dan seslenerek “Savaşa ihtiyacımız olmadığını kesin olarak biliyoruz… ama düşman birlikleri tarafından saldırıya uğrarsak… yüzlerimizi göreceksiniz, sırtlarımızı değil, yüzlerimizi” dedi. İkinci gün, Kyiv’de Başkanlık Sarayı dışında yakın çalışma arkadaşlarıyla video çekti, ailesinin ve kendisinin tüm tehlikelere karşın başkentten ayrılmayacağını ilan etti. ABD’nin Kyiv’den çıkarma teklifini “Savaş burada; mühimmata ihtiyacım var, araçla gitmeye değil.” diyerek red etti. Barış için diyalogun kapısını da “Putin ile konuşmam gerek. Dünyanın Putin ile konuşması gerekiyor. Bu savaşı durdurmanın başka yolu yok” diyerek açık bıraktı.

Filmde Wallace’ın etrafında halkını toplamasına benzer şekilde Ukrayna’da askerî, siyasi, ekonomik ve toplumsal anlamda tüm Ukraynalılar, tek bir slogan ve tek bir lider etrafında toplanmış durumda: Slava Ukraini ve Zelenskiy.

Askerî açıdan sahada durum ne?

Filmde İskoçlar, gerilla savaşı taktiğiyle savaşmaya devam ediyorlar. Ukrayna ordusu da vur kaç operasyonlarının yanı sıra Maripol ve şu anda Severodonetsk şehirlerinde topraklarını savunuyorlar. Şu anda savaş Luhansk bölgesinde en kanlı haliyle sürüyor. Rusya Güney ve Batı Askerî Bölge komutanlıkları, ilan edilmemiş bir seferberlikle sürekli zorla asker alımı yapıp bu bölgeye gönderiyor.

Ukrayna ordusunun ise morali yüksek. Ukrayna halkı savaşa gönüllü katılmaya devam ediyor. Ukrayna direnişini sürdürürken, özellikle Batı’dan verilen uzun menzilli ağır silahların ve yeni askerî araçların eğitimlerinin tamamlanmasını bekliyor. Özellikle Temmuz ayının ikinci yarısından sonra cephede bu ağır silahların kullanımına hazır olacakları bilgisi var.[efn_note]https://www.state.gov/u-s-security-cooperation-with-ukraine/[/efn_note] Bugün için Ukrayna’ya destekte bir azalma yok. Güz aylarına kadar da düşeceğini sanmıyorum.

Barışa şans vermek

Siyasi arenada da destek sürüyor. Son olarak Avrupa Birliği Ukrayna ve Moldova’ya “aday ülke” statüsü verilmesine karar verdi. Batı bu hamleyle desteğini üst perdeden ortaya koydu.

Öte yandan Zelenskiy de aynen Wallace gibi barışa da şans veriyor; Antalya ve İstanbul’da barış masasında yer almayı kabul etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arabuluculuk rolüne uygun olarak yumuşak şekilde Putin’e “Onurlu çıkış yap” mesajı gönderiyor.

Fransa Devlet Başkanı Emanuel Macron ise “Toprak karşılığı barış” formülünü dile getiriyor. Zelenskiy’nin ve Ukrayna’nın Batı tarafından yalnız bırakılıp bırakılmayacağını zaman gösterecek.

Cesur Yürek filminde Wallace barış çağrısına kulak verip İskoç soylularla görüşmeye gittiğinde tuzağa düşer, Kral Edward’a teslim edilir. Vatana ve krala ihanetten yargılanıp suçlu bulunur. Bu yargılama esnasında Kral Edward’a dönerek “Ona bağlı kalacağıma hiçbir zaman yemin etmedim!” dediği söylenir. İşkenceyle halkın önünde infaz edilir. Korkunç bir işkenceye rağmen Walllace’ın kraldan hiçbir şekilde af dilemediği bilinir.

İtalya’nın 2,5 katı büyüklüğünde ve Avrupa’nın ikinci büyük ülkesi Ukrayna da Wallace’ın vücudu gibi Rusya tarafından parça parça bölünüyor. Ukrayna’nın bir parçası Kırım ondan ayrılmış durumda. Donbas bölgesi de direniyor ama bunun nereye kadar sürebileceği belirsiz. Jeostratejik fetişizminden çıkıp sadece Ukraynalılara değil Ukrayna’nın toprağı olan işgal altındaki Kırım’da yaşayan Türk ve Müslüman Kırım Tatarlarına da destek vermeliyiz.

Yeni bir statüko mu doğuyor?

Savaş bitmiyor, duruma alışılıyor. Yeni bir statüko doğuyor. Bir tarafta özgürlük, demokrasi, insan hakları, barış ve iyilik mücadelesi veren Ukrayna ve Batı, diğer tarafta tiranlık, zorbalık, savaş, vahşet ve kötülük temsilcisi Rusya, Belarus, Çin ve diğerleri (popülist liderler).

Rus ve Ukrayna dilini, dinini, tarihini, kültürünü bilmeyen, uluslararası ilişkiler teorilerini sadece realizm, güvenlik ve jeostrateji bağlamında gören pek çok uzman sürekli yorumlar yapıyor. Kadir Has Üniversitesi’nin 2008 yılından beri yaptığı Türk Dış Politikası Algı Araştırması’nın sonuçlarına göre, 2018 yılında yüzde 80’e ulaşan ABD ve Batı karşıtlığını besleyici analizler tekrarlanıyor.

Yeni statüko doğarken Türk toplumu bu analizler sonucu ya yanlış yönlendiriliyor ya da analistler halkın duymak istediklerini söylemeyi tercih ediyor. Oysa gerçekler ve bütünlüklü bir yaklaşım bunlardan çok daha fazlasının konuşulmasını gerekli kılıyor. “Büyük Oyun” bakışı altında yaşanan haksızlık, adaletsizlik, trajediler arka plana itiliyor. Amma velakin, silahların susması, çocukların ölmemesi, çevrenin yok olmaması ve barış dolu gelecek günler için farklı bakış açısına gerek var.

Gerçek hayat filmlerdeki gibi analiz edilebilir mi? Zelenskiy’yi nasıl bir son bekliyor? Batı, Ukrayna’ya ihanet edecek mi? Putin’e onurlu çıkış senaryosunu sunup hayata geçirecekler mi? Savaş alanında Ukrayna ordusuna desteğe devam edecekler mi?

Tüm bu soruların yanıtlarını düşünürken toplumların ve konjonktürün de değişimine göz atmakta fayda var. 700 yıl önce bağımsızlık mücadeleleri için adeta destan yazılan İskoçyalılar, 2014’te bağımsızlık referandumunda yüzde 55,3 ile hayır dediler. Yani Wallace’ın özgürlük çığlığı her zaman karşılık bulmuyor.

Ukrayna bu savaşa ne kadar ve nasıl dayanır? İskoçya referandumunun gösterdiği gibi insanoğlunu rasyonel seçim yapınca değerler, inançlar ve kimliklerin önemi ikinci plana itilebiliyor. Ukrayna halkının buna dayanması karşılıklı zarar görülen açmaz (mutually hurting stalemate) durumuna gelinme zamanına kadar olacaktır. Hem Ukrayna hem Putin savaşı sürdürülemez görmeye başladığında ateşkes olabilir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 27 Haziran 2022’de yayımlanmıştır.

Sezai Özçelik
Sezai Özçelik
Prof. Dr. Sezai Özçelik – Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi. American Üniversitesi’nde Uluslararası Barış ve Çatışma Çalışmaları üzerine yüksek lisansını tamamladıktan sonra ABD’de George Mason Üniversitesi’nde çatışma analizi ve çözümü üzerine doktora yaptı. Çalışmaları, çatışma analizi ve barış çalışmaları üzerine yoğunlaşıyor. Rusya, Ukrayna, Kırım Tatarları, Latin Amerika özellikle ilgilendiği bölgelerin başında geliyor.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

1
0
Would love your thoughts, please comment.x